sabahci.06
New member
- Katılım
- 28 Ocak 2009
- Mesajlar
- 407
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
Geçen gün babaannemlerdeydik. Yoldan balıkçı geçti, canımız çekti, adamı durdurduk. Babaannem balıkçıyla muhabbete başladı. Adamın bizim köyden olduğunu öğrendik. E haliyle babaannem konuştu da konuştu. Sonunda muhabbet bitti derken babaannemin talihsiz sorusu geldi: “Ne iş yapıyorsun evladım?” E be babaanne, e be babaanne!
5 yaşındaki oğluma “Sen de bir zamanlar benim karnımda büyüdün” dedim. Aldığım cevap: “Biliyorum, bebekler annelerin pipisinden çıkar.” Doğru desem değil, yanlış desem değil. Ah şimdi ki çocuklar ah...
Bir ders çalışma itirafı da benden. Matematik çalışmayı abarttığım bir gecenin sonunda rüyamda babamın türevini almaya çalışıyordum. Çıkmadığı için de sinirden çıldırıyordum.
Çok büyük bir firmada üst düzey yöneticiyim. İktisat okuduktan sonra Amerika’da master yaptım. Ayrıca İngiltere´de İşletme okudum. Üç yabancı dil biliyorum. Askerlik yoklaması sırasında subayın öğrenim durumumu sorması üzerine yukarıdakileri sıraladım; subayın yanındaki astsubaya verdiği emir: “Yaz. Okur-yazar. ´´ Allah bildiği gibi yapsın sizi! Daha ne diyeyim.
Deprem itiraflarına bir tane de benden. Bütün bina çığlık çığlığa dışarı kaçarken bir siyasi partinin il başkanı olan komşumuz o sırada sokakta olan karısına camdan seslenerek “Kahverengi kravatım nerede?” diye sordu. Kadının cevabı ise evlere şenlikti: “Dolapta! Gelirken benim rujumu da al!”. Birazdan yarılacak zaten yer, hep beraber bir magma yapar geliriz.
Kızım çok meşgul olduğum bir anda beni öyle sinirlendirdi ki, “Elimin tersindesin, akıllı dur” diye kızdım. Sağımdan soluma geçti ve “Şimdi elinin doğrusunda oldum mu anneee?” dedi. Sinirler çözüldü tabii.
Mezar ve mezarlık itiraflarını okuyunca aklıma geldi. Eşimin memleketine gitmişken mezarlığa da gidelim dedik. Kocamın aile mezarlığının yanında bir amca bir mezarı temizleyip suluyordu. Bayağı bakımlı ağaçlı, çiçekli bir kabirdi. Eşim de tanıdığım biridir belki düşüncesiyle “Amca burada kim yatıyor?” diye sordu. Amca bize hayatımızın şokunu yaratan cevabı verdi: “İlerde ben yatıcam inşallah.” Amcam mezarını almış, bakımını yapmış, ilerde orda yatma hayallerinde anlayacağınız.
Bir akşam ailecek evde oturuyoruz. Canımız sıkıldı. İsim-şehir oynamaya başladık. Artık ne kadar sıkılmışsak bizim ailenin fertlerinin hayalgücü tavan yapmış. Sonuçlar: Ülke: Betonya, Nehir: Ofçay, Göl: canavar gölü (Van gölünü kastediyorlar).
Arabamızın içinde iki hırsızın olduğunu gören kardeşim ikinci kattan atladı. Hengâmeyi fark edip aşağıya koşan annem kardeşimi yerde yatarken görür görmez bayıldı. Bu arada hırsızlar da çoktan alıp gitmişti arabayı. Haberi kahvede otururken alan babam bir hışım kahvenin camına toslamış. Abim de aceleyle yardıma koşayım derken kapının kolunu kırmış. Bilançoyu özetliyorum: Kırık bir kol, sökülen kapı, baygın anne, kafası şiş baba ve iki gün sonra bulunan hurda bir araba.
Anneme sürekli, 3 yıldır sigara içtiğimi söylüyorum, yanında da içiyorum o da, bıkmadan, “Sen aslında sigara içmiyorsun, beni kandırıyorsun, tiryaki değilsin.” diyor. Bugün çantamda sigaramı görünce “Hani sen sigara içmiyordun yalancı seni, bunlar ne bunlar?” diye bağırmaya başladı. Öylece suratına bakakaldım. Sanırım annem sigara içtiğimi kabullenemiyor.
Lisedeyken İngilizce sınavında öğretmenimiz 10 tane kelimenin türkçe karşılığını sormuştu. İçlerinden biri de “dangerous” idi. Yanımdaki arkadaşımın cevabını göz ucuyla görmemle kafamı çevirmem bir olmuştu: Dünya Turu! Michael Jackson hayranı olan arkadaşım o zamanlar düzenlenen Dangerous turnesini kendince yorumlamış işte.
Çocukluğumdan beri gördüğüm ama bugüne kadar hiç konuşmadığım, bizim semtte oturan ve hatta eski bir arkadaşımın sevgilisi olabileceğini tahmin ettiğim kızla bugün karşılaştık ve bugüne kadar dumur dediğim şeylerin boş olduğunu anladım. 10-15 yıldır kız zannettiğim kişinin top sakalı var!
TRT´nin açılış kapanış zamanları yapılan İstiklal Marşı törenlerinde “Tüfek omza!” diye bir komut vardı ya ben küçükken onu hep “Haydi Hamza” diye anlardım. Durumun farkına varan annem gülerek “E benim akıllı kızım her seferinde Hamza yı nerden buluyorlar?” diye sorduğunda da kendimce zekice bir yanıt vermiştim: “Anne bu banttan yayın!” Yayının banttan olduğunu anlamaya yeten aklım Hamza konusunda neden bu kadar takıntılıydı onu hala çözebilmiş değilim.
Anneannemi Aliye´nin kızının ameliyatı iyi geçsin diye yasin okurken yakaladık!
Dördüncü sınıf Fen Bilgisi sınav sorusu: Uyku halinde olup da uygun şartlarda canlılık özelliği gösteren canlılara iki örnek yazınız. Cevap: 1) Yumurta 2) Peynir. Hadi yumurtadan civciv çıkıyor, canlıdır, onu anladık da peyniri ne demeye yazdın a kızım? Kahvaltılıklardan başlamışken devamını mı getirmek istedin?
Sınıf öğretmeniyim. Öğrencilerime iki ders boyunca aynı konuyu anlattıktan sonra konuyla ilgili fotokopi ödev dağıttım.Üçüncü ders, dersten bihaber olan öğrencim “Bu hangi konuyla ilgiliydi?” diye sorunca “E günaydın!” dedim ve dememle birlikte bütün sınıf hep birlikte ayağa kalkarak gür bir sesle beni dumur etti. “Sağol!”
Sınav sonrası okuldan eve dönerken otobüste arkadaşım telefon etti ve sınavımın nasıl geçtiğini sordu. Ben de durumu biraz abartarak “Çok kötü geçti, Boğaz Köprüsü’nden atacam kendimi.”dedim. Köprüye gelmemizede az kalmıştı. Telefonu kapatıp köprüdeki durakta inip aktarma yapmak için ayaklandım. Yanımda oturan teyze bir hışımla kolumdan tuttu ve “Şoför bey, intahar edecek kız, indirme!” dedi. Tüm yolcularla birlikte şoför de teyzeye inandı. İnmek için inat etmeme rağmen insanlar elimi kolumu tutuyordu. En yakın polis karakoluna teslim edildim. Yetmedi, şehir dışındaki ailem arandı. Bir dizi gereksiz nasihat dinledim. İntahar edesim yokken bir an ölmek istedim.
Yaklaşık 22 yıl önceydi. Çarşıda okul arkadaşlarımla dolaşıyorduk. Trafik polisinin olduğu bir yaya geçidinde, arabaların geçtiği bir anda, orta yaşın üstünde bir bayan karşıya geçmeye çalışıyordu. Polis “Nereye be kadın?” diye müdahele etmek istedi. Kadının verdiği cevap “Bacımgile gidiyom ona da mı karışıyorsun” oldu. Biz de, polis de gülmekten kırıldık.
Acı Hayat dizisinde Ender´in zorla arsasını almak için tüp gaz koklatarak zehirlediği amcaya hastanede neden boyunluk taktılar. Acaba gaz koklamanın yan etkileri mi var? Yoksa hasta imajı vermenin başka yolu mu yok?
5 yaşındaki oğluma “Sen de bir zamanlar benim karnımda büyüdün” dedim. Aldığım cevap: “Biliyorum, bebekler annelerin pipisinden çıkar.” Doğru desem değil, yanlış desem değil. Ah şimdi ki çocuklar ah...
Bir ders çalışma itirafı da benden. Matematik çalışmayı abarttığım bir gecenin sonunda rüyamda babamın türevini almaya çalışıyordum. Çıkmadığı için de sinirden çıldırıyordum.
Çok büyük bir firmada üst düzey yöneticiyim. İktisat okuduktan sonra Amerika’da master yaptım. Ayrıca İngiltere´de İşletme okudum. Üç yabancı dil biliyorum. Askerlik yoklaması sırasında subayın öğrenim durumumu sorması üzerine yukarıdakileri sıraladım; subayın yanındaki astsubaya verdiği emir: “Yaz. Okur-yazar. ´´ Allah bildiği gibi yapsın sizi! Daha ne diyeyim.
Deprem itiraflarına bir tane de benden. Bütün bina çığlık çığlığa dışarı kaçarken bir siyasi partinin il başkanı olan komşumuz o sırada sokakta olan karısına camdan seslenerek “Kahverengi kravatım nerede?” diye sordu. Kadının cevabı ise evlere şenlikti: “Dolapta! Gelirken benim rujumu da al!”. Birazdan yarılacak zaten yer, hep beraber bir magma yapar geliriz.
Kızım çok meşgul olduğum bir anda beni öyle sinirlendirdi ki, “Elimin tersindesin, akıllı dur” diye kızdım. Sağımdan soluma geçti ve “Şimdi elinin doğrusunda oldum mu anneee?” dedi. Sinirler çözüldü tabii.
Mezar ve mezarlık itiraflarını okuyunca aklıma geldi. Eşimin memleketine gitmişken mezarlığa da gidelim dedik. Kocamın aile mezarlığının yanında bir amca bir mezarı temizleyip suluyordu. Bayağı bakımlı ağaçlı, çiçekli bir kabirdi. Eşim de tanıdığım biridir belki düşüncesiyle “Amca burada kim yatıyor?” diye sordu. Amca bize hayatımızın şokunu yaratan cevabı verdi: “İlerde ben yatıcam inşallah.” Amcam mezarını almış, bakımını yapmış, ilerde orda yatma hayallerinde anlayacağınız.
Bir akşam ailecek evde oturuyoruz. Canımız sıkıldı. İsim-şehir oynamaya başladık. Artık ne kadar sıkılmışsak bizim ailenin fertlerinin hayalgücü tavan yapmış. Sonuçlar: Ülke: Betonya, Nehir: Ofçay, Göl: canavar gölü (Van gölünü kastediyorlar).
Arabamızın içinde iki hırsızın olduğunu gören kardeşim ikinci kattan atladı. Hengâmeyi fark edip aşağıya koşan annem kardeşimi yerde yatarken görür görmez bayıldı. Bu arada hırsızlar da çoktan alıp gitmişti arabayı. Haberi kahvede otururken alan babam bir hışım kahvenin camına toslamış. Abim de aceleyle yardıma koşayım derken kapının kolunu kırmış. Bilançoyu özetliyorum: Kırık bir kol, sökülen kapı, baygın anne, kafası şiş baba ve iki gün sonra bulunan hurda bir araba.
Anneme sürekli, 3 yıldır sigara içtiğimi söylüyorum, yanında da içiyorum o da, bıkmadan, “Sen aslında sigara içmiyorsun, beni kandırıyorsun, tiryaki değilsin.” diyor. Bugün çantamda sigaramı görünce “Hani sen sigara içmiyordun yalancı seni, bunlar ne bunlar?” diye bağırmaya başladı. Öylece suratına bakakaldım. Sanırım annem sigara içtiğimi kabullenemiyor.
Lisedeyken İngilizce sınavında öğretmenimiz 10 tane kelimenin türkçe karşılığını sormuştu. İçlerinden biri de “dangerous” idi. Yanımdaki arkadaşımın cevabını göz ucuyla görmemle kafamı çevirmem bir olmuştu: Dünya Turu! Michael Jackson hayranı olan arkadaşım o zamanlar düzenlenen Dangerous turnesini kendince yorumlamış işte.
Çocukluğumdan beri gördüğüm ama bugüne kadar hiç konuşmadığım, bizim semtte oturan ve hatta eski bir arkadaşımın sevgilisi olabileceğini tahmin ettiğim kızla bugün karşılaştık ve bugüne kadar dumur dediğim şeylerin boş olduğunu anladım. 10-15 yıldır kız zannettiğim kişinin top sakalı var!
TRT´nin açılış kapanış zamanları yapılan İstiklal Marşı törenlerinde “Tüfek omza!” diye bir komut vardı ya ben küçükken onu hep “Haydi Hamza” diye anlardım. Durumun farkına varan annem gülerek “E benim akıllı kızım her seferinde Hamza yı nerden buluyorlar?” diye sorduğunda da kendimce zekice bir yanıt vermiştim: “Anne bu banttan yayın!” Yayının banttan olduğunu anlamaya yeten aklım Hamza konusunda neden bu kadar takıntılıydı onu hala çözebilmiş değilim.
Anneannemi Aliye´nin kızının ameliyatı iyi geçsin diye yasin okurken yakaladık!
Dördüncü sınıf Fen Bilgisi sınav sorusu: Uyku halinde olup da uygun şartlarda canlılık özelliği gösteren canlılara iki örnek yazınız. Cevap: 1) Yumurta 2) Peynir. Hadi yumurtadan civciv çıkıyor, canlıdır, onu anladık da peyniri ne demeye yazdın a kızım? Kahvaltılıklardan başlamışken devamını mı getirmek istedin?
Sınıf öğretmeniyim. Öğrencilerime iki ders boyunca aynı konuyu anlattıktan sonra konuyla ilgili fotokopi ödev dağıttım.Üçüncü ders, dersten bihaber olan öğrencim “Bu hangi konuyla ilgiliydi?” diye sorunca “E günaydın!” dedim ve dememle birlikte bütün sınıf hep birlikte ayağa kalkarak gür bir sesle beni dumur etti. “Sağol!”
Sınav sonrası okuldan eve dönerken otobüste arkadaşım telefon etti ve sınavımın nasıl geçtiğini sordu. Ben de durumu biraz abartarak “Çok kötü geçti, Boğaz Köprüsü’nden atacam kendimi.”dedim. Köprüye gelmemizede az kalmıştı. Telefonu kapatıp köprüdeki durakta inip aktarma yapmak için ayaklandım. Yanımda oturan teyze bir hışımla kolumdan tuttu ve “Şoför bey, intahar edecek kız, indirme!” dedi. Tüm yolcularla birlikte şoför de teyzeye inandı. İnmek için inat etmeme rağmen insanlar elimi kolumu tutuyordu. En yakın polis karakoluna teslim edildim. Yetmedi, şehir dışındaki ailem arandı. Bir dizi gereksiz nasihat dinledim. İntahar edesim yokken bir an ölmek istedim.
Yaklaşık 22 yıl önceydi. Çarşıda okul arkadaşlarımla dolaşıyorduk. Trafik polisinin olduğu bir yaya geçidinde, arabaların geçtiği bir anda, orta yaşın üstünde bir bayan karşıya geçmeye çalışıyordu. Polis “Nereye be kadın?” diye müdahele etmek istedi. Kadının verdiği cevap “Bacımgile gidiyom ona da mı karışıyorsun” oldu. Biz de, polis de gülmekten kırıldık.
Acı Hayat dizisinde Ender´in zorla arsasını almak için tüp gaz koklatarak zehirlediği amcaya hastanede neden boyunluk taktılar. Acaba gaz koklamanın yan etkileri mi var? Yoksa hasta imajı vermenin başka yolu mu yok?