İşte en güzel zombiler!
Sonunda bu da oldu, Türkler zombi filmi çekti!
Sonunda bu da oldu, Türkler zombi filmi çekti! Sinema eleştirmeni iki genç, kafa kafaya verip, film çekmeye karar verdi ve ‘Ada: Zombilerin Düğünü’ ortaya
çıktı. Talip Ertürk ve Murat Emir Eren’in gözünden zombi filmlerine Türk usulü bir bakış atan film, bir yandan gülmekten öldürürken, bir yandan korkudan
titretecek. Filmin güzel zombileriyle bir araya gelip, ilk Türk zombileri konuştuk.
Türklerden zombi olur mu?
Rüya Önal: Gönüllü zombilerimizi görmeliydiniz. Birçok şehirden gelip aramıza katıldılar. Kanlı, ıslak ve paramparça kostümleriyle saatlerce çalıştılar ve çok
eğlendiler.
Esra Rüşan: Diğer zombilerden hiç farkı yok inan. Arada başörtülü
teyzeler de var ama zombi olduktan sonra Türkmüş, Amerikalıymış,
pek fark etmez. Gönlümüzde hepsinin yeri aynı.
Gülüm Baltacıgil: Yıllarca Batılı tiplerin zombileştiğini izledik. Etrafımızdaki insanların yaşayan ölülere dönüştüğüne tanık olmak işin ilginç ve güldürücü ama bir o kadar da gerçekçi tarafı oldu.
FOTO GALERİ İÇİN TIKLAYIN
ZOMBİ OLMAK İYİ BİR DENEYİMDİ
Zombi filminde oynamak zor verilmiş bir karar olabilir mi, filmle buluşmanız nasıl oldu?
R.Ö.: Yönetmenlerden Murat Emir Eren’le daha önce bir kısa filmde çalışmıştık. O günden beri bahsettiği bir projeydi aslında...
Benim de o gün onaylayıp “Tamam” dediğim bir iş oldu.
E.R.: Filmle buluşmam aslında bir anda ol du. Yönetmen Talip Ertürk ve Murat Emir Eren’i daha önceden tanıyordum, bir film hazırlıkları içerisinde olduklarını duymuştum ama bana Gamze rolünü teklif ettiklerinde çok şaşırdım ve düşünmeden kabul ettim. İyi ki de etmişim. Çok güzel bir süreçti.
G.B.: Oynadığım ilk sinema filmi olan ‘Bir Tuğra Kaftancıoğlu Filmi’nin basın
gösteriminin ardından yönetmenler
benimle temasa geçtiler ve projelerinden bahsettiler. Böylece ekiple tanışmış oldum.
Oyuncu olarak az rastlanır bir rol üstlendiniz, zombi olmak nasıl bir deneyim yaşattı size?
G.B.: Zombi olmak farklı şekilde sinir bozucuydu belki de... Ama o zombi makyajını yaptırmak bile başlı başına güzel bir deneyim oldu benim için!
Zombi filmi teklif edildiğinde ilk tepkiniz ne oldu?
R.Ö.: “Niye?” ve “Nasıl?” Neyse ki Murat’ın gayet açıklayıcı cevapları vardı. Asıl eğlenceli olan çevremdekilerin verdikleri tepkileri izlemekti.
E.R.: Üzerine çok düşünmedim. Sadece “Çok eğleneceğiz” dedim ve gerçekten çok eğlendik. Sonra prova süreci başladı ve kafamda ufak ufak şimşekler çaktı, “Nasıl yapacağım?” diye. Ama yönetmenlerimiz tüm sorunları çözdü.
Çevreniz rolleriniz hakkında ne düşündü?
G.B.: Çok ilgi çekici oldu. Bir çok arkadaşım figürasyonda yer almak için benimle temasa geç ti. Etrafımda ne kadar çok insanın zombi filmi takipçisi olduğunu anlamış oldum.
FİLMDE ÇAYCI ZOMBİ VAR
Filmin belki de en önemli noktası makyajı. Bu konu nasıl halledildi?
R.Ö.: Makyaj çok önemliydi ve burada Dükkan-ül Hayal ekibi devreye girdi. Saatler süren çalışma sonunda çok etkileyici şeyler ortaya çıktı. Ayrıca ‘çaycı zombi ’, ‘başörtülü teyze zombi ’ gibi daha Türk kokan zombiler filme renk
kattı.
Yönetmenlerin ilk uzun metraj deneyimi, çekimler nasıldı?
G.B.: Film ekibi şahaneydi. Herkes özverili, komik, akıllı ve birbiriyle uyumluydu. Bu film, bir çoğumuz için yolun başlangıcını temsil ediyor. Dolayısıyla hemen hemen hepimiz aynı ümidi paylaşıyoruz.
YÖNETMENLERE SAYGI DUYUYORUZ
“Çekimlerde enteresan bir şey oldu mu” sorusu tam bu filme uygun sanırım?
R.Ö.: Ada’daki teyzelerin ve çocukların çekirdek çitleyerek zombi katliamını seyretmeleri bayağı enteresandı.
Filmin yönetmenleri Talip Ertürk ve Murat Emir Eren için neler söylersiniz?
G.B.: Çok tatlı iki insan. Akıllı ve esprili tipler. Oturdukları yerden, yapılan herşeye çamur atıp, her hangi bir üretime geçmeyen çoğu sinema
meraklısının aksine, aslında işleri eleştirmenlik olmasına rağmen, “Bir de biz çekelim bakalım” deyip, bu işe cesaret ettikleri için onlara saygı duyuyorum.
Filmin gişe beklentisi ne?
G.B.: Film, sinema meraklıları arasında daha çekimleri başladığından beri heyecanla bekleniyor. Epey ümitliyiz filmden.
Sonunda bu da oldu, Türkler zombi filmi çekti!

Sonunda bu da oldu, Türkler zombi filmi çekti! Sinema eleştirmeni iki genç, kafa kafaya verip, film çekmeye karar verdi ve ‘Ada: Zombilerin Düğünü’ ortaya
çıktı. Talip Ertürk ve Murat Emir Eren’in gözünden zombi filmlerine Türk usulü bir bakış atan film, bir yandan gülmekten öldürürken, bir yandan korkudan
titretecek. Filmin güzel zombileriyle bir araya gelip, ilk Türk zombileri konuştuk.
Türklerden zombi olur mu?
Rüya Önal: Gönüllü zombilerimizi görmeliydiniz. Birçok şehirden gelip aramıza katıldılar. Kanlı, ıslak ve paramparça kostümleriyle saatlerce çalıştılar ve çok
eğlendiler.
Esra Rüşan: Diğer zombilerden hiç farkı yok inan. Arada başörtülü
teyzeler de var ama zombi olduktan sonra Türkmüş, Amerikalıymış,
pek fark etmez. Gönlümüzde hepsinin yeri aynı.
Gülüm Baltacıgil: Yıllarca Batılı tiplerin zombileştiğini izledik. Etrafımızdaki insanların yaşayan ölülere dönüştüğüne tanık olmak işin ilginç ve güldürücü ama bir o kadar da gerçekçi tarafı oldu.
FOTO GALERİ İÇİN TIKLAYIN
ZOMBİ OLMAK İYİ BİR DENEYİMDİ
Zombi filminde oynamak zor verilmiş bir karar olabilir mi, filmle buluşmanız nasıl oldu?
R.Ö.: Yönetmenlerden Murat Emir Eren’le daha önce bir kısa filmde çalışmıştık. O günden beri bahsettiği bir projeydi aslında...
Benim de o gün onaylayıp “Tamam” dediğim bir iş oldu.
E.R.: Filmle buluşmam aslında bir anda ol du. Yönetmen Talip Ertürk ve Murat Emir Eren’i daha önceden tanıyordum, bir film hazırlıkları içerisinde olduklarını duymuştum ama bana Gamze rolünü teklif ettiklerinde çok şaşırdım ve düşünmeden kabul ettim. İyi ki de etmişim. Çok güzel bir süreçti.
G.B.: Oynadığım ilk sinema filmi olan ‘Bir Tuğra Kaftancıoğlu Filmi’nin basın
gösteriminin ardından yönetmenler
benimle temasa geçtiler ve projelerinden bahsettiler. Böylece ekiple tanışmış oldum.
Oyuncu olarak az rastlanır bir rol üstlendiniz, zombi olmak nasıl bir deneyim yaşattı size?
G.B.: Zombi olmak farklı şekilde sinir bozucuydu belki de... Ama o zombi makyajını yaptırmak bile başlı başına güzel bir deneyim oldu benim için!
Zombi filmi teklif edildiğinde ilk tepkiniz ne oldu?
R.Ö.: “Niye?” ve “Nasıl?” Neyse ki Murat’ın gayet açıklayıcı cevapları vardı. Asıl eğlenceli olan çevremdekilerin verdikleri tepkileri izlemekti.
E.R.: Üzerine çok düşünmedim. Sadece “Çok eğleneceğiz” dedim ve gerçekten çok eğlendik. Sonra prova süreci başladı ve kafamda ufak ufak şimşekler çaktı, “Nasıl yapacağım?” diye. Ama yönetmenlerimiz tüm sorunları çözdü.
Çevreniz rolleriniz hakkında ne düşündü?
G.B.: Çok ilgi çekici oldu. Bir çok arkadaşım figürasyonda yer almak için benimle temasa geç ti. Etrafımda ne kadar çok insanın zombi filmi takipçisi olduğunu anlamış oldum.
FİLMDE ÇAYCI ZOMBİ VAR
Filmin belki de en önemli noktası makyajı. Bu konu nasıl halledildi?
R.Ö.: Makyaj çok önemliydi ve burada Dükkan-ül Hayal ekibi devreye girdi. Saatler süren çalışma sonunda çok etkileyici şeyler ortaya çıktı. Ayrıca ‘çaycı zombi ’, ‘başörtülü teyze zombi ’ gibi daha Türk kokan zombiler filme renk
kattı.
Yönetmenlerin ilk uzun metraj deneyimi, çekimler nasıldı?
G.B.: Film ekibi şahaneydi. Herkes özverili, komik, akıllı ve birbiriyle uyumluydu. Bu film, bir çoğumuz için yolun başlangıcını temsil ediyor. Dolayısıyla hemen hemen hepimiz aynı ümidi paylaşıyoruz.
YÖNETMENLERE SAYGI DUYUYORUZ
“Çekimlerde enteresan bir şey oldu mu” sorusu tam bu filme uygun sanırım?
R.Ö.: Ada’daki teyzelerin ve çocukların çekirdek çitleyerek zombi katliamını seyretmeleri bayağı enteresandı.
Filmin yönetmenleri Talip Ertürk ve Murat Emir Eren için neler söylersiniz?
G.B.: Çok tatlı iki insan. Akıllı ve esprili tipler. Oturdukları yerden, yapılan herşeye çamur atıp, her hangi bir üretime geçmeyen çoğu sinema
meraklısının aksine, aslında işleri eleştirmenlik olmasına rağmen, “Bir de biz çekelim bakalım” deyip, bu işe cesaret ettikleri için onlara saygı duyuyorum.
Filmin gişe beklentisi ne?
G.B.: Film, sinema meraklıları arasında daha çekimleri başladığından beri heyecanla bekleniyor. Epey ümitliyiz filmden.