64general1
New member
- Katılım
- 14 Haz 2007
- Mesajlar
- 1,720
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
AKP hakkında kapatılma davasının açıldığı duyulduğu andan itibaren Erdoğan durmadan dolaşıyor. Vatandaşın AKP ye ne kadar arka çıktığını göstermek için adeta çırpınıyor. Haklarında açılan davada ki BOP konusunu es geçerek işi başörtüsü yasağına getiriyor.
Durumun ne kadar vahim olduğunun farkındalar. İddianamede ki BOP ile Türkiye Amerika’yı da uyarıyor.
Erdoğan için özel oluşturulmuş bindirme AKP kıtalara karşı konuşuyor, Arınç’sa başsavcıya “öbür dünya” hatırlatıyor. Oysa başsavcı halen hayatta ve Yargıtay’da görevini sürdürüyor. İş kıyamete kalırsa kendileri önce “Ilımlı İslâm”ın hesabını veremeyebilecekleri için Başsavcıya sıra gelmeyebilir.
Her zaman iddia ediyorum ki AKP gibi % 47 aldığı iddia edilen bir partinin toplaması gereken kalabalıklar oluşmuyor. Partinin getirdiği insanlara başbakan gelince nasıl davranacakları öğretiliyor, defalarca prova yaptırılıyor. Sürekli olarak “16,5 milyon seçmenden oy aldık, bizi kapatırsa millet kapatır” diyen bir partinin zorla adam toplaması çok ilginç. Manisa’ya gelen Erdoğan mesir macunu atıyor vatandaşa ve konuşma yapıyor. Mesir törenlerine defalarca katıldığım için halkın bu törene icabet ettiğini iyi bilirim. Sağdan soldan adam toplanacağına hazır mesir töreni varken Manisa’ya gelmesi bu yüzden.
Ege şehirlerinde AKP mitinglerine katılım çok düşük. Üstelik dışarıdan otobüslerle insan taşındığı halde. Bu yüzden cemaat ve ağa yaptırımın ağır olduğu yerlerden bu taraflara gelemiyor. Zaten ortada seçim falan da yok. Başbakan niçin sürekli dolaşıyor anlayan beri gelsin. Gelibolu’ya gidiyor hastane açıyor, Manisa’ya koşuyor halka mesir macunu atıyor. AKP nin kapatılma davası sonrası ne kadar çalıştığını mı gösteriyor yoksa sıkıntısından yerinde mi duramıyor anlaşılır gibi değil.
24 Mart’ta ABD’nin başkan yardımcısı Cheney altı yıl aradan sonra Ankara’da. 2002 yılında geldiğinde 57. Hükümetin Başbakanı Bülent Ecevit görevde
İdi. Amerika’nın Irak’a saldırısının kabul edilemez olduğunu sık sık tekrarlıyor ve Irak’ın toprak bütünlüğünden bahsediliyordu. Cheney 2002 yılında ki ziyaretinde havasını aldıktan sonradır ki, hükümet ayakta kalamadı. 3 Kasım 2002 de genel seçim oldu, AKP iktidar oldu. Dört ay sonra’da Amerika Irak’a saldırarak işgal etti.
Aradan altı yıl geçti. Cheney bu defa kendilerini stratejik ortak olduğunu kabul eden bir iktidarın yanına gönül rahatlığı ile geliyor.“Stratejik Vizyon Belgesine” imza atmış Abdullah Gül artık Cumhurbaşkanı. AKP aleyhine kapatılma davası açılmış olsa da “gün doğmadan neler doğar” diye düşünen Erdoğan halâ başbakan. Görüşmenin sıcak geçeceğinden hiç şüphe yok. Cheney’in bu gelişinden sonra Türkiye’nin başına hangi çorap örülecek sorusunun cevabını hemen bulamayabiliriz. Füze-kalkan sistemini Türkiye’ye kurmak isteyen Amerika bunu Rusya-İran mı, Türkiye için mi kurmak istiyor?
Körfez Savaşı başta olmak üzere Irak’ı parçalamanın eşiğine getiren ABD’nin, BOP çerçevesinde Türkiye’yi tek parça bırakacağını düşünmek safdillik olur.
NATO çerçevesinde Taliban ile çatışmak üzere Türkiye’den “muharip güç” isteyen ABD’nin bu teklifine iktidar sıcak bakıyor. Cheney ile bunun da konuşulacağı kesindir. Genelkurmay Başkanı Büyükanıt’ın “Türkiye’nin kendi terörle mücadele sürdürdüğüne dikkat çekerek Afganistan’a muharip asker sağlanmasına karşı çıkması üzerine” hükümet sessiz kalmıştı. Muhtemeldir ki Cheney’in ardından TSK’nin karşı çıkmasına karşın onay vereceklerdir. İktidar aynı davranışı Lübnan’a asker göndermede göstermişti. Oysa şimdi durum farklıdır dost Afgan halkına karşı Mehmetçiğin çatışmaya girmesi istenmektedir. Afgan halkının Türkiye’ye bakışı bellidir. 1 Mart 1921 de Türkiye’yi ilk tanıyan ülkedir ve Kurtuluş Savaşına katılarak bizle emperyalizme karşı omuz omuza çarpışmışlardır.
Tecrübe ile sabit olan diğer önemli bir husus, Türkiye’de işler ABD’nin istediği şekilde gitmediği zamanlarda gündem saptırıcı olaylarla karşı karşıya kalacağımızdır. Şimdi öyle bir durum vardır. Kapatma davasını duydukları andan itibaren “başsavcının” görevden alınması dahil bir çok tedbiri iktidara hatırlatan batı, “yörüngelerinden çıkacak bir ülkeye” bunun neye mal olacağını göstereceklerini sanıyorum.
AKP hakkında açılmış olan kapatılma davasının AKP’ye çok büyük bir oy olarak döneceğine de artık kimseler inanmıyor. İktidara yakın kaynakların “kapatılırsa %70” le döner dediği AKP ampulu kırılmış geride kopuk telleri kalmıştır. Erdoğan’ın nasıl panikte olduğunu gergin yüz hatları ele vermektedir.
AKP kapatılırsa yerine kurulacak parti ve liderin hazır olduğuna inanırım. Mesut Yılmaz’ın seçimler sırasında söylediği AKP gerekli performansı gösteremezse “AKP “yi böleceği ifadesini hatırlatmanın tam zamanıdır. Sırasını beklerken çıtı çıkmıyor.
Abdüllatif Şener ise siyasete hazır olduğunun mesajını veriyor.
Her an her şey olabilir. Fakat bu olup bitecek şeylerin içinde Erdoğan adı hiç geçmiyor.
Bu yüzden AKP kapatılırsa, kimler %70 le gelecek onu merak ediyorum.
Sandıklara aman çok dikkat.
Neval Kavcar
Durumun ne kadar vahim olduğunun farkındalar. İddianamede ki BOP ile Türkiye Amerika’yı da uyarıyor.
Erdoğan için özel oluşturulmuş bindirme AKP kıtalara karşı konuşuyor, Arınç’sa başsavcıya “öbür dünya” hatırlatıyor. Oysa başsavcı halen hayatta ve Yargıtay’da görevini sürdürüyor. İş kıyamete kalırsa kendileri önce “Ilımlı İslâm”ın hesabını veremeyebilecekleri için Başsavcıya sıra gelmeyebilir.
Her zaman iddia ediyorum ki AKP gibi % 47 aldığı iddia edilen bir partinin toplaması gereken kalabalıklar oluşmuyor. Partinin getirdiği insanlara başbakan gelince nasıl davranacakları öğretiliyor, defalarca prova yaptırılıyor. Sürekli olarak “16,5 milyon seçmenden oy aldık, bizi kapatırsa millet kapatır” diyen bir partinin zorla adam toplaması çok ilginç. Manisa’ya gelen Erdoğan mesir macunu atıyor vatandaşa ve konuşma yapıyor. Mesir törenlerine defalarca katıldığım için halkın bu törene icabet ettiğini iyi bilirim. Sağdan soldan adam toplanacağına hazır mesir töreni varken Manisa’ya gelmesi bu yüzden.
Ege şehirlerinde AKP mitinglerine katılım çok düşük. Üstelik dışarıdan otobüslerle insan taşındığı halde. Bu yüzden cemaat ve ağa yaptırımın ağır olduğu yerlerden bu taraflara gelemiyor. Zaten ortada seçim falan da yok. Başbakan niçin sürekli dolaşıyor anlayan beri gelsin. Gelibolu’ya gidiyor hastane açıyor, Manisa’ya koşuyor halka mesir macunu atıyor. AKP nin kapatılma davası sonrası ne kadar çalıştığını mı gösteriyor yoksa sıkıntısından yerinde mi duramıyor anlaşılır gibi değil.
24 Mart’ta ABD’nin başkan yardımcısı Cheney altı yıl aradan sonra Ankara’da. 2002 yılında geldiğinde 57. Hükümetin Başbakanı Bülent Ecevit görevde
İdi. Amerika’nın Irak’a saldırısının kabul edilemez olduğunu sık sık tekrarlıyor ve Irak’ın toprak bütünlüğünden bahsediliyordu. Cheney 2002 yılında ki ziyaretinde havasını aldıktan sonradır ki, hükümet ayakta kalamadı. 3 Kasım 2002 de genel seçim oldu, AKP iktidar oldu. Dört ay sonra’da Amerika Irak’a saldırarak işgal etti.
Aradan altı yıl geçti. Cheney bu defa kendilerini stratejik ortak olduğunu kabul eden bir iktidarın yanına gönül rahatlığı ile geliyor.“Stratejik Vizyon Belgesine” imza atmış Abdullah Gül artık Cumhurbaşkanı. AKP aleyhine kapatılma davası açılmış olsa da “gün doğmadan neler doğar” diye düşünen Erdoğan halâ başbakan. Görüşmenin sıcak geçeceğinden hiç şüphe yok. Cheney’in bu gelişinden sonra Türkiye’nin başına hangi çorap örülecek sorusunun cevabını hemen bulamayabiliriz. Füze-kalkan sistemini Türkiye’ye kurmak isteyen Amerika bunu Rusya-İran mı, Türkiye için mi kurmak istiyor?
Körfez Savaşı başta olmak üzere Irak’ı parçalamanın eşiğine getiren ABD’nin, BOP çerçevesinde Türkiye’yi tek parça bırakacağını düşünmek safdillik olur.
NATO çerçevesinde Taliban ile çatışmak üzere Türkiye’den “muharip güç” isteyen ABD’nin bu teklifine iktidar sıcak bakıyor. Cheney ile bunun da konuşulacağı kesindir. Genelkurmay Başkanı Büyükanıt’ın “Türkiye’nin kendi terörle mücadele sürdürdüğüne dikkat çekerek Afganistan’a muharip asker sağlanmasına karşı çıkması üzerine” hükümet sessiz kalmıştı. Muhtemeldir ki Cheney’in ardından TSK’nin karşı çıkmasına karşın onay vereceklerdir. İktidar aynı davranışı Lübnan’a asker göndermede göstermişti. Oysa şimdi durum farklıdır dost Afgan halkına karşı Mehmetçiğin çatışmaya girmesi istenmektedir. Afgan halkının Türkiye’ye bakışı bellidir. 1 Mart 1921 de Türkiye’yi ilk tanıyan ülkedir ve Kurtuluş Savaşına katılarak bizle emperyalizme karşı omuz omuza çarpışmışlardır.
Tecrübe ile sabit olan diğer önemli bir husus, Türkiye’de işler ABD’nin istediği şekilde gitmediği zamanlarda gündem saptırıcı olaylarla karşı karşıya kalacağımızdır. Şimdi öyle bir durum vardır. Kapatma davasını duydukları andan itibaren “başsavcının” görevden alınması dahil bir çok tedbiri iktidara hatırlatan batı, “yörüngelerinden çıkacak bir ülkeye” bunun neye mal olacağını göstereceklerini sanıyorum.
AKP hakkında açılmış olan kapatılma davasının AKP’ye çok büyük bir oy olarak döneceğine de artık kimseler inanmıyor. İktidara yakın kaynakların “kapatılırsa %70” le döner dediği AKP ampulu kırılmış geride kopuk telleri kalmıştır. Erdoğan’ın nasıl panikte olduğunu gergin yüz hatları ele vermektedir.
AKP kapatılırsa yerine kurulacak parti ve liderin hazır olduğuna inanırım. Mesut Yılmaz’ın seçimler sırasında söylediği AKP gerekli performansı gösteremezse “AKP “yi böleceği ifadesini hatırlatmanın tam zamanıdır. Sırasını beklerken çıtı çıkmıyor.
Abdüllatif Şener ise siyasete hazır olduğunun mesajını veriyor.
Her an her şey olabilir. Fakat bu olup bitecek şeylerin içinde Erdoğan adı hiç geçmiyor.
Bu yüzden AKP kapatılırsa, kimler %70 le gelecek onu merak ediyorum.
Sandıklara aman çok dikkat.
Neval Kavcar
