İşte CHP zulümleri

jowood1

New member
Katılım
25 Eki 2008
Mesajlar
302
Reaction score
0
Puanları
0
Konum
beyoğlu
İşte CHP zulümleri
Bugün, “27 yıllık CHP diktası”nı sona erdiren 14 Mayıs 1950 seçimlerinin yıldönümü... 27 yıl boyunca “CHP zulmü” altında inim inim inleyen vatandaşlar, neler yaşadıklarını anlatıyor...



İşte yaşananlardan birkaç örnek: “Hayvan ve buğdayları kaçırıp saklardık!.. Asker, Türkçe ezan nöbeti tutardı... İnsanlar açlıktan otla besleniyordu... İmamların evi sık sık baskına uğrardı... En lüks yiyeceğimiz ekmek arası soğandı!..”

27 yıllık tek parti dönemini sona erdiren 14 Mayıs 1950 seçimlerinin yıldönümünde Akit'e konuşan DP eski gençlik kolları yöneticisi ve AP eski milletvekili Kemal Doğan, önemli açıklamalarda bulundu. Despotik bir ortamda geçen 27 yılı “Türkiye'nin kayıp yılları” olarak değerlendiren Doğan, Müslümanlara yönelik yapılan baskıları ise “ Vicdansızlık” şeklinde yorumladı.

DİNE DAİR NE VARSA ETKİSİZLEŞTİRDİLER
27 yıl boyunca İmam Hatiplerin, medreselerin ve ezanın hedef alındığını vurgulayan Doğan, “Bugün halen maneviyatsızlık konusunda sıkıntılar yaşıyorsak o günlerde yapılan akıl dışı uygulamalara bakmak lazım” dedi. Medreselerin bir gecede kapatıldığını, ezanın Türkçeleştirildiğini ve mütedeyyin insanların 27 yıl boyunca kafeste tutulduğunu kaydeden Doğan, “Maalesef o yıllarda dine dair ne varsa etkisizleştirilmiştir. Ezanı Türkçe okumayan duyarlı İmamlar sokaktaki çocuklara ezan okuturlardı. Şikayet geldiğinde ise cezaevini boylarlardı. Sabah kalkar Kur'an kurslarına giderdik. Baskın yapılırdı. Bizi toplayıp karakola götürürlerdi. ‘Neden siz Kur'an okuyorsunuz' diye sorarlardı. Cevap beklemeden dayak faslı da başlardı. Hocalarımız ise çoktan nezarete atılmış olurdu” diye konuştu.

“ALLAH BİZE BİR DAHA TEK PARTİLİ DÖNEMLERİ YAŞATMASIN”
Doğan, tek parti döneminde yaşanan sıkıntıların Demokrat Parti ile ortadan kaldırıldığını söyledi. 1923'ten 1950'ye kadar ülkeyi tek başına yöneten CHP'nin 27 yıl milleti yok saydığını, asker ile birlikte hareket ederek faşizan uygulamalara imza attığını söyledi. 14 Mayıs 1950 günü sabah uyanan insanların 27 yıllık esaretten kurtulmanın sevinciyle adeta bayram ettiklerini vurgulayan Doğan, “Allah bize bir daha tek partili dönemleri yaşatmasın” dedi.

“CHP İKTİDAR OLSUN, 24 SAATTE O YILLARA DÖNERİZ”
Askerin dipçiğinin milletin omzundan eksik olmadığını hatırlatan Doğan, “Aynı anlayış bugün iktidar olsa değişen bir şey olmaz. 24 saat içinde o yıllara döneriz” diye konuştu. CHP içinde bugün bir anket yapılsa yüzde 90'ının halen o yılları savunacağını öne süren Doğan, “Gen değişmez. ‘Aynı tas aynı hamam.' Halen demokrasi dışı yapılara destek verilip, Anadolu insanı 3. sınıf vatandaş olarak görülüyor. İbadet özgürlüğünün önüne muhalefette iken bile engeller koyuyorlar” dedi.

ANADOLU BİT İLE BOĞUŞURKEN ONLAR ALEM YAPTI
Osmanlı'nın dağılmasına dahil olan grupların devletin üst makamlarında görevlendirildiğini vurgulayan Doğan, “Canını malını feda edenler devletten uzak tutuldu. Devleti esas kuranlar ikinci plana atıldı. Halkın yokluğu, derdi hiç düşünülmedi. Anadolu verem ve bit ile boğuşurken onlar balolarda içkili alemler yaptılar. Yokluğu tatmadılar. Halkın hizmetinin karşılığı zulüm oldu” diye konuştu.
==================
Ataullah: Ahırda gizli gizli Kur'an okurduk
Yarın, 27 yıllık tek parti dönemini sona erdiren 14 Mayıs 1950 seçimlerinin yıldönümü. O yılları Erzurum'un ücra köylerinden Taşkesen'de yaşayan Ataullah Taşkesenlioğlu (82), kumaş sıkıntısı çekildiği için kız ve erkek çocuklarının aynı entarileri giydiğini söyledi. Tek parti döneminin baskıları ile yaşadıkları yokluğu sesi titreyerek anlatan Taşkesenlioğlu, jandarma korkusundan ahırlarda gizli gizli Kur'an-ı Kerim okuduklarını anlattı. Köy imamı olan babasının bir gün unutkanlıkla başında kavuk ile camiden çıktığını, eve giderken jandarmalar tarafından yakalanıp 15 gün Hasankale'de hapis yatırıldığını anlattı.

“EKMEĞİ OLAN PARMAKLA GÖSTERİLİRDİ”
Yaşlı ve yorgun bedenini dinlendirdiği koyun yününden doldurulmuş yer minderinde oturan Ataullah Teşkesenlioğlu, 1940'lı yıllarda en çok ekmeğin yokluğunu yaşayıp hissettiklerini anlattı. Taşkesenlioğlu, ekmeği olanların parmakla gösterildiğini belirtti.

“YA VERGİ YA DA YOLDA KAZMA KÜREK İŞİ”
Anadolu halkının yokluk ve yoksulluğu iliklerine kadar yaşadığını ifade eden Ataullah Taşkesenlioğlu, özellikle köylerde kara sabana koşacak öküz bulamadıklarını anlattı. İnek, koyun ve keçilerden ‘kamçı parası' adı altında vergi alındığını belirten Taşkesenlioğlu, “Hayvanlardan çifte koşulacak koşu öküzü herkeste yoktu. Onun dışında hayvanlardan, koyundan, keçiden vergi alınırdı. O kamçı parasına o zaman ‘yol parası' derlerdi. O yol parasını vermeyenler en az 20 gün, bir ay yol yapımında çalışırdı” dedi.

ŞEHRE GİDEN ÖDÜNÇ PALTO İSTERDİ
Elbise bulamadığı için bir kız gibi entari giydiği yılları anlatan Taşkesenlioğlu, “Çoğusu bir tane entari giyerdi ortada köy içinde. O zaman biz de köylerde yaşıyorduk. O köy sokaklarında onunla gezerdik. Kızlarla erkek çocuklarının arasında giyim bakımından fark kalmamıştı. Benim giydiğim entariyi, benim bacım, kardeşim giyerdi. Komşulardan şehre gidenler varsa çocuğun entarisini ister veya babanızın paltosunu isterdi, şehre gidip gelmek için. Birbirlerinin sırtındaki paltoları emanet alıp giderlerdi şehre. Korucuk, Keyvank varlıklı köylerdi. Bu köylerdekiler şapkalarını temin ederdi. Bazen kendileri kalın kumaştan yapar önüne terek koyarlardı şapka biçiminde” diye konuştu. Ataullah Taşkesenlioğlu, köy imamı olan babasının bir gün cami çıkışında başında unuttuğu kavuğu sebebiyle jandarma tarafından yakalanıp Pasinler'de 20 gün hapis yatmasını hiç unutamıyor.

MENDERES DÖNEMİNDE İNSAN OLDUĞUMUZU ANLADIK
“Biz ne gördüysek, insanlık, iyilik namına 1950'de gördük. İnsanlık, ilim, irfan varmış. Herkes ilmine, irfanına sahip olmalı. Bunları Menderes zamanında öğrendik. Allah onu rahmetiyle şad eylesin” dedi, seksen iki yaşındaki Taşkesenlioğlu. Türkçe ezan okumaları ve Arapça Kur'an-ı Kerim okumamaları için tek parti döneminde aralarında babasının da bulunduğu köy imamlarına yazılı belge verildiğini belirten Ataullah Taşkesenlioğlu, “Bütün köy imamlarının hepsine bu belge elinizde olacak diye dağıtırlardı. Bu belgeyi okurduk. Belgenin içinde, ‘Ben, Arapça ezan okuyacağım, Arapça Kur'an okutmayacağım' gibi 4-5 mühim madde vardı. Çoğu bunu bilmezdi o zamanki imamların. Latin harflerini okur yazarlığı yoktu. Babam Kurnuç köyünde imamdı. Kendi öğrencilerinin köyleriydi burası. Kurnuç'ta camide yabancıların olmadığı zamanlarda cami içerisinde müezzin Arapça ezan okurdu. Ardından namazlar kılınırdı” şeklinde konuştu.

GİZLİ GİZLİ KUR'AN OKUNURDU
Tek parti döneminde Yüce Yaradan'ın kelamının gizli gizli ahırlarda okunduğunu ifade eden Taşkesenlioğlu, şunları kaydetti: “Kur'an hep gizli okunurdu. Şimdiki gibi çarşı pazarda hoparlörlerden camilerde okunan Kur'an sesleri duyulmazdı. Taziyelere giderdik ‘Rızaenlillah Fatiha' denir, o ölünün ruhuna bağışlanır çıkardık. O zaman biz çocuktuk. Bizim hocamız Hafız Seyfettin Efendi bize Kur'an dersi verirdi. Kur'an dersini hep gizlice yapardık. Köylerde ve şehirlerde hocaefendiler çoluk çocuk cahil kalmasın diye gizli yaparlardı. Biz de medresedeyken jandarma bastı. Pencere kenarında bir makat (köylerde içi toprak dolu üzeri tahta döşeli bir nevi kanepe) vardı. Makat üstüne fırladık, Kur'anları dışarı attık. Dışarıda kimse yoktu. Kadınlar peştemallarına bunları doldurarak kaçtılar. Kadının bir tanesi kaçarken ayağı kaydı veya jandarmanın tutması sonucu yere düştü. Peştemalının eteğindeki Kur'anlar yere dökülürken gördüm. Biz içerideydik, camlar kapandı. Jandarmalar geldi hocamıza olmayan hakareti yaptılar, dövme yoktu. Çocuklar, hepimiz orada olduğumuz için herhalde jandarmalar yanımızda dövmek istemediler.”
==================
İbadethaneler buğday ambarı oldu
Çorumlu 77 yaşındaki Bahattin Altıkardeş, tek parti döneminin canlı tanıklarından. Kur'an kurslarının kapatılması, ezanın Türkçe okunması, camilerin buğday ambarı olarak kullanılmasına kadar hemen her şeye şahit olan Bahattin Altıkardeş, o karanlık günleri hatırlamak dahi istemiyor. Tek parti döneminde yaşananları anlatırken gözleri dolan Bahattin Altıkardeş, “O dönemler gerçekten bu milletin yaşadığı en zor dönemlerdi. Ezanın Türkçe okunması, camilerin kapatılması. Bunları kabul etmek çok zordu. Salatü selam dahi Türkçe söyleniyordu. Hatta camiler yıkılıp arazisi vatandaşa satılıyordu. Bir şey vardı o zamanlarda, emre itaat diye. Biz de öyle yapmak zorunda kaldık” dedi.

JANDARMADAN KAÇARDIK
O dönemlerde Çorum'daki 10 kadar ibadet yerinin depo olarak kullanıldığını belirten Altıkardeş, Çorum merkezde bulunan Abdibey Camii'nin buğday ambarı olarak kullanıldığını, bir caminin de yıkılarak yerinin vatandaşlara satıldığını söyledi. Kadınların mahalle aralarında Kur'an öğrettiğini söyleyen Altıkardeş, ‘Jandarma geliyor, polis geliyor' denildiği zaman kaçtıklarını dile getirdi.

ASKER NE DERSE O OLUYORDU
Altıkardeş, “Kur'an kurslarında Arapça kitap bulundurmak yasaktı, büyük cezaları vardı. Kur'an dışında ne yazı ne de kitap bulunduramıyorduk. Zor dönemlerdi. Şimdiki gibi ne özgürlük vardı ne demokrasi. Asker ne derse o oluyordu. Tek parti dönemi Türkiye'nin acı geçmişi. Ben o dönemi yaşayan biri olarak size diyorum ki ‘yaşadığınız dönemin değerini bilin, şükredin' ki dininizi yaşayabiliyor, ibadet edebiliyorsunuz. Camileriniz kapatılmıyor, ibadetiniz engellenmiyor; aksine ibadet edebileceğiniz ortam sağlanmaya çalışılıyor. Camiler yapılıyor, iş imkanları veriliyor... Halinize şükredin” diye konuştu.
==================
“İlk ezanı hoca gözyaşları içinde 15 dakikada zor okudu”
Tek parti döneminde taş kırarak yol yapımında çalışan Ramazan Büyükkeskin (86), “66 yıl önce Korkuteli'den Antalya'ya 2 günde giderdik. Şimdi 45 dakikada gidiyoruz” dedi. Antalya'nın Korkuteli ilçesinde yaşayan eski Demokrat Parti (DP) delegesi Ramazan Büyükkeskin (86), Milli Şef döneminin zor şartlarını hiç unutamıyor. Tek parti döneminde yol açım ve yapım çalışmalarının insanların bilek gücüyle yapıldığını belirten Büyükkeskin, Antalya-Korkuteli arası yol yapımında 11 ay balyozla taş kırarak çalışma yaptığını ifade etti. Adnan Menderes'in DP'yi kurduktan 4 yıl sonra 14 Mayıs 1950'de tek başına iktidara gelir gelmez insan gücüyle yol yapım çalışmalarına son verdiğini belirten Büyükkeskin, yol yapım çalışmalarının iş makineleriyle yapılmaya başladığını kaydetti. Korkuteli halkının, ezanın yeniden Arapça okunma sevincini birbirine sarılarak gözyaşı içinde kutladığını belirten Ramazan Büyükkeskin, ezan kararıyla Menderes'in Anadolu insanının gönlünde taht kurduğunu kaydetti. Tek parti dönemindeki 18 yıllık ezan yasağının, 16 Haziran 1950 yılında Ramazan ayının başlanılmasına bir gün kala kalktığı bilgisini veren Büyükkeskin, minareden ‘Allah-u Ekber' sesini duyan halkın cami avlusu etrafında toplanarak gözyaşı döktüğünü kaydetti. Büyükkeskin, “Minarelerde ezan hep ‘Tanrı uludur, Tanrı uludur' diye okunuyordu. Menderes, iktidara gelir gelmez ‘Ezan din dilinde' okunacak dedi. İlk ezanı camiden hoca gözyaşları içinde 15 dakikada zor okudu. Cami etrafına toplanan kalabalığı da ağlattı” dedi.
==================
Yol vergisini ödeyemeyen yolda çalışırdı
Bugün 27 yıllık tek parti dönemini sona erdiren 14 Mayıs 1950 seçimlerinin yıl dönümü. 1923'ten beri ülkeyi tek başına idare eden Cumhuriyet Halk Partisi, bu seçimle iktidarı Demokrat Parti'ye devretti, ülkede bayram havası esti. Tek parti döneminde yaşanan sıkıntılar ise hala zihinlerde tazeliğini koruyor. Denizli'de Milli Şef İsmet İnönü'nü dönemini yaşayan 85 yaşındaki Mehmet Necip Işık, vatandaşların kendisinin insan olduğunu Adnan Menderes döneminde gördüğünü söyledi. Sena Kablo Yönetim Kurulu Başkanı olan Işık, Babadağ ilçesinde arazi az olduğu için tarlalarının olmadığını ve ekmek bulma sıkıntısını çok çektiklerini ifade etti. Ekmek, gaz ve şekerin karneyle verildiği dönemde şehirden şehre un getirip götürmenin yasak olduğunu hatırlatan Işık, “Herkes memleketinde ne varsa onu yiyecek. Geceleri Uzunpınar köylüleri hayvanlarla un getirir, Babadağ'da handa sabaha karşı satarlardı. 20 kilo un 1 liraydı” dedi.

YOLDA EKMEĞİN YARISINI YER, EVDE DÖVÜLÜRDÜK
Çarşıdan karneyle aldıkları ekmekle doymadıklarını belirten Işık, şöyle devam etti: “Yetmezdi. (Kendi yaptıkları ekmekle) takviye eder, öyle idare ederdik. Ekmek önemliydi. Biz üç kardeş karne ekmeği almak için çarşıya giderdik. Karnenin arkasına mühür vurulurdu. Gelirken acıktığımız için yarısını yerdik. Babam evde ‘Neden ekmeği yediniz?' diye döverdi. Günde kişi başına bir ekmek verilirdi.” İnsanların Adnan Menderes döneminde rahatladığını ifade eden Işık, “Menderes geldikten sonra insanlar insan olduğunu gördü. Değer verildiğini gördü. Halk rahat yaşamaya başladı” diye konuştu. Tek parti döneminde her aileden alınan 6 liralık yol parası vergisini ödeyemediği için angarya olarak yollarda çalıştırıldığını anlatan Işık, “Yol parası isterlerdi. Halk ödeyemezdi. Bekçi veya jandarma gelirdi. Yol parasını isterdi, vermezlerse yola götürürlerdi. 6 gün çalıştırırlardı. Günlük bir liraya. 6 lira büyük paraydı. Herkes veremezdi” ifadelerini kullandı
==================
Bağcı: Asker Türkçe ezan nöbeti tutardı
Yarın 27 yıllık tek parti dönemini sona erdiren 14 Mayıs 1950 seçimlerinin yıldönümü. 1923'ten beri ülkeyi tek başına idare eden Cumhuriyet Halk Partisi, bu seçimle iktidarı Demokrat Parti'ye devretti, ülkede bayram havası esti. Tek parti döneminde yaşanan sıkıntılar ise hala zihinlerde tazeliğini koruyor. Sivas'ın Şarkışla ilçesinde oturan 74 yaşındaki Hasan Hüseyin Bağcı ile eşi İnayet Bağcı tek partili dönemini anlatırken adeta o günlere gitti, Hasan Bağcı, çektikleri sıkıntıları anlatırken gözyaşlarına hakim olamadı.

“ASKERDEN ÇOK ÇEKTİK, ÇOK DAYAK YEDİK”
Babası ve amcasının 2. Dünya Savaşı'na katıldığını söyleyen Bağcı, o dönemde özellikle askerin köylü üzerinde çok baskısı olduğunu vurguladı. “Köye gelirlerdi, başında takkesi olan varsa onu başından alıp yırtarlardı, takanı döverlerdi. Askerden çok çektik, çok dayak yedik. O zaman okuma yazma yoktu. Tek öğrendiğimiz Kur'an-ı Kerim'di. Onu da ‘Askerler geliyor' denince saklardık. Bulduklarında yırtarlardı, yakarlardı. Okuyanları ve okutanları dayaktan geçirirlerdi, aç susuz nezarethanelerde bırakırlardı” diye konuştu. Hasan Hüseyin Bağcı, tek parti döneminde ezanın Türkçe okunduğunu, insanların korkudan camiye gidemediğini anlattı. Bağcı, “Cuma günleri jandarma camide nöbet beklerdi, ezan Türkçe okunuyor mu diye. Çok sıkıntılar çektik çok” dedi. O yılların zorluklarını anlatırken gözyaşlarına hakim olamayan Bağcı, “Rabbim o günleri bize tekrar yaşatmasın” diyerek dua etti.

kaynak
 
CHP zihniyetine geri kafalı diyorsunuz. Lakin siz hala 61 yıl önce yaşananları yazıp çiziyorsunuz.
Maksat ne çamur atmak. O zamanın koşullarıyla bu zamanın koşulları arasındaki farkı göremicek kadar körsünüz sanırım.

Bir de meselenin yoksulluk primi var. Türkiye en büyük kalkınmasını kurulduğu ilk 15 yıl içinde gerçekleştirdi. Bilen var mı yokkk...

1929 yılında abd nin kara perşembesini okuyanınız var mıdır acaba. Dünyayı kasıp kavuran krizde Türkiye'nin durumunu hatırlayanınız var mı?

CHP nin Türkiye'yi karneyle ekmek sırasına koyduğunu söylediğiniz zamanların savaş zamanı olduğunu bileniniz var mı?

Bu laflara prim vereniniz acaba var mı?

Gelelim ezanın Türkçe okutulmasına... Doğru bulmuyorum... Lakin o zamanın şartlarıyla bu zamanın şartları arasında da fark vardır.
Düşünmeniz gerekmektedir.

Yani bunun gibi laflara karnımız tok. Sizde palavra çok gibi duruyor...
 
Allah bi daha bu millete bu zulümleri göstermesin.
 
CHP zihniyetine geri kafalı diyorsunuz. Lakin siz hala 61 yıl önce yaşananları yazıp çiziyorsunuz.
Maksat ne çamur atmak. O zamanın koşullarıyla bu zamanın koşulları arasındaki farkı göremicek kadar körsünüz sanırım.

Bir de meselenin yoksulluk primi var. Türkiye en büyük kalkınmasını kurulduğu ilk 15 yıl içinde gerçekleştirdi. Bilen var mı yokkk...

1929 yılında abd nin kara perşembesini okuyanınız var mıdır acaba. Dünyayı kasıp kavuran krizde Türkiye'nin durumunu hatırlayanınız var mı?

CHP nin Türkiye'yi karneyle ekmek sırasına koyduğunu söylediğiniz zamanların savaş zamanı olduğunu bileniniz var mı?

Bu laflara prim vereniniz acaba var mı?

Gelelim ezanın Türkçe okutulmasına... Doğru bulmuyorum... Lakin o zamanın şartlarıyla bu zamanın şartları arasında da fark vardır.
Düşünmeniz gerekmektedir.

Yani bunun gibi laflara karnımız tok. Sizde palavra çok gibi duruyor...



1- Geçmişi bilmeyen geleceğini doğru dürüst planlayamaz, yorumlayamaz.

2- O zamanın şartları demişsin, fakirlik, yoksulluk konusnda eyvallah o zaman şartları diyelim, peki camilerin ahıra çevrilmesi, dini konularda çıkarılan zorlukların o zamanın şartlarıyla ne alakası var?
 
1- Geçmişi bilmeyen geleceğini doğru dürüst planlayamaz, yorumlayamaz.

2- O zamanın şartları demişsin, fakirlik, yoksulluk konusnda eyvallah o zaman şartları diyelim, peki camilerin ahıra çevrilmesi, dini konularda çıkarılan zorlukların o zamanın şartlarıyla ne alakası var?

Bir kaç yanlış uygulamanın sebebi bütün bir CHP ye fatura edilemez(Camilerin ahıra çevirilmesi konusunda).

Ezanın Türkçe okutulması konusunda da söyleyeceğim bir şey var.
Avrupada bilimsel gelişmelerin hepsi reform hareketleriyle başlar 1500 lü yıllarda.

İşte bizim dine gömülü olarak yaşayıp din felsefesi üzerindeki etkisizliğimiz bizi 1700 lü yıllardan 1900 lü yıllara kadar süre gelmiştir.

İşte bu sebeple dinde reform hareketi için Cumhuriyet'in ilk yılları seçilmiştir.
Cumhuriyet'in ilk yıllarında Kur-an Türkçe'ye çevrilmiş ve Ezan Türkçe okunmaya başlanmıştır.

Temel maksat Türkiye Cumhuriyeti toprakları üzerinde İslami ruhban sınıfının gücünün kırılıp Cumhuriyet'in temellerini sarsmalarını engellemekti.

Bakınız. İslamiyette ruhban sınıfının olmadığını yine Kur-an tercümelerinden anlıyoruz.

Lakin aslının değiştirildiğini öne sürerek ruhban sınıfı gücünü kaybetmemek istedi.
Maksat belli, eski etkin gücünü yitirmemekti.

Ancak Kur-an anlaşılmaya başlandığı vakit, Türkiye de ruhban sınıfı o zaman için çöküşe geçti.

Ters tepen tek bir şey oldu Türkçe Ezan. Doğru bulmadığımı söyledim. Uygulama hatası yapıldı.

Şartlar bunu gerektirdiği için, yapıldı. Simgeler üzerinde değişikliğe gidilebileceği zannedildi. Hata yapıldı.

Ezandan sonra Türkçe tercümesinin söylenmesi doğru olurdu.

Umarım yaptığım açıklamaları yanlış anlamamak koşuluyla okumuşsundur.

Teşekkür ederim...
 
Bir kaç yanlış uygulamanın sebebi bütün bir CHP ye fatura edilemez(Camilerin ahıra çevirilmesi konusunda).

çok ilginç...

Bu durumda bugün akpnin yaptığı yanlışlar da bütün bir akpye fatural edilemez diyebilir miyiz? :)

yapmayın lütfen bu kadar da olmaz.

İşte bu sebeple dinde reform hareketi için Cumhuriyet'in ilk yılları seçilmiştir

dinde reform olmaz, olamaz, din bellidir, kuran bellidir, reform meform hikayedir.

Dini ya bütünüyle kabul edersiniz ya kabul etmezsiniz, reform yapalım yumuşatalım vs. bunlar geçersizdir.

ben bu türkçe ezan muhabbetine hiç girmeyeceğim çünkü konu değişir.

ben daha önce yazdığım soruyu tekrarlıyorum:


redyellow2 Nickli Üyeden Alıntı
1- Geçmişi bilmeyen geleceğini doğru dürüst planlayamaz, yorumlayamaz.

2- O zamanın şartları demişsin, fakirlik, yoksulluk konusnda eyvallah o zaman şartları diyelim, peki camilerin ahıra çevrilmesi, dini konularda çıkarılan zorlukların o zamanın şartlarıyla ne alakası var?
 
chp

1- Geçmişi bilmeyen geleceğini doğru dürüst planlayamaz, yorumlayamaz.

2- O zamanın şartları demişsin, fakirlik, yoksulluk konusnda eyvallah o zaman şartları diyelim, peki camilerin ahıra çevrilmesi, dini konularda çıkarılan zorlukların o zamanın şartlarıyla ne alakası var?

arkadaşım bir atatürk'ün hayatını okusan aydınlanacağına inanıyorum.Bu düşüncelerinin kesinlikle degişecegine inanıyorum. malesef milletimizi karanlık zihniyetin ürünleri olan kitaplarını okuyor.
 
arkadaşım bir atatürk'ün hayatını okusan aydınlanacağına inanıyorum.Bu düşüncelerinin kesinlikle degişecegine inanıyorum. malesef milletimizi karanlık zihniyetin ürünleri olan kitaplarını okuyor.

Atatürkün hayatını okuyunca chp, tek parti, milli şef vs. bu ülkede zulüm yapmamıştır mı diyeceğim.

Mümkünatı yok, gerçekler asla değişmez.
 
Pff aslında değmez bile yorum yapmaya...!!! Klişe karalama hikayeleri , savunduğumuz partinin geçmişi temiz mi ona bakmak gerek...Dinde reform olmaz derken birilerinin dini ılımlı sert olarak ayırması varken geçmişe gitmeye gerek yok.. Günümüz bile berbat geçmişin hataları demek ki ders olmamış..

Türkçe ezan beğenirsiniz beğenmezsiniz, ama Türkçe Kuran-ı Kerime karşı çıkanın aklından şüphe ederim. Bugün eğer o Kuran-ı Kerim kurslarında Türkçe okutulsaydı kimse din tüccarlarının eline düşmezdi.. Anadan babadan alma din dersi ilede biyere kadar.. Seçim zamanı bu tür şeyler çıkacaktır.. Ama dozunda olsa daha iyi olur...
 
haçlı seferine çıkmış askerlerin ardından karılarını , mallarını , paralarını alan papazlar , haçlılar geriye dönüp te bu durumu görünce ve dikkat edin aynı söylenildiği gibi incil latincedir çevrilemez anlamı bozulur , dinde reform meform olmaz diyenlere inat incili ingilizce , almanca ve fransızcaya çevirdiler ve dinin hiçte o papazların anlattığı gibi olmadığı ortaya çıktı.Veeeeee o papazların kelleleri gitti. Ama ne yazıkki bu bizde bir türlü olmuyor sakın bizdeki din adamları ( hoca efendi hazretleri ) mersedeslerinden inmeden , jet skilerle eğlenmekten geri kalmasın , Paralar aksın , yönetime karışmalarına kimse ses çıkarması diye olmasın..

Bu arada Hz.Muhammed (S.A.V) efendimiz islama çağrı mektuplarını ülkelerin liderlerine gönderince iran lideri ekibi ile geliyor.Peygamber efendimizle görüşmek istediğini belirtiyor ve peygamber efendimiz kabul ediyor..Diyorki : Bizi islama çağırdınız kabul edip islama geçeceğiz ancak biz Kur'an-ı Kerim ' i arapça olarak okuyup yazmak istemiyoruz yani sadece dininizi öğrenmek ve dine kendi dilimizde ibadet etmek istiyoruz ..Kültürünüzü dilinizle beraber almak istemiyoruz...
Peygamber efendimiz yeterki islama geçin diyerek uygun buluyor...
Anlayana.......................
 
haçlı seferine çıkmış askerlerin ardından karılarını , mallarını , paralarını alan papazlar , haçlılar geriye dönüp te bu durumu görünce ve dikkat edin aynı söylenildiği gibi incil latincedir çevrilemez anlamı bozulur , dinde reform meform olmaz diyenlere inat incili ingilizce , almanca ve fransızcaya çevirdiler ve dinin hiçte o papazların anlattığı gibi olmadığı ortaya çıktı.Veeeeee o papazların kelleleri gitti. Ama ne yazıkki bu bizde bir türlü olmuyor sakın bizdeki din adamları ( hoca efendi hazretleri ) mersedeslerinden inmeden , jet skilerle eğlenmekten geri kalmasın , Paralar aksın , yönetime karışmalarına kimse ses çıkarması diye olmasın..

Bu arada Hz.Muhammed (S.A.V) efendimiz islama çağrı mektuplarını ülkelerin liderlerine gönderince iran lideri ekibi ile geliyor.Peygamber efendimizle görüşmek istediğini belirtiyor ve peygamber efendimiz kabul ediyor..Diyorki : Bizi islama çağırdınız kabul edip islama geçeceğiz ancak biz Kur'an-ı Kerim ' i arapça olarak okuyup yazmak istemiyoruz yani sadece dininizi öğrenmek ve dine kendi dilimizde ibadet etmek istiyoruz ..Kültürünüzü dilinizle beraber almak istemiyoruz...
Peygamber efendimiz yeterki islama geçin diyerek uygun buluyor...
Anlayana.......................

sen dinde reform meform olmaz deyince kuran ingilizceye, almancaya, türkçeye çevrilemez dediimi mi anlıyorsun gerçekten?

Öyle ise gerçekten acırım sana!

Kuranın yeryüzündeki hemen tüm dillere tercümesi yapılmıştır, buna karşı çıkmak ancak ahmaklık olur.

REFORUM OLMAZ sözünden kasıt nedir iyi okuyun ve iyi anlayın.

DİNDE REFORUM OLMAZ tekrar ediyorum, dinin kuralları bellidir, ya uyarsınız ya uymazsınız, biraz yumuşatılırsa, şöyle olursa, şurasından kırpalım, şurada reform yapalım olmaz dinde.

yalnız dinde reformdan bahseden birinin mercedeslerden, jet skilerden rahatsız olması çelişki değil mi?



Pff aslında değmez bile yorum yapmaya...!!! Klişe karalama hikayeleri , savunduğumuz partinin geçmişi temiz mi ona bakmak gerek...Dinde reform olmaz derken birilerinin dini ılımlı sert olarak ayırması varken geçmişe gitmeye gerek yok.. Günümüz bile berbat geçmişin hataları demek ki ders olmamış..

Türkçe ezan beğenirsiniz beğenmezsiniz, ama Türkçe Kuran-ı Kerime karşı çıkanın aklından şüphe ederim. Bugün eğer o Kuran-ı Kerim kurslarında Türkçe okutulsaydı kimse din tüccarlarının eline düşmezdi.. Anadan babadan alma din dersi ilede biyere kadar.. Seçim zamanı bu tür şeyler çıkacaktır.. Ama dozunda olsa daha iyi olur...


Kuranın türkçesi her yerde mevcut, haberiniz yok mu yoksa?

Kuranın türkçeye çevrilmesine kim karşı çıkmış ki iki de bir sakız gibi aynı şeyi çiğniyorsunuz anlamıyorum.

Yahu bu ülkede bizzat diyanet işleri başkanlığının türkçe meali var, yüzlerce türkçe meal var nerden buluyorsunuz bu acaip iddiaları anlamıyorum.

Kuran kurslarından bahsetmişsin unutma ki o kuran kurslarına 12 yaşından önce gitmek yasak bu ülkede!

Siz kuran türkçe okutulsaydı diye olmayan şeyleri yazacağınıza var olan yasaklar hakkında iki kelam edin!

yazı yazdığınız başlık CHP ZULÜMLERİ konulu, işte bu chpnin tek parti döneminde bu ülkede kuran okumada dini öğrenmede zorluklar yaşanmış.

Buyrun konuyla ilgili yazın yazabiliyorsanız!
 
Kuranın türkçesi her yerde mevcut, haberiniz yok mu yoksa?

Kuranın türkçeye çevrilmesine kim karşı çıkmış ki iki de bir sakız gibi aynı şeyi çiğniyorsunuz anlamıyorum.

Yahu bu ülkede bizzat diyanet işleri başkanlığının türkçe meali var, yüzlerce türkçe meal var nerden buluyorsunuz bu acaip iddiaları anlamıyorum.

Kuran kurslarından bahsetmişsin unutma ki o kuran kurslarına 12 yaşından önce gitmek yasak bu ülkede!

Siz kuran türkçe okutulsaydı diye olmayan şeyleri yazacağınıza var olan yasaklar hakkında iki kelam edin!

yazı yazdığınız başlık CHP ZULÜMLERİ konulu, işte bu chpnin tek parti döneminde bu ülkede kuran okumada dini öğrenmede zorluklar yaşanmış.

Buyrun konuyla ilgili yazın yazabiliyorsanız!

Sen günümüz hakkında 2 kelam et.. Ilımlı islam dedim varsa bir bilgin bize anlat.. Ben seni muhattap almadım ama sen eyv bizi almışsın. O zaman bırak sen geçmişi yaad etmeyi günümüzden bahset.. Zira bazı partilerin geçmişi daha karanlık sen zararlı çıkarsın.. Gömlek çıkardım ceket çıkardım demekle geçmiş temizlenmiyor.. Dinde reforma karşıysan alası son 2 dönemde yapıldı.

Kuran Kursları 12 yaşından önce gitmek yasak demişsin.. Her yönüyle mantıklı sen neden yanlış birşey gibi değerlendiriyorsun.. 12 yaşına kadar okumayı zar zor sökmüş hayatı sınavlarla dolu bir çocuga hiç görmediği harflerle bilmediği bir yazıyı okutmanın açıklanacak bir tarafı yok.. Diyeceksin ki şimdi Türkçe okutsunlar.. Bende o kurslara gittim daha bir kere Türkçe okutanı ya da çocugunu o amaçla gönderen bir aile görmedim. Bazı şeyler boşuna yapılmıyor.. Zihniyet ne zaman açık fikirli mantıklı düşünme olur. O zaman bazı yasalar ya da yasaklar kendiliğinden kalkacaktır..
 
Sen günümüz hakkında 2 kelam et.. Ilımlı islam dedim varsa bir bilgin bize anlat.. Ben seni muhattap almadım ama sen eyv bizi almışsın. O zaman bırak sen geçmişi yaad etmeyi günümüzden bahset.. Zira bazı partilerin geçmişi daha karanlık sen zararlı çıkarsın.. Gömlek çıkardım ceket çıkardım demekle geçmiş temizlenmiyor.. Dinde reforma karşıysan alası son 2 dönemde yapıldı.

Kuran Kursları 12 yaşından önce gitmek yasak demişsin.. Her yönüyle mantıklı sen neden yanlış birşey gibi değerlendiriyorsun.. 12 yaşına kadar okumayı zar zor sökmüş hayatı sınavlarla dolu bir çocuga hiç görmediği harflerle bilmediği bir yazıyı okutmanın açıklanacak bir tarafı yok.. Diyeceksin ki şimdi Türkçe okutsunlar.. Bende o kurslara gittim daha bir kere Türkçe okutanı ya da çocugunu o amaçla gönderen bir aile görmedim. Bazı şeyler boşuna yapılmıyor.. Zihniyet ne zaman açık fikirli mantıklı düşünme olur. O zaman bazı yasalar ya da yasaklar kendiliğinden kalkacaktır..



Arkadaşım ılımlı islam diyerek kendinle çelişiyorsun, ben dinde reform olmaz dediğim için beni eleştiriyorsun sonra da ılımlı islam vs diyorsun.

Ilımlı islam diyenlerle dinde reform diyenler arasında hiç bir fark yoktur benim için, her ikisini de reddediyorum.

Dinde reform da olmaz, ılımlı islam da olmaz, islam islamdır, ılımlısı, serti, sulusu, az sulus vs. yoktur.

12 yaşından önce kuran kursuna gidilmesine mantıklı diyen birisinin ılımlı islamdan şikayet etmeye hakkı var mı?

çocuğa dini öğretme, 12 yaşından önce kuran kursuna gitmesini yasakla, başörtüsünü yasakla sonra da gel ılımlı islamdan şikayet et!

hiç inandırcı değilsiniz.

Ne olur daha fazla komik duruma düşürmeyin kendinizi.

Ha bi de GÖMLEK ÇIKARDIM DEMEKLE vs. demişsin:)

Konumuzun akp ile bir alakası var mı ki durup dururken siyasete çekmeye çalışıyorsun, ben gömlek çıkartanlardan değilim ki aklın sıra bana laf sokuşturmaya kalkıyorsun:)

Bende o kurslara gittim daha bir kere Türkçe okutanı ya da çocugunu o amaçla gönderen bir aile görmedim.

Kocaman bir YALAN!

Kuran kurslarında bir çok ders gösteriliyor ve büyük çoğunluğu türkçe!

yazık gerçekleri ters yüz etmeye kalkmanız sizin için çok yazık!
 
Arkadaşım ılımlı islam diyerek kendinle çelişiyorsun, ben dinde reform olmaz dediğim için beni eleştiriyorsun sonra da ılımlı islam vs diyorsun.

Ilımlı islam diyenlerle dinde reform diyenler arasında hiç bir fark yoktur benim için, her ikisini de reddediyorum.

Dinde reform da olmaz, ılımlı islam da olmaz, islam islamdır, ılımlısı, serti, sulusu, az sulus vs. yoktur.

12 yaşından önce kuran kursuna gidilmesine mantıklı diyen birisinin ılımlı islamdan şikayet etmeye hakkı var mı?

çocuğa dini öğretme, 12 yaşından önce kuran kursuna gitmesini yasakla, başörtüsünü yasakla sonra da gel ılımlı islamdan şikayet et!

hiç inandırcı değilsiniz.

Ne olur daha fazla komik duruma düşürmeyin kendinizi.

Ha bi de GÖMLEK ÇIKARDIM DEMEKLE vs. demişsin:)

Konumuzun akp ile bir alakası var mı ki durup dururken siyasete çekmeye çalışıyorsun, ben gömlek çıkartanlardan değilim ki aklın sıra bana laf sokuşturmaya kalkıyorsun:)



Kocaman bir YALAN!

Kuran kurslarında bir çok ders gösteriliyor ve büyük çoğunluğu türkçe!

yazık gerçekleri ters yüz etmeye kalkmanız sizin için çok yazık!

Arkadaşım yemin ediyorum boş konuşuyorsun.. 60 yıl önce yapılandan şikayetçisin biri günümüzü yüzüne vurunca bende rahatsızım diyorsun.. Şurda seçime 1 ay kala sen 60 yıl öncesinin siyasetinden insanları sıkıştırmaya çalışıp birde zoru görünce üste çıkmaya çalışırsan sendende anca ben şucu değilm bucu değilim lafı çıkar.. Kendin serbest kürsüde siyasi bir konu üzerinden yorum yapıyorsun, sonra siyasete çekiyorsun gibi değişik yorumlar yapıyorsun..1 saattir bize chpli damgası vuruyorsun kendi yarana basılınca ben şucu bucu değilim diyorsun.. Sana nesin diye sormadım sen bunun farkında mısın..? Ülkenin ılımlı islam adında din değişimine sokulduğunun farkında mısın..? Ülkede ılımlı islam adına birazda avrupaya göz boyıycaz diye zinanın yasak olmaktan kalktığının domuz etinin serbest kaldığının farkında mısın? Değilsin çünkü kafa sadece karalama üzerine odaklanmış.. Yıllardır her seçim öncesi chp din düşmanı hikayeleri ile propaganda yapılıyor. Sende çanak tutuyorsun.. Tutmuyorsan parti , seni temsil eden yoksa mecliste en azından tarafsızca olayları değerlendirmeye çalış.. Değişeni değişmeyeni görmeye çalış.. Nerde...!!! Birileri sana zamanında öyle demiş öyle gidiyor.. Boşuna demiyoz önce Türkçe oku diye..

Bir önceki yorumun son cümlelerini iyi oku, insanlar ne zaman açık fikirli olur, baskıcı tutumdan kurtulur bazı yasaklar kendiliğinden kalkar dedim.. Sen görmek istediğini görünce öyle cevaplar çıkabiliyor aldırış etmiyorum alıştım bu forumda...

Evet beni yakaladın yalan söyledim.. :) :) Gİt işine arkadaşım.. Ne diye bu konuda yalan söyliyeyim..
 
Arkadaşım yemin ediyorum boş konuşuyorsun.. 60 yıl önce yapılandan şikayetçisin biri günümüzü yüzüne vurunca bende rahatsızım diyorsun.


ilk cümlen bu arkadaşım okuyunca devam edemedim:)

günümüzün yanlışlıklarını yazınca ben niye rahatsız olayım ve nerede ben de rahatsızım diye bir şey yazdım?

Asıl 60 yıl öncekilerin anlatılmasından, chpnin gerçek yüzünün ortaya konmasından rahatsız olan sizsiniz, o kadar rahatsızsınız ki bunların konuşulmasını istemiyor hemen konuyu değiştirmeye çalışıyorsunuz.

bugünki yanlışlıkların yazılmasından asla rahatsız olmam ama ben bu konunun değiştirilmesinden rahatsız olurum:)

bugünki yanlışlıklardan bahsedecekseniz gidersiniz konu açarsınız ben de bugünki yanlışlıkları yapanları sizinle beraber eleştiririm çünkü ben siz değilim, yanlışa yanlış derim.

Bi de yazını sonuna baktım: YALAN konusuna evet yalan söyledin!

kuran kurslarında türkçe eğitim verilmiyor gibi şeyler yazarsan bu ancak ve ancak kocaman bir yalandır!

Bende o kurslara gittim daha bir kere Türkçe okutanı ya da çocugunu o amaçla gönderen bir aile görmedim.

bunu sen yazdın!



DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI KUR'AN KURSLARI İLE ÖĞRENCİ YURT VE PANSİYONLARI YÖNETMELİĞİ

Devlet Bakanlığı ve Başbakan Yardımcılığından

Yayımlandığı Resmi Gazete Tarihi: 03/03/2000

Yayımlandığı Resmi Gazete No: 23982

.../..

Haftalık ders saatleri ve ders konularının işlenmesi

Madde 19 - Kurslarda haftalık ders saatleri:

a) Kur'an-ı Kerim'i yüzünden okuma çalışmaları yapılan kurslarda: 18 saat Kur'an-ı Kerim, 1 saat İtikat, 3 saat İbadet, 1 saat Siyer, 1 saat Ahlak dersi olarak 24 saat zorunlu ders yapılır.

b) Hafızlık çalışması yapılan kurslarda; haftalık ders programları 24 saat üzerinden düzenlenir. Bu sürenin 20 saati Kur'an-ı Kerim, 1 saati İtikat, 1 saati İbadet, 1 saati Siyer ve 1 saati de Ahlak dersi için ayrılır.

Gerektiğinde kurslarda ikili öğretim yapılabilir.

Tekli eğitim-öğretim yapılan kurslarda dersler 45, teneffüsler 15 dakika; ikili eğitim - öğretim yapılan kurslarda ise dersler 40, teneffüsler 10 dakika olarak uygulanır.

Programlarda yer alan dersin konusu, Öğrenci Yoklama ve Ders Defterine yazılarak dersi işleyen öğretici tarafından imzalanır.

DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI KUR'AN KURSLARI İLE ÖĞRENCİ YURT VE PANSİYONLARI YÖNETMELİĞİ

işte dersler, hadi buyur bana ahlak dersinin, itikat dersinin, siyer dersinin, ibadet dersinin TÜRKÇE OLMADIĞINI ispatla! bu derslerin NASIL ARAPÇA anlatılabileceğinden de bahsedersen iyi olur:)
 
biraz matematik hesabı yapalım

1950-27:1923

yani cumhuriyetin ilk kurulduğu günden beri millet bir diktatörün komutasında, zulum altında inim inim inlemiş.

bu durumda cumhuriyet idaresi zulümkar ve bu idarenin başında bulunan kişiler zalim ve diktatör oluyor.

zalim-dikatatör atatürk.

bu yazıyı yazan adamın söylemek isteyip de söyleyemediği şey bu. onun yerine ben söyleyeyim.

anadolu'da köylüler eşekleri yük çekmeyince şöyle bir laf söylerler:

"yazık sana verdiğim karpuz kabuklarına"
 
biraz matematik hesabı yapalım

1950-27:1923

yani cumhuriyetin ilk kurulduğu günden beri millet bir diktatörün komutasında, zulum altında inim inim inlemiş.

bu durumda cumhuriyet idaresi zulümkar ve bu idarenin başında bulunan kişiler zalim ve diktatör oluyor.

zalim-dikatatör atatürk.

bu yazıyı yazan adamın söylemek isteyip de söyleyemediği şey bu. onun yerine ben söyleyeyim.

anadolu'da köylüler eşekleri yük çekmeyince şöyle bir laf söylerler:

"yazık sana verdiğim karpuz kabuklarına"


siz niyet okuma makinesi mi geliştirdiniz?
 
yok niyet okuma makinesine gerek yok.

çünkü matematik diye bir bilim var. sadece onu kullanıyoruz.

eğer okuman, yazman ve dört işlem matematik bilgin varsa yazarın bunu dediğini görebilirsin.

ama görmek istersen tabi ki.
 
yok niyet okuma makinesine gerek yok.

çünkü matematik diye bir bilim var. sadece onu kullanıyoruz.

eğer okuman, yazman ve dört işlem matematik bilgin varsa yazarın bunu dediğini görebilirsin.

ama görmek istersen tabi ki.

yok okumam yazmam yok:)

burda mühim olan bu başlıkta bahsedilen şeyler olmuş mu? olmamış mı? doğru mu? değil mi?

Doğru ise bu yapılanlar zulüm değil midir?

bunlarla ilgili yazabiliyor musunuz?


yoksa siz de benim gibi okuması yazması olmayan birisi misiniz:)
 


Eğer bir kişi islam dinini gerçektende özüyle anlamış ve bu yol gösterme üzerine yaşıyorsa, dedikodu, gıybet, nifak gibi davranışların ne anlama geldiğini, iyimi kötümü olduğunu, kötü ise neden itibar edilmeyeceğini bilir.

Bir çok açıdan gelişme kaydetmiş toplumlara baktığımızda hayatı ilgilendiren farklı alanların iyi düzenlendiğini çabucak görebiliriz.

Sağlıklı işleyen sistemlerde unsurlar bir biri ile çatışmaz. Aksine unsurlar kendi ilgi alanlarında kalarak sistemim bir bütün olarak işletir.

Buna en canlı ve en güzel örnek olarak vücudumuz gösterilebilir.

4 temel faktör uyum içinde işlemeyen toplumlarda sıkıntı bitmez. İlerleme gözlenmez.

4 temel faktör; Ekonomi, Bilim ve sanat, Maneviyat, Hukuk.

Bu faktörlerden sadece bir tanesini en önemli kabul eden bir zihin hakkaniyet çerçevesinde itibar görmez.

Avrupalı veya gelişmiş kabul edilen toplumlarda farklı unsurlar görev alanlarında kaldığı için sorunlar olmasına rağmen azadır veya küçüktür.

Türkiye Cumhuriyeti Devletinin kuruluşu ve o yakın döneme ait gelişmeleri değerlendirirken bu günün şartlarına uyarlayarak suçlamalar türetmek akıl ve vicdan sahibi bir kişinin davranış şekli olamaz.

Bu ve benzeri gelişmeleri bilen ve çıkar amacı güden toplumlar veya sahtekar kişiler, bu konuları bazı toplumlar üzerinde çatışma ve kısırdöngü amacıyla kullanır.

Hiç bir Arab, bir Avrupa ülkesine gidip Ortodoks, Katolik ve Protestan mezhep ayrılığı konusunu kullanarak orada insanları birbirine kırdıramaz.

Hıristiyanların böyle bir konuya ilgi duymayacağını bilir. Çünkü karşısındaki toplum bu ve benzeri konular açısından gelişimini tamamlamış bir toplumdur.

Oysaki bir Avrupalı, bu konuda gelişimini tamamlayamamış veya bilinçli olarak kendisinin geri bıraktığı ve 3. sınıf dünya ülkeleri olarak değerlendirdiği bir yerde istediği kadar insanları bir birine kırdırabilir.


 
Geri
Üst