Joy Ramo
ѕσυи∂ вℓ&#
- Katılım
- 9 Eyl 2007
- Mesajlar
- 6,294
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
- Yaş
- 43
SARIŞININ taliplerİkızın birini 3 tane talibi varmış ve bir türlü karar veremiyormuş.
birgün arkadaşına gitmiş ve benim 3 tane talibim var ve karar veremiyorum demiş
arkadaşı hemen mesleklerini sormuş
doktor ,telefoncu , öğretmen demiş.
arkadaşı hemen öğretmeni seç demiş
neden diye sormuş
arkadaşı demiş:
doktor devamlı sıradaki der demiş
telefoncu sürekli meşgul
ama öğretmen anlamadıysan TEKRARLAR
))
Ateşli Sarışın
Güzel mi güzel olan genç bir sarışının bir tanesi, telefonda yüksek ateşli olduğunu söyleyerek doktordan randevu alır
Randevu saatinde sarışın doktorun yanına gider ve sırası gelince içeri girer
Doktor her hastasına sorduğu gibi bizim genç sarışına da aynı soruyu sorar
şikayetiniz nedir hanim efendi?
Ah doktor bey bir bilseniz çok ateşim var
o zaman derece ile bir ateşinizi ölçelim buyurun dereceyi ağzınızda biraz tutunuz
ay doktor bey ben dereceyi ağzıma alamam, ondan tiksinirim
o zaman öyle ise koltuk altına koyunuz oradan ateşinizi ölçelim
ay doktor bey orası katiyen olmaz, ben çok gıdıklanırım
o zaman ateşinizi ölçebileceğimiz, son çare olarak tek bir yer kalıyor
Neresi doktor bey?
Ancak makatınıza dereceyi koyarak ölçebiliriz
bu fikir bizim genç bayanın aklına yatar ve kabul eder
Tabii bu arada derecenin makatına yerleştirilmesi için gereken pozisyonu da almıştır
Tamam doktor bey ben hazırım ateşimi ölçebilirsiniz
Doktor da ateşi ölçmek için atağa kalkar
Bizim genç sarısından yine bir itiraz gelir
şey doktor bey
ne oldu hanim efendi?
o dereceyi koyduğunuz yer makatım değil ki
ha ha ehm oraya koyduğum şey de, zaten derece değil...
)
UÇAK YOLCULUĞU
gün bi uçakta çeşitli ülkelerden işadamları Fransız, İngiliz, Alman, Rus, İranlı, Hollandalı ve Türk, laylaylom gidiyorlarmış.Rus her konuşmasında Rus KGB sinin çok iyi çalıştığını herşeyden haberdar olduğunu çok iyi ajanlarının olduğunu anlatarak yolculuğu iyice sıkmış.Uçak rotasını takip ederek giderken İngiltere'nin üstünden geçiyor. İngiliz şöyle bi aşağıları süzüyor ve lafa giriyor:
- Arkadaşlar,burası benim memleketim İngiltere. Bizim biramız acayip meşhurdur, şahane biralar üretiriz, içmelere doyamazsınız. İngiltere bitiyor, Fransa'nın üstünden geçerken Fransız lafa başlıyor:
- Burası da Fransa. Bizim kızlarımız meşhurdur, öpmelere kıyamazsın. Derken Almanya'ya geliyor uçak, Alman bi iç çekiyor:
- Hey gidi memleket diyor. Biz bi arabalar üretiriz, binmelere kıyamazsınız. Sonra Hollanda'nın üzerinden geçerken Hollandalı bakıyor şöyle bi aşağıya:
- Burası da Hollanda diyor. Ah o güzel evler, bizim evlerimiz meşhurdur... Uçak geçiyor Rusya'ya sonra (nasıl bi rotaysa artık) Rus bakıyor aşağıya:
- Bizim KGB miz meşhurdur. Dünyada sinek havalansa haberdardır. Sonra İran'a dönüyor uçak. İranlı bakıyor şöyle bi göz süzerek:
- Abiler burası da İran bizim de halımız meşhurdur, yumuşacıktır.. Geldik Türkiye'ye... Türk sinirli muhabbetten....mına koyim bakıyor aşağıya, düşün düşün nerden başlasam ki (o kadar çok meşhur şeyimiz var ki en orijinalini söylemeliyim diye) Sonra başlıyor anlatmaya...
- Arkadaşlar burası Türkiye. Bizim delikanlımız çok meşhurdur...Öyle ki; alır Fransız'ın kızını, içer İngiliz'in birasını, atar Almanın arabasına, götürür Hollandalının evine, yatırır İranlının halısında çatır çatır s.ker. KGB nin de bi s.kimden haberi olmaz.
Şeytan
Namık kemal bi gün der ki: Allahın adını verdim artık karı s.........m der ve dağın başına yerleşir. 3 yıl sonra artık abazalık canına tak etmiştir her gün hayvan s......e otuzbir çekmekte fakat bi türlü karı si...memektedirr. Yağmurlu bi gecede her tarafı sırılsıklam göğüs uçları ortaya çıkmış fıstık gibi bi hatun gelir der ki:
-Arabam bozuldu geceyi sizde geçirebilirmiyim?
Namık Kemal kabul eder. Hatun odasında soyunurken bu dayanamaz ve anahtar deliğinden bakar bi de ne görsün hatun çırılçıplak. Hemen dalar içeri ve hatunu 2 saat anırta anırta s....r. Sonra hatun şeytana dönüşür ve der ki:
-Sana çok büyük bi günah işlettirdim ne düşünüyosun?
Namık kemal hiç istifini bozmadan cevap verir:
-Ulan şu dünyada bi şeytanı sikmediğim vardı onu da siktim ya artık gözüm açık gitmem..
NAMIK
namık kemal bir gün bir papagan alır.papagan yollan geçenlere küfür eder ..namık kemal şöyle der bir daha küfür edersen senin üstünü örterim.papagan yine küfür eder namık kemal papagan ın üstünü örter.aradan 2 gün geçer namık kemal papagan öldümü merak eder hafiften tülü acar papagan da kafasini uzatır ve şöyle der 'götün mü kaşindi namık'
10,9,8,... [/COLOR]
Aamın biri doktora gitmiş. Doktor muayene etmiş ve bizimki sormuş:
- Ne oldu doktor bey? Ne kadar ömrüm kaldı?
Doktor cevaplamış:
- 10
Bizimki de :
- Ne 10'u doktor bey, gün mü, ay mı sene mi?
Doktor:
- 9, 8, 7, 6....
Baş Ağrısı Joe, yatak kariyeri başarılarla dolu bir insandır. Ancak yaşlandıkça bu meziyeti inanılmaz bir baş ağrısı yüzünden durmuştur. Sağlığı ve aşk hayatı, çekilmez bir hal aldığında tıbbı bir yardıma ihtiyacı olduğunu fark eder.
Kapı kapı, doktor doktor gezdikten sonra problemini çözebilecek bir uzman hekim bulur kendine;
"- Size bir iyi, bir de kötü bir haberim var." der doktor.
"- Doktor, önce iyi haberi duymak istiyorum."
"- Sizi baş ağrınızdan kurtarabilirim."
"- Peki, kötü haber nedir doktor bey?"
"- Çok nadir görülen bir durumdur. Söylemesi zor ama hadım edilmeniz gerekiyor. Cinsel organınız, omurganızın alt kısmına baskı yapıyor ve bu baskı sizde dayanılmaz bir baş ağrısı yaratıyor. Bu baskıdan kurtulmanın tek yolu erkeklik organınızı almak."
Joe bu haber karşısında şok olur ve morali çok bozulur. Kendi kendine sorar;
" - Ne yapsam acaba. Erkeklik organım alınırsa ben nasıl yaşarım. Kimin için yaşarım. El içine nasıl çıkarım!"
Cevap vermek için fazla düşünmez ve başka bir şansı olmadığı için bıçak altına yatmaya karar verir.
Hastaneden taburcu olduğunda;
" - Oh be! Dünya varmış. Kurtuldum şu lanet ağrıdan" diye derin bir nefes alır, ancak üstünde önemli bir parçasının eksik olduğunu hisseder. Caddede yürürken farklı bir kişi olduğunu sezinler. Yeni bir başlangıç yapmaya ve yeni bir hayata başlamaya karar verir. Bir erkek giyim mağazasının önünden geçerken vitrinde duran bir takım elbiseye takılır gözleri.
" - İşte tam aradığım takım elbise!" der ve dükkâna girer.
Tezgâhtara;
" - Yeni bir takım elbise istiyorum" der.
Tezgahtar Joe''yu söyle tepeden tırnağa bir süzer ve;
" - Bir bakalım. 44 beden!" der.
Joe gülerek;
" - Kesinlikle doğru, nerden anladınız?"
" - Bu benim işim."
Joe takım elbiseyi dener. Üstüne cuk diye oturur. Joe aynada kendisine hayran hayran bakarken, tezgâhtar sorar;
" - Yeni bir gömlek de ister misiniz?"
Joe bir kaç saniye düşündükten sonra;
" - Elbette" der.
Tezgâhtar Joe''ya şöyle bir bakar;
" - Kol numarası 34 ve 16 numara yarım yaka."
Joe şaşırır;
" - Kesinlikle doğru nerden anladınız?"
" - Bu benim işim!"
Joe gömleği giydi. Evet, gömlek süper olmuştur. Yakasını aynada düzeltirken tezgâhtar sorar;
" - Yeni ayakkabıya ne dersiniz?"
" - Evet lütfen. Bir de ayakkabılarınıza bakayım"
Tezgâhtar Joe''nun ayaklarına bakarak;
" - Evet...9-1/2... E."
Joe iyiden iyiye afallar;
" - İnanamıyorum bir bakışta kaç numara ayakkabı giydiğimi nasıl anladınız? Vallahi bravo!"
Tezgâhtar;
" - Efendim. Bu benim işim."
Joe ayakkabıları da giyer. Gerçekten de ayakkabılar cillop gibi oturur ayaklarına. Şöyle dükkân içerisinde bir tur atarken tezgâhtar sorar;
" - Beyefendi vallahi jilet gibi oldunuz! Size bir tane de şapka veriyim ben!"
Joe aynaya bakarak;
" - Heyt ulan be façayı o biçim düzdüm." diye içinden geçirir ve " - Evet bir de şapka bakayım kendime!" der tezgâhtara.
Tezgâhtar Joe''nun kafasına bakarak;
" - Eveeeeet...7-5/8."
Joe dumur üstüne dumur yaşamış bir şekilde tezgâhtara;
" - Evet..doğru..nerden bildiniz?" diye sorar.
Tezgâhtar iyiden iyiye havaya girmiş bir şekilde;
" - Bu benim işim efendim" der.
Şapka da süper oturmuştur kafasına.
" - Vayyy beee, ulan ben neymişim beee. Ulan ben var ya ben..." diye düşünürken tezgâhtar yine sorar;
" - Size bir tane de don verelim efendim."
Joe bir kaç saniye düşünür ve;
" - Tamam! Hemen bana en fiyakalı donlarınızdan getirin!" der.
Tezgahtar geri adim atarak "Eveeeeet..36 beden!" der.
Joe gülerek;
" - İlk defa yanıldınız. Ben 18 yaşımdan beri 34 beden giyiyorum!" der.
Tezgâhtar kafasını sallayarak;
" - Hayır..size 34 olmaz. Erkeklik organınızı sıkıştırır ve omurganıza basınç yapar, bu da dayanılması güç bir baş ağrısı çekmenize sebep olur!..."
Basman Gereken Buton Hemen Orada Bak Sagda
birgün arkadaşına gitmiş ve benim 3 tane talibim var ve karar veremiyorum demiş
arkadaşı hemen mesleklerini sormuş
doktor ,telefoncu , öğretmen demiş.
arkadaşı hemen öğretmeni seç demiş
neden diye sormuş
arkadaşı demiş:
doktor devamlı sıradaki der demiş
telefoncu sürekli meşgul
ama öğretmen anlamadıysan TEKRARLAR
Ateşli Sarışın
Güzel mi güzel olan genç bir sarışının bir tanesi, telefonda yüksek ateşli olduğunu söyleyerek doktordan randevu alır
Randevu saatinde sarışın doktorun yanına gider ve sırası gelince içeri girer
Doktor her hastasına sorduğu gibi bizim genç sarışına da aynı soruyu sorar
şikayetiniz nedir hanim efendi?
Ah doktor bey bir bilseniz çok ateşim var
o zaman derece ile bir ateşinizi ölçelim buyurun dereceyi ağzınızda biraz tutunuz
ay doktor bey ben dereceyi ağzıma alamam, ondan tiksinirim
o zaman öyle ise koltuk altına koyunuz oradan ateşinizi ölçelim
ay doktor bey orası katiyen olmaz, ben çok gıdıklanırım
o zaman ateşinizi ölçebileceğimiz, son çare olarak tek bir yer kalıyor
Neresi doktor bey?
Ancak makatınıza dereceyi koyarak ölçebiliriz
bu fikir bizim genç bayanın aklına yatar ve kabul eder
Tabii bu arada derecenin makatına yerleştirilmesi için gereken pozisyonu da almıştır
Tamam doktor bey ben hazırım ateşimi ölçebilirsiniz
Doktor da ateşi ölçmek için atağa kalkar
Bizim genç sarısından yine bir itiraz gelir
şey doktor bey
ne oldu hanim efendi?
o dereceyi koyduğunuz yer makatım değil ki
ha ha ehm oraya koyduğum şey de, zaten derece değil...
UÇAK YOLCULUĞU
gün bi uçakta çeşitli ülkelerden işadamları Fransız, İngiliz, Alman, Rus, İranlı, Hollandalı ve Türk, laylaylom gidiyorlarmış.Rus her konuşmasında Rus KGB sinin çok iyi çalıştığını herşeyden haberdar olduğunu çok iyi ajanlarının olduğunu anlatarak yolculuğu iyice sıkmış.Uçak rotasını takip ederek giderken İngiltere'nin üstünden geçiyor. İngiliz şöyle bi aşağıları süzüyor ve lafa giriyor:
- Arkadaşlar,burası benim memleketim İngiltere. Bizim biramız acayip meşhurdur, şahane biralar üretiriz, içmelere doyamazsınız. İngiltere bitiyor, Fransa'nın üstünden geçerken Fransız lafa başlıyor:
- Burası da Fransa. Bizim kızlarımız meşhurdur, öpmelere kıyamazsın. Derken Almanya'ya geliyor uçak, Alman bi iç çekiyor:
- Hey gidi memleket diyor. Biz bi arabalar üretiriz, binmelere kıyamazsınız. Sonra Hollanda'nın üzerinden geçerken Hollandalı bakıyor şöyle bi aşağıya:
- Burası da Hollanda diyor. Ah o güzel evler, bizim evlerimiz meşhurdur... Uçak geçiyor Rusya'ya sonra (nasıl bi rotaysa artık) Rus bakıyor aşağıya:
- Bizim KGB miz meşhurdur. Dünyada sinek havalansa haberdardır. Sonra İran'a dönüyor uçak. İranlı bakıyor şöyle bi göz süzerek:
- Abiler burası da İran bizim de halımız meşhurdur, yumuşacıktır.. Geldik Türkiye'ye... Türk sinirli muhabbetten....mına koyim bakıyor aşağıya, düşün düşün nerden başlasam ki (o kadar çok meşhur şeyimiz var ki en orijinalini söylemeliyim diye) Sonra başlıyor anlatmaya...
- Arkadaşlar burası Türkiye. Bizim delikanlımız çok meşhurdur...Öyle ki; alır Fransız'ın kızını, içer İngiliz'in birasını, atar Almanın arabasına, götürür Hollandalının evine, yatırır İranlının halısında çatır çatır s.ker. KGB nin de bi s.kimden haberi olmaz.
Şeytan
Namık kemal bi gün der ki: Allahın adını verdim artık karı s.........m der ve dağın başına yerleşir. 3 yıl sonra artık abazalık canına tak etmiştir her gün hayvan s......e otuzbir çekmekte fakat bi türlü karı si...memektedirr. Yağmurlu bi gecede her tarafı sırılsıklam göğüs uçları ortaya çıkmış fıstık gibi bi hatun gelir der ki:
-Arabam bozuldu geceyi sizde geçirebilirmiyim?
Namık Kemal kabul eder. Hatun odasında soyunurken bu dayanamaz ve anahtar deliğinden bakar bi de ne görsün hatun çırılçıplak. Hemen dalar içeri ve hatunu 2 saat anırta anırta s....r. Sonra hatun şeytana dönüşür ve der ki:
-Sana çok büyük bi günah işlettirdim ne düşünüyosun?
Namık kemal hiç istifini bozmadan cevap verir:
-Ulan şu dünyada bi şeytanı sikmediğim vardı onu da siktim ya artık gözüm açık gitmem..
NAMIK
namık kemal bir gün bir papagan alır.papagan yollan geçenlere küfür eder ..namık kemal şöyle der bir daha küfür edersen senin üstünü örterim.papagan yine küfür eder namık kemal papagan ın üstünü örter.aradan 2 gün geçer namık kemal papagan öldümü merak eder hafiften tülü acar papagan da kafasini uzatır ve şöyle der 'götün mü kaşindi namık'
10,9,8,... [/COLOR]
Aamın biri doktora gitmiş. Doktor muayene etmiş ve bizimki sormuş:
- Ne oldu doktor bey? Ne kadar ömrüm kaldı?
Doktor cevaplamış:
- 10
Bizimki de :
- Ne 10'u doktor bey, gün mü, ay mı sene mi?
Doktor:
- 9, 8, 7, 6....
Baş Ağrısı Joe, yatak kariyeri başarılarla dolu bir insandır. Ancak yaşlandıkça bu meziyeti inanılmaz bir baş ağrısı yüzünden durmuştur. Sağlığı ve aşk hayatı, çekilmez bir hal aldığında tıbbı bir yardıma ihtiyacı olduğunu fark eder.
Kapı kapı, doktor doktor gezdikten sonra problemini çözebilecek bir uzman hekim bulur kendine;
"- Size bir iyi, bir de kötü bir haberim var." der doktor.
"- Doktor, önce iyi haberi duymak istiyorum."
"- Sizi baş ağrınızdan kurtarabilirim."
"- Peki, kötü haber nedir doktor bey?"
"- Çok nadir görülen bir durumdur. Söylemesi zor ama hadım edilmeniz gerekiyor. Cinsel organınız, omurganızın alt kısmına baskı yapıyor ve bu baskı sizde dayanılmaz bir baş ağrısı yaratıyor. Bu baskıdan kurtulmanın tek yolu erkeklik organınızı almak."
Joe bu haber karşısında şok olur ve morali çok bozulur. Kendi kendine sorar;
" - Ne yapsam acaba. Erkeklik organım alınırsa ben nasıl yaşarım. Kimin için yaşarım. El içine nasıl çıkarım!"
Cevap vermek için fazla düşünmez ve başka bir şansı olmadığı için bıçak altına yatmaya karar verir.
Hastaneden taburcu olduğunda;
" - Oh be! Dünya varmış. Kurtuldum şu lanet ağrıdan" diye derin bir nefes alır, ancak üstünde önemli bir parçasının eksik olduğunu hisseder. Caddede yürürken farklı bir kişi olduğunu sezinler. Yeni bir başlangıç yapmaya ve yeni bir hayata başlamaya karar verir. Bir erkek giyim mağazasının önünden geçerken vitrinde duran bir takım elbiseye takılır gözleri.
" - İşte tam aradığım takım elbise!" der ve dükkâna girer.
Tezgâhtara;
" - Yeni bir takım elbise istiyorum" der.
Tezgahtar Joe''yu söyle tepeden tırnağa bir süzer ve;
" - Bir bakalım. 44 beden!" der.
Joe gülerek;
" - Kesinlikle doğru, nerden anladınız?"
" - Bu benim işim."
Joe takım elbiseyi dener. Üstüne cuk diye oturur. Joe aynada kendisine hayran hayran bakarken, tezgâhtar sorar;
" - Yeni bir gömlek de ister misiniz?"
Joe bir kaç saniye düşündükten sonra;
" - Elbette" der.
Tezgâhtar Joe''ya şöyle bir bakar;
" - Kol numarası 34 ve 16 numara yarım yaka."
Joe şaşırır;
" - Kesinlikle doğru nerden anladınız?"
" - Bu benim işim!"
Joe gömleği giydi. Evet, gömlek süper olmuştur. Yakasını aynada düzeltirken tezgâhtar sorar;
" - Yeni ayakkabıya ne dersiniz?"
" - Evet lütfen. Bir de ayakkabılarınıza bakayım"
Tezgâhtar Joe''nun ayaklarına bakarak;
" - Evet...9-1/2... E."
Joe iyiden iyiye afallar;
" - İnanamıyorum bir bakışta kaç numara ayakkabı giydiğimi nasıl anladınız? Vallahi bravo!"
Tezgâhtar;
" - Efendim. Bu benim işim."
Joe ayakkabıları da giyer. Gerçekten de ayakkabılar cillop gibi oturur ayaklarına. Şöyle dükkân içerisinde bir tur atarken tezgâhtar sorar;
" - Beyefendi vallahi jilet gibi oldunuz! Size bir tane de şapka veriyim ben!"
Joe aynaya bakarak;
" - Heyt ulan be façayı o biçim düzdüm." diye içinden geçirir ve " - Evet bir de şapka bakayım kendime!" der tezgâhtara.
Tezgâhtar Joe''nun kafasına bakarak;
" - Eveeeeet...7-5/8."
Joe dumur üstüne dumur yaşamış bir şekilde tezgâhtara;
" - Evet..doğru..nerden bildiniz?" diye sorar.
Tezgâhtar iyiden iyiye havaya girmiş bir şekilde;
" - Bu benim işim efendim" der.
Şapka da süper oturmuştur kafasına.
" - Vayyy beee, ulan ben neymişim beee. Ulan ben var ya ben..." diye düşünürken tezgâhtar yine sorar;
" - Size bir tane de don verelim efendim."
Joe bir kaç saniye düşünür ve;
" - Tamam! Hemen bana en fiyakalı donlarınızdan getirin!" der.
Tezgahtar geri adim atarak "Eveeeeet..36 beden!" der.
Joe gülerek;
" - İlk defa yanıldınız. Ben 18 yaşımdan beri 34 beden giyiyorum!" der.
Tezgâhtar kafasını sallayarak;
" - Hayır..size 34 olmaz. Erkeklik organınızı sıkıştırır ve omurganıza basınç yapar, bu da dayanılması güç bir baş ağrısı çekmenize sebep olur!..."
Basman Gereken Buton Hemen Orada Bak Sagda