Başbağlar Katliamı(5 Temmuz 1993)

Börteçine9

New member
Katılım
11 Nis 2007
Mesajlar
2,162
Reaction score
0
Puanları
0
Konum
KIZILELMA!!
b7dlee.jpg


İnsanlık tarihinin en büyük katliamlarından olan ‘Başbağlar Katliamı’ 12. yıldönümünde tekrar hatırlandı. Acının, hüznün ve katliam acısının yaşandığı ve halkının yok edilmek pahasına gerçekleştirilen hunharca saldırı düzenlenen törenle büyük bir öfkeyle lanetlendi.
Erzincan’ın Kemaliye İlçesi’nin Başbağlar Köyü’nde tarihler 5 Temmuz 1993’ü gösterdiği zaman eşine az rastlanır bir katliam ve kıyım yaşanmıştı. Akşam namazı saatinde köye inen bir grup terörist, özellikle köyün yetişkin erkeklerini köy meydanına toplayıp propaganda yapmaya başlamışlardı. Kadınları ve çocukları ise ayrı bir yere toplayıp sloganlar atarak propaganda yaptıktan sonra 33 kişiyi çok acımasız bir şekilde tarayarak öldürmüşlerdi. Olayda onlarca ev yakılmış ve yıkılmıştı. Göçük altında kalan 5 kişi de yanarak feci halde can vermişti.

15. yılında acılar tazeliğini koruyor

Yapılan büyük katliamın üstünden tam 15 yıl geçmesine rağmen olay hâlâ zihinlerdeki sıcaklığını koruyor. Katliam sırasında sağ kurtulanlar, yaşadıklarını anlatınca o anı adeta tekrar yaşıyorlarmış gibi dehşete kapılıyorlar. Yöre halkı üzerinde büyük psikolojik tahriplere yol açan bu katliam, aradan geçen zamana rağmen hâlâ gündemin ilk sırasını oluşturuyor.
Kimseye zararı dokunmayan, geçim derdine düşmüş Başbağlar Köylüleri günlük hayatlarını idame ederlerken aniden büyük bir acının, kederin ve yıkımın içerisine düşmüşlerdi. Hiç günahları yokken serseri kurşunlara hedef olmuş olan ve hala anlaşılamayan sebeplerden dolayı büyük bir saldırıya uğrayan halk, bugün bile saldırının asıl sebebini anlamış değil. Bu kıyım neden yapıldı? Hangi amaçlarla gerçekleştirildi? Bütün bu sorular köy halkının aklını kurcalamaya devam ediyor.

“Suçlular elini kolunu sallaya sallaya geziyor”
Olay üzerinden geçen bunca zamana rağmen halen katliamın gerçek suçluları bulunmuş değil. Bazı tutuklamalar olduysa da, tutuklanan kişiler daha sonra serbest bırakıldılar. Köy ahalisinin kan kustuğu ama bir şey yapamadıkları bu konu, endişe ve ümitsizlikle takip ediliyor. Gerçek katillerin aramızda dolaştığı gerçeği bir türlü hazmedilemiyor. Bir hukuk devletinde halen adaletin yerini bulmamış olması büyük bir talihsizlik olarak görülüyor.
190 hanenin olduğu ve çoğunun birbiri ile akraba olduğu köyde 12 yıl önce 500 kişi yaşarken, katliamdan sonra köy nüfusu gittikçe azaldı. Köyde, özellikle kış aylarında, bir elin parmağını geçmeyecek kadar kişi kalıyor. Yaz aylarında nispeten memleketlerine gelenler sayesinde köy gerçek kimliğini buluyor ve eski günlerini aratmıyor. Ama geçmişin acıların yürekleri dağlamaya devam ediyor.

Ulaşım ve iletişim yetersiz...Başbağlar, kaderine terkedilmiş gibi öksüz ve yetim. Köyde ulaşımı sağlayan tek bir yol var, o da harap ve yıkık bir vaziyette. Köyde cep telefonları çekmiyor, diğer sabit telefonlarla da ise çoğu zaman iletişim sağlanamıyor. Özellikle kış aylarında hem köy yolu aylarca kapanıyor hem de telefonlar kesiliyor. Başbağlar yediği tokattan uyanmak istiyor ama el atan olmuyor.

Köylülerden hem fedakârlık hem sitem

Acının, yalnızlığın ve terkedilmişliğin pençesinden kurtulmak isteyen Başbağlar için köylüler, özellikle de Köy Muhtarı Ali Akarpınar, Başbağlar Dernek Başkanı Şerif Gül ve karakol sayesinde bazı çalışmalar yapılmış.
Katliamın büyük etkisi altındaki bu insanlar artık yeniden var olmak ve seslerini duyurmak istiyorlar. Ekonomik sıkıntılarının giderilmesi ve katliamın sorumlularının bulunup cezalandırılması yöre halkının en büyük dileklerinden. Var olmakla yok olma arasındaki bu insanların mazlumiyetlerinin ve mağduriyetlerinin giderilmesi, bu insanları az da olsa sevindireceğe benziyor. Kendileriyle görüştüğümüz köylülerse çokça hak ettikleri bu isteklerinden mahrum bırakılmamayı, kendilerine destek verilmesini ve yardımlar edilmesini istiyorlar. En çok da katillerin yakalanmasını istiyorlar.

Vali Öztürk, katilleri lanetlediErzincan Valisi Refik Arslan Öztürk, Başbağlar’da yaptığı konuşmada “Büyük bir öfke ile saldırmalarının sebebini anlayamıyorum. Küsüp darılmadığınız için Başbağlar halkına teşekkür ediyorum. Bu töreni yaptığınız için gerçekten çok duygulandım.” dedi. Vali Öztürk, katliamı gerçekleştirenleri lanetlediğini belirterek ülkemizin birliğini kimsenin bozamayacağını kaydetti. Vali Öztürk, Başbağlar Köyü Muhtarı Ali Akarpınar’ın hediye ettiği bayrağı da teslim aldı.

Teröristler neden yakalanmıyor?

Kendisiyle görüştüğümüz Başbağlar Köyü Kalkındırma Derneği Başkanı Şerif Gül, Başbağlar’daki hain saldırıda hayatını kaybedenlerin yakınlarının durumunun içler acısı olduğuna dikkat çekerek katillerin bilinmesine rağmen hâlâ yakalanamamalarına bir anlam veremiyor. Gül şöyle konuşuyor: “Bu güne kadar Başbakanlık Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma’yı Teşvik Fonu’ndan yapılan yardım, ölenlerin ailelerine, 33 aileye, 50’şer milyon TL, evi yanan 191 kişiye 15’e milyon TL olmak üzere toplam 4 milyar 515 milyon TL verildi. Vakıflar Genel Müdürlüğü de 15 çocuğa ayda 515 milyon TL aylık bağladı. Bunun dışında bir yardım söz konusu değildir. 5 Temmuz 1993’ünden 9 gün sonra (Dönemin) Devlet Bakanı Türkan Akyol ve Milletvekili Mustafa Kul buraya geliyor. O sırada yakalanan 16 sanık vardı. Türkan Akyol oradaki komşu köylülere sanıkları kastederek “Bunlar sizin kardeşlerinizdir, bunları affedin” gibi hiç bir zaman affetmeyeceğimiz sözleri söylüyor.
Yakalanan 16 sanıktan 10 tanesi jandarmadaki doktor nezaretinde alınmış ifadelerinde suçlarını ifade etmişlerdir. Erzincan DGM’de ise verdikleri ifadede ise işkence ile ifade verdiklerini söylemişler ve yakalandıktan 8 gün sonra serbest bırakılmışlardır. Köyü basan 100 civarındaki teröristlerin bu kadar olayı yapıp da hala yakalanamayışları ne ile izah edilmelidir?”

Suçlular yakalansın ve cezalandırılsın Başbağlar Muhtarı Ali Akarpınar ise tek isteklerinin suçluların yakalanarak cezalarının verilmesi olduğunu belirtiyor. Akarpınar yaşananları şöyle anlatıyor: “5 Temmuz akşamı namazda 25-30 kişiydik. Şehitlik anıtının olduğu yere bizi topladılar. Ateş etmeye başladıklarında yere yattık. Kürdistan propagandası yaptılar. Bir grup evleri yakıp kadınları topladılar.”
Devletin yardım etmekte geciktiğini belirten Muhtar Akarpınar, Allahın verdiği güçle inançla zor günlerin üstesinden geldiklerini söyledi. Akarpınar sözlerine şöyle devam etti: “Başbağlar eskisi gibi olmasa da kenetlenmiş durumda. Tek isteğimiz, suçluların yargılanması ve hak ettikleri cezayı görmeleridir”

Saldırı esnasında uğultu ve fırtına oldu Başbağlar’da yaşanan katliamın şahitlerinden 65 yaşındaki Süleyman Aydın yaşadıklarını anlatırken o günleri yaşıyormuşcasına heyecanlandı ve şunları söyledi: “Her şey çok ani ve bizleri şok eden bir şekilde gerçekleşti. Ne yapacağımızı nasıl davranacağımızı kestiremeden bütün erkekleri köy meydanına topladılar. Çeşitli sloganlar bağırıp ateş emriyle bize saldırdılar. Ondan sonrasını hatırlamıyorum. Ama çok büyük bir fırtınanın koptuğunu ve ürperti verir şekilde uğultunun olduğunu hatırlıyorum Tam 5 kurşun yedim. Hâlâ aksak bir şekilde yürüyorum.” Diğer taraftan Süleyman Aydın’ın anlattığı uğultu ve fırtınayı pek çok köylü hissederken köyde daha önce böyle bir şey yaşamamış olması oldukça anlamlı bulundu.


Başbağlar hâlâ mahzun
05-07-2002 Yeni Safak


Başbağlar'da savunmasız insanları kurşuna dizen, onlarca çocuğu yetim ve öksüz bırakan gözü dönmüş caniler hâlâ bulunamadı. Devlet aradan geçen zamanda, yıkılan evleri yaptı ama gönülleri yapamadı.

Neredeyse 10 yıl olacak. Kimi eşini, kimi oğlunu, kimi babasını verdi toprağa.. İsimlerini şehit koydular 33 canın... Başbağlar ismi 5 Temmuz 1993 tarihinden beri adeta acıyla özdeşleşti. Yaklaşık 100 gözü dönmüş cani, savunmasız insanlara saldırıp, onlarca çocuğu yetim ve öksüz bıraktı. Devlet ise üzerine düşeni yaparak olayın üzerindeki karanlığı hâlâ aydınlatamadı. Başbağlar Köyü Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Başkanı Mehmet Ali Dikkaya'nın ifadesiyle "Devlet evleri tamir etti ama ama gönülleri tamir edemedi."

Tarihin en vahşi katliamlarından birine tanık olan Erzincan'ın Kemaliye İlçesi'ne bağlı Başbağlar Köyü, 5 Temmuz 1993 günü akşam karanlığında basılmıştı. Yaklaşık yüz silahlı terörist, köyün giriş ve çıkışlarını tutup telefon bağlantılarını tahrip ettikten sonra savunmasız köylüleri meydanda toplamıştı. Toplam 33 kişiyi kurşuna dizip ve evleri ateşe veren teröristler, olay yerine "Yaşasın Başkan Apo- Yaşasın PKK" sloganlarının yer aldığı bir bildiri bırakmışlardı. Bildiride olayın Sivas olaylarına misilleme olarak yapıldığı ifade ediliyordu. Başbağlar Köyü Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Başkanı Mehmet Ali Dikkaya, katliamın üzerinden 10 yıla yakın bir zaman geçmesine rağmen hâlâ neden Başbağlar'ın seçildiğini anlayamadıklarını söyledi. Dikkaya, "Başbağlar hiçbir zaman herhangi bir terörist grupla bir ilişki içerisinde olmadı. Katliama kadar herhangi bir grubun yardım ve yataklık talebiyle karşılaşmadık. Bir terörist saldırıya uğrumamız için hiçbir sebep yoktu" dedi.
68ggao.jpg



Karanlık aydınlatılmadı

Katliamın üzerindeki karanlığın hâlâ aydınlatılamadığını ifade eden Dikkaya, "Bugüne kadar adli mercilerin olayı gün yüzüne çıkarmak için gereken her şeyi yaptığına inanamıyoruz" şeklinde konuştu.

Katliam sonrasında köy insanının birbirlerine bağlılıklarının arttığına dikkat çeken Dikkaya, "Bir insanın ömrü boyunca karşılaştığı cenaze sayısını, biz bir gecede yaşadık. Benim kardeşim, amcamın ve halamın oğlu şehid oldu. Tüm köy akrabamdı" şeklinde konuştu.


Gönüllerimiz yaralı

Katliamın ardından devletin Başbağlar'a yaptığı yardımlara değinen Dikkaya, yanan 191 hanenin yeniden yapıldığını, ancak birçok insanın katliamın ardından başka şehirlere göç etttiklerini kaydetti. Teröristlerin baskınında okulun da yakıldığını hatırlatan Dikkaya, Başbağlar'ın acil olarak bir okula ihtiyacı olduğunu söyledi. Dikkaya "Devlet evlerimizi yaptı. Ama olayı gerçekleştirenler yakalanıncaya ve hesap soruluncaya kadar huzur içinde olmayacağız. Devletin bu olayı ortaya çıkararak gönüllerimizi de onarmasını bekliyoruz" dedi.

Katliam adeta örtbas edildi

Bağbağlar katliamı davasının müdahil avukatlarından Kamil Uğur Yaralı saldırı sonrasında başlatılan tahkikatın olayın aydınlatılmasına değil, örtbas edilip kapatılmasına yönelik bir seyir izlediğini söyledi. Yaralı "Bu yorumumuz basit bir tahmine değil, somut olaylara ve tahkikat sonrasında açılan davada en basit araştırmaların dahi yapılmamış olmasına dayanmaktadır" dedi. Olayın hemen ardından yakalanan 20 kişinin ifadelerinde suçlarını kabul ettiklerini belirten Yaralı, "Mağdurlar tarafından sanıkların bir kısmı teşhis de edilmelerine rağmen, bu sanıklar Erzincan DGM'de serbest bırakıldı. Siyasi baskıların kararda etkili olduğuna ilişkin duyumlar alındı" diye konuştu. Davanın garip bir şekilde İzmir DGM'ye nakledildiğini kaydeden Yaralı, "Buradaki yargılama, içlerinde bir itirafçının da bulunduğu 8 sanıkla devam etmiş, tahkikatın genişletilmesine yönelik taleplerimiz reddedilerek adil bir yargılanmanın gerekleri ortadan kaldırılmıştır. Fotoğraflı teşhis dahi yapılmamıştır" dedi.

Sadece 2 kişi ceza aldı
Avukat Kamil Uğur Yaralı, tahminen 100 kişinin gerçekleştirdiği belirlenen Başbağlar Katliamı davasının sadece iki sanığa verilen 14 ve 3,5 yıllık mahkumiyet cezalarıyla kapatıldığını ve olayla ilgili hiçbir sorunun cevabının bulunamadığını kaydetti. Yaralı, "Eğer bu davaya bakan mahkeme bağımsız ve tarafsız olsaydı, olayın tamamen ortaya çıkarılması faillerinin tümümün yakalanması mümkündü" şeklinde konuştu. Bu arada dönemin Adalet Bakanı Seyfi Oktay, Sivas olaylarına misilleme olarak gerçekleştirildiği öne sürülen katliamı TİKKO örgütüyle ilişkilendirmişti. Abdullah Öcalan ise itiraflarında Başbağlar baskınını PKK'lı Dr. Baran'ın Sivas olaylarına misilleme olarak gerçekleştirdiğini söylemişti.

Katliamın yıldönümünde Başbağlar’da teröre lanet yağdı


12 yıl önce bir temmuz akşamı yatsı vaktinde Erzincan’ın Kemaliye ilçesi Başbağlar köyüne gelen PKK terör örgütüne mensup 100 kadar terörist, 33 kişiyi hunharca katlederken, 191 evi tamamen yakmıştı.

Katliamın yıldönümünde Başbağlar’da düzenlenen törende teröre ve teröristlere lanet yağdı. Erzincan Valisi Refik Arslan Öztürk, Kemaliye Belediye Başkanı Mustafa Haznedar, Kemaliye Kaymakamı Yaşar Aksanyar, Erzincan İl Jandarma Komutanı Kurmay Albay Hüseyin Yüksek’le birlikte çevre köylülerin ve Başbağlarlıların katıldığı tören köy meydanında gerçekleştirildi. Törende konuşma yapan Erzincan Valisi Refik Arslan Öztürk, Başbağlar’ın Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin ocağına düşürdüğü günü hatırladığını ifade ederek, “Nasıl bir olaydı o, donup kalmıştık sanki. Bunlar nasıl insanlar diye düşünmüştüm. Burada üç beş dut ağacının başını bekleyen, bu ot bitmeyen dağlarda baba ocağı diye bekleyen insanlara kurşun sıkanlar nasıl insandır? Bu insanlar kimdir? Bizim evladımız dediklerimiz. Ekmeğimizi yiyenler, okullarımızda okuyanlar. Bu husumetin, bu öfkenin, bu kinin nedeni neydi? Allah’ından bulsunlar. Bu olayı hafızalarınızdan nasıl sileceğinizi düşünüyorum.” diye konuştu. Törende köylü çocukların ‘Şehitler ölmez vatan bölünmez’ ve ‘Bu vatan bizimdir bizim kalacak’ sloganları uzun süre alkışlandı. Konuşmanın ardından 33 kişinin katledildiği Şehitler Anıtı önünde Kur’an-ı Kerim okunarak dualar edildi. Katliamdan yaralı olarak kurtulan dört kişiden biri olan Köy Muhtarı Ali Akarpınar, acılarının dinmesinin imkansız olduğu ifade ederek, “Burada hunharca bir katliam yapıldı. Bu olayın bize göre en büyük yanlışı yargılama yönünde oldu. Adalet bir gün mutlaka tecelli edecektir. Ama geç gelen adalet, adalet olmaktan çıkıyor. Başbağlar köyü davası maalesef adil olarak sonuçlanmamıştır.” dedi. Katliamdan dağa doğru kaçarak sağ kurtulan ve o tarihte askerden izne gelmiş olan Ogün Kuruçaylı (34) da 12 senedir unutulduklarını dile getirerek, “Bizim acımız devam ediyor. Acımızın dinmesi için bu olayı gerçekleştirenlerin yakalanması gerekiyor. Çok korkunç ve kötü bir olay yaşadık. İnsanlar, hayvanlar cayır cayır yandı. Keşke o 33 kişi ile birlikte şehit olsaydım.” diye konuştu.

06.07.2005
Burhan Torunlar
Erzincan, Cihan


SENE DOKSAN ÜÇ ,TEMMUZUN BEŞİ
ÖLEN BEBEKLERİN BİLİNMEZ YAŞI
BÖYLE KALİAMIN BULUNMAZ EŞİ
BAŞBAĞLAR, BU ACIYA İNSANLIK AĞLAR.


HAİNLER ÖNCEDEN PUSUYU KURMUŞ
HEDEF GÖZETMEDEN HERKESİ VURMUŞ
BEBEKLER BEŞİKTE YENİ UYURMUŞ
BAŞBAĞLAR, BU ACIYA İNSANLIK AĞLAR.

İNSANLAR GURBETTEN SILAYA GELMİŞ
HEPSİ YENİ AÇAN ÇİÇEKMİŞ GÜLMÜŞ
BIRAK İNSANLARI HAYVANLAR ÖLMÜŞ
BAŞBAĞLAR, BU ACIYA İNSANLIK AĞLAR.


AKŞAM OLUNCA OKUNMUŞ EZAN
BU KARA YAZIYI KİM OLA YAZAN
BARIŞI HUZURU KİMLERDİR BOZAN
BAŞBAĞLAR, BU ACIYA İNSANLIK AĞLAR.


YAŞLISI GENCİ CAMİ*YE DOLMUŞ
ARAMIŞ CEMATİ ORADA BULMUŞ
BETLER BENİZLER SARARMIŞ SOLMUŞ
BAŞBAĞLAR BU ACIYA İNSANLIK AĞLAR.


BÖYLE VAHŞETE SABREYLE GELEDE
KONUŞ SÖZ VARSA AĞIZDA DİLDE
KOKU KALMADI Kİ ÇİÇEKTE GÜLDE
BAŞBAĞLAR, BU ACIYA İNSANLIK AĞLAR.


KUŞATMIŞ CAMİYİ ÇEMBERE ALMIŞ
KÖYLÜLER İBADETİN HAZZINA VARMIŞ
TARANMIŞ BEDENLER SECDEDE KALMIŞ
BAŞBAĞLAR, BU ACIYA İNSANLIK AĞLAR.


OTUZÜÇTÜR ŞEHİTLERİN SAYISI
EMİR VERMİŞ BÖLÜCÜNÜN AYISI
GELİP HESAP SORSA YOK Kİ DAYISI
BAŞBAĞLAR, BU ACIYA İNSANLIK AĞLAR.


TAHMAZOĞLU BU ACI YÜREKLEYER YAKAR
KİMSE ZARE OLMAZ SADECE BAKAR
BİRAZ GAYRET OLSA FAİLLER ÇIKAR
BAŞBAĞLAR, BU ACIYA İNSANLIK AĞLAR.


TAHMAZOĞLU

NOT: Şiir olayın olduğu tarihde yazılmıştır.

oqm9si.jpg



PKK militanının itirafı

'BAŞBAĞLAR KATLİAMINI BİZ YAPTIK'



Örgütte bulunduğu dönemde PKK'nın Tunceli bölgesindeki en önemli kişisi Doktor Baran'la sık sık görüştüğünü ifade eden Kamil Munzur, Doktor Baran'ın kendi yanında Abdullah Öcalan'la yaptığı telsiz görüşmelerini dinlediğini belirterek Başbağlar Köyü katliamının emrinin Abdullah Öcalan tarafından verildiğini söyledi. Bu bölgedeki katliamları Doktor Baran'ın yardımcısı ve onun ölümünden sonra yerine geçen Ekrem kod ismiyle bilinen Hıdır Sankaya'nın yaptığını belirten Munzur şunları anlatıyor: "Başbağlar Köyü katliamı olmuş, 40'a yakın yoksul, fakir ve günahsız dağlı Türk topluca katledilmiş, köyleri ateşe verilmiş ve tüm mal varlığı 'savaş ganimeti' adı altında el konulmuştu. Sözüm ona Sivas katliamının intikamını almak amacıyla gerçekleştirilen katliam, bilinçli ve planlı olarak yapıldı. Fakat Aleviler'in desteğini arkasına almayı hedefleyen bu karşı-devrimci katliam sonuç vermedi. Tam tersine Dersimli Aleviler başta olmak üzere yöredeki halktan tepki alınca, örgüt önce bir bildiriyle üstlendiği katliamı kontr gerilla eylemi olarak lanse etmeye çalıştı."
 
Bu ülkede sivasa yakılan ağıtlar Başbağlar'a yakılmadan gerçek bir demokratikleşmeden bahsetmek abesle iştigal olur.
 
Katliam Nasıl Gerçekleşti?

KATLİAM NASIL GERÇEKLEŞTİ ?
Hedef seçilmiş, ekipler hazırlanmış ve hain plan uygulanmaya başlanmıştı.Köyün etrafı kuşatılmış, telefonları kesilmişti.

Köyün in¬sanlarının az sonra başlarına geleceklerden haberleri yok.Namaz vaktidir.Hoca güzel sesiyle ezan okumakta, köyün erkeklerinin bir bö¬lümü cami avlusunda abdest alırken, bir bölümü de abdestlerini evlerinde almış, camiye doğru hareket etmekte.Köy sessiz; Hergünkinden daha sessiz.

Başbağlar köyünde bugün bir farklılık var.Hava diğer günler¬den daha güzel.Dağlar bu şirin köye tebessüm ediyor adeta.Hocanın okuduğu ezanla, bir hüzün doluyor köyün insanlarına.Farkında olma¬dan hoca ezanı bir hoş ve hüzünlü okuyor. Az sonra olacakları hissetmişçesine hoca ağlıyor adeta......

Başbağlar'ın insanları bugün suskun, konuşmuyor .Olacak bir-şeyler belli ki... Ancak korku yok kimsede.Gökyüzü tebessüm ediyor Başbağlar köyüne.Hocanın okuduğu ezan sesi bir anda kesili-yor.Köyde bir panik yaşanıyor ve hocanın sesi duyulmuyor artık.Az önceki duygusallık, bir anda, acıya ve çocukların ve kadınların bağı-rışmalarına bırakıyor yerini.

5 Temmuz 1993. Saat 20.30. Köyün etrafında ve içinde yüz ci¬varında gözü dönmüş cani.Suçsuz, günahsız insanları öldürmeye ni¬yet etmiş bir grup dağ eşkıyası.

HOCANIN SESİ DUYULMUYOR


Saat 20.30 sıralarında hoca elinde mikrofon, yüzü duvara dö¬nük ezan okuyor.Hoca, arkasından gelenleri görmüyor.Ezan daha bitmeden hocanın ensesine bir tokat iniyor.Hoca arkasını dönünce, eli silahlı militanları görüyor.Ezan yarım kalmasın diye "Bırakın eza¬nı tamamlayayım" dese de, dinletemiyor.Yaka paça sürükleniyor.Ay-nı anda camide mevcut bulunan cemaat de dışarı çıkarılıyor.

CAMİDE BULUNMAYAN ERKEKLER TESPİT EDİLİYOR

Caminin içinde olmayan köyün erkekleri tespit ediliyor.Falan fi¬lanı getirin diye emirler yağıyor.Baskın yapanlar aradıkları insanları ismen biliyorlar.Sıradan bir baskın değil bu.M Hitanlar, evlere dağılıyor, kadın, erkek, çocuk hepsini dışarı çıkarıyorlar.Zaten Adil Hocanın okuduğu akşam ezanının birden bire yarıda kesilmesine köy hal¬kı bir anlam verememişti.Köyün içinde bulunan militanlar, kısa süre¬de köyde bulunan tüm insanları bir araya topluyorlar.

OLAYI YAŞAYANLAR ANLATIYOR

Katliamı yaşayanlardan E.A gördüklerini şöyle anlatıyor;

"Akşam namazına duracaktık ki torunum geldi.Anarşistlerin kö¬yü bastığını söyledi.Ben de hemen kapıyı kapattım.Kapıyı kapatır¬ken, beni gördüler.Gelip kapıyı açmamı istediler.Ama ben kapıyı aç¬madım.Döndü gittiler.Biz namazımızı kılıp dua etmeye başladık.Pencereden baktım ki komşunun kapısını kırıp evdeki erkeği dı¬şarı çıkardılar.Bir adamı başına diktiler.Tüfeği dayadılar ve bekleme¬ye başladılar.Birkaç kişi geldi, bizim kapıyı kırıp içeri girdiler ve evde erkek olup olmadığını sordular.

Erkeklerin evde olmadığını söyleyin¬ce, evin içine girdiler.O sırada yanımda bulunan parayı onlara doğru uzattım, belki parayı alır da bir şey yapmadan çekip giderler diye.Pa¬rayı aldılar, tüfeğin ucuyla beni, gelinimi, torunumu iterek dışarı çık¬mamızı istediler.Çıkarken geri döndüm ki odaya bomba koyuyorlar.

Dışarı çıktıktan sonra evi ateşe verdiler.Beni götürürlerken itti ve kaktılar.Hasta ve yaşlı olduğumu söyledimse de beni sürüklediler.Kadınların toplandığı yere götürdüler.Etrafımıza bomba koydular.Bir taraftan evleri ve arabaları yaktılar.İçlerinde bayan olan terö¬rist ziynet eşyalarımı istedi.Olmadığını söyleyince "Siz İstanbul Karagümrük�ten geliyorsunuz, sizin altınınız olmaz mı ? " dedi.

KATLİAMI GERÇEKLEŞTİRENLER KÖYÜ İYİ BİLİYORLARDI

Baskın sıradan bir baskın değil.Sanki katliamı gerçekleştiren¬ler daha önce köye birkaç defa gelmişler. Öyle ki köyün tüm mahalle¬lerini ve köyde yaşayanları biliyor, ne tesadüf ki İstanbul�dan köye ta¬til için gelen misafirlerin bile bulundukları evler tespit edilebiliyor.Ve siz İstanbul Karagümrükten geldiniz ifadesini kullanabiliyorlar.Köyde bulunan kadınlardan F.P. yaşadıklarını ağlayarak şöyle anlatıyor;

"Militanlar, kapının önünden ismen çağırıyorlardı köyün insan¬larını.Selim Pato, sen gel dediler.Görümcemin oğluna, Recep sen de gel, dediler. Doğru camiye dediler.Ben içeride pencerenin önünde oturmuş dinliyordum. Birkaç militan sokaklara dizildi. A.C'yi çağırdı.

Bu adam yanımızdaki ilçenin köyünde oturuyordu.Bizde tırpan yapı¬yordu. Onu görünce hayrete düştüm.Daha sonradan biz kadın ve ço¬cukları da topladılar. Derenin yanında toplandık.Başımıza bir kız, bir erkek militan koydular.Erkekleri de öbür tarafa topladılar."

Kanlı bir katliama Başbağlar köyü sahne oluyordu artık.Bu dağ köyünde yaşayan insanlar, üstelik çoğu da yaşlı, suçsuz, günahsız olmalarına rağmen, hain kurşunlara hedef oluyorlardı.Artık köyde ya¬nan evlerin alevi ve kurşun sesleri duyuluyordu.Köy sakinlerinden G.D. "Biz kadınları topladıkları yerde havaya uçuracaklarmış, Allah kurtardı bizi, dereye topladıklarında yanımıza bir şey koydular.Biz tel¬siz var sanıyoruz.Ne konuştuğumuzu dinlemek için telsiz koydular sanıyoruz. Aramızda sessiz sessiz konuşuyoruz. Meğer bombaymış.Dereden çıkmışız, bomba patlamış." Köyün erkekleri öte tarafta kurşuna dizilirken, kadınlar ve çocuklar dere kenarında, yanlarına konan bombadan habersiz, militanlar köyü terk ettikten sonra dere¬den ayrılıyorlar.Ayrılmasalar, köydeki erkeklerin akıbetine kadın ve çocuklar da uğrayacaktı.Militanlar, sloganlar atarak kanlı eylemlerini gerçekleştirdiler.Kadınların ve çocukların ağlaşmaları ve köyün ta¬mamen yanması onlara adeta büyük bir zevk veriyordu.

BİR DAHA OKULA GİTMEYECEKSİNİZ


Kanlı katliamın gözü yaşlı tanıklarından N.L. " Köye geldiler silahlı silahlı adamlar.Sırtlarında bombalar vardı.Gözümün önünde silahlarını ateşlediler.33 kişiyi kurşuna dizdiler.Ben onların yanında duruyordum.Hepsi sizin gibi bizim gibi konuşuyorlardı.Benim yanım¬da bir tane çocuk vardı.Çocukları tutuyorlardı "Bir daha okula gitme¬yeceksiniz." diyorlardı.Ben dedim ki: Oğlum niye okula gitmesinler ki? Birisi elini benim omuzuma dayadı." Konuşma sen ne anlarsın?" dedi.Köyü üç dört defa dolaştılar kim var kim yok topladılar.Allah kimseye göstermesin, göz önünde insanların öldürülmesi çok acılı bir durum."

Katliamı gerçekleştirenler köydeki insanları toplarken: "Size bir şey yapmayacağız, sadece konuşacağız." diyorlardı.Ancak mili¬tanların hareketleri ve gözlerindeki ifade durumun hiçte öyle olmaya¬cağını gösteriyordu.

Militanlar, köyde gerçekleştirdikleri katliamda kinlerini yenememiş olacaklar ki, köydeki evleri, araçları ateşe verdiler.Evlerin yanında bulunan ahırlardaki hayvanlar da çıkan yangınlarda diri diri yandılar.

KONUŞMA YAPACAĞIZ

Başbağlar köyünün muhtarı: "Militanlar camiye girdiklerinde sanki beni tanıyorlarmış gibi yanıma geldiler.Daha önce teröristle karşılaşmadığım için çok korktum.Benim yanıma geldiler.Tehditler yağdırıp bütün köyü yakacaklarını; ancak kimseyi öldürmeyecekleri¬ni söyleyerek bu eylemin amacının T.C. "ye bir uyarı niteliğinde oldu¬ğunu belirttiler.Daha sonra erkekleri köyün dışına çıkardılar ateşe başladılar.Ben arka sıralarda olduğum için biri göğsümden ikiside bacağımdan üç kurşun yedim.Ölmüş gibi yaptım canımı kurtardım." diye anlattı olayı.

Yine köyün erkeklerinden yaralı olarak kurtulan S.A. :" Cami¬de namaz kılıyorduk/İkisi kadın çok sayıda militan namaz ortasında ellerinde silahlarla camiye girip namazı bozdular.Daha sonra bizi si¬lah zoruyla dışarı çıkardılar.Bize : "Korkmayın sizi öldürmeyeceğiz" dediler. Daha sonra bizi köyün yüz metre dışındaki kavaklık bir yere topladılar.Burda yaklaşık bir saat propaganda yaptılar."Hükümet ku¬racağız, T.C. sizi ve bizi Türk-Kürt-Alevi-Sünni demeden katlediyor. Hesap sormaya geldik.Birbirinize sarılın" dediler.Daha sonra militan¬ların lideri olan kişi telsiz görüşmesi yaptı ve ateş serbest diye bağır¬dı.Otomatik silahlarla üzerimize ateş açtılar.Aramızda sağ kalanları ayrıca yakından ateş ederek öldürdüler.Ben kenarda kalmıştım.Ölü numarası yaptım.Sırtımdan iki kurşun yedim."

Silah sesleri dağlarda yankılanıyor.Köyün tüm erkeklerini bir araya toplayan teröristler bir buçuk saat propagandadan sonra elin¬deki makineli tüfeklerle ölüm kustular.Şehit olan masum insanların feryatları ve atılan kurşunların çıkardığı gürültü Munzur Dağlarında yankılanıyordu.Ne çareki Başbağlar'dan çıkan feryat seslerini kimse duyamıyordu. Katliam sonrasında şehitlerin üzerinde ve etrafında tam beş yüz elli mermi kovanı bulundu.Kanlı baskının bilançosu: Yirmi dokuz kişi kurşunlanarak şehit edilmiş, biri çocuk biri kadın, dört ki¬şi de evlerinin içinde diri diri yakılarak şehid edilmiştir.Köyde bulunan tüm evler ve araçlar yakılmış. Başbağlar köyü büyük bir ızdırapla sabahı beklemektedir.

GELDİKLERİ GİBİ GİTTİLER

Militanlar topluca geldikleri köyden istediklerini elde ettikten sonra gittiler.Başbağlar köyü karanlıktır artık.Gökyüzü Başbağlar'a ağlıyor.Birkaç saat önce ne ezanı okuyan hoca, ne ezanın okunduğu cami, ne de camideki cemaatten eser kalmamıştır.

Şimdi Başbağlar'da yaşlı ninelerin ve çocukların feryat ve fi¬ganları duyuluyor.Militanlar köyü terk ederken Şehitlerin yanlarına bir bildiri bıraktılar.Bu bildiriyle ülkemizdeki Alevi-Sünni çatışmasını çıkarmaya çalıştılar.Söz konusu bildiride bu katliamın Sivas olaylarına misilleme olduğu belirtiliyordu.

VAHŞET

30 erkeğin 27' si hain kurşunlara hedef olup can verirken 5 ki¬şi de evlerinde diri diri yakıldı. Ölenlerin yüzleri tanınmaz haldeydi. Kiminin kafatası parçalanmış , kimisinin de bağırsakları vücudundan dışarı çıkmıştı. Diğer tarafta tutulan kadınlar sabahın olmasıyla er¬keklerini aramaya çıktılar. Köyün yüz metre ilerisinde, köyün tüm er¬keklerinin parçalanmış vücutlarıyla karşılaştılar.

Başbağlar katliamından 14 saat sonra güvenlik kuvvetleri Başbağlılar köyüne ulaşabildiler. Başbağlar katliamında şehit olan 32 kişi Kemaliye' nin Başpınar nahiyesinde toprağa verildi . Yine aynı gün köyün imamı Adil Torun, Erzincan merkezinde toprağa verildi. Köyde bulunan kadınlar ve çocuklar İstanbul 'daki akrabalarının ya¬nına gönderildi.

KATLİAMDAN GÖRÜNTÜLER:


30ue2iv.jpg


vngxog.jpg


24bu1vn.jpg


l85z8.jpg


2dvk08z.jpg


f9ia2t.jpg
 
sivası ayrı başbağları ayrı tutmaya çalışmak çok yanlış ve tehlikelidir bence ikiside aynı zamanda beraber anılmalı

sivasta camilerden çıkan fesat başbağlardaki camide son bulmuş tur

hiç bir zaman benim teröristim müslümandır, iyidir mantığı doğru değildir

ama unutulmaması gereken bir durum var

sivastaki olaylar olmasaydı başbağlar daki olay da olmazdı

fitne camide çıkmasaydı camide bitmezdi

sorgulamamız gereken bu kıvılcım nasıl oluyorda camilerden çıkıyor nasıl oluyorda bu fesat camilerden çıkıyor
 
Bu ülkede sivasa yakılan ağıtlar Başbağlar'a yakılmadan gerçek bir demokratikleşmeden bahsetmek abesle iştigal olur.

Öncelikle bu katliamı yapan şerefsiz pkk itlerini kınamakla birlikte,fetulah çetesinin sözde bir kuruluşu olan genç sivil ismini alan bu arkadaşın kimligiyle uyumlu mesajını kınıyorum.Sivas'la Başbağlar katliamını aynı kefeye koymak bir bölücünün yapabileceği bir şeydir.Sivas yobazın terörünün simgesiyken,Başbağlar ise sözde etnik terörün ülkemizde yaptığı yüzlerce katliamdan biridir.Bu iki aynı kefeye koymak bu sözde etnik teröre verdigimiz sivil kurbanlarla birlikte,bu uğurda bu teröristlere karşı en büyük mücadeleyi veren ordumuza yıpratma saldırıları düzenleyen,genç siviller gibi sözde sivil toplum örgütünün ve bu sözde örgütlerin arka planında olan ABD-fetullah-AKP'nin gerçekte gerçek yüzünüde gösterir bizlere.
 
Allah rahmet eylesin....
 
sivası ayrı başbağları ayrı tutmaya çalışmak çok yanlış ve tehlikelidir bence ikiside aynı zamanda beraber anılmalı

sivasta camilerden çıkan fesat başbağlardaki camide son bulmuş tur

hiç bir zaman benim teröristim müslümandır, iyidir mantığı doğru değildir

ama unutulmaması gereken bir durum var

sivastaki olaylar olmasaydı başbağlar daki olay da olmazdı

fitne camide çıkmasaydı camide bitmezdi

sorgulamamız gereken bu kıvılcım nasıl oluyorda camilerden çıkıyor nasıl oluyorda bu fesat camilerden çıkıyor

Piyonlara değil oynatanlara bakacaksınız. O kadar millet yıllardır 5 vakitr drnamaz kılıyor camiden binlerce ceamat çıkıyor türkiye de hangi camiden çıkıp hadi katliam yapalım diyor.
 
Suan sukurler olsun pkk olayları bıraz dindirildi,umarım böyle devam eder.
 
Allah hepsine rahmet eylesin İnşaallah.
 
Suan sukurler olsun pkk olayları bıraz dindirildi,umarım böyle devam eder.

Sen Türkiye'den bahsediyorsan hayır öyle birşey yok. Her gün askerlerimiz yan gelip yatmaya(!) devam etmekte... Yok başka bir ülke içindeki faaliyetlerinden bahsediyorsan sadece yer değiştirdiler. Artık kuzey Irak değilde Ermenistan da yuvalanmaktalar...
 
Başbağlar Dünyanın gördüğü en aşşağılık katliamlardan birine ev sahipliği yapmıştır ve bunu yapan adilerin pkklı değil çok daha adi ve aşşağılık kişiler olduğunu bilmek için yıllarca tarih okumaya gerek yok.

Yazılmış Tarihin yazarlarının düşünmekten üşenen bireyleri kandırmak için uydurdukları bir yalandır
pkk nın bu eylemi gerçekleştirdiği.

Rabbim Şehit olanlara rahmet geride kalanlara Sabırlar ihsan eylesin tekrardan
 
Başbağlar Dünyanın gördüğü en aşşağılık katliamlardan birine ev sahipliği yapmıştır ve bunu yapan adilerin pkklı değil çok daha adi ve aşşağılık kişiler olduğunu bilmek için yıllarca tarih okumaya gerek yok.

Yazılmış Tarihin yazarlarının düşünmekten üşenen bireyleri kandırmak için uydurdukları bir yalandır
pkk nın bu eylemi gerçekleştirdiği.

Rabbim Şehit olanlara rahmet geride kalanlara Sabırlar ihsan eylesin tekrardan


Erzincanda ne zman görülmüş PKK dimi yaa. Biz kim olduklarını tahmin ediyoruz. İntikam için masum köylülere tuazak kuranların elbet birgün cezalarını göreceklerdir.
 
Sen Türkiye'den bahsediyorsan hayır öyle birşey yok. Her gün askerlerimiz yan gelip yatmaya(!) devam etmekte... Yok başka bir ülke içindeki faaliyetlerinden bahsediyorsan sadece yer değiştirdiler. Artık kuzey Irak değilde Ermenistan da yuvalanmaktalar...

Hoşgeldin özlettin kendini.
 
insanlarin yakilmasi veya pkk tarafindan teror estirilerek oldurulmesi cok kotudur. iki tarafta amacina ulaşilamadigina gore boyle zalimlik yapmak yanlistir amacina ulassa bile insanlarin olmesi oldurulmesi katledilmesi igrenctir. bunlar yillar gectikce olacaktir Turkiyemiz bunlara dayanmasi sag duyulu olmasi gerekir iki olayda kiskirtmadir
 
sivası ayrı başbağları ayrı tutmaya çalışmak çok yanlış ve tehlikelidir bence ikiside aynı zamanda beraber anılmalı

sivasta camilerden çıkan fesat başbağlardaki camide son bulmuş tur

hiç bir zaman benim teröristim müslümandır, iyidir mantığı doğru değildir

ama unutulmaması gereken bir durum var

sivastaki olaylar olmasaydı başbağlar daki olay da olmazdı

fitne camide çıkmasaydı camide bitmezdi

sorgulamamız gereken bu kıvılcım nasıl oluyorda camilerden çıkıyor nasıl oluyorda bu fesat camilerden çıkıyor

nerde Camiden çıkmış?
Madımak oteliyle caminin alakası ne?
Aziz Nesin'in dediği kelime laf mı ''ben sizin Allah'ınıza inanmıyorum''
şiiri okuduysan ne yazdığını anlardın ama yağlamaya devam et :sigara:


Erzincanda ne zman görülmüş PKK dimi yaa. Biz kim olduklarını tahmin ediyoruz. İntikam için masum köylülere tuazak kuranların elbet birgün cezalarını göreceklerdir.

93 yılında ne yazık ki onlar imkansızdı ama şuanda göçle fındık işçiliği için gelenlerin içine bile sızıyorlar :goz:

Öncelikle bu katliamı yapan şerefsiz pkk itlerini kınamakla birlikte,fetulah çetesinin sözde bir kuruluşu olan genç sivil ismini alan bu arkadaşın kimligiyle uyumlu mesajını kınıyorum.Sivas'la Başbağlar katliamını aynı kefeye koymak bir bölücünün yapabileceği bir şeydir.Sivas yobazın terörünün simgesiyken,Başbağlar ise sözde etnik terörün ülkemizde yaptığı yüzlerce katliamdan biridir.Bu iki aynı kefeye koymak bu sözde etnik teröre verdigimiz sivil kurbanlarla birlikte,bu uğurda bu teröristlere karşı en büyük mücadeleyi veren ordumuza yıpratma saldırıları düzenleyen,genç siviller gibi sözde sivil toplum örgütünün ve bu sözde örgütlerin arka planında olan ABD-fetullah-AKP'nin gerçekte gerçek yüzünüde gösterir bizlere.

madem birşey sorcam ikisi de terörse neden sivasa yakılan ağıtlar Başbağlara yakılmıyor?
Başbağlarda yakılan insan değil mi?
İnsan ayrımı yaptığınızın farkında mısınız?
 
nerde Camiden çıkmış?
Madımak oteliyle caminin alakası ne?
Aziz Nesin'in dediği kelime laf mı ''ben sizin Allah'ınıza inanmıyorum''
şiiri okuduysan ne yazdığını anlardın ama yağlamaya devam et :sigara:




93 yılında ne yazık ki onlar imkansızdı ama şuanda göçle fındık işçiliği için gelenlerin içine bile sızıyorlar :goz:



madem birşey sorcam ikisi de terörse neden sivasa yakılan ağıtlar Başbağlara yakılmıyor?
Başbağlarda yakılan insan değil mi?
İnsan ayrımı yaptığınızın farkında mısınız?

Olayı ajite etme Başbağdakilerde bizim canımız cigerimiz ama ne zaman bir Sivas katliamı ortaya konsa amaçlı ve karşıt olarak Başbağlar ortaya atılır.İşte bu yanlıştır.Hatta yanlış hatırlamıyorsam sen bile yaptın bu hatayı.
 
Olayı ajite etme Başbağdakilerde bizim canımız cigerimiz ama ne zaman bir Sivas katliamı ortaya konsa amaçlı ve karşıt olarak Başbağlar ortaya atılır.İşte bu yanlıştır.Hatta yanlış hatırlamıyorsam sen bile yaptın bu hatayı.

evet yaptım ki ne zaman Ülkücüler mevzu bahis olsa ortaya atılsa sivas,maraş diyorlar ya =)
baksınlar sivas olaylarından sonra yapılanlarla Ülkücülerin ne alakası varmış?
veyahut bu olaylar yapılmadan önce yakın çevrelerde yerlere ne kadar yabancı yerleştirilmiş?
her eliyle bozkurt yapan Ülkücü olsaydı ahmedinejadında bir resmi vardı öyle =)

neyse ben senden başbağlardakilerede canımız ciğerimiz demeni bekliyordum ki bunu demişsin helal olsun hayırlı forumlar :goz:
 
Geri
Üst