İslamda büyü

Katılım
12 Kas 2005
Mesajlar
3,626
Reaction score
0
Puanları
0
Yaş
38
Konum
HeLL'iN DiBiNDeN GeLCeN Mi? :D
Sihir Arapça bir kelimedir ve Türkçe'deki karşılığı Büyüdür. Büyü halk arasında yaygın olarak bilinen şekliyle, bir takım dualar ve efsunlarla, yapan veya yaptıran kişilerin niyetlerine göre gerçekleşen, büyücülerin yazdıkları anlaşılmaz yazılar ve çizgilerle yapılan kötülükler ve pek çok konuda iyi veya kötü niyetli olarak yapılan tılsımlar; insanların istemedikleri şeyi kötü ruhların etkisiyle yapar hale gelmeleri ve bu konuda zorlanmalarıdır. Büyü yapanların büyüye alet edilen bilgiye sahip olmaları yeterlidir.

İslam aleminde de bazı ayet ve dualar kullanılarak büyüler, sihirler yada bir başka deyimle tılsımlar yapıla gelmiştir. Bazı büyülerde çeşitli emtialar kullanılmakla beraber çoğunlukla bitkilerden yararlanılmıştır. Bu büyülerde de amaç kişileri istem dışı bir etki altına almaktır.
Çok değişik çeşitleri olan büyüler yapılmaktadır. Bunlar çok eskilerden beri insanlar tarafından yapılmaktadır.
Mesela bir mum heykelcik ile bir insanı öldürebilirsiniz.
Bir sabun ile bir kişiyi öbür tarafa gönderebilirsiniz. Bazen bir iplik üzerine düğüm atmakla da birisinin kısmetini veya bazı organlarını bağlayabilirsiniz, kurutabilirsiniz.
Bazen de yenilecek olan maddelere okunarak yapılabilir, veya bir ipliğe düğüm atılarak yapılabilir, genellikle muska diye tabir ettiğimiz ameliyelerle yapılmaktadır. Büyü yapmak çok tehlikelidir. Allah korusun insanı dinden çıkartmaz ama çok büyük günahkâr yapar. Bir çok büyü usulü vardır.
Sihrin en büyük tesiri ruhlar üzerindedir, fikirleri bozar, kalpleri çeler, ahlakı perişan eder, toplumların altını üstüne getirirler. Şu halde sihrin aslı yoktur diye aldanmamalıdır.

İçlerinde Ehli Sünnet alimlerinin de bulunduğu bir kısım kimseler, büyünün etkisine inanmayıp, Allah'ın izin vermediği hiçbir şey gerçekleşemez diyerek, Mutelize'ye uygun bir görüşle Allah böyle şeylere izin vermez demişlerdir. Ancak bu görüş çok isabetli olmasa gerektir. Çünkü dünya bir imtihan yurdudur. Burada her şey sebepler dairesinde cereyan eder. İnsan, ister iyiyi, isterse kötüyü tercih edip istesin, Allah o fiili yaratır. Elbette her şeyi yaratan Allah'tır. Allah kötü şey yaratmaz demek, güya kötülüklerden Allah'ı tenzih etmek anlamına geliyor gibi görünüyor. Ancak o zaman var olan kötülüklere başka bir fail ve yaratıcı aramak akla geliyor ki, bu Allah'ı kötü işlerden ve şerlerden tenzih etme adına bile olsa şirke giden açık bir yoldur. Her şeyi yaratan Allah'tır. Kul ister Allah yaratır. Bunun hayır ve şer olması fark etmez.

Elmalılı Hamdi Yazır, ünlü tefsirinde sihri şöyle tarif ediyor; "Lugat anlamıyla sihir, her ne olursa olsun, sebebi gizli olan ince şey demektir. Nitekim fecir vaktinin başlangıcına da, ufuk çizgisinin inceldiğinden dolayı "sin"in fethi ile "sehar" denilir. Bu anlamda, yani sebebi gizli olan şeyleri bilmek ve tanımak anlamıyla sihrin küfür olmayacağı açıktır. Ancak dini geleneklerdeki anlamıyla sihir sadece bu demek değildir. Sebebi gizli olmakla beraber, gerçeğin aksine tahayyül olunan yıldızcılık, şarlatanlık, hilekarlık yolunda cereyan eden herhangi bir şey demektir. Halk dilinde de bu anlamda kullanılır; yani sihir denildiği zaman bu anlaşılır ve bu da çirkin bir şeydir. Çünkü bunda esrarengiz bir şekilde hakkı batıl, batılı hak; hakikati hayal, hayali de hakikat olarak göstermek vardır. Nitekim 'İnsanların gözlerini büyülediler' (Ar'af 7/116), 'Sihirler sayesinde ipleri ve sopaları onun hayalini büyüledi, çünkü onlar gerçekten yürüyor gibiydiler' (Taha 20/66) buyurulmaktadır. Bununla beraber özel olarak bazı övgüye değer şeyler ve gerçekler için iyi manada kullanıldığı da olur."

Müslümanlar büyüyü Museviler, Suriyeliler, İranlılar, Geldaniler ve Yunanlılardan almışlardır. Bu kavimlerin eski çağlardan kalmış büyü kitaplarından yararlanmış, büyüyü ona göre uygulamışlar, aynı yöntemi kullanmışlardır. Çeşitli dönemlerde yazılan kitaplarla ve daha çok büyücülerin sırları, gizli duaları, müritlerine aktarma özel deyimiyle el verme- yöntemiyle çok evvelki zamanlardan günümüze kadar, büyü her çağda beslenmesine yardımcı bir ortam bulmuştur.

Müslümanların büyüye olan tutkularının nedeni cinlere olan inançlarına bağlanmıştır. Cinlerin varlığına inandıklarından, onlar vasıtasıyla kötülük gelebileceğine de inanmışlardır. (İslam Ansiklopedisi)

Kur'an-ı Kerim, büyü konusunda Müslümanları net bir şekilde uyarmakta ve büyünün kaynağı konusunda da bilgi vermektedir. Bu konuda en çok başvurulan Kur'an-ı Kerim suresi Bakara'dır ve bu surenin 102. ayetidir. Bu ayette Babil'e imtihan için gönderilen Harut ve Marut isimli iki meleğin hikayesinden bahsedilir. Aynı ayette, mührü ile meşhur Hz.Süleyman'a da yer verilir.

Bakara Suresi'nin 102. ayeti; "Süleyman'ın mülküne dair, şeytanların uydurup takip ettikleri şeylerin ardına düştüler. Halbuki Süleyman küfretmedi. Fakat o şeytanlar küfrettiler. İnsanlara sihir ve Babil'de Harut ve Marut adlı iki melek üzerine indirilen şeyleri öğretiyorlardı. Halbuki o ikisi, 'Biz ancak bir imtihan için gönderildik. Sakın büyü yapmaya cevaz verip de kafir olma' demedikçe bir kimseye öğretmezlerdi. İşte bunlardan, kişi ile karısının arasını ayıracak şeyler öğreniyorlardı. Fakat Allah'ın izni olmadıkça bununla kimseye zarar verebilir durumda değillerdi. Kendilerine zarar verecek, faydası dokunmayacak birşey öğreniyorlardı. Andolsun ki, onu her kim satın alırsa, ahirette onun bir nasibi olmadığını gayet iyi biliyorlardı. Fakat canlarını sattıkları o şey ne kötüdür, keşke bunu bilselerdi"

Büyü konusunda İslam dini bütün emir ve yasaklarıyla net ve açıktır. Herşeyin yeri ve makamı, hayatın düzeni, yaşanışı bellidir. Bu yüzden büyüler konusuna girmeden önce kaybedebileceklerinizi enine boyuna düşünmeli, getirisi ve götüreceklerini terazide iyi tartarak karar vermelisiniz.

İslam bilginleri büyü yapmayı Kur'an ve sünnete dayanarak büyük günahlardan saymışlardır. Hatta yapılan büyünün küfrü gerektiren cinsten olması halinde yapanın da kafir olacağını söylemişler ve buna göre de çeşitli hükümler ortaya koymuşlardır.

İslam alimleri, sihir yapmayı, Kur'an ve Sünnete dayanarak büyük günahlardan saymışlardır. Hatta yapılan büyünün küfrü gerektiren cinsten olması halinde yapanın da kafir olacağını söylemişlerdir. Sihir öğrenmek ve öğretmek ise haram kılınmıştır. Ancak sihre karşı bir önlem alınması açısından olaya bakanlarsa, sihri bir ilim olarak öğrenmenin haram olmadığını savunmuşlardır. Hanefi Mezhebi alimlerinden bazıları da bu görüştedir.

İslam dini, kapalı, marjinal ve kişilere göre değişen, çeşitli anlamlara çekilebilen bir din değildir. İslam'ın bütün emir ve yasakları oldukça açık ve nettir. Her şeyin yeri ve makamı, hayatın tanzimi ve yaşanışı bellidir. Örneğin hastalıklar karşısında Kur'an'da ve Sünnet'te oldukça fazla yer alan tıp konuları yol göstermekte, tedavinin de bu yolla olacağı bildirilmektedir.

Fahreddin—i Razi tefsirinde sihrin sekiz çeşidini şöyle saymış:

1- Gildani sihri; semavi kuvvetlerle yeryüzüne ait güçlerin karışımı yoluyla meydana getirildiği söylenen ve tılsım adı verilen şeylerdir.

2- Evham sahiplerinin ve kuvvetli kişilerin sihirleri; insan ruhunun terbiye ile kuvvetlenip, tesir gücünün artacağını düşünenlerin büyüleri. Sihrin en tehlikeli olanı budur.

3- Ervah—ı ardıye; cinlerden yardım görme yoluyla yapılan sihirdir ki, bu yolla yapılan ve yapılacak sihirlerin varlığını inkar değil, kabul etmek gerekir.

4- Tahayyülat, yani gözü yanıltmak ve el çabukluğu denilen sihirdir ki, bunlara sihirden ziyade hokkabazlık ve şa’beze adı verilir. Bunun esası duyuları aldatmaktır.

5- Aletlerden istifade ederek acayip şeyler göstermek suretiyle ortaya konan sihir. Firavun’un sihirbazları böyle yapmışlardı; değnekleri civa ile doldururlarmış. Altlarından ısı verilince veya güneşin etkisiyle ısınan ipler ve değnekler hemen harekete geçip kaymaya ve yürümeye başlarmış.

6- Birtakım maddelerin ve ilaçların kimyevi özelliklerinden yararlanarak yapılan sihirlerdir.

7- Ta’lik kalb(kalbi çelme) suretiyle yapılan sihirdir. Sihirbaz kişinin duyu ve düşüncelerine etki ederek (ümit, korku) yapacağını yapar.

8- Koğuculuk, fitnecilik gibi el altından yürütülen gizli fitne ve tezvirat, akla, hayale gelmez bozgunculuk, vasıtalı veya doğrudan tahrikler ve aldatmalar ile yapılan sihirdir ki, halk arasında en bol ve en yaygın kısmı da budur.

Ebu'd Derya (r.a.)'dan rivayet edilen bir hadis-i şerifte: "Allah Teala Hazretleri hastalığı da ilacı da indirmiştir. Ve her hastalığa bir ilaç vermiştir. Öyleyse tedavi olun. Ancak haram olan şeyle tedavi olmayın." buyurmuştur. Son cümlede geçen haram olan tedaviye büyü de dahildir.


 
Büyü Belirtileri

Sihir ve Büyü : Dünyanın en eski ilimlerinden biri, belki de en eskisi ...
Çok eski cağlardan beri süregelen ,günümüzde de etkisinden hiç bir şey kaybetmeyen bir ilim ...

Pozitif bilimin kabul etmek istemediği ama rahatsızlıklarına da asla çare bulamadığı , adeta aciz kaldığı bir ilim ...
Kendi sorunlarının sadece kendi içinde çözülmesine müsaade eden bir ilim ...
Bana göre bizim ve bizden sonraki toplulukların asla hafife almaması, çok dikkatle takip etmesi gereken bir ilim,bir gizem dünyası ...
Sevsek de sevmesek de, inansak da inanmasak da , adını çokça konuştuğumuz yada duyduğumuz bir esrar yumağı ...

Öyleyse bilgi ve birikimimi sizlerle paylaşmak, dertli insanları sahtekarların elinde oyuncak etmemek, becerebildiğimi yapmak, beni aşan konularda sizlere rehberlik yapmak bir insan olarak benim görevim diye düşünüyorum.

İnsanların kimi zaman baş vurdukları bu yolda alınan etkiler, zamana, yapan kişinin manevi durumuna, büyünün çeşidine göre farklılık gösterir.
Burada genel de görünen rahatsızlıkları belirterek önleminin en kısa zamanda alınması GEREKTİĞİNİ hatırlatmakta fayda vardır.
Kendi ruh halinizde bir değişiklik hissetmeniz, kendinizi tanıyamaz durumda olmanız, gece ufaktan başlayarak sıçrayarak uyanmalar, korkutucu rüyalar görmeye başlamanız, kedi ,köpek gibi yırtıcı hayvanlarla rüyalarınızda karşılaşmanız, midede ve kalpte belli bir rahatsızlığınız yokken ,devamlı sıkıntılar, göğüs kafesinizde ağrı, aşırı yorgunluk halleri, ensenizde ağrılar,saçlarınızda elektriklenmelerin olması, gözlerde ki ağrılar, gölgenizin sizi izliyor gibi hissetmeniz, uyuşukluk, ayak tabanlarında yanma ve tik halleri, başlıca belirtileridir.

Unutulmaması gereken bir nokta da ,tıbben doktorun teşhis koyduğu bir hastalıkta ,alınan ilaçlar sonucunda, hastada en ufak bir gelişme olmadığı durumlar söz konusu olduğunda; büyünün etkisi var olduğunu söyleyebilmek mümkün olabilir.Yani bütün önce tıbbi

Müdahalenin her çeşidi denendikten sonra büyü olabileceği düşünülmelidir.

Bir kişinin yapılan büyü ile amacına bağlı olarak insanın o bölgesindeki elektrik yükünü azaltarak ve etkileyerek o bölgenin düzensiz olarak çalışmasını ve yeterli enerjiyi alamayan organda çalışma bozukluklarının sonucu hastalıklar söz konusu olmaktadır.Unutmamak gerekir ki ,her organımızı düzenleyen ona enerji gönderen beyin bu gibi durumlarda hastalıktan ilk etkilenen bölge olması söz konusu olabilir.

Bazı insanlardaki aşırı etkilenme sonucu ve geç müdahalerde sinir bozuklukları ve delirmelere kadar giden olaylar mevcuttur.Bu yüzden dikkatli olup,basite almamak lazımdır .Büyülerde etkinin beyin iradesiyle en aza indirilmesi mümkündür .Bu nedenle büyü, bazı insanları etkilerken ,bazılarında ise az etki gösterir .Büyüler insanların burç yapılarına göre de,etki farklılıkları gösterebilir. Çok etki alan burçlar olarak, yengeç ,aslan, ikizler ,oğlak, koç gibi burçları saymak mümkündür.


Önce sorunlarınızı konuşalım, teşhisi koyalım ...
Sonra nasıl çözeceğimiz konusunda karar verelim ...
İnsan olarak, Allah'ın yarattığı en şerefli, en onurlu varlıklar olarak hak ettiğimiz yerde olmamız, daha iyi yarınlara, daha sağlıklı ve mutlu günlere ulaşmamız dileği ile ...

Hanımların Şikayetleri

1-Ümmüs sübyan.. (kadınların korkulu rüyası) hamilelik döneminde çocuğun henüz ceninlik aşamasında oluşmasını önleyen durum, hamile kalamamak..

2-Nişanlılıkta başlayan,bazen evliliğe kadar bazen de evlilikten sonra da devam edebilen ağlamalar,boğucu sıkıntılar, bayılma ve baygınlık turu kendinden geçmeler,kabuslu rüyalar,korkmalar,yalnız kalamamaklar,hayal görmeler..

3-Loğusalık döneminde irkilmeler,korkmalar,ani bayılmalar,ağlamalar..

4-Nişanlı yada evli iken,esiyle hiç bir sorunu olmadığı halde gördüğü bir insana karşı (tanısın,tanımasın) karşı inanılmaz duygu ve istekle bağlanmak, yada bağlandığını zannetmek..Bu sorun evli ve nişanlı olmayan insanlarda da gözlenmekle beraber onların "Yıldırım aşkı" tanımlaması fazla üzerinde durmamalarını sağlıyor..

5-Rüyada tecavüze uğradığını sanmak.. (kalktığında ise tecavüzün bir çok belirtisini görüp,o yorgunluğu hissetmek)


Erkek ve hanımların müşterek şikayetleri

1-Ani bayılmalar..

2-Sonradan oluşan "kekemelikler"..


3-Bir turlu temizlendiğine inanmadığımız uzuvlarımız.(eller ve ayaklar gibi)

4-"Sara" turu rahatsızlıklar..

5-Nişan ve Evlilik teşebbüslerindeki başarısızlıklar, yada hiç o aşamaya gelememek (Kısmetin bağlı olması)

6-Cinsel isteksizlik(normal yaslarda olunmasına rağmen gücün azalması yada bitmesi)

7-Uykusuzluk.. (Bir turlu uyuyamamak, yada uykuya doyamamak)

8-Eşlerin birbirlerinden soğuması ve nefrete donen ilişkiler
(aslında hiç bir gerekte yokken)

9-Eslerin birbirlerini aldattığı varsayımları.. (kendi kendilerini yiyip bitiren, rahatsız edici kıskançlıklar)

10-Ani ve aşırı korkmalar

11-İnsan tipinden farklı değişik ve korkunç kişiler görmek yada gördüğünü hissetmek..

12-Aynı rüyayı yada kabusu peş peşe görmek ve etkisinden kurtulamamak..
 
Büyülerden Nasil Korunulur

Büyülerden korunmanın birkaç yolu vardır bunlardan en zor olanı iradeyle yenmeye çalışmaktır.(düşününki içinizdeki bir enerjiyi başka bir tarafa aktarmak için beyninize hükmetmek) ama şu da bir gerçek ki iradeyle kazanılan başarıların süresi biraz daha uzun ve de güç olur fakat .en etkili yollardan biridir ama nasıl kullanmak gerektiğini bilmesi gerekir.

Meditasyon da en basit ve etkili yollardan biridir ;esas ulaşılacak başarı ise bir inanca ve dinine bağlı olan insanların aldığı yoldur .size bir tavsiye verecek olursam aslında büyülerden korunmak çok zor bir olay değildir yeter ki zamanında müdahale etmek ve de iradenin en yüksek konumda olması bu işin en az zarar görerek ve hatta hiç görmeden kurtulma başarısını gösterebilir.

Bazı kimselerin elbiseyi ters giymesi , kırmızı giymemesi,kapıdan geri geri çıkmak gibi bunun gibi ilginç olaylar büyülerin bozulmasında bir fayda vermez.

Korunmanın yolları yapılan büyünün nedeni niyeti vede sizdeki etkisine göre değişik yollardan çözülmesi mümkündür ama ilk önce kişinin bundan kurtulmak istemesi,şarttır,insan istemeden hiçbir şey olamaz .Bir kişinin kendisi istemeden onun adına büyülerin çözülmesinde başarı sağlansa da ama bu tamamen yok edilmesi anlamına gelmez.
Büyüden kurtulmak için, diğer hastalıklarda olduğu gibi sebeplere yapışmak lâzımdır. Bunlardan bazıları şunlardır:

Nasıl korunacaksınız?

Büyüden korunmak çok kolay değildir. Ama imkansızda değildir. Yapılan Her büyünün tutacağına dair hiçbir koşul yoktur. Yani büyü illa da tutar demek yanlıştır. Büyüden korunmanın yolları vardır, bunlar muska takmak yada tılsım taşımak bunların başında gelir.
Muska takmak; büyüden korunma yollarından birisidir, muska taşıyan birisi kısmen büyülerin ve cinlerin zararlarından korunmuş olur. Muskada yazılan bazı ayetler sebebi ile Allah onların içeriye girmesine izin vermemektedir.
Muska Cinler için şu anlamı ifade edebilir: Mesela yanan bir soba düşünün bu sobaya elinizi yaklaştırdığınızda eliniz yanmaya başlayacak ve bir süre sonra dayanılamayacak noktaya gelecektir. Bu durumda ya elinizi çekeceksiniz yada elinizin daha da yanmasına katlanacaksınız.. Ne kadar dayanabilirsiniz. Yazılan muskanın muhteviyatını da ateşin hararetine benzetebiliriz ateş ne kadar sıcaksa elimiz o kadar çok yanacaktır. Bu konudaki daha fazla bilgiyi MUSKA bahsinde bulabilirsiniz…
Sabah akşam okunması gereken bazı ayetler vardır onların okunduğu zaman yapılan büyü sizi etkilemez. Mesela sabah ve akşam 7 Ayetel kürsi 3 felak 3 nas okunması durumunda Allah’ın izniyle büyü tutmaz. En doğrusunu Allah bilir.
Etrafınıza dikkat etmek, inanların sizi kıskanmaması için çabalamak (elinizden geldiğince), şüphelendiğiniz kişilerin verdiği yiyecekleri yememek. Vs.
Devamlı Allah zikri ile meşgul olmak : Allah zikri ile meşgul olan bir kalbe cin ve şeytan ulaşamaz. Orada tutunamaz.

Aşağıya yazdığım usullerden durumunuza uygun olanları yada yapabileceklerinize emin olduğunuz bir şekli uygulayabilirsininiz.

1- Bir miktar suya Âyet-el kürsî, ihlâs ve Mu'avezeteyn [Nas ve Felâk] sûrelerini okumalıdır. Büyü yapılan kimse bundan üç yudum içmeli, kalan su ile gusledilmelidir.

2- Sedir ağacının yeşil yaprağından yedi adedi iki taş arasında ezilip su ile karıştırılır. Üzerine Âyet-el kürsî, İhlâs ve Kul-e'ûzüler okunur. Üç yudum içip geri kalanla gusledilir.

3- Üç kere Salevât-ı şerîfe okumalı, sonra yedi Fâtiha, yedi Âyet-el kürsî, yedi Kâfirûn sûresi, yedi İhlâs-ı şerîf, yedi Felâk ve yedi Nâs sûrelerini okuyup kendi üzerine veya hastanın üzerine üflemelidir. Bunları tekrar okuyup hastanın odasına, yatağına, evin her yerine, bahçesine üflemelidir. İnşâallahü teâlâ büyüden kurtulur.

4- Fâtiha, Âyet-el kürsî ve dört kul, [yâni Kâfirûn, İhlâs, Felâk ve Nâs sûreleri] yedişer kere okunup hastaya üflenirse, bütün âfetler, dertler için ve sihir, nazar için iyi gelir. Tuz üzerine okunup, suda eritilerek içmek şeklinde de olur.

5- Bir kimse sabah akşam, Bakara sûresinin başından dört âyet ve Âyet-el kürsî ile, Âyet-el kürsîden sonraki iki âyeti ve Bakara sûresinin sonundaki üç âyeti okursa, evine şeytan girmez. Mecnûnun [Delinin] hastanın üzerine okunursa, iyi olur.

Silsile-i Aliyye

6- Yirmi beş kerre Estagfirullah denir. Sonuncusunda ve etûbü ileyh'e kadar okunur. Sonra on bir ihlâs ve yedi kerre Fâtiha-i şerîfe ve otuz üç kerre, Allahümme salli ve sellim alâ seyyidinâ Muhammedin ve alâ ali seyyidinâ muhammed okuyup, sevâbı Peygamber efendimizin ve Eshâb-ı kirâmın ve Evliyânın rûhlarına ve sonra Silsile-i aliyye denilen büyük âlimlerin isimlerini söyleyip; bu büyüklerin rûhlarına hediyye edilir. Bunların hürmetine şifâ vermesi için Allahü teâlâya duâ edilir. Hergün sabah-akşam böyle duâ edilir.

7- Âyât-i hırz'ı okumalıdır! Âyât-i hıfz, şu sûre ve âyetlerdir:

Fâtiha, Bakara 1,2,3,4,5 ve 163,164 ve 255,256,257 ve 285,286, Âl-i İmrân 18,19. âyetten sadece: "İnneddîne indellâh-il-islâm" kısmı, Âl-i İmrân 26,27, Âl-i İmrân 154, En'âm 17, A'râf 54,55,56, Tevbe 51, Tevbe 128,129, Yunûs 107, Hûd 56, İbrahim 12, İsrâ 43, İsrâ 110,111, Mü'minûn 116,117,118, Ankebût 60, Rûm 17,18, Fâtır 2, Yasin 83, Saffât 1,2,3,4,5,6,7,8,9,10,11, Saffât 180,181,182, Feth 27,28,29, Rahmân 33,34,35,36, Hadîd 1,2,3,4,5, Haşr 21,22,23,24, Cin 1,2,3,4,5,6, Burûc 20,21,22, İhlâs, Felak ve Nâs sûresi.

Abdest alınıp, yedi istigfâr ve onbir salevât okunup, hastanın sıhhatine niyyet ederek, güneş doğduktan ve ikindi namazından sonra, günde iki def'a hasta üzerine okunmalı, işâretli yerlerde, hasta üzerine üfürülmeli, şifâ buluncaya kadar [kırk gün kadar] devam etmeli. Her def'ası sonunda, bir Fâtiha okuyarak sevâbı, Peygamber efendimizin ve Behâeddin Buhârî, Ahmed Rifâî ve İmâm-ı Rabbânî hazretlerinin rûhuna hediye edilmelidir. Bir nüsha da yazıp, yanında taşırsa, sihirden, büyüden, nazar değmesinden korur. Murâdı hâsıl olur.

Te'sir etmesi için

Peygamber aleyhisselâmın üç türlü ilaç kullandığı bildirilmiştir. Kur'ân-ı kerîm veya duâ okurdu. Fen ile bulunan ilaçları kullanırdı. Her ikisini karışık da kullanırdı. (Mevâhib)

Kur'ân-ı kerîmin ve duânın te'sir etmesi için ba'zı şartların gözetilmesi lâzımdır. Okuyanın veya yazanın ve hastanın buna inanması, hastanın zararlı olan gıdalardan, şüpheli ilâçlardan perhiz etmesi, sıcaktan ve soğuktan sakınması lâzımdır. Okuyan kimsenin, i'tikâdının bozuk olmaması, haram işlemekten, kul hakkından sakınması, haram ve habîs şey yiyip içmemesi ve karşılık olarak ücret almaması şarttır. Hadîs-i şerîfte buyuruldu ki:

(Allah'ı unutarak, gafletle edilen duâ kabûl olmaz.) [Tirmizî]

Duâ, ba'zı ilâçlar gibidir. Allahü teâlâ dilerse te'sir eder. Ya'nî te'sirini Allahü teâlânın verdiğine inanmalıdır! Hadîs-i şerîflerde buyuruldu ki:

(Dert-belâ gelince, Hz. Yûnus'un duâsını okusun! Allahü teâlâ onu muhakkak kurtarır. Duâ şudur: "Lâ ilâhe illâ ente sübhâneke, innî küntü minez-zâlimîn.") [Hâkim]

("Lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâh" okumak, 99 derde devâdır. Bunların en hafifi sıkıntıdır.) [Hâkim]

(Allah, istigfara devâm edeni, her sıkıntıdan, her dertten kurtarır, ummadığı yerden rızıklandırır.) [Nesâî]


Kişileri birbirinden ayırmak için yapılan bu büyüleri kullanmak oldukça tehlikeli ve günahtır. Diyeceksiniz ki neden yapılır. Bazen öyle olur ki iki kişi zina halindedir bunları ayırmak için, yada iki kişi bir araya gelerek fesat işler tertip etmektedirler bunları ayırmak için kullanılır.
Kullanılan malzemeler genelde burada yazmak istemediğim ve siteye uygun olmayan pis malzemelerdir.

Hayatın en mühim meselelerinden beri karı ve kocanın güzel geçinmesidir. Ekseriya niza ve ayrılık gibi aile saadetini bozan ve berbat eden hallerin vuku bulması durumu sıkça rastlanan hadiselerdendir.
 
ALLAH Büyü yapanında yaptıranında belasını versin!!!!

Zaten Kuranda belirtiliyo Lanetliler ve cennetin kapıları hıc acılmayacak onlara
 
güzel paylaşım saol kızıl
 
Benimde bir yakınıma böyle bişey olmuştu çok günah ahirette bunu yapanın yeri yok ..
 
Çok etki alan burçlar olarak, yengeç ,aslan, ikizler ,oğlak, KOC gibi burçları saymak mümkündür.


benim cinLerLe basim tamamiyLe ben büyü yaptirmadim yaptirmamda ama süpheleniom acaba banami yaptiLar diye?? cok etkiLenenLer arasindayim yani KOC burcuyum?? cünkü muskasiz asla mi asla uyuyamiorum... yatarken ayeteL kürsi , felah süresi nas süresi okumadan asla yatmam... cok seyler yaschadim .. hic kimseye tavsie etmiorum büyü yapmayii..hic ischiniz oLmasin ÖyLe seyLerLe...sacinizin teLine biLe dikkat edin..!!! saoL KIZILAKREP cok biLgiLendim..
 
iyi, hoş ve güzel de.......

" İslam ve İnsan " başlığı açıldığı günden bu ana kadar paylaşıma yazı ve döküman gönderen, katkı sağlayan bütün arkadaşlara sonsuz minnet, şükran ve teşekkür ederim... yalnız ilk günden beri şu konuyu ısrarla yazıyorum.... tatminkar bir cevap alıncaya kadar da bu ısrarımı sürdüreceğim.... gönderilen yazı arkadaşımın kendi yorumu ise " derleme " olarak, değilse " kaynak " vererek gönderirse sevinirim......
 
Geri
Üst