19 yıllık Sivas yalanı ( Yanmayıp Kurşunlanarak Öldürülmüşler)

Aktivist

Banned
Katılım
3 Ağu 2011
Mesajlar
719
Reaction score
0
Puanları
0
19 yıllık Sivas yalanı


Sivas'ta şeriatçılar yaktı denilen 37 kişinin yanmadığı aksine kurşunlanarak öldürüldüğünü belgeleyen fotoğraflar ortaya çıktı.

ROTAHABER - Sivas'ta şeriatçılar yaktı denilen 37 kişinin yanmadığı aksine kurşunlanarak öldürüldüğünü belgeleyen fotoğraflar ortaya çıktı. Sivas Emniyet Müdürlüğü'nde kaybolan ve 19 yıldır saklanan fotoğrafları Akit gazetesi yayınladı.

Fotoğraflarda şeriatçılar yaktı denişlen 37 kişinin üzerinde yanık izi dahi görünmezken, ölenlerden bazılarının enselerinde ve göğüslerindeki kurşun izleri, ölenlerin kurşunlanarak öldürüldüklerini ortaya koyuyor.

2 Temmuz gecesi Numune Hastanesi Morgu'na getirilen genç kıza ait cesetteki kurşun yarası açıkça görülüyor. Hastane morgunun mermer zemininde yatan cesedin, sol göğüs bölgesinden, tam kalp hizasından vurulduğu, tişörtünde açılan delikten yukarı doğru şerit halinde kan boşaldığı belirtiliyor.

DÜZMECE RAPORLA GİZLENEN GERÇEK ORTAYA ÇIKTI

2 Temmuz 1993'te Sivas'ta 37 kişinin ölümüne, yüzlerce masum insanın hiçbir somut delile dayanmadan tutuklanıp zindanlarda çürütülmesine neden olan planlı provokasyonu deşifre etmeye devam ediyoruz. Duyduğu vicdan azabıyla şok itiraflarda bulunan Astsubay Galip Deniz, 2 Temmuz 1993'te Ankara GATA'dan çok gizli timin Sivas'a götürüldüğünü, aralarında sağlık görevlileri ve doktorların da bulunduğu bu ekibin otel içerisinde bulunan provokatörler tarafından öldürülen kişilerin vücudundaki mermi çekirdeklerini çıkardığını belirtmişti. Sivas Numune Hastanesi Başhekimi'nin imzalamaya yanaşmadığı otopsi raporlarının da kendileri tarafından hazırlandığını vurgulayan Deniz, düzmece raporlarla, aydın kisvesi ardında saklanan provokatörlerin kollandığına değinmişti. Galip Deniz'in yıllar sonra gelen şok açıklamalarının doğruluğunu ortaya koyan çok özel fotoğraflara ulaşmayı başardık.

İŞTE OTEL İÇERİSİNDE İŞLENEN CİNAYETLERİN BELGESİ

Ele geçirdiğimiz fotoğrafların 2 Temmuz gecesi hastane morgunda çekildiği belirtildi. Sivas Cumhuriyet Başsavcılığı'nın yürüttüğü ilk tahkikat kapsamında çekilen fotoğraflar, Galip Deniz'in yıllar sonra gelen itirafının belgesi niteliğinde. Sivas Emniyeti tarafından ‘28 nolu resim' ibaresiyle kodlanan ilk resimde, mermer otopsi masası üzerine konulmuş, gözleri yarım açık, kulağında küpe bulunan, esmer, orta boylu, 20'li yaşlarda genç bir kızın, üstü beyaz bir çarşafla örtülmüş halde yattığı görülüyor. Resme dikkatli bakıldığında genç kızın cesedinin bulunduğu masanın kenarlarında taşıma esnasında bulaşmış kanlı bir yüzey olduğu anlaşılırken, 27 numaralı resim ise “Yanarak öldü” raporunun nasıl bir kurmaca olduğunu izah ediyor.

GENÇ KIZ TAM KALBİNDEN VURULMUŞ

27 numaralı resimde aynı genç kızın cesedinin mermer zemin üzerinde bulunduğu, cesedin beyaz tişörtlü olduğu, başka bir erkeğe ait cesedin ise aynı otopsi masasında bulunduğu görülüyor. Üzerinde çarşaf bulunmayan cesedin sol göğüs bölgesinde ateşli silahla açılmış delik açıkça görülüyor. Alınan bilgiye göre kalbin hemen üzerinde ateşli silahla açılan yaradan bir miktar kanın baş bölgesine doğru sızdığı, muhtemelen genç kızın otel içerisinde merdiven gibi bir yerden çıkarken karşı istikametten açılan ateşle vurulduğu, sırt üstü düşmesi sonucu yer çekiminin etkisiyle kanın yukarı doğru akıp resimdeki ok hizasını oluşturduğu vurgulanıyor.

CESETLERİN HİÇBİRİNDE YANIK İZİ YOK

19 numaralı resimde ise cesetlerin henüz morga taşınmadığı anlaşılıyor. Hastanenin girişi katında bulunan odalardan birinin toplama alanına dönüştürüldüğü ifade edilirken, yatakların birleştirilmesi sonucu oluşan geniş alana dizilen cesetlerden hiçbirinde birinci derece ve ikinci derece yanık olmadığı belirtiliyor. Resimlerde görülen 6 cesetten 5'i erkek, birisi kadın. Cesetlerin burun bölgelerinde içerideki dumanın solunması sonucu oluşmuş siyahlıklar ve hafif deri döküntüleri bulunuyor.

DİĞER İKİ CESETTE DUMAN ZEHİRLENMESİ

29 numaralı resminde 26 ve 27 numaralı resimler gibi zemin katta bulunan morgda çekildiği ifade edildi. Resimde aynı mermer otopsi masası üzerinde konulmuş, yarı gözleri açık bir kadın ve bir erkek bulunuyor. Dikkatli bakıldığını bu iki cesedin de diğer cesetler gibi burun bölgelerinde akıntı ve deri döküntüleri olduğu anlaşılıyor.

TAB EDİLEN FOTOĞRAFLAR SİVAS EMNİYETİNE KAYBEDİLDİ




 
Bir soru :
Madem zanlılar yakmadı ise niye yaktık diye bunca sene adaletten kaçtılar...?
Yada rota haber siz bilmiyorsunuz siz yakmadınız ? Onları kurşunlayarak öldürdüler mi diyor zanlılara ?
 
yarın biri çıkar derki daha fazla canı yanmasın diye vurduk
 
Ayrıca yakılmaları için halkın nasıl kışkırtıldığını tv.lerden canlı olarak izledik..
Kurşunlanmışlarmış.
Ben sorayım..Acaba kurşunlanmasalar yakılmayacaklarmıydı..
Dışarıdaki o kalabalık eşkiya grubu onları salacakmıydı gidin diye...
 
yada kurşunlayanlarmı yaktı o hoteli nedersiniz kurşunlanarak öldürüldüğü anlaşılmasın diye birşeytlere kılıfmı hazırlandı
 
Geçenlerde Şamil Tayyar Aziz Nesin in MİT ajanı olduğuna dair bir belge yayınlamıştı. Şimdi ise bize yakılarak öldü denilen oysa enselerinden kurşunlanarak katledilmiş insanların fotoğrafları. Ve böylece 19 yıllık "Dinciler insan yaktı yalanı " son bulmuş oluyor. Tıpkı Danıştay baskınından sonra yine aynı çevrelerin "Dinciler başörtüsü için Danıştay hakimini katletti" yalanını uydurdukları gibi.

Gerçi Danaıştay yalanı Sivas yalanı kadar uzun sürmedi. Ve Danıştayı basan kişi suan Ergenekondan yargılanıyor

Ne demişler gerçeklerin er geç ortaya çıkma gibi kötü bir huyu vardır
 
Önce Aziz Nesin palavrasını uydurdunuz yok ajandı, o planladı herşeyi vs diyerekten. Şimdide onlar yanmadı kurşunlandı diyosunuz. Yanmadı ki kurşunlandı, acımadı ki der gibi.

Her ne şekilde olursa olsun insan öldürmeyi meşru kılmaya çalışan ve kendilerini temiz göstermeye çalışan insan müsvetteleri olması üzücü.
Bunların yaptığı aymazlıktır, Türkiye halkıyla dalga geçmektir, ölenler ile dalga geçmektir, utanmazlıktır, ahlaksızlıktır, caniliktir, insan genleri taşımakla bir alakası yoktur..
 
basit bir plan ilk önce öldürürüm fotolarını çekerim çünkü göndermem gereken yerler var,
sonrada yakarım arkamda iz bırakmam
kimin yada neden yaptığını sorgulamıyorum sorgularsam çok şey cıkar :)
 
Bir insan öldüğünde yada her ne şekil de öldürülmüş olursa olsun hastaneye götürülüp otopsi yapılır dimi. O otopsi sonucunda neden ve nasıl olduğuna dair bir rapor düzenlenir. Şimdi o gün Türkiyeyi ayağa kaldıran ve 37 insanın cesedi de hastaneye gittiğine göre hastane neden bunların kurşulanarak öldürüldüğünü değil de yakılarak öldürüldüğü yönünde rapor düzenliyor yada düzenlettiriyorlar



Beyninde azıcık zeka kırıntısı taşıyan bir kişinin bile aklına şu gelir. Ya neden bu insanların gerçek ölüm nedenini yazmadılar. Kurşunlanarak öldürüldüyseler neden kamuoyuna bu şekilde açıklamadılar. Neyi gizlediler

Olay gayet basit Dinciler diri diri insan yaktı sloganıyla yıllarca inan insanlara hakaret edip onları baskı altında tutmaktı amaçları

Bazı amigolarda yıllarıdır atıkkları sloganlardan uydurdukları yalanlardan yüzü kızarmadan "ne fark eder ölmüşler işte karıştırmayın gerisini diyerek ahlaksızca tavırlar içinde yalanların ortaya çıkmasından dolayı huzursuzluk içindeler

Huzursuzluk içindeler çünkü "CAN"lar yakıldı yerine enselerinden vurulmuşlar diye kıvıramayacaklar yıllar sonra

Çünkü ozaman sorular yağmur gibi tepelerine inecek birden

Peki ozaman kim öldürdü

Bunlar kurşunlanarak öldürüldüyseler neden yakılarak öldürüldü diyerek toplumu yıllarca kandırdınız

Eğer kurşunlandıysalar vücutlardan çıkan kurşunların balistik incelemesi yapıldı mı yapıldıysa hangi sizlahlara ait olduğu neden açıklanmadı

Bu buna benzer onlarca soru sorulacak

Ama bazı amigolar telaşla ha yakılmış ha kurşunlanmış ne var bunda diyerek aslında düştükleri reizl durumu fark ettirmemeye çalışıyor olmayan akıllarınla

Aziz Nesinin MiT ajanı olduğunun belgesi yayınlandı ilgili konudan okuyabilirsin. Ama Ne MİT ten neden Aziz Nesinin Çevresinden herhangi bir yalanlama gelmedi

Omadı okadar zekiysen araştır MİT ajanı olmadığına dair belgenin sahte olduğunu isbatla. CHP yandaşı basında bile bu konuda tek haber yapılamadı.

Demekki neymiş

Oturduğunuz yerden bu haber yalan bu belge sahte demekle gerçekler örtülmüyormuş
 
bu konuyu konuşmaya ramazan ramazan hiç gerek yok bir yıl sonra veya bir hafta sonra çıkar ortaya : )
 
Bir insan öldüğünde yada her ne şekil de öldürülmüş olursa olsun hastaneye götürülüp otopsi yapılır dimi. O otopsi sonucunda neden ve nasıl olduğuna dair bir rapor düzenlenir. Şimdi o gün Türkiyeyi ayağa kaldıran ve 37 insanın cesedi de hastaneye gittiğine göre hastane neden bunların kurşulanarak öldürüldüğünü değil de yakılarak öldürüldüğü yönünde rapor düzenliyor yada düzenlettiriyorlar



Beyninde azıcık zeka kırıntısı taşıyan bir kişinin bile aklına şu gelir. Ya neden bu insanların gerçek ölüm nedenini yazmadılar. Kurşunlanarak öldürüldüyseler neden kamuoyuna bu şekilde açıklamadılar. Neyi gizlediler

Olay gayet basit Dinciler diri diri insan yaktı sloganıyla yıllarca inan insanlara hakaret edip onları baskı altında tutmaktı amaçları

Bazı amigolarda yıllarıdır atıkkları sloganlardan uydurdukları yalanlardan yüzü kızarmadan "ne fark eder ölmüşler işte karıştırmayın gerisini diyerek ahlaksızca tavırlar içinde yalanların ortaya çıkmasından dolayı huzursuzluk içindeler

Huzursuzluk içindeler çünkü "CAN"lar yakıldı yerine enselerinden vurulmuşlar diye kıvıramayacaklar yıllar sonra

Çünkü ozaman sorular yağmur gibi tepelerine inecek birden

Peki ozaman kim öldürdü

Bunlar kurşunlanarak öldürüldüyseler neden yakılarak öldürüldü diyerek toplumu yıllarca kandırdınız

Eğer kurşunlandıysalar vücutlardan çıkan kurşunların balistik incelemesi yapıldı mı yapıldıysa hangi sizlahlara ait olduğu neden açıklanmadı

Bu buna benzer onlarca soru sorulacak

Ama bazı amigolar telaşla ha yakılmış ha kurşunlanmış ne var bunda diyerek aslında düştükleri reizl durumu fark ettirmemeye çalışıyor olmayan akıllarınla

Aziz Nesinin MiT ajanı olduğunun belgesi yayınlandı ilgili konudan okuyabilirsin. Ama Ne MİT ten neden Aziz Nesinin Çevresinden herhangi bir yalanlama gelmedi

Omadı okadar zekiysen araştır MİT ajanı olmadığına dair belgenin sahte olduğunu isbatla. CHP yandaşı basında bile bu konuda tek haber yapılamadı.

Demekki neymiş

Oturduğunuz yerden bu haber yalan bu belge sahte demekle gerçekler örtülmüyormuş



Bir soruda ben sorayım bu belgeler 10 yıllık iktidar tarafından neden şimdi ortaya çıkarıldı....
 
Sivas olaylarındaki yalanlar bir bir deşifre oluyor!

Önceden "Sivas" diye konuyu açıp, "Aydınlar" diye devam edip, "Yakıldılar" diye sözü tamamlarlardı.


Akit'in haberleri ile, Sivas olaylarının ardındaki karanlık operasyonlar bir bir ortaya çıkınca.


Olayın sıradan bir otel yangını olmadığı, öncesinde Aziz Nesin'in İslâm dinine hakaret içeren provokasyonu olduğu ortaya konunca, "Ne yani, Aziz Nesin'in peygamberinize hakaret etmesi, 37 aydının yakılmasını mı gerektiriyor" dediler.


"Kimse, insanların öldürülmesine veya ölümüne sebebiyet verecek eylemin gerçekleştirilmesini onaylamıyor. Ama lütfen siz de, olayları olduğu şekilde aktarın. Halka gerçekleri anlatalım. Olayları çarpıtmayalım" dedik, devam ettik: "Ölenlerin içinde 12 yaşında küçük çocuklar var. Yabancı uyruklu 20 yaşında bir genç var. Bunların hepsini, nasıl 'aydın' olarak niteliyorsunuz? 12 yaşındaki çocuğa, nasıl 'Aydın' diyorsunuz? Ölenler aydın olmayınca, ölümü haketmiş mi oluyorlar? Bu nasıl bir kafa yapısı?"


Kem ettiler, küm ettiler.. Aynı hikayeleri tekrarlamaya devam ettiler.


"Ölenlerin hepsi otel içindeki insanlar değildi. Otel dışında da ölen insanlar var. Bu olayın nasıl bir derin operasyon olduğu el birliği ile ortaya çıkarılmalı" diye hatırlattık..


Yıllar sonra kabul ettiler.. "Otel dışında ölenler de var" dediler. Ama, bu sefer de anıta konulan isimlerin bazılarının kendi gruplarından olmadığını ileri sürerek, "Şu şu isimleri, anıttan silin. Onlar bizim ölümüz değil. Onlar katil!" deme küstahlığını gösterdiler...


Oysa anıttan isimlerinin silinmesini istedikleri gençler, kurşun yarası ile ölenlerdi ama.. Katil olduklarına dair, hiçbir mahkeme kararı yoktu.


Kendileri yargıladılar.Kendileri katil ilan ettiler..


Sonra da, 37 kişinin içindeki bazı ölülere ayrımcılık yapıp, anıttan silinmelerini istediler.


"Lütfen olayları en başından sonuna kadar objektif gözle inceleyelim. 'Yakılarak öldürüldüler' diye tekrarlayıp durmayın. Olayı nasıl oldu ise, öyle anlatalım.. Yalan söylemeyelim. Konuyu çarpıtmayalım. İşin derin planlayıcılarını gizlemeyelim.. Deşifre edelim" dedik.


Onlar aynı propagandayı sürdürdüler: "Yobazlar, aydınları yakarak öldürdüler."


Fotoğraflar çıktı, otopsi öncesinde, ne yanık, ne de is izi olmayan cesetler var.


Bu sefer de, "Niye fotoğrafları yayınlıyorsunuz? Siz ölülerden ne istiyorsunuz?" itirazları ile karşımıza çıktılar.


Bizim ölmüş insanlardan bir şey istediğimiz yok.


Biz, gerçek katillerin bulunmasını istiyoruz.


Siz de bunu istemiyor muydunuz?


Niye, gerçeklerin ortaya çıkmasından rahatsız oluyorsunuz?


Niye olayların üzerindeki sır perdesini aralayacak delillerin kamuoyu ile paylaşılmasından rahatsız oluyorsunuz?


Bir bayan avukat çıkıyor, "Ben o fotoğrafları, daha önce kitabımda yayınladım" diyor, Akit'i yalanlamaya kalkıyor.


İyi o zaman.


Siz de yayınladığınıza göre, fotoğrafların yayınlanmasında bir sıkıntı yok demektir.


Şimdi Akit yayınlayınca, niye kızıyorsunuz?


Kendiniz yayınlayabilirsiniz.


Başkaları yayınlayamaz mı?


Kapalı devre bir kitapta, olayların anlatımını çarpıtarak verip, yayınlamış iseniz, bizim de onlardan bazılarını yayınlamamızda ne sakınca olabilir ki?


Söyleyin, ne sakınca olabilir?


Söyleyin nedir sizin derdiniz?


"Efendim, Akit'teki haberi yapan Murat Alan, Sivas'taki olaylarda ölen göstericilerden Ahmet Alan'ın kardeşi. Onun için bu haberleri yapıyor!"


Hah işte..


Şimdi, göstericilerden de ölenler olduğunu kabul ettiniz değil mi.


Tam 19 yıl sonra..


Bunu not edip, soralım..


Murat Alan, söylediğiniz kişinin kardeşi değil...


Ama kardeşi olsa, ne farkeder?


Siz haberdeki yanlış ne, onu söyleyin.


Size ne, haberi yapanın, Ahmet Alan'ın kardeşi olup olmadığından?


Kaldı ki sizler de, ölen diğer insanların ya kardeşi, ya amcası, ya dayısı, ya oğlu, ya kızı, sonuçta akrabası değil misiniz?


Size de aynı şeyi söyleseler, ne düşünürsünüz?


Olayların aydınlanmasını istemek, gerçek katillerin bulunmasını istemek, bu kadar mı rahatsız ediyor sizi?


Bir hatırlatma daha..


Akit'in yayınından, en fazla rahatsız olan, Aydınlık gazetesi idi.


19 yıl önce, Aziz Nesin'in, "Şeytan Ayetleri" isimli İslam dinine hakaretler içeren dizi yazıyı yayınladığı gazete..


Sivas olaylarının kıvılcımını çakanlar, şimdi üstünün örtülmesi için çaba sarfediyorlar..


Ama gerçekler bir bir ortaya çıkacak.


Aydınlıkçılar istemese de!



Ali Karahasanoğlu
Yeni Akit

 
aziz nesrin zamanında salmanı rüştü kafirinin şeytan ayetleri diye namussuzca yazdıgı kitabı türkiyede okunmalı diyip dine kitaba laf etmesindeki sebebin neler oldugunu az cok bilen bilir otalde yananlar için diyebilecegim bir şey yok masumlardı değillerdi orasını bilmiyorum masum olanların allah mekanlarını cennet eylesin ama

aziz nesrin gibi köpegin ateşini bol etsin inş.
 
Geri
Üst