22 Ocak Cumartesi 14:00'te Taksim...

тнєĵøкєя

Altın Üye
Katılım
14 Mar 2009
Mesajlar
5,140
Reaction score
0
Puanları
0
Oğlun da sarhoş muydu ?

Alkole karşı açtıkları gazada her fırsatta içki içenlere saldıran Başbakan Erdoğan "Alkol kullanmayan vatandaşım, alkollü şoförlerin kazalarını hayatıyla ödemeye mahkûm mu ?" dedi.Heralde Erdoğan, büyük oğlu Burak'ın garip şekilde üstü örtülen ölümlü trafik kazasını herkes unuttu sanıyor.

Akp, son aylarda gericileşme yönünde çok önemli adımları ardı arkasına atmaya başladı.Bunlardan biri de içki tüketimi.Akp'nin içki içenlere baskısı, her gün yeni bir yüzle kendini gösteriyor.

Son olarak hazırlanan ve onay bekleyen Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurulu'nun(TAPDK) alkol satışını düzenleyen yönetmeliği ise büyük tartışmalara sebep olmuş durumda.Silah alma yaşının 21 olduğu ülkede, içki alma yaşının 24'e çıkarılması isteniyor.

Erdoğan, dün Fethiye'de yanıt verdi.
Erdoğan, yönetmeliği şu sözlerle savundu:

"Gazeteyi açtığınız zaman şunu göreceksiniz bir trafik kazası ve 2 ölü 1 yaralı.Çünkü alkollü şoför kırmızıda geçiyor ve diğer araca vuruyor.Bunun bedelini alkol kullanmayan bir vatandaşım, hayatıyla ödemeye mahûm mu ?Niye buna karşı biz tedbir almayalım.Yapılan bu."

Elbette, alkollü araba kullanmak her türlü düzenlemeyle önüne geçilmesi gereken bir durum.Fakat Akp'nin sadece yasal düzenlemeleri değil, ulusal ya da mahalle ölçeğinde içkiyle ilgili adımlarının "Trafik kazalarını önlemek" değil, bir yaşam tarzını mahkûm etmek amacıyla atıldığı çok açık.

Ancak dahası var.Erdoğan bu sözleriyle açıkça içki içener trafik kazası yapanlar, içmeyenler ise kazalarda mağdur olanlardır imasında bulunuyor.Çarpanlar kesin içki içiyordur, çarpılanlar ise içki içiyor olamazlar.

Heralde Başbakan Erdoğan, büyük oğlu Ahmet Burak Erdoğan'ın, Sevim Tanürek'in nasıl ölümüne yol açtığını herkesin unuttuğunu sanıyor.

Hikâyeyi tekrar hatırlayalım:

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, henüz Başbakan olmadan önce, Refah Partisi'nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı iken oğlu Ahmet Burak Erdoğan 11 Mayıs 1998'de Şişli'de yaya geçidinde karşıya geçmeye çalışan TRT İstanbul Radyosu sanatçısı Sevim Tanürek'e çarptı.

Kazadan sonra derhal olay yerine belediyenin arazözleri geldi, kaza yaşanan caddedeki fren ve kan izlerini yok etti.Örtbas etme girişimi hemen başlamıştı.

Ahmet Burak Erdoğan hakkında trafik raporunda "dalgın olarak araç kullandığı" için kusur oranı sekizde üç (3/8) tespiti yapıldı.Savcı polisin raporuna dayanarak 3 aydan 20 aya kadar hapis istedi.

Ardından Sevim Tanürek kaldırıldığı hastanede yaşamını yitirdi.

Bunun üzerine Ahmet Burak Erdoğan hakkında ek iddaaname düzenlenerek "istenen ceza 2 yıldan 5 yıla kadar hapis" olarak değişti.

İBB Başkanı Tayyip Erdoğan, derhal Sevim Tanürek'in yakınlarına büyük ihtimam göstererek mezar temin etti, hastane masraflarını karşıladı.Onlar da şikayetlerinden vazgeçtiler.

Ancak dava sürdü.

Mahkeme Adli Tıp Trafik İhtisas Dairesi'nden kazayla ilgili rapor istedi.Bu dairenin başında makine mühendisi Eyüp Çakmak bulunuyordu.Sanık Erdoğan için "tamamen kusursuz" raporu düzenledi ve "sekizde sekiz" (8/8) kusur ölen yaya Sevim Tanürek'tedir dedi.

Evet, Burak Erdoğan'ın ölümle sonuçlanan trafik kazasında kusur, yaya yolunda karşıdan karşıya geçmekte iken arabanın çarptığı Sevim Tanürek'te bulundu.Tamamen.

Böylece Burak Erdoğan beraat etti.

Bir de bu günün Akp'sini de çok iyi anlatan not, Erdoğan başbakan olunca, oğul Erdoğan'a "kusursuzdur raporu" veren dairenin başkanı Türkiye Denizcilik İşletmeleri Genel Müdür Yardımcılığı görevine atandı.

Yeter Artık!

Devlet Tayyip Erdoğan'ın babadan kalma malı değildir.

Başbakan'ın halka hakaret etmeye hakkı yoktur.

Akp, kendisine yandaş olanı devlet kasasından ödüllendirip, kendisine karşı olanı devletin gücü ile cezalanırma hakkını kimden alıyor ?

Hiçbir meşru seçim bu hakkı vermez.

Tayyip Erdoğan ve partisinin yaptığı yavuz hırsızlıktır.

Bir stadyum dolusu adama hakaret edip, sonra ıslıklanınca terbiye dersi vermeye kalkıyorlar.

Çocuk yaşta şirket sahibi olup, milyonerliğe yürüyen çocuklarına "nereden geliyor bu değirmenin suyu" diye sorulmasın diye, parasız eğitim isteyen gençlere "beleşçi" muamelesi yapıyorlar.

Ve bu ülkede sorumsuzluktan, ihmalden, bencillikten, adam sendecilikten, kötü yöneticilerden kaynaklanan onbinlerce ölüm ortadayken, faturayı rakı şişelerine kesip kendilerini aklamaya kalkıyorlar.

"Madencinin kaderinde iş kazasında ölmek var" buyururlarken rakı mı içmişlerdi acaba ?

Tüm uzmanların, demiryolu çalışanlarının, sendikaların itirazlarına hızlı tren şovuyla insanları ölüme iterken içkinin etkisi altında mıydılar ?

Yeter Artık!

Tayyip Erdoğan, neredeyse herkesin trafik kazasında yitirdiği bir yakını olan bir ülkede, faturayı "içki içenlere" kesmeye kalktığında bir durmalıdır.

Oğlunun bilirkişi raporları nedeniyle kaamuoyunda oldukça şaibeli bulunmuş bir beraatle kurtulduğu trafik kazasını hatırlamalıdır.

Trafikte dikkatsizlikle bir insanın ölümüne neden olan kişinin durumu üzücüdür.Halkımız böyle durumlar için "allah göstermesin" der.

Bu durumdaki bir kişinin suçunu örtmek, aklamak ve temize çıkartmak için "nüfuzunu kullanan" kişinin durmu ise utanç vericidir.Biz bu durumdaki kişilere tek bir söz söyleriz: Yuh!

"Yetti" dedirttikleri tehditlerle susturmanın "acaba" diyenleri ağzına bir parmak bal sürerek memnun etmenin bir sınırı vardır.

Tayyip Erdoğan, bu sınırı görmek istiyorsa dünyaya şöyle bir bakması yeter.Tunus'tan başlayabilir.


GALATASARAY TARAFTARINA EDİLEN HAKARETLER VE BAŞLATILAN CADI AVI KARŞISINDA 22 OCAK CUMARTESİ GÜNÜ SAAT 14:00'TE
İSTİKLAL CADDESİ'NDE AKP'Yİ ISLIKLAYACAĞIZ.TÜM HALKIMIZI METİN KURT'UN BAŞKANLIĞINI YAPTIĞI SPOR EMEK-SEN'İN BU EYLEM ÇAĞRISINA UYMAYA ÇAĞIRIYORUZ.


http://haber.sol.org.tr
 
Geri
Üst