- Katılım
- 1 May 2008
- Mesajlar
- 6,784
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0

Bataklıktan kum çıkartmaya çalışması senelerdir süregelen bir zorluktu onuniçin...İnandığı, uğruna herşeyini feda edebileceği ilkeleri vardı onun. İşteyine azimle bugün de bataklığa doğru ilerliyor, şanslı gününün bu sıcak Temmuz sabahı olabileceğini düşünüyordu....
Yaklaşık 2 km yürüdükten sonra durdu. Kumral teni yürüyüş sonunda kızarmış,
alnından dökülen ter damlaları önce masmavi gözlerine akıp yakıyor, daha
sonra da ağzına hafif bir tuz tadı vererek çenesinden aşağıya süzülüyordu.
"Lanet yer" diye geçirdi içinden.
Daha sonra kolları yüzündeki ifadeyi yalanlarcasına sarıldı küreklere,
kendisinden beklenmeyen bir çeviklikle denemelere başladı yine. "Elbette"
diye geçirdi içinden, "Elbette..."
**********
Ümraniye'nin arka sokaklarından birinde yemek yerken kaç gündür dikkat
ettiği ama sipariş dışında konuşmadığı garsona dikkatli baktı. Üzerinde
günlerdir yıkanmamış önlüğü, sigaradan sapsarı olmuş dişleri yanında
dalgınlığıydı en çok dikkati geçen 40 yaşlarındaki bu adamın. Tanımadığı
halde acıklı hikayesini yazabileceği bu adama tekrar baktı. Bu sefer masaya
doğru gelmiş "çay icer misin abi?" diye soruyordu...Çay fikrinden önce
kendisinin daha önce planlamadığı bir soru çıktı ağzından "Hocam sen
nerelisin?"
Bu soruyu sorduktan sonra hep bu soruyu laf olsun diye soran insanların
kalıbına soktuğu için kızdı kendi diline. Ne gerek vardı?
Yüz bulan adam cevapladı "Söyleyeyim abi, iddiaya girmiş olalım, 3 hakkın
var, bilirsen tatlı benden"
Soluk yüzlü adamın Dadaş şivesine inandığı için "Erzurum" dedi hemen, adam
"hayır" dedi, o da hemen "Kars" dedi...
Adam durdu...
"Bilemediniz, bir hakkınız kaldı"
"Biliyorum" dedi, "Ama o taraflardansın biliyorum"
Sessizlik....
"Bingöl!"
Bu sefer öbür masaların tepkisini çekmeye başlayan ama pek de umrunda
olmayan garson yanıtladı.
"Bildin abi ama Bingöl o tarafa yakın değil ki!"
"Haklısın valla, yakın değil"
Benzi iyice solmaya başlayan adam şimdi daha da yaşlıydı, demin umrunda
olmayan masaların yerini gözlerindeki derin ve boş ifade almıştı. Bir
sonsuzluk...
Masadan boş tabaklardan biri yerine, boş sandığı daha dolu bir tabak aldı
eline "Ben Bingöl'lüyüm ama hiç gitmedim" derken hem masadan mutfağa doğru
gidiyor, hem de ses tonu bir fısıldama halini almaya başlıyordu...
Getireceği tatlı umrunda değildi, ama unutmuştu.
Masada oturan adam da unutmuştu. Hem o zaten tatlı yemek istemiyordu o
gün....
**********
Miskin miskin oturuyordu...Haftalardır kuaföre gidememişti, bu sefer saçını
biraz da açmak ve uçlarını da aldırmak istiyordu..Hiç memnun değildi son
kuaföründen. Bir de sosyete kuaförü olacaktı, 500 Lira para vermişti yine
de saçı birşeye benzememişti. Bir anda canı sıkıldı, eline gazeteyi alıp
baktı, ön sayfada "Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu".
"Aman bee" diye düşünerek ve anlamadığını, anlamak istemediğini de daha çok
belli ederek arka sayfaları açtı. Karşısında astroloji sayfası duruyordu...
Hemen baktı "Aslan" kadınına. 2 satır fabrikasyon gelecek ona hayatında
büyük değişiklikler yapmasını söylüyordu. Bir anda keyfi yerine geldi.
"Tabii ya" dedi, "artık Kemal'e gitmeyeceğim"...
Süslendi, Ulus'daki Fahri'ye gitti.....
Murat Tanyeri