türk ocağı
serdengeçti
Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkan Yardımcısı Dr. Ahmet Şanverdi, “Başörtüsünü rahibe kıyafeti olarak tanımlamak cehalet değilse, kasıtlı bir saptırmadır” dedi.
BBP Genel Başkan Yardımcısı Dr. Ahmet Şanverdi Başörtüsünün rahibe kıyafeti olduğunu söyleyen HYP Genel Başkanı Prof. Dr. Yaşar Nuri Öztürk’e tepki gösterdi. Şanverdi, “Başörtüsünü İslam’ın emri değil de bir rahibe kıyafeti olarak tanımlamak cehalet sonucu değilse kasıtlı bir saptırmadır. Bu iddiayı ortaya atanlar gayet iyi bilirler ki her 3 semavi dinde de tesettür emri vardır” dedi.
Şanverdi açıklamasında şunları kaydetti:
“Başörtüsü ve tesettür Allah’ın kesin bir emridir. Rahibe kıyafeti değildir. Kur-an ve sünnet ile sabit olan tesettür milletimizin temel hasletlerinden biridir. Dünyada ki bütün İslam ülkelerinde tesettür, değişik şekillerde de olsa bizatihi hayatın içerisindedir. Bin 500 yıllık İslam tarihinde son yıllar hariç hiçbir İslam ülkesinde başörtüsü ve tesettür mesele yapılmamıştır.
İslam dini tesettürün icrasında herhangi bir şekli standart getirmez yani başörtüsünün nasıl ne renk ve hangi şekilde olacağını İslam kesin kurallarla belirtmemiştir, aksine bunu kadınlarımızın kendi gelenek görenek zevk ve duygularına bırakmıştır. Bu da kadınlara tanınan bir hak ve hürriyet olarak değerlendirilmelidir. Ayrıca bu serbestlik değişik coğrafyalarda değişik kültürlere mensup olan Müslümanlara da bir kolaylık sağlamıştır.
Başörtüsünü İslam’ın emri değil de bir rahibe kıyafeti olarak tanımlamak bir cehalet sonucu değilse kasıtlı bir saptırmadır. Bu iddiayı ortaya atanlar gayet iyi bilirler ki her 3 semavi dinde de tesettür vardır. Rahibeler de kendi inançları gereği örtünmektedirler ve buna da ancak saygı duyulur. Ancak rahibeler örtünüyor diye İslam’ın en bariz en açık emirlerinden birini reddetmek veya bu rahibe adetidir demek son derece yanlıştır, gerçekleri saptırmaktır.
Ayrıca demokrasi ve insan haklarına inandıklarını iddia edenlerin başörtüsüne karşı gelmeleri de anlaşılır bir durum değildir. Zira başörtüsü en temel hak ve özgürlükler kapsamındadır. Kendilerine Avrupa’yı ve gelişmiş batılı ülkeleri örnek alanlar bilmelidirler ki batı ülkelerinin hiçbir üniversitesinde başörtüsü yasağı yoktur.
Batılı üniversitelerin tamamında başörtüsü temel hak ve özgürlükler bahsinden kabul edilmiştir. Dini inanç ve hürriyetler kapsamında da kabul edilen başörtüsünün Türkiye’de yasaklanmış olmasını Batı alemi anlamakta zorluk çekmektedir.
Türkiye de bu ayıptan bir an önce kurtulmalıdır. Yeni Anayasanın hazırlanması bu meyanda önemli bir zemindir. Başörtüsü meselesi insan temel hak ve hürriyetlerinden biri olarak kabul edilmelidir. Ayrıca yeni yasalarda kalıcı ve kesin bir düzenlemeyle toplumda huzursuzluk yaratan insanlarımızın mağduriyetine sebep olan bu haksız uygulamaya da son verilmelidir.”
BBP Genel Başkan Yardımcısı Dr. Ahmet Şanverdi Başörtüsünün rahibe kıyafeti olduğunu söyleyen HYP Genel Başkanı Prof. Dr. Yaşar Nuri Öztürk’e tepki gösterdi. Şanverdi, “Başörtüsünü İslam’ın emri değil de bir rahibe kıyafeti olarak tanımlamak cehalet sonucu değilse kasıtlı bir saptırmadır. Bu iddiayı ortaya atanlar gayet iyi bilirler ki her 3 semavi dinde de tesettür emri vardır” dedi.
Şanverdi açıklamasında şunları kaydetti:
“Başörtüsü ve tesettür Allah’ın kesin bir emridir. Rahibe kıyafeti değildir. Kur-an ve sünnet ile sabit olan tesettür milletimizin temel hasletlerinden biridir. Dünyada ki bütün İslam ülkelerinde tesettür, değişik şekillerde de olsa bizatihi hayatın içerisindedir. Bin 500 yıllık İslam tarihinde son yıllar hariç hiçbir İslam ülkesinde başörtüsü ve tesettür mesele yapılmamıştır.
İslam dini tesettürün icrasında herhangi bir şekli standart getirmez yani başörtüsünün nasıl ne renk ve hangi şekilde olacağını İslam kesin kurallarla belirtmemiştir, aksine bunu kadınlarımızın kendi gelenek görenek zevk ve duygularına bırakmıştır. Bu da kadınlara tanınan bir hak ve hürriyet olarak değerlendirilmelidir. Ayrıca bu serbestlik değişik coğrafyalarda değişik kültürlere mensup olan Müslümanlara da bir kolaylık sağlamıştır.
Başörtüsünü İslam’ın emri değil de bir rahibe kıyafeti olarak tanımlamak bir cehalet sonucu değilse kasıtlı bir saptırmadır. Bu iddiayı ortaya atanlar gayet iyi bilirler ki her 3 semavi dinde de tesettür vardır. Rahibeler de kendi inançları gereği örtünmektedirler ve buna da ancak saygı duyulur. Ancak rahibeler örtünüyor diye İslam’ın en bariz en açık emirlerinden birini reddetmek veya bu rahibe adetidir demek son derece yanlıştır, gerçekleri saptırmaktır.
Ayrıca demokrasi ve insan haklarına inandıklarını iddia edenlerin başörtüsüne karşı gelmeleri de anlaşılır bir durum değildir. Zira başörtüsü en temel hak ve özgürlükler kapsamındadır. Kendilerine Avrupa’yı ve gelişmiş batılı ülkeleri örnek alanlar bilmelidirler ki batı ülkelerinin hiçbir üniversitesinde başörtüsü yasağı yoktur.
Batılı üniversitelerin tamamında başörtüsü temel hak ve özgürlükler bahsinden kabul edilmiştir. Dini inanç ve hürriyetler kapsamında da kabul edilen başörtüsünün Türkiye’de yasaklanmış olmasını Batı alemi anlamakta zorluk çekmektedir.
Türkiye de bu ayıptan bir an önce kurtulmalıdır. Yeni Anayasanın hazırlanması bu meyanda önemli bir zemindir. Başörtüsü meselesi insan temel hak ve hürriyetlerinden biri olarak kabul edilmelidir. Ayrıca yeni yasalarda kalıcı ve kesin bir düzenlemeyle toplumda huzursuzluk yaratan insanlarımızın mağduriyetine sebep olan bu haksız uygulamaya da son verilmelidir.”