Abdullah Gül Şike Yasasını Veto Etti!
- Konbuyu başlatan react
- Başlangıç tarihi
- Katılım
- 11 Mar 2008
- Mesajlar
- 20,694
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
- Katılım
- 11 Mar 2008
- Mesajlar
- 20,694
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
5 dakika evvel davranmışsın 
Birleştiriverin bari
http://www.hhportal.com/spor-genel-...baskani-gulden-sike-yasa-tasarisina-veto.html
Birleştiriverin bari
http://www.hhportal.com/spor-genel-...baskani-gulden-sike-yasa-tasarisina-veto.html
Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından yayımlanması uygun bulunmayan 6250 sayılı "Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanunda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun", bir kez daha görüşülmesi için, Anayasanın 89 ve 104 üncü maddeleri uyarınca Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına geri gönderilmiştir.
Söz konusu Kanunun Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına geri gönderilmesinin gerekçeleri aşağıda sunulmaktadır:
“ Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunca 24/11/2011 tarihinde kabul edilen 6250 sayılı “Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanunda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun” incelenmiştir.
Sportif faaliyet ve organizasyonlarda düzenin sağlanarak sporun kitlelere yayılmasının teşvik edilmesi amacıyla yürürlüğe konulan 5149 sayılı Kanunun, yürürlüğe girdiği 2004 yılından itibaren spor müsabakalarında şiddet ve düzensizliği önlemede yetersiz kaldığı görülmüş ve anılan yetersizlikler ile uygulamada karşılaşılan noksanlıkların giderilmesi için Türkiye Büyük Millet Meclisince 6222 sayılı Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanun kabul edilerek 14/4/2011 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
Genel gerekçesinde, diğer ülkelerin ve uluslararası spor örgütlerinin düzenlemeleri ile teamüllerinin gözönünde bulundurularak hazırlandığı ve uluslararası sözleşmeler ile gelişmelere paralellik sağlandığı belirtilen 6222 sayılı Kanunla spor alanında faaliyet gösterenlerin ve taraftarların haklarının korunması, düzensizlik ve şiddet olaylarının önlenmesi amacıyla bu alana özgü suçlar ve cezaları düzenlenmiştir.
İncelenen Kanunla ise, şike ve teşvik primi suçu başta olmak üzere 6222 sayılı Kanunda çeşitli suçlar için getirilen hapis cezalarının indirilmesi, bazı fiiller için öngörülen hapis cezalarının yerine adli para cezası verilmesi ve bu değişikliklere bağlı olarak görevli mahkemelerin değiştirilmesi öngörülmüştür.
Bilindiği gibi, hukuk devletinde, ceza ve ceza yerine geçen güvenlik tedbirlerine ilişkin kurallar, ceza hukukunun temel ilkeleri ile Anayasanın ilgili hükümleri başta olmak üzere, ülkenin sosyal ve kültürel yapısı, etik değerleri ve ekonomik hayatın ihtiyaçları gözönüne alınarak tespit edilecek ceza siyasetine göre belirlenir.
Kanun koyucu, cezalandırma yetkisini kullanırken hangi fiillerin suç sayılacağı, bunların hangi tür ve ölçüdeki ceza müeyyideleri ile karşılanacağı, nelerin ağırlaştırıcı veya hafifletici sebep olarak kabul edilebileceği konularında takdir yetkisine sahiptir. Bu yetki kullanılırken suç ve ceza arasındaki adil dengenin korunmasının sağlanması ve öngörülen cezanın, cezalandırmada güdülen amacı gerçekleştirmeye elverişli olması gibi esaslar dikkate alınır. Suç ve ceza arasında adalete uygun bir oranın bulunup bulunmadığının tespitinde ise o suçun toplumda doğurduğu infial ve etki, kişiler üzerinde oluşturduğu tehlike ve zarar ile bunların azlığı veya çokluğu, suçun işlenme oranındaki azalma veya artış gibi faktörlerin de dikkate alınması gerekir. Aksi takdirde, yapılan düzenleme gerçek amacının dışında sonuçlar doğurabileceği gibi toplumun adalete olan güven duygusunun sarsılmasına da sebep olur.
Bu itibarla, incelenen Kanunla öngörülen değişikliklerin, ölçülülük ve caydırıcılık gibi ceza hukukunun temel prensiplerini etkisiz kılacağı ve yukarıda belirtilen sakıncaları doğurabileceği düşünülmektedir.
Diğer taraftan, 6222 sayılı Kanunda değişiklik öngören bu Kanunun gerekçesinde, yapılan değişikliklerin, diğer kanunlarda öngörülen suçlara verilen cezalar dikkate alınmak suretiyle adil ve hakkaniyete uygun cezalar belirlenmesi amacıyla gerçekleştirildiği belirtilmekte ise de, kamuoyunda, genel ve gereklilikten doğan bir düzenleme olmaktan ziyade, halen yürütülmekte olan bir soruşturma kapsamında bulunan kişilere yönelik özel bir düzenleme olduğu intibaını uyandırdığı, bu durumun da değişikliğin esas amacı dışında özel bir saikle hazırlandığı eleştirilerine sebebiyet verdiği görülmektedir.
Yayımlanması yukarıda açıklanan gerekçelerle uygun görülmeyen 6250 sayılı “Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanunda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun” Türkiye Büyük Millet Meclisince bir kez daha görüşülmesi için, Anayasanın değişik 89 ve 104 üncü maddeleri uyarınca ilişikte geri gönderilmiştir.”
Söz konusu Kanunun Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına geri gönderilmesinin gerekçeleri aşağıda sunulmaktadır:
“ Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunca 24/11/2011 tarihinde kabul edilen 6250 sayılı “Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanunda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun” incelenmiştir.
Sportif faaliyet ve organizasyonlarda düzenin sağlanarak sporun kitlelere yayılmasının teşvik edilmesi amacıyla yürürlüğe konulan 5149 sayılı Kanunun, yürürlüğe girdiği 2004 yılından itibaren spor müsabakalarında şiddet ve düzensizliği önlemede yetersiz kaldığı görülmüş ve anılan yetersizlikler ile uygulamada karşılaşılan noksanlıkların giderilmesi için Türkiye Büyük Millet Meclisince 6222 sayılı Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanun kabul edilerek 14/4/2011 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
Genel gerekçesinde, diğer ülkelerin ve uluslararası spor örgütlerinin düzenlemeleri ile teamüllerinin gözönünde bulundurularak hazırlandığı ve uluslararası sözleşmeler ile gelişmelere paralellik sağlandığı belirtilen 6222 sayılı Kanunla spor alanında faaliyet gösterenlerin ve taraftarların haklarının korunması, düzensizlik ve şiddet olaylarının önlenmesi amacıyla bu alana özgü suçlar ve cezaları düzenlenmiştir.
İncelenen Kanunla ise, şike ve teşvik primi suçu başta olmak üzere 6222 sayılı Kanunda çeşitli suçlar için getirilen hapis cezalarının indirilmesi, bazı fiiller için öngörülen hapis cezalarının yerine adli para cezası verilmesi ve bu değişikliklere bağlı olarak görevli mahkemelerin değiştirilmesi öngörülmüştür.
Bilindiği gibi, hukuk devletinde, ceza ve ceza yerine geçen güvenlik tedbirlerine ilişkin kurallar, ceza hukukunun temel ilkeleri ile Anayasanın ilgili hükümleri başta olmak üzere, ülkenin sosyal ve kültürel yapısı, etik değerleri ve ekonomik hayatın ihtiyaçları gözönüne alınarak tespit edilecek ceza siyasetine göre belirlenir.
Kanun koyucu, cezalandırma yetkisini kullanırken hangi fiillerin suç sayılacağı, bunların hangi tür ve ölçüdeki ceza müeyyideleri ile karşılanacağı, nelerin ağırlaştırıcı veya hafifletici sebep olarak kabul edilebileceği konularında takdir yetkisine sahiptir. Bu yetki kullanılırken suç ve ceza arasındaki adil dengenin korunmasının sağlanması ve öngörülen cezanın, cezalandırmada güdülen amacı gerçekleştirmeye elverişli olması gibi esaslar dikkate alınır. Suç ve ceza arasında adalete uygun bir oranın bulunup bulunmadığının tespitinde ise o suçun toplumda doğurduğu infial ve etki, kişiler üzerinde oluşturduğu tehlike ve zarar ile bunların azlığı veya çokluğu, suçun işlenme oranındaki azalma veya artış gibi faktörlerin de dikkate alınması gerekir. Aksi takdirde, yapılan düzenleme gerçek amacının dışında sonuçlar doğurabileceği gibi toplumun adalete olan güven duygusunun sarsılmasına da sebep olur.
Bu itibarla, incelenen Kanunla öngörülen değişikliklerin, ölçülülük ve caydırıcılık gibi ceza hukukunun temel prensiplerini etkisiz kılacağı ve yukarıda belirtilen sakıncaları doğurabileceği düşünülmektedir.
Diğer taraftan, 6222 sayılı Kanunda değişiklik öngören bu Kanunun gerekçesinde, yapılan değişikliklerin, diğer kanunlarda öngörülen suçlara verilen cezalar dikkate alınmak suretiyle adil ve hakkaniyete uygun cezalar belirlenmesi amacıyla gerçekleştirildiği belirtilmekte ise de, kamuoyunda, genel ve gereklilikten doğan bir düzenleme olmaktan ziyade, halen yürütülmekte olan bir soruşturma kapsamında bulunan kişilere yönelik özel bir düzenleme olduğu intibaını uyandırdığı, bu durumun da değişikliğin esas amacı dışında özel bir saikle hazırlandığı eleştirilerine sebebiyet verdiği görülmektedir.
Yayımlanması yukarıda açıklanan gerekçelerle uygun görülmeyen 6250 sayılı “Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanunda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun” Türkiye Büyük Millet Meclisince bir kez daha görüşülmesi için, Anayasanın değişik 89 ve 104 üncü maddeleri uyarınca ilişikte geri gönderilmiştir.”
Shawn Michaels
New member
Birkez daha görüş , şartları azcık ağırlaştır sonra yolla Böyle çok hafif oldu.
Böyle çok hafif oldu.
..єЯDєM..
Çǿκ کε√díκ طę ∂طí
- Katılım
- 20 Nis 2006
- Mesajlar
- 13,704
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
- Yaş
- 41
Sevindim çok iyi oldu.. Maddeleri belırleyen takımlar şimdi ateşe dusunce yumusatma istediler.. Yok öyle kolay kaçmak hazırlyan sızler yanacaklarda sızler olun acı acı
- Katılım
- 22 Haz 2008
- Mesajlar
- 5,314
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 36
- Yaş
- 34
Şike yasasına veto!
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, şike cezalarında indirim öngören Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanunda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun'u TBMM'ye iade etti.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından yayımlanması uygun bulunmayan 6250 sayılı "Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanunda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun" bir kez daha görüşülmesi için, Anayasanın 89 ve 104 üncü maddeleri uyarınca Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı'na geri gönderildi.
Söz konusu Kanunun Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı'na geri gönderilmesinin gerekçeleri şöyle sunuldu:
"Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunca 24/11/2011 tarihinde kabul edilen 6250 sayılı “Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanunda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun” incelenmiştir.
Sportif faaliyet ve organizasyonlarda düzenin sağlanarak sporun kitlelere yayılmasının teşvik edilmesi amacıyla yürürlüğe konulan 5149 sayılı Kanunun, yürürlüğe girdiği 2004 yılından itibaren spor müsabakalarında şiddet ve düzensizliği önlemede yetersiz kaldığı görülmüş ve anılan yetersizlikler ile uygulamada karşılaşılan noksanlıkların giderilmesi için Türkiye Büyük Millet Meclisince 6222 sayılı Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanun kabul edilerek 14/4/2011 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
Genel gerekçesinde, diğer ülkelerin ve uluslararası spor örgütlerinin düzenlemeleri ile teamüllerinin gözönünde bulundurularak hazırlandığı ve uluslararası sözleşmeler ile gelişmelere paralellik sağlandığı belirtilen 6222 sayılı Kanunla spor alanında faaliyet gösterenlerin ve taraftarların haklarının korunması, düzensizlik ve şiddet olaylarının önlenmesi amacıyla bu alana özgü suçlar ve cezaları düzenlenmiştir.
İncelenen Kanunla ise, şike ve teşvik primi suçu başta olmak üzere 6222 sayılı Kanunda çeşitli suçlar için getirilen hapis cezalarının indirilmesi, bazı fiiller için öngörülen hapis cezalarının yerine adli para cezası verilmesi ve bu değişikliklere bağlı olarak görevli mahkemelerin değiştirilmesi öngörülmüştür.
Bilindiği gibi, hukuk devletinde, ceza ve ceza yerine geçen güvenlik tedbirlerine ilişkin kurallar, ceza hukukunun temel ilkeleri ile Anayasanın ilgili hükümleri başta olmak üzere, ülkenin sosyal ve kültürel yapısı, etik değerleri ve ekonomik hayatın ihtiyaçları gözönüne alınarak tespit edilecek ceza siyasetine göre belirlenir.
Kanun koyucu, cezalandırma yetkisini kullanırken hangi fiillerin suç sayılacağı, bunların hangi tür ve ölçüdeki ceza müeyyideleri ile karşılanacağı, nelerin ağırlaştırıcı veya hafifletici sebep olarak kabul edilebileceği konularında takdir yetkisine sahiptir. Bu yetki kullanılırken suç ve ceza arasındaki adil dengenin korunmasının sağlanması ve öngörülen cezanın, cezalandırmada güdülen amacı gerçekleştirmeye elverişli olması gibi esaslar dikkate alınır. Suç ve ceza arasında adalete uygun bir oranın bulunup bulunmadığının tespitinde ise o suçun toplumda doğurduğu infial ve etki, kişiler üzerinde oluşturduğu tehlike ve zarar ile bunların azlığı veya çokluğu, suçun işlenme oranındaki azalma veya artış gibi faktörlerin de dikkate alınması gerekir. Aksi takdirde, yapılan düzenleme gerçek amacının dışında sonuçlar doğurabileceği gibi toplumun adalete olan güven duygusunun sarsılmasına da sebep olur.
Bu itibarla, incelenen Kanunla öngörülen değişikliklerin, ölçülülük ve caydırıcılık gibi ceza hukukunun temel prensiplerini etkisiz kılacağı ve yukarıda belirtilen sakıncaları doğurabileceği düşünülmektedir.
Diğer taraftan, 6222 sayılı Kanunda değişiklik öngören bu Kanunun gerekçesinde, yapılan değişikliklerin, diğer kanunlarda öngörülen suçlara verilen cezalar dikkate alınmak suretiyle adil ve hakkaniyete uygun cezalar belirlenmesi amacıyla gerçekleştirildiği belirtilmekte ise de, kamuoyunda, genel ve gereklilikten doğan bir düzenleme olmaktan ziyade, halen yürütülmekte olan bir soruşturma kapsamında bulunan kişilere yönelik özel bir düzenleme olduğu intibaını uyandırdığı, bu durumun da değişikliğin esas amacı dışında özel bir saikle hazırlandığı eleştirilerine sebebiyet verdiği görülmektedir.
Yayımlanması yukarıda açıklanan gerekçelerle uygun görülmeyen 6250 sayılı “Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanunda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun” Türkiye Büyük Millet Meclisince bir kez daha görüşülmesi için, Anayasanın değişik 89 ve 104 üncü maddeleri uyarınca ilişikte geri gönderilmiştir.”
'RAHATSIZLIĞIM VAR' DEMİŞTİ
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, önceki gün, şike yasasının değiştirilmesinden rahatsız olduğunu belirterek “Açıkçası bu yasayla ilgili rahatsızlığım var. Çünkü 6 ay önce çıkmış olan bir yasanın daha düzgün çıkması gerekirdi” açıklamasını yapmıştı.
KAYNAK
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından yayımlanması uygun bulunmayan 6250 sayılı "Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanunda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun" bir kez daha görüşülmesi için, Anayasanın 89 ve 104 üncü maddeleri uyarınca Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı'na geri gönderildi.
Söz konusu Kanunun Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı'na geri gönderilmesinin gerekçeleri şöyle sunuldu:
"Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunca 24/11/2011 tarihinde kabul edilen 6250 sayılı “Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanunda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun” incelenmiştir.
Sportif faaliyet ve organizasyonlarda düzenin sağlanarak sporun kitlelere yayılmasının teşvik edilmesi amacıyla yürürlüğe konulan 5149 sayılı Kanunun, yürürlüğe girdiği 2004 yılından itibaren spor müsabakalarında şiddet ve düzensizliği önlemede yetersiz kaldığı görülmüş ve anılan yetersizlikler ile uygulamada karşılaşılan noksanlıkların giderilmesi için Türkiye Büyük Millet Meclisince 6222 sayılı Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanun kabul edilerek 14/4/2011 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
Genel gerekçesinde, diğer ülkelerin ve uluslararası spor örgütlerinin düzenlemeleri ile teamüllerinin gözönünde bulundurularak hazırlandığı ve uluslararası sözleşmeler ile gelişmelere paralellik sağlandığı belirtilen 6222 sayılı Kanunla spor alanında faaliyet gösterenlerin ve taraftarların haklarının korunması, düzensizlik ve şiddet olaylarının önlenmesi amacıyla bu alana özgü suçlar ve cezaları düzenlenmiştir.
İncelenen Kanunla ise, şike ve teşvik primi suçu başta olmak üzere 6222 sayılı Kanunda çeşitli suçlar için getirilen hapis cezalarının indirilmesi, bazı fiiller için öngörülen hapis cezalarının yerine adli para cezası verilmesi ve bu değişikliklere bağlı olarak görevli mahkemelerin değiştirilmesi öngörülmüştür.
Bilindiği gibi, hukuk devletinde, ceza ve ceza yerine geçen güvenlik tedbirlerine ilişkin kurallar, ceza hukukunun temel ilkeleri ile Anayasanın ilgili hükümleri başta olmak üzere, ülkenin sosyal ve kültürel yapısı, etik değerleri ve ekonomik hayatın ihtiyaçları gözönüne alınarak tespit edilecek ceza siyasetine göre belirlenir.
Kanun koyucu, cezalandırma yetkisini kullanırken hangi fiillerin suç sayılacağı, bunların hangi tür ve ölçüdeki ceza müeyyideleri ile karşılanacağı, nelerin ağırlaştırıcı veya hafifletici sebep olarak kabul edilebileceği konularında takdir yetkisine sahiptir. Bu yetki kullanılırken suç ve ceza arasındaki adil dengenin korunmasının sağlanması ve öngörülen cezanın, cezalandırmada güdülen amacı gerçekleştirmeye elverişli olması gibi esaslar dikkate alınır. Suç ve ceza arasında adalete uygun bir oranın bulunup bulunmadığının tespitinde ise o suçun toplumda doğurduğu infial ve etki, kişiler üzerinde oluşturduğu tehlike ve zarar ile bunların azlığı veya çokluğu, suçun işlenme oranındaki azalma veya artış gibi faktörlerin de dikkate alınması gerekir. Aksi takdirde, yapılan düzenleme gerçek amacının dışında sonuçlar doğurabileceği gibi toplumun adalete olan güven duygusunun sarsılmasına da sebep olur.
Bu itibarla, incelenen Kanunla öngörülen değişikliklerin, ölçülülük ve caydırıcılık gibi ceza hukukunun temel prensiplerini etkisiz kılacağı ve yukarıda belirtilen sakıncaları doğurabileceği düşünülmektedir.
Diğer taraftan, 6222 sayılı Kanunda değişiklik öngören bu Kanunun gerekçesinde, yapılan değişikliklerin, diğer kanunlarda öngörülen suçlara verilen cezalar dikkate alınmak suretiyle adil ve hakkaniyete uygun cezalar belirlenmesi amacıyla gerçekleştirildiği belirtilmekte ise de, kamuoyunda, genel ve gereklilikten doğan bir düzenleme olmaktan ziyade, halen yürütülmekte olan bir soruşturma kapsamında bulunan kişilere yönelik özel bir düzenleme olduğu intibaını uyandırdığı, bu durumun da değişikliğin esas amacı dışında özel bir saikle hazırlandığı eleştirilerine sebebiyet verdiği görülmektedir.
Yayımlanması yukarıda açıklanan gerekçelerle uygun görülmeyen 6250 sayılı “Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanunda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun” Türkiye Büyük Millet Meclisince bir kez daha görüşülmesi için, Anayasanın değişik 89 ve 104 üncü maddeleri uyarınca ilişikte geri gönderilmiştir.”
'RAHATSIZLIĞIM VAR' DEMİŞTİ
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, önceki gün, şike yasasının değiştirilmesinden rahatsız olduğunu belirterek “Açıkçası bu yasayla ilgili rahatsızlığım var. Çünkü 6 ay önce çıkmış olan bir yasanın daha düzgün çıkması gerekirdi” açıklamasını yapmıştı.
KAYNAK
Ekli dosyalar
K
Kutay Alp
Guest
çok iyi oldu helal olsun cumhurbaşkanıma
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül 'şike yasası'nı veto etti
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül 'şike yasası'nı veto etti
Dört partinin teklifiyle kabul edilen, şike ve teşvik primine verilen cezayı azaltan yeni yasa, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından Meclis'e geri gönderildi. Gül, yasanın, kamuoyunda bir soruşturma kapsamında bulunan kişilere yönelik özel bir düzenleme olduğu intibaını uyandırdığını belirtti.
Dört partinin teklifiyle Meclis'e gelen ve jet hızıyla kabul edilerek Köşk'ün onayına sunulan, şike ve teşvik primine verilen cezayı azaltan yeni yasa, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından reddedildi. Cumhurbaşkanlığı'ndan yapılan açıklamada, mevcut kanunda değişiklik yapılmasını öngören düzenlemenin uygun bulunmadığı ve bir kez daha görüşülmesi için TBMM Başkanlı-ğı'na geri gönderildiği ifade edildi.
Değişiklik gerekçesinde adil ve hakkaniyete uygun cezalar belirlenmesi amacının yer aldığı hatırlatılırken, buna karşın kamuoyunda bir soruşturmaya ilişkin kişilere yönelik özel bir düzenleme yapıldığı intibaının uyandığı bildirildi. Gözlerin yeniden çevrildiği Meclis, önüne gelen yasayı aynen kabul ederse kanunun Cumhurbaşkanı tarafından onaylanması gerekiyor. Şayet üzerinde oynama yapılırsa Cumhurbaşkanı veto hakkını bir kez daha kullanabiliyor. Ancak AK Parti'nin destek vermeyeceği öğrenilen kanun değişikliğinin Meclis gündemine gelmesi beklenmiyor.
AK Parti Milletvekili Şamil Tayyar, şike ve teşvike ilişkin '5 yıldan 12 yıla kadar hapis' cezasını '1 yıldan 3 yıla' düşüren önerinin Meclis Genel Kurulu'ndan onay almasının ardından Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'e mektup yazmıştı. Başbakan Tayyip Erdoğan'ın sıcak bakmadığı, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın, "Biz kanunu oynamak için değil, uygulanması için yaptık." sözleriyle eleştirdiği teklif, bir süredir Cumhurbaşkanı Gül'ün önünde imza bekliyordu. Gül, geçtiğimiz günlerde, Kırgızistan'a hareketinden önce kamuoyunda tartışmalara yol açan yasayla ilgili sorulara muhatap olunca, "Açıkçası bu yasayla ilgili rahatsızlığım var. Çünkü 6 ay önce çıkmış bir yasanın daha düzgün olması gerekirdi." demişti.
Futbolda şike soruşturmasında 3 Temmuz'dan bu yana yoğun mesai harcayan Özel Yetkili Savcı Mehmet Berk, iddianamesini tamamlamış ve dosyasını mahkemeye sunmak için muhtemel vetoyu düşünerek Çankaya Köşkü'nden gelecek haberi bekliyordu. Dün akşam saatlerinde Berk'in, iddianameyi Başşavcı Vekili Fikret Seçen'e sunacağı ortaya çıkmasıyla flaş bir gelişme daha yaşandı. 24 Kasım 2011 tarihinde kabul edilen 6250 sayılı 'Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanunda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun'u inceleyen Cumhurbaşkanı Gül, veto yetkisini kullandı. 14 Nisan 2011'de yürürlüğe giren kanunun ilk uygulanacağı dönemde değişikliğe gidildiğine dikkat çeken Gül, bu sebeple kararını vermeden önce yasayı tüm detaylarıyla gözden geçirttiğini söylemişti. Gül'ün kullandığı Twitter hesabına, Cumhurbaşkanlığı'nın mail adresine ve Çankaya Köşkü'ne faksla mesaj gönderen birçok futbolsever, Gül'den yasa değişikliğini Meclis'e iade etmesini istiyordu. Değişikliği 15 gün inceleme süresi bulunan Gül, bu sürecin dolmasını beklemeden kararını olumsuz yönde kullandı. Cumhurbaşkanı'nın veto ettiği şike ve teşvik cezalarıyla ilgili Meclis'in yeni düzenlemesi, kamuoyunda, "Fenerbahçe Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım'ı kurtarma." çabası olarak görülüyor ve bazı kesimlerce eleştiriliyordu. Cumhurbaşkanlığı'ndan dün yapılan açıklamada aşağıdaki ifadeler dikkat çekiciydi: "6222 sayılı Kanunda değişiklik öngören bu Kanunun gerekçesinde, yapılan değişikliklerin, diğer kanunlarda öngörülen suçlara verilen cezalar dikkate alınmak suretiyle adil ve hakkaniyete uygun cezalar belirlenmesi amacıyla gerçekleştirildiği belirtilmekte ise de, kamuoyunda, genel ve gereklilikten doğan bir düzenleme olmaktan ziyade, halen yürütülmekte olan bir soruşturma kapsamında bulunan kişilere yönelik özel bir düzenleme olduğu intibaını uyandırdığı, bu durumun da değişikliğin esas amacı dışında özel bir saikle hazırlandığı eleştirilerine sebebiyet verdiği görülmektedir."
Şamil Tayyar'dan Cumhurbaşkanı Gül'e teşekkür
AK Parti Gaziantep Milletvekili Şamil Tayyar, kamuoyunda şike yasası olarak bilinen kanun değişikliğini veto ettiği için Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'e teşekkür etti. Tayyar, "Toplumda adalet duygusunun zedelenmesine fırsat vermediği için Sayın Cumhurbaşkanı'na çok teşekkür ederim. Bu kanun yürürlüğe girseydi spordaki çeteleşme ve mafyalaşmanın önüne geçmek zorlaşabilirdi." dedi. AK Parti Grup Başkan Vekili Mustafa Elitaş da, şu açıklamayı yaptı: "Sayın Cumhurbaşkanı'nın takdiridir. Teklif siyasi partilerin ortak imzasıyla gündeme gelmişti. İade gerekçelerini görüp değerlendirmek gerekir."
Yeni düzenleme neyi içeriyordu?
-Şike ve teşvik primi suçlarına verilen cezayı azaltan ve Adalet Komisyonu'ndan geçen kanun teklifi, 2 madde değişikliğiyle Meclis Genel Kurulu'nda kabul edilmişti. Yeni düzenlemede şike ve teşvik primiyle ilgili suçlarda verilen '5 yıldan 12 yıla kadar hapis' cezası 'bir yıldan 3 yıla kadar hapse' düşürülmüştü. Suçların '1'den fazla işlenmesi halinde' 3 katına kadar cezanın artırılması öngörülürken 'artık cezanın dörtte üçüne kadar' uygulanacağı belirtiliyordu. Ayrıca 'hakkında soruşturma başlatılan kişinin soruşturma ve kovuşturma sonuna kadar, spor federasyonlarında ve kulüplerinde yöneticilik yapamayacakları' hükmü de getirilmişti. Bunun yerine ilgili kişinin federasyon ve spor kulüplerinde yönetici olması sadece 'mahkûmiyet' halinde yasaklanıyordu.
Yasanın tekrar gündeme gelmesi beklenmiyor
-Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından veto edilen kanun değişikliğinin Meclis gündemine gelmesi için iktidar partisinin destek vermesi gerekiyor. AK Parti'nin onay vermesi durumunda kanun değişikliği önce komisyon ardından ise TBMM Genel Kurulu'nda görüşülecek. İade edilen kanun değişikliği komisyon ve TBMM Genel Kurulu'nda değişikliğe uğramadan kabul edilirse Cumhurbaşkanı onaylamak zorunda kalacak. Kanun değişikliğinde en ufak bir değişiklik yapılması durumunda ise Cumhurbaşkanı Gül tarafından yeniden veto hakkı doğacak. Kanun değişikliğini AK Parti'nin yeniden gündeme getirmesi beklenmiyor. İktidar partisinin desteklemediği bir kanun değişikliğinin Meclis gündemine gelme ihtimali bulunmuyor.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül 'şike yasası'nı veto etti
Dört partinin teklifiyle kabul edilen, şike ve teşvik primine verilen cezayı azaltan yeni yasa, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından Meclis'e geri gönderildi. Gül, yasanın, kamuoyunda bir soruşturma kapsamında bulunan kişilere yönelik özel bir düzenleme olduğu intibaını uyandırdığını belirtti.
Dört partinin teklifiyle Meclis'e gelen ve jet hızıyla kabul edilerek Köşk'ün onayına sunulan, şike ve teşvik primine verilen cezayı azaltan yeni yasa, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından reddedildi. Cumhurbaşkanlığı'ndan yapılan açıklamada, mevcut kanunda değişiklik yapılmasını öngören düzenlemenin uygun bulunmadığı ve bir kez daha görüşülmesi için TBMM Başkanlı-ğı'na geri gönderildiği ifade edildi.
Değişiklik gerekçesinde adil ve hakkaniyete uygun cezalar belirlenmesi amacının yer aldığı hatırlatılırken, buna karşın kamuoyunda bir soruşturmaya ilişkin kişilere yönelik özel bir düzenleme yapıldığı intibaının uyandığı bildirildi. Gözlerin yeniden çevrildiği Meclis, önüne gelen yasayı aynen kabul ederse kanunun Cumhurbaşkanı tarafından onaylanması gerekiyor. Şayet üzerinde oynama yapılırsa Cumhurbaşkanı veto hakkını bir kez daha kullanabiliyor. Ancak AK Parti'nin destek vermeyeceği öğrenilen kanun değişikliğinin Meclis gündemine gelmesi beklenmiyor.
AK Parti Milletvekili Şamil Tayyar, şike ve teşvike ilişkin '5 yıldan 12 yıla kadar hapis' cezasını '1 yıldan 3 yıla' düşüren önerinin Meclis Genel Kurulu'ndan onay almasının ardından Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'e mektup yazmıştı. Başbakan Tayyip Erdoğan'ın sıcak bakmadığı, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın, "Biz kanunu oynamak için değil, uygulanması için yaptık." sözleriyle eleştirdiği teklif, bir süredir Cumhurbaşkanı Gül'ün önünde imza bekliyordu. Gül, geçtiğimiz günlerde, Kırgızistan'a hareketinden önce kamuoyunda tartışmalara yol açan yasayla ilgili sorulara muhatap olunca, "Açıkçası bu yasayla ilgili rahatsızlığım var. Çünkü 6 ay önce çıkmış bir yasanın daha düzgün olması gerekirdi." demişti.
Futbolda şike soruşturmasında 3 Temmuz'dan bu yana yoğun mesai harcayan Özel Yetkili Savcı Mehmet Berk, iddianamesini tamamlamış ve dosyasını mahkemeye sunmak için muhtemel vetoyu düşünerek Çankaya Köşkü'nden gelecek haberi bekliyordu. Dün akşam saatlerinde Berk'in, iddianameyi Başşavcı Vekili Fikret Seçen'e sunacağı ortaya çıkmasıyla flaş bir gelişme daha yaşandı. 24 Kasım 2011 tarihinde kabul edilen 6250 sayılı 'Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanunda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun'u inceleyen Cumhurbaşkanı Gül, veto yetkisini kullandı. 14 Nisan 2011'de yürürlüğe giren kanunun ilk uygulanacağı dönemde değişikliğe gidildiğine dikkat çeken Gül, bu sebeple kararını vermeden önce yasayı tüm detaylarıyla gözden geçirttiğini söylemişti. Gül'ün kullandığı Twitter hesabına, Cumhurbaşkanlığı'nın mail adresine ve Çankaya Köşkü'ne faksla mesaj gönderen birçok futbolsever, Gül'den yasa değişikliğini Meclis'e iade etmesini istiyordu. Değişikliği 15 gün inceleme süresi bulunan Gül, bu sürecin dolmasını beklemeden kararını olumsuz yönde kullandı. Cumhurbaşkanı'nın veto ettiği şike ve teşvik cezalarıyla ilgili Meclis'in yeni düzenlemesi, kamuoyunda, "Fenerbahçe Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım'ı kurtarma." çabası olarak görülüyor ve bazı kesimlerce eleştiriliyordu. Cumhurbaşkanlığı'ndan dün yapılan açıklamada aşağıdaki ifadeler dikkat çekiciydi: "6222 sayılı Kanunda değişiklik öngören bu Kanunun gerekçesinde, yapılan değişikliklerin, diğer kanunlarda öngörülen suçlara verilen cezalar dikkate alınmak suretiyle adil ve hakkaniyete uygun cezalar belirlenmesi amacıyla gerçekleştirildiği belirtilmekte ise de, kamuoyunda, genel ve gereklilikten doğan bir düzenleme olmaktan ziyade, halen yürütülmekte olan bir soruşturma kapsamında bulunan kişilere yönelik özel bir düzenleme olduğu intibaını uyandırdığı, bu durumun da değişikliğin esas amacı dışında özel bir saikle hazırlandığı eleştirilerine sebebiyet verdiği görülmektedir."
Şamil Tayyar'dan Cumhurbaşkanı Gül'e teşekkür
AK Parti Gaziantep Milletvekili Şamil Tayyar, kamuoyunda şike yasası olarak bilinen kanun değişikliğini veto ettiği için Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'e teşekkür etti. Tayyar, "Toplumda adalet duygusunun zedelenmesine fırsat vermediği için Sayın Cumhurbaşkanı'na çok teşekkür ederim. Bu kanun yürürlüğe girseydi spordaki çeteleşme ve mafyalaşmanın önüne geçmek zorlaşabilirdi." dedi. AK Parti Grup Başkan Vekili Mustafa Elitaş da, şu açıklamayı yaptı: "Sayın Cumhurbaşkanı'nın takdiridir. Teklif siyasi partilerin ortak imzasıyla gündeme gelmişti. İade gerekçelerini görüp değerlendirmek gerekir."
Yeni düzenleme neyi içeriyordu?
-Şike ve teşvik primi suçlarına verilen cezayı azaltan ve Adalet Komisyonu'ndan geçen kanun teklifi, 2 madde değişikliğiyle Meclis Genel Kurulu'nda kabul edilmişti. Yeni düzenlemede şike ve teşvik primiyle ilgili suçlarda verilen '5 yıldan 12 yıla kadar hapis' cezası 'bir yıldan 3 yıla kadar hapse' düşürülmüştü. Suçların '1'den fazla işlenmesi halinde' 3 katına kadar cezanın artırılması öngörülürken 'artık cezanın dörtte üçüne kadar' uygulanacağı belirtiliyordu. Ayrıca 'hakkında soruşturma başlatılan kişinin soruşturma ve kovuşturma sonuna kadar, spor federasyonlarında ve kulüplerinde yöneticilik yapamayacakları' hükmü de getirilmişti. Bunun yerine ilgili kişinin federasyon ve spor kulüplerinde yönetici olması sadece 'mahkûmiyet' halinde yasaklanıyordu.
Yasanın tekrar gündeme gelmesi beklenmiyor
-Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından veto edilen kanun değişikliğinin Meclis gündemine gelmesi için iktidar partisinin destek vermesi gerekiyor. AK Parti'nin onay vermesi durumunda kanun değişikliği önce komisyon ardından ise TBMM Genel Kurulu'nda görüşülecek. İade edilen kanun değişikliği komisyon ve TBMM Genel Kurulu'nda değişikliğe uğramadan kabul edilirse Cumhurbaşkanı onaylamak zorunda kalacak. Kanun değişikliğinde en ufak bir değişiklik yapılması durumunda ise Cumhurbaşkanı Gül tarafından yeniden veto hakkı doğacak. Kanun değişikliğini AK Parti'nin yeniden gündeme getirmesi beklenmiyor. İktidar partisinin desteklemediği bir kanun değişikliğinin Meclis gündemine gelme ihtimali bulunmuyor.
