İhanet anlaşması
Erdoğanın ABD ziyareti öncesi sonlandırılmaya çalışılan kan pazarlığı, yürekleri kanatıyor...
İsrail ve Türkiye arasında çerçeve anlaşmanın imzalanması Şehit başına 100 bin dolarlık maddi karşılıkların konuşulması İsraile karşı açılan davaların düşürülmesi... Yeni davalara karşı Meclis kalkanı getirilecek olması tahammül sınırlarını zorluyor. Yanlışlıklara ilk günden beri dikkat çeken Milli Gazeteye bir destek de İHHdan geldi. İnternet sitesinden yaptığı açıklamayla pazarlık sürecine tepki gösteren İHH, Mescid-i Aksaya karşı sorumluluğumuzun bir gereği olarak, abluka kalkmadan, suçlular cezalandırılmadan tazminat konusunun konuşulması ve bu mahiyette bir anlaşmanın kabulü Kudüse ihanettir yorumu yapıldı.
Anlaşma Kudüse ihanettir
İHH gelinen noktada rahatsızlığını internet sitesinde yaptığı bir açıklamayla ortaya koydu. İHHnın açıklamasında İHH ve Filonun diğer organizatörleri, şehit aileleri, bu gemilere yardım malzemesi verenler ve tüm yolcular olarak tekrar altını çiziyoruz ki; öncelikle Mavi Marmara Kudüs-Filistin mücadelesinin bir parçasıdır. Şehitlerimizin manevi şahsiyetine, onurlu mücadelelerine ve Filistin halkının onurlu mücadelesine ve Mescid-i Aksaya olan sorumluluğumuzun bir gereği olarak, abluka kalkmadan ve suçlular cezalandırılmadan tazminat konusunun konuşulması ve bu mahiyette bir anlaşmanın kabulü Kudüse ihanettir denildi.
Her naziye cezası çektirilmişti
İsraille büyük tepki çeken pazarlıklara ilişkin İHHnın açıklamasında Meseleyi zaten İsrail için çok kolay ve hazır olduğu tazminat konusuna indirgedi. Üstelik de benzer vakalarda uluslararası hukukun gerekleri bile örnek alınmadan tazminat hesaplama görüşmelerine başlandı. İsrailin istediği de tam olarak buydu. Bir an önce ödeme yapıp bu işi kapatmak. Yeter ki katiller yargılanmasın! Oysa İsrail yine iyi biliyordu ki, kendisi Almanyaya ödete ödete bitiremediği tazminatla asla mutmain olmayıp her Nazinin cezasını çekmesini sağlamıştı ifadeleri dikkat çekti.
Hükümet vicdanları yaralar
Hunharca cinayetler işleyen katillere karşı 37 ülkeden insanın hak aradığı Mavi Marmara Ceza Davasındaki hukuk mücadelemiz devam edecektir uyarısı yapılan sözkonusu açıklamada Türkiyeli yetkililer, bu görüşmelerde suçluların cezalandırılmasını engelleyici bir anlaşmaya varacak olursa hem insanlığın onuru çiğnenmiş hem de vicdanlar yaralanmış olacaktır. Yapılacak bir anlaşma ile abluka ve davaların düşmesi gibi bir sonuç alınacak olursa kaybeden taraf Türkiye olacaktır değerlendirmesi yapıldı.
İsrail görüşmeden memnun... 3. tura gerek kalmayabilir
Türkiye ile İsrail arasındaki pazarlık görüşmelerinin ilk ayağı 22 Nisanda Ankarada yapılmıştı. Görüşmelerde İsraili temsil eden Ulusal Güvenlik Konseyi Başkanı Yaakov Amidror, başında kipası ile Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç ile görüşmüştü. İlk tur görüşmelerin ardından İsrailli heyetle tazminatı belirleyecek parametreler üzerinde durulduğu ve bir metin üzerinde anlaşıldığı açıklanmıştı. Dün gerçekleştirilen ikinci tur görüşmelerin ardından Türk ve İsrail heyeti taslak anlaşma metni konusunda mutabakata vardı. İsrailin Mavi Marmara katliamı için her türlü suçlamayı reddedip tazminat ödemeyi kabul etmesiyle başlayan kan pazarlığının ardından konuşan bir İsrailli yetkilinin Görüşmeler çok olumlu ve yapıcı geçti. Belki de üçüncü bir görüşmeye gerek kalmayacak açıklaması ise çok şeyler anlatıyor.
Şehit yakınları da kan pazarlığına tepkili!
KAN pazarlığına şehit aileleri de tepkili. Şehit Çetin Topçuoğlunun eşi Çiğdem Topçuoğlu: Biz şehit aileleri olarak bu anlaşmayı kabul etmiyoruz. İsraili korumaya alacak olan yasanın TBMMden geçmesini de doğru bulmuyorum. Hükümet şu an İsraille sadece kendi sorununu çözüyor, bizim sorunlarımızı çözmüyor. Biz Filistin özgürleşene kadar Siyonist köpekleri affetmeyeceğiz. Namazlarımızda Filistine dua Siyonistlere lanet okumaya devam edeceğiz diyerek olası gelişmelere tepki gösterdi. Furkan Doğanın babası Ahmet Doğan da, İsrailin Türkiyeden özür dilemesi ve tazminat tek başına yeterli değil. Gazzeden ambargonun kaldırılması da gerekir. Zira, oğlum bu uğurda şehit oldu dedi.
İsrailin gün gün suç çetelesi
İsrailin Türkiyenin Gazzeye uygulanan ambargoyu kaldırmayı kabul ettiği yönünde basında çıkan haberlerin ardından 23 Martta İsrail Ulusal Güvenlik Konseyi Başkanı Yaakov Amidror, ülkesinin ambargonun her halükarda kalkacağı yönünde bir söz vermediğini, ihtiyaç duyulması halinde ambargonun sıkılaşabileceğini söyledi.
Hamursuz Bayramını bahane eden Yahudi yerleşimciler 24 Martta polis koruması altında Mescid-i Aksanın avlusuna girdi.
El Halil kentinde ise, Hamursuz Bayramı nedeniyle 25 Martta İbrahim Camii ibadete kapatıldı ve Yahudilere tahsis edildi. Altısı çocuk toplam 26 Filistinli sivil Batı Şeriada tutuklandı.
Gazze Şeridi ve İsrail arasındaki sınır geçişleri beş gün boyunca tamamen kapatıldı. Ceninin kuzeyinde Al-Jalama ticari geçişi genişletmek için 3 dönüm araziye el konuldu.
İsrail kuvvetleri Beytüllahimdeki el-Hadar köyünde inşa edilecek onlarca konut birimi için toprakları tasfiye çalışmalarına başladı.
İsrail, 26 Mart günü Gazzeli balıkçıların 6 mil olan sınırlarını 3 mile düşürdü. Ambargo nedeniyle birçok ihtiyacını karşılayamayan Gazze halkı bu uygulamayla açlıkla baş başa bırakıldı.
İsrail askerleri, bölgedeki evlere düzenlediği baskında yine aynı gün Hamasın siyasi kanadını teşkil eden Değişim ve Reform Bloku milletvekili Muhammed Cemal en-Netşeyi tutukladı.
İsrail kuvvetleri 28 Martta Tulkarmın doğusundaki Anabta köyünde iki Filistinli sivili öldürürdü, dört sivili de yaraladı.
29 Martta Batı Şeriadaki gösterilerde dördü çocuk ikisi foto muhabiri altı Filistinli sivil tutuklandı. Gazze Şeridi ile İsrail arasındaki sınır geçişleri dört gün boyunca tamamen kapatıldı.
İsrailli yerleşimciler Beytüllahimdeki el-Kader köyünde 200 zeytin ağacını söktü.
3 Nisanda Batı Şerianın Tulkerm kentinde, İsrail askerleri tarafından ateş sonucu yaralanan Filistinli 2 genç hayatını kaybetti.
Utanç Duvarı ve yerleşimcilere karşı gerçekleştirilen protestolarda üçü çocuk biri kadın on Filistinli İsrail hapishanelerindeki mahkumlara destek verdikleri gerekçesiyle tutuklanarak göz altına alındı.
4 Nisanda İsrail kuvvetleri Gazze Şeridinin güneyindeki Karara köyündeki evlere ve tarım arazilerine ateş açtı. Batı Şeriada sekizi çocuk toplam 55 kişi gözaltına alındı.
Gazze Şeridi ile İsrail arasındaki sınır geçişleri üç gün boyunca tamamen kapatıldı. İkisi çocuk, dört Filistinli sivil kontrol noktasından geçerken tutuklandı.
5 Nisanda İsrail kuvvetleri El Halil kentinin güneyindeki bir su kuyusunu yerle bir etti. El Halil şehrindeki 100 zeytin ağacı, 200 badem ağacı kesildi.
6 Nisanda İkisi çocuk dört Filistinli sivil Batı Şeriaya düzenlenen saldırılar sırasında yaralandı. Gazze Şeridinin merkezinde bir çoban İsrail kuvvetlerinin kendisine açtığı ateş sonucunda yaralandı.
11 Nisanda Yedisi çocuk 40 Filistinli Batı Şeriada tutuklandı. Gazze Şeridi ile İsrail arasındaki sınır geçişleri dört gün boyunca tamamen kapatıldı.
22 Nisan da Beytüllahimin güneydoğusundaki Takou köyünde bir çocuk İsrailli bir yerleşimcinin saldırısına uğradı.
Hamasa düzenlenen baskınlarla yetinmeyen İsrail, 27 Nisanda Gazzeye hava saldırı düzenledi.
30 Nisanda İsrail ordusu Gazzeye hava saldırısı düzenledi. Saldırıda bir Filistinli güvenlik görevlisi şehit oldu.
3 Mayıs tarihlerinde İsrail Hizbullaha yardım gittiğini bahane ederek Suriyeye iki kez hava saldırısı düzenledi.
22 Mart tarihinde İsraili ziyaret eden Obamanın, telefon diplomasisiyle, başlattığı sürecin ardından İsrail, Filistindeki katliamlarına hız verdi. Başlayan yeni süreçte İsrailin Gazzeye ablukayı kaldıracağı iddia edilmişti. Verdiği sözlerin hiçbirini yerine getirmeyen İsrail bu da yetmez gibi iç karışıklık içinde olan Suriyeyi bomba yağmuruna tutuyor.
İşlenen insanlık suçları
1- İsrailin Türkiyenin Gazzeye uygulanan ambargoyu kaldırmayı kabul ettiği yönünde basında çıkan haberlerin ardından 23 Martta İsrail Ulusal Güvenlik Konseyi Başkanı YaakovAmidror, ülkesinin ambargonun her halükarda kalkacağı yönünde bir söz vermediğini, ihtiyaç duyulması halinde ambargonun sıkılaşabileceğini söyledi.
2- Ardından Hamursuz Bayramını bahane eden Yahudi yerleşimciler 24 Martta İsrail polisinin koruması altında Mescid-i Aksanın avlusuna girdi.
3- El Halil kentinde ise, Hamursuz Bayramı nedeniyle 25 Martta İbrahim Camii ibadete kapatıldı ve Yahudilere tahsis edildi. Altısı çocuk toplam 26 Filistinli sivil Batı Şeriada tutuklandı.
4- Gazze Şeridi ve İsrail arasındaki sınır geçişleri beş gün boyunca tamamen kapatıldı. Ceninin kuzeyinde Al-Jalama ticari geçişi genişletmek için 3 dönüm araziye el konuldu.
5- İsrail kuvvetleri Beytellahimdeki el Hadar köyünde inşa edilecek onlarca konut birimi için toprakları tasfiye çalışmalarına başladı.
6- Müslümanların kutsal yerlerine saldıran İsrail bu da yetmezmiş gibi 26 Mart günü Gazzeli balıkçıların 6 mil olan sınırlarını 3 mile düşürdü. Siyonistlerin uyguladığı ambargo nedeniyle birçok ihtiyacını karşılayamayan Gazze halkı bu uygulamayla açlıkla baş başa bırakıldı.
7- İsrail askerleri, bölgedeki evlere düzenlediği baskında yine aynı gün Hamasın siyasi kanadını teşkil eden Değişim ve Reform Bloku milletvekili Muhammed Cemal en-Netşeyi tutukladı.
8- İsrail kuvvetleri 28 Martta Tulkarmın doğusundaki Anabta köyünde iki Filistinli sivili öldürürdü, dört sivili de yaraladı.
9- 29 Martta Batı Şeriadaki gösterilerde dördü çocuk ikisi foto muhabiri altı Filistinli sivil tutuklandı. Gazze Şeridi ile İsrail arasındaki sınır geçişleri dört gün boyunca tamamen kapatıldı.
10- İsrailli yerleşimciler Beytellahimdeki el-Kader köyünde 200 zeytin ağacını söktü.
11- 3 Nisan da Batı Şerianın Tulkerm kentinde, İsrail askerleri tarafından ateş sonucu yaralanan Filistinli 2 genç hayatını kaybetti.
12- Utanç Duvarı ve yerleşimcilere karşı gerçekleştirilen protestolarda üçü çocuk biri kadın on Filistinli İsrail hapishanelerindeki mahkumlara destek verdikleri gerekçesiyle tutuklanarak göz altına alındı.
13- 4 Nisan da İsrail kuvvetleri Gazze Şeridinin güneyindeki Karara köyündeki evlere ve tarım arazilerine ateş açtı. Batı Şeriada sekizi çocuk toplam 55 kişi gözaltına alındı.
14- Gazze Şeridi ile İsrail arasındaki sınır geçişleri üç gün boyunca tamamen kapatıldı. İkisi çocuk, dört Filistinli sivil kontrol noktasından geçerken tutuklandı.
15- 5 Nisanda İsrail kuvvetleri El Halil kentinin güneyindeki bir su kuyusunu yerle bir etti. El Halil şehrindeki 100 zeytin ağacı, 200 badem ağacı kesildi.
16- 6 Nisanda İkisi çocuk dört Filistinli sivil Batı Şeriaya düzenlenen saldırılar sırasında yaralandı. Gazze Şeridinin merkezinde bir çoban İsrail kuvvetlerinin kendisine açtığı ateş sonucunda yaralandı.
17- 11 Nisanda Yedisi çocuk 40 Filistinli Batı Şeriada tutuklandı. Gazze Şeridi ile İsrail arasındaki sınır geçişleri dört gün boyunca tamamen kapatıldı.
18- 22 Nisan da Baytellahimin güneydoğusundaki Takou köyünde bir çocuk İsrailli bir yerleşimcinin saldırısına uğradı.
19- Hamasa düzenlenen baskınlarla yetinmeyen İsrail 27 Nisan da İsrail askerleri Gazzeye hava saldırı düzenledi.
20- 30 Nisan da İsrail ordusu Gazzeye hava saldırısı düzenledi. Saldırıda bir Filistinli güvenlik görevlisi
21- 3 Mayıs tarihlerinde İsrail Hizbullaha yardım gittiğini bahane ederek Suriyeye iki kez hava saldırısı düzenledi.
İ.H.H. İsrailin istediği oldu
İsrail Filistindeki ambargo ve katliamlarına devam ederken İHH İnsani Yardım Vakfından, İsrailde; Türkiye ile İsrail arasında gerçekleştirilen Mavi Marmara görüşmeleri hakkında bir açıklama geldi. Paranın Gücü mü? Hukukun Gücü mü? başlıklı diplomatik dille yapılan İHHnın açıklamasında ince ve önemli eleştiriler yer aldı. İsraille büyük tepki çeken pazarlıklara ilişkin açıklamada Meseleyi zaten İsrail için çok kolay ve hazır olduğu tazminat konusuna indirgedi. Üstelik de benzer vakalarda uluslararası hukukun gerekleri bile örnek alınmadan tazminat hesaplama görüşmelerine başlandı. İsrailin istediği de tam olarak buydu. Biran önce ödeme yapıp bu işi kapatmak. Yeter ki katiller yargılanmasın! Oysa İsrail yine iyi biliyordu ki, kendisi Almanyaya ödete ödete bitiremediği tazminatla asla mutmain olmayıp her Nazinin cezasını çekmesini sağlamıştı ifadeleri dikkat çekti.
Milli Gazete - Hak Geldi, Batıl Zail Oldu | İhanet anlaşması

Erdoğanın ABD ziyareti öncesi sonlandırılmaya çalışılan kan pazarlığı, yürekleri kanatıyor...
İsrail ve Türkiye arasında çerçeve anlaşmanın imzalanması Şehit başına 100 bin dolarlık maddi karşılıkların konuşulması İsraile karşı açılan davaların düşürülmesi... Yeni davalara karşı Meclis kalkanı getirilecek olması tahammül sınırlarını zorluyor. Yanlışlıklara ilk günden beri dikkat çeken Milli Gazeteye bir destek de İHHdan geldi. İnternet sitesinden yaptığı açıklamayla pazarlık sürecine tepki gösteren İHH, Mescid-i Aksaya karşı sorumluluğumuzun bir gereği olarak, abluka kalkmadan, suçlular cezalandırılmadan tazminat konusunun konuşulması ve bu mahiyette bir anlaşmanın kabulü Kudüse ihanettir yorumu yapıldı.
Anlaşma Kudüse ihanettir
İHH gelinen noktada rahatsızlığını internet sitesinde yaptığı bir açıklamayla ortaya koydu. İHHnın açıklamasında İHH ve Filonun diğer organizatörleri, şehit aileleri, bu gemilere yardım malzemesi verenler ve tüm yolcular olarak tekrar altını çiziyoruz ki; öncelikle Mavi Marmara Kudüs-Filistin mücadelesinin bir parçasıdır. Şehitlerimizin manevi şahsiyetine, onurlu mücadelelerine ve Filistin halkının onurlu mücadelesine ve Mescid-i Aksaya olan sorumluluğumuzun bir gereği olarak, abluka kalkmadan ve suçlular cezalandırılmadan tazminat konusunun konuşulması ve bu mahiyette bir anlaşmanın kabulü Kudüse ihanettir denildi.
Her naziye cezası çektirilmişti
İsraille büyük tepki çeken pazarlıklara ilişkin İHHnın açıklamasında Meseleyi zaten İsrail için çok kolay ve hazır olduğu tazminat konusuna indirgedi. Üstelik de benzer vakalarda uluslararası hukukun gerekleri bile örnek alınmadan tazminat hesaplama görüşmelerine başlandı. İsrailin istediği de tam olarak buydu. Bir an önce ödeme yapıp bu işi kapatmak. Yeter ki katiller yargılanmasın! Oysa İsrail yine iyi biliyordu ki, kendisi Almanyaya ödete ödete bitiremediği tazminatla asla mutmain olmayıp her Nazinin cezasını çekmesini sağlamıştı ifadeleri dikkat çekti.
Hükümet vicdanları yaralar
Hunharca cinayetler işleyen katillere karşı 37 ülkeden insanın hak aradığı Mavi Marmara Ceza Davasındaki hukuk mücadelemiz devam edecektir uyarısı yapılan sözkonusu açıklamada Türkiyeli yetkililer, bu görüşmelerde suçluların cezalandırılmasını engelleyici bir anlaşmaya varacak olursa hem insanlığın onuru çiğnenmiş hem de vicdanlar yaralanmış olacaktır. Yapılacak bir anlaşma ile abluka ve davaların düşmesi gibi bir sonuç alınacak olursa kaybeden taraf Türkiye olacaktır değerlendirmesi yapıldı.
İsrail görüşmeden memnun... 3. tura gerek kalmayabilir
Türkiye ile İsrail arasındaki pazarlık görüşmelerinin ilk ayağı 22 Nisanda Ankarada yapılmıştı. Görüşmelerde İsraili temsil eden Ulusal Güvenlik Konseyi Başkanı Yaakov Amidror, başında kipası ile Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç ile görüşmüştü. İlk tur görüşmelerin ardından İsrailli heyetle tazminatı belirleyecek parametreler üzerinde durulduğu ve bir metin üzerinde anlaşıldığı açıklanmıştı. Dün gerçekleştirilen ikinci tur görüşmelerin ardından Türk ve İsrail heyeti taslak anlaşma metni konusunda mutabakata vardı. İsrailin Mavi Marmara katliamı için her türlü suçlamayı reddedip tazminat ödemeyi kabul etmesiyle başlayan kan pazarlığının ardından konuşan bir İsrailli yetkilinin Görüşmeler çok olumlu ve yapıcı geçti. Belki de üçüncü bir görüşmeye gerek kalmayacak açıklaması ise çok şeyler anlatıyor.
Şehit yakınları da kan pazarlığına tepkili!
KAN pazarlığına şehit aileleri de tepkili. Şehit Çetin Topçuoğlunun eşi Çiğdem Topçuoğlu: Biz şehit aileleri olarak bu anlaşmayı kabul etmiyoruz. İsraili korumaya alacak olan yasanın TBMMden geçmesini de doğru bulmuyorum. Hükümet şu an İsraille sadece kendi sorununu çözüyor, bizim sorunlarımızı çözmüyor. Biz Filistin özgürleşene kadar Siyonist köpekleri affetmeyeceğiz. Namazlarımızda Filistine dua Siyonistlere lanet okumaya devam edeceğiz diyerek olası gelişmelere tepki gösterdi. Furkan Doğanın babası Ahmet Doğan da, İsrailin Türkiyeden özür dilemesi ve tazminat tek başına yeterli değil. Gazzeden ambargonun kaldırılması da gerekir. Zira, oğlum bu uğurda şehit oldu dedi.
İsrailin gün gün suç çetelesi
İsrailin Türkiyenin Gazzeye uygulanan ambargoyu kaldırmayı kabul ettiği yönünde basında çıkan haberlerin ardından 23 Martta İsrail Ulusal Güvenlik Konseyi Başkanı Yaakov Amidror, ülkesinin ambargonun her halükarda kalkacağı yönünde bir söz vermediğini, ihtiyaç duyulması halinde ambargonun sıkılaşabileceğini söyledi.
Hamursuz Bayramını bahane eden Yahudi yerleşimciler 24 Martta polis koruması altında Mescid-i Aksanın avlusuna girdi.
El Halil kentinde ise, Hamursuz Bayramı nedeniyle 25 Martta İbrahim Camii ibadete kapatıldı ve Yahudilere tahsis edildi. Altısı çocuk toplam 26 Filistinli sivil Batı Şeriada tutuklandı.
Gazze Şeridi ve İsrail arasındaki sınır geçişleri beş gün boyunca tamamen kapatıldı. Ceninin kuzeyinde Al-Jalama ticari geçişi genişletmek için 3 dönüm araziye el konuldu.
İsrail kuvvetleri Beytüllahimdeki el-Hadar köyünde inşa edilecek onlarca konut birimi için toprakları tasfiye çalışmalarına başladı.
İsrail, 26 Mart günü Gazzeli balıkçıların 6 mil olan sınırlarını 3 mile düşürdü. Ambargo nedeniyle birçok ihtiyacını karşılayamayan Gazze halkı bu uygulamayla açlıkla baş başa bırakıldı.
İsrail askerleri, bölgedeki evlere düzenlediği baskında yine aynı gün Hamasın siyasi kanadını teşkil eden Değişim ve Reform Bloku milletvekili Muhammed Cemal en-Netşeyi tutukladı.
İsrail kuvvetleri 28 Martta Tulkarmın doğusundaki Anabta köyünde iki Filistinli sivili öldürürdü, dört sivili de yaraladı.
29 Martta Batı Şeriadaki gösterilerde dördü çocuk ikisi foto muhabiri altı Filistinli sivil tutuklandı. Gazze Şeridi ile İsrail arasındaki sınır geçişleri dört gün boyunca tamamen kapatıldı.
İsrailli yerleşimciler Beytüllahimdeki el-Kader köyünde 200 zeytin ağacını söktü.
3 Nisanda Batı Şerianın Tulkerm kentinde, İsrail askerleri tarafından ateş sonucu yaralanan Filistinli 2 genç hayatını kaybetti.
Utanç Duvarı ve yerleşimcilere karşı gerçekleştirilen protestolarda üçü çocuk biri kadın on Filistinli İsrail hapishanelerindeki mahkumlara destek verdikleri gerekçesiyle tutuklanarak göz altına alındı.
4 Nisanda İsrail kuvvetleri Gazze Şeridinin güneyindeki Karara köyündeki evlere ve tarım arazilerine ateş açtı. Batı Şeriada sekizi çocuk toplam 55 kişi gözaltına alındı.
Gazze Şeridi ile İsrail arasındaki sınır geçişleri üç gün boyunca tamamen kapatıldı. İkisi çocuk, dört Filistinli sivil kontrol noktasından geçerken tutuklandı.
5 Nisanda İsrail kuvvetleri El Halil kentinin güneyindeki bir su kuyusunu yerle bir etti. El Halil şehrindeki 100 zeytin ağacı, 200 badem ağacı kesildi.
6 Nisanda İkisi çocuk dört Filistinli sivil Batı Şeriaya düzenlenen saldırılar sırasında yaralandı. Gazze Şeridinin merkezinde bir çoban İsrail kuvvetlerinin kendisine açtığı ateş sonucunda yaralandı.
11 Nisanda Yedisi çocuk 40 Filistinli Batı Şeriada tutuklandı. Gazze Şeridi ile İsrail arasındaki sınır geçişleri dört gün boyunca tamamen kapatıldı.
22 Nisan da Beytüllahimin güneydoğusundaki Takou köyünde bir çocuk İsrailli bir yerleşimcinin saldırısına uğradı.
Hamasa düzenlenen baskınlarla yetinmeyen İsrail, 27 Nisanda Gazzeye hava saldırı düzenledi.
30 Nisanda İsrail ordusu Gazzeye hava saldırısı düzenledi. Saldırıda bir Filistinli güvenlik görevlisi şehit oldu.
3 Mayıs tarihlerinde İsrail Hizbullaha yardım gittiğini bahane ederek Suriyeye iki kez hava saldırısı düzenledi.
22 Mart tarihinde İsraili ziyaret eden Obamanın, telefon diplomasisiyle, başlattığı sürecin ardından İsrail, Filistindeki katliamlarına hız verdi. Başlayan yeni süreçte İsrailin Gazzeye ablukayı kaldıracağı iddia edilmişti. Verdiği sözlerin hiçbirini yerine getirmeyen İsrail bu da yetmez gibi iç karışıklık içinde olan Suriyeyi bomba yağmuruna tutuyor.
İşlenen insanlık suçları
1- İsrailin Türkiyenin Gazzeye uygulanan ambargoyu kaldırmayı kabul ettiği yönünde basında çıkan haberlerin ardından 23 Martta İsrail Ulusal Güvenlik Konseyi Başkanı YaakovAmidror, ülkesinin ambargonun her halükarda kalkacağı yönünde bir söz vermediğini, ihtiyaç duyulması halinde ambargonun sıkılaşabileceğini söyledi.
2- Ardından Hamursuz Bayramını bahane eden Yahudi yerleşimciler 24 Martta İsrail polisinin koruması altında Mescid-i Aksanın avlusuna girdi.
3- El Halil kentinde ise, Hamursuz Bayramı nedeniyle 25 Martta İbrahim Camii ibadete kapatıldı ve Yahudilere tahsis edildi. Altısı çocuk toplam 26 Filistinli sivil Batı Şeriada tutuklandı.
4- Gazze Şeridi ve İsrail arasındaki sınır geçişleri beş gün boyunca tamamen kapatıldı. Ceninin kuzeyinde Al-Jalama ticari geçişi genişletmek için 3 dönüm araziye el konuldu.
5- İsrail kuvvetleri Beytellahimdeki el Hadar köyünde inşa edilecek onlarca konut birimi için toprakları tasfiye çalışmalarına başladı.
6- Müslümanların kutsal yerlerine saldıran İsrail bu da yetmezmiş gibi 26 Mart günü Gazzeli balıkçıların 6 mil olan sınırlarını 3 mile düşürdü. Siyonistlerin uyguladığı ambargo nedeniyle birçok ihtiyacını karşılayamayan Gazze halkı bu uygulamayla açlıkla baş başa bırakıldı.
7- İsrail askerleri, bölgedeki evlere düzenlediği baskında yine aynı gün Hamasın siyasi kanadını teşkil eden Değişim ve Reform Bloku milletvekili Muhammed Cemal en-Netşeyi tutukladı.
8- İsrail kuvvetleri 28 Martta Tulkarmın doğusundaki Anabta köyünde iki Filistinli sivili öldürürdü, dört sivili de yaraladı.
9- 29 Martta Batı Şeriadaki gösterilerde dördü çocuk ikisi foto muhabiri altı Filistinli sivil tutuklandı. Gazze Şeridi ile İsrail arasındaki sınır geçişleri dört gün boyunca tamamen kapatıldı.
10- İsrailli yerleşimciler Beytellahimdeki el-Kader köyünde 200 zeytin ağacını söktü.
11- 3 Nisan da Batı Şerianın Tulkerm kentinde, İsrail askerleri tarafından ateş sonucu yaralanan Filistinli 2 genç hayatını kaybetti.
12- Utanç Duvarı ve yerleşimcilere karşı gerçekleştirilen protestolarda üçü çocuk biri kadın on Filistinli İsrail hapishanelerindeki mahkumlara destek verdikleri gerekçesiyle tutuklanarak göz altına alındı.
13- 4 Nisan da İsrail kuvvetleri Gazze Şeridinin güneyindeki Karara köyündeki evlere ve tarım arazilerine ateş açtı. Batı Şeriada sekizi çocuk toplam 55 kişi gözaltına alındı.
14- Gazze Şeridi ile İsrail arasındaki sınır geçişleri üç gün boyunca tamamen kapatıldı. İkisi çocuk, dört Filistinli sivil kontrol noktasından geçerken tutuklandı.
15- 5 Nisanda İsrail kuvvetleri El Halil kentinin güneyindeki bir su kuyusunu yerle bir etti. El Halil şehrindeki 100 zeytin ağacı, 200 badem ağacı kesildi.
16- 6 Nisanda İkisi çocuk dört Filistinli sivil Batı Şeriaya düzenlenen saldırılar sırasında yaralandı. Gazze Şeridinin merkezinde bir çoban İsrail kuvvetlerinin kendisine açtığı ateş sonucunda yaralandı.
17- 11 Nisanda Yedisi çocuk 40 Filistinli Batı Şeriada tutuklandı. Gazze Şeridi ile İsrail arasındaki sınır geçişleri dört gün boyunca tamamen kapatıldı.
18- 22 Nisan da Baytellahimin güneydoğusundaki Takou köyünde bir çocuk İsrailli bir yerleşimcinin saldırısına uğradı.
19- Hamasa düzenlenen baskınlarla yetinmeyen İsrail 27 Nisan da İsrail askerleri Gazzeye hava saldırı düzenledi.
20- 30 Nisan da İsrail ordusu Gazzeye hava saldırısı düzenledi. Saldırıda bir Filistinli güvenlik görevlisi
21- 3 Mayıs tarihlerinde İsrail Hizbullaha yardım gittiğini bahane ederek Suriyeye iki kez hava saldırısı düzenledi.
İ.H.H. İsrailin istediği oldu
İsrail Filistindeki ambargo ve katliamlarına devam ederken İHH İnsani Yardım Vakfından, İsrailde; Türkiye ile İsrail arasında gerçekleştirilen Mavi Marmara görüşmeleri hakkında bir açıklama geldi. Paranın Gücü mü? Hukukun Gücü mü? başlıklı diplomatik dille yapılan İHHnın açıklamasında ince ve önemli eleştiriler yer aldı. İsraille büyük tepki çeken pazarlıklara ilişkin açıklamada Meseleyi zaten İsrail için çok kolay ve hazır olduğu tazminat konusuna indirgedi. Üstelik de benzer vakalarda uluslararası hukukun gerekleri bile örnek alınmadan tazminat hesaplama görüşmelerine başlandı. İsrailin istediği de tam olarak buydu. Biran önce ödeme yapıp bu işi kapatmak. Yeter ki katiller yargılanmasın! Oysa İsrail yine iyi biliyordu ki, kendisi Almanyaya ödete ödete bitiremediği tazminatla asla mutmain olmayıp her Nazinin cezasını çekmesini sağlamıştı ifadeleri dikkat çekti.
Milli Gazete - Hak Geldi, Batıl Zail Oldu | İhanet anlaşması