İsimleri Unutmayın

64general1

New member
Katılım
14 Haz 2007
Mesajlar
1,720
Reaction score
0
Puanları
0
İsimleri Unutmayın

Deniz Gökmencer - Kemalist Turk İbrahim ERTEN (Konya)


Mustafa YILMAZ (Konya)

Erkan KAÇAN(Konya)

Mevlüt ÖZKAN (Konya)

Hilmi ŞAHİN (Konya)

Ali ARAR (Konya)

İlyas UYAR(Konya)

Hüseyin ÇELİK (Denizli)

Ahmet APAK (Denizli)

Ercan ÇOBANOĞLU (Denizli)

Mustafa KOÇANOĞLU (Denizli)

Baki UMUTLU (Denizli)

Şeref TAY (Denizli)

Mehmet ÖZTÜRK (Denizli)

Hasan GÜLTUTAN (Hatay)

Mehmet TURA (Adana)

Şenol CANSIZ (Samsun)

Cavit YAMAN (Samsun)

Nihat ODABAŞI (Kastamonu)

Ramazan AKKAYA (Kastamonu)

Uğur BOZACI (İstanbul)

Ünal KALAFAT (İstanbul)

Ahmet ARAN (Manisa)

Haydar ASLAN (Trabzon)

Murat ELİBOL (Çanakkale)

Aydın KUZEY (Çanakkale)

Adem ZONGUR (Kırıkkale)

Musa SARIGÖZ (Osmaniye)

Murat MENTEŞ (Bolu)

Hikmet ÖZDEMİR (Malatya)

Abdullah KARA (Antalya)

Birol İrfan ASKAR (Afyonkarahisar)

Selahattin AYSAN (Isparta)


33 KİŞİNİN İSMİNİ OKUDUNUZ…



BELKİ BU İSİMLER ÇOĞUNUZA BİR ÇAĞRIŞIM YAPMAMIŞTIR - HATIRLATALIM.


OKUMANIZ İSTENEN BU İSİMLER BAZILARI PİŞMANLIK YASASIYLA HAPİSTEN ÇIKAN, SONRA ŞEMDİNLİ SENARYOSU KAHRAMANI, ŞİMDİDE MECLİSTE ŞEREFSİZ - PKK CANİLERİNCE, 24 O5 1993 ÜZERLERİNE - 1570 KELEŞ MERMİSİYLE - KATLEDİLEN (HER BİRİNE ORTALAMA 50 MERMİ) 33 SİLAHSIZ 20 YAŞLARINDA GENCECİK VATAN EVLATLARININ AD VE SOYADLARIDIR.

EVET 33 - BU RAKAMI ÖMRÜNÜZÜN SONUNA KADAR UNUTMAMANIZ DİLEĞİYLE.

AŞAĞIDA YAZILANLARI KENDİNİZİ O TARİHTE O ASKERLERİMİZİN YERİNE KOYARAK OKUMANIZ RİCA EDİLİR


YER: Elazığ-Bingöl Karayolu Bilaloğlu Mevkii - YIL: 24 MAYIS 1993

33 vatan evladının şehit olduğu 12 yıl önceki katliamdan sağ kurtulan üç asker, yaşadıklarını anlattı.

Malatya'dan iki sivil midibüse biniyorlar. Hepsi sivil giysili, üniforma ve postalları çantalarında.

Hiçbirinde silah yok, kendilerine refakat eden tek bir askeri personel de.

Saat 18.00. Bingöl'e 10 kilometre var.

Dağlık, dar bir yol. Birden silah sesleri yankılanıyor.

İlk virajı geçtiklerinde, 50 PKK'lının karşı yönden gelen Bingöl Tur'a ait bir otobüsü durdurup, çoğunluğu terhis olmuş ya da dağıtıma giden sivil erlerden oluşan 50 yolcu yu esir aldığını görüyorlar. Şoföre bağırırlar; 'Geri dön!' Şoför oralı olmaz. Zaten 4 saatlik yolda 3 mola vermiş... Otobüsün kapısını, 'Orada ben yoktum' diyen Şemdin Sakık , o zamanki adıyla 'Parmaksız Zeki' açıyor.

OSMAN PARTAL ANLATIYOR

Trabzonluyum. İki midibüsteki toplam 50 askerden biriydim. Van-Özalp'taki birliğime gidiyordum. Yol boyunca gereksiz molalar veren şoför bir ara lastik patladığını söyleyip durdu.

Lastiğin patlamadığını, krikoya dokunmadığını gördüm. Aksın altına girdiğinde birileriyle konuşma yaptığını duydum. Galiba telsizle konuşuyordu.

Şemdin Sakık ,

'Eylem planlanırken buradan askerlerin geleceğini bilmiyorduk'

diyor. Yalan söylüyor. Çünkü ilk otobüsün en ön koltuğunda oturuyordum. Yolumuzu kestiklerinde şoförün kapısını bizzat Sakık açtı.

Toprak rengi üniforması vardı üzerinde, aynı renk kasketi ters takmıştı. Omzundaki tüfeğin namlusu yere bakıyordu. Şoföre, diğer otobüsün nerede olduğunu sordu.

'Arkada, geliyor'

cevabını aldı. İki dakika sonra diğer otobüs düştü pusuya. Yani bizi bekliyorlardı.

DOĞULU - BATILI DİYE AYIRDILAR

Geceyarısına kadar teröristlerle yürüdük. Mola verildiğinde niçin kaçırdıklarını, amaçlarını sorduk.

'TC ateşkes ilan edince, iki gün içinde sizi serbest bırakacağız'

dediler. Saat 01.00 sularıydı.

Sakık'ın talimatıyla tek sıra olduk.

Şemdin Sakık nereli olduğumuzu sorup, Doğulu - Batılı diye bizi iki gruba ayırdı.

Sakık , doğulu olmayan benim de içinde olduğum 34 kişinin eğitim kampına götürülmesini söyledi.

Dağda koşar adım yürümeye başladık. Bize eşlik eden teröristler sürekli değişiyordu.

Toplam 300 kişiydiler. Bir köye gittik. Kapısını çaldıkları evlerden başka teröristler çıkıp gruba katıldı. Kimi terörist evlere gidip istirahat etti. Bir ahıra soktular bizi öldürmek için.

Sonra vazgeçtiler.

Tekrar yürümeye başladık. Sabahı göremeyeceğimi düşünüyordum. Yıldızlara son kez bakıp annemi, babamı, köyümü düşündüm. Bir ırmaktan geçerken su içtik. Dağ yoluna çıktık. Davranışları sertleşti. Durdurdular. Saat 03.00 sıralarıydı. Yolun kenarına dizilmemizi istediler. Kolkola girip sıklaşmamızı istediler. Yanımdaki arkadaşıma

'Devrem bizi vuracaklar'

dedim.

DEVREMİ ÖLÜ GÖRÜNCE BAYILDIM

Tir tir titriyordum. Kalaşnikof, Bixi ve Kanvasların emniyetlerini açtılar. Sonumuzun geldiğini anladım, kelimeyi şahadet getirip kendimi yere attım. Taramaya başladılar. Dizime bir mermi isabet etti. Vurulanlar üzerime düşüyordu. Kafamı koruyordum.

Hepimizin öldüğünden emin olmak için yüzlerce mermi yağdırdılar. Gittiklerini, seslerin uzaklaşmasından anladım. Altı yedi arkadaşım sağdı henüz. Diğerleri paramparçaydı. Can çekişenler, hırıldayanlar, ağlayanlar, inleyenler...

Su istiyorlardı. 'Anne, anne' diye bağırıyorlardı. Öldüğümü zannediyordum. Kendimi çimdikledim, ölmemişim. Devremi beyni parçalanmış görünce bayılmışım.

Bizi yan yana dizip 1570 mermi sıktılar.

Ayılınca şehit arkadaşlarımı sırt üstü çevirdim.

Dokunduğum her uzuv elimde kalıyordu. Beyin, ayak... Yardım aramak için yukarı doğru koşmaya çalıştım. Kan kaybediyordum.

Asfalta çıktım, bir kamyonla yakındaki Elmalı Karakolu'na gittim.

Olanları anlattığımda dinleyen jandarmalar ağlamaya başladı. Helikopter, tanklar geldi.

Şehitleri aldık. Olay yerinde 1570 mermi kovanı bulundu.

Yani silahsız erlerin herbiri için 50 mermi kullanmışlardı...


EVET ASLINDA BU SAYIDAN ÇOK FAZLA GÜVENLİK KUVVETİMİZ VE VATANDAŞIMIZ ÖLDÜRÜLMÜŞTÜR AMA SİLAHSIZ KATLEDİLEN 33 VATAN EVLADI ŞEHİT EDİLEN BÜTÜN İNSANLARIMIZIN SATIR BAŞI OLMALIDIR VE KESİNLİKLE UNUTULMAMALIDIR.

BUNLARI YAZMANIN NEDENİ:

BİZİM GÜVENİMİZ İÇİN HAYATLARINI ESİRGEMEYEN NAMUSUMUZ BEKÇİLERİ GENCECİK ÜMİTLER İÇİN 14 YIL ARADAN SONRA KATLEDİLDİKLERİ YERE NİHAYET BİR ANIT DİKİLMİŞTİR.

ACI DEĞİLMİ 14 YIL SONRA, HEMDE BABASI MEÇHUL ŞEREFSİZ KATİL PKK İTLERİ MECLİSTE DOKUNULMAZ OLARAK SEÇİLİRKEN..…

YOLU BİNGÖL'E DÜŞENLERİN BU ANITA UĞRAMALARI DİLEĞİYLE..

UNUTULMAK NE KADAR ACIYSA - HATIRLANMAK O KADAR GÜZELDİR, AĞZI SADECE SONRA TUTMAYACAĞI VAADTLERE LAF EDER SOYSUZ KOKUŞMUŞ POLİTİKACILAR YERİNE BİZLER İÇİN CANLARTINI FEDA ETMİŞ, BABASI MEÇHUL ŞEREFSİZ PKK TARAFINDAN KATLEDİLEN NAMUS BEKÇİLERİMİZ ANISINA …










www.acikistihbarat.com
 
Bu vatan için canlarını vermiş evlatların ahirette bizlere yol gösterici olmalarını ,ailelerine sabır dilemekten başka söz söyleyemeyiz:Meclisteki şerefsizlere gelince;
İşte o çok karışık.Onları oraya gönderen iller bellidir.Ne yapalım bu illeri kaldıralım mı haritadan.Zaten istedikleri bu değil mi?Ama sabredeceğiz.Elbet kaşınacaklar ve önceki dönemde olduğu gibi teker teker içeri gireceklerdir.Burada adım kadar eminimki bütün siyasiler aynı yönde tavır alacaklardır.
 
ALLAH mekanlarını cennet eylesin.
Bunların kürt olduğunada inanmıyorum,ermeni dönmesi kendilerine kürt diyen şerefsizleri
Halaçoğlu açıkladı ama hemen fırtınalar koparıldı,deşifre olursalar emelleri ve kimlikleri
ortaya çıkarsa acaba bukadar destekçileri kalırmı.Abd ve Ab haricinde.
 
Yıllardan 84.
Günlerden Ağustos'un 15'i...
Saat 21.30 suları...
Kavurucu sıcaklık, ayaza dönmüş... Gecenin karanlığı örtmeye başlamış ortalığı, usul usul...
Tok vuruşlar yırtıyor geceyi aniden, peş peşe...
Kalleş "Keleş" sesi duyuyor memleket, tarihinde ilk kez.
Eruh basılıyor...

Bölücü örgütün ilk silahlı saldırısıdır bu.
Milat...
"Kim yaptı?" desek, herkes PKK der...
Peki, "O saldırıyı kim yönetti?" desek, pek bilen çıkmaz.

Soruyu şöyle soralım o halde:
"Mahsun Korkmaz kim?"
Bildiniz değil mi...
Bilirsiniz...
Üzerinde "Mahsun Korkmaz Akademisi" yazan terör yuvasının fotoğrafı o kadar çok yer almıştır ki basınımızda, hemen herkes bilir...
15 Ağustos 84'te PKK'nın yaptığı ilk silahlı saldırının elebaşıdır o...
Örgüt tarafından "onore" edilmiş; Türk Basını tarafından da maalesef "reklamı" yapılmıştır defalarca...
Bu nedenle bilirsiniz...

Peki, "Süleyman Aydın kim?" diye sorsak, kaç kişi cevap verebilir?
Hiç mi? Hiç...
Süleyman Aydın, Mahsun Korkmaz'ın yaptığı ilk PKK baskınında şehit düşen evladımızın ismidir.
Var mı onun adına bir akademi? Yok...

Sen örgüt celladının zırt pırt reklamının yapılmasına izin veriyor, kendi şehidinin unutulup gitmesine göz yumuyorsan eğer... Ne hakla bağırıyorsun ki, "Şehitler Ölmez" diye...

Dün izliyorum, Gümüşhane'den gelen görüntüleri atv Haber'deki arkadaşlarımla birlikte...
Hepsi yılların gazetecisi.
Neler gördü gözleri...
Doktorlar ölüme acıya alışır ya mecburen zamanla, onun gibi...
Ama bu gördüğümüz, yüreği nasır tutmuş gazeteciler için bile katlanması çok zor bir tablo...
Kimi dudağını ısırıyor çaresizce, kimi ağlıyor gizlemeden yüreklice...
Gencecik Nihal öğretmen, sadece 1.5 ay önce evlendiği dünya yakışıklısı teğmen eşi Tuna'nın ay yıldızlı cenazesini kucaklamaya çalışıyor görüntülerde...
Damatlıkla göndermiş, kefenle geri gelmiş.
Sol kolunda yara bandı var; belli ki, sakinleştirici verilmiş talihsiz geline...
Ama ne çare.
Bir yumrukluyor tabutu sesini duyar belki diye, bir sürüyor ellerini, saçını okşar gibi...
Ve hep aynı kelimeyi haykırıyor tekrar tekrar:
"Koçum... Koçum..."

Gitti Nihal'in koçu...
O ömrü boyunca unutmayacak.
Peki ya biz?
"Unutmamalı, sevgiyle anmalı" cümlesi, sadece Tarkan'ı hatırlatıyorsa bir millet.
Elden ne gelir ki...

ALINTI.
Şehit kanının,şehide haykırmanın duyulan acının partisi olmaz,sağı soluda.O'nlar sadece ana babaların yüreğine düşen ateş değil ben Türk'üm diyebilen milyonların yangını.Eğer onlara olan borcumuzu birazcık ödemek istiyorsak bu vatanı başı dimdik tam bağımsız,güçlü ve mağrur bir ülke haline getirmeliyiz.Ruhları şad mekanları cennet olsun.
64general1 Kardeşim şehitlerimizin aziz hatıralarını bir kez daha rahmetle anmamıza vesile olduğunuz için sağolun.
 
Geri
Üst