Aceleyle kılınan namaz makbul değildir

Y£$!L

New member
Katılım
6 Nis 2007
Mesajlar
452
Reaction score
0
Puanları
0
Konum
qöккυşλğιη∂λ вιя яєиk
İnsanın, Rabb'iyle münasebetinde asıl olan mânâdır, özdür, ruhtur. Fakat, onları taşıyan da lafızlardır, şekillerdir, kalıplardır. Bundan dolayı, mutlaka o lafızlara, kalıplara da dikkat edilmelidir. Esas alınan mânâyı, mazmunu o kalıpların taşıması lazım.

kursu.jpg


Dolayısıyla, kalıp ve şekillerin hiçbir mânâsı yok denilemez. Zâhirî ahkam onlara bina edilir. Ne var ki, namaz vardır namazdan içeri, oruç vardır oruçtan içeri. Onun için buyurulur ki, "Kad eflehal mü'minûn. Ellezîne... Mü'minler kurtuldu. O mü'minler ki..." (Mü'minûn Sûresi, 23/1) İsmi mevsûlün sılası "hüm fî salâtihim hâşiûn" (Mü'minûn Sûresi, 23/2) şeklinde geliyor. Yani, "Onlar, her zaman namazlarında huşû içindedirler." "Hüm yusallûn... Onlar namaz kılarlar." denmiyor. Sebata ve devama işaret eden bir kalıp kullanılıyor. Yani, buyuruluyor ki; ne zaman olursa olsun namazda haşyet yaşayanlardır, huşû arayanlardır kurtulanlar.

Biz, bir insanın sadece namazına bakarak onun namazda huşû arayan biri olup olmadığını belirleyemeyiz. Bu, insanın vicdanı ile Allah arasındadır. Dolayısıyla biz kendimizi hüsnüzan etmeye zorlarız. Ama bazı kimseler namazlarında, oruçlarında öyle dikkatsizdirler ve iffetleri mevzuunda çarşıda pazarda öyle sulu hareket ederler ki; insan ne kadar hüsnüzan ederse etsin, şahit olduğu hareket hakkında olumlu düşünceyi İslâmî çerçevede bir yere koyamaz.

Mesela; birisi hemen tekbir alır, sen daha Fâtiha'nın yarısına gelmeden rükûa varır. Burada kendini ne kadar zorlarsan zorla ona namaz kıldı diyemezsin. Mesela, rükûda hakkını vere vere, kelimeleri güzelce telaffuz ederek bazı fukahaya göre bir kere "Sübhâne rabbiyel azîm" demek şarttır. Çok hızlı söylüyorsa mânâsı yoktur onun. Bazı fukahaya göre ise, onu en az üç defa söylemek gerekir. Onun için, rükûda ve secdede en az üç defa yavaş yavaş, kelimeleri tam telaffuz ederek bu tesbihi söylemeliyiz. Daha az söylüyorsak, başkalarını hakkımızda müsbet düşünme hususunda zorlamış oluruz. Böylece bazı kalıplar, bizim onunla eda etmeye çalıştığımız mânâ, muhteva ve mazmunu taşıyıcı olmaz. Dolayısıyla, hakkımızda hüsnüzan edenler vehme ve kuruntuya hüsnüzan etmiş olur.

Çok kimselerin hızlı hızlı okuduğu Fâtiha, Kur'an değildir. Çünkü, Kur'an öyle inmemiştir. Böyle alelacele okunan Fâtiha ile kılınan namaz namaz değildir. Bir nefeste, o nefes bitmeden sûreyi sona erdirme telaşıyla, soluğun tıkandığı yerde hızlıca ve can havliyle alınan ara nefeslerle okunan Kur'ân'la kıraat farzı yerine gelmiş olmaz. Lafızlar mânâların kalıbıdır; ama kalıp mânâya uygun olması lazımdır.


Kürsü​
 
Allah razı olsun...

Vaktin çoğunda camide pek çok insan gördüm ki hepside namazında iki secde arasında hiç oturmadan ayağa kalkıyordu...Kınamadım, vayahut da namazının fazileti hakkında hüsnizan etmedim anacak haline ve bildiklerinin boşa oluşuna üzüldüm...Onca dini kitap okumasına rağmen bunları sadece ezberlemiş olduğunu aklımdan geçirdim ve anlayamamasına içten bir elem edindim...Elem edindim üzüldüm diyorum çünki gerçekten anlasa ne namazı ne de okuduğu ayetleri düşünebilirdi aldığı haz ve keyiften...

Allah cümlemizi layıkıyla ve şuhu içinde namaz kılanlardan eylesin...(amin!)

Allah razı olsun üstat..çok güzel bir yazı...Çiğerimi dağladın..
 
Namazı dosdoğru kılarlar.(Bakara 2-3)Bu cümlenin evvelki cümleyle bağlılığı ve münasebeti gün gibi âşikârdır. Lâkin bedenî ibadet ve taatlerden namazın tahsisi, namazın bütün hasenata fihrist ve örnek olduğuna işarettir. Evet, nasıl ki Fâtiha Kur'ân'a, insan kâinata fihristedir; namaz da hasenata fihristedir. Çünkü namaz; savm, hac, zekât ve sair hakikatleri hâvi olduğu gibi, idrakli ve idraksiz mahlûkatın ihtiyarî ve fıtrî ibadetlerinin nümunelerine de şâmildir. Meselâ secdede, rükûda, kıyamda olan melâikenin ibadetlerini, hem taş, ağaç ve hayvanların o ibadetlere benzeyen durumlarını andıran bir ibadettir.
Arkadaş! Namaz, kul ile Allah arasında yüksek bir nispet ve ulvî bir münasebet ve nezih bir hizmettir ki, her ruhu celb ve cezb etmek namazın şe'nindendir. Namazın erkânı, Fütuhat-ı Mekkiye'nin şerh ettiği gibi, öyle esrarı hâvidir ki, her vicdanın muhabbetini celb etmek, namazın şe'nindendir. Namaz, Hâlık-ı Zülcelâl tarafından her yirmi dört saat zarfında tayin edilen vakitlerde manevî huzuruna yapılan bir dâvettir. Bu dâvetin şe'nindendir ki, her kalb, kemâl-i şevk ve iştiyakla icabet etsin ve mi'raçvâri olan o yüksek münâcâta mazhar olsun.
Namaz, kalblerde azamet-i İlâhiyeyi tesbit ve idame ve akılları ona tevcih ettirmekle adalet-i İlâhiyenin kanununa itaat ve nizam-ı Rabbânîye imtisal ettirmek için yegâne İlâhî bir vesiledir. Zaten insan, medenî olduğu cihetle, şahsî ve içtimaî hayatını kurtarmak için, o kanun-u İlâhîye muhtaçtır. O vesileye müraat etmeyen veya tembellikle namazı terk eden veyahut kıymetini bilmeyen, ne kadar cahil, ne derece hâsir, ne kadar zararlı olduğunu bilâhare anlar, ama iş işten geçer.
Alıntıdır; R.N.K İşârâtü'l-İ'câz Âyet: 3
 
Kimi insanlar calıstıgı için hızla namaz kılıyorlar gun geldıgınde buna bıle tamam ısı var diyebiliyorum ama zoruma gıden en buyuk sey cuma namazı vaktınde calısırken kazandıgın paranın helal olmadıgını bılerek calısanlar ve cuma namazına hıc temızlenmeden gelıp ustune ustuk 6 rekat kılarak gıdenlerdır.Gercekten bazen musluman bır ulkede mı yasıyoruz dıye dusunuyorum.Laıklık olması gereken bırsey ama ınsanlarımız herseyde laıklıgın arkasına sıgınmasınlar zıra ahırette arkasına sıgınacakları bır agac golgesı bıle bulamıyabılırler.Umarım Rabb'ım kımseyı o durumlara koymaz
 
cuma günleri hızlı kılıyoruz cemate yetişmek için ALLAH kabul etsin
 
nasıl yanı sen mı cok yavas kılıyorsun onlar mı cok hızlı :D aslında cevap bellı onlar cok hızlı bazen dusunuyorum acaba zamandan kazanmak ıcın dua eksık okumak veya ruku'ya egılmemek gıbı hareketlerde bulunuyorlarmıdır cunku ben namazı bıtırınce bakıyorum herkes sohbete baslamıs
 
Geri
Üst