31 Ağustos... Mustafa Kemal, gizlice Akşehire gelmiş, İsmet İnönü ve Fevzi Çakmakla buluşup, büyük taarruzun ayrıntılarını gözden geçirmiş, Yakup Şevki ve Nurettin paşalara harita üzerinde planını anlatmış; Şuhut yakınındaki Kocatepeye başkomutanlık çadırını kurdurmuştu.
*
Afyonun güneyinden Dumlupınar yönüne baskın şeklinde başlayacak, cephe gerisini süvarilerle salam gibi dilim dilim keserek, göğüs göğüse, meydan savaşına zorlayacaktı.
*
Yunan ordusu, Afyonu müstahkem hale getirmiş, tel örgüler, topçu mevzileri ve makineli tüfek yuvalarıyla takviye etmişti. İzmir-Eskişehir demiryolu, Mudanya iskelesi elindeydi, keşif uçaklarıyla istihbarat, 4 binden fazla kamyonla lojistik üstünlüğü vardı. Piyade sayısı katbekat fazlaydı, açık araziden gelecek taarruzu rahatlıkla def edebileceğini düşünüyordu.
*
Oysa Vaziyet hesapladıkları gibi değildi. Nurettin paşa komutasındaki 1inci Ordu, yarma harekâtı yapacaktı. İzzettin Çalışlar ve Kemalettin Sami Gökçen komutasındaki kolordular, nispeten zayıf görülen Çiğiltepe, Tınaztepe, Belentepeye taarruz edip, Afyona yüklenirken Fahrettin Altayın süvari tümenleri, sarp olduğu için Yunanların savunmaya gerek görmediği Ahır Dağı üzerinden arkalarına sızıp, İzmir istikametini kesecekti.
*
Plan yürek istiyordu ama, dâhiceydi Çünkü, yarma bölgesinde, 30 bin Yunan askerine karşılık, 100 bin Türk bulunacak, haliyle, 1e 3, darmadağın olacaklardı. Cephe hattında bulunan 230 bin Yunan, karşıdan saldıran Yakup Şevki paşa komutasındaki 80 bin kişilik 2nci Orduya kıyasla, çok daha büyüktü ama, hem cephe gerisiyle irtibatları kesildiği için paniğe kapılacak, hem de, önden 80 bin, arkadan 100 binle mengeneye alınacaktı.
*
Kader ağlarını örüyor.
Türk milleti kurtuluşunu
Topçu, ateş emrini bekliyordu.
*
Mustafa Kemal, uzuuun uzun incelediği haritadan başını kaldırdı, o keskin gözleriyle kurmaylarına bakarak Beyler, benim kulağım ağrıyor, galiba yıkanırken su kaçtı, doktor tavsiyesiyle üç-beş gün hastanede yatayım da, memleketi sonra kurtarırız dedi!
*
Zaten kulaktan mustarip olan İsmet İnönü, ha yaşa be paşa diyerek fırladı yerinden, üzerinize afiyet ben de biraz üşütmüşüm, kupa çektirip, iki-üç gün battaniyeye sarılarak dinleneyim bari Fevzi Çakmak, ayıptır söylemesi, bağırsaklarını bozduğunu, Nurettin paşa, sinüzit yüzünden başının zonkladığını, Yakup Şevki paşa ise, bu mevsimde alerjisinin azdığını, hapşırmaktan dürbüne bile bakamadığını söyledi. Fahrettin Altay ata binmekten basurlarının kanadığını, İzzettin Çalışlar bileğini burktuğunu, Sami Gökçen dizinde kıl döndüğünü anlattı. O sırada çadıra giren, 3üncü Kafkas tümeni komutanı Kazım Orbay, fazla aspirini olan var mı diye sorarken Kâğıt mendil olmadığı için mecburen haritaya hınkıran 61nci tümen komutanı Salih Omurtak, tıkalı burnuyla genizden genizden konuşarak, benim 3üncü taburda bi onbaşı var, şahane adaçayı kaynatıyor tavsiyesinde bulundu.
*
Neticede, son noktayı Mustafa Kemal koydu, canımızdan kıymetli mi birader, ölümlü dünya, çekin bütün mevzilere telgrafı, eylülde filan taarruz ederiz, bilemedin ekim yani Valla öyle dedi İsmet, tutturmuşlar bi 30 Ağustos diye, Allahın günleri torbaya mı girdi.
*
Afyonun güneyinden Dumlupınar yönüne baskın şeklinde başlayacak, cephe gerisini süvarilerle salam gibi dilim dilim keserek, göğüs göğüse, meydan savaşına zorlayacaktı.
*
Yunan ordusu, Afyonu müstahkem hale getirmiş, tel örgüler, topçu mevzileri ve makineli tüfek yuvalarıyla takviye etmişti. İzmir-Eskişehir demiryolu, Mudanya iskelesi elindeydi, keşif uçaklarıyla istihbarat, 4 binden fazla kamyonla lojistik üstünlüğü vardı. Piyade sayısı katbekat fazlaydı, açık araziden gelecek taarruzu rahatlıkla def edebileceğini düşünüyordu.
*
Oysa Vaziyet hesapladıkları gibi değildi. Nurettin paşa komutasındaki 1inci Ordu, yarma harekâtı yapacaktı. İzzettin Çalışlar ve Kemalettin Sami Gökçen komutasındaki kolordular, nispeten zayıf görülen Çiğiltepe, Tınaztepe, Belentepeye taarruz edip, Afyona yüklenirken Fahrettin Altayın süvari tümenleri, sarp olduğu için Yunanların savunmaya gerek görmediği Ahır Dağı üzerinden arkalarına sızıp, İzmir istikametini kesecekti.
*
Plan yürek istiyordu ama, dâhiceydi Çünkü, yarma bölgesinde, 30 bin Yunan askerine karşılık, 100 bin Türk bulunacak, haliyle, 1e 3, darmadağın olacaklardı. Cephe hattında bulunan 230 bin Yunan, karşıdan saldıran Yakup Şevki paşa komutasındaki 80 bin kişilik 2nci Orduya kıyasla, çok daha büyüktü ama, hem cephe gerisiyle irtibatları kesildiği için paniğe kapılacak, hem de, önden 80 bin, arkadan 100 binle mengeneye alınacaktı.
*
Kader ağlarını örüyor.
Türk milleti kurtuluşunu
Topçu, ateş emrini bekliyordu.
*
Mustafa Kemal, uzuuun uzun incelediği haritadan başını kaldırdı, o keskin gözleriyle kurmaylarına bakarak Beyler, benim kulağım ağrıyor, galiba yıkanırken su kaçtı, doktor tavsiyesiyle üç-beş gün hastanede yatayım da, memleketi sonra kurtarırız dedi!
*
Zaten kulaktan mustarip olan İsmet İnönü, ha yaşa be paşa diyerek fırladı yerinden, üzerinize afiyet ben de biraz üşütmüşüm, kupa çektirip, iki-üç gün battaniyeye sarılarak dinleneyim bari Fevzi Çakmak, ayıptır söylemesi, bağırsaklarını bozduğunu, Nurettin paşa, sinüzit yüzünden başının zonkladığını, Yakup Şevki paşa ise, bu mevsimde alerjisinin azdığını, hapşırmaktan dürbüne bile bakamadığını söyledi. Fahrettin Altay ata binmekten basurlarının kanadığını, İzzettin Çalışlar bileğini burktuğunu, Sami Gökçen dizinde kıl döndüğünü anlattı. O sırada çadıra giren, 3üncü Kafkas tümeni komutanı Kazım Orbay, fazla aspirini olan var mı diye sorarken Kâğıt mendil olmadığı için mecburen haritaya hınkıran 61nci tümen komutanı Salih Omurtak, tıkalı burnuyla genizden genizden konuşarak, benim 3üncü taburda bi onbaşı var, şahane adaçayı kaynatıyor tavsiyesinde bulundu.
*
Neticede, son noktayı Mustafa Kemal koydu, canımızdan kıymetli mi birader, ölümlü dünya, çekin bütün mevzilere telgrafı, eylülde filan taarruz ederiz, bilemedin ekim yani Valla öyle dedi İsmet, tutturmuşlar bi 30 Ağustos diye, Allahın günleri torbaya mı girdi.