‘Türkiyeli’ Alex De Souza

react

Admin
Süper Moderatör
Katılım
18 Haz 2005
Mesajlar
25,237
Reaction score
0
Puanları
0
Konum
an insatiable prsn from hell
alex420.jpg

Hayır, henüz Türk vatandaşı olmadı. Alex De Souza’nın bu konuda bir başvurusu bile yok… Ama Türkiye’yi anlamaya, öğrenmeye ve saygı göstermeye çalışan bir Brezilyalı gibi yaşıyor.

Alexsandro De Souza… Hakkında söylenecek çok şey var Alex’in. Sadece Türkiye liginde en uzun süre forma giyen yabancılardan biri değil, oynadığı her sezona çeşit getiren hatta ligin sonucu belirleyen bir isim oldu. Forma giydiği Fenerbahçe’nin şampiyonlukla sonlandırdığı 2010/11 sezonunda ise futbol jargonumuza yeni bir birim koydu. Spor yorumcuları, futbolseverlerin bir futbolcuyu anlatırken kullandığı “Bir Alex değil…” birimi.

Türkiye’de yedi sezondur oynuyordu ancak Türk vatandaşlığına geçmesi ilk kez bu yıl gündeme geldi. Özellikle 19 Nisan’da Başbakan Erdoğan’ı ziyaret etmesi, Brezilyalı futbolcunun “Türk” olmasının an meselesi olduğu izlenimini yarattı. (Dereyi görmeden paçaları sıvayan Türkiye basını ona bir simi bile buldu: Ali) Yine basında alan haberlere göre başvurusu 3 Mayıs’ta kabul edildi ve Aleks ismini aldı. (Alex, Türk vatandaşı oldu) Oysa aynı gün Hürriyet’in Ankara temsilcisi Metehan Demir, futbolcunun İçişleri Bakanlığı’na vatandaşlık için başvurusunun bulunmadığını söylüyordu. (Zaten “vatandaşlık başvurusu kabul edildi” diyen haberlerde herhangi bir kaynak belirtilmemişti.)

HaberVs’nin edindiği son bilgiler, Alex’in Türk vatandaşlığına geçmek için başvurmadığını doğruluyor. Buna göre Alex, başvuru yapmak için ülkesindeki hukuksal durumu öğrenmek istiyor.

Ancak vatandaşlık konusu bir yana Türkiye Alex’i, Alex de Türkiye’yi fazlasıyla benimsedi. Tatiller dahil yılın tümünü burada geçirmesi, çocuklarının İstanbul’da doğmasını istemesi, dilimizi öğrenmesi, kısacası Türkiyeli bir “vatandaş” gibi yaşaması onu diğer yabancı futbolculardan farklı kılıyor.

HaberVs muhabiri Savaş Yücepur, Fenerbahçe muhabirleriyle görüştü ve “Türkiyeli Alex”i derledi.

Düzenli bir aile yaşamı olan Alex, eşi Daianne ve üç çocuğu ile birlikte Beykoz Konakları’nda oturuyor. Bir insanın anne ya da baba olduğu zaman çok olgunlaştığını düşünen Alex, çocuklarına çok düşkün. Geçtiğimiz sezon, Fenerbahçe’nin diğer Brezilyalılarının karıştığı iddia edilen magazin haberlerinde isminin hiç anılmaması, onlara “mesafeli” durması belki de bu yüzden.

Kendini ülkede “misafir” bir futbolcudan ziyade, Türkiye’de yaşamayı bilinçli tercih eden bir profesyonel olarak görüyor. “Memleket özlemiyle” yanıp tutuşan, her küçük tatil fırsatını bu yönde değerlendiren Güney Amerikalı futbolcuların aksine burada kalıcı bir düzen kurmaya çaba harcıyor.

Daianne ve Alex’in büyük kızı Maria, Alex Fenerbahçe’ye geldiğinde yeni doğmuştu. Çift diğer iki çocuğunu (küçük kızı Antonia oğlu Felipe) ise Türkiye’de doğurdu. Bilsen Koleji’nde eğitim gören Maria’nın Türkçesi kusursuz. Fenerbahçe’nin 6-0 kazandığı Ankaragücü maçı sonrası kameralar karşısında Türkçe konuşan Maria, izleyenleri şaşırtmıştı. Bunun nedeni Maria’nın yabancı öğrencilerle değil, Türk öğrencilerle birlikte eğitim görmesi.

Türkçe konuşuyor, yazıyor

Aslında Alex de Türkçe konuşuyor ve günlük hayatta tercümanı olmadan dolaşıyor. Dost sohbetlerinde akıcı bir Türkçe ile konuşan De Souza, gittiği restoranlarda siparişlerini Türkçe konuşarak verdiğinde büyük bir şaşkınlıkla karşılanıyor. Buna rağmen Türkçe’de bir kelimenin birden fazla anlama gelmesi ve yanlış anlaşılma ihtimalinden çekiniyor ve röportajlarında, Türkiye’ye geldiği günden beri beraber çalıştığı tercüman Samet’in yardımını tercih ediyor. Twitter’da Portekizce’nin yanı sıra Türkçe de yazıyor.

Türk halkı ile Brezilya halkının duygusal yapıda olduğunu ve bu yüzden birbirlerine oldukça benzediğini söyleyen Alex, gittiği her yerde insanlardan tarafından çok sıcak karşılanmasının kendisini çok mutlu ettiğini söylüyor. Türkiye ile ilgili en sevdiği şey insanlar arasındaki samimiyet. Ona göre kendi ülkesinde erkekler genelde karşı cinsle arkadaşlık yapıyor ve kendi cinsleri ile ilişkilerinde mesafe koyuyor ama Türkiye’de iki kadın ya da iki erkek çok iyi arkadaş olabiliyor ve dertlerini paylaşabiliyor.

Deplasman yolculuklarında bile Alex’i gözlüğünü takmış kitap okurken görebilirsiniz. Özellikle tarih ile ilgili kitapları okumaktan zevk alıyor. Nutuk dâhil olmak üzere Atatürk’ün hayatı ve yaptıkları ile ilgili birçok kitap okuyan futbolcu, Mustafa Kemal Atatürk’e saygı beslediğini dile getiriyor.

Elmalı nargile

Hızlı otomobilleri seven Alex’in şu anda bir Lamborghini Gallardo’su var. Aracı her ne kadar bir hız makinesi olsa da trafik kurallarına uyan futbolcu, Türkiye ve Brezilya’nın ortak noktalarından bir tanesinin de trafik terörü olduğunu düşünüyor. Arkadaşları ile birlikte Caddebostan kafelerinde oturup sohbet etmeyi çok seviyor. Zaman zaman zaman nargile uçuyor. Favorisi, kokusunu çok sevdiği elmalı nargile. Bir diğer tutkusu da snowboard. Fırsat buldukça ailesiyle Kartepe’ye gidiyor.

Kebap ve zeytinyağlılar

Alex’in Türk mutfağıyla da arası iyi. Kebabın her çeşidini ve zeytinyağlıları tercih ediyor. Zaman zaman Brezilya mutfağından da yemekler yaptıran Alex dışarıda yemek yiyecekse tercihi Boğaziçi ve balık yemek oluyor. Rahat ve sade giyinmeyi tercih ediyor. Marka takıntısı yok. Türkiyeli sanatçılardan Sezen Aksu’yu seven futbolcunun sinema ve tiyatroya arası çok iyi değil. İzlediği kısıtlı sayıda film, Brezilya’dan getirdiği DVD’ler. Ancak Cem Yılmaz’ın film ve gösterilerini de defalarca izlemiş. Yılmaz ile tanıştığında gülmekten kırıldığını dile getiriyor.

Fenerbahçe Taraftarları söylediğini yapar ve Kadıköy’deki Yoğurtçu Parkı’na onun heykelini dikerse Alex, Türkiye’de aktif spor yaşantısına devam ederken heykeli dikilen ilk futbolcu olacak. Alex bu durumu da yine Türkiye gerçekleriyle açıklıyor:

“Ben bunu hak edecek ne yaptım ki. Türkiye’deki taraftarlar futbolu adeta bir din gibi görüyor!”

 
Geri
Üst