ℓσя∂
Altın Üye
- Katılım
- 4 Eki 2008
- Mesajlar
- 6,397
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
- Yaş
- 31

Erdoğan, Euronews'e verdiği ilk röportajda AB'ye, İsrail'e ve Ermenistan'a gönderme yaptı.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Avrupa Birliği (AB), bir Hıristiyan kulübü olmamalıdır. AB, mesela bir islamofobya
kampanyasının içerisinde yer almamalıdır. Yer alan bir ülke varsa uyarılmadır,
ikaz edilmelidir" dedi.
Erdoğan, Türkçe yayına başlayan Euronews'e verdiği ilk röportajında, AB
sürecine ve tam üyelik müzakerelerini nasıl gördüğüne ilişkin bir soru üzerine,
şunları kaydetti:
"AB üyelerinin bir kısmı ne yazık ki dürüst davranmıyor. Sıkıntı burada.
Bunun niçin söylüyorum? Avrupa Birliği müktesebatı içerisinde olmayan
uygulamalarla Türkiye'yi köşeye sıkıştırmaya çalışıyorlar. Bu, çok yanlış bir
şey. Şunu bilmemiz lazım, bizler liderler olarak gelip geçiciyiz, ama halklar
kalıcıdır. Bir liderin farklı bir ülke için olumsuz yaklaşımı o ülke halkının o
lider sebebiyle o ülkeye bakışını değiştirir."
"Sarkozy'den mi bahsediyorsunuz?" sorusu üzerine de Erdoğan, "Sayın
Sarkozy, akla gelmez veyahut aklın kabul etmeyeceği şeyler ileri sürüyor. Biz ne
yaparlarsa yapsınlar, hangi engeli koyarlarsa koysunlar, çalışmalarımızı
sürdüreceğiz. Sabırla sürdüreceğiz. Ama tabii bunun da bir sonu var. Ta ki AB,
bütün üyeler 'Biz Türkiye'yi almıyoruz' diyene kadar... Bunu demeleri lazım"
karşılığını verdi.
"Bazı Avrupa ülkelerinin liderlerinin bu olumsuz tavırlarında dini ve
kültürel farklılıkların rol oynadığını düşünüyor musunuz?" sorusuna karşılık
Erdoğan, şunları söyledi:
"AB bir Hıristiyan kulübü olmamalıdır. AB, mesela bir islamofobya
kampanyasının içerisinde yer almamalıdır. Yer alan bir ülke varsa uyarılmadır,
ikaz edilmelidir. Mesela Türkiye Cumhuriyeti'nin Başbakanı olarak açık
yüreklilikle antisemitizmi lanetlemiş ve onu bir insanlık suçu olarak görmüş bir
liderim. Ama islamofobya konusunda da hassasım. Çünkü ben bir Müslümanım ve
hiçbir zaman kalkıp da İslam karşıtlığına tahammül edemem. Bunun tabii bir
Müslüman olarak da savunmasını sonuna kadar yaparım. Hiçbir zaman terörle İslam'ı
yan yana getiremez. Kimsenin buna cüret etmesine ben bir Müslüman olarak, Türkiye
Cumhuriyeti Başbakanı olarak 'evet' diyemem."
"BÖYLE BİR TABLODA KİM DÜRÜST?"
Kıbrıs'taki görüşmelere ve Türkiye'nin bu konudaki AB'den beklentilerine
ilişkin soru üzerine Başbakan Erdoğan, "AB, Kıbrıs konusuyla alakalı da şu ana
kadar samimi davranmamıştır. Yüzde 65 Kuzey Kıbrıs'ta 'Evet' oyu çıktı Annan
Planı'na. Güney'de ne oldu? Yüzde 75 'Hayır' çıktı. Böyle bir tabloda kim dürüst?
Kuzey Kıbrıs" dedi.
"Kıbrıs'ın bu noktaya gelmesinde, şu andaki hale gelmesinde AB'nin çok
büyük hatası var ve bu tarihi bir yanlıştır. Tarihi bir hatadır. Neyle? Güney
Kıbrıs'ı AB'ye almakla..." diyen Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti:
"Burada bu konuyla ilgili olarak Sayın Gerhard Schröder'in çok ağır
ithamları var. 'Burada Türkiye'ye, Kuzey Kıbrıs'a ahlaki olmayan yöntemlerle
yaklaşılmıştır' diyor. Angela Merkel ise 'almakta hata yaptık' diyor. Bunları
kendileri söylüyorlar, ama şimdi de kalkıp Güney Kıbrıs'a sahip çıkıyorlar.
Bir defa Güney Kıbrıs'ı 'Kıbrıs' diye ifade etmek, o da ayrıca bir siyasi
yanlıştır. Zira kuzeyde şu anda güney ile barışık olmayan ayrı bir devlet var. Ve
bu kuzeydeki devleti biz Türkiye olarak tanımışız. Bu devletin üzerinde bir
spekülasyon kabul etmiyoruz. Başkaları kabul edebilir, bizim için önemli değil.
AB üyesi ülkeler de bu tarihi yanlışıyla anılacaktır, bu, tarihin kayıtlarına da
bu şekilde girecektir, girmiştir de" diye konuştu.
Başbakan Erdoğan, "Yakın zamanda tekrar birleşik bir Kıbrıs göreceğimizi
düşünüyor musunuz?" sorusuna karşılık, şunları kaydetti:
"Güney Kıbrıs hep kaçamak oynuyor. Ve AB bu noktada Güney Kıbrıs'ı
uyarmak durumundadır. Burada bilinmesi lazım ki, bu süreç ipotek altına
alınmıştır.
Biz bu yıl içerisinde bu işi çözmenin gayreti içerisindeyiz. Bunu BM
zemininde çözelim istiyoruz. Hatta gerekirse bu işi beşli de yapabiliriz. İki
taraf ülke, diğer tarafta Türkiye, Yunanistan ve İngiltere birlikte bunu
yapabiliriz. 3-5 gün önce Sayın Gordon Brown aradı. Onlar 'bu işi birlikte
yapmaya nasıl bakarsınız?' dediler. Bizim açımızdan herhangi bir olumsuzluk söz
konusu değil. Yani bir araya gelebiliriz, konuşabiliriz. Bütün mesele olaya adil
yaklaşalım. Garantör ülkeler sıfatıyla eğer bu işi yapacaksak, bu garantiler
nelerdir, bunları bilmemiz ve görmemiz lazım. Bizim bu yıl içerisinde temennimiz
bu işin bitirilmesidir."
İSRAİL DÜŞÜNSÜN
Başbakan Erdoğan, "İsrail-Türkiye ilişkilerinin geleceğini nasıl
görüyorsunuz ve gelinen noktada Türkiye'nin bölgede, İsrail ile Arap ülkeleri ve
İsrail-Suriye arasında ara buluculuk rolü oynayabileceğini düşünebiliyor
musunuz?" sorusuna karşılık, "Türkiye gibi bir dostunu kaybetmesi, sanıyorum
İsrail için gelecekte onların düşünmesi gereken bir konu olacaktır" dedi.
"Büyükelçimize karşı takınılan tavrın uluslararası diplomaside yeri
yoktur. Biz, İsrail-Suriye ilişkilerinde elimizden geleni yaptık" diyen Erdoğan,
sözlerine şöyle devam etti:
"Bakıyorsunuz şimdi Sayın Netanyahu kalkıyor diyor ki, 'Ben
Erdoğan'a güvenmiyorum. Sarkozy'ye güveniyorum'. Böyle bir isim açıklamaya mecbur
musunuz? İşte bu da bir diplomasi açığı... Çünkü bunu siz söylediğiniz zaman, o
zaman, yani sen bana güvenmediğine göre ben sana nasıl güveneceğim? Şu anda
İsrail ile aramızda çok ciddi anlaşmalar var. Güvensizlik üzerine bu anlaşmaların
yürütülmesi mümkün olur mu? Bir dünya devleti olarak İsrail kendini görüyorsa,
komşularıyla olan münasebetlerini bir gözden geçirmesi gerekir diye
düşünüyorum."
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "İsrail Dışişleri Bakanı sizi iki ülke
arasında tansiyonu yükseltmekle, esasında antisemitizm ile suçladı. Siz geriye
dönüp baktığınızda kendi tutumunuzu nasıl değerlendiriyorsunuz? Acaba 'konuyu
daha diplomatik ele alabilir miyim' diye düşündünüz mü?" sorusu üzerine, "Ben
gerçeği söylüyorum ve gerçeği söylemeye de devam edeceğim" yanıtını verdi.
Erdoğan, "Türkiye, yüzyıllara dayanan bir geçmişi olan bir devlet. Böyle
bir devletle konuşurken, oturup kalkarken dikkat edeceksin. Kalkıp da savunmasız
insanlar acımasızca öldürülürse, bunlar fosfor bombalarıyla vurulursa, alt yapı,
üst yapı, her yer yıkılırsa, adeta bir açık hava hapishanesine insanlar mahkum
edilirse, biz bunu İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi ile insan hakları ile
bağdaştıramayız ve buna seyirci kalamayız" diye konuştu.
TÜRKİYE-ERMENİSTAN İLİŞKİLERİ
"Ermenistan Anayasa Mahkemesi, Türkiye-Ermenistan arasındaki ilişkilerin
normalleşmesini ön gören protokollere dair farklı bir yorum getirdi ve bu yorum
Ankara'yı rahatsız etti. Bu kararın ardından Türkiye'nin protokollere ilişkin yol
haritası nasıl olacak?" sorusunu Başbakan Erdoğan, şöyle yanıtladı:
"Bir kere daha işin başında sağlıksız bir giriş söz konusu. O zaman biz
neyi görüşüyoruz, neyi yapacağız? Öyleyse, bunu Ermenistan'ın yeniden ele alması
lazım. Yeniden görüşmesi lazım. Biz Türkiye olarak orada sözleşmedeki vaadimiz ne
ise onu şu anda yerine getirdik. Halen getiriyoruz da. Burada karşılıklı olarak
bir takvim, bir yol haritası var. Bu yol haritası devam edecektir. Biz buna her
zaman hazırız, samimiyiz. Yolumuza aynı şekilde devam ediyoruz."
Kaynak : İsrail'i bir kez daha uyardı - - Yazete.com