SeNoLL
New member
- Katılım
- 26 Nis 2006
- Mesajlar
- 396
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
Pentagram
Pentagram bir özelliği ile belki de dünyanın en ilginç grubu. Sanırım dünyada fan kitlesi her iki yılda bir değişen başka bir müzik grubu daha yoktur.
Pentagram'ın fan kitlesi "don lastiği" misali ne uzuyor, ne kısalıyor. 10 yıl önceki moda konserinde kaç kişi varsa; Rock House'da da hemen hemen aynı. Bu olaya farklı bakış açılarından; birçok yorum getirmek mümkün.
Mesela 10 senedir bir arpa boyu yol alamamışlar diyebilirsiniz.
Onlarla beraber dünyada ve Türkiye'de bu müziği yapmaya başlayanların birçoğu silindi gitti ama Pentagram hala taş gibi ayakta diyebilirsiniz. Ben olaya biraz daha istatistiksel yaklaşmak istiyorum.
- Pentagram'ın ilk albümünü satın alan 25.000 sıkı metalci; neredesiniz?
- Albüm satışı çok gözüksün diye koliyle albüm alıp odasına duvar örenler; neredesiniz?
- 1990 Bodrum Kalesi konserine gidebilmek için yazın göbeğinde, ayağında postalla, beş parasız, otostopla Bodrum'a ulaşmaya çalışan, yol boyunca dizi dizi sıralanmış metalciler; neredesiniz?
- 1992 Sodom konserinde organizatörün sahneden Pentagram hakkında atıp tutmasına "Pentagram!" tezahüratlarıyla protesto edenler; neredesiniz?
- 1993 yılında Trail Blazer albümünü satın alan ikinci kuşak 16.000 metalci; neredesiniz?
- Pentagram'ın ilk ve tek illegal kaydı olan "Live At The Trail"in dükkan sahibinin kendine ayırdığı son kopyasını satın alabilmek için yalvaranlar; neredesiniz?
- Ulan bu kadar vefasızlık olur mu be? Haydi diyelim içinizdeki şeytanı öldürdünüz, artık efendi çocuksunuz, düzenin emrine amadesiniz. Katiller bile olay mahalline mutlaka geri gelirlermiş. Peki ya sizler; neredesiniz?
Şu ülkede bir şekilde Pentagram fanlığına bulaşmış olanlar, bugün hala en azından liselerin nostaljik pilav günü muhabbetleri gibi zaten sayısı senede 1-2'yi geçmeyen Pentagram konserlerine bir bilet alsaydınız bugün Pentagram İstanbul'daki tüm konserlerini stadyumlarda veriyor olurdu.
İşin diğer bir acı tarafı da Pantagram 10 yıllık geçmişinde hiçbir şeyden çekmedi Türk metal camiasından çektiği kadar. İnan ki bu camia tarafından bilinerek ya da bilinmeyerek onlara yapılan kötülükler ve haksızlıkların onda biri herhangi birimize yapılsaydı, sokakta her gördüğümüz metalciye sille tokat girişiyor olurduk. Şimdi bir de artık bu dergiyi okumadıkları aşikar olan kardeşlere soralım:
- Pentagram ilk albümünü çıkardığında "Bunların hiçbiri beste değil. Hepsi Kreator'dan, Slayer'dan arak" diyen büyük (?) müzik otoriteleri (!); neredesiniz?
- Metalcilik adına Moda Sineması'nın, İnci Sineması'nın koltuklarını kıran harbi(!) metalciler; neredesiniz?
- Açıkhava Tiyatrosu'nda Ogün seyircilerin elini sıkmak için öne eğildiğinde yüzüne tüküren şerefsizler; neredesiniz?
- "Hakan'ın bıyıkları ülkücü bıyığı", "Pentagram'ın hepsi faşist" diye uluyan köpekler; neredesiniz?
- "Pentagram konserlerde playback yapıyormuş", "İhsan Trail Blazer'ı çalamıyormuş, o nedenle playliste koymuyorlarmış" diyen kuş beyinliler; nerdesiniz?
- Pentagram bir parçasında Mehter Marşı çaldı diye döneklikle suçlayıp, akşamları düğün orkestralarında "kasap havası" çalan çakallar; nerdesiniz?
- Soundun "s"sinden haberi olmayan gruplara içtenlikle yardım eden Tarkan ve Hakan'ın yüzlerine gülüp, dergilere "Pentagram bizi çekemediği için ayarlarımızla oynadı, bilerek bozdu" diyen haysiyetsiz ve bilmediğim, aklıma gelmeyen birçok diğerleri...
Aslında nerede olduğunuz hiç de ipimde değil. Zaten artık ne sizi, ne de boktan gruplarınızı kimse hatırlamıyor bile.
Tarihinin çöplüğünde yok olup gittiniz, arkanızdan sifonu bile çeken olmadı. Hep ait olduğunuz yerde kalın. Her nerede yaşadığınızı zannediyor ve yaşatılmıyorsanız.
...
İşte Şebek HMF'de Pentagram'ın 18 Ekim 1998 Rock House konserinden sonra Tayfun Altınbaş'ın yazdığı o güzel yazı...
Yeterince haklı değil mi?
Pentagram bir özelliği ile belki de dünyanın en ilginç grubu. Sanırım dünyada fan kitlesi her iki yılda bir değişen başka bir müzik grubu daha yoktur.
Pentagram'ın fan kitlesi "don lastiği" misali ne uzuyor, ne kısalıyor. 10 yıl önceki moda konserinde kaç kişi varsa; Rock House'da da hemen hemen aynı. Bu olaya farklı bakış açılarından; birçok yorum getirmek mümkün.
Mesela 10 senedir bir arpa boyu yol alamamışlar diyebilirsiniz.
Onlarla beraber dünyada ve Türkiye'de bu müziği yapmaya başlayanların birçoğu silindi gitti ama Pentagram hala taş gibi ayakta diyebilirsiniz. Ben olaya biraz daha istatistiksel yaklaşmak istiyorum.
- Pentagram'ın ilk albümünü satın alan 25.000 sıkı metalci; neredesiniz?
- Albüm satışı çok gözüksün diye koliyle albüm alıp odasına duvar örenler; neredesiniz?
- 1990 Bodrum Kalesi konserine gidebilmek için yazın göbeğinde, ayağında postalla, beş parasız, otostopla Bodrum'a ulaşmaya çalışan, yol boyunca dizi dizi sıralanmış metalciler; neredesiniz?
- 1992 Sodom konserinde organizatörün sahneden Pentagram hakkında atıp tutmasına "Pentagram!" tezahüratlarıyla protesto edenler; neredesiniz?
- 1993 yılında Trail Blazer albümünü satın alan ikinci kuşak 16.000 metalci; neredesiniz?
- Pentagram'ın ilk ve tek illegal kaydı olan "Live At The Trail"in dükkan sahibinin kendine ayırdığı son kopyasını satın alabilmek için yalvaranlar; neredesiniz?
- Ulan bu kadar vefasızlık olur mu be? Haydi diyelim içinizdeki şeytanı öldürdünüz, artık efendi çocuksunuz, düzenin emrine amadesiniz. Katiller bile olay mahalline mutlaka geri gelirlermiş. Peki ya sizler; neredesiniz?
Şu ülkede bir şekilde Pentagram fanlığına bulaşmış olanlar, bugün hala en azından liselerin nostaljik pilav günü muhabbetleri gibi zaten sayısı senede 1-2'yi geçmeyen Pentagram konserlerine bir bilet alsaydınız bugün Pentagram İstanbul'daki tüm konserlerini stadyumlarda veriyor olurdu.
İşin diğer bir acı tarafı da Pantagram 10 yıllık geçmişinde hiçbir şeyden çekmedi Türk metal camiasından çektiği kadar. İnan ki bu camia tarafından bilinerek ya da bilinmeyerek onlara yapılan kötülükler ve haksızlıkların onda biri herhangi birimize yapılsaydı, sokakta her gördüğümüz metalciye sille tokat girişiyor olurduk. Şimdi bir de artık bu dergiyi okumadıkları aşikar olan kardeşlere soralım:
- Pentagram ilk albümünü çıkardığında "Bunların hiçbiri beste değil. Hepsi Kreator'dan, Slayer'dan arak" diyen büyük (?) müzik otoriteleri (!); neredesiniz?
- Metalcilik adına Moda Sineması'nın, İnci Sineması'nın koltuklarını kıran harbi(!) metalciler; neredesiniz?
- Açıkhava Tiyatrosu'nda Ogün seyircilerin elini sıkmak için öne eğildiğinde yüzüne tüküren şerefsizler; neredesiniz?
- "Hakan'ın bıyıkları ülkücü bıyığı", "Pentagram'ın hepsi faşist" diye uluyan köpekler; neredesiniz?
- "Pentagram konserlerde playback yapıyormuş", "İhsan Trail Blazer'ı çalamıyormuş, o nedenle playliste koymuyorlarmış" diyen kuş beyinliler; nerdesiniz?
- Pentagram bir parçasında Mehter Marşı çaldı diye döneklikle suçlayıp, akşamları düğün orkestralarında "kasap havası" çalan çakallar; nerdesiniz?
- Soundun "s"sinden haberi olmayan gruplara içtenlikle yardım eden Tarkan ve Hakan'ın yüzlerine gülüp, dergilere "Pentagram bizi çekemediği için ayarlarımızla oynadı, bilerek bozdu" diyen haysiyetsiz ve bilmediğim, aklıma gelmeyen birçok diğerleri...
Aslında nerede olduğunuz hiç de ipimde değil. Zaten artık ne sizi, ne de boktan gruplarınızı kimse hatırlamıyor bile.
Tarihinin çöplüğünde yok olup gittiniz, arkanızdan sifonu bile çeken olmadı. Hep ait olduğunuz yerde kalın. Her nerede yaşadığınızı zannediyor ve yaşatılmıyorsanız.
...
İşte Şebek HMF'de Pentagram'ın 18 Ekim 1998 Rock House konserinden sonra Tayfun Altınbaş'ın yazdığı o güzel yazı...
Yeterince haklı değil mi?