Öcalan'a "seçim var bekle" demişler

aysunnnn

New member
Katılım
28 Eyl 2008
Mesajlar
274
Reaction score
0
Puanları
0
AKP Hükümeti'nin, 28 Temmuz ile 11 Ağustos 2010 tarihleri arasında Öcalan ile pazarlık yürüttüğünü kaydeden Özdağ şunları hatırlattı:


--------------------------------------------------------------------------------

AKP Hükümeti'nin, 28 Temmuz ile 11 Ağustos 2010 tarihleri arasında Öcalan ile pazarlık yürüttüğünü kaydeden Özdağ şunları hatırlattı:

Bu ifadeler 21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Ümit Özdağ'a ait.

"Ateşkes ya da Öcalan ile müzakere sürecinin başlaması" başlıklı bir değerlendirme kaleme alan Özdağ, Hükümetin refarandum sonrası, PKK'nın taleplerinden sadece ikisini karşılayacağını dile getirdi. Karşılanacak taleplerin "askeri operasyonların durdurulması" ve "KCK operasyonlarının/yargılamalarının yavaşlatılması" olduğunu belirten Özdağ, AKP'nin yaklaşan seçimlerde kendisi için yaşamsal öneme sahip olan yüzde 10 barajını indirmeyi ve Öcalan ile açık müzakere taleplerini ise seçimlerden sonraya öteleyeceğini kaydetti.

Özdağ referandum sonrasına ilişkin şu çarpıcı değerlendirmelerde bulundu:

"Referandum sonrasında A. Öcalan ise kendisine verilen sözlerin hemen yerine getirilmesini isteyecektir. Aksi takdirde terör örgütü eylemlerini tekrar tırmandıracaktır. Ancak bir süre sonra tekrar hava koşullarının ağırlaşması ile kırsaldaki eylemler duracaktır. Demokratik özerklik projesinin ilan edilmesi dışında PKK'nın batıdaki kentlerde gerçekleştireceği eylemler ise iktidar tarafından "karanlık güçlerin eylemleri" şeklinde bir süreden beri devam eden "PKK eylemlerini dahi devlet içindeki bazı güçlere" mal etme söylemleri ile geçiştirilmeye çalışılacaktır. A. Öcalan'ın demokratik özerkliği ilan edilmesini istemesi durumunda ise Türkiye büyük bir karışıklığın içine sürüklenecektir."

AKP Hükümeti'nin, 28 Temmuz ile 11 Ağustos 2010 tarihleri arasında Öcalan ile pazarlık yürüttüğünü kaydeden Özdağ şunları hatırlattı:

"28 Temmuz'da Öcalan tehdidinin zeminini yükseltmiştir. Öcalan, 'Sen sorunu müzakere ile siyasi yolla çözmezsen, Dörtyol, İnegöl gibi çatışmalar kentlere sıçrar. Bunun çok daha ağır sonuçları olur. Örneğin Yüksekova gibi bir yerde kent çatışması olursa yüz bin kişi bir anda sokağa dökülür. İnsanlar silahlanır, halk arasına gerilla da karışırsa uçaklar kalkar, bombalar düşer, panzerler tarar, bir anda on bin kişi ölebilir. Bunun İstanbul, Mersin, Adana, Diyarbakır, gibi kentlerde olması halinde bir günlük bilanço 30 yıldaki şiddet kadar çok olur' diyerek tehdidini tekrarlamıştır.

Öcalan'ın bu açıklaması, PKK'nın Dörtyol'da halkın nasıl tepki vereceğini bilerek neden polisleri şehit ettiğini ve hükümetin yumuşak karnını ne ölçüde zorlayabileceğini göstermiştir. Böylece, 2009 sonundan itibaren gerçekleştirdiği terörist saldırılarda askeri inisiyatifi eline geçiren PKK, AKP Hükümetine karşı da politik inisiyatifi eline geçirmiş; Hükümeti referandum öncesinde "terörü yükselterek Batıda evet oyunu artırır, doğuda boykotu güçlendiririm" şeklinde ifade edilecek ciddi bir kıskaca almıştır.

"POLİTİK İNİSİYATİF ÖCALAN'A GEÇTİ"

Bu tehdidi haklı olarak ciddiye alan ve içine girdiği kıskacı gören AKP Hükümeti, Öcalan'ın 4 ve 11 Ağustos tarihlerinde yapacağı görüşmeleri engellemiştir. Böylece kendisini süreçten çektiğini söyleyen A. Öcalan ile AKP Hükümeti müzakere sürecini başlatmıştır. Bu durum siyasal girişim üstünlüğünün de A. Öcalan'a geçmesi sonucunu vermiştir. 28 Temmuz - 11 Ağustos tarihleri arasında AKP Hükümeti A. Öcalan arasında yapılan pazarlıkta büyük bir ihtimal ile Öcalan'dan 15 Ağustos 2010'da demokratik özerkliğin ilan edilmesinin ertelenmesi ve ateşkesi desteklemesi istenmiştir.

Ateşkes açıklamasından sonra bir değerlendirme yapan Murat Karayılan, AKP ile Öcalan arasındaki müzakereyi şu şekilde anlatmıştır: 'Artık açıklanmasında bir sakınca görmediğimiz diğer önemli bir gelişme de devletin, önderliğimizle geliştirdiği diyalog temelinde ateşkes talebinde bulunmasıdır. Aslında önderliğimiz aradan çekilmişti ancak, talep üzerine yeniden devreye girerek, çağrıları ve devletten doğru gelen istemi de dikkate alarak, bir kez daha barışa şans tanınması için hareketimize bir mesaj gönderdi.'

KCK da yaptığı açıklamada AKP Hükümeti ile A. Öcalan arasındaki bu yeni doğrudan müzakere sürecinin altını çizmiştir: 'Önemli gelişmelerin yaşandığı bu dönemde devletin bazı kurumları ile çeşitli çevrelerin öneri ve çağrılarını dikkate alan Önder Apo hareketimizin yönetimine gönderdiği mesajda bir kez daha barışçıl çözüme şans vermiştir.' Ancak PKK ile yapılan ateşkes sadece Öcalan ile sınırlı kalmamış dışarıda da istihbarat servisi ile PKK'nın üst düzey yetkilileri arasında İstanbul'da 'balıkçı'da sürdürülmüştür.

Yapılan bu müzakerelerden sonra nihayet iki hafta sonra A. Öcalan 13 Ağustos'ta avukatları ile görüştürülmüştür. Öcalan bu görüşmede avukatlarına şöyle demiştir: 'Bana burada dört kez 'seçim var bekle' dediler. Sonuç ortada... Bizi oyalıyorlar. 12 yıldır sabrettim. Ancak benim de bir sınırım var. Referandumdan sonra 'yine seçim var' oyalamasına izin vermeyeceğim. Bir kerede her şeyi bozabilirim. Kim ne yaparsa yapsın diyebilirim. Bu takdirde Kürtler başlarının çaresine bakacaklar" diyerek yapılan pazarlığı ortaya koymuştur. Öcalan'a referandum sonrasında gerçekleştirilecek bazı sözler verildiği anlaşılmaktadır. Öcalan'ın bu müzakerelerden çok memnun görünmediği/ ya da bilinçli olarak öyle görünmeyi tercih ettiği ve AKP Hükümetine 'son bir şans' verdiğini düşündüğü açıklamalarından anlaşılmaktadır."


Öcalan'a "seçim var bekle" demişler - EtikHaber - Doğru Haberin Adresi
 
İşte Buna ne denir. Tanımını bir Evet'ci olan yazsın bakalım. Vatan Haini ile Uzlaşanlar ne denir. Tanımlasınlar bakalım.
 
O itin orada kaldığı her gün ben huzursuzlanıyorum arkadaş. Ülkenin geldiği konuma bakın. Amerika planını tıkır tıkır işletiyor. Zamanında verdiler her yer bayram etti o şerefsiz içeride diye. Şimdi bdp li şerefsizler rahat rahat özerklik isteyebiliyor , o it de orada kalmaya devam ediyor , yaşamaya devam ediyor. Bunun sonunu iyi görmüyorum.
 
Geri
Üst