(::----5 güsel fıkra---::)

emkem

New member
Katılım
24 Nis 2007
Mesajlar
63
Reaction score
0
Puanları
0
Konum
Karaman
Ilkokul 5. sinifta resim dersinde ögretmen
"çocuklar serbest,hayvan resimleri çizin bakayim" der.
10 dakika sonra küçük Ahmet el kaldirir.Ögretmen yanina gelir.
Resim kagidinin üzerinde bir sinek vardır.
Ögretmen eliyle sinegi kovalar ama hayvan hiç hareket etmez.
Biraz daha dikkatli bakinca da sinegin gerçek
olmadigini farkeder.
bu bir sinek resmidir.
ögretmen saskinlikla sorar:
-Sen mi yaptin oglum bu resmi?
Evet ögretmenim.
Peki bir de at resmi yap bakayim.
Küçük Ahmet öyle bir at resmi çizer ki. At,
sanki kagittan firlayip çikacak. O kadar canli....
Sasiran ögretmen:
-Yavrum beni hemen babana götür. Sen müthis bir
yeteneksin.
Burada harcanmaman gerekir.Derhal güzel
sanatlara transfer olman lazim.
Babanla konusmaliyim, der.
Son dersten sonra Ahmetle beraber yola
koyulurlar.
bir gecekonduya gelirler.Içerde, yatakta, dizlerini
karnina çekmis,
üzerinde yorgani bir adam yatmaktadır.
ögretmen konusmaya baslar:
-Geçmis olsun efendim.
-Tesekkürler.
-Ben oglunuzun...
-Allah kahretsin oglumu.
-Aman böyle söylemeyin,yaptigi resimler...
-Onun yaptigi resimler yerin dibine batsin!
-Ama beyefendi böyle yetenekli bir çocugun...
-Yetenegine baslatmayin simdi.
-Peki ne oldu,niçin böyle kizginsiniz oglunuza?
-Neden olacak, dün gece eve biraz çakirkeyif
geldim. Bu essoglusu
sobanin üzerine çiplak kadin resmi çizmis... )
-------------------------------------------------------------------------------
İdris methini çok duyduğu için Afrika'ya safariye gitmiş. Ufak ufak
avlanmaya başlamışlar. Akşam safariye çıkanlar konuşuyormuş. İşte,
ben bir aslan vurdum, ben iki kaplan vurdum. Bizimkine sıra gelmiş:
- "Pen içi tane nobum furdum."
Safariciler, herhalde bir şey vuramadı, kafadan atıyor, diye
geçiştirmişler. Ertesi gün av dönüşü yine şunu vurdum, bunu vurdum
diye konuşulurken İdris yine döktürmüş:
- "Pen içi tane daha nobum furdum."
Avcılar, bu adam yine atıyor diye düşünmüşler. Daha ertesi gün sıra
bizimkine geldiğinde yine;
- "Peş nobum daha furdum", deyince dayanamamışlar. Yahu kardeşim nasıl
bir şeydir şu nobum?
- "Valla, pen elimde tüfek ile dolaşayrum. Çalularun arasundan
"Noo buumm , noo buumm" diye kara kara pi şeyler pağura pağura çikayi,
pen de furayrum."
--------------------------------------------------------------------------------
Şapka satarak geçinen bir adamın yolu bir gün bir ormana düşmüş.Adam biraz
yürüdükten sonra sıcaktan ve yorgunluktan bunalmış, bir ağacın altına
oturmuş. Şapkalarla dolu sepetini de yere koymuş ve uykuya dalmış.
Birkaç saat sonra adam tuhaf sesler duyarak uyanmış. Bir de bakmış ki
yanındaki sepet bomboş.Şapkalar gitmiş. Kafasını kaldırıp ağaca bakmış ki,
ağacın dallarında bir sürü maymun, her birinin kafasında adamın
şapkaları...
Adam düşünmeğe başlamış :
" Ben şimdi ne yapıcam, şapkaları bu maymunlardan nasıl geri alacam?"
Düşünceli bir şekilde kafasını kaşırken bakmış ki, maymunlar da adamın
taklidini yapıyorlar, kafalarını kaşıyorlar. Adam ellilerini havaya
aldırmış, maymunlarda...derken adam ne yapacağını bulmuş, kendi
kafasındaki
şapkayı çıkarıp yere atmış, maymunlar da... Adam böylece bütün şapkaları
geri almış, sepetine koyup yoluna devam etmiş.
Aradan 50 yıl geçmiş...Artık adamın bir torunu varmış, o da dedesi gibi
şapka satıcısı olmuş. Günlerden bir gün onun da yolu aynı ormana düşmüş.
Hava yine çok sıcakmış ve genç adam bir ağacın altına oturmuş, şapkalarla
dolu sepetini yanına koymuş ve uykuya dalmış... Bir saat sonra uyanmış,
bir de bakmış ki sepetin içinde şapkalar yok... Derken tuhaf sesler
duymuş,
bir de kafasını kaldırmış ki ağacın üstünde bir sürü maymun, hepsinin
kafasında birer şapka. Düşünmüş...
" Dedem yıllar once bana bir hikaye anlatmıştı...ne yapacağımı çok iyi
biliyorum..."
Adam kafasını kaşımaya başlamış, maymunlar da aynısını yapmışlar... adam
ellerini havaya kaldırmış, maymunlar da.. ve adam gülümseyerek kendi
başındaki şapkayı çıkarmış yere atmış... o anda ağaçtaki maymunlardan
biri yere inmiş, adamın yere attığı şapkayı kapmış, adama da bir tokat
atmış ve şöyle demiş:
"Sadece senin mi deden var dürzü!!!"
-------------------------------------------------------------------------------
Amerika'da 22 no'lu karayolunda devriye görevi yapan bir otoyol polisi
arabasından yolu takip ederken, bir araba görmüş.
Bu aracı radarla incelemis ve minimum 50 km. ile gidilmesi gereken yolda
buaracın tam 22 km/saat'le gittiğini farketmiş.
Araba yolu tıkıyormuş ve polis aracı durdurup sürücüyü uyarmaya karar vermis.
Aracın peşinden gidip aracı durdurmuş, birde ne görsün.
Aracı kullanan çok yaşlı bir teyze. Ve aracın arkasındaki koltuklarda da çok
korkmus görünen 3 tane yaşlı teyze daha var.
Polisi görünce yaşlı sürücü: "Polis bey çok mu hızlı gidiyordum?" diye endişe ile sormuş.
Polis demiş ki: "Hanimefendi, hızlı değil, aksine çok yavaş gidiyorsunuz ve bütün otoyol
trafiğini etkiliyorsunuz! Radardan gördüğüm kadarıyla hızınız sadece 22 km.
Yaşlı teyze cevap vermiş: "Ama, otoyolun girişinde 22 yazıyordu ve bende bu hıza uymak istedim!"
Polis: "Teyzeciğim" demiş, "O 22 otoyolun numarası. Bu yolda min. 50 km/saat hızla gitmelisiniz.
"Kadın "Tamam, bundan sonra hızlanacağım." demiş.
Polis tam kendi arabasına giderken, gözü yine arkada oturan, hiç konuşmayan ve çok korkmuş görünen
3 yaşlı teyzeye kaymış. Ve sürücüye sormuş: " Teyzeciğim birşey sorabilir miyim? Bu arkada oturan
kişilerin nesi var?"

Sürücü teyze cevap vermiş: "Valla bende anlamadım, 220 nolu karayolundan beri böyleler"
---------------------------------------------------------------------------------
Temel alır eline kağıdı ve pirelerle bir deney yapar. Pireyi masanın üzerine koyarak
"zıpla pakayum" der, pire zıplar.
Sonra pirenin bi bacağını koparır ve tekrer "zıpla pakayum" der, pire gene zıplar.
Pirenin öbür bacağınıda kopardıktan sonra "şimdi zıpla pakayum" der.Pirenin zıplayamadığını gören temel
kağıda şöyle yazar:
"Pirenin iki pacağıda olmazsa kulakları duymiyi"
 
Teşekkürler .
 
şlkş çok güzeldi hocam sağolasın gece gece yüzümüz güldü...
 
Geri
Üst