"Bu çocuk dünyanın en iyisi olacak" demiştim !

Я@SmUsSعN ™

♥ нєяşєуỉи нαуıяℓıѕı ♥
Katılım
11 Tem 2006
Mesajlar
7,310
Reaction score
0
Puanları
0
Konum
- ĭ ک † @ Ŋ b u £ -
2cpsvoy.jpg



2003 Ağustos'unun 16'sında babamla televizyon karşısında oturmuş Manchester United ile Bolton Wanderers'ın Premier Lig maçını izliyordum. 60. dakikada oyuna Cristiano Ronaldo adında bir United'lı girdi. Avrupa futbolunu yakından takip etmekle övünmeme rağmen her nasılsa Manchester United'ın bu transferini gözden kaçırmışım.

Spiker durmadan Sir Alex Ferguson'un bu çocuk için Sporting Lizbon'a tam 12.24 milyon pound ödediğini söyleyip duruyordu. Ronaldo o gün sahada sadece 30 dakika kaldı. Ama yaptıklarını hala hatırlıyorum. 75.000 kişinin önünde ilk kez giydiği Manchester United formasıyla Cristiano, ayağından bir kez bile top kaptırmadı; tek bir hatalı pas bile yapmadı. Zor beğenen babam bir kaç dakika izledikten sonra kararını vermişti bile : "Bu çocuk dünyanın en iyisi olacak."

5 Şubat 1985'te dünyaya gözlerini açan Ronaldo hayata profesyonelce bakmanın gerekli olduğunu çok küçük yaşlarda öğrenmek zorunda kaldı. Henüz 3 yaşında kardeşi Rahiim'i kaybederken küçük Cristiano hayatınının yönünü değiştiren tutkusuyla da tanışıyordu : futbol. 8 yaşında babasının malzemeciliğini yaptığı amatör Andorinha kulübüne katılan Ronaldo'nun ünü çok kısa bir sürede bütün Portekiz'e yayılmıştı. Doğduğu şehrin iki büyük takımı Maritimo ve Nacional 10 yaşına gelen bu saf yeteneğin peşine düştüler. Daha büyük olan Maritimo'nun transfer prosedüründe yaptığı hatalar Ronaldo'nun Nacional yolunu tutmasına neden oldu.

SERÜVEN LİZBON İLE BAŞLADI

6 sene boyunca forma giydiği Nacional genç takımında ününü artık iyice pekiştirmişti. Koyu bir Benfica taraftarı olmasına rağmen yine profesyonellik gereği tuttuğu takımın ezeli rakibi Sporting Lizbon'un yapmış olduğu teklifi kabul etti. Çok yetenekli olduğuna şüphe yoktu ancak bu kadar çabuk yükselebileceğini herhalde kendisi bile tahmin etmemişti. Ancak bu transfer daha herşeyin başıydı.

2003 / 2004 sezonuna hazırlanan Manchester United, Portekiz'de Sporting Lizbon'la bir hazırlık maçı yaptı. Ronaldo bu maçta harikalar yarattı ve United'ı adeta tek başına yere serdi. Manchester United, David Beckham'ı Real Madrid'e satmıştı.

ARTIK KIRMIZI ŞEYTANDI "O"

Sir Alex Ferguson o günlerde Beckham'la yaşadığı kişisel sorunlar nedeniyle sattığı yönünde İngiliz basını tarafından adeta topa tutuluyordu. Sir aradığı adamı bulmuştu. Ronaldo United'a geldiğinde Sporting'deki numarası olan 28'i giymek istedi ancak Ferguson bu isteği kesin bir dille reddetti. Ronaldo Manchester United için çok büyük anlam taşıyan 7 numaralı formayı giyecekti. George Best, Bryan Robson, Eric Cantona, David Beckham ve Cristiano Ronaldo.

2006 yılında Ruud Van Nistelrooy ile Cristiano Ronaldo tartışınca United yönetimi, Ronaldo'dan yana tavır aldı. Sir Alex Ferguson uğruna Beckham'dan vazgeçen United, bu kez Ronaldo için Van Nistelrooy'a aynı adresi gösteriyordu : Real Madrid. Sözleşmesini 2010 yılına kadar uzatan Ronaldo'ysa şunları söylüyordu : "United benim yanımda yer aldı, bunu ödemek için elimden geleni yapacağım."

Cristiano Manchester'da kendini herkese tanıtırken Portekiz milli takımında da üst düzey futbolda yaş haddinden emekliliğe yaklaşan Figo ve Rui Costa gibi starların yerini alıyordu. 2006 Dünya Kupası Çeyrek Finali'nde Portekiz İngiltere'yi penaltı atışlarıyla elerken İngiltere'de herkes Ronaldo'ya ateş püskürüyordu.

AKLI REAL MADRİD'DE

Kırmızı kartla oyun dışında kalan Rooney'nin pozisyonunda Ronaldo'nun hakemin yanına gidip hararetle bir şeyler anlatması maçı izleyen herkes tarafından "Rooney'i oyundan attırmaya teşvik olarak algılandı. Cristiano Manchester'dan ayrılmayı düşünürken Sir Alex Ferguson Portekiz'liyi Manchestar'a dönme konusunda ikna etti. Ancak Ronaldo 2 sene önce de bugün söylediğini söylüyordu : "Real Madrid'e gitmek istiyorum."

Kuşkusuz Ronaldo'nun kariyeri 2007 / 2008 sezonunda tavan yaptı. İngiltere'de Premier Lig'i kazanan United, UEFA Şampiyonlar Ligi'ni de kazanarak tarihinin en önemli sezonlarından birini yaşarken bu başarının baş mimarının Ronaldo olduğuna şüphe yok. Euro 2008'de Portekiz için ter döken Ronaldo, 5 Haziran 2008'de bu kez daha yüksek bir sesle Real Madrid'e gitmek istediğini açıkladı. Bu açıklama futbol dünyasında infial yarattı.

Açıklamadan 4 gün sonra Manchester United, Real Madrid'i futbolcularının aklını çeldiği gerekçesiyle FIFA'ya şikayet etti ancak iki taraf için de olumlu ya da olumsuz bir sonuç alınamadı. 22 Haziran'da Real Madrid'in teknik direktörü Schuster Ronaldo gibi bir oyuncu için ne gerekiyorsa verebileceğini, 100 milyon Euro'nun bile bu oyuncu için feda edilebileceğini ifade etti. Ama Real Madrid bela istemiyordu ve başkan Roman Calderon kimseye 100 milyon Euro veremeyeceklerini, verseler bile United'ın oyuncuyu satmaya niyeti olmadığını söyleyerek Real Madrid'i FIFA karşısında zor durumda düşürmekten kurtardı.

RONALDO BİR KÖLE Mİ?

Calderon'un açıklamasına rağmen "Ronaldo meselesi" kapanmadı. Premier Lig'deki diğer teknik direktörler, eski ve yeni futbolcular, hatta FIFA Başkanı Sepp Blatter konuya dahil oldu. Sepp Blatter Ronaldo'nun durumunu "Modern Çağın Köleliği" olarak tanımlayarak, United'ı Ronaldo'yu zorla alıkoymakla suçladı ve yepyeni bir tartışma başlattı.

Peki durum gerçekten Blatter'in yansıttığı gibi mi? Manchester United Ronaldo'yu bir köle gibi mi görüyor? Etik olarak bir insanı yapmak istemediği bir şeyi yapmaya zorlamak yanlıştır, hatta hukuksal olarak bir insan hakları ihlalidir. Ancak bu durumda hukuka atıfta bulunmak zor çünkü ortada 2010'a kadar geçerli olan bir imza var.

Cristiano Ronaldo 2010 yılına kadar Manchester United futbolcusu olmayı kendi rızasıyla kabul etti ve bunun karşılığında da çok az insanın sahip olabileceği bir maaş alıyor. Bireyin isteme hakkı vardır, ama hak sahibi hakkını, hür iradeyle başka bir tarafa devrediliyorsa burada o hakkı kullanma yetkisi el değiştirmiş demektir.

Etik olarak durum tartışmalı olsa da hukuksal açıdan Manchester United kesinlikle haklı durumda. Herhalde tarihte hiç bir köle bu kadar yüksek maaşla çalışmamıştır. Kariyerinde bir kaç kez duyguları ve profesyonellik arasında kalan Ronaldo bir kez daha profesyonel gibi davranmalı ve Real Madrid rüyasını bir süre daha ertelemeli. İçinde bulunduğu durumda ağlayan bir çocuktan farksız görünüyor ve daha fazla antipati toplamadan kendini United için hazırlamalı.


sporx
 
Bencede daha genç karıyerlı karızmatık hepsı var adamda :D daha ne olsun
 
Hoş Bir Yazı Tbrkler
 
Geri
Üst