Bahçeli, Anayasa Değişikliğine Destek Veren Ülkücüleri 'Zavallı' Olarak Nitelendirdi

1001Design

330i ///M3 Design
Katılım
28 Eki 2006
Mesajlar
25,561
Reaction score
0
Puanları
0
Konum
Shut up and train!
12 Eylül darbesinin ardından cezaevinde işkencelere maruz kalan ülkücülerin anayasa paketini desteklemesi Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli'yi kızdırdı. Bahçeli, "Biz, kendine eski ülkücü veya eski MHP'li diyerek, gittikleri yerin bir türlü yenisi olamayıp, itibarını bile hala bu kutlu hareketin eskisi ve müsveddesi olmakla övünenlerin tuzaklarına düşemeyiz." dedi.

MHP Ankara İl Başkanlığı ev sahipliğinde Bolu, Düzce, Karabük, Zonguldak, Bartın, Kırıkkale, Çorum, Çankırı, Kastamonu illerinin katıldığı '1. Bölge İstişare Toplantısı' Anadolu Gösteri Merkezi'nde yapıldı. 3 bin 455 kişinin davet edildiği toplantıda konuşan MHP Genel Başkanı Bahçeli, Anayasa değişikliğine destek vereceklerini açıklayan eski ülkücülere sert tepki gösterdi.

TRT başta olmak üzere bazı medya kuruluşlarını, hükümetin arka bahçesi olmakla suçlayan Bahçeli, medya kuruluşlarının telkinleriyle yol alamayacaklarını ifade etti. Aydınlığı kendinden menkul zihniyetlerin ekranlardaki sözde tavsiyeleriyle karar veremeyeceklerini savunan Bahçeli, "Biz, kendine eski ülkücü veya eski MHP'li diyerek, gittikleri yerin bir türlü yenisi olamayıp, itibarını bile hala bu kutlu hareketin eskisi ve müsveddesi olmakla övünenlerin tuzaklarına düşemeyiz. Son günlerde, merkezi Amerika olan bir zihniyetin ülkemizdeki uzantıları ile beslenen işbirlikçileri, milliyetçi-ülkücü hareket için yoğun bir kampanyaya başlatmışlardır. Bunlar, ağızbirliği etmişçesine, TRT ekranlarında birer birer boy göstererek, gazete sütunlarında ardı ardına makaleler yazarak, Milliyetçi Hareketin meseleler karşısındaki duruşunu ve tavrını eleştirme ve yönlendirme yarışına girmişlerdir. Bunlar; partimize mensubiyetleri, kendinden menkul zavallıları bularak konuşturmakta ya da dava arkadaşlarımın geçmişte çektiği çileler üzerinden ağır tahriklerle milliyetçilik ve meşakkat istismarı yapmaktadırlar." diye konuştu.

Türkiye'nin her yönden çok ağır buhran hali yaşadığını, daha kritik bir dönemin de arefesinde bulunduğunu iddia eden Bahçeli, Türk milletinin bekasına yönelik tehditlerin tırmandığını ileri sürdü. Vatanın birliği ve beraberliği üzerindeki risklerin çoğaldığını savunan Bahçeli, vatandaşların kardeşliğine yönelik tehlikelerin arttığını iddia etti.

"Üzerimizdeki gerilim giderek ağırlaşmakta, Türkiye bir kırılmanın eşiğinde durmaktadır." diyen Bahçeli, içinde bulunulan durumun çok zor ve sıkıntılı günlerin beklendiğinin habercisi olduğunu ileri sürdü. Bayrak, vatan, millet, devlet, cumhuriyet, demokrasi, milli kimlik gibi kavramları savunmanın her zamankinden daha önemli olduğunu ve daha öncelikli hale geldiğini iddia eden Bahçeli, şöyle devam etti: "Bu kadar ağır buhranlar içinde çırpınan Türkiye'de artık teferruatlar üzerinde durmak söz konusu olmamalıdır. Milletimizin kaygılarını yaşayanların, geleceğimizle ilgili endişeler taşıyanların, suskun kalması da mümkün değildir. Millet evlatlarının daha fazla sessiz durması, daha fazla göz yumması ve daha fazla ayrı kalması düşünülemez. Gün; kısır tartışmaların günü değildir. Gün; birleşme, bütünleşme, saflarımızı sıkılaştırma günüdür. Bu büyük buluşmanın adresi de bellidir: Kucaklaşmanın adresi, uzlaşma ve huzurun adresi Milliyetçi Harekettir."

AYDINLIK TÜRKİYE PARTİSİ MHP'YE KATILDI

Aydınlık Türkiye Partisi'nin yöneticilerinin ve mensuplarının MHP'ye katıldığını açıklayan Bahçeli, 'yuvanıza hoşgeldiniz' dedi. Parti çatısı altında bulunmayan bütün dava arkadaşlarını da yuvalarına dönmeye çağıran Bahçeli, bundan sonra da artan bir teveccühle Milliyetçi Hareketin giderek büyüyeceğine yürekten inandığını söyledi.

Türkiye'nin tehlikeli bir cepheleşmenin bütün belirtilerini gösterdiğini iddia eden Bahçeli, milletin, sonuçları çok ağır olacak bir kutuplaşmanın bütün işaretlerini verdiğini savundu. Bir milletin bütün fertlerinin aynı düşünmesini, aynı davranmasını, aynı tepkileri vermesini bekleyemeyeceklerini anlatan Bahçeli, "Fertlerin farklı düşünme, farklıyı tercih etme hürriyetlerine saygı duymak durumundayız. Ne var ki bu farklığın sınırı, milletin bölünmez bütünlüğüne kadar dayanmamalıdır. Bu farklı düşünmenin son noktası, devletin varlığının tehlikeye düştüğü yere kadar olmalıdır. AKP zihniyeti bugün, Türk milletini çözmek, Türk devletini bölmek için projeler üreten küresel güçlerle 'kutsal bir ittifak' halindedir. İzlenen nifak politikaları sonucu, milli ve manevi değerler ekseninde çatışma mevzileri oluşturulmuştur. Türkiye karşıt kutupların çekiştiği, sorunlu bir ülke haline getirilmiştir. Türkiye Cumhuriyeti'nin temel harcı olan bütün ilke ve esaslar tartışmaya açılmıştır. Milli devlet niteliğini ve üniter yapısını tasfiye etmeyi hedef alan alçakça bir kampanya başlatılmıştır. Terör ve etnik bölücülükle mücadelede sergilenen acz ve teslimiyet ile ülkemiz, çok ciddi kayma ve sapmanın yaşandığı kritik bir dönemece girmiştir." diye konuştu.

Cumhurbaşkanı'nın İran'a giderken 'iyi şeyler olacak' müjdesi ile başlayan sürecin, 'PKK açılımı'na dönüştüğünü ve ülke için tam bir yıkım halini aldığını ileri süren Bahçeli, bir yıllık sancılı tartışmalarla geçen süreçte beklenen iyi şeylerin bir türlü gerçekleşmediğini savundu.

Analar üzerinden ağır istismarlar yapılmaya, şehitler ve şehitlik, terörle mücadele sorgulanmaya, gazilerin kahramanlığı, korucuların mücadelesinin karalanmaya çalışıldığını iddia eden Bahçeli, ağır kışkırtmalara maruz kalan milletin ayrışması için ne hıyahet varsa sergilendiğini ileri sürdü.

Hükümetin Anayasa değişikliklerinin bir toplumsal ihtiyaçtan da öte bu sinsi niyetin hayata geçirilme çabası olarak görülmesi gerektiğini savunan Bahçeli, "Ve bu maksada ulaşmak için atılacak adımlar, bilinmelidir ki, PKK'nın siyasi gündem ve stratejisinin adım adım ilerletilmesidir. Açılım denen ihanetin anayasaya yedirilmesiyle bölücülüğün meşrulaşması, bölünmenin adım adım gerçekleşmesi için aziz milletimize siyasi bir bedel ödettirilmek istenmektedir. Terörün sözde bitirilmesi için, Türkiye'de anayasal çözüm süreci başlatılmasının iç ve dış odaklar tarafından gündeme getirildiği malumunuzdur. Şimdi de bölücülüğü meşru hale getirme çabalarının, siyasi çözüm maskesiyle anayasa değişikliği çerçevesinde, ilerletilmeye çalışılacağı gerçek olarak karşımızdadır." şeklinde konuştu.

ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ İHTİYAÇ

İddia edildiği gibi AK Parti'nin demokrasi ve demokratikleşme, özgürlük ve özgürleşme, hukuk ve adalet aramak gibi bir inancı ve tasasının bulunmadığını iddia eden Bahçeli, PKK açılımının ambalajının demokratikleşme; Anayasa paketinin gerekçesinin de demokratikleşme olduğunu savundu.

Anayasa değişikliğinin ihtiyaç olduğunu vurgulayan Bahçeli, isteklerini şöyle sıraladı: "Önce ahlaka uygun yöntemlerle, başkalarına saygı gösteren bir anlayışla, farklı düşüncelere kulak veren bir etik yaklaşımla, toplumun tamamını dinleyen bir geniş görüşle, azami uzlaşma kanallarının arayışı ile yapılmalıdır. Bugün bunların ve beklentilerimizin hiçbirisi karşımızda yoktur. Bu, Anayasa değişikliklerine usülden karşı çıkışımızın birinci yönüdür. Diğeri ise önerilerimizin dikkate alınmamasına yönelik itirazlarımızdır. Partimiz baştan beri yaptığı açıklamalarında; Anayasa değişimi için TBMM'nde temsil edilen siyasi partilerden teşekkül etmiş bir 'Anayasa Değişikliği Uzlaşma Komisyonu' oluşturulmasını istemiştir. Değişiklik talepleri üzerinde bu komisyonun mutabakata varacağı maddelerle ilgili 'Demokratik Sözleşme' yapılmasını önermiştir. Ve üzerinde uzlaşılan değişikliklerle ilgili onayın 24. Dönem TBMM'nin iradesine bırakılmasının gerektiğini kamuoyu ile açıkça paylaşmıştır. Ne var ki partimiz, bu uyarı ve önerilerimizde hem karşılık, hem de muhatap bulamamıştır. Bu nedenlerle, bir yerlerde hazırlanmış, sahte imzalı ve eksik metinlerin milletimize 'ya üç günde okursun ya da keyfin bilir' dayatmaları ile sonuç getirmesi mümkün değildir. Böylesi dayatmaları Milliyetçi Hareket kabul etmez. Milliyetçi Hareketin kadroları ise asla uygun görmez, asla destek vermez."

Başbakan'ın maksadının, kafasındaki bölünmüş Türkiye'yi gerçekleştirmek için kendisini önleyecek hukuki engellerin 'birinci Anayasa paketiyle' ortadan kaldırılması olduğunu iddia eden Bahçeli, açılımla amaçladığı yıkım çalışmaları ve projelerinin, şayet birincisini aşabilirse ikinci anayasa paketi ile gerçekleşeceğini ileri sürdü.

Anayasa değişikliğinin Meclis'ten geçmemesi halinde erken seçim yapılacağını savunan Bahçeli, değişikliğin Meclis'ten bu haliyle geçmesinin bile mümkün görülmediğini; çünkü başta kendi partisinin milletvekilleri ikna olmadığını iddia etti. Gidilebilecek referandum ihtimalinde de hayır çıkacağının kesin olduğunu ileri süren Bahçeli, AK Parti'nin hayat bulduğu saha, Başbakan'ın nefes aldığı yegâne alanın toplumu ve değerleri kamplara ayırma, bölme ve parçalama üzerine kurulu olduğunu savundu.

UYANIK OLUN

Milliyetçi Hareketin her ferdinin uyanık olmasını isteyen Bahçeli, "Dışarıdan gelen fısıltılara kulağını kapatmak mecburiyetindedir. Kafası karışmış vatandaşlarımızı uyandırmak zorundadır. Ve her an bir Erken Genel Seçim olacakmış gibi hazırlıklı bulunmalıdır. Ve eminim ki bir karar günü gelirse aziz milletim, tercihini birlikten beraberlikten ve ilelebet kardeşçe yaşamaktan yana kullanacaktır. Bölünmeye, parçalanmaya hayır diyecektir. Teröristle kucaklaşmaya, terörle yaşamaya hayır diyecektir. Açılım denilerek adım adım ufalanmaya hayır diyecektir. Yokluğa, yoksulluğa, yolsuzluğa hayır diyecektir. Devletin daha fazla tahribine vereceği cevap kesinlikle hayır olacaktır. Toplumsal dokumuza, kardeşliğimize vereceği zararların devamına vereceği cevap elbette ki hayır olacaktır. Milli ve manevi değerleri üzerinden yapılan tahriklere vereceği cevap mutlaka hayır olacaktır." dedi. MHP'nin yarın mutlaka iktidarda olacağını savunan Bahçeli, Türkiye'yi ayağa kaldıracağını belirtti.


Bahçeli, Anayasa Değişikliğine Destek Veren Ülkücüleri 'Zavallı' Olarak Nitelendirdi
 
Devlet Bahçeliye boşuna saldırmıyorlar korkuyorlar çünkü Türk Milliyetçiliğinin asıl kimliğine dönüşü demek bunların sonu demektir

. Türk Milliyetçiliğinin Gerçek çizgisi/temeli TÜRKLÜKTÜR, bundan rahatsız olan soysuzların/zavalıların çemkirmelerine aldanmamak gerek.

Devlet Bahçeli ye Laf Yok Helal Olsun ...
 
"Biz, kendine eski ülkücü veya eski MHP'li diyerek, gittikleri yerin bir türlü yenisi olamayıp, itibarını bile hala bu kutlu hareketin eskisi ve müsveddesi olmakla övünenlerin tuzaklarına düşemeyiz."

:thumbup1:

Söz büyüğün,bize su içmek düşer.Bazıları bunu soğuk su manasında algılasalarda,yukarıdaki cümleler değişim ve yeniliğin güzelliklerini göstermektedir.
 
siyaset yaptığını sanıyor ama en yakın seçimlerde boyunun ölçüsünü alacak.. belki meclis dışında kalmayacak ama büyük zarar göreceği aşikar bahçelinin.. Ama inşallah meclise giremez birine bende bi takım elbise ısmarlarım hediye babında
 
Aç tavuk kendini darı ambarında sanırmış :) hadiiiiiii ordannnn...

MHP Tek başına İKTİDAR OLACAK.

ÇATLASANIZDA BU GERÇEK DEĞİŞMEYECEK

Yanlız değilsin BAHÇELİ, Arkandayız yeterki çizgini bozma yeterki ümmetçilerin baskısına boyun eğme yeterki ümmetçilerin tuzaklarına düşme......
 
Şu an büyük ölçüde ülkücülerin birçoğu Parti değiştirme yolunda bu habere göre...
Yazık etti...
 
mhp lilere dediğim yok vatanını çok sevmek kadar güzel birşey olamaz ama mhp nin şu anki politikası bence çok yanlış ve ülkeye büyüz zarar veriyor. ergenekoncular gibi davranıyor...
 
İşkence gören ülkücülerden deklarasyon

İşkence gören ülkücülerden deklarasyon


Anayasa değişikliği paketine toplumun bir çok kesiminden destek gelmeye devam ediyor. 12 Eylül ihtilalinde yıllarca cezaevlerinde yatan ve işkencelere maruz kalan ülkücü hareketin önde gelen isimleri, yeni anayasa taslağına destek amacıyla bir deklarasyon yayınladı.



1980 ihtilalinde idamla yargılanan ve 11 yıl cezaevinde kalan ülkücü camianın önde gelen isimlerinden ve eski Balıkesir Ülkü Ocakları Başkanı Ahmet Ulu da (52) deklarasyona imza atanlar arasında.

Deklarasylon metnini Facebook isimli paylaşım sitesinde de imzaya açan Ahmet Ulu, ülkücü kesimden ciddi destek aldıklarını söyledi.

Balıkesir'de 12 Eylül döneminde idamla yargılanan ve cezaevinde yatan Yusuf Akgül, Ömer Sağdıç, Mehmet Tıkız, Şerafettin Çelik, Osman Yılmazcan ve Sadık Kısır, şimdiye kadar deklarasyona imza atan isimler. "Deklarasyonu yayınlamamızın amacı, yapıcı olan anayasa değişikliğinin bugüne kadar savunduğumuz fikirlere uygun olmasıdır." diyen Ahmet Ulu, 12 Eylül ihtilalinde mağdur olan insanların içinde yer aldıklarını belirterek, ülkücü camianın da değişikliğe mutlaka onay vermesi gerektiğini söyledi.

Yeni anayasa paketinde binlerce insanı mağdur eden geçici 15. maddenin ortadan kaldırılacağını belirten Ulu, "12 Eylül zihniyetinin yargılanması için düzenlemeyi kayıtsız şartsız destekliyoruz. Mağdurlara iade-i itibarlarının verilmesi için bu değişkliğe 'evet' diyoruz. Kendimizi sorumlu olarak görüyoruz. Bunun için böyle bir deklarasyon yayınladık. Bütün arkadaşlarımız bunun arkasında dik durdular. Yakın geçmişte 367'yi başımıza saran Anayasa Mahkemesi'nin kararlarını halkımız biliyor. Yapılan bu değişiklikle 367 gibi garabetler ortadan kalkacak. Geçici 15. maddenin ortadan kaldırılarak bir daha ihtilal yapmaya teşebbüs edecek insanların geçici madelerle kendilerini korur hale gelmesini önleyeceğini düşünüyoruz. Bu nedenle bu deklarasyonun amacına ulaşmasını ümit ediyoruz." dedi.

'YENİ ANAYASAYI DEVRİM GİBİ GÖRÜYORUZ'

Anayasa değişikliğinin, Meclis'ten 367'yi bularak referanduma gerek kalmadan geçmesini bekledikleri temennisinde bulunan Ulu, Meclis'in milletin vicdanına tercüman olarak tarih yazacağını ifade etti.

Halkın iradesinin ortaya koyularak, sivil bir anayasa yapılması gerektiğini anlatan Ahmet Ulu, "Biz, bunu devrim olarak görüyoruz. Bu Meclis, tarihe, sivil anayasa yapan Meclis olarak geçecektir. İnşallah 23. dönem Meclisimiz bunu gerçekleştirecektir.

Deklarasyonu internet üzerinden yayınladıktan sonra arkadaşlarımız bize büyük destek verdi. Bazı çekinceleri olmasına rağmen parti taassubuna takılanlar oldu. Bu maddelerin tamamının Meclis'ten geçmesinde hepimiz hemfikiriz. Çünkü, 12 Eylül'ün mağdurlarıyız. Haksız yere işkencelerden geçtik. Bazı arkadaşlarımız suçsuz yere darağaçlarına gittiler. Sadece ülkücü hareket olarak görmüyorum. O dönemde sağcısı solcusu herkes mağdur oldu." diye konuştu.

Mevcut anayasanın değiştirilerek, 12 Eylül ihtilalcilerinden hukuk önünde hesap sorulmasını istediklerini vurgulayan Ulu, ihtilalin üzerinden 30 sene geçmesine rağmen o günleri unutmadıklarını kaydetti. 12 Eylül gününün kendilerinde çok önemli hatıraları olduğunu anlatan Ulu, takvimlerdeki 12 rakamının bile kalmasını istediklerini söyledi. O dönemden kalma içkence izlerini hala taşıdığının altını çizen Ulu, şöyle devam etti:

"Balıkesir'de 100'ün üzerinde ülkücü hareketin genç insanı bu dönemde bertaraf edildi. Milliyetçi Hareket Partisi'nin hayır kampanyasının içinde yeralarak CHP, İP ve diğer bölücü guruplarla aynı safta bulunmasını anlamakta güçlük çekiyoruz. Geçmişteki mücadelenin hatırı için hiç olmazsa ülkücü hareketin içinde yer almış, kendisine ülkücü diyen insanların bu oylamayla evet demesini bekliyoruz."

ÜLKÜCÜ CAMİANIN YAYINLADIĞI DEKLARASYON METNİ

"Demokratik bir ülkenin, bir darbe anayasası ile yönetilmesi utanç verici bir durumdur. Mevcut anayasa, kaynağını milletten almadığı çin toplumsal ihtiyaçlara da cevap veremez durumdadır. Anayasalar milli mütabakat metinleridir. Toplumun mutabık kaldığı metinler yerine, darbelerin dayattığı metinlerle ülke yönetmek, devletle milleti birbirine yabancılaştırır. Son dönemde yasama, yürütme ve yargı organları arasında krize dönen gerilimlerin arkasında darbe düzenine göre tanzim edilmiş 1982 anayasası vardır. Türkiye bir yol ayrımındadır. Ya darbeleri ilelebet tarihe gömecek ya da darbelerle yaşamaya, öz vatanında esir muamelesi görmeye devam edecektir. Darbelerle hesaplaşmanın yolu, darbecileri sanık sandalyesine çıkarmaktır. Bu bakımdan biz, 12 Eylül uygulamalarının mağduru Türk milliyetçileri olarak anayasanın geçici 15. maddesinin kaldırılması ile ilgili düzenlemeyi ve anayasa taslağında hedeflenen geğişiklikleri destekliyoruz. 12 Eylül mahkemelerinin verdiği kararların tüm sonuçlarıyla yok sayılmasını temenni ediyoruz.

Anayasa taslağını destekliyoruz, çünkü bizi tek parti devletinde gerçek bir demokrasiye götürecek yolun bu tür düzenlemelerden geçtiğine inanıyoruz. Bu tavrımız darbesiz, kavgasız bir Türkiye'den yana olmaktır. Bu tavrımız, milli iradeden, milletin sözünün bütün sözlerin üstünde tutulduğu bir Türkiye'den yana olmaktır. Bu tavrımız, inançlarına ipotek konulan mazlum bir milletin hukukundan yana olmaktır. Bu tavrımız, insan merkezli bir anayasadan, milletin hadimi bir devletten yana olmaktır. Bu düşüncelerle biz, 12 Eylül cuntasının mağduru ülkücüler ve Türk milliyetçileri olarak mevcut anayasa taslağına destek verdiğimizi, bu deklarasyona amza atarak bütün Türkiye'ye ilan ediyoruz." (CİHAN)


İşkence gören ülkücülerden deklarasyon




___________
yukarıda ismi geçen cezaevinde 10-12 yıl yatmış başta Ahmet ULU,Ömer SADIÇ,Yusuf AKGÜL ,Mehmet TIKIZ gibi abilerimizi büyüklerimizi bizzat tanıma şerefindeyim.

Şimdi Muhsin başkan gibi çileyi yudum yudum mamaklarda -buca larda çekmiş bu insanlar,haksız,hain,şu-bu oluyor ,12 eylülde akademik kariyer peşinde koşan sırtına tek cop inmeyen bahçeli ülkücü oluyor öylemi... hadi ordan... Bahçelinin ülkücülük testine tabi tutacağı kişiler olsa olsa yanındaki sonradan olma Tunca toskay gibi tatlı su ülkücüleri olsa gerek... Kimse o mağdur ve çilekeş kimselerin hakkını almasına mağduru oldukları anayasal değişkiliğe karşı aldıkları tavırdan dolayı O ÜLKÜ DEVLERİNİ suçlamaya kalkmasın ,en az onlar kadar çile görsün ondan sonra konuşsunlar... hele bahçeliden ülkücülük öğrenecek değillerdir... baksın işine ,kongrede sandalye sayısına baksın önce , ama havada gezen sandalyelere tabi... görürüz barajın kaç milim altını üstünü geçer bakalım.
 
Keklarasyon bu.

Keklarasyona itibar etmek için kek olmak lazım...
 
İşlerine gelince alperenler gerçek ülkücü diyenler

alın size kendi partinizden bir bakanın alperenlere sözleri

Muhsin Yazıcıoğlu'nun defin iznini imzalamayan Bakan Ertuğrul Günay, Alperenler için yaratık dedi.

Topkapı Sarayı'nda dün dünyaca ünlü sanatçı İdil Biret'in verdiği konseri basan Alperen Ocakları'na Turizm Bakanı Ertuğrul Günay'dan sert tepki geldi. Günay olayı "zavallıların saçma girişimi" olarak değerlendirdi.

Günay, NTV'ye yaptığı açıklamada da, "Türkiye'yi böyle ilkel yaratıkların yönlendirmesine müsaade etmeyiz" dedi. AKP Isparta İl Kongresi'ne katılmak için Isparta'ya gelen Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, gazetecilerin sorusu üzerine, dün gece, dünyaca ünlü piyanist İdil Biret'in şarap firması sponsorluğunda Topkapı Sarayı'ndaki konserinin protesto edilmesi ve sanatçının afişlerinin yakılmasıyla ilgili sert konuştu.

"ZAVALLILARIN SAÇMALIKLARI"

“Türkiye'yi geriye götürmek isteyen zavallıların bu tür saçma girişimlerine kimse müsaade etmeyecektir” diyen Bakan Günay, şunları söyledi: “Basından gördüğüm kadarıyla üzüntü verici bir davranış. Herhangi bir kurumsal kimlik altında böyle saçma bir davranışı kimsenin sergileyebileceğini düşünmüyorum. Oradaki topluluğun ne olduğu hakkında emniyetimiz gereken incelemeleri yapıyor. Türkiye’nin çağdaşlık yolundaki gelişmelerini, ilerlemelerini böyle kasıtlı biçimde engellemeye çalışanlara Türkiye Cumhuriyeti'nin hiçbir makamı hoşgörü göstermeyecektir. Bunu herkesin bilmesini isterim.”

"KONUYU TAKİP ETTİM"

Konuyla ilgili İdil Biret'le görüşeceğini belirten Bakan Günay, “Dün akşam İdil Hanım veya izleyicilere karşı fiili bir olay olmadı. Ama sevimsiz bir girişim vardı. Yakından takip ettim. Telafisi imkansız bir noktaya gelmedik. Fakat böyle bir girişime kalkışılması fevkalade yakışıksızdır. İstanbul Avrupa kültür başkenti olmaya çalışıyor. Türkiye’yi geriye götürmek isteyen zavallıların bu tür saçma girişimlerine kimse müsaade etmeyecktir” diye konuştu
 
Asıl zavallı partisini sola paspas yapan ,öcece ecevit in karşısında hazır ola geçen sonra da baykal ın dümen suyuna giren Bahcelidir.

gayet normal çünkü bahcelinin aile den CHP lidir.Bir CHP linin ülkücülüğü anca bukadar olur
 
Asıl zavallı partisini sola paspas yapan ,öcece ecevit in karşısında hazır ola geçen sonra da baykal ın dümen suyuna giren Bahcelidir.

gayet normal çünkü bahcelinin aile den CHP lidir.Bir CHP linin ülkücülüğü anca bukadar olur


heeeee Bahçeli PAPA öldüğü için Türk Bayrağını yarıya indirdi onun için beğenemediniz çok haklısınız.... yav siz ne Milliyetçi adamlarsınız vallahi takkıyenizden gözlerim yaşardı...


papanızla fetoşunuzla saiti kürdünüzle gelmiş Bahçeliyi Beğenmiyorsunuz.

BEĞENMEYİN ZATEN EKSİK KALSIN....

Emin olun ,Bahçeliye Saldırıldıkça Bahçeliye Olan Sevgim Güvenim bir Kat daha artıyor....
 
helal olsun Bahceliye Ülkücüleri CHPnin emir subayı yaptı. Nerde MHP li varsa CHP hayranı oldu :)
 
Geri
Üst