muratbeyim
New member
- Katılım
- 4 Ağu 2007
- Mesajlar
- 354
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
ALLAH İLE SOHBETE GELMEYENLER
Ramazan ayı, oruç ayıdır, sabır ayıdır, rahmet ayıdır, aynı zamanda da Kur'an ayıdır. Allah, Kur'an-ı Kerim'i bu ayda indirmeye başladı. İnsanlar(ve cinler) okusunlar diye. Okusunlar ve anlasınlar, anlasınlar ve yaşasınlar, mesajını ulaşabildikleri herkese ulaştırsınlar, ulaştırsınlar ki, onlar da okusunlar, anlasınlar, yaşasınlar diye…
Kur'an, Allah'ın bize gönderdiği bir kitap. O Allah'a ve O Kitab'a inananların, başka birçok şeyi okurken O'nu okumamalarını anlamak mümkün değil. Sabahtan akşama kadar gazetelerin en olmadık haberlerini okuyan, sayısız köşe yazısını okuyan, yetmezmiş gibi internette sörf yapıp abur cubur her şeyi okuyan Müslümanların, Allah'ın Kitab'ını okumamalarının bir mazereti olabilir mi?
Peki, bir kısım Müslümanların, belli bir yaşa geldiği halde Kur'an'ı aslından okumayı hala öğrenmemiş olmalarını anlamak mümkün mü? Küçücük çocuklar birkaç haftada öğrenirken, onların "Ben öğrenemem" demeleri kendilerini kandırmak değil midir? Hele, yüksek okul mezunlarının, hele küçücük çocuklara Latin harfleri ile okuma yazmayı öğreten öğretmenlerin, Kur'an-ı Kerim'i öğrenmekten uzak durmaları nasıl anlaşılır? Bunların bir kısmı çocuklarını, Kur'an okuyabilsin diye kursa gönderiyor. Öğrenmiyor, okumuyor diye karısı ile tartışanlar bile var. Sanki eşleri veya çocukları öğrenince ve okuyunca, kendilerinden bu görev düşüyormuş gibi.
"Sizin en hayırlınız Kur'an'ı öğreneniniz ve öğreteninizdir" diyen hadis-i şerif, onlar için bir şey ifade etmiyor demek. Bunlar o hayırlılardan olmak istemiyorlar demek. "Allah ile sohbet etmek isteyen Kur'an okusun" diyor bir başka hadis. Bunlar Allah ile sohbet etmek istemiyorlar demek.
Bizi yeni bir Ramazan ayına kavuşturdu diye Rabbimize hamdolsun. Bu rahmet ve bereket ayında bilmeyenlerin Kur'an-ı Kerim'i öğrenmeye başlamaları ne güzel olur. Şu uzun yaz günlerinde, kurumuş dudaklarla Kur'an okumaktan daha hayırlı ne yapılabilir?
Elbette okumanın ardından anlama ve yaşama çalışmaları gelmeli.
Müslümanlık, yalnızca bir dinin taraftarı olmak değil, ondan daha önemlisi iman ve amel iddiasıdır.
Hiçbirimizin Kadir Gecesine, Bayram'a ulaşma garantisi yok. Bir dahaki Ramazan'a ulaşacağımızın da… Gelin bu Ramazan'ı Kur'an ile şenlendirelim.
Resulullah Aleyhissalâtü Vesselâm buyurdular ki:
"İşte bereket ayı olan Ramazan geldi. Artık Allah'ın rahmeti sizi kuşatır. O ay, yeryüzüne bol bol rahmet iner. Günahlar affedilir. Dualar kabul olunur. Allah sizin iyilik ve ibadette yarışmanıza bakar da, bununla meleklerine karşı iftihar eder. Öyle ise kulluğunuzla kendinizi Allah'a sevdirin. Asıl bedbaht olan da, bu ayda Allah'ın rahmetinden nasibini alamayandır."(et-Tergib ve't-Terhîb, 2:99.)
Ramazan ayı, oruç ayıdır, sabır ayıdır, rahmet ayıdır, aynı zamanda da Kur'an ayıdır. Allah, Kur'an-ı Kerim'i bu ayda indirmeye başladı. İnsanlar(ve cinler) okusunlar diye. Okusunlar ve anlasınlar, anlasınlar ve yaşasınlar, mesajını ulaşabildikleri herkese ulaştırsınlar, ulaştırsınlar ki, onlar da okusunlar, anlasınlar, yaşasınlar diye…
Kur'an, Allah'ın bize gönderdiği bir kitap. O Allah'a ve O Kitab'a inananların, başka birçok şeyi okurken O'nu okumamalarını anlamak mümkün değil. Sabahtan akşama kadar gazetelerin en olmadık haberlerini okuyan, sayısız köşe yazısını okuyan, yetmezmiş gibi internette sörf yapıp abur cubur her şeyi okuyan Müslümanların, Allah'ın Kitab'ını okumamalarının bir mazereti olabilir mi?
Peki, bir kısım Müslümanların, belli bir yaşa geldiği halde Kur'an'ı aslından okumayı hala öğrenmemiş olmalarını anlamak mümkün mü? Küçücük çocuklar birkaç haftada öğrenirken, onların "Ben öğrenemem" demeleri kendilerini kandırmak değil midir? Hele, yüksek okul mezunlarının, hele küçücük çocuklara Latin harfleri ile okuma yazmayı öğreten öğretmenlerin, Kur'an-ı Kerim'i öğrenmekten uzak durmaları nasıl anlaşılır? Bunların bir kısmı çocuklarını, Kur'an okuyabilsin diye kursa gönderiyor. Öğrenmiyor, okumuyor diye karısı ile tartışanlar bile var. Sanki eşleri veya çocukları öğrenince ve okuyunca, kendilerinden bu görev düşüyormuş gibi.
"Sizin en hayırlınız Kur'an'ı öğreneniniz ve öğreteninizdir" diyen hadis-i şerif, onlar için bir şey ifade etmiyor demek. Bunlar o hayırlılardan olmak istemiyorlar demek. "Allah ile sohbet etmek isteyen Kur'an okusun" diyor bir başka hadis. Bunlar Allah ile sohbet etmek istemiyorlar demek.
Bizi yeni bir Ramazan ayına kavuşturdu diye Rabbimize hamdolsun. Bu rahmet ve bereket ayında bilmeyenlerin Kur'an-ı Kerim'i öğrenmeye başlamaları ne güzel olur. Şu uzun yaz günlerinde, kurumuş dudaklarla Kur'an okumaktan daha hayırlı ne yapılabilir?
Elbette okumanın ardından anlama ve yaşama çalışmaları gelmeli.
Müslümanlık, yalnızca bir dinin taraftarı olmak değil, ondan daha önemlisi iman ve amel iddiasıdır.
Hiçbirimizin Kadir Gecesine, Bayram'a ulaşma garantisi yok. Bir dahaki Ramazan'a ulaşacağımızın da… Gelin bu Ramazan'ı Kur'an ile şenlendirelim.
Resulullah Aleyhissalâtü Vesselâm buyurdular ki:
"İşte bereket ayı olan Ramazan geldi. Artık Allah'ın rahmeti sizi kuşatır. O ay, yeryüzüne bol bol rahmet iner. Günahlar affedilir. Dualar kabul olunur. Allah sizin iyilik ve ibadette yarışmanıza bakar da, bununla meleklerine karşı iftihar eder. Öyle ise kulluğunuzla kendinizi Allah'a sevdirin. Asıl bedbaht olan da, bu ayda Allah'ın rahmetinden nasibini alamayandır."(et-Tergib ve't-Terhîb, 2:99.)