ykn kullanıcısının son içeriği

Elimde nerden bulduğumu hatırlamadığım bir kağıt ve ucu bitmek üzere olan bir kalem var. İlk defa ne yazsam diye düşünüyorum. Garip öyle değilmi ? Hem de çok.. Belki de hayatımda ilk defa , Kelimeler zihnimde anlamsızlığa boğuluyor.. Oysa ki kelimeleri hangi anlamıyla kullansam diye düşünürdüm...

En zor geceler oluyor. İzlediğimizi izlemiyorum, senin uyuduğun saatlerde uyumuyorum. Olur ya bir rüyada karşılaşma ihtimali… İyi değilim aşkım; Unutuyor gibi yapıyorum. Biriken yaralarımı acıtmasınlar diye hiç kanatmıyorum. Seni de kan tutardı hani.. Bak görüyorsun bunu bile...

Dün gece geçerken şehrinden.. son kez geçtim senden.! sana dair ne var ne yok ise herşeyi savurdum, bir hoyrat rüzgar olup..estim şehrinde son kez.. ellerimde ellerinden kalan izi kanadı kırık bir kuşa sattım.. dün gece şimsek oldum çaktım üstüne.. sevinçlerim zaten yoktu bize dair...

Parça parça olmuş aşkların tedirginliği/nde/yim şimdi. Yalınayak bir sevdanın zifiri korkularından sıyrılma vakitlerini gösterir zaman. Ve ben efkârımı dağıttığım küllerimi savururum kızıl yalnızlıkların alev alev bitişlerine. Tenhalarıma akseder heyula yüzün. Avazı kısılmış bağırışlarının...

İçine; kırgınlıklarımı, Yarım kalmış çocukluk oyunlarımı, Eksik tebessümlerimi, Kaçamak bakışlarımı koyduğum Değersiz kalbimi alıp, Gidiyorum.. Ben Gidiyorum... Tebeşir çizdiğim; Bir yağmurda silinen sınırlarımı aşıp, Tellere takılan uçurtmamı koparıp, Sayfalarca yazılan mektupları yırtıp...

Ağır ağır.. Kırmadan.. İncitmeden düşüyordun kirpiklerimden.. Yavaşça inerken yanağımdan aşağı.. Tüm hıncını alır gibi yanaklarımdan öpüyordun.. Kim için…?Ne için aktığını biliyor musun? diye soruyordum sana.. Hayır diyordun..Ve sana çok kızıyordum ey göz yaşım.. Elimin soğuk kısmıyla...

"... susmaların bir sonbaharı olurmuş meğer, yapraklar candan koparmış, can dipsiz feryatlardan..." Yarım kalmış bir sözüm vardı, dinlemedin... hoyratça hırpaladığın masum zamanlarda küstürmüştün, benim gerçeğimi bir yürek dolusu ağlarken avuçlarında, gözyaşlarımda hiç gizlemedim ki aşkı...

Dokunulmamış düşlerim vardı benim. Kimseye söylemediğim ve kimsenin bozmasına izin vermediğim düşlerim vardı. İçinde sen olan ama senin bile bilmediğin, dokunulmamış, kirletilmemiş, bozulmamış düşlerim vardı. Beni bu kadar mutlu eden onlardı. Sana bakarken masallar yazardım ben, seni...

Yine uzak denizlerden döndü yelkenlim Yine karakış sonrası gökkubene indim, Ben yaralıydım sen bilmezdin. Her bahar esrarlı perdesini sıyırıp bakardım hayatına , Varılamaz bilirdim geçtiğin yollar, Ardından içimde ne güller solardı, Ben kanardım sen bilmezdin...... Hüznün duyulunca...

Yokluğun soğuk bir savaş gönlümde... Seni beklemekten vazgeçiyorum. Uzayan tutsaklığımda,dalgalanan esaret bayrağının altında,dökülen kanda boğuluyor gülüşlerim... Üzerine çığ düşmüş beklentilerimin hareketsizliğinde,umutlarımı birbirine çatıp duruyorum. Kalemimde ölü şairlerden hırsızlama...

Ben, sana; “kırılmamak için” beklerim! .. Ben, sana; “gücenmemek için” beklerim! .. Ben, senden her gelene; “can-baş üstüne” derim! .. ..... Anlatabiliyor muyum? .. Sen, içimde isen; “Ben”sin artık! .. ..... Değil mi? .. Bir şeftali yediğin zaman, yahut bir elma... Veya bir kek...

Uzaklığının bitmez acısı omuzlarımda başlıyor yine meçhule yolculuğum ayılamadığım bedevi bir sarhoşluktur geleceğinin hayali. kapılıp gölgenin esaretine, tutup boşluğunun buz ellerinden yitik adreslerde bu kaçıncı kendimi unutuşum? kaç karabasanı yendim uyku diye yokluğuna daldım hüzün...

Gitmelisin artık limanımdan, öyle bakma ne olur, git… Baktıkça canım acıyor, acı çektikçe seni daha çok istiyorum, seni istedikçe daha çok batıyorum… Git, yüreğin o çocuksu gözlerle bana bakarak yalanlar söylerken düşünecektin gitmenin kolay olamayacağını… Terk et artık benliğimi...

Lise sıralarında adını kazımadım belki, öyle ya askın en tatlısı değilmiydi o zamanlar. hâlâ gülerim.. ya da ilk fırsatta annemi kandırıp sana koşmadım, benim masum sevgi yalanlarımın hiç birinde adın yoktu.. varlığından haberdar bile değildim ki.. aslında yüzünü görebilmem bile mucizeyken...

Sana kızamam ben..... gecikmişliğim senin suçun değil, biliyorum, benim erkenciliğimden.... beni tarih kitaplarında okuyorsun, beni bir geçmiş zaman eki yapıp, en sevdiğin cümlenin sonuna koyuyorsun..... ben seni dünde ararken, sen henüz gelmemiş bir yarında bekliyorsun... Sana kızamam...