64general1
New member
- Katılım
- 14 Haz 2007
- Mesajlar
- 1,720
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
Cumartesi günü Hürriyet gazetesinin internet sitesinde bana göre Türkiye adına korkunç bir resim vardı. Çanakkale boğazından geçerken gördüğümüz, dağlara kazınmış “dur yolcu” yazısı, önünden defalarca geçen Amerikan savaş gemileri ile görüntülenmiş, altına da “geç yolcu” yazılmıştı!
Haberin detayı da bir o kadar “korkunçtu”. Karadeniz sularında “21 gün” sınırına gelen Amerikan gemileri, boğazlardan geçip, uluslar arası sulara çıktıktan sonra “Karadeniz’e geri dönüyorlardı”!
Vay egemen devletim, vay “Çanakkale geçilmez”im.
Uygulamaya bak “sanki ne yaptıklarını gören, bilen, Montrö anlaşmasını uygulamak durumunda” olan bir Türkiye Cumhuriyeti yok!
Kafalarına göre girip çıkıyorlar, “akıllarınca dünyayı kandırıyorlar” biz de olan bitene seyirci kalıyoruz!
Bu ülke “1 dolara muhtaç olduğumuz” dönemlerde bile, “bu kadar yok sayılmasına” seyirci kalmadı.
Sevgili dostlar, artık bizi kimse saymıyor. Amerika “kendi toprakları” gibi, haber dahi vermeden, yüz binlerce şehidimizin yattığı boğazlardan girip, çıkıyor, Amerikan savaş gemileri “İstanbul önünde babasının malı gibi” günlerce yatıyor! Ve kimse “ne oluyor” demiyor!
Ben de “safım” galiba! Kim diyecek! Bu ülkede Dışişleri Bakanı Ali Babacan!
Tekrar edelim koskoca Türkiye Cumhuriyeti’nin Hazine’den Sorumlu Devlet Bakanı İngiliz vatandaşı Mehmet Şimşek, Dışişleri Bakanı Ali Babacan! Dua edelim de Amerikan askerleri, bırakın boğazlardan geçmeyi, karaya çıkıp başka taleplerde bulunmasınlar!
Sevgili dostlar, Türkiye o kadar garip bir halde ve durumdaki, aynen “bedeni dolduramayan” bir ruha sahip gibi. Dev bir ülke, her türlü “imkana” ve stratejik açıdan “mükemmel” bir konuma sahip ama gel gör ki bu bedeni “ayakta tutabilecek” bir ruha “yani Devlet mekanizmasını” ayağa kaldıracak yöneticilere “sahip” değil! Dev bir gemi “cüceler” tarafından “idare ediliyor”. Ne diyeyim sonumuz hayır olsun!
Sonuç: Anneannemin babası, “Çanakkale’de dağlarda kalanlardan”... Savaşa giderken anneannem daha kundaktaymış ve tek bir cümle söyleyip evden çıkmış kızımı mutlaka okut... Rahmetli anneannem de hep aynı tekerlemeyi söylerdi “okuyalım arkadaşlar, nurlu olsun yüzümüz, yerde gökte her mecliste üstün olsun sözümüz, okumazsak kör kalırız diken batar gözümüze, yerde gökte her mecliste kimse bakmaz yüzümüze”...
Çanakkale’yi savunmaya giderken son söz olarak “kundaktaki kızına” okumayı, bilimi tavsiye eden atalarımız ve “hurafelerin” hakim olduğu bir anlayış içinde aynı Çanakkale’yi “ele” teslim eden anlayış! Nerede nereye!
Son söz: Anneanneme babasından dolayı “şehit” maaşı bağlanmıştı. Çok az bir paraydı ama “o az parayı” aldığı günler yüzü öyle bir güler, o şerefiyle ölen insanların hatırasını öyle bir yaşatırdı ki sanırsınız her şeyi satın alabilirdi!
Gerçekten de alabilirdi, en azından bizim dolarlarımız ile alamayacaklarımızı... Şimdi bizlere bakın Avrupa ve Amerika’nın “kontrolünde” her şeyimiz var ama “aslında biz yokuz”!
Ve işin en kötüsü bu ülkeyi bize bırakanlar gibi ne şerefimizle yaşayabiliyoruz ne de onlar gibi gerektiğinde dik durup şerefimizle ölmeyi becerebiliyoruz! Sahi sizce “biz” var mıyız! Kimse takmıyor da!
Yiğit BULUT
http://haber.gazetevatan.com/haberd...15.09.2008&Newsid=198808&Categoryid=4&wid=150
Haberin detayı da bir o kadar “korkunçtu”. Karadeniz sularında “21 gün” sınırına gelen Amerikan gemileri, boğazlardan geçip, uluslar arası sulara çıktıktan sonra “Karadeniz’e geri dönüyorlardı”!
Vay egemen devletim, vay “Çanakkale geçilmez”im.
Uygulamaya bak “sanki ne yaptıklarını gören, bilen, Montrö anlaşmasını uygulamak durumunda” olan bir Türkiye Cumhuriyeti yok!
Kafalarına göre girip çıkıyorlar, “akıllarınca dünyayı kandırıyorlar” biz de olan bitene seyirci kalıyoruz!
Bu ülke “1 dolara muhtaç olduğumuz” dönemlerde bile, “bu kadar yok sayılmasına” seyirci kalmadı.
Sevgili dostlar, artık bizi kimse saymıyor. Amerika “kendi toprakları” gibi, haber dahi vermeden, yüz binlerce şehidimizin yattığı boğazlardan girip, çıkıyor, Amerikan savaş gemileri “İstanbul önünde babasının malı gibi” günlerce yatıyor! Ve kimse “ne oluyor” demiyor!
Ben de “safım” galiba! Kim diyecek! Bu ülkede Dışişleri Bakanı Ali Babacan!
Tekrar edelim koskoca Türkiye Cumhuriyeti’nin Hazine’den Sorumlu Devlet Bakanı İngiliz vatandaşı Mehmet Şimşek, Dışişleri Bakanı Ali Babacan! Dua edelim de Amerikan askerleri, bırakın boğazlardan geçmeyi, karaya çıkıp başka taleplerde bulunmasınlar!
Sevgili dostlar, Türkiye o kadar garip bir halde ve durumdaki, aynen “bedeni dolduramayan” bir ruha sahip gibi. Dev bir ülke, her türlü “imkana” ve stratejik açıdan “mükemmel” bir konuma sahip ama gel gör ki bu bedeni “ayakta tutabilecek” bir ruha “yani Devlet mekanizmasını” ayağa kaldıracak yöneticilere “sahip” değil! Dev bir gemi “cüceler” tarafından “idare ediliyor”. Ne diyeyim sonumuz hayır olsun!
Sonuç: Anneannemin babası, “Çanakkale’de dağlarda kalanlardan”... Savaşa giderken anneannem daha kundaktaymış ve tek bir cümle söyleyip evden çıkmış kızımı mutlaka okut... Rahmetli anneannem de hep aynı tekerlemeyi söylerdi “okuyalım arkadaşlar, nurlu olsun yüzümüz, yerde gökte her mecliste üstün olsun sözümüz, okumazsak kör kalırız diken batar gözümüze, yerde gökte her mecliste kimse bakmaz yüzümüze”...
Çanakkale’yi savunmaya giderken son söz olarak “kundaktaki kızına” okumayı, bilimi tavsiye eden atalarımız ve “hurafelerin” hakim olduğu bir anlayış içinde aynı Çanakkale’yi “ele” teslim eden anlayış! Nerede nereye!
Son söz: Anneanneme babasından dolayı “şehit” maaşı bağlanmıştı. Çok az bir paraydı ama “o az parayı” aldığı günler yüzü öyle bir güler, o şerefiyle ölen insanların hatırasını öyle bir yaşatırdı ki sanırsınız her şeyi satın alabilirdi!
Gerçekten de alabilirdi, en azından bizim dolarlarımız ile alamayacaklarımızı... Şimdi bizlere bakın Avrupa ve Amerika’nın “kontrolünde” her şeyimiz var ama “aslında biz yokuz”!
Ve işin en kötüsü bu ülkeyi bize bırakanlar gibi ne şerefimizle yaşayabiliyoruz ne de onlar gibi gerektiğinde dik durup şerefimizle ölmeyi becerebiliyoruz! Sahi sizce “biz” var mıyız! Kimse takmıyor da!
Yiğit BULUT
http://haber.gazetevatan.com/haberd...15.09.2008&Newsid=198808&Categoryid=4&wid=150