DUR YOLCU!
New member
- Katılım
- 28 Mar 2006
- Mesajlar
- 1,246
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
- Yaş
- 42
Abdülhamid tarih karþýsýnda Abdülhamid'in Kurtlarla Dansý
Sultan Abdülhamid etrafýna örülmek istenen kaf esi nasýl etkisiz hale getirdiðini ve 30 küsur yýl sonra kendisini tahttan indiren grubun neleri yok ettiðini gayet veciz bir üslupla dile getirmektedir. Özellikle Meclis'i kapattýðý suçlamasý karþýsýndaki savunmasý gerçekten siyaset tarihine bir belagat þaheseri ola rak geçecek nefasettedir. Aþaðýdaki sözler ölümünden 11 ay ka dar önce yazdýrýlmýþtýr:
14 Mart 1333 (1917)
Beylerbeyi Sarayý Ne kadar garip bir tecellidir ki, amcam Abdülaziz Han'ý düþürmek için Avrupa'ya kaçan Genç Osmanlýlar, eninde sonunda muradlarýna ermiþler, hem Abdülaziz Han düþmüþ, hem de hemen peþinden açýlan 93 Rus savaþý Rumeli'nin yarýsýný alýp götürmüþtü. Týpký onlar gibi, beni düþürmek için Avrupa'ya kaçan Jön Türkler de muradlarýna ermiþler, beni düþürmüþler ve girdikleri Cihan Savaþý'nda da Osmanlý imparatorluðunu elden çýkarmýþlardý.
Her iki gurup da memleketin okumuþ yazmýþlarýný içine alýyordu. Her iki gurup da Batýcýlýða hayrandý. Her iki gurup da memleketin tek kurtuluþunu meþrutiyette görüyorlardý. Her iki gurup da emellerine ordunun bir parçasýný vasýta etti. Her iki gurubun da dayandýðý ordu da içinden parçalandý.
Evet, ne kadar daha garip bir tecellidir ki, ben bu olaylarýn her ikisinin de içinde yaþadým. Amcamýn öfkeyle yapamadýðýný, ben sabýrla yapmayý denedim. Amcamýn ceza ile baþaramadýðýný, ben baðýþlayarak elde etmeye çalýþtým. Ama yine de muvaffak olamadým!
Ve daha garip bir tecelliye bakýnýz ki, "Genç Osmanlýlar"ý da, "Jön Türkler"i de Osmanlý imparatorluðunu parçalamak isteyen büyük devletlerin hepsi arkalýyorlardý! Bu devletlerin gözünde ümit bu gençlerdeydi! Bunlarýn dediði yapýlýrsa Osmanlý Ýmparatorluðu kurtulacak, dediklerine kulak asýlmazsa batacaktý! iki kere istemeyerek de olsa, dediklerini yaptýk ve iþte battýk! Bari son kalan bir avuç vatan topraðýnda yaþayanlarýnýn gözleri açýldý mý?.. Ýnþallah!
Evladým sayýlan bu vatan çocuklarý, benim, bir sarayýn dört duvarý arasýnda gördüðüm hakikati koskoca yeryüzünü gezip tozduklarý halde nasýl görmediler; nasýl görmediler de ecdad kanýyla sulanmýþ koskoca bir ülkeyi kendi elleriyle batýrdýlar!
Suçlamaya dilim varmýyor; fakat görüyorlardý ki, Ýngilizler, Fransýzlar, Ruslar, hatta Almanlar ve Avusturyalýlar, yani bütün büyük Avrupa devletleri menfaatlerini Osmanlý mülkünün parçalanmasýnda bulmuþlardýr; düþmandýlar. Görüyorlardý ki, bu devletler birbirleriyle dalaþýyorlar ama Osmanlýlarý üleþmekte anlaþýyorlardý. Anlaþamadýklarý, kimin daha büyük parçayý yutacaðý idi. Öyle olduðu halde, bu düþüncede olan devletlerin kendilerini arkalamalarýndan da mý bir mana çýkaramýyorlardý?
Söyledim, yine söyleyeceðim; anlattým, yine anlatacaðým, düþünmüyorlar mýydý ki, Osmanlý ülkesi birçok milletlerin bir araya gelmesinden meydana gelmiþtir. Böyle bir ülkede Meþrutiyet, ülkenin unsur-ý aslisi (temel unsuru) için ölümdür. Ýngiliz Parlamentosunda bir Hintli, Afrikalý, Mýsýrlý; Fransýz Parlamentosunda bir Cezayirli mebus var mýydý ki, Osmanlý parlamentosunda Rum, Ermeni, Bulgar, Sýrp, Arap mebusu bulunmasýný istemeye kalkýyorlar!
Hayýr bunca okumuþ, düþünmüþ, kendisini davasýna vermiþ vatan evladýnýn cibilliyetsiz çýkacaðýný kabul edemem! Sadece aldandýlar, derim. Aldandýlar ama, cezalarýný kendilerinden çok, aldanmayan milyonlarca masum vatan evladý çekti; hem öldüler, hem vatandan oldular!"
Ölümünden 1 yýl önce, üstelik de 8 yýldýr hemen hemen kimseyle doðru dürüst fikir teatisinde bulanmamýþ birisinin sözleridir bunlar. Hala ülkesinin selametine adamýþlýk tüten bu satýrlarý kaleme alan þahsýn basit, sýradan bir mantýkla çözümlenemeyecek kadar karmaþýk bir dünyasý olduðu muhakkak. Bu satýrlarý yazmak, hele kendisi tahttan indirildikten ve ülkenin bir felakete doðru gittiðini gördükten sonra dahi "eden bulur" dememek, bu kadar insaflý bir dille konuþmak herkese nasip olacak bir ruh yüceliði deðil çünkü.
Alıntı..
Sultan Abdülhamid etrafýna örülmek istenen kaf esi nasýl etkisiz hale getirdiðini ve 30 küsur yýl sonra kendisini tahttan indiren grubun neleri yok ettiðini gayet veciz bir üslupla dile getirmektedir. Özellikle Meclis'i kapattýðý suçlamasý karþýsýndaki savunmasý gerçekten siyaset tarihine bir belagat þaheseri ola rak geçecek nefasettedir. Aþaðýdaki sözler ölümünden 11 ay ka dar önce yazdýrýlmýþtýr:
14 Mart 1333 (1917)
Beylerbeyi Sarayý Ne kadar garip bir tecellidir ki, amcam Abdülaziz Han'ý düþürmek için Avrupa'ya kaçan Genç Osmanlýlar, eninde sonunda muradlarýna ermiþler, hem Abdülaziz Han düþmüþ, hem de hemen peþinden açýlan 93 Rus savaþý Rumeli'nin yarýsýný alýp götürmüþtü. Týpký onlar gibi, beni düþürmek için Avrupa'ya kaçan Jön Türkler de muradlarýna ermiþler, beni düþürmüþler ve girdikleri Cihan Savaþý'nda da Osmanlý imparatorluðunu elden çýkarmýþlardý.
Her iki gurup da memleketin okumuþ yazmýþlarýný içine alýyordu. Her iki gurup da Batýcýlýða hayrandý. Her iki gurup da memleketin tek kurtuluþunu meþrutiyette görüyorlardý. Her iki gurup da emellerine ordunun bir parçasýný vasýta etti. Her iki gurubun da dayandýðý ordu da içinden parçalandý.
Evet, ne kadar daha garip bir tecellidir ki, ben bu olaylarýn her ikisinin de içinde yaþadým. Amcamýn öfkeyle yapamadýðýný, ben sabýrla yapmayý denedim. Amcamýn ceza ile baþaramadýðýný, ben baðýþlayarak elde etmeye çalýþtým. Ama yine de muvaffak olamadým!
Ve daha garip bir tecelliye bakýnýz ki, "Genç Osmanlýlar"ý da, "Jön Türkler"i de Osmanlý imparatorluðunu parçalamak isteyen büyük devletlerin hepsi arkalýyorlardý! Bu devletlerin gözünde ümit bu gençlerdeydi! Bunlarýn dediði yapýlýrsa Osmanlý Ýmparatorluðu kurtulacak, dediklerine kulak asýlmazsa batacaktý! iki kere istemeyerek de olsa, dediklerini yaptýk ve iþte battýk! Bari son kalan bir avuç vatan topraðýnda yaþayanlarýnýn gözleri açýldý mý?.. Ýnþallah!
Evladým sayýlan bu vatan çocuklarý, benim, bir sarayýn dört duvarý arasýnda gördüðüm hakikati koskoca yeryüzünü gezip tozduklarý halde nasýl görmediler; nasýl görmediler de ecdad kanýyla sulanmýþ koskoca bir ülkeyi kendi elleriyle batýrdýlar!
Suçlamaya dilim varmýyor; fakat görüyorlardý ki, Ýngilizler, Fransýzlar, Ruslar, hatta Almanlar ve Avusturyalýlar, yani bütün büyük Avrupa devletleri menfaatlerini Osmanlý mülkünün parçalanmasýnda bulmuþlardýr; düþmandýlar. Görüyorlardý ki, bu devletler birbirleriyle dalaþýyorlar ama Osmanlýlarý üleþmekte anlaþýyorlardý. Anlaþamadýklarý, kimin daha büyük parçayý yutacaðý idi. Öyle olduðu halde, bu düþüncede olan devletlerin kendilerini arkalamalarýndan da mý bir mana çýkaramýyorlardý?
Söyledim, yine söyleyeceðim; anlattým, yine anlatacaðým, düþünmüyorlar mýydý ki, Osmanlý ülkesi birçok milletlerin bir araya gelmesinden meydana gelmiþtir. Böyle bir ülkede Meþrutiyet, ülkenin unsur-ý aslisi (temel unsuru) için ölümdür. Ýngiliz Parlamentosunda bir Hintli, Afrikalý, Mýsýrlý; Fransýz Parlamentosunda bir Cezayirli mebus var mýydý ki, Osmanlý parlamentosunda Rum, Ermeni, Bulgar, Sýrp, Arap mebusu bulunmasýný istemeye kalkýyorlar!
Hayýr bunca okumuþ, düþünmüþ, kendisini davasýna vermiþ vatan evladýnýn cibilliyetsiz çýkacaðýný kabul edemem! Sadece aldandýlar, derim. Aldandýlar ama, cezalarýný kendilerinden çok, aldanmayan milyonlarca masum vatan evladý çekti; hem öldüler, hem vatandan oldular!"
Ölümünden 1 yýl önce, üstelik de 8 yýldýr hemen hemen kimseyle doðru dürüst fikir teatisinde bulanmamýþ birisinin sözleridir bunlar. Hala ülkesinin selametine adamýþlýk tüten bu satýrlarý kaleme alan þahsýn basit, sýradan bir mantýkla çözümlenemeyecek kadar karmaþýk bir dünyasý olduðu muhakkak. Bu satýrlarý yazmak, hele kendisi tahttan indirildikten ve ülkenin bir felakete doðru gittiðini gördükten sonra dahi "eden bulur" dememek, bu kadar insaflý bir dille konuþmak herkese nasip olacak bir ruh yüceliði deðil çünkü.
Alıntı..