Aşkın Dört Element Hali :(

oNuR!

Banned
Katılım
6 Mar 2006
Mesajlar
6,252
Reaction score
0
Puanları
0
Yaş
39
Konum
izmir
Aşkın Dört Element Hali​

Su, ateş, toprak, hava ve tahta… Aşkın dört hali derken sayının beş

olduğunu mu fark ettiniz. İşte aşk budur zaten!

Tahta olduğunu sandığın bir anda, ab-ı hayat olduğunu keşfedersin,

soğuktan herkesin titrediği bir kış gününde üşümeden de durulabildiğini

öğrenirsin, toprak gibi üretken olduğunu anlarsın, nefesi verdikten

sonra alman gerektiğini unutursun aşık olduğunda ama aşkın için, onu

görmek için nefes alman gerekliliği sarar tüm benliğini…

Yemek yedi mi diye merak edersin, yediyse ne yediğini sorarsın, oysa

sen o gün, günü 3 öğün âdetinden uzak geçirmişsindir, çünkü yemek

yemeyi unutmuşsundur! Sen önemli değilsindir artık, varsa yoksa “O”

dur, aşkın dört element hali…

En yakın aile dostlarının su içtikleri bardaktan su içmezsin, ama onun

dudaklarının değdiği pet şişe kutsaldır, birlikte su içtiğiniz her

materyal kutsaldır artık senin için, çöpe atmaya kıyamazsın… Onun

ısırık aldığı tosttan, -karnın tıka basa doyduğu halde- bir ısırık

almak için aç kediler gibi gözünün içine bakarsın, ısırdığında, hele

hele onun ellerinde olan bir tostu ısırdığında, tostun değeri, verilen

hesap karşısında paha biçilemez olur senin için…

Aşk; yeni sürprizler beklemek ama tahmin edememek ve kafayı yemektir

bana göre. Çünkü aşk öyle bir şeydir ki, zaten kendisi sürprizdir ve bu

sebeple sürprizi yapacak kişi bile ne yapacağını bilemediğinden, karşı

tarafın da tahmin yürütmesi, güneşli havada yağmur beklemek kadar uzak

ihtimaldir… Güneşli havada gelen yağmur kadar temizdir yapılan sürpriz!

Belki de aşk bittiğinde yaşanılanlardan emin olmamızı sağlayan,

rüyamıydı yoksa tüm yaşadıklarımız dedirtmeyen, yapılan sürprizleri

hatırlamak olacaktır.

Aşk, şiir yazmaktır!

Yazılan şiirlerin yazana ait olmadığı şiirlerdir, aşk şiirleri… Aşk

şiirleri yazıp da, kitap çıkaran birisi, aşkına telif vermelidir bence…

Çünkü o olmasa, ne o duygular yaşanırdı, ne de zaten ortada var olan o

kelimeler, bir biri ardına sıralandığında bir anlam kazanırdı… Aşkına

aşık adamların yazdığı tüm şiirler anlamlıdır. Anlamayana acırım

sadece…

“O” olmadan, yaşamayacağını düşünürsün, aşkın –Su- haline geldiğinde,

tüm mantığını kaybetsen de, onun sende senin ondaki değerin, ne olursa

olsun yaşaman gerektiğini anlatır sana, her ne kadar bazen hareket

halindeki arabadan atlamak geçse de aklından… Yaşamak lazım ki, umutlar

devam edebilsin der, yaşarsın!

“O”nu görmeden –ateş- inin düşmeyeceğini bilirsin, yanıp kavrulup

gideceğini, yan yana geldiğinde de “iki ateş daha da harlanır” diye

düşünürsün ama ateşin ateşi yakmayacağı gerçeği aşkını daha da

ateşlendirir. Yanmak içini acıtır belki ama acıyı sevmek insanın

doğasında var!

“O” olmadan kaleminin mürekkebi görünmez olur, bilgisayarının

tuşlarındaki her harfin yeri değişir, yazamazsın, anlatamazsın…

Varlığını bilmek bile –toprak- yapar seni, yazarsın, anlatırsın ve de

coşarsın…


“O”nu düşünmeden nefes alamadığını öğrenirsin, sana nasıl nefes alıp

vermen gerektiğini anlatır en baştan, derin derin nefesler alırsın,

çevrene karşı normal göründüğünü sanırsın ama değilsindir… -Hava- kadar

lazımsınızdır artık birbirinize!

“Canımsın” dediğinde kollarındaki tüyler, ayağa kalkıyorsa, “ne diyor

bu adam” diye kulak kabartıyorlarsa, nasıl bir ses tonuyla söylediğine

tüm hücrelerin şahitlik ediyorsa, aşkın dört elementinden beşincisi

olan sen “tahta” artık yeşermişsindir!

Zafer Ercan
25.05.2006
 
guzel kardes yuregıne saglık
 
Eline sağlık..
 
En yakın aile dostlarının su içtikleri bardaktan su içmezsin, ama onun

dudaklarının değdiği pet şişe kutsaldır, birlikte su içtiğiniz her

materyal kutsaldır artık senin için, çöpe atmaya kıyamazsın

aşk bu oluyor heraLDE:(
 
Aşk; yeni sürprizler beklemek ama tahmin edememek ve kafayı yemektir!
Aşk, şiir yazmaktır!
Aşk, herşeydir!
Aşkın tanımı; hem çok hemde hiç yoktur..!
 
Geri
Üst