Başsavcı'yı Ele Veren Skandal Delil

ozkan370

Software Engineering
Katılım
9 Ocak 2007
Mesajlar
1,444
Reaction score
0
Puanları
0
AK Parti'ye kapatma davası ile ilgili iddianamenin, Anayasa Mahkemesi'ne sunulmadan iki gün önce İP Genel Başkanı Perinçek'in bilgisayarında ....

AK Parti'ye kapatma davası ile ilgili iddianamenin, Anayasa Mahkemesi'ne sunulmadan iki gün önce İP Genel Başkanı Perinçek'in bilgisayarında kayıtlı olduğunun ortaya çıkmasını her açıdan bir skandal olarak nitelendiren hukukçular, ''Davanın meşruiyeti bitmiştir'' değerlendirmesinde bulundu.

habervaktim’e konuşan Eski Bayrampaşa Cumhuriyet Savcısı Necati özdemir, skandal gelişme ilgili olarak, “Bu suçtur. İddianamenin gerek iddianameyi yazan kişi gerekse bir başkası tarafından henüz mahkemeye intikal etmeden bir şahsın, bir kurumun eline geçmesini sağlamak ceza kanunu açısından suçtur ve ayrıca bu kadar önemli bir davada ve iddiada böyle bir durumun ortaya çıkması, gerek hukuki gerekse diğer açılardan bir skandaldır’ dedi.

“DAVANIN MEŞRUİYETİ BİTMİŞTİR”
özdemir, “Böyle bir gelişme, davanın meşruiyetini bitirmiştir. Anayasa Mahkemesi’nin bunu ciddiye alması, kamu vicdanında bu işin danışıklı dövüş olabileceği noktasında şüpheler yaygınlaşır ve kuvvetler ayrılığı dediğimiz olguyu gerçekten yok etmiş olur. İşlenen bu suç nedeniyle Yargıtay’ın devreye girmesi gerekir. Yüksek yargı üyelerinin işlem ve eylemlerini soruşturmak Yargıtay Başkanvlar Kurulu ve Genel kurula kalmış bir durumdur” diye konuştu.

“YARGIYA MüDAHALE ETMEK GEREK”
Yıllardır yargısal değişikliklerin yapılması için uyarılarda bulunduklarını hazırlatan özdemir, “Türkiye’yi bu kısır döngüden kurtarmak siyasi iktidarın görevedir” diyerek şöyle konuştu: “Türkiye’nin sorununu hukukidir. önce hukuk düzeltilmelidir. çeşitli vesilelerle her kişi, grup kendisine dokunulduğunda ‘yargı siyasallaştı’ diyor. Karşı tarafı suçlayarak ‘yargıya müdahale etmeyin’ diyorlar. Ben aksini söylüyorum; yargıya müdahale etmek gerek. Türkiye yargı ile ilgili bütün kurum ve yasalarını anayasadan başlayarak derhal ele almalı, değiştirmeli ve çağdaş, modern dünyanın ve hukuk sistemlerinin kabul ettiği bir yapıya kavuşturmalıdır.”

“BUNU YAPMAZSAK TARTIŞMALAR BİTMEZ”
özdemir ayrıca, “Bunu yapmadığınız sürece yargı ile ilgili tartışmaları gidermek mümkün olmayacak. Ve ayrıca toplumum üstünde uzlaşabileceği bir adalet anlayışı da gerçekleşmeyecektir. İşimize geldiği gibi karşı tarafı, siyasal iktidarları suçlamaya devam edeceğiz” dedi.

“YAPILACAK İŞ İSTİFAYA DAVETTİR”
Eski Cumhuriyet Savcısı Avukat Ömer Köse de, habervaktim’e yaptığı açıklamada; “Bir iddianame mahkemece kabul edildikten sonra aleniyet yapılır. Bizim bile gidip mahkemeden iddianameyi ya da değerli evrakın bir suretini almak gibi bir yetkimiz söz konusu değil. Ortada disiplin cezasını gerektiren bir şey varsa Yargıtay Başkanlar Kurulu bu konuda karar verir ve yapılacak iş istifaya davettir” dedi.

“KİMİN ELİ KİMİN CEBİNDE BELLİ DEĞİL”
Köse, yaşanan son gelişmelerin bir komediye dönüştüğünü belirterek şu tahlilleri yaptı: “Türkiye’de kimin eli kimin cebinde belli değil. Şemdinli ile ilgili iddianame de bu iddianame herkes bir şey söylüyor. Başkanlar dün herkesi itidale davet ediyorlar. Bu davetle olacak iş değil. Bugün ona yarın bize, bugün bize yarın ona. Anayasanın ikinci maddesinde yazıldığı gibi hukuk devleti olacak mı olamayacak mı? Her kes kendisi için yontuyor anayasayı. Efeliklerle bir yere varılmaz. Ya üçüncü dünya ülkesi olarak itileceğiz, kakılacağız ya da adam gibi kuralları uygulayacağız. Otursunlar asıl sorunları gündeme alsınlar. Bu sorunu çözecek değişiklikler yapılacaksa yapılsın. Yeni anayasa gerekiyorsa yapılsın. Ortada bir komedi var ve bize gülüyorlar. Memleketin bir tarafında fiili bir kalkışma var. Sokaklarda birileri askerle, polisle çatışıyor. Kurtarılmış bölgeler ilan ediliyor. Halkın gündemi farklı. Türkiye açısından üzgünüz. Türkiye bunlara layık değil.”

Engin Kaşdaş
[Ç]alıntı
 
Akp ye laf eden herkesin bir kusuru bulunur zaten. Atatürk etse ona bile bir kusur bulur bunlar...
 
yalannnnn yalann yalannn yalaaaannn yalannnn..............................
kimse yemez bunları uğraşmayın boşuna bunlar reklam kokonanaları bunlar ak partinin propagandası

yalan.........................
 
Doğru Söyleyeni Dokuz Köyden Kovarlar
 
Ergenekon soruşturmasının her aşaması,delil oldugu iddia edilen bütün belgeler fethullahın tetikçilerinin elinde,bu iddiada sadece düzmece,işçi partisinin binaları gece hırsız gibi girilerek yapılıyormuş,karşıdaki fethullah çetesi herşey beklenir.Hablemitoglunun nasıl öldürüldügü ve onu susturmak için açılan üç kagıtları ve davaları izleyin çözersiniz bu düzenegi.Türkiyede tek çete vardır gizli de degil alenen fethullah çetesi ve o kadar yayılmışlarki Türkiye çapında,hak,hukuk kanun dinlemiyorlar.Türkiye'yi bölmeye ve sömürmeye çalışan emperyalizmin truva atı rolünü üstleniyorlar.
 
Hala AKP rejim ve laiklik düşmanı hareketlerin odağı mıdır değil midir tartışılmıyor.

İslamcı demogogların tartıştığı şey nasıl bir maddi hata ya da yapısal bir yanlış buluruz da bu iddianameyi çürüğe çıkartırız. Yok Perinçek'in bilgisayarındaydı Başsavcı istifa etmeli, yok Fransa'ya göre mi laiklik tanımı Anglo sakson sekülerizmi mi?

Laikliğe karşı hareketleri ve söylemleri sabit olan bir parti kapatılmasın diye Laiklik anlayışını yeniden tanımlamaya çalışanların, iddianamenin içeriğinden çok şekline ve sürecine saldıranların amacı bellidir. DTP'ye dava açılırlen Venedik kriterleri diye bir şeyi duymayanlar, AKP'yi kurtarmak şeriat darbesine devam etmek için "Takiye Çin'de olsa gidin getirin" felsefesi ile hareket ediyorlar.

Yok başsavcının iddianamesi Perinçek'te ne arıyormuş. Bu iddianame doğru mu yanlış mı kararı Anayasa Mahkemesi verecek. Ve Cumhurbaşkanlığını ele geçirip Anayasa Mahkemesinde kadrolaşmaya başlayan AKP yeterince kadrolaşamadığını bildiği için yargı siyasallaşıyor diye yaygara koparıyor. Yoksa yargının siyasallaşması AKP'nin problemi değil kendi tarafına siyasallaştığı sürece.

BUNLAR FETHULLAHÇI VE İŞBİRLİKÇİ ŞERİATÇI CEMAATLERİNİN OYUNUDUR. BİR ÜLKEDE DEMOKRASİYİ YIKMANIN ANA YOLLARINDAN BİRİ HALKIN HUKUKA OLAN GÜVENİNİ SARSMAKTIR. SİZ HUKUKUN İŞLEMEDİĞİNİ YA DA YANLI OLDUĞUNU İNSANLARA İNANDIRIRSANIZ ONLAR DA HUKUK DIŞI GİRİŞİMLERE DESTEK VERMEYE BAŞLAYACAKTIR.

Hitler örneği vereceğim yine. Birileri hala tarihin tekerrürden ibaret olduğunu saklamakta ısrar ediyor. Hitler iktidara seçimle geldi hem de %43 gibi bir oyla ki 200'den fazla parti bulunan Almanya'da bu dev bir oy oranıydı. Hitler'in bütün seçim propogandası; demokrasi işlevini yitirmiştir, nerede çokluk orada b.okluk, bu kadar çok parti ve koalisyon olduğu için icraat üretilememektedir, Alman Halkı icraat yapacak aktif tek bir parti üzerinde birleşmelidir söylemleri üzerine kuruludur. Yani demokrasinin etkin propoganda yöntemlerini kullanıp demokrasinin sıkıntılı olduğu, yavaş işlediği, hareket kabiliyetinin daraldığı noktalara saldırarak oy toplamıştır.

Tıpkı mazlum AKP'nin hukuka saldırısı gibi. Hukukun yanlı olduğunu, siyasallaştığını söylemek, insanların hukuka güvenini yıkmak ve pis kötü hukukun karşısında çözümü maslum AKP'den uman halk kitleleri yaratmaktır.

Hala yargı kapatma davasını AKP'ye değil de halka açmış gibi bir izlenim verilmektedir. Halkın verdiği oy o partinin meşruiyetine kaynak olmaz eğer o parti anayasa ve evrensel hukuk normları içinde faaliyet göstermiyorsa. Hiç bir rejim de kendine karşı tehdit olan siyasal akımlara izin vermez. Amerikan laikliğinden, Alman, Fransız laikliğinden dem vuranlara soruyorum, gidin Amerika'da bir sosyalist parti kurmayı deneyin, Almanya'da nazi partisi, Fransa'da şeriat rejimini savunan radikal islamcı parti. Bakalım ne tepki göreceksiniz. Radikal dini grupları iktidarı ve rejimi tehdit etmeyen ülkelerdeki laiklik tanımını alıp Türkiye'ye getirmeye kalkarsanız şeriatçıların önünü açmaktan başka bir iş yapmazsınız. Ülkenin avrupa normlarında bir laiklik ve hukuka sahip olması için anayasaların düzenlenmesinden önce radikal islami ve şeriatçı grupların temizlenmesi gerekir.

BİR DE YARGI SİYASALLAŞTI SÖZÜ ÇOK GARİP. EVET YARGI ÜYELERİNİN SİYASAL GÖRÜŞLERİ VARDIR. VE AKP'NİN VE İSLAMCILARIN TÜM ÇABALARINA RAĞMEN YÜKSEK YARGI ÜYELERİNİN ÇOĞUNLUĞU ATATÜRKÇÜ VE DEMOKRAT BİR SİYASAL GÖRÜŞE SAHİPTİR. KENDİLERİNİ DEMOKRASİ SAVAŞÇILARI OLARAK GÖSTERİP YARGIYI DARBECİ KEMALİST DİKTACILARI OLARAK TANITAN ŞEREFSİZ FETHULLAH ORGANİZASYONU DOĞRUDAN AMERİKANIN UŞAĞIDIR. NASIL PKK'LI ŞEREFSİZLER AMERİKA İLE İŞBİRLİĞİ İÇİNDE BÖLÜCÜK YAPIYORLARSA, FETHULLAHÇI ŞEREFSİZLER DE AMERİKA İLE İŞBİRLİĞİ İÇİNDE ŞERİAT DEVLETİ RÜYASI İLE PROPOGANDA YAPMAKTADIR.

saygılar
 
Ergenekon operasyonu'nun AKP'ye kapatma davasının peşinden neden hızlandırıldığı anlaşılmıştır =) fazla söze gerek yok komplo kurmuşlar ama kimi neyle ne için nasıl suçladıklarını bilmiyorlar.!
 
AK Parti'ye kapatma davası ile ilgili iddianamenin, Anayasa Mahkemesi'ne sunulmadan iki gün önce İP Genel Başkanı Perinçek'in bilgisayarında ....

AK Parti'ye kapatma davası ile ilgili iddianamenin, Anayasa Mahkemesi'ne sunulmadan iki gün önce İP Genel Başkanı Perinçek'in bilgisayarında kayıtlı olduğunun ortaya çıkmasını her açıdan bir skandal olarak nitelendiren hukukçular, ''Davanın meşruiyeti bitmiştir'' değerlendirmesinde bulundu.

habervaktim’e konuşan Eski Bayrampaşa Cumhuriyet Savcısı Necati özdemir, skandal gelişme ilgili olarak, “Bu suçtur. İddianamenin gerek iddianameyi yazan kişi gerekse bir başkası tarafından henüz mahkemeye intikal etmeden bir şahsın, bir kurumun eline geçmesini sağlamak ceza kanunu açısından suçtur ve ayrıca bu kadar önemli bir davada ve iddiada böyle bir durumun ortaya çıkması, gerek hukuki gerekse diğer açılardan bir skandaldır’ dedi.

“DAVANIN MEŞRUİYETİ BİTMİŞTİR”
özdemir, “Böyle bir gelişme, davanın meşruiyetini bitirmiştir. Anayasa Mahkemesi’nin bunu ciddiye alması, kamu vicdanında bu işin danışıklı dövüş olabileceği noktasında şüpheler yaygınlaşır ve kuvvetler ayrılığı dediğimiz olguyu gerçekten yok etmiş olur. İşlenen bu suç nedeniyle Yargıtay’ın devreye girmesi gerekir. Yüksek yargı üyelerinin işlem ve eylemlerini soruşturmak Yargıtay Başkanvlar Kurulu ve Genel kurula kalmış bir durumdur” diye konuştu.

“YARGIYA MüDAHALE ETMEK GEREK”
Yıllardır yargısal değişikliklerin yapılması için uyarılarda bulunduklarını hazırlatan özdemir, “Türkiye’yi bu kısır döngüden kurtarmak siyasi iktidarın görevedir” diyerek şöyle konuştu: “Türkiye’nin sorununu hukukidir. önce hukuk düzeltilmelidir. çeşitli vesilelerle her kişi, grup kendisine dokunulduğunda ‘yargı siyasallaştı’ diyor. Karşı tarafı suçlayarak ‘yargıya müdahale etmeyin’ diyorlar. Ben aksini söylüyorum; yargıya müdahale etmek gerek. Türkiye yargı ile ilgili bütün kurum ve yasalarını anayasadan başlayarak derhal ele almalı, değiştirmeli ve çağdaş, modern dünyanın ve hukuk sistemlerinin kabul ettiği bir yapıya kavuşturmalıdır.”

“BUNU YAPMAZSAK TARTIŞMALAR BİTMEZ”
özdemir ayrıca, “Bunu yapmadığınız sürece yargı ile ilgili tartışmaları gidermek mümkün olmayacak. Ve ayrıca toplumum üstünde uzlaşabileceği bir adalet anlayışı da gerçekleşmeyecektir. İşimize geldiği gibi karşı tarafı, siyasal iktidarları suçlamaya devam edeceğiz” dedi.

“YAPILACAK İŞ İSTİFAYA DAVETTİR”
Eski Cumhuriyet Savcısı Avukat Ömer Köse de, habervaktim’e yaptığı açıklamada; “Bir iddianame mahkemece kabul edildikten sonra aleniyet yapılır. Bizim bile gidip mahkemeden iddianameyi ya da değerli evrakın bir suretini almak gibi bir yetkimiz söz konusu değil. Ortada disiplin cezasını gerektiren bir şey varsa Yargıtay Başkanlar Kurulu bu konuda karar verir ve yapılacak iş istifaya davettir” dedi.

“KİMİN ELİ KİMİN CEBİNDE BELLİ DEĞİL”
Köse, yaşanan son gelişmelerin bir komediye dönüştüğünü belirterek şu tahlilleri yaptı: “Türkiye’de kimin eli kimin cebinde belli değil. Şemdinli ile ilgili iddianame de bu iddianame herkes bir şey söylüyor. Başkanlar dün herkesi itidale davet ediyorlar. Bu davetle olacak iş değil. Bugün ona yarın bize, bugün bize yarın ona. Anayasanın ikinci maddesinde yazıldığı gibi hukuk devleti olacak mı olamayacak mı? Her kes kendisi için yontuyor anayasayı. Efeliklerle bir yere varılmaz. Ya üçüncü dünya ülkesi olarak itileceğiz, kakılacağız ya da adam gibi kuralları uygulayacağız. Otursunlar asıl sorunları gündeme alsınlar. Bu sorunu çözecek değişiklikler yapılacaksa yapılsın. Yeni anayasa gerekiyorsa yapılsın. Ortada bir komedi var ve bize gülüyorlar. Memleketin bir tarafında fiili bir kalkışma var. Sokaklarda birileri askerle, polisle çatışıyor. Kurtarılmış bölgeler ilan ediliyor. Halkın gündemi farklı. Türkiye açısından üzgünüz. Türkiye bunlara layık değil.”

Engin Kaşdaş
[Ç]alıntı


Benzer bir durum ülkemizin güzide gazetesi Cumhuriyet'e atılan bombalar konusunda da yaşanıyor. Cumhuriyet gazetesinin avukatları ısrarla davanın peşini kovalayıp, Cumhuriyete atılan bomba ile aynı seri numarasından olduğu belirlenen ve Ümraniye baskınında ele geçirilen bombaların nereden geldiği sorarken MKE üretimi olan bombalar için MKE'den yanıt geldi.

Yanıtta söz konusu bombaların MKE yapımı olduğu ve üretimi müteakip Kara Kuvvetlerine teslim edildiğini yazılı olarak mahkemeye iletti.

Bunun üzerine Cumhuriyet gazetesinin avukatları yine ısrarla bu bombaların nasıl, ne zaman ve kimler tarafından Kara Kuvvetlerinin depolarından çalındığının belirlenmesi için yazılı başvuruda bulunuyor.

Burası can alıcı nokta sıkı durun ....

Mahkeme heyetinin yanıtı bunun gerekli olmadığı şeklinde....

Şiz olsanız bu yargıya güvenir misiniz ?

NOT : Bu yargı derken aslında bir grup en basitinden saf (saf değillerse durum daha vahim satılmış demek zorunda kalırız) hakim kastedilmektedir.

Kanunlarınız ne kadar mükemmel olursa olsun, onları uygulayan insandır. Eğer iyi yetişmemişse istediği yöne yontar...

Önemli olan insanını iyi eğitmek ....

Akp ye laf eden herkesin bir kusuru bulunur zaten. Atatürk etse ona bile bir kusur bulur bunlar...

Katılıyorum...

Amaç kusur bulmak olduktan sonra ...

Hala AKP rejim ve laiklik düşmanı hareketlerin odağı mıdır değil midir tartışılmıyor.

İslamcı demogogların tartıştığı şey nasıl bir maddi hata ya da yapısal bir yanlış buluruz da bu iddianameyi çürüğe çıkartırız. Yok Perinçek'in bilgisayarındaydı Başsavcı istifa etmeli, yok Fransa'ya göre mi laiklik tanımı Anglo sakson sekülerizmi mi?

Laikliğe karşı hareketleri ve söylemleri sabit olan bir parti kapatılmasın diye Laiklik anlayışını yeniden tanımlamaya çalışanların, iddianamenin içeriğinden çok şekline ve sürecine saldıranların amacı bellidir. DTP'ye dava açılırlen Venedik kriterleri diye bir şeyi duymayanlar, AKP'yi kurtarmak şeriat darbesine devam etmek için "Takiye Çin'de olsa gidin getirin" felsefesi ile hareket ediyorlar.

Yok başsavcının iddianamesi Perinçek'te ne arıyormuş. Bu iddianame doğru mu yanlış mı kararı Anayasa Mahkemesi verecek. Ve Cumhurbaşkanlığını ele geçirip Anayasa Mahkemesinde kadrolaşmaya başlayan AKP yeterince kadrolaşamadığını bildiği için yargı siyasallaşıyor diye yaygara koparıyor. Yoksa yargının siyasallaşması AKP'nin problemi değil kendi tarafına siyasallaştığı sürece.

BUNLAR FETHULLAHÇI VE İŞBİRLİKÇİ ŞERİATÇI CEMAATLERİNİN OYUNUDUR. BİR ÜLKEDE DEMOKRASİYİ YIKMANIN ANA YOLLARINDAN BİRİ HALKIN HUKUKA OLAN GÜVENİNİ SARSMAKTIR. SİZ HUKUKUN İŞLEMEDİĞİNİ YA DA YANLI OLDUĞUNU İNSANLARA İNANDIRIRSANIZ ONLAR DA HUKUK DIŞI GİRİŞİMLERE DESTEK VERMEYE BAŞLAYACAKTIR.

Hitler örneği vereceğim yine. Birileri hala tarihin tekerrürden ibaret olduğunu saklamakta ısrar ediyor. Hitler iktidara seçimle geldi hem de %43 gibi bir oyla ki 200'den fazla parti bulunan Almanya'da bu dev bir oy oranıydı. Hitler'in bütün seçim propogandası; demokrasi işlevini yitirmiştir, nerede çokluk orada b.okluk, bu kadar çok parti ve koalisyon olduğu için icraat üretilememektedir, Alman Halkı icraat yapacak aktif tek bir parti üzerinde birleşmelidir söylemleri üzerine kuruludur. Yani demokrasinin etkin propoganda yöntemlerini kullanıp demokrasinin sıkıntılı olduğu, yavaş işlediği, hareket kabiliyetinin daraldığı noktalara saldırarak oy toplamıştır.

Tıpkı mazlum AKP'nin hukuka saldırısı gibi. Hukukun yanlı olduğunu, siyasallaştığını söylemek, insanların hukuka güvenini yıkmak ve pis kötü hukukun karşısında çözümü maslum AKP'den uman halk kitleleri yaratmaktır.

Hala yargı kapatma davasını AKP'ye değil de halka açmış gibi bir izlenim verilmektedir. Halkın verdiği oy o partinin meşruiyetine kaynak olmaz eğer o parti anayasa ve evrensel hukuk normları içinde faaliyet göstermiyorsa. Hiç bir rejim de kendine karşı tehdit olan siyasal akımlara izin vermez. Amerikan laikliğinden, Alman, Fransız laikliğinden dem vuranlara soruyorum, gidin Amerika'da bir sosyalist parti kurmayı deneyin, Almanya'da nazi partisi, Fransa'da şeriat rejimini savunan radikal islamcı parti. Bakalım ne tepki göreceksiniz. Radikal dini grupları iktidarı ve rejimi tehdit etmeyen ülkelerdeki laiklik tanımını alıp Türkiye'ye getirmeye kalkarsanız şeriatçıların önünü açmaktan başka bir iş yapmazsınız. Ülkenin avrupa normlarında bir laiklik ve hukuka sahip olması için anayasaların düzenlenmesinden önce radikal islami ve şeriatçı grupların temizlenmesi gerekir.

BİR DE YARGI SİYASALLAŞTI SÖZÜ ÇOK GARİP. EVET YARGI ÜYELERİNİN SİYASAL GÖRÜŞLERİ VARDIR. VE AKP'NİN VE İSLAMCILARIN TÜM ÇABALARINA RAĞMEN YÜKSEK YARGI ÜYELERİNİN ÇOĞUNLUĞU ATATÜRKÇÜ VE DEMOKRAT BİR SİYASAL GÖRÜŞE SAHİPTİR. KENDİLERİNİ DEMOKRASİ SAVAŞÇILARI OLARAK GÖSTERİP YARGIYI DARBECİ KEMALİST DİKTACILARI OLARAK TANITAN ŞEREFSİZ FETHULLAH ORGANİZASYONU DOĞRUDAN AMERİKANIN UŞAĞIDIR. NASIL PKK'LI ŞEREFSİZLER AMERİKA İLE İŞBİRLİĞİ İÇİNDE BÖLÜCÜK YAPIYORLARSA, FETHULLAHÇI ŞEREFSİZLER DE AMERİKA İLE İŞBİRLİĞİ İÇİNDE ŞERİAT DEVLETİ RÜYASI İLE PROPOGANDA YAPMAKTADIR.

saygılar


Çok haklısın kardeş...

Ama ortada çok açık mahkeme zabıtları var ... Bunu söylerken Yargıtay Başsavcısını kastetmiyorum...

Benzer şeyler susurlukta da yaşandı. Eğer takip ettiyseniz.

Tübitak UEAKA'da görevli mühendislerin sözde intiharında da yaşandı. Örneğin İntihar eden mühendisimiz intihar mektubu bıraktı. Ama bu mektup işe gitmediği gün işyerindeki bilgisayarda yazılmış ve çıktı alınmıştı vs vs vs

Bilin bakalım nooldu. Dava düştü ve söz konusu 3 ölüm intihar olarak tescil edildi.

Daha çok örnek verilebilir.

Ancak çok önemli bir gerçek var ki :


Bütün bunlar yargının siyasallaştığını değil, yargı kurumu içinde bulunan bazı zevatın küpünü doldurduğunu gösterir o kadar.
 
Bu iddialar 10 güne yakındır söylendiği halde başsavcıdan herhangi bir yalanlama gelmemiştir.Demekki İddianamenin Anayasa Mahkemesine verilmeden önce bir takım çetelerin elinde olduğu doğrudur.Zaten elde edilen dinleme kayıtlarında

-- dava ne aşamada
-- tamam biz davayı açtıryoruz siz ortamı haızrlayın

gibi konuşmalar gerçeğin buşekilde olduğunu kanıtlıyor.

eğer iddialar doğruysa Savcı hakkında Anayasanın kendisine verdiği yetkiyi kötüye kullanmaktan dolayı hakkında soruşturma açılması ve görevden alınması gerekir.

ileriki günlerde bu meselenin gündemde yoğun bir şekilde yer alacağından eminim.

Dememkii hukuk devletinde iddianameler Mahkemeye sunulmadan önce darbeci tarikatlara ve anti demokratik oluşumlara sunuluyor.
 
Akp ye laf eden herkesin bir kusuru bulunur zaten. Atatürk etse ona bile bir kusur bulur bunlar...

Kabul et cok komik bir yorum olmus :D :D :D

Cok uzaga degil 10-12 sene öncelerine git Tayyip dahıl sımdı Akp nin icindeki bir cok isim ATATÜRK hakkında ipe sapa gelmez seyler söylemislerdir...:D:D:D

Atatürk kendileri hakkında bisey demeden söyleyen adam hakkında olumsuz bir sey deseydi neler derlerdi düsünemiyorum :D:D:D:D
 
bütün siyasi partiler kapatılsın nasılsa bişi yapabilecek güçleri yok.
tek partili günler yakındır bu gidişle
 
Benzer bir durum ülkemizin güzide gazetesi Cumhuriyet'e atılan bombalar konusunda da yaşanıyor. Cumhuriyet gazetesinin avukatları ısrarla davanın peşini kovalayıp, Cumhuriyete atılan bomba ile aynı seri numarasından olduğu belirlenen ve Ümraniye baskınında ele geçirilen bombaların nereden geldiği sorarken MKE üretimi olan bombalar için MKE'den yanıt geldi.

Yanıtta söz konusu bombaların MKE yapımı olduğu ve üretimi müteakip Kara Kuvvetlerine teslim edildiğini yazılı olarak mahkemeye iletti.

Bunun üzerine Cumhuriyet gazetesinin avukatları yine ısrarla bu bombaların nasıl, ne zaman ve kimler tarafından Kara Kuvvetlerinin depolarından çalındığının belirlenmesi için yazılı başvuruda bulunuyor.

Burası can alıcı nokta sıkı durun ....

Mahkeme heyetinin yanıtı bunun gerekli olmadığı şeklinde....

Şiz olsanız bu yargıya güvenir misiniz ?

NOT : Bu yargı derken aslında bir grup en basitinden saf (saf değillerse durum daha vahim satılmış demek zorunda kalırız) hakim kastedilmektedir.

Kanunlarınız ne kadar mükemmel olursa olsun, onları uygulayan insandır. Eğer iyi yetişmemişse istediği yöne yontar...

Önemli olan insanını iyi eğitmek ....



Katılıyorum...

Amaç kusur bulmak olduktan sonra ...




Çok haklısın kardeş...

Ama ortada çok açık mahkeme zabıtları var ... Bunu söylerken Yargıtay Başsavcısını kastetmiyorum...

Benzer şeyler susurlukta da yaşandı. Eğer takip ettiyseniz.

Tübitak UEAKA'da görevli mühendislerin sözde intiharında da yaşandı. Örneğin İntihar eden mühendisimiz intihar mektubu bıraktı. Ama bu mektup işe gitmediği gün işyerindeki bilgisayarda yazılmış ve çıktı alınmıştı vs vs vs

Bilin bakalım nooldu. Dava düştü ve söz konusu 3 ölüm intihar olarak tescil edildi.

Daha çok örnek verilebilir.

Ancak çok önemli bir gerçek var ki :


Bütün bunlar yargının siyasallaştığını değil, yargı kurumu içinde bulunan bazı zevatın küpünü doldurduğunu gösterir o kadar.

Aslında bilgide küçük bir eksiklik var :

Söz konusu bombaların kaynağı için K.K.K ve Jn.Gn.K. yazı yazılmış ve yanıt olarak envanterlerinde eksik olmadığı yanıtı alınmıştır.

Şimdi ortadaki sorun şu kim yalan söylemektedir. MKE üretmiş ve TSK'ya teslim etmiştir. TSK'ya göre söz konusu malzeme (bombalar) ellerindedir (depolarda). Ama bir kısmı ümraniyede kale gibi bir evin çatısında bulunmuş, içlerinden biri'de Cumhuriyet Gazetesinin bombalanmasında kullanılmıştır.

O zaman iki kurumdan biri yalan atmaktadır. Mahkemenin kabul etmek istemediği ve araştırmadığı şey işte budur.

Akp ye laf eden herkesin bir kusuru bulunur zaten. Atatürk etse ona bile bir kusur bulur bunlar...

İdeolojik düşünmemek gerek.....
 
Ülkemizde bir güruh türedi işleri güçleri çamur at izi kalsın.Bu onların en büyük görevi,işlerine gelmeyen herkese çamur atmaktan kaçınmazlar.Şöyle birazcık hafızamızı yoklayalım bu hep böyle olmuştur.Eğer o savcı CHP yada MHP ye bu davayı açmış olsaydı vay vay siz o zaman bunları görecektiniz zil takıp oynayacaktılar.Ama şimdi ise şu veya bu şekilde saldır savcıya,eğer bu adamlarda birazcık ALLAH korkusu olsa bunu asla yapmazlardı.Ama arsızlık başa geldikten sonra ha oramı .... ha buramı .... farketmez diyenler işte bu nursuzlardır.
 
Ülkemizde bir güruh türedi işleri güçleri çamur at izi kalsın.Bu onların en büyük görevi,işlerine gelmeyen herkese çamur atmaktan kaçınmazlar.Şöyle birazcık hafızamızı yoklayalım bu hep böyle olmuştur.Eğer o savcı CHP yada MHP ye bu davayı açmış olsaydı vay vay siz o zaman bunları görecektiniz zil takıp oynayacaktılar.Ama şimdi ise şu veya bu şekilde saldır savcıya,eğer bu adamlarda birazcık ALLAH korkusu olsa bunu asla yapmazlardı.Ama arsızlık başa geldikten sonra ha oramı .... ha buramı .... farketmez diyenler işte bu nursuzlardır.

Savcıda eminim ki Allah korkusu vardır ama sizin gibilerden asla korkmaz. DTP kapatılacakken neredeydiniz siz ? Parti kapatmak mı hukuka aykırı, yoksa %47 almış güçlü bir iktidar partisini mi kapatmak hukuka aykırı ? Hangisini savunuyorsunuz siz bakayım ?

He sizin düşündüğünüz hukuk devleti güçlünün yanında, ezilenin karşısında mı olacak ? Madem o kadar Allah korkuları var; bırak kardeşim işine geldiğinde güvendiğin hukuka şimdi neden güvenmiyorsun ? Bırak AK koyun kara koyun belli olsun. Bırak hiç bir zaman AK olamayan partiniz bir defacık AKLANSIN. Ne bu telaş ?
 
yalannnnn yalann yalannn yalaaaannn yalannnn..............................
kimse yemez bunları uğraşmayın boşuna bunlar reklam kokonanaları bunlar ak partinin propagandası

yalan.........................


:D:D

AYNEN KATILIYORUM :D:D YALAAAAAAAAAAAAAAAAAN

akıllarınca yargıtay başsavcısına çamur atmaya çalışıyorlar.
akıllarınca savcıyı çete üyesi yapacaklar

bu haber değil iftiradır aha işte savcı bu haberin yalan iftira olduğunu söylemiş

''İDDİANAMEYİ KİME GÖSTEREBİLİRİM?: Şimdilik ek iddianameye gerek yok, öyle bir hazırlık aşamasında değiliz. Zaten bütün iddiaları ben hazırladım, gönderdim. Ayın 14’ünde hazırladım gönderdim Anayasa Mahkemesi’ne. İddianamenin gönderilmeden iki gün önce başkalarının elinde olduğu söylentileri çıkıyor. Bundan çok rahatsız oluyorum. Ben Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısıyım, Anayasa Mahkemesi için hazırladığım iddianameyi kime gösterebilirim. Bu tip eleştirileri yapanları kınıyorum. İddianamayi ne başka birisi gördü ne de başka birisinin eline geçti.
Bu haberler tamamiyle yalandır.''


bu iftrayı eden fetoşçu amerikan uşağı satılmış medyadır
 
Bu iddialar 10 güne yakındır söylendiği halde başsavcıdan herhangi bir yalanlama gelmemiştir.Demekki İddianamenin Anayasa Mahkemesine verilmeden önce bir takım çetelerin elinde olduğu doğrudur.Zaten elde edilen dinleme kayıtlarında

-- dava ne aşamada
-- tamam biz davayı açtıryoruz siz ortamı haızrlayın

gibi konuşmalar gerçeğin buşekilde olduğunu kanıtlıyor.

eğer iddialar doğruysa Savcı hakkında Anayasanın kendisine verdiği yetkiyi kötüye kullanmaktan dolayı hakkında soruşturma açılması ve görevden alınması gerekir.

ileriki günlerde bu meselenin gündemde yoğun bir şekilde yer alacağından eminim.

Dememkii hukuk devletinde iddianameler Mahkemeye sunulmadan önce darbeci tarikatlara ve anti demokratik oluşumlara sunuluyor.

oku oku =) çamura taş atmak istemem ama duramıyorum =)
Bir başsavcı hakkında böyle konuşmaya başladıysanız cidden rejimde büyük sıkıntı olduğu ortadadır.Yargıya bile güvenmiyorsan neden yaşıyorsun bu Ülke'de ?

''İDDİANAMEYİ KİME GÖSTEREBİLİRİM?: Şimdilik ek iddianameye gerek yok, öyle bir hazırlık aşamasında değiliz. Zaten bütün iddiaları ben hazırladım, gönderdim. Ayın 14’ünde hazırladım gönderdim Anayasa Mahkemesi’ne. İddianamenin gönderilmeden iki gün önce başkalarının elinde olduğu söylentileri çıkıyor. Bundan çok rahatsız oluyorum. Ben Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısıyım, Anayasa Mahkemesi için hazırladığım iddianameyi kime gösterebilirim. Bu tip eleştirileri yapanları kınıyorum. İddianamayi ne başka birisi gördü ne de başka birisinin eline geçti.
Bu haberler tamamiyle yalandır.''
 
Haklısınız kaptılma korkusu sardı hepsini

hem dediğim gibi doğru olsa ne yazar bu sadece bir kişinin küpü doldurduğu şeklinde yorumlanabilir, yargının siyasallaştığıyla değil.

başka bir savcı gelir onları gene kapatır.:durdurun:durdurun:durdurun
 
Haklısınız kaptılma korkusu sardı hepsini

hem dediğim gibi doğru olsa ne yazar bu sadece bir kişinin küpü doldurduğu şeklinde yorumlanabilir, yargının siyasallaştığıyla değil.

başka bir savcı gelir onları gene kapatır.:durdurun:durdurun:durdurun

Bir önceki mesajından işkillenmiştim. Katılmadığım noktalar vardı. Bu mesajından sonra kötü niyetle söylemediğini anladım....:durdurun
 
Geri
Üst