Allah'ın Mafyası

Kara Kartal

Banned
Katılım
4 Nis 2007
Mesajlar
1,531
Reaction score
0
Puanları
0
Konum
Yaşasın Yobazlar ve Kahpeler için İstiklal Mahkeme
"ALLAH'IN MAFYASI" OLUR MU?

Haşa! dediğinizi duyar gibi oluyorum.

Benden de bin kez haşa!

Ama gerçek o ki, yeryüzünde kimi Müslümanlar kendilerini "Allah'ın mafyası" gibi görüyorlar. O yüzden cenneti ve cehennemi yeryüzüne indirmeye çalışıyorlar.

"Yemyeşil Şeriat Bembeyaz Demokrasi" adlı kitabımda teorik argümanlarıyla anlattığım gibi, siyasal İslamcıların "İslam devleti projesi", bir "yeryüzü cenneti" oluşturma ütopyasından hareketle oluşturulmuştur. Tıpkı Marksistlerin cennet benzeri "sınıfsız/devletsiz toplum" ütopyası gibi. Oysa birilerinin oluşturmak istediği "yeryüzü cenneti", başkaları için ne kötü bir "cehennem"dir.

•••

İran'daki "Mollatarizm", dini kisveye bürünmüş kaskatı bir "diktatörlük rejimi"dir. Bütün yetkileri elinde tutan "dini rehber"in, yani "velayet-i fakih"in "şah"tan hiçbir farkı yoktur. Kendilerinden başka herkese "cehennem hayatı yaşatan" bu rejimin sahipleri bir tür "Allah'ın mafyalığı" rolüne soyunmuşlardır. Vatandaşlarının ne giyinip giyinmeyeceklerine, sokakta nasıl gezip gezemeyeceklerine kadar gündelik hayatın her alanına "Allah adına" müdahalede bulunan bir "İslam Cumhuriyeti"nde özgürlükten söz etmek elbette olanaklı değildir.

Çünkü özgürlüğün çerçevesini iktidardaki mollalar çizmiştir ve herkes ona uymak zorundadır.

•••

Allah'ın bu dünyada kimi günahlar için öngörmediği cezalar, ne yazık ki "dinci mafyozlar" tarafından en ağır biçimiyle teorize edilmiştir.

Sözgelimi, namaz kılmamanın, başı açık gezmenin veya içki içmenin cezası gibi. "İslam" başlığı altında ortaya konulan ama gerçekte "beşeri" olan "Ceza Hukuku", bu açıdan hayli sorunlu ictihadlarla doludur.

•••

Geçenlerde gazetelere yansıyan bir haberde Somali İslam Yüksek Konseyi'nin (SICS) kurucu üyelerinden Şeyh Abdullah Ali bakınız ne diyor:

"Namaz kılmayan her kişi münafık addedilecek. Şeriat da bu kişinin öldürülmesini emreder."

Kur'an-ı Kerim'de namaz kılmayanın öldürüleceğine dair bir tek kelime geçmez. Peygamberimizin de namaz kılmadığı için birilerini öldürdüğüne dair bir bilgiye sahip değiliz. O halde Şeyh Abdullah'ın şeriat dediği şey nedir acaba?

Namaz kılmamak, kuşkusuz manevi bir günahtır. Ama bunun cezasının bu dünyada "ölüm" olduğuna dair hüküm ise sadece cezacı Müslüman aklın bir ürünüdür.

"Müslüman isen eğer" diye başlayan "zorundalık" dayatması, dinin özüyle bağdaşmamaktadır. Asıl "zorunluluk" sistemi, "münafık"ların sayısını çoğaltır. Bir insan namaz kılmıyor, içki içiyor veya büyük günahlar işliyor diye Müslümanlıktan çıkmaz elbette.

Allah'ın bu dünyada ceza öngörmediği kimi günahlar için olur olmadık cezalar kesmek, hele de "ölüm" gibi telafisi mümkün olmayan "ağır cezalar" ihdas etmek, hem insan haklarına aykırıdır hem de "imtihanın sırrı"na.. Yeryüzünü cehenneme dönüştüren bu tür anlayışlar ve uygulamalar, İslamiyetin pak alnına sürülen kara bir lekedir ayrıca.

( Not:"Allah'ın mafyası" ve "Mollatarizm" tabirleri, Bahçeşehir Üniversitesi'nde öğretim üyesi olan sevgili dostum Mehmet Çelik'e aittir. Kulakları çınlasın!)

Laikçi cehennem

Özünde bir "özgürlük projesi" olan laikliği, laikçilik biçiminde özgürlükleri boğan bir "devlet ideolojisi"ne dönüştürenler hâlâ vatandaşların kılık-kıyafetiyle uğraşıp duruyorlar. Üstelik "kamusal alan" diye demokrasiyle bağdaşmayan bir anlayışın arkasına sığınarak.

Laikçiler de özgürlüğün çerçevesini kendileri çiziyorlar. Çizginin dışına çıkanları da lanetli ilan edip cezalandırıyorlar.

Başı açık yurttaşlara her mekanı açan ama başı kapalı yurttaşlara bazı mekanları kapatan bir ayrımcılık nasıl laiklik diye tanımlanabilir? "Namaz kılmıyorsan Müslüman değilsin!" diyen İslamcı yaklaşım ile "Başını örtüyorsan laik değilsin!" diyen laikçi yaklaşım arasında ne fark var söyler misiniz?

Her ikisi de ayrımcı, dışlayıcı ve cezalandırıcı...

"Ya bizim istediğimiz gibi olursunuz ya da çekip gidersiniz!" yaklaşımı, ölümden beter bir yaklaşım değil midir sizce de? Ve iki tarafı da aynı zamanda yalnızlaştıran bir yaklaşım...

Her ikisi için de gerekli olan empati sanıyorum. Ayrıca gelişkin ve içselleştirilmiş bir özgürlük anlayışı her iki tarafı daha sağlıklı bir mecraya taşıyabilir. Tahammül kültürünün yaşama aktarılabilmesi için her şeyden önce, farklılıkları bir çatışma gerekçesi olmaktan çıkararak, zenginlik olarak sunmak gerekir.

İşte demokrasi bu yüzden çok anlamlı ve gerekli. Çünkü demokrasinin yeryüzünde ne cenneti var, ne de cehennemi.

Kendi adıma ne kimsenin cennetinde yaşamak istiyorum ne de cehenneminde yanmak...

Ya siz?

Bugün / Mehmet Metiner http://makale.turkcebilgi.com/kose-yazisi-90520-mehmet-metiner-allahin-mafyasi-olur-mu.html

----------------------------------------------------------------------------------

''Başı açık yurttaşlara her mekanı açan ama başı kapalı yurttaşlara bazı mekanları kapatan bir ayrımcılık nasıl laiklik diye tanımlanabilir? "Namaz kılmıyorsan Müslüman değilsin!" diyen İslamcı yaklaşım ile "Başını örtüyorsan laik değilsin!" diyen laikçi yaklaşım arasında ne fark var söyler misiniz?''

yazar burda su kaynatmış olsada yazısının bi çok yerinde haklılığı var gibi geldi bana ne dersiniz??
 
Geri
Üst