piken
New member
- Katılım
- 5 Eki 2005
- Mesajlar
- 2,622
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
Beden ve Ruh
Göz açıp kapancıya kadar çabuk geçen yaşantımızda, günün şartların mıdır neden pek bilmem ama tek bildiğim bedenimizin yüksek tempoya ayak uydurup ruhumuzun çok önünde olmasıdır. Bedenimiz yaşlandığında hala ruhumuzun çocuk gibi olduğunu hissederiz. Galiba zaman zaman oturup ruhumuzu beklemek gerek...
Bedenimizin, ruhumuzun önünde olduğunda, maneviyatımızdan çok şey kaybettiğimizi, maddi olarak da pek bir şey kazanmadığımızı farkına vardığımızda hayatımızın sonbaharını yaşıyor olacağız.
Yaptıklarımız, yapamadıklarımızın hesabını yaparken manevi olarak ne kadar geride kaldığımızı pişmanlıkla anlarken önümüzdeki kış için hiç olmazsa içimizi ısıtacak güzel anılar yaratmalıyız.
O zaman, günün kıymetini bilerek yarınlar için daha anlamlı planlar yapmak gerek herhalde.
İnsanı insan yapan unsurlardan biri de sevgidir. Bir dize vardır;
Aşk hiçbir şeydir.
Sevmek şöyle böyle bir şeydir,
Sevilmek ise her şeydir.
Sizlerin de bildiği gibi, sevgi istenmez, yaratılır. Eğer sevilmek istiyorsak önce sevmeyi bilmeliyiz. Eğer seversek, az veya çok mutlaka seviliriz.
Sizlere bir zamanlar çok sevilen biri tarafından çok sevdiğine (yazarını bilmiyorum, yazanın kalbine sağlık) bir alıntıyı sunacağım. Bakın sevgi nasıl ifade ediliyor bu satırlarda ve de çaresizlik. Aşkın, kavuşamamanın faturası ağır olsa gerek...
Şimdi yoksun, seni dilediğim gibi düşünebilirim artık.
Tutar ellerini dilediğim gibi öperim artık uzun uzun.
Kimseler ayıplayamaz beni,
Yokluğunda seni nasıl sevdiğimi anlayamazlar.
İşte gözlerin, işte dudakların,
Senin olan ne varsa karşımda duruyor.
Seni dilediğim yere götürebilirim artık,
Sevdiğim şarkıları söyleyebilirim artık.
Dudaklarına ve sana hasret ellerimle okşayabilirim yanaklarını.
Bütün resimler sana benziyor hayret!
Bütün aynalarda sen varsın, bir yere gitsem,
Peşimden sen geliyorsun.
Biraz sonra beyaz bir kağıt ve içtiğim demli çayım olacaksın.
Kimse yokluğunda bu denli sevilmedi.
Her şey daha güzel ama ayrılığın adı kötüye çıkmış.
Yoksa bin yıl daha yaşamak isterdim
Ve seni bin yıl daha ayrılıklar içinde sevmek.
Ama biliyorsun ben de insanım,
Umutsuzluğa düştüğüm günler oluyor,
Ve hiç gelmeyeceksin sanıyorum.
O zaman kurşun gibi bir korku saplanıyor kalbime.
Büyük bir yalnızlık sarıyor içimi,
Yalnızlığımdan utanıyorum.
Ben sevmesem ölürdüm,
Beni sevmesen bir çakıl taşıydım.
Şimdi duvar gibi sağırdım, ölümden acıydım.
Dünyayı bütün insanlara zindan ederdim
Beni bunca saracak ne vardı, kanıma girecek,
Göz bebeklerime oturacak bir şarkı gibi
Kulaklarımdan eksilmeyecek ne vardı...
Hiç karşıma çıkmasaydın,
bu kahrolası gözler görmeseydi seni vardı ?...
Belki karşımda değilsin yanılıyorum,
Bu gözler senin gözlerin değil aldatıyorlar beni...
Karanlığın gözleri olmalı bunlar
bana böylesine keder veren.
Gülmeyi, yaşamayı haram eden bir karanlığın gözleri olmalı
Öyleyse sen hiçbir yerde yoksun,
Sana hiçbir zaman yaklaşamayacağım.
Yalan bu geçici sevinç, bu nur, bu ışık,
karanlığın ortasında yanan bu gözler.
Ne dedimse inanma, seni değil, kendimi aldatıyorum.
Sen istediğin kadar varlığın taa kendisi ol,
Ölümsüzlüğün ta kendisi.
Ben günden güne yok olmaktayım.
Büyün ışıkları attım bir kenara anlıyor musun?
Gökyüzü güneş olsa
Sensiz yine karanlıktayım...
alıntı
Göz açıp kapancıya kadar çabuk geçen yaşantımızda, günün şartların mıdır neden pek bilmem ama tek bildiğim bedenimizin yüksek tempoya ayak uydurup ruhumuzun çok önünde olmasıdır. Bedenimiz yaşlandığında hala ruhumuzun çocuk gibi olduğunu hissederiz. Galiba zaman zaman oturup ruhumuzu beklemek gerek...
Bedenimizin, ruhumuzun önünde olduğunda, maneviyatımızdan çok şey kaybettiğimizi, maddi olarak da pek bir şey kazanmadığımızı farkına vardığımızda hayatımızın sonbaharını yaşıyor olacağız.
Yaptıklarımız, yapamadıklarımızın hesabını yaparken manevi olarak ne kadar geride kaldığımızı pişmanlıkla anlarken önümüzdeki kış için hiç olmazsa içimizi ısıtacak güzel anılar yaratmalıyız.
O zaman, günün kıymetini bilerek yarınlar için daha anlamlı planlar yapmak gerek herhalde.
İnsanı insan yapan unsurlardan biri de sevgidir. Bir dize vardır;
Aşk hiçbir şeydir.
Sevmek şöyle böyle bir şeydir,
Sevilmek ise her şeydir.
Sizlerin de bildiği gibi, sevgi istenmez, yaratılır. Eğer sevilmek istiyorsak önce sevmeyi bilmeliyiz. Eğer seversek, az veya çok mutlaka seviliriz.
Sizlere bir zamanlar çok sevilen biri tarafından çok sevdiğine (yazarını bilmiyorum, yazanın kalbine sağlık) bir alıntıyı sunacağım. Bakın sevgi nasıl ifade ediliyor bu satırlarda ve de çaresizlik. Aşkın, kavuşamamanın faturası ağır olsa gerek...
Şimdi yoksun, seni dilediğim gibi düşünebilirim artık.
Tutar ellerini dilediğim gibi öperim artık uzun uzun.
Kimseler ayıplayamaz beni,
Yokluğunda seni nasıl sevdiğimi anlayamazlar.
İşte gözlerin, işte dudakların,
Senin olan ne varsa karşımda duruyor.
Seni dilediğim yere götürebilirim artık,
Sevdiğim şarkıları söyleyebilirim artık.
Dudaklarına ve sana hasret ellerimle okşayabilirim yanaklarını.
Bütün resimler sana benziyor hayret!
Bütün aynalarda sen varsın, bir yere gitsem,
Peşimden sen geliyorsun.
Biraz sonra beyaz bir kağıt ve içtiğim demli çayım olacaksın.
Kimse yokluğunda bu denli sevilmedi.
Her şey daha güzel ama ayrılığın adı kötüye çıkmış.
Yoksa bin yıl daha yaşamak isterdim
Ve seni bin yıl daha ayrılıklar içinde sevmek.
Ama biliyorsun ben de insanım,
Umutsuzluğa düştüğüm günler oluyor,
Ve hiç gelmeyeceksin sanıyorum.
O zaman kurşun gibi bir korku saplanıyor kalbime.
Büyük bir yalnızlık sarıyor içimi,
Yalnızlığımdan utanıyorum.
Ben sevmesem ölürdüm,
Beni sevmesen bir çakıl taşıydım.
Şimdi duvar gibi sağırdım, ölümden acıydım.
Dünyayı bütün insanlara zindan ederdim
Beni bunca saracak ne vardı, kanıma girecek,
Göz bebeklerime oturacak bir şarkı gibi
Kulaklarımdan eksilmeyecek ne vardı...
Hiç karşıma çıkmasaydın,
bu kahrolası gözler görmeseydi seni vardı ?...
Belki karşımda değilsin yanılıyorum,
Bu gözler senin gözlerin değil aldatıyorlar beni...
Karanlığın gözleri olmalı bunlar
bana böylesine keder veren.
Gülmeyi, yaşamayı haram eden bir karanlığın gözleri olmalı
Öyleyse sen hiçbir yerde yoksun,
Sana hiçbir zaman yaklaşamayacağım.
Yalan bu geçici sevinç, bu nur, bu ışık,
karanlığın ortasında yanan bu gözler.
Ne dedimse inanma, seni değil, kendimi aldatıyorum.
Sen istediğin kadar varlığın taa kendisi ol,
Ölümsüzlüğün ta kendisi.
Ben günden güne yok olmaktayım.
Büyün ışıkları attım bir kenara anlıyor musun?
Gökyüzü güneş olsa
Sensiz yine karanlıktayım...
alıntı