~PRENSES~
Romantizmin Delisi
AL SEVDANI BAŞINA ÇAL
Bıktım artık bırak yeter
Sende ki naz dertten beter
Sanmam seni kimse çeker
Al sevdanı başına çal
Senin olsun kerametin
Yere batsın merhametin
Bak benide illet ettin
Al sevdani başına çal
Sende kalsın meziyetin
Çekilmiyor eziyetin
Çok değişti vaziyetin
Al sevdani başına çal
Taş eğledin yüreğimi
Parçaladın ciğerimi
Neğleyim ben artık seni
Al sevdanı başına çal ...
Sende ki naz dertten beter
Sanmam seni kimse çeker
Al sevdanı başına çal
Senin olsun kerametin
Yere batsın merhametin
Bak benide illet ettin
Al sevdani başına çal
Sende kalsın meziyetin
Çekilmiyor eziyetin
Çok değişti vaziyetin
Al sevdani başına çal
Taş eğledin yüreğimi
Parçaladın ciğerimi
Neğleyim ben artık seni
Al sevdanı başına çal ...
ANLAYACAKSIN
Birgün bende toprak olup gideceğim bütün benliğimle
Geriye ıslak bir mendil parçası ve birde;
Benim sana olan bu sitemim kalacak
Mezarım başına üç beş dost
Beş on yalancı toplanacak
Ve gülüm gözlerin dolu dolu olacak
Neden Neden sen diye haykıracaksın
Belki seni anlayan olmayacak
İçinde bir pişmanlık sancısı doğacak
Hıçkırıklar içinde ağlayacaksın
İşte o anda beni ANLAYACAKSIN ANLAYACAKSIN..
Geriye ıslak bir mendil parçası ve birde;
Benim sana olan bu sitemim kalacak
Mezarım başına üç beş dost
Beş on yalancı toplanacak
Ve gülüm gözlerin dolu dolu olacak
Neden Neden sen diye haykıracaksın
Belki seni anlayan olmayacak
İçinde bir pişmanlık sancısı doğacak
Hıçkırıklar içinde ağlayacaksın
İşte o anda beni ANLAYACAKSIN ANLAYACAKSIN..

YAĞMURLARLA ÖPÜŞMEYE GİDİYORUM
"Yüreğime bir beden büyük gelen umutları
Üzerimden çıkarıp gidiyorum."
Küçük bir çocuğun duası gibi
Masumluğunu sundum sana aşkın.
Ama sen,
“İmkansız bir aşk “ deyip sustun.
Oysa sana dair ne düşlerim vardı.
Dans edecektim yağmurlarda seninle.
Yıldızların saçlarına düştüğünde,
Bir gökkuşağı çizecektim beyaz tuallere.
Asla kırgın değilim sana...
Özgürdün, hürdün elbet.
Güneşte yaşamak varken,
Karanlıklarda boğulmayı göze alamazdın sen...
Gözlerine sakladığım baharlara
Veda busesini yapıştırıp gidiyorum.
Aslında bir teşekkür borçluyum sana,
Yarım bir adamın karanlıklarına,
Rüya misali baharlarınla konakladın..
Her nefesinde mevsimleri soludum gözlerinde.
Kırılmış bir gönül mabedine
Bir gülüş ekledin ya,
Bir ömür yeter bana..
Hep ağladığımda öper dururum
Baharda açmış o gülüşlerini......
Gittiğim yerlerde,
Kim bilir belki de alışırım.
Alışacağım; gözlerinin yokluğu değil elbet.
Bahçemde ezilmiş güllerin çığlıklarına ,
İçimdeki çocuğun gözlerindeki ıslaklığına,
Elbet bir gün alışırım....
Gidiyorum,
Aynalara ağlamaklı suretimi bırakıp
Masum çocukların dualarına gidiyorum...
Senin uyuduğun saatlerde ben,
Bu şehri, bu yüreği sana bırakıp
Yağmurlarla öpüşmeye gidiyorum!!!!!!!!.........
Üzerimden çıkarıp gidiyorum."
Küçük bir çocuğun duası gibi
Masumluğunu sundum sana aşkın.
Ama sen,
“İmkansız bir aşk “ deyip sustun.
Oysa sana dair ne düşlerim vardı.
Dans edecektim yağmurlarda seninle.
Yıldızların saçlarına düştüğünde,
Bir gökkuşağı çizecektim beyaz tuallere.
Asla kırgın değilim sana...
Özgürdün, hürdün elbet.
Güneşte yaşamak varken,
Karanlıklarda boğulmayı göze alamazdın sen...
Gözlerine sakladığım baharlara
Veda busesini yapıştırıp gidiyorum.
Aslında bir teşekkür borçluyum sana,
Yarım bir adamın karanlıklarına,
Rüya misali baharlarınla konakladın..
Her nefesinde mevsimleri soludum gözlerinde.
Kırılmış bir gönül mabedine
Bir gülüş ekledin ya,
Bir ömür yeter bana..
Hep ağladığımda öper dururum
Baharda açmış o gülüşlerini......
Gittiğim yerlerde,
Kim bilir belki de alışırım.
Alışacağım; gözlerinin yokluğu değil elbet.
Bahçemde ezilmiş güllerin çığlıklarına ,
İçimdeki çocuğun gözlerindeki ıslaklığına,
Elbet bir gün alışırım....
Gidiyorum,
Aynalara ağlamaklı suretimi bırakıp
Masum çocukların dualarına gidiyorum...
Senin uyuduğun saatlerde ben,
Bu şehri, bu yüreği sana bırakıp
Yağmurlarla öpüşmeye gidiyorum!!!!!!!!.........
ALINTI
