Alman'Dan Dtp ve Akp'ye TaM DeSTeK

Leke

Altın Üye
Katılım
25 Haz 2005
Mesajlar
9,652
Reaction score
0
Puanları
0
Yaş
40
Konum
DoĞDuĞuMDa O KaDaR ŞaŞıRDıM Ki , BiR BuÇuK SeNe Ko
skx6qw.jpg
Claudia Roth DTP adına konuşmaya başladı; Türban ve Anayasa ile ilgili tartışmalarda da AKP'ye tam destek verdi... Orgeneral Büyükanıt'ın açıklamalarının tam tersi ne varsa söyleyerek basında yer aldı

Alman Birlik 90/Yeşiller Partisi Eş Başkanı ve Almanya Federal Meclisi Alman-Türk Parlamenterler Dostluk Grubu Başkan Yardımcısı Claudia Roth, "DTP ile PKK'yı aynı kefeye koymaktan vazgeçmeliyiz” dedi.


Roth, Almanya'nın Ankara Büyükelçiliğinde basın mensuplarıyla bir araya gelerek, Türkiye ziyaretine ilişkin bilgi verdi ve gündeme ilişkin soruları yanıtladı.

Şırnak'taki terör saldırısından derin üzüntü duyduğunu ifade eden Roth, “bu saldırının suçlularının yargıya teslim edilmesi gerektiğini” söyledi.

Reform süreciyle birlikte partiler yasasının da gündeme getirilmesi ve bunda değişiklik yapılması gerektiğine işaret eden Roth, meclisin daha büyük orandaki çoğunlukla aktif olmasının toplum açısından da olumlu olacağını kaydetti.

DTP'nin TBMM'ye girmesini olumlu karşıladığını ifade eden Roth, Ahmet Türk'ü uzun yıllardır tanıştığını, kendisinin MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'yle tokalaşarak verdiği sinyallerin de çok olumlu olduğunu belirtti. Roth, bunun Türkiye'de siyaset açısından pozitif sinyal olduğunu kaydederek, bundan sonra da Türkiye'deki tartışmaların bu seviyede devam etmesini temenni etti.

"DTP'nin Türkiye'de önemli bir role sahip olabileceğini düşünüyorum" diyen Roth, AK Partinin de seçimlerde "Kürt bölgelerinde" başarı kazandığını hatırlatarak, bu gelişmelerin mecliste daha iyi bir işbirliği olabileceğinin işareti olduğunu söyledi.

Roth, Türk siyasetinde sembollerin çok önemli olduğunu belirterek, TBMM açılışında DTP ve MHP'nin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün salona girişinde ayağa kalktığını, bu gibi gelişmelerin de demokratik ortamda seçilen Cumhurbaşkanına duyulan takdirin bir ifadesi olduğunu kaydetti.

“DTP'NİN TEPKİ ÇEKEN SÖYLEMLERİ”

DTP'nin bazı söylemlerinin Türkiye'de tepki çektiğinin hatırlatılarak, bunların barışçıl bir perspektife yardımcı olup olmayacağının sorulması üzerine Roth, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt'ın dün yaptığı konuşmaya atıfta bulunarak, "Demokratik yollarla seçilmiş olan politikacıları meclisten kovma girişiminde bulunduğunu görüyorum. Bunu hiçbir şekilde iyi bulmuyorum. Böyle bir toplumda, toplumlar arası köprülerin kurulması gerektiğini düşünüyorum. Herkes aynı ülkede yaşıyor. Parlamentonun açıldığı bir günde böylesine ifadelerde bulunmak, hiçbir şekilde amaca hizmet etmeyecektir" diye konuştu.
DTP milletvekillerinin son yapılan saldırının bir an önce aydınlığa kavuşturulması yönündeki ifadelerini hatırlatan Roth, "PKK ile DTP'yi aynı kefeye koymaktan vazgeçmeliyiz. Bunun yanlış olduğunu düşünüyorum. PKK bir an önce silah bırakmalı, barışçıl bir ortamın yaratılmasında hizmet etmelidir" dedi.

"REFORM ÇALIŞMALARINA YENİDEN BAŞLANILMASI GEREKİYOR"


Alman Birlik 90/Yeşiller Partisi Eş Başkanı ve Almanya Federal Meclisi Alman-Türk Parlamenterler Dostluk Grubu Başkan Yardımcısı Claudia Roth, Türkiye'nin AB sürecinde reformları devam ettirmesi gerektiğini söyledi.

Roth, Almanya'nın Ankara Büyükelçiliğinde basın mensuplarıyla bir araya gelerek, Türkiye ziyaretine ilişkin bilgi verdi ve gündeme ilişkin soruları yanıtladı.

Partisinin Türkiye ile olan ilişkilere önem verdiğini ifade eden Roth, Türk siyasetini bundan sonra önemli görevlerin beklediğini söyledi.

"Seçim zaferinden sonra başarının üzerinde dinlenilmemesi gerektiğini" söyleyen Roth, aylar süren durgunluk dönemi sonrasında yeniden reform çalışmalarına başlanılması ve demokratikleşme sürecine ivme kazandırılması gerektiğine işaret etti.

Türkiye'nin AB'ye entegrasyonunu desteklediklerini söyleyen Roth, Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozy'i örnek vererek, bazı Avrupalı politikacılardan çift anlam taşıyan, tartışmalı durumlara neden olan ifadeler geldiğini ve bunların iç politika malzemesi olarak kullanıldığını belirtti. Bunları yanlış bulduklarını ifade eden Roth, AB'nin Türkiye'ye destek vermesi gerektiğini belirtti.

Anayasa değişikliği sürecine de değinen Roth, tartışmaların verimli ve önemli olduğunu söyledi. Anayasa çalışmalarının, 1982 anayasasına bir cevap olduğunu belirten Roth, "Anayasanın değişmesi gerektiğini hepimiz biliyoruz" diye konuştu.

Anayasa çalışmalarına sürerken, reform sürecinin devam etmesinin önemine işaret eden Roth, 301. maddeyle ilgili çalışmaların hükümetin gücünü ve arzusunu ortaya koyacak bir unsur olduğunu belirtti. Maddenin Türkiye'deki fikir özgürlüğünü baltaladığını savunan Roth, "301. maddenin ortadan kaldırılması gerektiğini önemle vurguluyoruz" dedi.

Roth, Dink cinayetine ilişkin yaptığı değerlendirmenden sonra kendisine, “cinayetin arkasında derin devlet olduğunu mu ima etmek istediğinin” sorulması üzerine, böyle bir izlenimi olmadığını söyledi.

“Böyle bir saldırıyı 17 yaşında bir gencin tek başına yapması inandırıcı gelmiyor" diyen Roth, Türkiye'deki demokratikleşme süreci bakımında bunun araştırılmasının çok büyük bir adım olacağını” kaydetti.

Türban tartışmalarına ilişkin bir soru üzerine de Roth, şunları söyledi:

"İnsanların başının üstünde taşıdıkları değil, kafalarının içindeki yapı önemlidir. Kadının ne giyeceği konusunda kendi kararını kendisi vermesi gerekir. Ne erkek ne din ne de başka bir olgu bu kararı vermemeli. Üniversitelerdeki genç bayanların türban takmasıyla ilgili tartışmaların da ülkenin İslamlaştığına dair bir sembol değeri taşıdığını zannetmiyorum. Türkiye'deki güçlü demokratik yapı böyle bir şeye zaten müsaade etmeyecektir."

Devlet ile birey arasındaki ilişkinin daha fazla öne çıkarılması gerektiğine işaret eden Roth, türban konusunda yapılan tartışmaların son bulmasını temenni ederek, "Türban takmak istemezdim ama başkasına da takmalısın diyeceğim bir duruma da düşmek istemezdim. Türban takmanın doğrudan laiklik karşıtı anlamına gelmesi yanlıştır."

Alman Birlik 90/Yeşiller Partisi Eş Başkanı Roth, ünlü yönetmen Fatih Akın'a ilişkin olarak da, Akın'ın Türkiye-Almanya ilişkilerin canlı bir örneği ifade ederek, çalışmalarından büyük gurur duyduklarını sözlerine ekledi.


A.A

Sizi her gördüğümde – ki bu sizin Türkiye ilginiz sayesinde maalesef sık oluyor- dilime hep aynı laf takılıyor: Ne alaka?
Gerçekten de Sayın Roth, ne alaka?
Siz Alman Yeşiller Partisi’nin eş başkanısınız…Yani Almanya’daki bir siyasi partinin liderlerinden birisiniz… Bakan filan da değilsiniz. Partiniz iktidarda bile değil. Sıradan bir siyasetçisiniz. Ha bir de Türk Alman Parlamenterler Arası Dostluk Grubu üyesisiniz. Hepsi bu!
Ama ne alakaysa bizimle her daim pek bir ilgili, bizim hakkımızda pek bir bilgilisiniz. Dostluk Grubunuzda aslolan dostluk mudur bilemem, çünkü içinde PKK geçen herşeyle de pek bir sevgilisiniz!
Sizin için Birinci Dünya Savaşı’nda İngilizler tarafından Arap Yarımadası’na Arapları Osmanlılara karşı kışkırtmak için gönderilen Arabistanlı Lawrence’a nazire “Çağdaş Lawrence” diyorlar.
Ben de merak ediyorum. Kuzum siz gerçekte kimsiniz?
Siz ne hakla, ne sıfatla ve de nasıl her fırsatta Türkiye’nin iç işlerine karışabilirsiniz?
Siz nasıl tutup da daha geçen gün PKK terörüyle ölmüş 12 kişinin cenazesi kalkmışken bu kadar rahat ahkam kesebilirsiniz?
Daha toprağı kurumayan 12 kişiyi bu kadar çabuk unutup da nasıl “Barışı Kabul etmeyen DTP değil Büyükanıt” dersiniz?
Yoksa DTP’nin o 12 kişiyi öldürenlere “terörist” diyemediğini bilmez misiniz?
Nasıl bu kadar arsızca hariçten gazel okuyabilirsiniz?
Ha bir de, merak ediyorum Türkiye’nin PKK sorununa gösterdiğiniz ilginin onda birini neden Avrupa Birliği sınırları içinde yer alan İspanya’nın ETA, Fransa’nın Korsika, İngiltere’nin IRA sorununa göstermezsiniz?
Siz gerçekte kimsiniz?
Kime hizmet edersiniz?
Türkiye’ye haddiniz olmayarak akıl vermektense birgün bu sorulara gerçek cevaplar vermeye ne dersiniz?
Benden söylemesi, siz bu gidişle daha çoook küfür yersiniz!!!


Melike İlgün

Yorum SizE kalmış . Ben artık fazla birşey söylemek istemiyorum böyle konularda .
Türkiye'nin geldiği nokta belli . Dış kapının mandalları bile bu lafları söyleyebiliyor . Ama bizim içişleri bakanlığımızdan herhangi bir yanıt bile gelmiyor .
Yazık büyük Türkiye Cumhuriyeti ne hallerde .
Birileri çıkıp içişlerimizle ilgili bir ton laf ediyor kimse ağzının payını vermiyor .
Sen kimsin ? Nesin ? Ne hakla bizim içişlerimize karışırsın .
Bunu bizim değil , bizi savunması , koruyup kollaması gereken devlet kurumlarının sorması gerekir .


( melike ilgün ne güzelde yazmış . Ellerine sağlık diyorum )
 
Bende aynı konuyu açacaktım benden önce davrandın aziz dostum... Melike İlgün güzel noktalara değinmiş gerçektende..Şimdi yine kudurur birileri...Soda içmeye davet ederek aynı mizahı yapmaya çalışırlar....
 
Hll derin derin kazmaya devam ediyorlar dibimizi...
 
paranoya...............

Bir kerede konuyu okuma zahmetinde bulunup karşı tez savunun , Dişimi kırcam . :durdurun

Bu kadar basitmi yani bir Alman'ın çıkıp içişlerimizle ilgili yorum yapması ?
Paranoya nedir ? Sen ilk önce onu bir öğren .
Paranoya = Korku ( sana basitçe anlatayım )
Konuda korkulacak bir yan yok . Gerçek bir haber . Ama senin okumadığın bile bu yorumundan belli .
Ben bu konuyu açarken korkarak açmadım . Bazı şeyleri bazıları okusun ve görsün diye açtım .
 
bence dışardaki desteklerden çok içerdeki desteklere bakmalıyız. Önce içteki Hainleri temizleyeceksin ki Arkandan vuran olmasın !

Ondan sonra Büyük taaruz gibi düşmanı denize dökeriz problem olmaz.
 
Bir kerede konuyu okuma zahmetinde bulunup karşı tez savunun , Dişimi kırcam . :durdurun

Bu kadar basitmi yani bir Alman'ın çıkıp içişlerimizle ilgili yorum yapması ?
Paranoya nedir ? Sen ilk önce onu bir öğren .
Paranoya = Korku ( sana basitçe anlatayım )
Konuda korkulacak bir yan yok . Gerçek bir haber . Ama senin okumadığın bile bu yorumundan belli .
Ben bu konuyu açarken korkarak açmadım . Bazı şeyleri bazıları okusun ve görsün diye açtım .

"paranoya" korku demek değil, onu öğretelim madem öğrenmek istiyorsun, paranoyak biri, kendini mutlu edecek şeylerin parapsikolojisini taşıyabilir...

Benim cevabıma verdiğin cevapla, zaten bu haberin doğru olmasını arzulayan bir paranoyan varmış gibi duruyorsun.

Haber niteliğinde konu açmışsın, yorum yapmışsın altta, senin yazdıklaırnı okumadım, zira senin yorumlarına ihtiyacım yok ama haberi sonuna kadar okudum, bana verdiğin cevaptakilere bakıp, senin gelişmelerden son derece uzak olduğunu, ve sadece evinin önündeki pencereden dışarı baktığını görebiliyorum, belki korkmuyorsun, ama bence bunun nedeni korkmaya yetecek kadar bilgin olmadığı, ve buna rağmen başkasını korkutup harekete geçirmek isteyen güdülerinin olduğu.
Sana "paranoya"nın tam anlamını yazayım istersen : "Abartılı gurur, kuşku, güvensizlik, bencillikle belli olan bir ruh hastalığı"

ne yazdığımın da farkındayım, ne hissettiğinin de.)
 
bence dışardaki desteklerden çok içerdeki desteklere bakmalıyız. Önce içteki Hainleri temizleyeceksin ki Arkandan vuran olmasın !

Ondan sonra Büyük taaruz gibi düşmanı denize dökeriz problem olmaz.
cok ırkcı bi dil kulanıyorsun,bunlar senin acizliğinin bi göstergesi olması beni rahatsız ediyor..hoşgörülü olmayı ne zaman öğreneceğiz onun merakını tasıyorum...senin tepkin paranoya kelimesine değil,hain ilan etiğin arkadasın nickinedir..biz birbirimizle barışık olmadığımız müddetce,aramıza ülkemize cok daha mudahaleler olur.melike ilgünde o yazıyı kösesine tasımakla ona deger verdiğinin farkındadır eminim buna,kimse değilse ben hiç önemsemem,devlet yetkilileri ona cevap vermemekle onu kaale almadıklarını göstermiştir..
 
mesajlarınızıa bakıyorumda birbirlerinizin düşüncelerine(aynı milletin evlatlarının)saygısı yok.
elin bilmem kaç göbek hatunumu sizin değerlerinize saygı duyacak.
onlar bir siz düşmeye görün.ırakı hatırlayın.bütün aileyi cırılçıplak soyuyor deyyüz üst üste koyuyor.
sonra ne yaptığı meçhul.
siz biribirinizi yerseniz.geriye kalanlarıda onalr(roht(alman kurtlar)yer.
uyanın dünyanın neresinde savaş varsa çogunlukla müslüman ülkeleredir.
neden mi bunlar(ing-alman-abd- bilimum bunların yandaşları) kuyruk acısı var.
ama bizim ecdadımız hiçbir zaman fetih ettiği yeri yağmalamamıştır.istanbul örnektir.
her kültür bulunur burada.KİLİSESİ SİNOGOGU-CAMİSİ
siz siz olun birbirinizi yemeyin kucaklaşın ki düşman dosluk kardeşlik nasıl oluyor görsün
ama ortak paydalırınız sağlam olsun degerleiniz demek istedim.
mevlana gibi "bin kere tevbe etsende yine gel"
evel allah bizim ecdadımız kimseden korkmaz
ölsende cennete dönsende cennete gidier diyor bizim dinimiz
önce içerde birlik(sakın IRAK gibi olmayalım)yerler,öldürseler neyse kefere aileyi bin türlü rezil ediyor
hatırlayın o görüntüleri kadınların ırzlarına geçiyorlar.babayı kızına tecavüze zorluyor kefere.
bunlarda ar namına bir şey kalmamış.zaten yoktu da neyse.
ondan sonra da sana hak hukuktan bahsediyor.medeniyet ögretiyor işte.
demezlermi ulan kefere bizim 30bin evladımızn diyetini sen mi verecen

SAKIN AMA SAKIN BİRBİRİMİZİ YEMEYELİM. YERLER SİZİ DE YİYEN BULUNUR
 
Bu milli birlikle değil iktidarın varlığını ve meşruiyetini yabancılara hizmette, göstereceği sadakatte ve alacağı takdirde araması ile ilişkildir.
Tavizin "bir adım önde olma",
Teslimiyetin "aktif dış politika",
İlkesizliğin "zafer ve ilerleme",
Peşkeş çekmenin "ülkeyi pazarlama",
Küresel taşaronluğun "eşbaşkanlık",
Boyun eğmenin "diyalog",
İşbirlikçiliğin "dönüşme ve değişme",
Diplomatik şantajın "müzakere",
Gayri milli zihniyetin "stratejik vizyon" olarak tanımlandığı bir ülkede Claudia Roth Ankara'ya kadar gelip DTP adına konuşma cüreti bulur. Biz Türkiye'nin milli çıkarlarını, onurunu ve haysiyetini pazarlarsak ve Anayasayı bile sivil adı altında batıya teslimiyet belgesine dönüştürürüsek asıl suçlanması gereken kim olmalıdır.Gelip konuşan mı kapıyı ardına dek açıp konuşturan mı?Claudia Roth 500 yıllık haçlı zihniyetinin temsilcisi.O iğrenç emelleri için yapması gerekeni yapıyor.Peki bizler yıllardır milli onur ve bağımsız Türkiye adına yapılması gerekenin ne kadarını yaptık?Dünün "adil düzencileri", 2002 yılında ayrılarak bugünün "batı düzencileri" oldular.Amaç ülkemizde Atatürk ve milliyetçilik başta olmak üzere Türkiye'nin direnme noktalarını kırıp ülkeyi beş kuruşluk çıkarlar için batıya teslim etmek.Bizler istediğimiz kadar milli birlik içinde olalım.Bu vatanı karşılıksız seven Türkiye Sevdalılarının eli kolu bir şekilde bağlanıp çaresizliğe mahkum edilmeye çalışılmaktadır..
 
"paranoya" korku demek değil, onu öğretelim madem öğrenmek istiyorsun, paranoyak biri, kendini mutlu edecek şeylerin parapsikolojisini taşıyabilir...

Benim cevabıma verdiğin cevapla, zaten bu haberin doğru olmasını arzulayan bir paranoyan varmış gibi duruyorsun.

Haber niteliğinde konu açmışsın, yorum yapmışsın altta, senin yazdıklaırnı okumadım, zira senin yorumlarına ihtiyacım yok ama haberi sonuna kadar okudum, bana verdiğin cevaptakilere bakıp, senin gelişmelerden son derece uzak olduğunu, ve sadece evinin önündeki pencereden dışarı baktığını görebiliyorum, belki korkmuyorsun, ama bence bunun nedeni korkmaya yetecek kadar bilgin olmadığı, ve buna rağmen başkasını korkutup harekete geçirmek isteyen güdülerinin olduğu.
Sana "paranoya"nın tam anlamını yazayım istersen : "Abartılı gurur, kuşku, güvensizlik, bencillikle belli olan bir ruh hastalığı"

ne yazdığımın da farkındayım, ne hissettiğinin de.)

Mhuauhauha . Yav gülüyorum bana sonra neden konuyu sulandırıyorsun gibi şeyler yazıyorlar .
Ben senin yazdığın yazının konuyla alakası olmadığının kanıtı olarak ''korku'' anlamında kullandım . Bende yazımda zaten yazdım bunun anlamı bu değil '' senin ve senin gibilerin ''
anlaması açısından basit şekilde indirgedim . ( parantez açarak )

'' Abartılı gurur, kuşku, güvensizlik, bencillikle belli olan bir ruh hastalığı: ''

Bu anlamı dahada kötü benim ruh hastası olduğumu ima ediyorsun . Şimdiye kadar böyle bir sıkıntım olmadı , hiçbir zamanda olmayacak .
Ama bazıları bazılarını ruh hastası gibi ithamlarda bulunuyor ve karşısındaki kişi hakkında hiç bir b.şey bilmiyorsa onun zekasından şüphe ederim .
Nasıl bu kanaati getirdin diyede sorarım ?
( kimse bana forum kuralları vs demesin adamın biri bana deli derse bende cevabını veririm )


Konuya dönecek olursak . Eleştirmemdeki gibi dış kapının mandalı olduğu halde bizim içişlerimiz hakkında birşeyler söyleyebilen bu zatı muhtereme kimse sen kim oluyorsun diye sormazsa burda tartışılacak bir konudur .
Haber değildir . Bunuda bilmiş ve öğrenmiş ol .


Neyse konu yine saptı gitti . Bir kerede benim açtığım başlıkları birileri okusada birşeyler o yazsa birşeyler biz yazsak seviyeli bir tartışma olsa .
Konu sapmasa . Birileri çıkıp birilerini saçma sapan şeylerle suçlamasa , karşılığını almasa . uzar gider bu liste
 
konunun sapmasını istemiyorsan verilen cevaplara bakıp kendini bir şeyler savunmak gereğinde hissetme, ordaki "pranoya" cevabı gayet açıktı lakin sen kelimenin anlamını bilmediğinden kendi aklının sana söyledikleri yönünde yorumsama yaptın, "konu okumamışsın" diye tespitte bile bulundun, burdaki "paranoya" kelimesi sana değil, o haberi bu şekle çevirenlereydi ama üzerine alından mesele yok, ama kelimenin anlamını yeni öğrenip kendine karşı bir saldırı olarak görüyorsan bunu, tdk sitesine bak derim.
Çok açık bir şekilde bu ülkede bu yönde asparagasların yayıldığını ve medya ajanslarının, belki de dünyanın dört bir tarafında sürekli olarak meydana gelen olayları abartıp, halkı olmayan meseleler için, gereksiz yere rating uğruna telaşa ve kaygıya kaptırmalarına ithafen "paranoya" dedim habere, sana demedim, sana desem "paranoyak" derdim mesajıma "korku" biçiminde cevap yazıp konuyu saptıran sen oldun, burdaki mesajımı okursan mesajlarımın konuya ait olduğunu görürsün kimseyi tanımam gereksiz yere şahsına da saldırmam. İyi forumlar.
 
O zaman son söz olarak şunu yazmak istiyorum .
Bazılarına göre paranoya , BiZe Göre Gerçekler . ( her ne kadar görmek istemeyenler olsada )


bu konuya son mesajım olsun . İnsan kendi açtığı konuya bile yorum yapmaktan sıkılır oldu .
 
Geri
Üst