Newwave
Altın Üye

Baykal: Yargı cemaatin eline geçti
Kadrolaşma bir cemaat kadrolaşmasıdır.Bu bir cemaat hesaplaşmasıdır.
Ana muhalefet lideri Deniz Baykal, yaşanan yüksek yargı krizi sonrası kameraların karşısına geçerek değerlendirmelerde bulundu. Deniz Baykal: 'Kadrolaşma bir cemaat kadrolaşmasıdır. Hükümet bu tabloyu destekleyip bu tablodan yararlanmaktadır. Bu bir cemaat hesaplaşmasıdır.' dedi.
İŞTE DENİZ BAYKAL'IN KONUŞMASININ SATIR BAŞLARI:
Yaşanan hukuki tartışma basit bir usül tartışması değildir. Bunu hukuki ihtilaf olarak yorumlamak yanlıştır. Türkiye'de ilk kez oluyor. Başsavcıların nasıl aranacağı ile ilgili çok net düzenleme vardır. Olağan usulün ötesinde yargıtay ceza dairelerinde yargılanmalarını öngörmüştür.
Asıl üzerinde durulması gereken nokta yaşanan garip olağanüstü olayların arkasında neyin yattığıdır? Bu olaylar neden derin bir siyasi tartışmayı tahrik etmiştir. Bu olayın kısa tarihçesini hatırlamaya ihtiyaç var. Erzincan'daki başsavcının suçu nedir? Bu konuda toplumun ikna edilmesine ihtiyaç vardır.
BAŞBAKAN YARDIMCISI CİHANER'E BASKI YAPMIŞTIR
Başbakan yardımıcısı savcıları arayarak gözaltına alınanların serbest bırakılmasını istemiştir. Bu yargıya müdahale değildir de nedir?
Diyorlar ki 'bir soruşturma yapıyoruz.' Görevini yapmakta olan bir savcıyı tutukluyorsunuz. Bu tutuklamanın yetkili bir merci tarafından yapıldığına inanmak imkansızdır.
SAVCI ÖNCEDEN TEHDİD EDİLDİ
Bu tutuklanmada başsavcının suçu nedir? Bu durumda toplum ikna edilmelidir.Nedir olay niye böyle bir tablo çıkıyor. Bu Erzincan cumhuriyet başsavcısının soruşturması ile ilgilidir. Başsavcıya Başbakan yardımcısı telefon etmiş gözaltına alınanları salma talimatı vermiştir. Bu savcıya çok önce sen bu işten vazgeç denmiştir.
HÜKÜMETİN BU OLAYIN FAİLİ OLDUĞPU, BU SÜRECİN HÜKÜMETİN TERCİHİYLE YÜRÜTÜLDÜĞÜ GÖRÜLMÜŞTÜR. BU İŞ SAVCI İŞİ DEĞİLDİR, BU İŞ KAMUOYUNUN İRADESİNE KARŞI HÜKÜMETİN İNADIDIR. İNANDIRICI HİÇ BİR TARAFI YOKTUR. AKP KENDİ SİYASİ GÖRÜŞÜNÜ YARGIYA DAYATMAKTADIR.
Ve AKP sindirme ve ezme politikasını sürdürmektedir. Yandaş yargı bir hukuk devleti içinde yer yer ortaya çıkan mevzii bir olarak ortaya çıkarsa elbette tehlikelidir ama sınırı vardır. Bu hükümet yargıyı kendi zihniyetine çekmek için açık bir yol izlemektedir.
BU BİR CEMAAT HESAPLAŞMASIDIR
Hukuk düzeninin işlerliğinden söz etmek ortadan kalkmıştır. Bu olayların arkasında ne yatıyor diye baktığımız zaman, son dönemde kendisini gösteren kadrolaşma anlayışının, devletin kilit noktalarına ne kadar etkin bir şekilde işlediğini ortaya koymakta. Kadrolaşma bir cemaat kadrolaşmasıdır. Hükümet bu tabloyu destekleyip bu tablodan yararlanmaktadır. Bu bir cemaat hesaplaşmasıdır. Bu hükümetin cemaatlerle ilgili anlayışının sonucudur.
Bu sürecin buraya nasıl getirdiğini hiç unutmamalıyız. bu olay kırılma noktası olacaktır.
SADECE ADALETİ DEĞİL DEVLETİ TAHRİK EDİLİYOR
Yaşananlar çok önemli gelişmelere neden olabilir. Bu gidiş iyi bir gidiş değil. Devlet hukuka dayanır. Hukuk herşeyin özüdür. Adalet mülkün temelidir. Mülk ülkedir. Adaletteki en büyük tehlike adaletin siyasallaşmasıdır. Siyasetin adalete hakim olması bizatihi adaletin kendisinin ortadan kalkması anlamına gelir. Bugün hükümet adalete yönelik suçlamaların merkezindedir. Ve sadece adaleti tahrik etmiyor devleti de tahrik ediyor.
Özel yetkili ağırceza mahkemeleri eski DGM'nin yerine kuruldu. Yani DGM'lere olan ihtiyaçlar kalktı artık olağan üstü hukuk bir uygulama alanına bir daha girmemelidir. Türkiye DGM anlayışından kurtulmuştu. Ama neyazık ki sadece ismi kaldırıldı. Onun yerine özel yetkili Ağrı Ceza Mahkeme'leri geldi. Bu sorun DGM sürecinde yaşanan sorunların yargının acımasızca kullanılmasından kaynaklanmaktadır. DGM sadece ismen değil resmen de kaldırılmalıdır. Eğer demokratikleşme uygulamasını dikkate alıyorsanız bu adımı atın.
AKP'NİN ANLAYIŞI DAYATILIYOR
Bu saldırılar, yargı bağımsızlığını tehdit etmiştir. Demokrasimize büyük zarar vermiştir. türkiye'de hukuk dünyasında AKP bir ekol haline gelmektedir. Yani bir hukuk kurumu Yargıtay, Danıştay HSYK Anayasa Mahkemesi gibi bir de AKP'nin yargı değerlendirmesi Türkiye'ye dadyatılmak istenmektedir. Bunu kabul etmek mümkün değildir. dün bu konuda yapılan birbiri açıklamalar, olayın sistematik bir saldırı olduğunu ortaya koymuştur. Yargı bu konuda cesaretini sergilemektedir.
Olayın arkasında neyin yattığını herkesin değerlendirilmesi gereklidir. Ve bu durum karşısında tutum sergilemek kaçınılmaz bir durum oluşturmuştur. Bu olay ortaya koyacaktır ki AKP'nin yargıyı ele geçirme çabası boşunadır. Eğer bu olursa tam bir kırılma olacaktır. Yargının bu hesaplaşmaya teslim olmayacağı görülmüştür. Devlet kurumları tahrik ediliyordu. Şimdi de kurumlar kendi içinde çatıştırılarak bitirilmeye çalışılıyor. Elbette yargının içinde bu baskıya boyun eğen unsurlar çıkabilir. Ama genel anlamda bu yargının kendisini savunmasına engel olmayacaktır.
Soruları cevapladı:,
Bu durum çok ciddi tehdidler taşıyor. Buna son vermek herhangi bir kurumun yetkisinden çıkmıştır. Yani Türkiye'de Anayasa'yı sahiplenmeyi, hukukun üstünlüğüne saygı göstermeyi, iktidar gibi düşünmeyenlerin haklarını korumayı zorunlu kılan unsurlar sistemin içinde yoktur.
İktidar beni kim frenlerse ezerim diyor. Yargı tanımayanlarla demokrasi olmuyor. Ben yargıyıda, muhalefeti de, medyayı da ezerim diyorsa ve onlar etkiliyle işte o zaman bugünkü manzaralar ortaya çıkıyor..
Herkesin frene ihtiyacı var. Bu gidişin sonu kötü. Türkiye'yi sıkıntıya sokan iktidarın kendisi...
BU TABLOYU YÖNLENDİRECEK CUMHURBAŞKANI ARIYORUZ
Bu durumu yönlendirecek bir Cumhurbaşkanı arıyoruz. Böyle tablolar karşısında müdahale edebilecek bir isim seçelim
demiştik. Çekirdekten biri olmasın dedik. Ama olmadı. Şimdi etkili olabilecek biri var mı?
Adalet Bakanı yargıyla savaşıyor. Yargı eziliyor...
HÜKÜMETİN YAPACAĞI EN BÜYÜK İYİLİK
Siz bakmayın yargı reformu denmesinde. Burada yapılması gereken açıktır. dün Adalet Bakanı da konuşmasında bir değerlendirme yaptı. Ama hepimiz biliyoruz ki AB ile ilgili bütün kurumlar Adalet Bakanı ömüsteşarının HSYK'dan yer tutuyor olmasından rahatsızdır. Ve bu konuda değişiklik talep etmiştir. Bu hükümetin Türkiye'ye yapacağı en büyük iyilik bir an önce seçime götürmektir.
KAPATMA DAVASI'NA GEREK VAR MI?
Akp'nin seçime gitmesi için işi mahkemeye taşımasın işi seçime taşısın. Bu fırsatı versin. Savcıları hapishanelere taşımasın. Saygın isimleri karakollara taşımasın biran önce sandığa millete taşısın. Her demokratik süreç dışı işi karakola, hapishaneye taşıyacak süreçten rahatsız oluruz. İhtilaflar sokaklara, yargıya taşınmasın, normal süreç içerisinde ülkeyi yönetsin istiyoruz.
Mahkemeyi, karakolu bırakın, hapishaneyi bırakın, sandığa gidelim...
Arkadaşlarımız daha önce de Erzincan'daydı. Gelişmeleriş yakından takip ediyor.
Bu cemaat konusunda benim ifşiaat yapmama gerek yok.
Bence yargıtay başkanı da bu yaşanan gelişmeleri öngörmüyordu. İktidarın savaşmaktan, sindirmekten artık vazgeçmelidir.
Kaynak