İnternetin Karanlık Yüzü..

PompishkA

gєвzєтєαм
Katılım
6 Eki 2007
Mesajlar
3,267
Reaction score
0
Puanları
0
Konum
Ҳ̸ҳMaster of Puppetsҳ̸Ҳ
#- 2008 yılında FBI, John F Kennedy Havalimanı’nda gaz borularının patlamasının son anda önüne geçmeyi başardı. Daha sonra bu olaya adı karışan ve suçlu bulunan Abdul Kadir isimli teröristin, Google Earth yazılımından faydalanıp hava limanının etrafında bulunan benzin tanklarını tek tek tespit ettiği ve planını yine bu yazılımdaki verilere göre çizdiği anlaşıldı. Terörist belki planları başka şekilde de bulabilirdi, ama internetin işini çok kolaylaştırdığı kesin.


#- 2008’in Nisan ayında ise 19 yaşındaki Bristol’lu Andew Ibrahim’in evinde yapılan aramalarda bazı kuvvetli patlayıcılara rastlandı. Hexamethylene triperoxide daimine (HTMD) isimli bu patlayıcının evdeki kimyasallardan kolayca imal edilebildiği anlaşıldı. Ancak işin daha korkunç yanı, bomba imalatının eğitiminin internet üzerinden verilmesiydi. Bu konuda hazırlanan ebook’lar ile kendilerini geliştiren teröristler, hiç kimseye bağlı olmaksızın kendi evinde de bu bombaları imal edebiliyorlar.


Terörizm merkezinde çalışan haber ve analiz editörü Jeremy Binnie’nin de internetin terör suçlarına nasıl yataklık ettiği konusunda ciddi uyarıları var. ’Anarchist Cookbook’ isimli 1971 yılında basılan ve o zamanın Amerikan yönetimine Vietnam Savaşı’ndan dolayı başkaldırıcı bir özelliği olan bu kitabın içeriğinde ise patlayıcıların nasıl imal edildiğinden söz ediliyordu. Bu kitaptan esinlendiği anlaşılan ve internet üzerinde dolaşan yazılar ise yine bomba yapımı konusunda eğitim amacıyla kullanılıyor ve dili ağır olduğu için anlaşılması hiç kolay değil.


#- Patlayıcıları bir yana bırakacak olursak Die Hard (Zor Ölüm 4) filminden de hatırlayacağınız gibi bir ülkeye zarar verebilmek için internet üzerinden çok daha fazlası da yapılabiliyor.

Teknoloji Danışmanı Graham Cluley’in bu konudaki düşünceleri ise şöyle: "Denizaşırı devletler, rakiplerinde bulunan sistemleri hedef alıp bu tür saldırılarda zaman zaman bulunuyor olsalar da, şantaj ve sadece belli bir bölgeye zarar vermek için de bu tür saldırılar kullanılmıyor değil. Her ne kadar internet devletler için kritik bir öneme sahip olsa da, sistemin tüm güvenliği elbette internete bağlı değil.
İnternet bankacılığı da yine Denial of Service saldırılarının genelde ilk hedefleri arasında yer alıyor. Bu tür saldırıların büyüklüğüne göre ise ülke çapındaki online bankaların ekonomik kaosa girmesi de mümkün olabiliyor. Ancak günümüzde DoS saldırıları eski kuvvetinde olmamakla birlikte bankacılık sektörü de artık bu konuda daha ihtiyatlı ve bu tür saldırılara karşı son derece dayanıklı bir yapıya sahip.


#- Bunun dışında Cluley sözlerini şöyle sürdürüyor: "Geçmişte bazı gazetelerde teröristlerin nükleer enerji santrallerine ve su şebekelerine saldırıp şehir hayatını felce uğratacağına dair yazılar yer alıyordu. Elbette gazeteler durumu fazlasıyla abartıyordu; ancak her şeye rağmen ülkedeki nükleer reaktörü yöneten kritik sistemlerin internete bağlanarak halkla buluşması gereklidir."


#- 2006 yılında ise Christopher Maxwell isimli bir genç, Seattle’daki bir hastanenin bilgisayarlarına malware yüklediği tespit edilip aleyhinde dava açılmıştı. Herhangi bir bilgisayarı hack’lemekten çok daha fazlasını yapan Maxwell, hastanedeki bilgisayarları hack’leyerek hastaneyi binlerce dolar zarara uğratmasının yanında, bilgisayarları kullanımdan düşürdüğü için de hastalar bundan oldukça fazla zarar gördü.


#- Ancak tüm bunlar bir yana, terörizm saldırıları kadar tehlikeli olabilen zararlılar da yok değil: Spamlar! Elektronik saldırılara karşı ENISA tarafından korunan Avrupa Birliği ülkeleri, olası elektronik saldırılara karşı güvenliğini artırmaya çalışıyor.
İnternetin propaganda aracı olarak teröristlerce sıkça kullanıldığını dile getiren Jeremy Binnie, farklı bölgelerde yaşayan ancak aynı dünya görüşünü paylaşan kişilerin internet aracılığıyla bir araya geldiğini ve kendi küçük topluluklarını oluşturduğunu söyleyerek bu tür saldırılarda bulunmak için organize olduklarının altını çiziyor.


#- Google’ın da bu saldırılara istemeden de olsa yataklık ettiğini söylemeliyiz. Zira özellikle Google Maps ve Google Earth servisleri, Irak’ta İngiliz kuvvetlerine karşı yapılan saldırı planlarında yoğun bir şekilde kullanıldı. Google Earth yazılımıyla teröristlerin plan yaptıklarını ve saldırılarını organize ettiklerini ifade eden Binnie, özellikle El-Kaide’nin bu serviste yer alan haritalardan faydalanarak an ve an operasyon yürütebildiğini de belirtti.


#- İnternetin bir başka tehlikesi de elbette izlenilmek. Örneğin Facebook gibi sosyal ağ sitelerinde kaydı bulunan kişilerin kişisel verilerini elinde bulunduran Facebook’un bu bilgileri hiçbir şekilde elinden çıkarmadığı biliniyor. Doğum gününüzden, adınız soyadınıza, arkadaşlarınızdan, yaşadığınız yere kadar birçok kişisel bilginizi paylaştığınız bu tür sitelerde de aslında yakından izleniyorsunuz.


#- Bunun yanında geçtiğimiz aylarda online alışveriş sitelerinin müşterilerinin kişisel kaydını müşterilerinin bilgileri olmaksızın elinde bulundurduğu ortaya çıkmıştı. The Times’da yayınlanan ilgili haberde bu teknoloji ile insanların hangi alışveriş merkezine girdiğinden, dükkanları ne zaman ziyaret ettiğine ve orada ne kadar süre kaldığına kadar birçok bilginin bir üçüncü kişinin bilgisi dahilinde olabildiği hatırlatıldı.


#- Sonuç olarak interneti bir madalyona benzetebiliriz. İnternetin iyi yönleri olsa da, tehlikeli yanının da hiçbir şekilde göz ardı edilmemesi gerekiyor. Yakın gelecekte internetin hayatımızda daha fazla yer alacağı düşünüldüğünde, tehditlerin de yine aynı oranda büyüyeceğine ve durum daha da ciddileşeceğini rahatça söyleyebiliriz.


Kaynak
 
Bilgiler için teşekkürler...
 
patlayıcı madde yapmak o kadar zor bişi değil en basitinden can şişenin içine tuz ruhu ile bakır parcacıklarını at azını sıkı kapatıp salla :D :D

bilgiler için teşekkürler
 
bilgi için teşekkürler dostum
 
Geri
Üst