Börteçine9
New member
Ülkücüler,davası Allah’ın (C.C) adını yüceltmek ve Resulullah’ın (S.A.V) yolunda ilerlemek olan,yüzyılımızın Alperenleridir.
Davası Nizam-ı Alem ve İlay-ı Kelimetullah olan ve bu ulvi,kutsal sorumluluğu sebebiyle her anını Allah’ın istediği gibi ve Resulullahında yaşadığı gibi yaşaması gereken bir yolun yolcusudur.Eğer bugün sağlam bir imana sahipse Ülkücüler,Allah(c.c)'a kulluk ediyorsalar Ülkücüleri bu noktaya getiren,Ülkücü Hareketin kurucusu ve Lideri Alparslan TÜRKEŞ olduğunu unutmamalıdırlar.Ona kuru kuruya bağlı değil,bizlere sağlam bir iman kazandırdığı için bağlı olduğumuzu da ifade etmemiz bir hakkaniyetin teslimidir.
Her Türk İslam Ülkücüsü,Ülkücü Hareketin kurucusu Alparslan Türkeş gibi ahlaklı,imanlı,inancını yaşayan ve savunan birer iman abidesi olmak zorundadır.
Başbuğumuz;”Ben sizleri Türklük şuur ve gururuna, İslâm ahlâk ve faziletine, hak yolu, hakikat yolu, ALLAH yoluna çağırıyorum.” derken her Ülkücünün de nasıl bir fikri yapıya sahip olması konusunda ki mesajı oldukça nettir.
Ve devam ediyor Başbuğumuz:” Hareketin adını isteyenlere açıkça ilan ediyorum : Yeniden maneviyata dönüş...."diyerek davamızın yönünü ve çizgisini belirlemiştir.
12 Eylül savunmasında diyor ki başbuğumuz:
"Elhamdülillah inanmış samimi bir Müslamanım, fanilik hissine aşinayım. Dünyanın bir imtihan yeri olduğunu biliyorum. Şu anda burada bulunuşumuz da, inanıyorum ki her şeyden önce bir kader tecellisidir, ilahi bir imtihandır. Sabır ve şükürle karşılıyor ve bu imtihandan da yüz akıyla çıkmayı bize nasip etmesini Cenab-ı Hakk’tan niyaz ediyorum. Rahmet ve şaşmaz adalet ümidimiz yalnız Allah’tandır. Ben burada önce Allah’ın huzurunda, sonra tarihin ve milletin huzurunda olduğumun huşuu, mesuliyet ve vakarı içinde konuşacağım. Benim için bir hesap verme bahis konusu ise, o hesabı milletime ve tarihe vereceğim. Türk Milleti’nin vicdanında teşekkül edecek olan hüküm ve tarih hükmü, mahkemenin hükmünden önde gelir. Huzur-u İlahiye yüz akıyla çıkmaktan başka hiçbir endişeye gönlümde yer yoktur. Hiç kimsenin merhamet ve insafına şahsen ihtiyacım yoktur. Sözüm, tenkidim, talebim yalnız hak ve hakikat namınadır. Yalnız mülkün temeli olan adalet namınadır. Yalnız milletim ve devletim içindir.”
Bu duruş,teslimiyet ve takva her Ülkücünün yolunu çizecek kadar billur ve açıktır.
Ve biz Türk İslam Ülkücüleri olarak inanıyoruz ki,takvada daha azimli olan her Ülkücü hem Yaradanına,hem Resulüne,hem başbuğuna hem de Liderine daha da sıkı sıkıya bağlanacak ve Ülkücü Harekete daha çok hizmet edecektir.
Türk Milleti biliyoruz ki Takvada üstün bir Millettir.
Bunu kimse inkar edemez ve unutmasın.
Ve Takvada ileri olduğu her dönemde de daima üstün olmuş ve dünyaya adaletini yaymıştır.
Bu sebeple her Türk İslam Ülkücüsü Takvaca en ileri olmakla yükümlüdür.
Her Türk İslam Ülkücüsü birer Osman Bey ve birer Fatih Sultan Mehmet olmak zorundadır.
Takva,Allah (C.C)’tan korkmak ve O’nun emirlerine uymaktır,O’nun yasaklarından kaçmak,eline,diline ve beline sahip olmaktır.
Takvasız yapılan hiçbir işten hayır gelmeyeceğini her Ülkücü mutlaka kafasına kazımalıdır.
Takvanın yerinin gönül olduğunu da bilmeliyiz.
Gönlü zengin olan Ülkücülerin Takvada ileri olmasından daha tabii bir şey olabilir mi?
Allah’ın (C.C) emirlerine sıkı sıkıya bağlı,Resulullah’ın (S.A.V) yolunda Takvada ilerlemiş,Başbuğunun gösterdiği Ülkü yolunda ve Liderinin gösterdiği hedefler doğrultusunda olan,bir elinde Kur’an ve dilinde dua,bir elinde bilgisayar ve kalem,medeni ilimlere vakıf,ilimle haşır neşir,eğitimde yüksek kaliteyi hedeflemiş,şahsiyetli,toplumda örnek kişiliği ile saygı ve itibar gören,sayılan,hukukun üstünlüğü prensiplerine bağlı,Türk Milletini başbuğunun buyurduğu gibi çağlar üstünden atlatma Ülküsüne sadık,üretken bir Ülkücü olmak hepimizin vazifesidir,boynumuzun da borcudur.
ülkücüforum.net alıntı
Davası Nizam-ı Alem ve İlay-ı Kelimetullah olan ve bu ulvi,kutsal sorumluluğu sebebiyle her anını Allah’ın istediği gibi ve Resulullahında yaşadığı gibi yaşaması gereken bir yolun yolcusudur.Eğer bugün sağlam bir imana sahipse Ülkücüler,Allah(c.c)'a kulluk ediyorsalar Ülkücüleri bu noktaya getiren,Ülkücü Hareketin kurucusu ve Lideri Alparslan TÜRKEŞ olduğunu unutmamalıdırlar.Ona kuru kuruya bağlı değil,bizlere sağlam bir iman kazandırdığı için bağlı olduğumuzu da ifade etmemiz bir hakkaniyetin teslimidir.
Her Türk İslam Ülkücüsü,Ülkücü Hareketin kurucusu Alparslan Türkeş gibi ahlaklı,imanlı,inancını yaşayan ve savunan birer iman abidesi olmak zorundadır.
Başbuğumuz;”Ben sizleri Türklük şuur ve gururuna, İslâm ahlâk ve faziletine, hak yolu, hakikat yolu, ALLAH yoluna çağırıyorum.” derken her Ülkücünün de nasıl bir fikri yapıya sahip olması konusunda ki mesajı oldukça nettir.
Ve devam ediyor Başbuğumuz:” Hareketin adını isteyenlere açıkça ilan ediyorum : Yeniden maneviyata dönüş...."diyerek davamızın yönünü ve çizgisini belirlemiştir.
12 Eylül savunmasında diyor ki başbuğumuz:
"Elhamdülillah inanmış samimi bir Müslamanım, fanilik hissine aşinayım. Dünyanın bir imtihan yeri olduğunu biliyorum. Şu anda burada bulunuşumuz da, inanıyorum ki her şeyden önce bir kader tecellisidir, ilahi bir imtihandır. Sabır ve şükürle karşılıyor ve bu imtihandan da yüz akıyla çıkmayı bize nasip etmesini Cenab-ı Hakk’tan niyaz ediyorum. Rahmet ve şaşmaz adalet ümidimiz yalnız Allah’tandır. Ben burada önce Allah’ın huzurunda, sonra tarihin ve milletin huzurunda olduğumun huşuu, mesuliyet ve vakarı içinde konuşacağım. Benim için bir hesap verme bahis konusu ise, o hesabı milletime ve tarihe vereceğim. Türk Milleti’nin vicdanında teşekkül edecek olan hüküm ve tarih hükmü, mahkemenin hükmünden önde gelir. Huzur-u İlahiye yüz akıyla çıkmaktan başka hiçbir endişeye gönlümde yer yoktur. Hiç kimsenin merhamet ve insafına şahsen ihtiyacım yoktur. Sözüm, tenkidim, talebim yalnız hak ve hakikat namınadır. Yalnız mülkün temeli olan adalet namınadır. Yalnız milletim ve devletim içindir.”
Bu duruş,teslimiyet ve takva her Ülkücünün yolunu çizecek kadar billur ve açıktır.
Ve biz Türk İslam Ülkücüleri olarak inanıyoruz ki,takvada daha azimli olan her Ülkücü hem Yaradanına,hem Resulüne,hem başbuğuna hem de Liderine daha da sıkı sıkıya bağlanacak ve Ülkücü Harekete daha çok hizmet edecektir.
Türk Milleti biliyoruz ki Takvada üstün bir Millettir.
Bunu kimse inkar edemez ve unutmasın.
Ve Takvada ileri olduğu her dönemde de daima üstün olmuş ve dünyaya adaletini yaymıştır.
Bu sebeple her Türk İslam Ülkücüsü Takvaca en ileri olmakla yükümlüdür.
Her Türk İslam Ülkücüsü birer Osman Bey ve birer Fatih Sultan Mehmet olmak zorundadır.
Takva,Allah (C.C)’tan korkmak ve O’nun emirlerine uymaktır,O’nun yasaklarından kaçmak,eline,diline ve beline sahip olmaktır.
Takvasız yapılan hiçbir işten hayır gelmeyeceğini her Ülkücü mutlaka kafasına kazımalıdır.
Takvanın yerinin gönül olduğunu da bilmeliyiz.
Gönlü zengin olan Ülkücülerin Takvada ileri olmasından daha tabii bir şey olabilir mi?
Allah’ın (C.C) emirlerine sıkı sıkıya bağlı,Resulullah’ın (S.A.V) yolunda Takvada ilerlemiş,Başbuğunun gösterdiği Ülkü yolunda ve Liderinin gösterdiği hedefler doğrultusunda olan,bir elinde Kur’an ve dilinde dua,bir elinde bilgisayar ve kalem,medeni ilimlere vakıf,ilimle haşır neşir,eğitimde yüksek kaliteyi hedeflemiş,şahsiyetli,toplumda örnek kişiliği ile saygı ve itibar gören,sayılan,hukukun üstünlüğü prensiplerine bağlı,Türk Milletini başbuğunun buyurduğu gibi çağlar üstünden atlatma Ülküsüne sadık,üretken bir Ülkücü olmak hepimizin vazifesidir,boynumuzun da borcudur.
ülkücüforum.net alıntı