- Katılım
- 17 Tem 2006
- Mesajlar
- 1,866
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
Kapatma davası AB’yi hatırlattı
Başbakan Erdoğan yine AB ipine sarıldı.
AKP 2002 yılında iktidar olduğu zaman toplumun büyük bir bölümünde “Kuşkular” vardı.
“Acaba Milli Görüş’ün devamı mı olacaklar, aynı sıkıntıları bir kez daha yaşayacak mıyız?”
Bu hepimize egemen bir önyargıydı.
AKP yönetimi bu önyargıyı silmek için çok doğru bir yola saptı.
Avrupa yoluna.
Hükümet yönünü AB’ye çevirdi.
Hiç bir hükümetin yapmadığı kadar AB yanlısı bir tavır aldı.
Erdoğan ve Gül zamanların büyük bölümünü Avrupa’da geçirdiler.
Avrupalı liderlerle defalarca görüştüler, 17 Aralık’a kadar yoğun bir çaba içinde girdiler.
Normal şartlarda AKP’ye destek vermesi mümkün olmayan geniş bir kesim bu çabalardan ötürü AKP’ye yakınlaştı.
Bunların başında TÜSİAD gibi iş dünyası kuruluşları, aydınlar, liberal entelektüeller ve medyanın geniş bir kesimi vardı.
AB projesi, AKP’nin kendini anlatma projesi gibiydi.
“Bizim yüzümüz Batıya dönük” mesajı veriyordu.
Sonra AKP kendini kabul ettirdi.
Bürokrasiye, devlete yerleşti.
Arkasını sağlama aldı.
Ve AB projesi rafa kalktı.
Başbakan Avrupa’nın yolunu unuttu.
Afrika, Avustralya geziliyor ama aylardır Avrupa’ya gidilmiyordu.
İş dünyası uyarmaya başladı.
Liberal entelektüeller uyarmaya başladı.
İktidarın en güvendiği adamlardan Mehmet Altan bile dayanamadı isyan etti.
AKP tınmadı.
AB unutulmuştu.
Arap liderler havaalanında karşılanıyor, Hamasçılar gelip gidiyordu.
Kapatma davası açılıncaya kadar bu tabloda bir değişiklik olmadı.
Ne zaman kapatma davası açıldı, AKP, AB’ya hatırladı.
Çünkü ne Hamas’dan, ne Sudan’dan “Kapatma davası açmak demokrasiye uygun değildir” mesajı gelmezdi.
Gelse de herkes gülerdi.
Bu nedenle AKP AB’ye döndü.
Dava sonuçlanıncaya kadar AB yolundayız.
Sonrası bildiğiniz gibi.
Başbakan Erdoğan yine AB ipine sarıldı.
AKP 2002 yılında iktidar olduğu zaman toplumun büyük bir bölümünde “Kuşkular” vardı.
“Acaba Milli Görüş’ün devamı mı olacaklar, aynı sıkıntıları bir kez daha yaşayacak mıyız?”
Bu hepimize egemen bir önyargıydı.
AKP yönetimi bu önyargıyı silmek için çok doğru bir yola saptı.
Avrupa yoluna.
Hükümet yönünü AB’ye çevirdi.
Hiç bir hükümetin yapmadığı kadar AB yanlısı bir tavır aldı.
Erdoğan ve Gül zamanların büyük bölümünü Avrupa’da geçirdiler.
Avrupalı liderlerle defalarca görüştüler, 17 Aralık’a kadar yoğun bir çaba içinde girdiler.
Normal şartlarda AKP’ye destek vermesi mümkün olmayan geniş bir kesim bu çabalardan ötürü AKP’ye yakınlaştı.
Bunların başında TÜSİAD gibi iş dünyası kuruluşları, aydınlar, liberal entelektüeller ve medyanın geniş bir kesimi vardı.
AB projesi, AKP’nin kendini anlatma projesi gibiydi.
“Bizim yüzümüz Batıya dönük” mesajı veriyordu.
Sonra AKP kendini kabul ettirdi.
Bürokrasiye, devlete yerleşti.
Arkasını sağlama aldı.
Ve AB projesi rafa kalktı.
Başbakan Avrupa’nın yolunu unuttu.
Afrika, Avustralya geziliyor ama aylardır Avrupa’ya gidilmiyordu.
İş dünyası uyarmaya başladı.
Liberal entelektüeller uyarmaya başladı.
İktidarın en güvendiği adamlardan Mehmet Altan bile dayanamadı isyan etti.
AKP tınmadı.
AB unutulmuştu.
Arap liderler havaalanında karşılanıyor, Hamasçılar gelip gidiyordu.
Kapatma davası açılıncaya kadar bu tabloda bir değişiklik olmadı.
Ne zaman kapatma davası açıldı, AKP, AB’ya hatırladı.
Çünkü ne Hamas’dan, ne Sudan’dan “Kapatma davası açmak demokrasiye uygun değildir” mesajı gelmezdi.
Gelse de herkes gülerdi.
Bu nedenle AKP AB’ye döndü.
Dava sonuçlanıncaya kadar AB yolundayız.
Sonrası bildiğiniz gibi.
Kaynak