Bir Nefeste dr.

icemen

icemen

New member
Katılım
7 Şub 2007
Mesajlar
20,136
Reaction score
0
Puanları
0
Evet evet! yanlış görmüyorsun bugün pazar sabahın körü. Ne uyunuyor sen yokken ne de uyanık kalınıyor. Rüya bile görünmüyor ki "bebekim" Ama olsun ki. Hatırla, ne demişti Paulo Coelho? "Yakınlık uzaklıktan daha sıkıntılıdır. Her yakınlıkta kaybetme korkusu vardır, Uzaklıkta ise kavuşma ümidinden başka birşey yoktur"
İşte ben o ümidi seviyorum. Rüyama gireceğin günü bekliyorum.
 
Gece saat bilmem kaç? Yağmur mu yağıyor? yoksa gökyüzünün dibi delindi, afet mi? belli değil. Üşüyorum diyorsun ya titreyerek kolların önde bağlı. Dışı sırılsıklam olmuş ama içine kendimden sıcaklık kattığım montumu sarıyorum. Sarılıyosun bana saçağın altında, Yağmurdan kaçışanları izliyoruz. Sanki az önce o yağmura yakalanmış biz değilmişiz gibi keyifliyiz. Hiç durmasın yağmur diyorsun, sevmiyorum yağmuru diyorsun ama bitmesin diyorsun hiç.
Taa ki sabah 06:45' te alarm zili çalana kadar duruyoruz. Çok mu erkene kuruyorum acaba saati?
 
Kendi olarak, sana gelen... Sana ihtiyacı olmadan, seni isteyen.. Sensiz de olabilecekken, senin ile olmayı seçen.. Kendi olmasını, seninle olmaya bağlayan... O, işte...
 
Daha önce bakarak hayaller kurduğum sonra o hayallerle uykuya daldığım yıldızdan göz kırpıyor birisi. Seyre dalıyorum sadece, ne güzel de bakıyor mavi mavi, derken bir öpücük konuyor yanağıma. Böyle olacaksa diyorum bağlarım ben o yıldızı yüreğime. Kaymaz hiç.
 
Bir çember çizilse
Merkezinde ben
Kenarinda sen,
Sen döndükçe beni
Ben Döndükçe seni görsem,
öyle bir an gelse ki
Yarıçap sıfır olsa.
 
2010' nun muhasebesini yapıyım dedim oldum olası sevmedim ki ben muhasebeyi. Hem yapsam nolucak ki, 2011' de bildiğini okumayacak mı? Bundan önceki yılların yaptığı gibi...
Bazen diyorum Portakalda vitamin olarak kalsaydım ya. Öyle daha mı mutlu olunurdu? bilinmez. Ama gel gör ki o portakalı şimdi ben yiyorum bütün C vitaminlerine inat.

Bir de "nasıl girersen öyle geçer o koca yıl" derler ya Kendime pozisyon arıyorum. Çok eğildik yeter artık.
 
Bundan daha güzel bi başlangıç olamazdı yeni yıl için. Teşekkürler =)

Bu Yıl ve daha sonraki yıllarda da seninle... :smile:
 
BiLmiyorum bu konuya burda yazmak yasak mı ama umrumda değiL yazıcam işte..

MutLu oL be adam..Hemde benden daha çok mutLu oL..:) araya zaman girer mesafe girer şerefsizLer girer, sorun değiL..
 
Uyuyorsundur şimdi. Yeni farkettim sana en yakın olma ihtimalim uykuda olduğum zamanlar... Ancak o zamanlar tepemdeki yıldızların üzerinden yol yapıp yanına gelebiliyorum, pencerendeki güvercinlerin arasına karışıyorum. O kadar düz bir yol ki bu... hiç engel yok, olsa kaç yazar? Takılıp düşmediğim engel kalmadı ki artistik patinaj şampiyonu, en hızlı trabzan kayıcısıyım.
 
Çok işim var. Kafamı kaldıramıyorum ama birden bi sıkıntı geldi yazmak istedim. İçimdeki sıkıntıyı değil, sadece öyle karalamak. herhangi bişey.

Mesela Afrikaya yardım amaçlı gönderilen ilaçların hepsinin üzerinde "tok karnına" yazıyor. Benim ki böyle bi çelişki mi ki? Benim de ilacım var ama "tok karnına" yazıyor üstünde kullanamıyorum.
 
Radikal kararlar aldım bugün. Görünüşte bir kopuş, kaçış gibi dursa da belki de herşeyi birleştiren bi karar. geç kalınmış olsa da "neresinden dönersen kârdır"
Yaşlandığımı hissetmeyi bırakacağım mesalâ... Uçurumdan düşerken tutunduğum dalı ne pahasına olursa olsun bırakmayacağım. Artık tırmanma vakti, çünkü orda beni bekleyen, bana ait, bugüne kadar kullanamadığım gerçek bir yaşam var.
İçimdeki özgür insanı uyandırdığın için de teşekkürler yıldızımın üzerinden göz kırpan melek.


Verdiği sözü tutmuyor hayat ; Tutsa bile, özlediğimiz şeyin özlenilmeye değer olmaktan ne kadar uzakta bulunduğunu göstermek için yapıyor bunu. Kimi zaman umut, kimi zaman da umulan şey aldatıyor bizi. Bir eliyle verdiğini öteki eliyle alıyor. Uzaklığın büyüsü, cennetler gösteriyor bize. Ama büyülenir büyülenmez, ...bu cennetlerin uçup gittiğini görüyoruz. Demekki mutluluk ya gelecekte ya da geçmişte ; Şimdiki an, güneşli ovanın üzerinde dolaşan bir küçük buluta benziyor ; Önü arkası pırıl pırıl bu bulutun ; Ovaya yalnız onun gölgesi düşüyor​
 
Filozofun bilmediği şey yoktu
Tepeye doğru çıktı çocuk ve filozof
Bak dedi çocuk şu
Tepede çıkan portakal güzele
Güneş doğuyor
Çocuğa döndü filozof
Güneş doğmaz doğurmaz
Sadece dünya güneşin etrafında döner
Yürüdüler
Bak dedi çocuk
Pamuk gibi beyazları göstererek
Bak dedi bulutlar bize neler anlatıyor
Yok dedi filozof
Onlar sadece buhar birazdan yağmur yağar
Yağmur dedi çocuk
Yağar gökler ağlayınca
Sus dedi filozof atmosfer olayını bana anlatma
Yürüdüler çocukla
Çiçekler açmıştı
Rüzgârla savrulan
Bak dedi çocuk bizi selamlıyor tabiat
Filozof bir şey demedi bıkmıştı
Döndü çocuk konuşmadığı için filozofa
Neden sustun dedi
İnanmıyor musun sen bana?
Peki, aşk var mı dünyada
Biyolojik olduğunu söyledi filozof
Her şeyi biliyordu filozof
Ama mutlu değildi
Çocuk neşeli bir kaplan gibiydi
Çocuğa baktı filozof
Konuştu sonunda içini dökercesine
Ya sen susma ben susayım
Mutluluk bilmek değildir yaşamaktır hayal yada düş olarak
Anlat dedi
Güneşin doğuşunu
Göklerin ağlayışını
Çiçeklerin selamlayışını
Anlat hadi
Aşkı anlat
Ben bilmiyorum mutluluğu
Bana mutluluğu anlat.
 
Bu Saatte çoktan uyumam gerekirken ben (Belki hatırlamazsınız) Oya-Bora ikilisinden "Ara beni Öptüm seni seni" şarkısını dinliyorum üçüncü kez üst üste. Bundan sonra da Hakan Peker' den "Hey Corç versene Borç" u dinliycem.
Bu kadar nostalji yeter uyuyorum.
 
Sabah 6 da uyandım bugün tatil olmasına rağmen, hatta meteoroloji uzmanları(!) doğruyu söyleseydi o saatte dışarı da çıkacaktım. Aslında iyi ki çıkmamışım çünkü bugün, gün boyu yan yanaydık . O baktı ben çektim. "Burayı da..." dedi, ben çektim.
 
Bir şey eksik sanki. Düşlerim tastamam, aynada gördüğüm de "O". peki nedir eksik olan? Bir ses, bir nefes, belki objektifime gülümseyen bir çift göz? Hayır hayır orda biliyorum, belki de benim hüsnü kuruntum. Hep "daha fazla olsun" dememden, ayrılmasın gözümün önünden dememden belki.

Başka biri de demiş ki:
"Sevmek sahiplenmenin en güzel yoludur herhalde. "
 
Kendimi düzeltmeye nasıl varsın elim:
Senden güzelini yapmak bana mı kalmış?

Demiş Ömer Hayyam.
 
Dün de olmadı alamadım, hiç biryerde kalmamış. Bu sayede de şöyle bir istatistik yaptım; İstanbul' da CAT giyen erkeklerin hepsinin ayağı 41 numara benimkinin de olduğu gibi.
Memleket meselesi yaptım aynı botu alıcam, Asya Kıtasında buldum mağazayı aradım ayırttım, son 1 tane kalmış, ayağıma oldu oldu olmadı boşu boşuna kıtalar arası yolculuk yapmış olucam. Yaktın beni Yeşil Kundura onca derdimin arasına yeni dert ekledin.
Benim olacaksın Vinson!
 
Yenik düştü vücut, yoğun tempoya. baş ve kulak ağrısı, mide bulantısı, somurtkanlık, huysuzluk... Hepsi de birden bire bastırdı.

Freud' un annesinin de dediği gibi; "herşey sinirsel"
"İçinden konuşmayı bırak" diyor yine içimdeki ses. Bak bunu derken de konuşuyorsun. Sus başımı ağrıttın.
 
"Seni Seviyorum" diyor yine bu içimdeki ses :saskin:
-Hop hop! bana mı diyosun?
-Senle ne alakası var? O na diyorum ben.
-şşş ona da diyemezsin!
-Derim! bak yine diyorum. "Seni Seviyorum"
-Olum boşuna diyosun seni duymaz ki.
-Duymuyomuş! tamam gel gidelim söyleyelim. o kimi seviyomuş soralım.
-İyi git söyle bakiim
................
-Ya bırak abicim şizofren misin nesin? benimle konuşuyosun.
-Sensin şizofren, düzgün konuş dalarım çok pis.

Ben, kendim, sevgilim
Devam edecek....
 
Cevap yazmak için giriş yap yada kayıt ol.
Geri
Üst