Çok direnecekler ama boşuna..!!

T

Banned
Katılım
8 May 2006
Mesajlar
3,665
Reaction score
0
Puanları
0
Konum
İnna lillahi ve inna ileyhi raciun
Çok direnecekler ama boşuna




Beklediğim gibi oldu: 'Anayasa değişmesin' demeye dilleri varamayanlar, işi yokuşa sürmek için bin dereden bin su getirmeye koyuldular.

Kimisi, 'yeni anayasayı bilim adamları yapmalıdır' buyuruyor.

Taslağı yazan Profesör Doktor Ergun Özbudun aslında kasap çıraklığından gelme, boş zamanlarında da semt pazarında çakmaklara gaz dolduran bir adam olduğu için, haklılar!

Şaka bir yana, demek istedikleri şu : Sıddık Sami Onar ya da Hıfzı Veldet Velidedeoğlu gibi 'onların kafasında' bilim adamları yapsın da yeni anayasada da bürokrat sultası hiç dokunulmadan kalsın!

Kimisi kurucu meclis diye tutturdu.

Bir kurucu meclis toplamaya hiçkimsenin yetkisi yok, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin de yok! Taslağı kim yazarsa yazsın sonunda kabul ya da reddedecek tek merci olan TBMM Anayasa Komisyonu yetkilerini başka bir topluluğa devrederse gırtlağına kadar suça batmış olur! TBMM'nin dışında ve üstünde ayrı bir meclis toplamaya kalkışan, idamlık olur, idamlık!

Kimisi de uzlaşma istiyor. Osmanlıca deyimiyle, mutabakat...

Uzlaşma aramak, konuyu yokuşa sürmenin en kestirme yoludur. 'Encümene havale etmek' gibi bir şey...

Toplumun en geniş kesimlerinin katılımı, falan filan... Bunlar parlak ama içi boş laflardır. Dünyada olsun Türkiye'de olsun, tarih boyunca hiçbir anayasa, toplumun en geniş kesimlerinin katılımıyla falan hazırlanmamıştır. Halkoyuna sunulması ya da sunulmaması apayrı bir konudur.

CHP mi AKP ile uzlaşacaktır yeni bir anayasa için, yoksa MHP mi? Güldürmeyin beni...

Uzlaşma yaygarası, işi 'yatırmanın' en fiyakalı kılıfıdır.

Burada en hazin durum da, solcu geçinen birtakım zavallıların, sırf iktidara karşı çıkmak için, dikta anayasasını canla başla savunmaya başlamış olmalarıdır. 12 Eylül kazığını yiyenlerin Kenan Evrenci kesilmeleri, bir ibret vesikasıdır.

Gerçi 'eski sosyalistin faşist olması' geleneği, faşizmin babası Benito Mussolini tarafından temelleri işin en başında atılmış olan bir gelenektir ama, Mussolini'de bulunmayan 'utanma' duygusunun hiç olmazsa bizimkilerde olduğunu sanırdım...

Bana küfür etmeyi sürdüreceklerdir, ben de rezilliklerini her fırsatta yüzlerine çarpmayı sürdüreceğim.

Etkili olamayacaklar: Kendi gazetelerinin okur sayısı kadar yer yakıyorlar. Seçim öncesi çevirdikleri dolaplar ve yazdıkları yalanlarla ne sonuç alabildilerse, bu konuda da aynı sonucu alacaklardır. Yani, hüsran.

Zarar yok, para kazanıyorlar!

Bir de şunu çok iyi biliyorlar: Türkiye, günün birinde Avrupa Birliği'ne girebilir mi giremez mi belli olmaz ama, 1982 Anayasası'yla asla giremeyeceği kesindir!

Dolayısıyla kendilerinden ricam şudur: Baklayı ağızlarından çıkarsınlar, erkekçe 'anayasa değişmesin ve de Avrupa Birliği'nden vazgeçelim' desinler. Saygı duyarım. Ama hokkabazlık etmesinler.

Bu işin sonunda ne olacağını da size şimdiden söyleyeyim:

Her kafadan bir ses çıkacak, ortalığa kırk sekiz çeşit anayasa taslağı dökülecek, gazeteler bunları çarşaf çarşaf yayınlayıp ahkam kesecekler, hükümet bunlara aldırırmış görünerek ya da görünmek gereğini bile duymayarak kendi bildiğini okuyacak ve sonunda hükümetin dediği olacaktır.

Cumhurbaşkanı seçiminde başka türlü mü olmuştu?

ENGİN ARDIÇ AKŞAM
 
oportünist bir adamın yazısıda bu kadar olur. uzlaşmayı yokuşa sürmek olarak tanımlamış. pehhhh. daha bu adama söylenecek söz, yazılacak yorum yok.

EDİT: ***************************************
 
Herkes Yorum Yapiyor

yeni anayasada türban hizmet alana serbest hizmet verene yasak yani okullarda öğrenciler isterse takabilecek ....Dikkat yeni ilköğretim kurumları yönetmeliğinde değişiklik yapıldı...

Resmi Gazete Tarihi: 27.08.2003 Resmi Gazete Sayısı: 25212


ALKOL VEYA BAĞIMLI MADDELERİ KULLANMAK VEYA BULUNDURMAK CEZA YAPTIRIMI GEREKTİREN DAVRANIŞ OLMAKTAN ÇIKARILMIŞTIR.


Eski hali:

Madde 109 — (c) 16 numaralı alt bent: Alkol veya bağımlı maddeleri kullanmak veya bulundurmak, başkalarını kullandırmaya teşvik etmek.

Yeni hali:

Madde 109 — (c) 16 numaralı alt bent: Başkalarını, alkol veya bağımlılık yapan maddeleri kullanmaya teşvik etmek.

Yorum: “Alkol veya bağımlı maddeleri kullanmak veya bulundurmak, başkalarını kullandırmaya teşvik etmek.” Hükmü “Başkalarını, alkol veya bağımlılık yapan maddeleri kullanmaya teşvik etmek.” Şeklinde değiştirilmiştir.

Aynı maddenin Kınama yaptırımı gerektiren davranışları düzenleyen birinci fıkrasının (b) bendinin 6.alt bendine göre; “okulda ya da okul dışında sigara içmek” ceza yaptırımı gerektiren davranış kapsamında iken “Alkol veya bağımlı maddeleri kullanmak veya bulundurmak” ise ceza yaptırımı gerektiren davranış olmaktan çıkarılmıştır.

BU NE PERHİZ BU NE LAHANA TURŞUSU
ACABA NE YAPYIKLARINI BİLİYORLAR MI ??

(Değişik ibare:RG-20/08/2007-26619)
 
Bir gün bunlara biri dur diyecek ama o zamanda olan gene ülkemizin imajına olcak.
 
incubus84' Alıntı:
Taslağı yazan Profesör Doktor Ergun Özbudun aslında kasap çıraklığından gelme, boş zamanlarında da semt pazarında çakmaklara gaz dolduran bir adam olduğu için, haklılar!

Lafi iyi koymus ya :D:D
 
Anayasa meselesini düşünürken, bir şey aklıma takıldı.
Anayasamızın, bazı maddeleri “Değiştirilemiyor”
Daha doğrusu bu maddelerin “Değiştirilmesi teklif dahi edilemiyor”
Bunun nedeni, Cumhuriyet’in kurucu ruhunun korunması.
Anayasa’da değişiklik çalışması yapan ekip, bu maddelerden birinde değişiklik yapılmasını öngörüyor.
Be “Değiştirilemez” maddedeki “Değişikliğin” içeriğinin önemi yok.
Önemli olan durumun mevcut Anayasa’ya aykırı olması.
Mevcut Anayasa’ya göre oluşturulmuş ve gücünü Anayasa’dan alan bir Meclis, Anayasa’nın değiştirilemez maddesini, Anayasa’ya aykırı olarak değiştirmeye hazırlanıyor.
Burada bir garabet yok mu?
Anayasa’ya göre “Değiştirilemez” denilen bir şey nasıl “Değiştirilebilir?”
Bunun bir müeyyidesi yok mudur?
Bu müyyedeyi kim uygulayacaktır, Anayasa’yı kim koruyacaktır?
Eğer değiştirilemez maddeler bu kadar kolaylıkla değiştirilebiliyorsa, o maddelerin değiştirilemez olmasını Anayasa’ya yazmanın ne önemi kalıyor?
Değiştirilemez maddede yapılan değişikliğin içeriğinin maddenin ruhunu değiştirmiyor olması da çok önemli değil.
Değiştirilemezse, değiştirilemez demektir.
Değiştirilemez denilen değiştirilebiliyorsa, bugün “Önemli” olmayan bir değişiklik yapılır. Yarın da “Çok önemli” bir değişiklik yapılmasının önü açılır.
Bence bu Anayasa değişikliği yapılamaz.
Yapılması girişimi Türkiye’de çok büyük bir tartışma başlatır.
Anayasa, Anayasa’ya aykırı bir biçimde değiştirilirse, Türkiye’de bir Anayasal düzen kalmamış demektir.
Anayasal düzen olmayan bir yerde her şey olabilir.


Fatih Altaylı

Nede güzel açıklamış . pkk'lılar mecliste , Bunun adı Demokrasi , Atatürk ilke ve İnkilapları anayasadan çıkartılmalı diyen şahıs mecliste , Demokrasi .
Daha ne demokratik anayasadan bahsedip anayasa değiştirmeye çalışıyorlar .
Bu '' Sivil '' yada '' Demokrat '' bir anayasa değil olsa olsa akp iktidarının hazırlattığı ve Cumhuriyet'în temel değerlerini yok etmek için hazırlanan anayasa .
 
ishynum846' Alıntı:
Lafi iyi koymus ya :D:D
Burdaki amacımız birbirimize laf koymak(tabir için özür dilerim) değil düzeyi bozmadan tartışmak ve paylaşmak.



Konuya gelirsek en çok garip gelende sivil Anayasa mantığı?
Bu anayasa sivil iradeyi yansıtmıyormuş !
İyi de; 1982 Anayasası, referandumla yüzde 92 kabul oyu almıştı? O zamanki ahali sivil değil miydi? Bunca oy sadece kışlalardan mı verildi?
Neden konuyu dolandırıp dururlar anlamam ki? Şunu açık açık; “Biz ikinci cumhuriyetçiler yada eskinin sosyalistleri, günümüzün liberalleri yada AB ve ABD sevdalıları, bu anayasayı delik deşik edeceğiz, haklar özgürlükler, katılımcı demokrasi falan hikaye” deseniz, o zaman çok gerçekçi olacaksınız…

Siyasiler, zaten uyum yasası bahaneleri ile anayasayı kuşa çevirmediler mi?
Polis görevini yapamaz olmuştu unuttunuz mu?
Gözaltı süreleri kısıtlı?Neden? Çağdaş olacağız ya?
İyi de; İngiltere'de bir suçlu günlerce gözaltında tutulabiliyor? Bu İngiltere hayranı olduğunuz AB üyesi değil mi ki?
301. Madde güya kalkmadı ama, Türklüğe, Türk Devletine, Atatürkçülüğe, Atatürk Milliyetçiliğine, Devlet Adamlarını hakaret hatta küfür serbest değil mi?
Sizin anayasanızdaki din mantığına Diyanet İşleri Başkanı bile isyan ediyor…
Ama; BOP'un Bush'u da böyle istiyor. Adı da Ilımlı İslam…
Bu ılımlı İslam kavramından çıka sonuç şudur; büyük çoğunluğumuz Müslüman olacak, ama dinini tam öğrenemeyecek, öğrenmek isteyenler kendilerine uygun birer cemaat bulacak, “Müslümanım Elhamdülillah” demek kafi olacak, ibadetlerini ve İslâm'ın güzel ahlakını çok iyi bilmesen de Müslümanlığın geçerli ve yeterli olacak…
Tam Müslüman olup ta çağdaş batının başını ağrıtmaya gerek kalmayacak…Budur işte ılımlı İslam…
Okullarda Kürtçe okutulması işini de hale yola koyuyorsunuz. Eksik yapıyorsunuz, bunun içine Rumca, Ermenice ve İbranice okutulmasını da serbest edin , sonradan ilave etme zahmetine girmeyin…
Atatürk İlke ve Inkılaplarını da çıkartıyorsunuz, çok güzel… Neyin ve kimin ilkelerini koyuyorsunuz? Kapısında süründüğünüz AB Anayasasının ilkelerini mi?
Milletvekili dokunulmazlığı sınırlandırılacakmış… Bu da ılımlı dokunmak herhalde…
Ya dokunursunuz, ya da dokunmazsınız… Sınırlamak ta neyin nesi??? Kaldırsanıza.Yüreğinizi alkışlasın bu millet? Kaldıramazsınız? Neden?
Gül'ün bile dosyası var yargıda bekleyen…
Milletvekilinin yargılanmasına TBMM karar verecekmiş…
Buna ılımlı yargılama demeyelim artık, bu tam bir fiyasko, komedi…
Dokunacağınız vekil iktidar parti vekili olursa, nasıl kıyıp dokunacaksınız?
Katılımca demokrasiyi memur kılacaksınız öylemi bir de?
Peki ben nereye nasıl katılacağımı sizden mi öğreneceğim?
Önce Siyasi Partiler Kanununu değiştirsenize?…
 
sedapinar' Alıntı:
Burdaki amacımız birbirimize laf koymak(tabir için özür dilerim) değil düzeyi bozmadan tartışmak ve paylaşmak.


Ne ben burada baskasina laf koydum ne baskasi bana koydu ne de
herhangi bir iki user arasinda laf koyma vakasi yasanmadi.
Yazi icinde bir kesimin diger bir kesime konan lafi var.
O iki kesimde bu forumda user olmadigina gore buradaki
amacimizi ihlal ettigini zannetmiyorum.

Yani duzeyi bozmadan tartisalim diyorsun ama kullandigin tabirler..


sedapinar' Alıntı:
Kapısında süründüğünüz AB Anayasasının ilkelerini mi?

ile bu ulkenin yarisinin oyunu almis bir iktidari sucluyorsun ve boylece
bu ulkenin yarisini surunmekle sucluyorsun.

Her neyse, merak etme duzeyi bozan birilerini uyarmak ve onlara
ceza vermek icin sayin a.modlarimiz, modlarimiz ve smodlarimiz
her zaman tetiktedir.
 
1982 anayasasını savunan arkadaşlar anaysanın hangi şartlarda kabul edildiğini biliyorlarmı da halkın o anayasayı istediğini söyleyebiliyorlar..

Ayrıca bırakın buna yine halk karar versin referandumda..Bir çok kişi seçimden önce de konuşmuştu da hüsrana uğramıştı bari bu referandumda erken konuşmayalım.. ;)

Ergun Babahan ın yazısından alıntı:

12 Eylül darbesinin ürünü anayasayı destekleyenler bu metnin büyük çoğunlukla kabul edildiğini savunuyor.
O günün koşullarında, ret oyunun rengi olan "mavi"nin yasaklandığını, gazetelerin ve gazetecilerin "mavi" yüzünden başlarına neler geldiğini hatırlamıyorlar.
Güdümlü bir ortamda, tartışmaya açılmadan yapılan bir referandumdu o.
Eğer halk hâlâ o anayasaya sahip çıkıyorsa zaten sorun yok.
Çünkü bu Meclis'in kamuoyuyla tartışıp hazırlayacağını umduğumuz anayasa da halkoyuna sunulacak.
Halk, mevcut anayasa ile önüne konulan yeni anayasa arasında bir tercih yapacak.
Kararı verecek olan, ilkini büyük çoğunlukla desteklediği söylenen halk.
Bu aşamada yapılması gereken, sağlıklı bir tartışma ortamı yaratıp yeni anayasayı mümkün olduğunca geniş bir katılımla hazırlayabilmek.
Son noktada kararı verecek olan zaten halk. Alınacak bir rövanş varsa, halk alacak.
 
ulke bizim vatan sizin bayrak bizim mi?

arkadaslar sanirsam genetik olarak bi bozukluk var bizde; niye tartisiyoruz ki...?

arkadas %47 almis ne guzel de bu insanlar al bunu istedigin gibi cikar yap et mi diye mi vermis oyunu??

Sadece yeni tasarının birinci kismindaki Egemenlik bolumu yani 5. madde 4. fikrayi okuyun yorumlayin ne demek istedigini?

"Milletlerarası ve milletlerüstü kuruluşlara üyelikten kaynaklanan sınırlamalar saklıdır."

Egemenlik Kayıtsız Şartsız Milletin degil miydi?
 
FortMin0r' Alıntı:
Ülkenin yarısının oyunu almış... peki akpye oy verenlerin % de kaçı okuma yazma biliyor... peki akpye oy verenlerin %de kaçının şu an AKPnin planından haberi var? peki akpye oy verenLerin %de kaçı AKPnin çıkaracağı anayasanın içeriğini bilerek oy verecek? AKP ye oy verenlerin %de kaçı çıkar peşinde değil veya parayLa verilmiş oy değil... ( demek istediğim satılık halk değil yanlis anlasilmasin... okuma yazma duzeyi 5-4. sinif olan ulkede dogaldir... )
$ükürLer oLsun ki Güzel İzmirim haLa emin ellerde... bir de dior AKP izmiri alın.. alırlarsa sasmam her yıl bolu kadar göç alan bir il. hesap edelim... göç yaklasik 100000 ise AKPden 20-30 tonluk kömür yardımı ile AKP 100000 oy alabilir ... pekte sasirmamali.. Hm...

Iste senin destekledigin kesim bunun gibi, asagilayici, kucuk
dusurucu, bilgisiz, gobegini kasiyanlar tabiri gibi ucuz hesaplarin
pesinde oldukca iktidara hic bir zaman gelemiyecektir.

Konu hakkinda yorumun varsa yaparsin. Userlar arasi atismak icin acilmis
bir platform degil. Senin ne kadar bilgin var ki AKPye oy verenlerin hangi duzeyde
egitim aldigini hangi duzeyde planlarindan haberdar oldugu hakkinda yorum
yapabiliyorsun? ELinde hangi kanita dayanarak bunlari soyluyorsun. Bana
kartel agziyla konusup da demagoji yapma lutfen. Bu kadar komik ve ezik bir
anlayis tarzi olur mu Allah askina? Ne yani ulkenin yarisi cahil mi? Ya da 2002den
bu yana ulkede okuma yazma orani dustu de mi AKP oyunu arttirdi.
Birakin bunun gibi asagilayici taktikleri. Senin halkin orada oy verdi. Destek verdi.
Secti. Halkin iradesine saygi duy. Kimse cahil degil. Televizyondaki kanallarin
bir kac tanesi haric hepsi Anti-AKP propogandasi yapti. Senin o cahil halkin
kitap okumaz, planlari arastirmaz, sabahtan aksama kadar TV seyreder. Ama
napsin iste TVdeki AKP iftiralarina kanmadilar..


Biri komure baglar, biri cahilligie baglar, biri dine baglar.. Bunun gibi seyleri
demeniz dogal. Demokrasiyi hazmedemeyenler simdi kalkip halka da laf atarlar.
Merak etme. Izmirde hic beklenmedik bir oy artisi aldi AKP. CHP ile neredeyse
ayniydi. Senin teorin tutuyor. Cahiller, habersizler, okuma yazma bilmeyenler doluyor
izmire bu yuzden izmirde AKPnin olacak. Turkiyenin yarisi cahil olmus bak halimize..

Diyelim ki dediklerin dogru. AKP ye oy verenlerin hic biri okuma
yazma bilmiyor. Bunun yadirganmasi ne kadar dogru birseydir ki dostum?
Okuma yazma bilmemek parti sempatizanligi yapmak, destekledigin partiye oy
vermek gibi vatandaslik haklarini elden mi aliyor? Onlarin destegini almis partiyi
asagilama hakki mi veriyor?

Hic yakistiramadim Fort sana..
 
[ile bu ulkenin yarisinin oyunu almis bir iktidari sucluyorsun ve boylece
bu ulkenin yarisini surunmekle sucluyorsun.

Her neyse, merak etme duzeyi bozan birilerini uyarmak ve onlara
ceza vermek icin sayin a.modlarimiz, modlarimiz ve smodlarimiz
her zaman tetiktedir.
[/QUOTE]
Evet iktidarı suçladım yine de suçluyorum ama halkı değil.Zaten bu da yazıdan kolayca çıkıyor.Milletime asla hakaret etmem bende o milletin bir parçasıyım.
AB'ye uyum adı altında Travestilere,Gaylere,Lezbiyenlere DERNEK AÇMA izni verilmedi mi?O insanları asla küçümsemem Allah korusun ama Ülkede hakları korunacak tek onlar mı kalmıştı?AB uyum yasaları uğruna her türlü tavizi vermesiyle milli egemenliğimiz tehdit altında kalmadı mı?
Polisin elinden yetkileri alındı önce sonra baktılarki olmadı geri verdiler.Savcılarımız artık tutuklamaları geri çevirmesinler diye hakimlerin gözüne bakar olmuş elleri kolları bağlı.
Netice itibarıyle yabancılara 1,5 milyon hektar arazi satmışız nasıl hemde mülkiyetiyle deniz kenarındaki en iyi yerler urfada GAP çevresindeki topraklarımız, Tüm bunları sözde avrupa birliğine uyum sağlamak adına yapmışız Buyrun Petkimin satışı altından Büyük Ermenistan hayali olan muhterem(!) bir ermeni kardeşimizle kocaman bir yahudi şirketi çıktı,Satarken bunu bilmiyorlar mıydı? tabi tabi bilseler satmazlardı.
Unutmayın : Avrupa birliğine uyum yasaları altında sattığımız bu topraklar üzerinde şehitlerimizin atalarımızın ecdatlarımızın kanları var.Dünya üzerinde her yerde mülk edinebilirsiniz ancak arsasının değil kullanım hakkını satın alırsınız.Yurt dışına çıkarken pasaportlarınıza damga vurulur mülk edinmeleri yasaktır diye .Dünyada toprağını arazisini mülkiyet olarak satan iki ülke vardır birisi biz Türkiye.Diğeri ise FİLİSTİN.Uluslararası anlaşmalara göre bir toprakta %30 azınlığını sağlayan devlet o topraklara kendi polisini koyup asayişi sağlayabilir .
AKP, Türk milletini çıkardığı sanal AB sürecine Kıbrıs'ı feda etmedi mi?
Zinayı TCK’dan suç olmaktan çıkardılar.
Ders kitaplarında ayetlere sansür koydular.Cami ifadesini kanunlardan çıkarıp, yerine ‘ibadethane’ ifadesini koydular ve böylece apartman kiliselerin ve misyonerlik çalışmalarının önünü açtılar. Ezanın sesinin kısılmasına dair genelge yayımladılar.Kur’an öĞrenimi yasağını TCK’ya koydular. Dedelerin, ninelerin bile torunlarına Kur’an öğretmesini yasak saydılar.“Namus borcumuz” dedikleri başörtüsü yasaĞının kalkması için dört yıldır hiçbir adım atmadılar. Leyla Şahin davasında AİHM’ne verdikleri savunmada, başörtüsünün karşısında yer aldılar. AKP döneminde başörtülü hastaları hastaneler kabul etmedi.. ‘Allah indinde tek din islamdır’ ayetinin Cuma hutbelerinde okutulmaması için din görevlilerine tebliğde bulunuldu.
Domuz eti ilk kez Tarım Bakanlığı gıda kodeksine dahil edildi. Böylece kasap reyonlarında domuz etinin satışı yasallaşmış oldu. Domuz çiftlikleri teşvik kapsamına alındı.
Dinlerarası diyaloğun hamiliğine soyunup, dinler parkı, dinler bahçesi projelerini hayata geçirdiler.
1 Mart tezkeresini hazırladılar, bir genelgeyle havaalanı ve limanları Amerikan ordusunun kullanımına açtılar. Böylece Bush’un ‘Haçlı seferi’ olarak tanımladığı işgal operasyonlarının bir parçası oldular. İsrail’in güvenliği için ve İsrail’in talebiyle kamuoyuna rağmen Lübnan’a asker gönderdiler.
Yüzlerce kilise ve manastır Avrupa Birliği finansmanıyla restore ediliyor, Doğu ve güneydoğu adım adım misyonerlik kıskacına sokuluyor…
AB yolu buradan geçer, dediler... BOP’un cazibe merkezi olaca ğını söylediler... Misyonerlerse şimdi Diyarbakırlı çocukları Hıristiyan yapıyor…
Bütün bunları halk mı yaptı?Halkın suçu neydi?Türk halkı AB değil geçim derdinde kim sordu halkın fikrini.%47 AB için vermedi oylarını.
Konudan dışarı yeterince çıkıldığı açan kardeşimden kendi adıma özür dilerim. son kez söylüyorum.Artık cevap vermiycem.AB,İMF,AİHM kapılarında şeffaat arar hale geldik.Karikatürlere konu olduk.Ben ülkemi bu hale düşürenlere hakkımı helal etmiyorum.
 
Sevgili Devlet'im;

Şefkatli kelepçelerinle sarıp sarmalayıp bizi polis arkadaşların önüne attığın günden beri bu mektubu yazmayı kafaya koydum.

O gün kendilerine de söylemiştim;

"Devletin sağ eli sol elini kovalıyor; siz çeteyi yanlış yerde arıyorsunuz"

diye ama tabi dinleyen olmadı. Terörle Mücadele'deki arkadaşlar, evrakla mücadele etmekten, olaya tepeden bakma yetisini hayli yitirmiş bir şekilde, uğraşıp durdu bizimle.

İçerdeyken; içindeki düğümleri çok daha net bir şekilde gördüm.

Hele o ifademin alındığı odanın duvarında asılı

"Etnische Minderheiten im Landlischen Raum"

başlıklı, Almanca, "Türkiye'deki Etnik Gruplar" haritası yok mu...

Alman istihbaratının Türkiye'nin etnik haritasını en ince noktasına kadar çıkardığının belgesi önünde "çete ifadesi" vermek...işte bana bu çok koydu...

Bu; gazetelere , "çeteciler Alman istihbaratına çalışıyor" mealinde haberlerin sadık muhabir arkadaşlar üzerinden servis edilmesinden yaklaşık 1 ay önceydi.

Sonra sırasıyla İsmail Yıldız, Ergün Poyraz, Emin Şirin derken; herkes de net olarak gördü ki, "çete" bahane...

Ey Sevgili Devlet;

Alman istihbaratının etnik haritaları asılı olduğu ofislerde, memurların çoğu zaman kahramanca, çokca yorgun ve bazen kendince çalışırken, senin çok daha derin bir operasyon üzerinde yoğunlaştığını farkettim...

Tayyip Erdoğan'ın "%34'den düşük alırsam bırakırım" dediği gün bu operasyonu farketmediğim için kendime çok kızdım.

Neticede ; Tayyip Erdoğan gibi bir adamın bu cümleyi, kendisine çok sağlam - sıfır risk - bir garanti verilmesi dışında söylemeyeceği ortada.

Bir de üstüne üstlük;

bir hafta önce, aksini iddia edenleri; "AKP %40'ın üzerine çıkamaz" diye azarlayan Tarhan Erdem'in, Radikal'in %47 manşetine konu olan araştırmasını görünce sinyalin çok net olduğunu görmeliydim.

Müttefik bellediklerinle, Türk siyasetini Merrill Lynch etme pahasına; Türk Devletini dönüştürme projesine memur ettiğin Tayyip Erdoğan'ın "toplumsal meşruiyet" zeminini bütün mantık ve izan ölçüleri üzerine taşıdın.

Zaten Genelkurmay'ın verdiği destekle %40'a varacak bir partiyi, %47'lere; daha doğrusu toplumsal psikolojide;

"iki kişiden biri"

noktasına taşıman; ilerde senin de farkına varacağın üzere, gereksiz ve yersiz bir hamle oldu.

Ortalık; seçim hileleri ile ilgili haberlerden ve gün be gün artan belgelerden geçilmiyor ama neyse ki stoğunda Deniz Baykal ve Deniz Bahçeli gibi lider süsü verilmiş iki "devlet adamı" var da;

kendilerine çizilen resmi muhalefet sınırları içerisinde konuyu gündeme bile getirmiyorlar.

Anıtkabir'e gidip "Atam" şovları yapmak, Meclis'te İ.T.'in avukatlarının elini sıkmak yetiyor da artıyor bile.

O yüzden en önemli kalelerinden biri olan YSK'nın dijital labirentlerinde neler döndüğünün ortaya çıkarılmasından zerre çekinmiyorsun.

Altına imza attığın anlaşılan Dönüşüm Projesi'nin en temel direğini çatma zamanının geldiği bu noktada, bu işe memur ettiğin AKP'nin %47 gibi bir toplumsal bir meşruiyet zeminine oturtulup, tek parti iktidarının "halk hareketi" olarak yutturulması senin için herşeyden daha önemli.

Bu arada ilginç bir mantıkla; AKP'yi tek parti konumuna getirirken; gerçekleştirdiğin Meclis Mühendisliği ile , Meclis'e de tadında bir çoğulculuk havası katıyorsun...

"Milliyetçiler" orada, "Kürtçüler" orada, hatta bir tutam da liberal sol atmışsın ki,

bugüne kadar toplumu şekillendirmede sana büyük hizmetleri geçen Beyoğlu/Bahçeşehir liberal solcuları da, sistemden nasiplensin.

Bu tabloda en büyük hatan; eninde sonunda ortaya çıkacak SEÇSİZ "back-door" rezaleti değil.

Bu tabloda en büyük hatan; ülkenin gelip tıkandığı noktada, çözümü yine temsiliyet/teslimiyet dengesi üzerinden çözebileceğini zannetmen.

Yüzyılın başında yaptığın hatayı, 2000'lerin başında yeniden tekrarlıyor olman.

Hatırlarsan; o günlerde de Yıldız Sarayı-Abdülhamit gerçeği varken bir Meclis yarattın...

Rum'u; Ermenisi; Boşnak'ı, Arnavut'u....

O günlerde de, Osmanlı'yı hedef alan emperyal dalgayı temsiliyet sorunu ile çözebileceğini düşünüyordun.

Sonunda temsiliyetle teslimiyet arasında bocalayıp, onbinlerce evladını müttefiklik adına cephelerde harcayıp, ne demokrat olabildin, ne de hükümdar; ne rejimini koruyabildin, ne de geleceğini...

Yeni bir kırmızı hat çektin tarihe ve çekildin son kalene...

Şimdi o son kalede tehdit altında ve yüzyılın dersini hala almamış bir şekilde; yine temsiliyet sorununu çözerken, teslimiyette bir denge tutturmaya çalışıyorsun...

Yine bir tarafta kendini padişah zanneden Tayyip Erdoğan'ı %47 ile rehin alıp, Yıldız Danışmanlarından bir sanal saraya hapsederken;

gözüne Anadolu'ya kestirmiş emperyalizmi Meclis Mühendisliği ve bini bir para tavizlerle doyurmaya, sakinleştirmeye çalışıyorsun.

Yanılıyorsun Sevgili Devlet'im; yine çok fena yanılıyorsun...

Aynen 1900'lerin başında olduğu gibi; çözümü yine sana sunulan parametreler içinde bulmaya çalışıyorsun.

Bu emperyalizmi; temsiliyeti

"boşnak asıllı kürtçe konuşan sünnet olmamış ortodoks vejeteryan gaylere"

Meclis'te sandalye kotası açsan bile; teslimiyeti de;

"suları sattık; sınırları da özelleştirelim"

noktasına getirsen bile doyuramazsın. Anayasa'yı Özbudun'a değil, bizzat Kissinger'a hazırlatsan bile dinmez bu hayasız furya...

Tayyip'i; Diebold'un ortağı IBM'in sistemleri üzerinden %47 değil, %77'e bile taşısan bile meşruiyet kağıt üzerinde kalır...hem de Wall Street Journal'ın kağıdı üzerinde...

ABDullah Gül'ü Güneydoğu'da il il değil, sokak sokak da dolaştırsan ;

bırak oruç bozmayı askerle her gün aynı koğuşta da yatırsan ; çoktan yabancı istihbarat örgütlerinin oyuncağına dönmüş medyan üzerinden bunun psikolojik meyvesini olsa olsa bir ay yersin...

Kendisi sol sayan Ufuk Uras'la; Güneydoğu'daki feodalitenin ağa babası Ahmet "Türk"'ü "demokrasi karesinde" birleştiren bu çarpık sürecin Gordion düğümünü ne ellerinle, ne dişlerinle asılarak çözemeyeceğini....

Gör artık!

İstersen bizi her gün Alman istihbaratının etnik haritaları önünde sorgula...

Hatta İngiliz sicimini geçir boynumuza...

Ama her yüzyılda bir soyunduğun bu dönüşümün seni, dolayısı ile bizi yine kurtaramayacağını gör...

Tek çaren var...

Masayı devirmek....

Masayı devirmeden attığın her hamlenin karşılığı, seni o masaya oturtanlar da mevcut.

Ne BOP'un, ne AB'nin onurlu üyesi olarak; ne Afganistan'da, ne Kerkük'te onurlu pazarlıklar yaparak içine sürüklendiğin labirentten çıkamazsın.

Temsiliyet oyunu da, teslimiyet dengeleri çare değil.

Eninde sonunda bu ülkeyi hiç bir tanıma sığmayacak bir demokrasi görünümlü faşizme taşımaktan;

Anadolu'yu Hong Kong-Dubai-Malezya-Mısır karışımı (orijinal tarif için bakınız Fatma Sibel Yüksek'in "Devr-i Sabık Yaratıyoruz Diyemeyen AKP Bocalıyor" başlıklı yazısı) devlet-şehir karışımı bir neo-federal ne idüğü belirsiz neo-Osmanlı modele mahkum etmekten başka bir işe yaramayacak yaptıklarınız...

Sonunda iş yine bu ülkenin Mustafa Kemal'lerine kalacak...

O durumda ey sevgili Devlet;

kendini Vahdettin kadar yalnız hissedeceksin...

Abdülhamit kadar haklı hissetmen de fayda etmeyecek.



B.G.
 
82 anayasını hiç bi Kemalist istemez, ama daha suan tartışılan daha kötüsü olduğu için o yüzden karşıyız.

gerçek bi Atatürkçünün istediği 61 anayasasına benzer bi anayasadır. ılımlı islamcı amerikan işbirlikçilerininki değil

edit : bu arada yukarda bi vatandaşın seçim öncesinde tüm medyanın akp karşıtı olduğunu iddia ettiğini gördüm. yakında bushun müslüman olduğunu duyarsam şaşırmam artık. madem tüm medya akp karşıtı nasıl oluyor da bu tüm medyanın içinden sadece emin çolaşan tasfiye ediliyor ?? tüm medya aydın doğan ın elinde değil mi ? madem aydın doğan akp karşıtı (!) niye bu adamı yıllardır çalıştığı gazeteden attı ??

neyse ben bi bakim haberlere bush müslüman olmuş mu
 
peki madem o anayasayı kimse bilmiyor, sivil olduğunu nerden biliyor bu millet, daha demokratik olduğunu nerden biliyor 82 anayasasına göre ??

eleştirildiği zaman " daha taslak çıkmadı ki" ama kabul edildiği zaman " evet daha demokratik , çok süper "

birileri bu milleti iiyice keriz yerine koymaya başladı.
 
ortada fol yok yumurta yok daha anayasanın ne olduğu bile belli değilken burda bukadar tartışma gazetelere baksan hele zannedersin harb çıkıyor. bunu en nihayetinde karar verecek olan halk yani biz değilmiyiz? neden bu tartışmalar daha şimdiden halkın bilinç altında red yönünde eğilim oluşturmak amacı mı var yoksa?
 
Ne ben burada baskasina laf koydum ne baskasi bana koydu ne de
herhangi bir iki user arasinda laf koyma vakasi yasanmadi.
Yazi icinde bir kesimin diger bir kesime konan lafi var.
O iki kesimde bu forumda user olmadigina gore buradaki
amacimizi ihlal ettigini zannetmiyorum.

Yani duzeyi bozmadan tartisalim diyorsun ama kullandigin tabirler..




ile bu ulkenin yarisinin oyunu almis bir iktidari sucluyorsun ve boylece
bu ulkenin yarisini surunmekle sucluyorsun.

Her neyse, merak etme duzeyi bozan birilerini uyarmak ve onlara
ceza vermek icin sayin a.modlarimiz, modlarimiz ve smodlarimiz
her zaman tetiktedir.

Baya abartmışsın arkdsm böle bi savunma şekli yok..
1. si düzeyi bozmadıgını savunmussun ama ben hiçbir şey anlamadım basabaya laf koymussun demişsin ve bunu zorlamalı bi şekilde kapamaya çalısmıssın komik olmus
2. si Ab kapılarında sürünmek lafı ile düzeyi bozdugunu idda etmişsin bu da çok komik senin zorlamalı savunmandan sonra:)
 
Geri
Üst