İyi ki poLitikacı değiLiz!

[mr.aLi]

İsrail Savunma Bakanı Ehud Barak’ın danışmanı Amos Gilad’ın ablukayla ilgili NTV’ye yaptığı açıklamalar, Gazze’den yeni dönen gazeteciye bu cümleyi kurdurttu.

Milliyet Gazetesi’nden Murat Sabuncu, Gazze’den dönüşünden birkaç saat sonra canlı gaste’ye orada gördüklerini anlattı.

Refah sınır kapısında 72 saatlik bekleyişin ardından girdiği Gazze’deki tablonun iç açıcı olmadığını vurgulayan, Mısır’dan Gazze’ye açılan tünelleri gören, Gazze’ye hangi maddelerin girip girmediği hakkında bilgiler veren Sabuncu, Mısır’la İsrail arasında adı konmamış bir ittifak olduğunu gözlemlediğini belirterek, "Gazze yıkık, İsrail’in tanklar ve uçaklarla yaptığı son operasyonla yıkılan binalar için yeni malzemeler lazım ve sokmuyorlar. Yiyecek de yok sanıyordum ama çok fazla sıkıntı görmedim. Tünelden yiyecek giriyor ama almak için para lazım; bu yok..." dedi.

Bir bebeğin dramına şahitlik yaptığnı belirten ve yazısı sonrası İsrail’in kendisiyle temasa geçtiğini belirten Sabuncu, Mısır’dan giriş yaptığı andan itibaren de Türkiye ile Erdoğan isminin yan yana anıldığını gözlemlediğini söyledi.

"Erdoğan onlar için umut olmuş" diye konuşan Sabuncu’nun, Gazze ile ilgili saptamalarının tam tersi açıklama ise, İsrail Savunma Bakanı Ehud Barak’ın Danışmanı Amos Gilad’dan geldi.

Murat Sabuncu'nun 'İyi ki politikacı değiliz' tepkisi gösterdiği Gilad’ın, canlı gaste’de Can Dündar’ın sorularına verdiği yanıtlar şöyle:

ABD Başkanı Obama’nın, İsrail’in Gazze’ye yönelik ablukasının devam ettirilemeyeceği, Mavi Marmara’ya yönelik saldırıyla ilgili gerçeklerin aydınlatılmasına yönelik son açıklamalarını nasıl karşılıyorsunuz?

Gazze’de Hamas hükümeti var olduğu sürece amaç, ellerinden geldiğince İsrailli öldürmek. Gazze’de insani krizden söz etmek de mümkün değil. Abluka söz konusu değil ve her türlü gıda meddesi giriyor. Şu açık; abluka ya da insanı yardım krizi yok. Bir takım kısıtlamalar var ama kriz söz konusu değil. Hamas, İsrail’e yönelik politikalarını değiştirmiyor ve sebepsiz saldırılar devam ediyor.

Yanımda bir gazeteci var ve Gazze’den yeni döndü. İlaç konusunda eksiklik olduğunu söylüyor, ne dersiniz?

Ben o konunun koordinatörlerinden birisiydim. Operasyon süresince ve sonrasında her türlü ilaç Gazze’ye gönderildi. Kendi hastanelerimizle de tıbbi yardım sağlıyorduk. Söylenen doğru değil. Resmi politikamız açısından, hiçbir şekilde insani kriz yok. Hamas bile bunu söylemiyor. Gazze Şeridi’ne ilaç girmesini engellediğimiz söyleniyorsa, kendisini buraya davet etmek istiyorum. İsrail asla böyle bir şeyi engellemez. Orada aç olan kimse yok, bunlar yanlış bilgiler. Gazeteci arkadaşıma Türk kahvesi bile ikram edebilirim.

Hamas’ı cezalandırmak istediğinizi söylediniz. Ama aynı zamanda bütün sivil Filistinlileri de cezalandırmıyor musunuz?

Ben bu ifadeyi kullanmadım, biz kimseyi cezalandırmıyoruz, polis değiliz. Hamas’a karşı kendi hayatlarımızı koruyoruz. Vatandaşlarımıza yönelik saldırılar söz konusu ve sivillere saldırılıyor. Ve Gazze’ye, çok açık bir şekilde söylemeliyim ki gerekli tüm malzemeler tedarik ediliyor. Bütün bu bölgelerde gerekli her şeyi yapıyoruz.

Ben bütün hayatım boyunca Türkiye’nin kendisini düşmanlarına karşı nasıl koruduğundan etkilenmişimdir. Türkiye bunu gerçekleştiriyor. Ancak Gazze’deki operasyondan sonra Türkiye, Hamas’la birlikte hareket etmeye karar verdi. Öte yandan meşru bir Filistin yönetimi var ve Türkiye onlardan uzaklaştı.

Gemilere yönelik saldırıyla ilgil neden uluslararası bir soruşturmayı kabul etemediniz?

Düzeltmek istiyorum. Bu bir Tük gemisi değildir. Tüğrk bandralı bir gemiydi ancak konuyla ilgili pekçok ayrıntı var. Gemidekilere bakınca, ortada bir kurum görünüyor. İHH provokatif bir örgüt. Umut ediyorum ki, hükümetin bu örgütle bir bağı yoktur. Örgütlü bir şekilde gemide bulunuyorlardı ve onlara özel bir şekilde davranıldı. Barışçıl olduklarına yönelik yanlış bir etki yaratıldı. İsrail’de, ordu tarafından soruşturma yürütülüyor, dersler çıkarılacaktır.

İsrail ordusu, İsrail karasuları dışında bir saldırı gerçekleştirdi ve 9 kişi öldü. Üzüntü duymuyor musunuz?

Ölenler ve yaralılar için her zaman üzüntü duyarım. Gemideki insanların bir kısmı sabıkalıydı. Konuyu her açıdan ele aldık ve tablo iç karartıcı.... Gemide askerlerimize yönelik ciddi saldırılar söz konusuydu. Türk basınında yayınlanan fotoğraflarda da bu görülüyor. Resimlere bakınca şiddetten kim sorumlu görebilirsiniz.

Onların ellerinde sopalar vardı, silah yoktu ve öldürüldüler.

Onlarda çeşitli silahlar vardı. Biz de aslında kimsenin canını acıtmak, incitmek istemedik. Biz kendi hayatımızı koruma altına almak istedik. Uluslararası hukuka göre de, gerekli kontrolleri yaptık. Kıstlanmış bir bölge için böyle bir hakkımız olduğunu ortaya koyuyoruz. Bunu kırmak ve Hamas’a ulaşmak istiyorlarsa, bizim de böyle bir hakkımız var.

Uluslararası yardım kampanyasına devam edileceği açıklandı. Aynı amaçla yola çıkan gemilere de bu şekilde mi davranılacak?

Hayır. Bu gemiden sonra başka bir gemi daha geldi ve örgütlü bir şiddete başvurulmadı. Biz de saygılı davrandık ve gerektiği şekilde geri gönderdik.

İsrail’in saldırısı BM de dahil olmak üzere uluslararası kamuoyu tarafından kınandı. Bu Gazze’ye karşı daha da sert bir politikaya neden olur mu?

Bizi şiddeti seven bir ülke olarak göstermek istiyorsunuz. Bizim Gazze’ye yönelik sert bir politikamız yok. Şöyle düşünün: Türkiye’ye çeşitli gruplar tarafından saldırıldığını düşünün. Suriye’den gelen teröristler vardı ve görüştünüz, ikna ettiniz. Türkiye’nin Suriye ile başa çıkma biçimi son derece etkileyiciydi. Türkiye 'bizimle uğraşacak olursanız gerekli cevabı alırsınız' dedi.

Şu da var. Her zaman politikanızı yeni koşullara göre değiştirmek, uyarlamak zorundasınızdır.

Son kriz, Türk-İsrail ilişkileri üzerinde nasıl bir hasara yol açtı. Tamir edilebilir mi?

İsrail, Türkiye'nin tarihi geleneğine, gücüne takdirle bakıyor. Türkiye’deki halkla ilişkiler mükemmeldi. Kişisel olarak, Türkiye benim için de ilham verici bir ülke oldu. Türkiye gururlu ve imparatorluk tarihi olan bir ülke. Biz, mükemmel olan ilişkileri korumaya devam etmek istiyoruz. Umut ediyırum ki eski halimize dönebiliriz.

Öte yandan hiçbir zaman haklarımızdan vazgeçmeyeceğiz. Ablukaya ve Hamas’a yönelik tutum devam edecek. Filistin yönetiminin Gazze’yi devralmasına kadar bu sürecek. Hamas zaten Filistinli değil İslami bir örgüt. İsrail’i yok etmek istediklerini belirtmiş durumdalar. Türkiye ile iyi ilişkilere sahip olmak istiyoruz ama kendi çocuk ve eşlerimizi korumaya yönelik sorumluluktan da vazgeçemeyiz.

- KaynaK -​