ŞOK! Parayi bulan Lidyalilar degil Kayserililermiş

Beyaz Kin

Stou
Katılım
10 Nis 2006
Mesajlar
1,757
Reaction score
0
Puanları
0
Konum
Homunculus olduğumdan kan görünce gülerim!
1.bir rivayete göre;

tarihte parayı icat eden ilk halk lidyalılar değil, kayserililer'dir. m.ö. 2500-2000 yılları arasında kayseri civarında yaşamış olan kayserililer, o dönemde değiş-tokuş usulü olan ticareti "değer ekonomisi" formatına sokmuş, bundan hem kayserililer hem de merzifonlular kazançlı çıkmıştır. ancak doğu ege'deki lidyalılar gibi zengin altın rezervlerinin üzerine konuşlanmadıkları için, para birimi olarak altın değil pastırma kullanmışlardır. oldukça leziz bir para birimi olan pastırma, (kayserililer tarafından çemen adıyla anılırdı) kayseri'yi bir anda ortadoğu'nun cazibe merkezi haline getirmiştir. hatta bugün dahi sıklıkla kullandığımız "para yemek" , "tatlı para", "aç gözlü" gibi deyim veya terimler, kayseri çemeni hakkında o dönemlerde üretilip günümüze kadar ulaşan günlük hayat aforizmalarından sadece birkaçıdır. bu arada fakir komşu ülkeler tarafından fiilen "yenen" kayseri çemeni, diğer para birimleri karşısında büyük değer kazanmış ve tarihte görülen en büyük evaluasyona maruz kalmıştır.

ancak kayseri'nin bu altın çağı kısa sürmüş, kayserili ineklerin deli dana hastalığına yakalanmasıyla birlikte başgösteren pastırma sıkıntısı paradaki et oranının azalıp çemen oranının artmasına, böylelikle de tüccarların ellerinin leş gibi kokmaması için altına yönelmesine sebebiyet vermiştir. günümüz tarihçileri, m.ö. 2500-2000 yılları arasında pastırmanın bir para birimi olduğu gerçeğini hala ısrarla reddetmektedir. buna sebep olarak da hiçbir arkeolojik kazıda pastırmadan yapılmış sikke bulunmamış olmasını göstermektedirler. ancak tıpkı bu derin yanılgıya bilimsel ve çürütülemez kanıtlarla cevap veren ünlü yunan tarihçi kıçından sallayakis'in "gerçek tarih" adlı eserinde de anlatıldığı gibi, bunun sebebi pastırmaların hepsinin yenmiş olmasıdır. özellikle aleksios komnenos komutasındaki 1. haçlı seferi'nde aç kalan haçlılar tarafından kalan son pastırmaların da mideye götürüldüğü en inatçı tarihçinin bile inkar edemeyeceği, yalın bir gerçektir. konuyla ilgili detaylı bilgilere kıçından sallayakis'in gerçek tarih adlı eserinde ulaşabilirsiniz.

paranın icat edildiği günden beri, binyıllar boyunca "kolay yoldan zengin olmak" insanoğlunun hayallerini süslemiş, ancak bu hayali kuranların çok az bir kısmı emellerine ulaşabilmiştir. bunu başaran şanslı azınlığın da genellikle antik çağ kayserilileri'nin torunları olması bir rastlantı mı yoksa kalıtsal bir yetenek mi işte bu kararı siz değerli okurlarıma bırakıyor; yıllar içinde insanoğlunun edindiği bilgi ve tecrübelerden yola çıkarak hazırladığım bu eşsiz rehberi bir yol gösterici olarak sunmaktan onur ve gurur duyuyorum:

-----

1. adım: sermaye

işe hangi sektörde çalışacağınıza karar vermekle başlayın. yetenek ve özelliklerinizi iyi analiz edip o doğultuda bir seçim yapmanız çok önemli. sermayenizi belirledikten sonra o sektöde sıçrama yapmamanız için hiçbir sebep yok. örneğin güzel kalçalarınız varsa televizyon ve şov dünyası tam size göre. mesela kalçanızın yuvarlaklığıyla, prodüktörün size doğru yuvarlanma oranı aynıdır. ne kadar ilginç değil mi?

son yıllarda yapılan araştırmalar tekstil sektörüyle badem bıyık arasında gizemli bir bağ olduğunu ortaya çıkarmıştır. eğer böyle badem bıyıklı, yakışıklı ama parasız bir girişimciyseniz; bir ortama girdiğinizde ağzınızdan çıkan ilk laf "sela-maleyküm" ise, tekstil sektörü tam size göre. "badem bıyık" ve "sela-maleyküm" de sizin sermayeniz.

belediye başkancıklığı yapmış veya halen yapmakta olan bir babaya sahip olmak sermayelerin en güzelidir. genç yaşınızda kendinizi aniden armatörcük veya kulüp başkanıcık veya diplomatçık vs gibi hem prestijli hem de çok para getiren bir konumda bulmanız işten bile değildir.

evrim teorisi, suyun kaldırma kuvveti, patatesin kök bitki olması veya bütün ineklerin dişi olması gibi su katılmamış gerçeklere bok atmayı göze alabilecek kadar gözü dönmüş bir manyak veya camilerde hüngür hüngür ağlayacak kadar duygusal bir üstün yetenekli vaiz iseniz, bu müthiş özelliklerinizin üzerine gidin. uzmanlaşın. "yetenek" de bir sermayedir.

2. adım: eylem

türk insanının en büyük sorunu eylemsizliktir. ekonomik alanda çok doğru tespit veya öngörüler yapmasına rağmen harekete geçmeye üşendiği için şansını kaybeder. mesela kişi, kabaran kredi kartı borcunu, ihtiyaç kredisi çekip %1 faizle geri ödemektense, kredi kartının zorunlu asgari miktarını ödemek suretiyle yoktan yere aylık %5 faiz domalmaya bayılır. çözümün daha düşük faizli kredi almakta olduğunu bilir ama harekete geçmez. ya da en basitinden doğru yatırımı nereye yapacağını bildiği halde kılını kıpırdatmaz. diyelim bankada 50000 tl paranız var. o parayı kullanıp hayvan gibi zengin olmak istiyorsunuz. ne yaparsınız? mesela işbu rehberin hazırlandığı fırsatlarla dolu günümüzde cevap oldukça basit: beykoz veya tarabya taraflarında, olası köprü güzergahından arazi almak! imar izni olmayan, yeşil alan statüsünde, yatırımcısına beş kuruş kazandırmayacakmış gibi görünen o değersiz arazi, bakarsınız aniden imara açılıp müthiş prim yapar! belki 50'ye aldığınızı 2250'ye satarsınız, kim bilir?

3. adım: azim

azminizi, soysuzluğunuza olan inancınızı, içten pazarlıklılığınızı ve vicdansızlığınızı asla kaybetmeyin. bu özelliklerden hangisine ne zaman ihtiyaç duyacağınız asla belli olmaz. kolay yoldan zengin olmak da aslında "insan" olan için "zor" bir iştir. o yüzden insanlıktan çıkmayı göze almalı ve azminizi korumalısınız. insan olmadığınız sürece kolaylıkla zengin olabilirsiniz ki zaten voliyi vurduğunuzda öyle bir para kıracaksınız ki, yaptığınız bütün bu şerefsizliklere, midesizliklere değecek.

-----

beni de görmeyi unutmayın heeee. o kadar yatırım danışmanlığı yaptık. bi sakal, bi çorba parası, di mi? afferin.

copyright © 2009-3009 uydurgaç yayınları

kaynak
 
Geri
Üst