29 Mart Krİtİk GÜn

Cr@zyboy

New member
Katılım
23 Eki 2005
Mesajlar
1,735
Reaction score
0
Puanları
0
GÜNEŞ TUTULUYOR. DEPREM GELİYOR MU?

GÜNEŞ TUTULUYOR. DEPREM GELİYOR MU?
29 MART KRİTİK GÜN

Bilimin önüne kara bir örtü çekilmez. Bu olgu, ne yazık ki Türkiye’de deprem bilimciler arasında gelişmiştir. Biliminsanları, Güneş tutulması ve deprem arasında “ilişki yoktur”, “ilişki vardır” diyenler olmak üzere ikiye ayrılmıştır. Olmaz diyenlerin yeterli “bilgileri”, olur diyenlerin yeterli “kanıtları” yoktur. Çünkü bu konuda Türkiye’de önemsenecek çalışma yapan biliminsanı yoktur.

1999’da Gölcük’te 20 bin kişinin, 2005’te Pakistan’da 86 bin kişinin ölümüyle sonuçlanan her iki öldürücü depremin Güneş tutulması evresine denk gelmesi, kamuyu ve biliminsanlarını, Güneş tutulması ve deprem arasında bir ilişki olup olmayacağı kaygısına sürüklemiştir

Kuşkunun, olasılığın olmadığı yerde bilim yoktur. Bu konuda, çeşitli açıklamalar yapan biliminsanları, “ilişki yoktur”, “ilişki vardır” diyenler olmak üzere ikiye ayrılmıştır. Olmaz diyenlerin yeterli “bilgileri”, olur diyenlerin yeterli “kanıtları” yoktur. Çünkü bu konuda Türkiye’de önemsenecek çalışma yapan biliminsanı yoktur. Ancak, 2006 yılında, bilim, tüm bilinmezleri çözmüş de değildir. Bilimde bilinmezler, yaşamın sonuna değin sürecektir. Bugünkü bilim yasaları ile açıklanamayan birçok gizem, gelecekteki bilimsel çalışmaların gelişmesiyle bir bir yanıt bulacaktır. O nedenle yeterli verisi, kanıtı olmayan bir biliminsanının “olur” demesi de, “olmaz“ demesi de yanlıştır. Gerçek biliminsanı “olabilir” der. Bilim, “olabilirler” doğrultusunda ilerler. Siz, hiçbir doktorun kanserin çaresi bulunamaz dediğini duydunuz mu? Duymadınız. Bilim bugün onu anlamak için çalışıyor. Yarın mutlaka bulacaktır. Bu durumda deprem kestirimleri konusunda hiç çalışması olmamış bir biliminsanı nasıl olur da “deprem kestirimi yapılamaz” der şaşarım. Bilimin önüne kara bir örtü çekilmez, bilim umut, ayrıca araştırmalarla ilerler. Önyargılar bilimsel girişimleri engeller. Bu olgu ne yazık ki Türkiye’de deprem bilimciler arasında gelişmiştir.

Bilimsel ilkelerden kalkarak son 110 yıllık depremleri gözlem altına aldığımızda şu gerçeklerle karşılaşıyoruz.

• Güneş tutulması dönemi ile uyumlu deprem sayısı 4 tane,
• Bu depremlerin tümü 7’den büyük.

Bu depremler;

• 1894 İstanbul 6.3-7
• 1953 Fethiye 7.1
• 1957 Yenice-Gönen 7.4
• 1999 Gölcük 7.5

Bu kez dönüp sayılamalara bakarsak;

• 6’dan büyük deprem sayısı 54,
• 6,5- 7 arası deprem sayısı 38,
• 7’den büyük deprem sayısı 21.

Oranlanırsa, Güneş tutulma dönemlerine denk gelen 7’den büyük depremler yüzde 20’dir. Boğaziçi Üniversitesi’nin bulduğu bağdaşıklık ise yüzde 45’tir. Bunu nasıl belirlediklerini bilmiyorum.

Durum açıkçası böyle iken, bu konumda “tutuyor” demek de yanlış, “tutmuyor” demekte. Bu aşamada yer biçinini (fiziğini), yer içi olaylarını, yer davranışını, göksel olaylarla ilişkilerini iyice araştırmak gerekir. Bilim, kuşku üzerine kuruludur. Yüzde 100 olumlu ya da olumsuz kanıt edinmeden “yoktur” ya da “vardır” demek yanlıştır. Bu konuda ayrıntılı bir yazım, Ocak 2006’da Popüler Bilim Dergisi’nde yayımlandı.

29 Mart’ı Korkuyla Bekleyenler

Bu aşamadan sonra biliminsanları ne derse desin, 29 Mart’ta Güneş tutulacak ve Tokat, Amasya, Sivas, Samsun’da yaşayanlar, bu tarihi korkuyla karşılayacaklardır. Yapılması gereken, hemen bugünlerde, bu illerde T.C. Bayındırlık ile Yerleşim Bakanlığı’nca 3 ay süreli ayrıntılı jeofizik araştırma yaptırarak kamuyu bilgilendirmektir. Bu çalışmalar titreşimcik ağı kurma, yer yamulması ölçme, uzaydan yer değiştirme ölçme, su kimyası, su sıcaklığı, radon uçunu ölçümü olarak özetlenebilir.
 
Geri
Üst