Konya İl Halk Kütüphanesi Müdürü Hasan Coşar'ın açıklamaları dikkatimizi çekince paylaşalım istedik…
Bilindiği gibi ülkemizde kitap okuma alışkanlığı yok denecek kadar az. Japonya'nın açık ara başı çektiği kitapsever ülkeler arasında onları takiben gelenlerse İskandinav ülkeleri. Yine Çek Cumhuriyeti başta olmak üzere özellikle eski Demirperde ülkeleri arasında da okumak epey popüler bir hobi. Keza Benelüks diyarında da öyle. Ülkemizin bu listede nerede olduğunu bilmiyoruz ama tahmin etmek de hiç güç değil maalesef. Gelişmiş diye tabir edilen ülkeler içerisinde yine diğer hemen tüm konularda olduğu gibi listenin sonlarında bir yerlerindeyizdir.
Velhasıl, internetin de ülkemizde yaygınlık kazanması , zaten okumaya, araştırmaya üşenen halkımızın daha da kolaya kaçmasına vesile oldu. Artık internet kafelerin yanısıra pekçok eve de internet bağlantısının girmesi ertesinde kütüphanelere olan ilgi biraz daha azaldı. Bunun sebebi hemen her türlü bilimsel içeriğin, kitap ve bilginin internette yer alması. Yani artık bizleri kütüphanelere çeken gereksinimler neredeyse yok gibi.
İşte Konya İl Halk Kütüphanesi Müdürü Hasan Coşar'da konuyla ilgili yaptığı açıklamasında, Konya'da ilçe ve köylerle birlikte toplam 32 kütüphaneni bulunduğunu belirtirken, bu mekanların toplamda yaklaşık 420 bin adet kitaba evsahipliği yaptığını söylüyor.
Coşar'ın verdiği verilere göre , kütüphane ziyaretçileri her yıl biraz daha azalıyor.
2007: Okuyucu sayısı: 804 bin 427/ Ödünç kitap alanlar: 174 bin 251
2008: Okuyucu sayısı: 735 bin 663/ Ödünç kitap alanlar: 173 bin 861
2009: Okuyucu sayısı: 557 bin 763/ Ödünç kitap alanlar: 147 bin 542
Devamını Coşar'ın ağzından aktaralım:
"Eskiden öğrenciler ödev hazırlayıp, araştırma yapacağında en kolay ulaşabileceği kaynaklar kütüphanelerdeydi. Şimdi ödevlerini istediği şekilde internetten araştırabiliyorlar. Hatta indirdikleri dosyaların çıktısını alıp öylece öğretmenlerine sunabiliyorlar. Yıllar önce kütüphane önünde uzun kuyruklar oluşuyordu. Yine 20 yıl öncesine kadar da kütüphane kullanımı oldukça yoğundu. Şimdi ise internet kafeler arttıkça okuyucu sayımız da azalıyor. Ödevler internetten yapılmaya başlanınca ilkokul ve lise öğrencileri kütüphaneye gelmez oldu."
Merak ettiğimiz iki şey var sadece:
Türkiye'de ne zaman kütüphanelerin önünde uzun kuyruklar oluştu?
Ziyaretçilerin yaş profiline ve geliş amaçlarına baktığımızda, yüzdeye vurursak acaba kaçta kaçı ödev hazırlamaya gelen öğrencilerden değildir?
Bilindiği gibi ülkemizde kitap okuma alışkanlığı yok denecek kadar az. Japonya'nın açık ara başı çektiği kitapsever ülkeler arasında onları takiben gelenlerse İskandinav ülkeleri. Yine Çek Cumhuriyeti başta olmak üzere özellikle eski Demirperde ülkeleri arasında da okumak epey popüler bir hobi. Keza Benelüks diyarında da öyle. Ülkemizin bu listede nerede olduğunu bilmiyoruz ama tahmin etmek de hiç güç değil maalesef. Gelişmiş diye tabir edilen ülkeler içerisinde yine diğer hemen tüm konularda olduğu gibi listenin sonlarında bir yerlerindeyizdir.
Velhasıl, internetin de ülkemizde yaygınlık kazanması , zaten okumaya, araştırmaya üşenen halkımızın daha da kolaya kaçmasına vesile oldu. Artık internet kafelerin yanısıra pekçok eve de internet bağlantısının girmesi ertesinde kütüphanelere olan ilgi biraz daha azaldı. Bunun sebebi hemen her türlü bilimsel içeriğin, kitap ve bilginin internette yer alması. Yani artık bizleri kütüphanelere çeken gereksinimler neredeyse yok gibi.
İşte Konya İl Halk Kütüphanesi Müdürü Hasan Coşar'da konuyla ilgili yaptığı açıklamasında, Konya'da ilçe ve köylerle birlikte toplam 32 kütüphaneni bulunduğunu belirtirken, bu mekanların toplamda yaklaşık 420 bin adet kitaba evsahipliği yaptığını söylüyor.
Coşar'ın verdiği verilere göre , kütüphane ziyaretçileri her yıl biraz daha azalıyor.
2007: Okuyucu sayısı: 804 bin 427/ Ödünç kitap alanlar: 174 bin 251
2008: Okuyucu sayısı: 735 bin 663/ Ödünç kitap alanlar: 173 bin 861
2009: Okuyucu sayısı: 557 bin 763/ Ödünç kitap alanlar: 147 bin 542
Devamını Coşar'ın ağzından aktaralım:
"Eskiden öğrenciler ödev hazırlayıp, araştırma yapacağında en kolay ulaşabileceği kaynaklar kütüphanelerdeydi. Şimdi ödevlerini istediği şekilde internetten araştırabiliyorlar. Hatta indirdikleri dosyaların çıktısını alıp öylece öğretmenlerine sunabiliyorlar. Yıllar önce kütüphane önünde uzun kuyruklar oluşuyordu. Yine 20 yıl öncesine kadar da kütüphane kullanımı oldukça yoğundu. Şimdi ise internet kafeler arttıkça okuyucu sayımız da azalıyor. Ödevler internetten yapılmaya başlanınca ilkokul ve lise öğrencileri kütüphaneye gelmez oldu."
Merak ettiğimiz iki şey var sadece:
Türkiye'de ne zaman kütüphanelerin önünde uzun kuyruklar oluştu?
Ziyaretçilerin yaş profiline ve geliş amaçlarına baktığımızda, yüzdeye vurursak acaba kaçta kaçı ödev hazırlamaya gelen öğrencilerden değildir?
Kaynak
