İşte 'O' An Kareleri - 48

Tunyukuk

New member
Katılım
9 May 2007
Mesajlar
17,591
Reaction score
0
Puanları
0
Konum
Ya yağmur gibi yağarsınız yada lağım gibi akarsını

Yıllardır süren Hindistan ile Pakistan arasındaki gerilim, iki tarafın liderlerinin girişimleriyle yavaş yavaş azalmaya yüz tutuyor. Bunun en tipik göstergesi, iki ülke kriket takımlarının karşı karşıya gelebilmeleri. Kriket, her iki ülkede de müthiş bir tutkuyla seviliyor ama Hindistan ile Pakistan arasında Hindistan'ın Mohali kentinde oynanacak maç öncesinde bekleyen bu polisler, hiç de bu kriket tutkusunu yansıtmıyor. Yağmur çiseliyor. Ellerinde sopaları, başlarında kendi imalatları şapkaları her ikisi de müthiş bezgin görünüyor.



Soğuk havası ve özellikle de kışın bıçak gibi keskin rüzgarıyla ünlüdür New York. Fotoğrafta kar yağış öne çıkıyor. Keskin rüzgar da 'o' anda ‘Ben de burdayım’ diyor. Yayaların birbirine paralel yürüyüşleri ve özellikle de en geridekinin yüzü gözönüne alındığında New York'un bir şarkıdaki benzetmeyle, kanatan rüzgarı bu 'o' anda da esiyor.



AP Ajansı'nın bu fotoğrafıyla birlikte gönderilen alt yazının ikinci bölümü şöyle: ''Çin Halk Cumhuriyeti Başyargıcı, sel gibi gelen, dağ gibi yığılan şikayetler üzerine ülke yargı sistemindeki profesyonel standartları geliştireceklerini ve halka daha fazla kulak vereceklerini bildirdi.” Fotoğraf, halka kulak verme standardını akla getiriyor. Zira fotoğraf, Çin Halk Cumhuriyeti Halk Kongresi'nde bu sorunların ele alındığı 3 saatlik oturumun 'o' anını gösteriyor.



Portre, Amerika Birleşik Devletleri'nden. Bir evsiz, ağır kış koşulları nedeniyle sığındığı bir barınakta ısınmaya çalışıyor. Ortamın sıcaklığı yüzünün alt tarafında kendini gösteriyor ama umutsuzluk ve boşvermişliğin yerleştiği gözlerindeki soğukluk hala orada duruyor. Ayrıca bir kurt gibi bakıyor. Zaten fotoğraf Türkçe ‘kurt’ anlamına gelen ‘wolf’ başlığıyla serviste bulunuyor.




Afganistan’ın Kabil sokakları. Sanki bu ülkedeki ışık, foto muhabirlerine iltimas geçiyor. Dünyanın en geri kalmış beşinci ülkesi olduğunu göstermeleri için foto muhabirlerine yardım ediyor. Yine de daha başarılı çalışmalarına daha önce de yer verdiğimiz AP muhabiri Thomas Munita'nın hakkını teslim etmek gerekiyor.



Fotoğraf Irak'tan. Araçlarına ateş açıldı ve iki korumasıyla kendisi oracıkta öldü. Bekliyordu belki ama Bağdat'taki Karakol Komutanı Albay Ahmet Abeis, orada ‘o’ anlarda saldırıya uğrayacağını bilemedi. Olay yerine koşan kardeşi de ağabeyinin cesediyle karşılaşınca üzüntüden ne yapacağını bilemedi. Önce kendini yerden yere attı, sonra da bu 'o' an oluştu.



Uluslararası gündemin önemli konularından birine dair bir fotoğraf. Asker, Lübnan'dan çekilen Suriye Ordusu neferlerinden biri. Fotoğrafta altta çadırın üzerinde bulunduğu kamyonun çürümeye yüz tutmuş tahta karoserinin bir parçasını görüyoruz. Çadıra girip çıkan askerlerin bıraktığı çamur izlerine dikkat ediyoruz. Sonra da çadırın uyduruk oradan buradan bulunmuş bağcıklarına, askerin miğferindeki yırtık pırtık kamuflaj filesine takılıyoruz. Motivasyonunun ne durumda olduğunu gösteren bakışını gözlüyoruz. Eğer çok uzun soluklu bir çatışma sözkonusu değilse bu ayrıntıların bir ordunun durumuna dair ipuçları verebildiğini biliyoruz. Böylelikle Suriye'nin Amerika'dan ve Avrupa'dan gelen ''Çekil!'' çağrısına neden hemen uyduğunu anlayabiliyoruz.



Afganistan'daki ışığın orada çalışan foto muhabiri meslektaşlarımıza iltimas geçtiği yolundaki görüşümüzü destekleyen bir fotoğraf. Başkent Kabil yakınlarındaki bir nehrin kenarında AP fotoğrafçısı David Guttenfelder ‘o’ anı elde etti. Işık sanki 'o' andaki uhrevi eylemi bilmekteydi de kameraya bu bilinçle yerleşmekteydi. Çünkü 'o' anda bu adam akşam namazı için abdest almaktaydı.



Fotoğraf Hindistan'da çekildi. Bu insanlar, adamın şapkasındaki yazıdan da anlaşıldığı üzere sürgünde yaşayan Tibetliler. Tibetliler’in Çin'e karşı ayaklanmasının ve dolayısıyla işgalin başlamasının 46'ıncı yılı anısına gösteri yapıyorlar. Ve 'o' anda, net olanı da flu olanları da kültürlerine has bir tevekkülü sergiliyorlar.



Fotoğrafın beri tarafı Filistin, öte tarafı tartışmalı olarak İsrail. Bir Filistinli kız çocuğu, İsrail'in ördüğü duvarın dibinde otobüs bekliyor. Küçük kızın varlığıyla boyutları daha da büyüyen duvar, 'o' anda bölgedeki sorunun boyutlarını da temsil ediyor.



Kimimizin daha az, kimimizin daha çok, hepimizin böyle ağladığı anlar olmuştur. Ama 17 yaşındaki Sabrina'nın gözyaşları çok acı yüklü. Amerika New Orleans'taki evi yanmış. Yangında ailesinden 11 kişiyi kaybetmiş. Gözyaşlarının üzerindeki yük bu kadarla da bitmiyor. Yangın mumdan çıkmış çünkü yanan evlerine daha yeni taşındıkları için elektrik henüz bağlanmamış. Gözlerinin içinde başka bir gerçeğin hüznü de var. Aileden 4 kişi kurtulabilmiş. Yani küçücük bir evde 15 kişi yaşamaktaymış.



Fotoğraf Meksika'dan. Arkadaki şirin dev kukla, Amerika Birleşik Devletleri Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice'ı temsil ediyor. Önde ise kızgın bir genç ve üzerinde bandajlar. Yaralı olduğunu düşünen ve bundan ötürü arkadakine kızgın olan bir ulusu temsil ediyor. Rice, iki ülke arasındaki sorunları halletmek için Meksika'ya gitti. Sadece iki ülke arasındaki su sorunu halledildi. Öteki sorunlar, özellikle de kendi açılarından Meksikalılar’ın canını yakan göçmen sorunu çözülemedi. Yani fotoğrafın temsil ettiği manzara 'o' anda da şu anda da geçerliliğini koruyor.



Eğer Mart ayının ilk dolunayında Hindistan'ın kuzeyine gitmeyi planlayorsanız, bu sahnenin başınıza gelmesini hatta daha da ötesini göze almanız gerekiyor. Fotoğraf, Allahabad kentinde çekildi. Holi adı verilen festival sırasında insanlar birbirlerine ‘gulal’ adı verilen boyayı sürüyor. Amaç baharın gelişini kutlamak. Bu sahnenin kendilerine iyi şans getireceğine inanıyorlar. Bir de iyi bir kısmet...



Afganistan'dan bir fotoğraf. Gençler Kabil'deki Kale-i Biland'ın duvar dibinde voleybol oynamakta. Tam eşit olarak olmasa da kare, filenin direklerinden biriyle ikiye bölünmüş. 'O' anda da dikkatler de ikiye bölünmüş. Oynayanlar ve seyredenler voleybol maçına dikkat kesilmişken çocuk, foto muhabiri Tomas Munita'yı seyrediyor. Dikkati çekmekten hoşnut, gururla gülümsüyor.



Hatıra amacıyla yapılmış bir kırmızı bere değil... Lübnan'da Komünist Parti üyeleri giyiyor bu bereleri. Bebeğe de giydirmişler. Annesi ve babası Lübnan'da Komünist Parti'nin düzenlediği mitinge onu da götürmüş. Komünist denince eski zamanda hatta eski zamandan kalmış önyargılarla hiç uymayan bir görüntü. Bir zamanlar Türkiye de dahil bazı ülkelerde komünistlerin ''yaratık'' olduğunu sananlar vardı. Aslında bu fotoğrafların gerisinde olanlar da yine önyargılar ışığında komünizme uymuyor. Lübnan'da komünistler, son gelişmeler karşısında ne muhalifler ne de Suriye yanlısılar. Kendileriyle ilgili önyargılara tezat, orta yolcular. Bebeğe de şöyle bir sıfat yakıştırılmasına yol açmaktalar: Acemi komünist...



Shingon Tarikatı’na mensup bir dağ rahibi, ateşi tutuşturduktan sonra dumandan çok etkilenmiş. Oysa bu rahip ve aynı tarikata mensup öteki keşişler, aynı ateşin çok daha rahatsız etmesi gereken etkisinden hiç etkilenmeyecekler. Orada, Japonya'da Tokyo yakınlarındaki Takao Dağı'nda birazdan budizmin en sert ayinlerinden biri yapılacak. Shingon Tarikatı’na mensup dağ rahipleri, dünya barışı için çıplak ayakla kor ateşin üzerinde yürüyecek.



İngilizlerin geleneksel sporu polodan bir 'o' an. Mavili takımın 2 numaralı oyuncusu, atının boynunun üzerinden uçup omuzlarının üzerine düşmüş. Düşüşün ne kadar riskli olduğu görülüyor ama binicinin yüzü görülmüyor. O bir prens. Veliaht Prens Charles'ın büyük oğlu William. Ortadaki sarı formalı da kardeşi Harry. 'O' anda İngiltere'nin olası kralı kafa üstü çakılmış, yerde fena durumda. Diğerleri ise tipik İngiliz soğukkanlılığı sergilemekte.



Tanıdık bir yüz, yabancısı olduğumuz bir yüz ifadesiyle ‘o’ anda karşımızda. NBA Ligi’nde Detroit Pistons'ın guardı Carlos Arroyo, havalanmış potaya doğru uçuyor. Utah Jazz'ın oyuncusu Mehmet Okur ise topu çelmeye çalışıyor. Hemen hemen her sporcunun kritik hareketler sırasında tipik mimikleri vardır. Kimi dudaklarını ısırır kimi büzer. Bu 'o' an sayesinde öğrendik ki Mehmet Okur böyle anlarda dilini çıkarıyor.



Yer Mentoda Gölü. Hani ressamlar, eserlerini üretirken şöyle bir geriye çikilip ne yaptıklarını gözden geçirirler ya, bu da öyle bir şey. Tabiatın donmuş gölü tuval, rüzgarı fırça olarak kullanıp kardan yarattığı desenlerin uçaktan görünüşü. Ve bunlar arasında gezinen bir kayakçı...​

16 Mart 2005
 
Geri
Üst