türk ocağı
serdengeçti
İMSAK (SABAH NAMAZI) VAKTİ
İmsak, oruca başlama vaktidir. Bu vakitte gecenin karanlığına, güneşten gelen kızıl ve beyaz ışıklar karışır ve gittikçe yoğunlaşır, beyaz ışık belirginleşmeye ve kızıl ışık ayrı bir hat oluşturmaya başlar. Bu sırada gözlemci ile ufkun arası da siyah bir hat gibi gözükür. Doğu ufkundaki bu ilk aydınlanmaya Türkçe’de şafak, Kur’ân’da fecr adı verilir. Fecr kelimesi, biri namazla diğeri de oruçla ilgili olmak üzere şu iki ayette geçer:
“Fecrin kara çizgisi ak çizgisinden sizce, tam ayırt edilinceye kadar yiyin için.” (Bakara 2/187)
Namazı, güneşin zevalinden (batıya kaymasından) havanın iyice kararmasına kadar, bir de fecirdeki yoğunlaşma sırasında kıl. Fecirdeki yoğunlaşma gözle görülür. (İsrâ 17/78)
Fecrin oluşmasıyla oruca başlama ve sabah namazı vakti girer. Arapçada sabah, beyazla kırmızıyı bir araya toplayan şeydir. Teninde beyazlık ve kırmızılık olan adama bu kökten asbah denir[1]. Bu kelime, fecir ışıklarının özelliğini gösterir. Bununla ilgili de iki âyet vardır:
Akşama girdiğinizde ve sabaha erdiğinizde Allah’ı tesbih edin (namaz kılın). (Rum 30/17)
Karanlığını açtığı zaman sabaha yemin olsun. (el-Muddessir 74/34)
Son âyette geçen ifade (أَسْفَرَ الصبح), doğu ufkunun açıldığı ve şüpheye yer olmayacak şekilde aydınlandığı vakit için kullanılır[2]. Artık ufuktaki kızıllık da belirginleşmiş olur. Peygamberimiz buna vurgu yapmış ve şöyle buyurmuştur:
“Size göre kızıllık, enlemesine yayılıncaya kadar yiyin, için[3]”
Bu sırada çevre hafifçe aydınlanır. Ebu Musa el-Eş’âri, bu aydınlığı şöyle ifade eder:
“Peygamberimiz sabah namazını, şafak söktüğü sırada kıldırdı. Neredeyse kimse kimseyi tanıyamayacaktı”[4].
Hanefî mezhebinde tan aydınlığı; ufka yayılan beyazlıktır[5]; ufuk, şüpheye yer olmayacak şekilde açık olur[6]. Diğer mezheplerde de durum aynıdır.
Sabah namazı vakti, akşam namazı vakti gibidir. Şafak kaybolunca akşam namazının vakti biter[7]. Şafak, güneşin batmasından yatsı vaktine kadar devam eden kızıllığa denir[8]. Fecr ile başlayan kızıllık da güneşin doğmasına kadar devam eder.
Bugün ufukta bu ışıklardan hiçbiri görülmeden imsak en az 50 dakika önce başlatılmakta ve sabah namazı vaktinden önce kılınmaktadır. 19. asırdan beri İslam âleminde yürürlükte olan bu uygulamaya inşallah bu gözlemle son vermeyi umuyoruz. 21.08.2011
Prof. Dr. Abdulaziz BAYINDIR
İstanbul Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi ve
Süleymaniye Vakfı Din ve Fıtrat Araştırmaları Merkezi Başkanı
K.İMSAK (SABAH NAMAZI) VAKTİ | Süleymaniye Vakfı
-----------------------------------------------------------------------
Çok önemli bir hadisedir. Bahse konu vakıf bilimsel olarak sahur vakti rasat yapmıştır. Diyanet mevzuyla alakalı genel olarak sessiz kalmıştır. Bir diyanet görevlisi ise bilimsel araştırmayı doğrulamıştır.(prof.sait yeprem) Bilinen din adamlarından bu rasatı destekleyenler: ali rıza demircan, mustafa karataş, abdulaziz bayındır, yaşar nuri öztürk...
İmsak, oruca başlama vaktidir. Bu vakitte gecenin karanlığına, güneşten gelen kızıl ve beyaz ışıklar karışır ve gittikçe yoğunlaşır, beyaz ışık belirginleşmeye ve kızıl ışık ayrı bir hat oluşturmaya başlar. Bu sırada gözlemci ile ufkun arası da siyah bir hat gibi gözükür. Doğu ufkundaki bu ilk aydınlanmaya Türkçe’de şafak, Kur’ân’da fecr adı verilir. Fecr kelimesi, biri namazla diğeri de oruçla ilgili olmak üzere şu iki ayette geçer:
“Fecrin kara çizgisi ak çizgisinden sizce, tam ayırt edilinceye kadar yiyin için.” (Bakara 2/187)
Namazı, güneşin zevalinden (batıya kaymasından) havanın iyice kararmasına kadar, bir de fecirdeki yoğunlaşma sırasında kıl. Fecirdeki yoğunlaşma gözle görülür. (İsrâ 17/78)
Fecrin oluşmasıyla oruca başlama ve sabah namazı vakti girer. Arapçada sabah, beyazla kırmızıyı bir araya toplayan şeydir. Teninde beyazlık ve kırmızılık olan adama bu kökten asbah denir[1]. Bu kelime, fecir ışıklarının özelliğini gösterir. Bununla ilgili de iki âyet vardır:
Akşama girdiğinizde ve sabaha erdiğinizde Allah’ı tesbih edin (namaz kılın). (Rum 30/17)
Karanlığını açtığı zaman sabaha yemin olsun. (el-Muddessir 74/34)
Son âyette geçen ifade (أَسْفَرَ الصبح), doğu ufkunun açıldığı ve şüpheye yer olmayacak şekilde aydınlandığı vakit için kullanılır[2]. Artık ufuktaki kızıllık da belirginleşmiş olur. Peygamberimiz buna vurgu yapmış ve şöyle buyurmuştur:
“Size göre kızıllık, enlemesine yayılıncaya kadar yiyin, için[3]”
Bu sırada çevre hafifçe aydınlanır. Ebu Musa el-Eş’âri, bu aydınlığı şöyle ifade eder:
“Peygamberimiz sabah namazını, şafak söktüğü sırada kıldırdı. Neredeyse kimse kimseyi tanıyamayacaktı”[4].
Hanefî mezhebinde tan aydınlığı; ufka yayılan beyazlıktır[5]; ufuk, şüpheye yer olmayacak şekilde açık olur[6]. Diğer mezheplerde de durum aynıdır.
Sabah namazı vakti, akşam namazı vakti gibidir. Şafak kaybolunca akşam namazının vakti biter[7]. Şafak, güneşin batmasından yatsı vaktine kadar devam eden kızıllığa denir[8]. Fecr ile başlayan kızıllık da güneşin doğmasına kadar devam eder.
Bugün ufukta bu ışıklardan hiçbiri görülmeden imsak en az 50 dakika önce başlatılmakta ve sabah namazı vaktinden önce kılınmaktadır. 19. asırdan beri İslam âleminde yürürlükte olan bu uygulamaya inşallah bu gözlemle son vermeyi umuyoruz. 21.08.2011
Prof. Dr. Abdulaziz BAYINDIR
İstanbul Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi ve
Süleymaniye Vakfı Din ve Fıtrat Araştırmaları Merkezi Başkanı
K.İMSAK (SABAH NAMAZI) VAKTİ | Süleymaniye Vakfı
-----------------------------------------------------------------------
Çok önemli bir hadisedir. Bahse konu vakıf bilimsel olarak sahur vakti rasat yapmıştır. Diyanet mevzuyla alakalı genel olarak sessiz kalmıştır. Bir diyanet görevlisi ise bilimsel araştırmayı doğrulamıştır.(prof.sait yeprem) Bilinen din adamlarından bu rasatı destekleyenler: ali rıza demircan, mustafa karataş, abdulaziz bayındır, yaşar nuri öztürk...