manashan
New member
- Katılım
- 27 Eki 2007
- Mesajlar
- 164
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
3 Kasımı anlamak ve Bahçeli'nin haklılığı
MHP Lideri Devlet Bahçeli'nin o günlere ait yaşananları yeniden yorumlamasına gerek
yoktur. Tarihi gerçekler ve bu gerçeklere ait belgeler arşivlerde bulunmaktadır.
3 KASIM 2002 ERKEN SEÇİM KARARINI ANLAMAK VE DEVLET BAHÇELİ'NİN
HAKLILIĞINI GÖRMEK
Geçtiğimiz hafta sonu Sabah Gazetesi'nin manşetinde merhum Bülent Ecevit'in eski
koruma müdürü ve İzmir milletvekili Recai Birgün'e ait "Bahçeli konuşursa kilit açılır"
başlıklı açıklamalar yer alıyordu.
Haberin içeriği ile 3 Kasım 2002 seçim kararına gidilen o dönemin şartlarını
değerlendirdiğimizde, MHP Lideri Devlet Bahçeli'nin tarihi kararlardaki tescillenmiş
haklılığının bir kez daha ortaya net bir şekilde çıktığı anlaşılmaktadır.
Recai Birgün'ün Sabah Gazetesi'nde yer alan Yavuz Donat'la yapmış olduğu sohbette
57.Hükümet döneminde yapılan Ecevit'siz ve MHP'siz hükümet kurma operasyonlarına
yönelik vurguları, MHP Lideri Devlet Bahçeli'nin 3 Kasım 2002 tarihinde erken seçim kararı
aldırmasındaki ana sebepleri göstermesi bakımından çok önemlidir.
MHP Lideri Devlet Bahçeli 3 Kasım 2002 seçim kararını aldırırken, Türkiye birilerinin iddia
ettiği gibi güllük-gülistanlık değildi. Türkiye küresel kuşatmanın eşiğinde çeşitli siyasi ve
ekonomik oyunlarla yüz yüze getirilmiş, bir taraftan AB dayatmaları, diğer yandan ABD
dayatmaları ve onlara içeride taşeronluk yapacak oluşumların akıl almaz siyasi tezgâhları
devreye sokulmuştu.
AB'nin milli devlet yapımızı ortadan kaldırmaya yönelik talimatları ve ABD'nin Irak işgalinde
Türkiye'yi kullanma düşünceleri 57.Hükümetin DSP ve MHP kanadı tarafından büyük
dirençle karşılaşmış ve bu yüzden DSP-MHP üzerinde kirli operasyonlar devreye
sokulmuştur.
MHP'siz hükümet kurma düşünceleri medya üzerinden yönetilmiş, DSP'yi de bir gece de
ikiye bölerek, DSP içinden yeni bir yapılanma oluşturmaya çalışmışlar ve İsmail Cem,
Kemal Derviş ve Hüsamettin Özkan'ın önderliğini yaptığı YTP isimli yeni oluşum 62
milletvekili ile bir gecede kurulmuştu.
O dönem yaşanan oyunları, iç ve dış odakların tezgâhlarını gören ve anlayan tek lider
Devlet Bahçeli idi.
MHP Lideri Dr.Devlet Bahçeli, küresel güçlerin ve onların taşeronlarının Türkiye üzerinde
hesaplarını hayata geçirmek için MHP ve DSP üzerinde oynanan oyunlara "Türkiye'ye
seslenmek istiyorum; MHP'nin ipini, ne dar çevreler ne de uluslararası kuruluşlar çekebilir.
Çekerse sadece yüce millet çeker" sözünü haykırmış, o dönem küresel güçlerin oyuna
gelen DSP milletvekillerine de "Oyunlara düşmeyip tekrar DSP'ye dönmelidirler"
çağrısında bulunmuştur. Fakat bu çağrıları içimizdeki birçok kişi de dâhil kimse
anlamamıştır.
Küresel aktörlerin Türkiye üzerindeki oyunlarını sezen ve her fırsatta Türk milletini bu
oyunlar karşısında uyandırmaya ve şuurlandırmaya çalışan MHP Lideri Devlet Bahçeli'nin
3 Kasım 2002 seçim kararını değişik platformlarda kullandığı "Gideceğimiz nihai hakem;
bu oyunları tezgâhlayan iç ve dış çıkar odakları değil, engin sağduyusuyla en doğruyu
ortaya koyacak Türk milleti. Kimsenin kendini milli iradenin yerine koyarak Türkiye'yi sonu
belirsiz maceralara sürüklemeye, siyasi arayışlara girmeye hakkı yok'' şeklindeki bu
sözlerde anlamını bulmaktadır.
Bülent Ecevit'in eski koruma müdürü ve İzmir milletvekili Recai Birgün'ün "Konu Irak'ın
işgali ile bağlantılıydı. Amaç Ecevit'siz ve MHP'siz iktidardı." şeklinde özetlenen
açıklamaları sadece malumun ilanıdır. Ortaya çıkmış yeni açıklamalar değildir.
O dönem, dikkatli bir şekilde iç ve dış gelişmeleri takip eden herkes, "Ecevitsiz ve
MHP'siz hükümet" kurma senaryolarının nasıl uygulanmaya konulduğu konusunda
hemfikirdir.
MHP Lideri Devlet Bahçeli'nin o günlere ait yaşananları yeniden yorumlamasına gerek
yoktur. Tarihi gerçekler ve bu gerçeklere ait belgeler arşivlerde bulunmaktadır.
MHP Lideri Devlet Bahçeli'nin açıklamaları, uyarıları ve 57.Hükümetten sonra yaşananlar
ortadadır. MHP Lideri işaret ettiği her konuda haklı çıkmıştır.
MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli'nin 9 Temmuz 2002 tarihinde yapmış olduğu şu
konuşmaya dikkatinizi çekiyorum.
"Milliyetçi Hareket Partisi, bazı iç ve dış menfaat odaklarının, hem milletimizin değer ve
hassasiyetlerini hiçe sayan, hem de demokratik ilke ve değerleri yok sayan bu tür
girişimlerine seyirci kalması, tabiî ki mümkün değildir. Partimiz, her zaman olduğu gibi,
Türk Milleti'ne ve Türkiye Cumhuriyeti'nin ebedî varoluş davasına derinden bağlılığının bir
sonucu olarak, gerekli uyarıları yapmış ve tavrını açıkça ortaya koymuştur. Bundan sonra
da aynı şekilde, sadece Türk insanının beklentileri ve Türkiye'mizin geleceği için gerekli
her türlü kararı çekinmeden alacak ve uygulayacaktır. Unutulmamalı ki, Milliyetçi Hareket
Partisi, Türk Milleti'ne rağmen bir şey yapılamayacağını, çeşitli mahfillerde oluşturulan
senaryoların amacına ulaşamayacağını göstermek için, her zaman her yerde yüksek
sesle haykırmasını bilmiştir. Çünkü bizim için çeşitli iç ve dış odaklar tarafından çizilen
programlar ve hedefler değil, milletimizin varlığı, talepleri, geleceği her zaman tek
belirleyici olmuştur, bundan sonra da böyle olmaya devam edecektir."
Bu açıklama 3 Kasım 2002 erken seçim kararının sebebini ve ödenecek bedelin sadece
Türk milleti için olacağını vurgulaması açısından önemlidir.
57.Hükümet döneminde, MHP'nin milli politikaları savunan duruşundan rahatsız olanlar
bunu o dönem açıkça ifade etmişlerdir.
MHP Lideri Devlet Bahçeli, Irak'ın kuzeyinde sözde Kürdistan kurma çabaları konusunda,
Kıbrıs konusunda, Ermenistan'la olan ilişkiler konusunda, PKK konusunda ve daha birçok
milli meselede 57.Hükümetin Başbakan yardımcısı iken ne söylediyse hepsindeki haklılığı
ve isabetli kararları, yaşanan gerçekler ışığında görülmüştür.
3 Kasım 2002 seçimlerine gidilen süreçte, MHP Lideri Devlet Bahçeli'nin tüm miting
konuşmalarını, basın açıklamalarını ve televizyon programlarını arşivlerden bulup çıkarın ve
dikkatlice inceleyin, o sürecin tüm detaylarında bu milli meseleler konusunda kaygı,
endişe ve gösterilen milli refleks vardır.
AB'nin Türkiye'yi milli devlet yapısından uzaklaştırma girişimleri, ABD'nin de Irak'ı işgal
etme planları yoğunlaşınca MHP'siz ve Ecevitsiz hükümet kurma senaryoları ülkenin en
büyük gündemi olmuştu. MHP Lideri Devlet Bahçeli, milletin hakemliğinde 3 Kasım 2002
seçimlerinde bu planları bozmak istemiş ama Türk milleti, AB'nin misyoneri olacak,
ABD'nin Irak işgalini her yönü ile destekleyecek AKP'yi iktidar yapmıştır.
Recep Tayyip Erdoğan, AKP iktidara gelmeden önce, yani 57.Hükümet döneminde
muhalefette iken de, MHP'nin milli duruşundan rahatsızlığını 'MHP'nin hükümetten
çekilmesi durumunda DSP-ANAP koalisyonunu şartsız destekleyeceklerini' söyleyerek
göstermiş ve MHP'siz hükümet kurgularında kendi duruşunu göstermiştir.
MHP'siz ve Ecevitsiz hükümet kurma senaryoları sonrası, AKP'nin iktidara gelip ABD-AB
çizgisinde neler yaptığını,57.Hükümet dönemi yaptırılamayanları teker teker
gerçekleştirilmesini göz önüne getirirseniz,oynanan senaryolar sonrası kimlere yol
açıldığını daha net bir şekilde görürsünüz.
Sabah Gazetesi'nin manşetinde "Bahçeli konuşursa kilit açılır" başlıklı haber içinde
yeralan Bülent Ecevit'in eski koruma müdürü Recai Birgün'ün açıklamalarını bu açıdan
değerlendirmeniz, 3 Kasım 2002 seçim sürecini anlamanıza yardımcı olacaktır.
Recai Birgün'ün açıklamalarını kendi tezlerini güçlendirmek için kullananlar, gerçekte
kendi yandaşı oldukları AKP'nin siyasi sicilini ortaya çıkarmaktadırlar...
Evet, bu ülkede Ecevitsiz ve MHP'siz hükümet kurma tezgâhları kuruldu...
Peki, bunu kimler kurdu ve bu tezgâhı kuranlar Türkiye'den ne istedi ve istenilenler AKP
iktidarında ne derecede uygulanmıştır?
Bu soruların üstüne gitmek isteyenler,3 Kasım 2002 sürecini MHP Lideri Devlet
Bahçeli'nin hamleleri ışığında masaya yatırmalıdır.
Türkiye'nin dönüm noktası olan 3 Kasım 2002 seçimleri işte o zaman daha net bir şekilde
aydınlanacaktır.
Tarih, Türk Milliyetçilerinin haklılığını her zaman ispatlamıştır.
Birilerinin "MHP'siz hükümet" tezgâhladığı dönemde MHP lideri Devlet Bahçeli'nin Türk
milletini Kürdistan kurma çabaları konusunda, Kıbrıs konusunda, Ermenistan'la olan
ilişkiler konusunda, PKK konusunda uyardığını bir kez daha hatırlatıyorum.
Şimdi düşünün bakalım, 2002'de yapılan bu uyarıların hangisini gerçekleştirmediler?
MHP'siz hükümet, işte ancak bunları yapar, bunları yapmaya yarar.
Yıldıray Çiçek / www.yildiraycicek.com
http://www.etikhaber.com/content/view/74788/35/
MHP Lideri Devlet Bahçeli'nin o günlere ait yaşananları yeniden yorumlamasına gerek
yoktur. Tarihi gerçekler ve bu gerçeklere ait belgeler arşivlerde bulunmaktadır.

3 KASIM 2002 ERKEN SEÇİM KARARINI ANLAMAK VE DEVLET BAHÇELİ'NİN
HAKLILIĞINI GÖRMEK
Geçtiğimiz hafta sonu Sabah Gazetesi'nin manşetinde merhum Bülent Ecevit'in eski
koruma müdürü ve İzmir milletvekili Recai Birgün'e ait "Bahçeli konuşursa kilit açılır"
başlıklı açıklamalar yer alıyordu.
Haberin içeriği ile 3 Kasım 2002 seçim kararına gidilen o dönemin şartlarını
değerlendirdiğimizde, MHP Lideri Devlet Bahçeli'nin tarihi kararlardaki tescillenmiş
haklılığının bir kez daha ortaya net bir şekilde çıktığı anlaşılmaktadır.
Recai Birgün'ün Sabah Gazetesi'nde yer alan Yavuz Donat'la yapmış olduğu sohbette
57.Hükümet döneminde yapılan Ecevit'siz ve MHP'siz hükümet kurma operasyonlarına
yönelik vurguları, MHP Lideri Devlet Bahçeli'nin 3 Kasım 2002 tarihinde erken seçim kararı
aldırmasındaki ana sebepleri göstermesi bakımından çok önemlidir.
MHP Lideri Devlet Bahçeli 3 Kasım 2002 seçim kararını aldırırken, Türkiye birilerinin iddia
ettiği gibi güllük-gülistanlık değildi. Türkiye küresel kuşatmanın eşiğinde çeşitli siyasi ve
ekonomik oyunlarla yüz yüze getirilmiş, bir taraftan AB dayatmaları, diğer yandan ABD
dayatmaları ve onlara içeride taşeronluk yapacak oluşumların akıl almaz siyasi tezgâhları
devreye sokulmuştu.
AB'nin milli devlet yapımızı ortadan kaldırmaya yönelik talimatları ve ABD'nin Irak işgalinde
Türkiye'yi kullanma düşünceleri 57.Hükümetin DSP ve MHP kanadı tarafından büyük
dirençle karşılaşmış ve bu yüzden DSP-MHP üzerinde kirli operasyonlar devreye
sokulmuştur.
MHP'siz hükümet kurma düşünceleri medya üzerinden yönetilmiş, DSP'yi de bir gece de
ikiye bölerek, DSP içinden yeni bir yapılanma oluşturmaya çalışmışlar ve İsmail Cem,
Kemal Derviş ve Hüsamettin Özkan'ın önderliğini yaptığı YTP isimli yeni oluşum 62
milletvekili ile bir gecede kurulmuştu.
O dönem yaşanan oyunları, iç ve dış odakların tezgâhlarını gören ve anlayan tek lider
Devlet Bahçeli idi.
MHP Lideri Dr.Devlet Bahçeli, küresel güçlerin ve onların taşeronlarının Türkiye üzerinde
hesaplarını hayata geçirmek için MHP ve DSP üzerinde oynanan oyunlara "Türkiye'ye
seslenmek istiyorum; MHP'nin ipini, ne dar çevreler ne de uluslararası kuruluşlar çekebilir.
Çekerse sadece yüce millet çeker" sözünü haykırmış, o dönem küresel güçlerin oyuna
gelen DSP milletvekillerine de "Oyunlara düşmeyip tekrar DSP'ye dönmelidirler"
çağrısında bulunmuştur. Fakat bu çağrıları içimizdeki birçok kişi de dâhil kimse
anlamamıştır.
Küresel aktörlerin Türkiye üzerindeki oyunlarını sezen ve her fırsatta Türk milletini bu
oyunlar karşısında uyandırmaya ve şuurlandırmaya çalışan MHP Lideri Devlet Bahçeli'nin
3 Kasım 2002 seçim kararını değişik platformlarda kullandığı "Gideceğimiz nihai hakem;
bu oyunları tezgâhlayan iç ve dış çıkar odakları değil, engin sağduyusuyla en doğruyu
ortaya koyacak Türk milleti. Kimsenin kendini milli iradenin yerine koyarak Türkiye'yi sonu
belirsiz maceralara sürüklemeye, siyasi arayışlara girmeye hakkı yok'' şeklindeki bu
sözlerde anlamını bulmaktadır.
Bülent Ecevit'in eski koruma müdürü ve İzmir milletvekili Recai Birgün'ün "Konu Irak'ın
işgali ile bağlantılıydı. Amaç Ecevit'siz ve MHP'siz iktidardı." şeklinde özetlenen
açıklamaları sadece malumun ilanıdır. Ortaya çıkmış yeni açıklamalar değildir.
O dönem, dikkatli bir şekilde iç ve dış gelişmeleri takip eden herkes, "Ecevitsiz ve
MHP'siz hükümet" kurma senaryolarının nasıl uygulanmaya konulduğu konusunda
hemfikirdir.
MHP Lideri Devlet Bahçeli'nin o günlere ait yaşananları yeniden yorumlamasına gerek
yoktur. Tarihi gerçekler ve bu gerçeklere ait belgeler arşivlerde bulunmaktadır.
MHP Lideri Devlet Bahçeli'nin açıklamaları, uyarıları ve 57.Hükümetten sonra yaşananlar
ortadadır. MHP Lideri işaret ettiği her konuda haklı çıkmıştır.
MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli'nin 9 Temmuz 2002 tarihinde yapmış olduğu şu
konuşmaya dikkatinizi çekiyorum.
"Milliyetçi Hareket Partisi, bazı iç ve dış menfaat odaklarının, hem milletimizin değer ve
hassasiyetlerini hiçe sayan, hem de demokratik ilke ve değerleri yok sayan bu tür
girişimlerine seyirci kalması, tabiî ki mümkün değildir. Partimiz, her zaman olduğu gibi,
Türk Milleti'ne ve Türkiye Cumhuriyeti'nin ebedî varoluş davasına derinden bağlılığının bir
sonucu olarak, gerekli uyarıları yapmış ve tavrını açıkça ortaya koymuştur. Bundan sonra
da aynı şekilde, sadece Türk insanının beklentileri ve Türkiye'mizin geleceği için gerekli
her türlü kararı çekinmeden alacak ve uygulayacaktır. Unutulmamalı ki, Milliyetçi Hareket
Partisi, Türk Milleti'ne rağmen bir şey yapılamayacağını, çeşitli mahfillerde oluşturulan
senaryoların amacına ulaşamayacağını göstermek için, her zaman her yerde yüksek
sesle haykırmasını bilmiştir. Çünkü bizim için çeşitli iç ve dış odaklar tarafından çizilen
programlar ve hedefler değil, milletimizin varlığı, talepleri, geleceği her zaman tek
belirleyici olmuştur, bundan sonra da böyle olmaya devam edecektir."
Bu açıklama 3 Kasım 2002 erken seçim kararının sebebini ve ödenecek bedelin sadece
Türk milleti için olacağını vurgulaması açısından önemlidir.
57.Hükümet döneminde, MHP'nin milli politikaları savunan duruşundan rahatsız olanlar
bunu o dönem açıkça ifade etmişlerdir.
MHP Lideri Devlet Bahçeli, Irak'ın kuzeyinde sözde Kürdistan kurma çabaları konusunda,
Kıbrıs konusunda, Ermenistan'la olan ilişkiler konusunda, PKK konusunda ve daha birçok
milli meselede 57.Hükümetin Başbakan yardımcısı iken ne söylediyse hepsindeki haklılığı
ve isabetli kararları, yaşanan gerçekler ışığında görülmüştür.
3 Kasım 2002 seçimlerine gidilen süreçte, MHP Lideri Devlet Bahçeli'nin tüm miting
konuşmalarını, basın açıklamalarını ve televizyon programlarını arşivlerden bulup çıkarın ve
dikkatlice inceleyin, o sürecin tüm detaylarında bu milli meseleler konusunda kaygı,
endişe ve gösterilen milli refleks vardır.
AB'nin Türkiye'yi milli devlet yapısından uzaklaştırma girişimleri, ABD'nin de Irak'ı işgal
etme planları yoğunlaşınca MHP'siz ve Ecevitsiz hükümet kurma senaryoları ülkenin en
büyük gündemi olmuştu. MHP Lideri Devlet Bahçeli, milletin hakemliğinde 3 Kasım 2002
seçimlerinde bu planları bozmak istemiş ama Türk milleti, AB'nin misyoneri olacak,
ABD'nin Irak işgalini her yönü ile destekleyecek AKP'yi iktidar yapmıştır.
Recep Tayyip Erdoğan, AKP iktidara gelmeden önce, yani 57.Hükümet döneminde
muhalefette iken de, MHP'nin milli duruşundan rahatsızlığını 'MHP'nin hükümetten
çekilmesi durumunda DSP-ANAP koalisyonunu şartsız destekleyeceklerini' söyleyerek
göstermiş ve MHP'siz hükümet kurgularında kendi duruşunu göstermiştir.
MHP'siz ve Ecevitsiz hükümet kurma senaryoları sonrası, AKP'nin iktidara gelip ABD-AB
çizgisinde neler yaptığını,57.Hükümet dönemi yaptırılamayanları teker teker
gerçekleştirilmesini göz önüne getirirseniz,oynanan senaryolar sonrası kimlere yol
açıldığını daha net bir şekilde görürsünüz.
Sabah Gazetesi'nin manşetinde "Bahçeli konuşursa kilit açılır" başlıklı haber içinde
yeralan Bülent Ecevit'in eski koruma müdürü Recai Birgün'ün açıklamalarını bu açıdan
değerlendirmeniz, 3 Kasım 2002 seçim sürecini anlamanıza yardımcı olacaktır.
Recai Birgün'ün açıklamalarını kendi tezlerini güçlendirmek için kullananlar, gerçekte
kendi yandaşı oldukları AKP'nin siyasi sicilini ortaya çıkarmaktadırlar...
Evet, bu ülkede Ecevitsiz ve MHP'siz hükümet kurma tezgâhları kuruldu...
Peki, bunu kimler kurdu ve bu tezgâhı kuranlar Türkiye'den ne istedi ve istenilenler AKP
iktidarında ne derecede uygulanmıştır?
Bu soruların üstüne gitmek isteyenler,3 Kasım 2002 sürecini MHP Lideri Devlet
Bahçeli'nin hamleleri ışığında masaya yatırmalıdır.
Türkiye'nin dönüm noktası olan 3 Kasım 2002 seçimleri işte o zaman daha net bir şekilde
aydınlanacaktır.
Tarih, Türk Milliyetçilerinin haklılığını her zaman ispatlamıştır.
Birilerinin "MHP'siz hükümet" tezgâhladığı dönemde MHP lideri Devlet Bahçeli'nin Türk
milletini Kürdistan kurma çabaları konusunda, Kıbrıs konusunda, Ermenistan'la olan
ilişkiler konusunda, PKK konusunda uyardığını bir kez daha hatırlatıyorum.
Şimdi düşünün bakalım, 2002'de yapılan bu uyarıların hangisini gerçekleştirmediler?
MHP'siz hükümet, işte ancak bunları yapar, bunları yapmaya yarar.
Yıldıray Çiçek / www.yildiraycicek.com
http://www.etikhaber.com/content/view/74788/35/