Börteçine9
New member
Önce ABD’de faaliyet gösteren The International Rebublican Institute isimli bir araştırma şirketi, ‘değişen’ Türk toplumunun ‘eğilimlerini’ belirlemek amacıyla geniş çaplı bir anket yaptı.
Araştırmada, son beş yıllık bir süreç içerisinde, ‘geçmişinden’ tamamen arınmış, ‘yeni bir hayat tarzı’, ‘farklı bir bakış açısı’ ve ‘çelişkili alışkanlık kültürü’ ile yepyeni bir insan profilinin ortaya çıktığı anlaşıldı.
Bu insan profili, ‘sözde’ kendisini daha ‘dindar’, daha ‘milliyetçi’, daha ‘merkezde’ görüyor.
Ama, oynanan onca oyuna rağmen hâlâ, ‘hayat pahalılığın’ düşeceğine, ‘işsizliğin’ azalacağına, ‘ekonomik’ gelişmenin artacağına inanarak Avrupa Birliği’ni istiyor.
‘Kendinden’ başka hiçbir şey düşünmüyor.
* * *
Sonra ABD Savunma Bakanlığı Pentagon’un Siyasi İşlerden Sorumlu Müsteşarlığı, RAND Corporation isimli bir araştırma kuruluşuna, “Türkiye’de Siyasal İslam’ın Yükselişi” konulu bir rapor şiparişi verdi.
ABD eski Ankara Büyükelçisi Eric Edelman’ın denetiminde hazırlanan raporda, Türkiye’de gelecekte gerçekleşmesi muhtemel senaryolar ve bunların ABD’ye yansımaları ele alındı.
Raporda, AKP’nin Batı’daki ‘Hristiyan Demokratlar’ gibi bir yapı olmadığı, tam tersine ‘radikal İslama’ iklim ve zemin hazırladığı öne sürülüyor, Türkiye’nin AKP ile cepheleştiği ve ‘laikliğin’ sorgulanır bir hale geldiği iddia ediliyor, Türkiye’nin AKP sayesinde ‘şeriat’ ve ‘darbe’ tehditleri ile yüz yüze olduğu vurgulanıyor.
* * *
Sam Amca, artık ‘son kullanma’ tarihi dolan AKP’nin ipini çekmeye hazırlanıyor.
Peki, AKP’yi iktidardan uzaklaştırmayı kafasına koyan güç, onun işgal ettiği ‘iktidar’ makamını boş mu bırakacak?
AKP’nin yerine ‘nasıl bir iktidar’ ikame edecek?
Pentagon’dan icazet alınmadan asla ‘iktidar olunamayağına’ iman eden irili ufaklı bazı partiler, daha şimdiden Washington’da ‘özel bürolar’ açarak, “Taşeronluğun şartlarını biz daha iyi yerine getiririz” diye nabız yoklamaya başladılar.
“Her yöne varım, yeter ki küpümü doldurayım” zihniyeti ile hareket eden bezirganlar da istasyonda harekete hazırlanan ‘yeni trene’ atlamak için, okyanus ötesinden çakacak olan ‘işaret fişeğini’ bekliyorlar.
* * *
Pentagon’da senaryolar hazırlanır da TÜSİAD içerisinde yuvalanan ‘yıkım ekibi’ durur mu?
‘Rodos-Frankfurt’ hattında hükümet kurup hükümet yıkmak ile meşhur Aydın Doğan’ın muhterem kerimeleri Arzuhan Doğan Yalçındağ, 19 Haziran Perşembe günü bir toplantı düzenleme kararı aldı.
TOBB, TİSK, Türk-İş, Hak-İş ve DİSK başkanlarının da davet edildiği toplantının bir de sürpriz konuğu var:
Kemal Derviş.
Toplantının ‘görünüşteki’ gündemi, dünyada yükselen ‘petrol’ ve ‘gıda’ fiyatlarına çözüm üretmek, Anayasa değişikliğinin ‘türbana’ takılıp kalmaması için ‘çıkış yolu’ aramak.
Ama asıl amaç, okyanus ötesine ‘mesaj’ vermek.
* * *
Birer işveren kuruluşu olan TOBB’un ve TİSK’in, ‘ortak çıkarlar’ sebebi ile TÜSİAD’dan bağımsız hareket etmeleri oldukça zor.
Her iki kuruluş da Türk işçisinin ‘küresel sermayenin kölesi’ haline getirilmesi hususunda, küresel sermayenin acentaları ile hemfikir.
Bakalım ‘işçiyi’ temsil eden Türk-İş, Hak-İş ve DİSK Başkanları, ‘sefer görev emrini’ ellerinin tersi ile itme cesareti gösterebilecek mi?
Yoksa ‘tıpış tıpış’ gidecekler mi?
‘İşçi haklarını’ savunmanın dışında ‘her duaya’ amin diyen sendika ağaları, gerçi ‘iş sözleşmeleri’ konusunda ‘sıkı pazarlık’ yapmak yerine, sözde ‘istikrar’ adına TÜSİAD patronları ile her zeminde ve şartta anlaşabiliyorlardı.
Bu kez de anlaşacaklarından eminiz.
* * *
2001’deki ‘kriz sürecini’ aynen yaşıyoruz.
‘Hazırlıklara’ bakılırsa, AKP’yi süpürecekler.
İktidarlarının ‘meşruiyet’ kaynağını, ‘kendilerine oy veren’ milletin iradesinde değil, o iradeyi ‘kendi çıkarları’ doğrultusunda yönlendirmek isteyen okyanus ötesindeki lobilerde arayanlar...
ABD yönetiminden gelen ‘icazet’ doğrultusunda iktidar koltuğuna oturanlar, yine oradan gelen işaret üzerine ‘deliğe’ süpürülüverirler.
‘İlahi adaletin’ temel kurallarından birisi de budur.
Ve asla kaçışı yoktur.
İsrafil Kumbasar-Yeniçağ
Araştırmada, son beş yıllık bir süreç içerisinde, ‘geçmişinden’ tamamen arınmış, ‘yeni bir hayat tarzı’, ‘farklı bir bakış açısı’ ve ‘çelişkili alışkanlık kültürü’ ile yepyeni bir insan profilinin ortaya çıktığı anlaşıldı.
Bu insan profili, ‘sözde’ kendisini daha ‘dindar’, daha ‘milliyetçi’, daha ‘merkezde’ görüyor.
Ama, oynanan onca oyuna rağmen hâlâ, ‘hayat pahalılığın’ düşeceğine, ‘işsizliğin’ azalacağına, ‘ekonomik’ gelişmenin artacağına inanarak Avrupa Birliği’ni istiyor.
‘Kendinden’ başka hiçbir şey düşünmüyor.
* * *
Sonra ABD Savunma Bakanlığı Pentagon’un Siyasi İşlerden Sorumlu Müsteşarlığı, RAND Corporation isimli bir araştırma kuruluşuna, “Türkiye’de Siyasal İslam’ın Yükselişi” konulu bir rapor şiparişi verdi.
ABD eski Ankara Büyükelçisi Eric Edelman’ın denetiminde hazırlanan raporda, Türkiye’de gelecekte gerçekleşmesi muhtemel senaryolar ve bunların ABD’ye yansımaları ele alındı.
Raporda, AKP’nin Batı’daki ‘Hristiyan Demokratlar’ gibi bir yapı olmadığı, tam tersine ‘radikal İslama’ iklim ve zemin hazırladığı öne sürülüyor, Türkiye’nin AKP ile cepheleştiği ve ‘laikliğin’ sorgulanır bir hale geldiği iddia ediliyor, Türkiye’nin AKP sayesinde ‘şeriat’ ve ‘darbe’ tehditleri ile yüz yüze olduğu vurgulanıyor.
* * *
Sam Amca, artık ‘son kullanma’ tarihi dolan AKP’nin ipini çekmeye hazırlanıyor.
Peki, AKP’yi iktidardan uzaklaştırmayı kafasına koyan güç, onun işgal ettiği ‘iktidar’ makamını boş mu bırakacak?
AKP’nin yerine ‘nasıl bir iktidar’ ikame edecek?
Pentagon’dan icazet alınmadan asla ‘iktidar olunamayağına’ iman eden irili ufaklı bazı partiler, daha şimdiden Washington’da ‘özel bürolar’ açarak, “Taşeronluğun şartlarını biz daha iyi yerine getiririz” diye nabız yoklamaya başladılar.
“Her yöne varım, yeter ki küpümü doldurayım” zihniyeti ile hareket eden bezirganlar da istasyonda harekete hazırlanan ‘yeni trene’ atlamak için, okyanus ötesinden çakacak olan ‘işaret fişeğini’ bekliyorlar.
* * *
Pentagon’da senaryolar hazırlanır da TÜSİAD içerisinde yuvalanan ‘yıkım ekibi’ durur mu?
‘Rodos-Frankfurt’ hattında hükümet kurup hükümet yıkmak ile meşhur Aydın Doğan’ın muhterem kerimeleri Arzuhan Doğan Yalçındağ, 19 Haziran Perşembe günü bir toplantı düzenleme kararı aldı.
TOBB, TİSK, Türk-İş, Hak-İş ve DİSK başkanlarının da davet edildiği toplantının bir de sürpriz konuğu var:
Kemal Derviş.
Toplantının ‘görünüşteki’ gündemi, dünyada yükselen ‘petrol’ ve ‘gıda’ fiyatlarına çözüm üretmek, Anayasa değişikliğinin ‘türbana’ takılıp kalmaması için ‘çıkış yolu’ aramak.
Ama asıl amaç, okyanus ötesine ‘mesaj’ vermek.
* * *
Birer işveren kuruluşu olan TOBB’un ve TİSK’in, ‘ortak çıkarlar’ sebebi ile TÜSİAD’dan bağımsız hareket etmeleri oldukça zor.
Her iki kuruluş da Türk işçisinin ‘küresel sermayenin kölesi’ haline getirilmesi hususunda, küresel sermayenin acentaları ile hemfikir.
Bakalım ‘işçiyi’ temsil eden Türk-İş, Hak-İş ve DİSK Başkanları, ‘sefer görev emrini’ ellerinin tersi ile itme cesareti gösterebilecek mi?
Yoksa ‘tıpış tıpış’ gidecekler mi?
‘İşçi haklarını’ savunmanın dışında ‘her duaya’ amin diyen sendika ağaları, gerçi ‘iş sözleşmeleri’ konusunda ‘sıkı pazarlık’ yapmak yerine, sözde ‘istikrar’ adına TÜSİAD patronları ile her zeminde ve şartta anlaşabiliyorlardı.
Bu kez de anlaşacaklarından eminiz.
* * *
2001’deki ‘kriz sürecini’ aynen yaşıyoruz.
‘Hazırlıklara’ bakılırsa, AKP’yi süpürecekler.
İktidarlarının ‘meşruiyet’ kaynağını, ‘kendilerine oy veren’ milletin iradesinde değil, o iradeyi ‘kendi çıkarları’ doğrultusunda yönlendirmek isteyen okyanus ötesindeki lobilerde arayanlar...
ABD yönetiminden gelen ‘icazet’ doğrultusunda iktidar koltuğuna oturanlar, yine oradan gelen işaret üzerine ‘deliğe’ süpürülüverirler.
‘İlahi adaletin’ temel kurallarından birisi de budur.
Ve asla kaçışı yoktur.
İsrafil Kumbasar-Yeniçağ