irachann
HH gєвzєтiм
- Katılım
- 7 Ağu 2007
- Mesajlar
- 2,210
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
- Yaş
- 35
BULUŞ ÜZERiNE
Buluş'un tanımı
Buluş'un en kısa, en yaygın ve bilinen tanımı, bir teknolojik problemin çözülmesi olarak verilmektedir. Ancak bu tanım, bu yazıdaki buluşu tanımlamak için genişletilmesi gereken bir tanımdır. Bu durumda "buluşu yalın olarak en az iki parça bilgi arasındaki karşiılıklı ilişki" olarak tanımlayabiliriz. Küçük bir çocuk bir tarak ile bir üçgeni hemen tanır. Bu çocuk bu iki bilgiyi bir araya getirerek üçgen bir tarak yapabilir. Eli Whitney çırçır makinesini bulmak için bir tarak ile silindiri birleştirmişti.
Buluşların çoğu varolan koşul, gelişim, araç ve teknolojinin geliştirilmesine dayanır. Bu yazının amacı açısından bir buluş varolan koşullar veya araçlar değiştirildiğinde ortaya çıkmış kabul edilecektir.
Buluşları iki temel ayrıma uğratmak mümkündür.
1-Fonksiyonel buluşlar,
2-Tasarımsal buluşlar.
ilki ürünün görünüşü ile değil fonksiyonu ile ilgilidir. Tasarım ise, sadece görünüşü, estetiği değiştirir. Tasarın ürünün işlevi ile ilgilenmez.Bunlardan ilki (işlevsel olanlar) bizim hukukumuzda patentler ve faydalı modellerle, diğeride Endüstriyel tasarım kavramıyla karşılanmaktadır. Patentler 551 sayılı kararname ile, tasarımlar 554 sayılı kararnameyle korunurlar.
işlevsel buluşlar için iki koşul gereklidir:
1-Önceden varolanla ortaya çıkan arasında bir fark bulunmalıdır. Bu farkın büyük olması gerekmez. Sonuncunun mutlak anlamda yeniliği şarttır.
2-Fark orjinal buluş üzerinde bir avantaj yaratmalıdır; yani bir buluş en azından önceki aracın veya teknolojinin doğasını değiştirmelidir. Böylelikle buluş bir kazanç, yeni bir teknoloji, yeni bir etki veya yeni bir fiziksel güçle sonuçlanır.
Buluş yapmanın temel süreçleri
Temel süreçler şunlardır:
1-Belirleme
2-Temel
3-Veri
4-Tasarlama
5-Sınırlamalar
Bunları sırasıyla ele alarak buluş yapmanın derinliklerine inebiliriz.
BELiRLEME
Problem
Buluş yapabilmek için çözüm gerektiren problemlerin araştırılması gerekir.
Buluş Gereksinimi
Gereksinim yoksa buluşta yoktur. Gereksinimin geçmişte, bugün veya gelecekte olması önemli değildir.
Sorunlar-Yakınmalar
Bir konuda problemi tanımanın başka bir yoluda yakınmalara duyarlı olmaktır. Böyle bir yakınma ortada bir problem olduğunun farkına varmamızı sağlar.
Zor, Elverişsiz ve Olağandışı durumlar, Tekrarlayan Bozulmalar
Eğer bir makine sık sık bozuluyorsa bazı şeylerin düzeltilmesi gerekiyor demektir ve biz bu probleme bir çözüm arayabiliriz.
Eğer insanlar yolları üzerindeki bir nesneye ara sıra veya sıkça takılıyorlarsa bir problem vardır ve bir çözüm gerekir. Nesnenin yerini değiştirmek bir çözüm olabilir. Bu mümkün değilse uygun bir ses yada ışıkla uyarmayı düşünebiliriz.
Geçmişin ayak izlerinden yürümek
Belirli bir alanda çalışıyorsak o alanın tarihini inceleyerek ve sınıflandırmasını yaparak konu ile ilgili bir sezgi geliştirmemiz mümkün hale gelir. Bunun için,
1-ilgili olduğumuz özel alanın geçmişini incelemek,
2-Bu alandaki sınıflandırmaları incelemek (Patent Ofisleri buluşları sınıflandırırlar)
Bir konunun geçmişi bize nereden geldiğimizi, şu an nerede olduğumuzu ve nereye gittiğimizi anlatır.
Sınıflandırmadan Yararlanmak
Sınıflandırılmış buluşları incelemek bir alanda yapılmış bir buluşla diğer buluşları birleştirmek olanağını sunar. Sınıflandırma üç ana sınıftan oluşur:
1-Mekanik
2-Kimyasal
3-Elektriksel
Patentler buradan yola çıkılarak aşağıdaki gibi sınıflandırılabilirler:
1-Yöntem veya süreç
2-Eski bir sürecin yeni kullanımı
3-Madde
4-Makine
5-Bileşim
6-Tasarım
7-Fabrika
Sınıflandırma tablolarının buluşçular için büyük önemivardır. Buluşçunun kullanabileceği en iyi buluş araçlarından biri, patentlerin sınıflandırılması el kitabıdır. Dünyadaki belli başlı ülkeler ayrıntılı sınıflandırma sistemine sahiptir.
Sınıflandırma el kitabı ile herhangi bir konuda çabuk ve kolayca sistemli bir bilgi edinebilirsiniz. Sınıflandırmayı gözden geçirerek seçtiğiniz düşüncelerin temel probleminizde işinize yarayıp yaramayacağını test edebilirsiniz.
Veri-O Nedir?
Doğru Soruları Sorma
Doğru soruları sorarsanız, büyük bir olasılıkla buluş için gerekli bilgiyi elde edersiniz Belirli bir konuda yeterli bilgi olmadan önemli sonuçlara ulaşmada gerekli yönler gözden kaçabilir. Genel sorular yeterli değildir. Buluş yapmayı umduğunuz alandaki bir problemle ilgili olarak birçok ayrıntılı ve özel soru sormalısınız. Aşağıdaki sorular bu konuda sizin için yararlı olabilir.
1-O nedir?
2-O neden vardır?
3-O nasıl ve neden çalışır?
4-O ne zaman, nerede ve nasıl kullanılır?
5-O nasıl tanımlanmıştır?
Nitel ve Nicel Analizler
Buluşçular olarak konunun bütün yönlerini bilmelisiniz. En önemlileri analizlerdir. Bir konuyu nitel ve nicel olarak ayrıntılarıyla araştırmalısınız. Nitelik genelde �çeşit� i içerir. Değişik bir madde, şekil, boyut ve parametreleri kullanarak bir gelişim bulabilmek için kullanılan materyalleri ve öğeleri denemelisiniz.
Nicelik genelde �miktar� ı kapsar. Kullanılan maddenin miktarı veya maddelerin sayısını dikkatle araştırmalısınız ve miktarda ekleme veya çıkartma, arttırma ya da azaltma gibi bir değişikliğin araştırılan konuyu geliştirip geliştiremeyeceğini göz önünde tutmalısınız. Buluşların pek çoğu varolan buluşlardaki ilerlemelerdir. Dolayısıyla analizleriniz aşağıdaki nitel olduğu kadar da nicel olan görüş açısını göz önüne almalıdır:
1-Birleşim
2- Görünüm (boyut,şekil,renk)
3-Ağırlık 4-Diğer nitelikler ve karakterler.
Bu koşulların her birini ayrıntılarıyla göz önünde tuttuğumuz zaman, �O nedir� sorusuna cevap vermek için çalışmaya başlamış bulunuruz. �O nedir� sorusunu yanıtladığınızda �bu nitelikleri yeni ve daha iyi sonuç üretebilecek miyim?� sorusunu sorabilirsiniz.
Veri-O Niçin Vardır?
�Ağaç Sistemi�
Soruyu yanıtlamak için ağaç sistemi kullanılabilir. Bu sistemde, ilgi konumuzun ağacın gövdesini oluşturduğu bir diyagram yaparsınız. Sonraki basamak, nesnenin tarihsel gelişimini ortaya çıkarmaktır. Tarihsel bulgularınız kökler olacak ve temel prensipleri göz önünde tutarak, dallar ve yapraklar halini alacak yeni kavramlar geliştirebileceksiniz.
�Ağaç Sistemi� ni kullanarak, yeni düşünce ve görüşler geliştirebilirsiniz. Kökleri kurabilirseniz, temel buluştan kaynaklanan diğer gelişmeleri de dikkate alabilirsiniz. Bir buluştan neden varolduğunu anladıktan sonra dikkatle temel prensipleri geliştirin, konunuzda daha hızlı ilerlemeler yaratabilirsiniz.
Buluşun Birincil Amaçları
Bir buluş, buluşçunun belirli amaçlara sahip olmasından dolayı vardır. Genellikle bir buluş, önceki buluşa birçok avantaj sağlar. Çoğunlukla buluşların birincil hedefleri, önceki buluştaki eksiklikleri düzeltme veya eskiye göre üstünlük sağlamaktır. Buluşta takip edilecek basit bir yöntem, geliştirmeye çalıştığımız varolan bir buluşun avantaj ve dezavantajlarını sıralamaktır. Fakat yalnızca günümüzde varolan sonucu göz önünde tutmamalı, önceki gelişmeleri de dikkate almalısınız. Avantaj ve dezavantajları sıraladıktan sonra kendinize iki soru sormalısınız:
1-Avantajları geliştirebilir miyim?
2-Dezavantajları giderebilir miyim?
ilgi alanınızdaki avantaj ve dezavantajların elden geldiğince ayrıntılı bir listesini yapmalısınız. Önceki buluşun hedeflerini ve varoluş nedenlerini bilmek, onu geliştirmenin yollarını düşünmemizi kolaylaştıracaktır.
Veri-işlevler Prensipler ve Kullanım
Nasıl ve Neden Çalışır?
Asla varsayımlara göre ilerlememelisiniz. Çalışma prensiplerini ve her bir gelişmenin nasıl işlediğini ayrıntıları ile bilmelisiniz. Pek çok insan bir aracı nasıl kullanacağını bilir fakat nasıl ve neden çalıştığını anlamakta başarısız kalır.
Ne Zaman Kullanılır?
Eğer bir konuyu geliştirmek istiyorsanız, sık sık onunla zamanın belirli bir dönemi arasında bağlantı kurmalısınız. Birçok buluş, sadece belirli bir zamanda veya belirli bir zaman boyunca çalışmak amacıyla tasarlanmıştır. �Ne zaman kullanılır?� sorusu sorulduğunda geçmişi, bugünü ve geleceği dikkate almak daima yararlıdır. Buluşlar geçmişte ara sıra farklı biçimlerde kullanıldı. Misketler ilkin oyuncak olarak kullanıldı, ama sonradan bilyeli yatak yapımında da kullanılmaya başlandı. Bundan dolayı kullanım dönemi buluşta önemli bir faktördür.
Nerede Kullanılır?
Bir buluş sık sık kullanıldığı yer tarafından sınırlanır. Yerleşim alanı kritik olabilir. �O nerede kullanılır?� sorusu �O nerede kullanılamaz?� sorusu gibi görünür. Bu sorulara verilecek yanıtlar, buluşu daha önce kullanılmadığı alanlarda da kullanılabilir yapmanızı olanaklı kılabilir. Coğrafik bölgelerde özel kullanımda önemli olabilirler. iklim önemli bir rol oynayabilir. Bir ülkede kullanılabilen bazı ürünler, bir şeyler eklenmeksizin veya iklim değişiklikleri gibi coğrafik değişimlere cevap verebilmek için içerdiği koşulları değiştirmeksizin diğer ülkelerde kullanılamayabilir. Yerçekimi, nem, sıcaklık, basınç, radyasyon, manyetik güçler, rüzgar, ışık, toz ve benzerlerinin buluşun işlerliği üzerinde etkili olabileceklerini unutmamak gerekir.
Nasıl Kullanılır?
Buluşçu, bir buluşun buluşu geliştirmek amacıyla kullanılması için bütün değişik yolları incelemeli ve kavramı diğer dallara uygulamalıdır. Çalışma yönteminin tam kavranması çalışma fonksiyonunda temel bir gelişmeye yol açabilir.
Kullanıcı
Buluşların çoğu özel bir insan veya insan grupları için tasarlanır. insan unsuru içeren problemlerin çözümünde yaş, boy, ağırlık, cinsiyet, renk ve diğer fiziksel özellikleri göz önünde tutmak gerekir.
Tasarlama-Kavram Tanımı
Ussal imgeyi Değiştirme
Buluşçularda en sık karşılaşılan başarısızlık nedeni, varolan düşünceler hakkındaki ön yargılarını değiştirmekteki isteksizlik ve yetersizlikleridir. Buluş, kavramlar her hangi bir biçimde değiştirildiği zaman oluşur. insan aklı geniş kavramları özümsemek konusunda özel bir beceriye sahiptir, ancak sık sık belirli bir kavrama saplanır, yeni düşünceler geliştiremez. Buluşçu, belirli bir konu hakkındaki düşüncelerini, bu konuyu yaratıcı bir şekilde değiştirebilmek için genişletecek aktif bir imgelem geliştirmek zorundadır.
Sözcük Tanımı
On kişiden �kamyon� kelimesinin uslarında uyandırdığı ilk imgeyi söylemeleri istenseydi, büyük olasılıkla her biri uslarında değişik bir görüntüye sahip olacaktı. Bu, birisi için traktör römorku, bir başkası için bir yük arabası yada diğeri için damperli kamyon benzeri şeyler olabilecekti. Bu özel etkilenimler buluş sürecinin temelini oluşturur. Onlar, buluşçunun üzerinde akıl yoluyla inşa yapacağı temel taşlardır.
Buluşa doğrudan basit bir yardım, yeni ussal imgeler yaratmaktır. Bunu yapmanın bir yolu, genellikle bilinen bir terimi almak ve eş anlamlılarını gözden geçirmektir. Bu sözcüklerin çağrıştırdığı görüntüler yeni ve bağlı kavramları bulmakta yardımcı olabilecektir. Bir kavramlar dizini bu açıdan yararlı bir araçtır.
Bir Nesnenin Tanımı
Buluşa diğer bir yaklaşım, geliştirmeyi umduğumuz nesnenin tanımını yazmaktır. Yazılı bir tanım, yeni düşünceler üretmek için sözcük bileşimleri arasında karşılıklı ilgi kurmanıza yardım eder.
Nesneyi tanımladıktan sonra, temel terimlerin her birini alarak yerine değişik bileşimlerdeki eş anlamlılarını yerleştirin.Tanımda birbirinin yerine geçebilen sözcükleri kullanarak varolan kavramda bir değişim ya da yeni bir kavram yaratabilirsiniz.
Tasarlama-Birleştirme ve Yerine Kullanma
Hiçbir �patika� bizi yeni buluşlara götüremez. Bir buluşçu, tıpkı satranç oyununda ki gibi, bütün olasılıkları göz önünde tutarak, ergeç bir veya daha çok olasılığın bir çözüme götüreceği umuduyla olası her �anayolu� denemelidir.
Birleştirme
Birleştirme, iki yada daha çok, farklı buluşları alır ve her biri diğerine bağımlı yeni bir buluş üretmek için onları birleştirir.
Yerine Kullanma
Yerine kullanma, benzer yada benzer olmayan kısım, birim, sistem ve benzerlerinin yeni bir buluş geliştirmek için bir diğeri ile yer değiştirmesini içerir. Tek bir geliştirme içinde birden fazla �yerine kullanma� uygulanabilir ve bilinen ürünün her parçası başka bir şeyle değiştirilebilir. Böylece bilinen bir maddenin her bir özgün parçası başka nesnelerin yerine kullanılabilir.
Birleştirme ve yerine kullanma buluşlarının olasılıkları sınırsızdır. Bunun sürekli denenmesi ortaya hep yeni buluşlar ortaya çıkarmıştır.
Ekleme-Çıkarma ve Yeniden Düzenleme
Ekleme
Bir buluş, çoğu zaman, benzer birimlerin birleştirilmesinden oluşur; bu teknik, ekleme diye adlandırılır ve daha önce anlattığımız benzeşmeyen birimleri birleştiren buluşlara benzer.
Çıkarma
Bazen bir buluş, bir ürünün bir parça ya da bölümünün çıkarılmasıyla yaratılır. Sadeleştirme bir buluşçunun sürekli göz önünde bulundurması gereken bir yaklaşımdır.
Yeniden Düzenleme
Parçaların tersine çevrilmesi ve yeniden düzenlenmesi yoluyla bir çok buluş yapılabilir. Yeniden düzenleme kavramı ayarlama düşüncesini içerir. Ayarlama, seçilen bir pozisyonun sabitleştirilmesi, yerleştirilmesi ya da tutulması olabilir. Budan dolayı, ayarlanabilir bir alet, normal olarak, vida, mil, kıskaç benzeri şeylerin yerleştirilmesi ve sürtünme yoluyla seçilen ayarı sabitleştirici bazı düzeneklere sahiptir.
Ekleme, çıkarma ve yeniden düzenleme önemli düşüncelerdir ve bunları buluş basamakları kontrol listenizde sürekli bulundurmalısınız.
Tasarlama-Fiziksel Güç ve Etki
Değişim
Bir nesneye fiziksel bir gücün uygulanması, nesnede yaratıcı bir değişimle sonuçlanabilir. Değişim kritik bir gücün sonucu olabilir. Bu kritik gücün saptanması, genellikle yaygın denemelerin sonucudur. Bu özellik kimya ve elektrik alanında geçerlidir. Genel olarak bu bölüm kuvvetler ve etkileriyle ilgilenir.
Basınç
Basınç uygulamasının buluşlara yol açtığı sayısız durum vardır. Aşağıdaki tablo tipik örnekleri ortaya koyar.
aşındırma ..... çekme ..... öğütme ..... sıçrama
emme ..... delme ..... çekiçle vurma ..... fışkırma
çarpma ..... tüketme ..... cilalama ..... eğirme
bükme ..... genişleme ..... ezme ..... damgalama
üfleme ..... patlama ..... sıkma ..... karıştırma
bağlama ..... püskürtme ..... çekme ..... uzatma
dağlama ..... eğme ..... yarma ..... şeritleme
savurma ..... sıvılaştırma ..... sürtme ..... yırtma
çiğneme ..... zorlama ..... döndürme ..... yarma
kırpma ..... biçimlendirme ..... sökme ..... germe
perçinleme ..... gazlama ..... dayanma ..... çevirme
ufalama ..... özümleme ..... kırpma ..... burma
sıkıştırma ..... sıkı tutma ..... vurma ..... boşaltma
ezme ..... hidrolikleme ..... kıyma ..... çırpma
soyma ..... hava basma ..... sıkıştırma ..... burma
boşaltma ..... yoğurma ..... çatlatma ..... sertleştirme
Bu, basınç kuvvetlerinin tam bir listesi olmadığından, yeni bir güç bilinir bir hale geldiğinde, listeye ilave etmelisiniz. Geliştirmenin yeni bir alanında çalışırken, basınç kuvvetlerinden birisinin buluşa yeni bir yaklaşım getirme olasılığını düşünerek listeyi yeniden gözden geçirmelisiniz.
Sıcaklık
Sıcağın ya da soğuğun uygulanması yeni ve yaratıcı yöntem ve işlemler üretebilir. Sıcaklık, değişimleri, özellikle kimya ve elektrik alanında yeni gelişmeler üretir. Isıtılmış bir yazı tahtası, özel bir ısı-duyarlı tebeşirin rengini değiştirebilir. Renk değişimi yalnızca ısı uygulamasında oluşacaktır. Böylece bir yüzeyde kullanılan tebeşir tahtanın ısısına bağlı olan bir renk aralığına sahip olabilir.
Radyasyon
Radyasyon uygulanması, sayısız buluş olasılıkları üretir. Radyasyon ilkelerini göz önüne alırken aşağıdaki tablodaki gibi bir kontrol listesi yararlı olur.
Alfa ışınları ..... Laser ışınları
Beta ışınları ..... Fosforesan
Kozmik ışınlar ..... Radyo da lgaları
Floresan ..... Morötesi ışınlar
Gama ışınları ..... Beyaz ışık
Kızılötesi ışınlar ..... X ışınları
Yer Çekimi ve Benzeri Kuvvetler
Aşağıdaki tabloda belirtilen kuvvetlerin sık sık yeni buluşlara yol açması olağandır.
ivme ..... Yerçekimi
Merkzcil ..... Titreşim
Merkezkaç ..... Salınım
Yavaşlama ..... Karşılık
iletkenlik ve Manyetizma
Sayısız buluş iletkenlik ve manyetizma prensiplerinin kullanımını; ısı, ışık, elektrik ve sesi içerir.
Sınırlamalar-Gelişmeyi Zorlaştıran Koşullar
Sınırlayıcı Faktörler
Özel bir geliştirme alanında varolan yasa, kontrol, sınırlama, kural, gereklilik ve kısıtlamalar hakkında edineceği eksiksiz bilgi, buluşçu için önemli bir yardımcı araç olabilir. Eğer parametrelerin (sınırlamaların) farkındaysanız, ufak bir yararlılığa sahip bazı nesneleri yaratma olasılığınız daha az olacaktır. Bir inşaatçı nelere izin verilip verilmediğini bildiren kod kurallarını bilmeksizin bir ev inşa etmez. Bu kurallar onu kabul edilen standartlarda inşaat yapmaya zorlar.
Kurallar sürekli bir değişim içindedir. Buluşçu için bu değişiklikler çözümleri bulunması gereken problemler yaratır. Bundan dolayı bir buluşçu, yeni yaratılmış problemleri çözmede kendi alanında yardımcı olabilecek yeni gelişmeler, yeni materyaller ve yeni yöntemleri bir arada kullanmalıdır.
Materyaller
Sık kullanılan materyallere ilişkin kuralları daima aklınızda bulundurmalısınız. Birçok buluşçu materyallerin özelliklerini önemsememelerinden dolayı sınırlı bir başarıya ulaşır veya başarısızlığa uğrar.
Albert Einstein (1879-1955)
1879: Almanya'nın Ulm kentinde doğdu.
1894: Aile, Albert'i Münih'te bırakarak italya'ya taşındı.
1895: isviçre'ye taşındı.
1900: Zurich Polytechnic'ten mezun oldu.isviçre vatandaşlığına geçti.
1903: Mileva Malich ile evlendi.
1905: Özel Görecelik Teorisi de dahil olmak üzere, bilim dünyasında deprem etkisi yapan üç makalesi yayımlandı.
1909: Bern'deki patent bürosundan istifa etti.
1913: Berlin'deki Kiser Wilhelm Enstitüsü'nde Fizik Direktörü oldu.
1916: Genel Görecelik Teorisi ile ilgili yazısı yayımlandı.
1919: Mileva'yla boşanıp kuzeni Elsa Löventhal ile evlendi.
1919: Görecelik Teorisinin'nin doğrulanmasıyla tüm dünyada tanındı.
1921: Fizik dalında "Kuramsal fiziğe verdiği hizmetler ve özellikle fotoelektrik
etkiyi buluşu için" Nobel Bilim Ödülü aldı.
1939: Atomun parçalanması haberini alıp ABD Başkanı Roosevelt'i uyardı.
1940: Amerikan vatandaşlığına geçti.
1955: 76 yaşında Princeton'da öldü.
BULUŞÇU FiZiKÇiLER
Archimedes (yaklaşık MÖ 287-212) Yunanlı bir matematikçi ve mucit olan Archimedes suyun çikartilmasi için spiral bir pompa icat etmistir. Archiemedes vidası olarak adlandırılan bu pompa halen kullanılmaktadır. Kürenin hacmini bulmaya yarayan çeşitli hesaplamalar ve formüller bulmuştur. En çok sivilarm kaldırma gücü esasları üzerinde yaptığı çalışmalar ile ünlüdür. Rivayete gore; küvetin içinde yikanirken, suyun vücudunu kaldirdığını fark etmiş ve bu sayede sivilarm dengesi yasasını bulmuştur. Sirakuza sehrindeki evinde bir buluş üzerinde çalişirken Romalı bir asker tarafından öldürülmüştür.
Barrow, Isaac (1630-1677) ingiliz matematikçi Isaac, Newton�un öğretmeni.
Bertbollet, Claude-Louts Graf von (1748-1822) Fransız kimyager. Kimya terminolojisi üzerinde çalıştı ve tekstil endüstrisinde klorun beyazlatma maddesi olarak kullanılmasını sağladı.
Bragg, William Lawrence (1890-1971) ingiliz fizikçi, kristal ağlar üzerinde çalışmalar yaptı. Nobel Ödülü 1915
Boyle, Robert (1627-1691) irlanda doğumlu bir bilim adamı olan Boyle, hava, boşluk, yanma ve solunum üzerinde deneyler yapmıştır.1662'de sabit bir sicaklıktaki gazın basıncı ile hacminin ters orantılı olduğunu gözlemlemiştir. Bu ilişki Boyle Yasası olarak adlandırılmıştır. Boyle, ayrıca; asitler, alkaliler, yoğunluk, kırılma ve kristallerin şekilleri ve yapısı üzerinde de çalışmıştır.
Chadwick, Sir James (1891-1974) ingiliz fizikçi, nötronu keşfetti. Nobel Ödülü 1935
Chladni, Ernst Florens Friedrich (1756-1827) Alman fizikçi. ilk akustik teorisini geliştirdi.
Clausius, Rudolf Julius (1822-1888) Alman fizikçi. Isı öğretisinin ikinci yasalarını yazdı ve Entropi kavramını belirledi.
Curie, Marie (1867-1934) ve Pierre (1859-1906) Fransız fizikçi ve kimyager. Radyoaktiviteyi araştırdılar.
Dalton, John (1766-1844) ingiliz doğa araştırmacısı ve öğretmen. Gazların termik genleşmeleri üzerinde çalıştı, kısmi basınç yasalarınıformüle etti. �Atom� sözcüğünü o saptamıştır. Renk körlüğü olayını o keşfetmiştir.
Darwin Charles (1809-1882) ingiliz doğa bilimcisi. Kendi kendini ayarlayan evrim kuramını geliştirdi.
Davy, Sir Humphry (1778-1829) ingiliz kimyager. Elektro-kimyanın kurucusu.
Descartes, Rene (1596-1650) Fransız doğa bilimcisi ve filozof, analitik geometrini kurucusu.
Edison, Thomas Alva (1847-1931) Amerikalı buluşçu ve mühendis. Kendi kendini teknik alanında yetiştirdi ve 2000�den fazla aygıt ve sistem geliştirdi. Bunun yanında telgrafı, telefonu, gramofonu, ampulü ve sinema filmlerini daha da iyileştirdi.
Einstein, Albert (1879-1955) Alman Amerikalı fizikçi. Fizik dünyasında devrimler yarattı. Özel ve genel görelilik kuramını ortaya koydu.
Euler Leonhard (1707-1783) isviçreli matematikçi. Varyasyon hesabını kurdu ve sayılar teorisine önemli katkılarda bulundu.
Flamsteed, John (1646-1719) ingiliz astronom. Greenwichrasathanesinin kurucusu. Yıldızların numaralandırılmasında bugün hala geçerli olan bir yıldızlar katoloğu hazırladı.
Fourier, Jean-Baptiste - Joseph Baron de (1768-1830) Fransız matematikçi ve fizikçi. Analitik ısı teorisi, olasılık hesapları, matematiksel istatistik.
Franklin, Benjamin (1706-1790) Amerikalı yazar, politikacı ve doğa bilimcisi, paratonerin mucidi. Kuzey Amerika�nın bağımsızlık ilanını imzalamıştır, Vali.
Galvani, Luigi (1737-1798) italyan anatomici ve fizikçi. Kurbağa bacakları deneyleri ile �hayvansal elektrik�i keşfetti.
Gauss, Carl Friedrich (1777-1855) Alman doğa bilimcisi. Newton ve Archimedes�in yanı sıra gelmiş geçmiş en iyi üç matemetikçiden biridir. Gökyüzü cisimlerinin devinimleri kuramı, Jeodezi�nin yeni yöntemlerinin mutlak ölçü sisteminin kurucusudur.
Gay-Lussac, Joseph-Louis (1778-1850) Fransız kimyager ve fizikçi. Gazların kurallarını buldu.
Helmholtz, Hermann von (1821-1894) Alman doğa bilimcisi. Optik, akustik, termodinamik, potansiyel ve dalga teorileri alanında araştırmalar yaptı.
Humholdt, Friedrich Heinrich Alexander Freiherr von (1769-1859) Alman doğa araştırmacısı. Dünyanın en büyük araştırmacılarından biridir. Çok sayıda araştırma gezisi yapmıştır. 60.000'in üzerinde bitki ve taş toplamıştır. Deniz akıntıları, volkanlar ve madencilik üzerinde çalışmalar yapmıştır.
Kirchhoff, Gustov Robert (1824-1887) Alman fizikçi. Spektral analizin kurucusudur. Elektrik akımının ışık hızı ve ideal siyah cisim üzerinde çalışmalar yapmıştır.
Lagrange, Joseph Louis de (1736-1813) Fransız matematikçi, Newton�un mekaniğini matematiksel temellere oturtmuştur.
Leibniz, Gottfried Wilhelm (1646-1716) Alman filozof, matematikçi ve fizikçi. Diferansiyel hesabı ve ikili (binary) sistemi geliştirdi.
Mayer, Robert von (1814-1878) Alman tıpçı. Enerjinin sakınımı ilkesini formüle etti.
Maxwell, James Clerk (1833-1879) iskoç matematikçi ve fizikçi. Modern elektrodinamiğin ve kinetik gaz kuramının kurucusudur. Elektromanyetik dalgaların varlığını tahmin etmişti.
Morse, Samuel (1791-1872) Amerikalı sanatçı, telgrafın ve Mors Alfabesinin geliştiricisidir.
Newcomen, Thomas (1663-1729) ingiliz demirci. Alçak basınçlı bir buhar makinesinin mucidi.
Oerstedt, Hans Christian (1777-1851) Danimarkalı fizikçi ve kimyager. Modern elektrotekniğin temellerini belirlemiştir.
Papin, Denis (1647-1712) Fransız doğa araştırmacısı. Yemeklerin çabuk pişirilmesine yarayan bir buhar kazanı ve bir buhar basıncı tenceresi geliştirmiştir. Pistonlu atmosferik buhar makinesini ilk geliştirendir.
Poincare, Henri (1854-1912) Fransız matematikçi. Diferansiyel denklem kuramının, madern topolojinin kurucusudur ve görelilik kuramının yolunu açmıştır.
Popow, Alexander Stepanowitch (1859-1906) Rus fizikçi. Genişleme, yansıma ve elektromanyetik dalagaların kırılmalarını araştırdı. Çift kutuplu anteni buldu.
Röntgen,Wilhelm Conrad (1845-1923) Alman fizikçi. Röntgen ışınlarını buldu.
Rutherford, Sir Ernest (1871-1937) ingiliz atom fizikçisi. Elementlerin parçalanmasını ve radyoaktif maddelerin kimyasını araştırdı.
Schickard, Wilhelm (1592-1635) Astronom, matematikçi, mekaniker ve doğu dilleri öğretmeni. 1623�te ya da 1630 yılında çarklı bir hesap makinesi geliştirdi.
Smithson, James (1765-1829) ingiliz aristokratlarındadır. Tüm mal varlığını Washigton D.C.�deki Smithsonian Enstitüsüne bağışlamıştır.
Sturgeon, William (1793-1850) ingiliz fizikçi. ilk elektrikli mıknatısı geliştirmiştir.
Thomson, Sir Joseph John (1856-1940) ingiliz fizikçi. Katot ışınlarının doğasını fark etti ve elektronların yükleriyle ilgili çalışmalar yaptı. Nobel ödülü 1906.
Torricelli, Evangelista (1608-1647) italyan fizikçi ve matematikçi. Galilei ile birlikte çalıştı. Civalı barometreyi buldu.
Westinghouse, George (1846-1914) Amerikalı mühendis. Trenlerde kullanılan hava basınç frenini buldu.Elektrik güvenliğinin kurucusudur.
BULUŞÇU KiMYACILAR
Lavousier, Antonie Laurent de (1743-1794) Fransız kimyager. Kimyadaki kesin ölçümleri belirledi, oksijenin nefes almada ve ateş yakmadaki önemini fark etti. Yeni bir kimyasal element sistemi kurdu.
Nobel, Alfred (1833-1896)
Büyük bir isveçli mucit ve sanayici olan Alfred Nobel, birçok zıt yönleri olan bir insandı. iflas etmiş bir kişinin oğluydu; fakat kendisi bir milyoner oldu. Edebiyat aşığı bir fenciydi, ardından bir ideal bırakan sanayici oldu. Bir servet sahibi oldu; fakat son derece basit yaşadı. Toplum içinde neşeli olmasına rağmen, yalnız olduğu zaman yüzünde tasa ve elem vardı. Bir insanlık aşığı idi; fakat hiç eşi ya da O�nu sevecek bir ailesi olmadı. Vatanına aşık bir kişi idi; fakat yabancı topraklarda yapayalnız öldü. Barış zamanında maden sanayinde ve yol inşaatında kullanılsın diye yeni bir patlayıcı madde olan dinamiti keşfetti; fakat dinamiti bir silah olarak savaşta vatandaşlarını yaralamak ve öldürmek için kullanıldığını gördü. Çok faydalı yaşamı boyunca sık sık, faydasız bir insan olduğu duygusuna kapıldı.
Alfred Nobel�in gerçekten askeri önem taşıyan tek buluşu dumansız baruttu (Balistit) ve mirasın tümü içindeki payı % 10� dur.
Kendisini çok övenlere, bu övgülerden hoşlanmadığını söylerdi; fakat ölümünden sonra, adı birçok şan ve şeref getirdi.
Alfred Nobel, 21 Ekim 1833�te Stockholm�de doğdu. 1842 yılında ailesi Rusya�ya taşındı. Babası immanuel, Rusya�da mühendislik sanayinde çok önemli bir mevki elde etti..
Immanuel Nobel, Kırım Savaşı sonunda çok önemli bir maden yatağı buldu, savaş sırasında hükümetin siparişlerini karşılayarak milyoner oldu; fakat bir süre sonra iflas etti. 1859 yılında ailenin tamamı yeniden isveç�e döndü. Alfred Nobel 1863 yılında yeniden ailesine katıldı ve babasının laboratuarında patlayıcı maddeler konusunda çalışmalara başladı. Özel olarak kendi kendini yetiştiren Alfred Nobel, yirmi yaşına geldiğinde zaman mükemmel bir kimyacı ve dil bilgini oldu. isveççe, Rusça, Almanca konuşuyordu.
Babası gibi, Alfred Nobel hayalci ve yaratıcıydı. Fakat iş hayatında daha başarılıydı ve mali ve ekonomik alanda büyük bir başarı sağladı.
Bilimsel keşiflerini endüstri alanında uygulama konusunda başarı kazandı ve 20�den fazla ülkede 80�den fazla şirket kurdu. Gerçekte onun büyüklüğü, ileri görüşlü, yaratıcılık gücü olan insanları etrafına toplayabilmek yeteneğidir.
Fakat, Nobel�in asıl amacı para kazanmak, hatta keşif yapmak da değildi. O nadiren mutluydu ve daima yaşamın anlamını araştırıyordu. Gençliğinden beri edebiyata ve felsefeye karşı derin bir ilgi duyuyordu. Belki bu yüzden hiç evlenmedi.
O bütün insanlığa karşı derin bir sevgi ve şefkat duyuyordu. Fakirlere karşı daima cömertti. Bir keresinde �ölen insanlar için muhteşem anıtlar yaptırmaktansa, fakir insanların karnını doyurmayı tercih ederim� demişti. En büyük arzusu savaşın son bulacağı günü görmekti. 1896 yılında ölümüne dek, milletler arası barışın sağlanması için parasını ve zamanını harcadı. O ünlü vasiyetnamesi ile fizik, kimya, fizyoloji, tıp, edebiyat ve barış konusunda keşif yapan insanlara servet bırakıyordu. Bu öyle bir anıttı ki, ölümünden uzun süre sonra bile hatırlanacaktı.
Ödüller diploma, altın madalya ve çek olarak her yıl 10 Aralık�da ( Alfred Nobeli�in ölüm gününde) ödül kazananlara Stockholm�un meşhur Konser Salonunda isveç Kralı tarafından büyük bir törenle verilir. ilk ödül, 1901 yılında verilmiştir.
ALFRED NOBEL�iN VASiYETNAMESi
Ardımdan bıraktığım gayrimenkülümün ve servetimin tamamı aşağıdaki şekilde dağıtılacak :
Kapital emniyeti bir şekilde bir fonda toplanmalıdır. Bu fonunun faizi her yıl insanlık için en büyük katkıda bulunmuş kişilere dağıtılmalıdır. Bu faiz 5 ana bölüme ayrılmalı ve aşağıdaki şekilde tevzi edilmelidir :
Bir bölüm, FiZiK sahasında en büyük keşfi yapan fizikçiye verilmelidir.
Bir bölüm, KiMYA sahasında en büyük keşfi yapan kimyacı verilmelidir.
Bir bölüm, FiZYOLOJi ya da TIP sahasında en büyük keşfi yapan kişiye verilmelidir.
Bir bölüm, EDEBiYAT sahasında en büyük keşfi yapan kişiye verilmelidir.
Bir bölüm, milletler arası BARIŞ ve KARDEŞLiK için en büyük çalışmayı yapan fizikçiye verilmelidir.
Başta beş dalda verilen ödüllere 1968 yılında isveç Bankası Alfred Nobel anısına bir de �iktisat ödülü� eklendi..
Fizik ve kimya konusundaki keşifler isveç Bilim Konseyi�nce değerlendirilmelidir. Edebiyat ve Barış konusunda ödüller, Norveç Parlamentosu tarafından seçilen 5 kişilik bir komite (kurul) tarafından değerlendirilmelidir.
EN BÜYÜK VE KESiN ARZUM, ÖDÜLLERi ADAYLARA DAĞITILIRKEN KESiNLiKLE MiLLiYET AYRIMI GÖZETiLMEMESiDiR. EN ÖNEMLi ÖDÜLÜ ALACAK KiŞi BiR iSKANDiNAVYALI DA OLABiLiR, OLMAYABiLiR DE.�
Paris, Kasım 27, 1895
ALFRED BERNHARD NOBEL
Not : Nobel Ödülleri ile ülkemiz ise, 2006 yılında, Orhan PAMUK�UN edebiyat dünyasında aldığı ödülle tanışmış oldu�.
�iki büyük askeri birliğin, birbirlerini bir saniye içinde yok edebileceklerini gördükleri gün, umuyorum ki, uygar milletler, savaştan vazgeçecekler ve silahlarını bırakacaklardır�
Alfred Nobel
Rüyalarla Gelen Buluşlar
Modern Atom Teorisi Nasıl Keşfedildi :
Niels Bohr adlı bir yüksek okul öğrencisi genç, şöyle bir rüya görür :
�Kendisi, güneşin kızgın gazlarla dolu merkezinde duruyor ve gezegenler, ince ipliklerle bağlı oldukları güneşin etrafında dönüyorlardı. Her gezegen Bohr�un yakınından geçerken bir de düdük çalıyordu. Sonra yanan gazlar soğuyup katılaştı, güneş ve gezegenler uzaklaşıp gitti ve Bohr uyandı. Bu rüya, güneş sistemi ile atom yapısı arasında bir benzerlik olduğunu gösteriyordu. Böylece, atomun ilk modern tablosu ortaya çıktı. Ortada bir çekirdek (nucleus) ile bunun etrafında dönen elektronlar... Yani modern atom teorisi, bir rüya ile başlamış oluyordu.�
Rüya Bir Başka ilim Adamının Yardımına Koşuyor :
19. Asrın ortalarında ilim adamlarını hayrete düşüren bir olayın hikayesi bilim tarihinin sayfalarında yerini aldı. Kimya ilminde büyük bir adımın atılmasına yol açan olay, Alman kimyacısı Friedrich August Kekule�nin rüyasıydı.
1850 yıllarında ingiltere�nin sisi eksik olmayan şehri Londra�da çalışmalarını sürdüren Kekule, yorgun argın laboratuarından oteline dönerken otobüste uyuyakaldı. Ve biraz sonra da rüya görmeye başladı. Rüyasında atomlar zıplayıp oynayarak karşısında dans ediyorlar, bazıları da elele verip zincir şeklinde bir halka meydana getiriyorlardı.
Arabanın fren yapmasıyla Kekule uyandı. Fakat rüyası ona çok şeyler öğretmişti. Gördüklerini formül haline getirip defterine kaydetti. Rüyadan yaralanarak ortaya attığı teori ile meşhur oldu ve kimya ilminde de büyük bir hamlenin öncülüğünü yaptı.
Aradan 15 sene geçti. Bir kış günü Kekule, çalışma odasının şöminesinde yanan odunların çıtırtısını dinlerken uyuyakaldı ve yine rüya görmeye başladı. Yine rüyasında atomların hoplayıp zıplayarak dans etmekte olduğunu ve onları birbirine kenetleyen zincirlerin de birer yılana benzediğini gördü. Sonra yılanlardan biri aniden dönerek kendi kuyruğunu ısırdı. Bu esnada da Kekule uyanıverdi.
Böylece karbon atomlarının zincirler şeklinde halkalar meydana getirebileceğini rüya sayesinde fark edebilmişti. Bunun sonucu olarak iç yapısı çözümlenemeyen benzinin yapısı anlaşıldı.
Dante ve ilahi Komedya :
Dante�nin oğlu J. Alighieri, babasının meşhur �ilahi Komedya� adlı eserinin parçalarını toplarken 13 şarkısını bulamıyor. Bütün aramalar boşa çıkıyor. Bir gece rüyasında babasını beyazlar giymiş bir vaziyette görüyor. Dante�nin başında bir ışık, oğlunu hayatında iken oturduğu kendi odasına götürüyor. Eski zaman evlerinin karmakarışık dolapları ile arada kaybolmuş duran, hiç de dolap hissi vermeyen gizli bir yerde bu şarkıların durduğunu gösteriyor. Ertesi gün, rüyasında gördüğü yeri arayıp bulan Alighieri, kayıp olan 13 şarkıyı orada bulur.
Bir Operanın Bestelenişi :
Richard Wagner �Tristan ve isolde� adlı operasının çok beğenilmesi, olağanüstü bulunması ve kendisine yapılan iltifatlar karşısında samimi bir arkadaşına şu itirafta bulunur :
�- Kıymetli dostum. Bu opera benim dehamın eseri değildir. Rüyamda gördüğüm ve işittiğim sesleri uyanır uyanmaz nota ile tespit ettim. Beğendiğiniz bu müzik, rüyalarımın sesidir. Benim zavallı kafam, böyle bir harikayı asla isteyerek ve düşünerek bulamazdı.�
Yine Wagner, meşhur �Rhinegold� operasını tamamlamış fakat bir bölümünü zihninde tasarladığı gibi besteleyemediğinden rahatsız oluyordu. Nihayet bir gece uykuya dalmak üzere ilen gördüğü rüyadan faydalanarak eserini istediği şekilde tamamlamayı sonunda başardı.
Şeytan Sonatı :
Modern keman yayının mucidi G. Tartini, rüyasında Şeytan�a esir olduğunu görmüştü. Gene bu rüyada Tartini şeytan ile alay etmek üzere, ona bir keman vermişti. Fakat ne görse beğenirsiniz : Şeytan en derin hayallerin bile meydana getiremeyeceği kadar güzel bir sonat çalıyordu. Tartini uyanınca bu müzikten hatırladığı kadarını yazarak, �Şeytan Sonatı� nı meydana getirdi. Tartini bu rüya hikayesini 1766�da astronom Joseph Lalande�a anlatmıştı.
Beethoven, Mozart, Schumann ve Saint-Saens gibi ünlü kompozitörler, bestelerinin bir kısmını rüyalarında görerek notaya almışlardır.
icat edici rüya görenler, rüyada gördükleri şeyleri ya doğrudan doğruya kullanmakta veya onlara sembolik bir anlam vermektedirler.
Şairin Rüyası :
Şair Coleridge, Kubilay Han�la ilgili bir kitabı okumakta iken uykuya dalmıştı. Üç saat kadar iskemlesinde öylece uyudu ve bu sırada rüyasında 200-300 satırlık bir şiir yazdığını gördü. Bu rüyada, şiirle ilgili hayaller maddeleşmiş olarak belirmişti. Coloridge uyanır uyanmaz rüyadan hatırladığı satırları yazmaya başladı. Bu sırada bir ziyaretçi geldi., bu nedenle çalışmalarına bir saat ara vermek zorunda kaldı. Sonra rüyanın kalan kısmını yazmak istedi, fakat o satırları unutup gitmişti. işte Kubilay şiiri böyle meydana geldi.
Korkulu Rüyanın Hayırlı Neticesi :
Mühendis Elias Howe, uzun çalışmalar sonunda dikiş makinesi yapmayı başardı.
ilk yaptığı iğnelerde delik, iğnenin ortasında idi. Fakat, iğne üzerindeki deliğin uygun yere açılmayışı istenilen sonucu vermiyor, ve bunun sonucu olarak dikiş dikmek de mümkün olmuyordu. Howe, gece gündüz beynini buna yoruyor ama bir çıkış yolu bulamıyordu.
Bir gece rüyasında vahşi bir kabilenin eline esir düştüğünü gördü. Kabile reisinin önünde iğnesiz bir dikiş makinesi duruyordu.
-Elias Howe ! diye kükredi kabile reisi. Sana bu makineyi derhal tamamlamanı emrediyorum, aksi halde öleceksin!..
Zavallı Elias�ın dizlerinin bağı çözüldü, elleri titremeye başladı ve yüzünden soğuk bir ter boşandı. Düşünüyor, taşınıyor, makinenin bu parçasındaki eksikliği bir türlü gideremiyordu. Öyle gerçek gibi görünen bir rüyaydı ki, uykusunda avazı çıktığı kadar bağırdı. Esmer tenli cengaverler, onu ölüm meydanına doğru götürmeye başladılar.
insan boyunu aşan, yere çakılı kalın gövdeli bir kazığa sıkıca bağlanan Howe her şeyin bittiğini anladı. Kendisinin bile anlayamadığı bir takım dualar mırıldanmaya başladı.
Sonra reisin gök gürültüsünü andıran bir sesle �öldürün� dediğini duydu.
Yerli muhafızın mızrakları gövdesine saplanmak üzere havaya kalktığında,birden bir şey fark etti. Mızrakların ucunda bulunan göz şeklindeki delikler, düşünüp de bir türlü keşfine eremediği dikiş iğnesinin ta kendisiydi. Mızraklar tam göğsüne saplanırken uyandı.
Hemen laboratuarına koşan Howe, böylece rüyası sayesinde dikiş iğnesini de bulmuş ve makinesini çalıştırmıştı.
Dickens�in Habercisi :
Ünlü yazar Charles Dickens�ın gördüğü bir rüya da ilginç rüya örnekleri arasındadır. Dickens rüyasını şöyle anlatıyor:
�Rüyamda, sırtında kırmızı bir şal olan bir hanım gördüm. Arkasını dönmüştü. Bana doğru döndüğünde onu tanımadığımın farkına vardım. �Ben Bayan Napier�im dedi�. Ertesi sabah uyandığımda giyinirken bu saçma rüyayı düşündüm. Çok belirgin ancak hiçbir anlamı olmayan bir rüyaydı. Neden Bayan Napier? Ömrümde Bayan Napier diye birini hiç tanımamıştım. O gece kütüphanede kitap okudum. Az sonra Bayan Boyle ve ağabeyi geldiler. Yanlarında kırmızı şallı genç bir bayan vardı. Onu bana Bayan Napier olarak tanıttılar.� Dickens�ın anlattığı türden rüyaların genelde çok belirgin olarak kendilerine özgü bir yanı vardır.
Buluş'un tanımı
Buluş'un en kısa, en yaygın ve bilinen tanımı, bir teknolojik problemin çözülmesi olarak verilmektedir. Ancak bu tanım, bu yazıdaki buluşu tanımlamak için genişletilmesi gereken bir tanımdır. Bu durumda "buluşu yalın olarak en az iki parça bilgi arasındaki karşiılıklı ilişki" olarak tanımlayabiliriz. Küçük bir çocuk bir tarak ile bir üçgeni hemen tanır. Bu çocuk bu iki bilgiyi bir araya getirerek üçgen bir tarak yapabilir. Eli Whitney çırçır makinesini bulmak için bir tarak ile silindiri birleştirmişti.
Buluşların çoğu varolan koşul, gelişim, araç ve teknolojinin geliştirilmesine dayanır. Bu yazının amacı açısından bir buluş varolan koşullar veya araçlar değiştirildiğinde ortaya çıkmış kabul edilecektir.
Buluşları iki temel ayrıma uğratmak mümkündür.
1-Fonksiyonel buluşlar,
2-Tasarımsal buluşlar.
ilki ürünün görünüşü ile değil fonksiyonu ile ilgilidir. Tasarım ise, sadece görünüşü, estetiği değiştirir. Tasarın ürünün işlevi ile ilgilenmez.Bunlardan ilki (işlevsel olanlar) bizim hukukumuzda patentler ve faydalı modellerle, diğeride Endüstriyel tasarım kavramıyla karşılanmaktadır. Patentler 551 sayılı kararname ile, tasarımlar 554 sayılı kararnameyle korunurlar.
işlevsel buluşlar için iki koşul gereklidir:
1-Önceden varolanla ortaya çıkan arasında bir fark bulunmalıdır. Bu farkın büyük olması gerekmez. Sonuncunun mutlak anlamda yeniliği şarttır.
2-Fark orjinal buluş üzerinde bir avantaj yaratmalıdır; yani bir buluş en azından önceki aracın veya teknolojinin doğasını değiştirmelidir. Böylelikle buluş bir kazanç, yeni bir teknoloji, yeni bir etki veya yeni bir fiziksel güçle sonuçlanır.
Buluş yapmanın temel süreçleri
Temel süreçler şunlardır:
1-Belirleme
2-Temel
3-Veri
4-Tasarlama
5-Sınırlamalar
Bunları sırasıyla ele alarak buluş yapmanın derinliklerine inebiliriz.
BELiRLEME
Problem
Buluş yapabilmek için çözüm gerektiren problemlerin araştırılması gerekir.
Buluş Gereksinimi
Gereksinim yoksa buluşta yoktur. Gereksinimin geçmişte, bugün veya gelecekte olması önemli değildir.
Sorunlar-Yakınmalar
Bir konuda problemi tanımanın başka bir yoluda yakınmalara duyarlı olmaktır. Böyle bir yakınma ortada bir problem olduğunun farkına varmamızı sağlar.
Zor, Elverişsiz ve Olağandışı durumlar, Tekrarlayan Bozulmalar
Eğer bir makine sık sık bozuluyorsa bazı şeylerin düzeltilmesi gerekiyor demektir ve biz bu probleme bir çözüm arayabiliriz.
Eğer insanlar yolları üzerindeki bir nesneye ara sıra veya sıkça takılıyorlarsa bir problem vardır ve bir çözüm gerekir. Nesnenin yerini değiştirmek bir çözüm olabilir. Bu mümkün değilse uygun bir ses yada ışıkla uyarmayı düşünebiliriz.
Geçmişin ayak izlerinden yürümek
Belirli bir alanda çalışıyorsak o alanın tarihini inceleyerek ve sınıflandırmasını yaparak konu ile ilgili bir sezgi geliştirmemiz mümkün hale gelir. Bunun için,
1-ilgili olduğumuz özel alanın geçmişini incelemek,
2-Bu alandaki sınıflandırmaları incelemek (Patent Ofisleri buluşları sınıflandırırlar)
Bir konunun geçmişi bize nereden geldiğimizi, şu an nerede olduğumuzu ve nereye gittiğimizi anlatır.
Sınıflandırmadan Yararlanmak
Sınıflandırılmış buluşları incelemek bir alanda yapılmış bir buluşla diğer buluşları birleştirmek olanağını sunar. Sınıflandırma üç ana sınıftan oluşur:
1-Mekanik
2-Kimyasal
3-Elektriksel
Patentler buradan yola çıkılarak aşağıdaki gibi sınıflandırılabilirler:
1-Yöntem veya süreç
2-Eski bir sürecin yeni kullanımı
3-Madde
4-Makine
5-Bileşim
6-Tasarım
7-Fabrika
Sınıflandırma tablolarının buluşçular için büyük önemivardır. Buluşçunun kullanabileceği en iyi buluş araçlarından biri, patentlerin sınıflandırılması el kitabıdır. Dünyadaki belli başlı ülkeler ayrıntılı sınıflandırma sistemine sahiptir.
Sınıflandırma el kitabı ile herhangi bir konuda çabuk ve kolayca sistemli bir bilgi edinebilirsiniz. Sınıflandırmayı gözden geçirerek seçtiğiniz düşüncelerin temel probleminizde işinize yarayıp yaramayacağını test edebilirsiniz.
Veri-O Nedir?
Doğru Soruları Sorma
Doğru soruları sorarsanız, büyük bir olasılıkla buluş için gerekli bilgiyi elde edersiniz Belirli bir konuda yeterli bilgi olmadan önemli sonuçlara ulaşmada gerekli yönler gözden kaçabilir. Genel sorular yeterli değildir. Buluş yapmayı umduğunuz alandaki bir problemle ilgili olarak birçok ayrıntılı ve özel soru sormalısınız. Aşağıdaki sorular bu konuda sizin için yararlı olabilir.
1-O nedir?
2-O neden vardır?
3-O nasıl ve neden çalışır?
4-O ne zaman, nerede ve nasıl kullanılır?
5-O nasıl tanımlanmıştır?
Nitel ve Nicel Analizler
Buluşçular olarak konunun bütün yönlerini bilmelisiniz. En önemlileri analizlerdir. Bir konuyu nitel ve nicel olarak ayrıntılarıyla araştırmalısınız. Nitelik genelde �çeşit� i içerir. Değişik bir madde, şekil, boyut ve parametreleri kullanarak bir gelişim bulabilmek için kullanılan materyalleri ve öğeleri denemelisiniz.
Nicelik genelde �miktar� ı kapsar. Kullanılan maddenin miktarı veya maddelerin sayısını dikkatle araştırmalısınız ve miktarda ekleme veya çıkartma, arttırma ya da azaltma gibi bir değişikliğin araştırılan konuyu geliştirip geliştiremeyeceğini göz önünde tutmalısınız. Buluşların pek çoğu varolan buluşlardaki ilerlemelerdir. Dolayısıyla analizleriniz aşağıdaki nitel olduğu kadar da nicel olan görüş açısını göz önüne almalıdır:
1-Birleşim
2- Görünüm (boyut,şekil,renk)
3-Ağırlık 4-Diğer nitelikler ve karakterler.
Bu koşulların her birini ayrıntılarıyla göz önünde tuttuğumuz zaman, �O nedir� sorusuna cevap vermek için çalışmaya başlamış bulunuruz. �O nedir� sorusunu yanıtladığınızda �bu nitelikleri yeni ve daha iyi sonuç üretebilecek miyim?� sorusunu sorabilirsiniz.
Veri-O Niçin Vardır?
�Ağaç Sistemi�
Soruyu yanıtlamak için ağaç sistemi kullanılabilir. Bu sistemde, ilgi konumuzun ağacın gövdesini oluşturduğu bir diyagram yaparsınız. Sonraki basamak, nesnenin tarihsel gelişimini ortaya çıkarmaktır. Tarihsel bulgularınız kökler olacak ve temel prensipleri göz önünde tutarak, dallar ve yapraklar halini alacak yeni kavramlar geliştirebileceksiniz.
�Ağaç Sistemi� ni kullanarak, yeni düşünce ve görüşler geliştirebilirsiniz. Kökleri kurabilirseniz, temel buluştan kaynaklanan diğer gelişmeleri de dikkate alabilirsiniz. Bir buluştan neden varolduğunu anladıktan sonra dikkatle temel prensipleri geliştirin, konunuzda daha hızlı ilerlemeler yaratabilirsiniz.
Buluşun Birincil Amaçları
Bir buluş, buluşçunun belirli amaçlara sahip olmasından dolayı vardır. Genellikle bir buluş, önceki buluşa birçok avantaj sağlar. Çoğunlukla buluşların birincil hedefleri, önceki buluştaki eksiklikleri düzeltme veya eskiye göre üstünlük sağlamaktır. Buluşta takip edilecek basit bir yöntem, geliştirmeye çalıştığımız varolan bir buluşun avantaj ve dezavantajlarını sıralamaktır. Fakat yalnızca günümüzde varolan sonucu göz önünde tutmamalı, önceki gelişmeleri de dikkate almalısınız. Avantaj ve dezavantajları sıraladıktan sonra kendinize iki soru sormalısınız:
1-Avantajları geliştirebilir miyim?
2-Dezavantajları giderebilir miyim?
ilgi alanınızdaki avantaj ve dezavantajların elden geldiğince ayrıntılı bir listesini yapmalısınız. Önceki buluşun hedeflerini ve varoluş nedenlerini bilmek, onu geliştirmenin yollarını düşünmemizi kolaylaştıracaktır.
Veri-işlevler Prensipler ve Kullanım
Nasıl ve Neden Çalışır?
Asla varsayımlara göre ilerlememelisiniz. Çalışma prensiplerini ve her bir gelişmenin nasıl işlediğini ayrıntıları ile bilmelisiniz. Pek çok insan bir aracı nasıl kullanacağını bilir fakat nasıl ve neden çalıştığını anlamakta başarısız kalır.
Ne Zaman Kullanılır?
Eğer bir konuyu geliştirmek istiyorsanız, sık sık onunla zamanın belirli bir dönemi arasında bağlantı kurmalısınız. Birçok buluş, sadece belirli bir zamanda veya belirli bir zaman boyunca çalışmak amacıyla tasarlanmıştır. �Ne zaman kullanılır?� sorusu sorulduğunda geçmişi, bugünü ve geleceği dikkate almak daima yararlıdır. Buluşlar geçmişte ara sıra farklı biçimlerde kullanıldı. Misketler ilkin oyuncak olarak kullanıldı, ama sonradan bilyeli yatak yapımında da kullanılmaya başlandı. Bundan dolayı kullanım dönemi buluşta önemli bir faktördür.
Nerede Kullanılır?
Bir buluş sık sık kullanıldığı yer tarafından sınırlanır. Yerleşim alanı kritik olabilir. �O nerede kullanılır?� sorusu �O nerede kullanılamaz?� sorusu gibi görünür. Bu sorulara verilecek yanıtlar, buluşu daha önce kullanılmadığı alanlarda da kullanılabilir yapmanızı olanaklı kılabilir. Coğrafik bölgelerde özel kullanımda önemli olabilirler. iklim önemli bir rol oynayabilir. Bir ülkede kullanılabilen bazı ürünler, bir şeyler eklenmeksizin veya iklim değişiklikleri gibi coğrafik değişimlere cevap verebilmek için içerdiği koşulları değiştirmeksizin diğer ülkelerde kullanılamayabilir. Yerçekimi, nem, sıcaklık, basınç, radyasyon, manyetik güçler, rüzgar, ışık, toz ve benzerlerinin buluşun işlerliği üzerinde etkili olabileceklerini unutmamak gerekir.
Nasıl Kullanılır?
Buluşçu, bir buluşun buluşu geliştirmek amacıyla kullanılması için bütün değişik yolları incelemeli ve kavramı diğer dallara uygulamalıdır. Çalışma yönteminin tam kavranması çalışma fonksiyonunda temel bir gelişmeye yol açabilir.
Kullanıcı
Buluşların çoğu özel bir insan veya insan grupları için tasarlanır. insan unsuru içeren problemlerin çözümünde yaş, boy, ağırlık, cinsiyet, renk ve diğer fiziksel özellikleri göz önünde tutmak gerekir.
Tasarlama-Kavram Tanımı
Ussal imgeyi Değiştirme
Buluşçularda en sık karşılaşılan başarısızlık nedeni, varolan düşünceler hakkındaki ön yargılarını değiştirmekteki isteksizlik ve yetersizlikleridir. Buluş, kavramlar her hangi bir biçimde değiştirildiği zaman oluşur. insan aklı geniş kavramları özümsemek konusunda özel bir beceriye sahiptir, ancak sık sık belirli bir kavrama saplanır, yeni düşünceler geliştiremez. Buluşçu, belirli bir konu hakkındaki düşüncelerini, bu konuyu yaratıcı bir şekilde değiştirebilmek için genişletecek aktif bir imgelem geliştirmek zorundadır.
Sözcük Tanımı
On kişiden �kamyon� kelimesinin uslarında uyandırdığı ilk imgeyi söylemeleri istenseydi, büyük olasılıkla her biri uslarında değişik bir görüntüye sahip olacaktı. Bu, birisi için traktör römorku, bir başkası için bir yük arabası yada diğeri için damperli kamyon benzeri şeyler olabilecekti. Bu özel etkilenimler buluş sürecinin temelini oluşturur. Onlar, buluşçunun üzerinde akıl yoluyla inşa yapacağı temel taşlardır.
Buluşa doğrudan basit bir yardım, yeni ussal imgeler yaratmaktır. Bunu yapmanın bir yolu, genellikle bilinen bir terimi almak ve eş anlamlılarını gözden geçirmektir. Bu sözcüklerin çağrıştırdığı görüntüler yeni ve bağlı kavramları bulmakta yardımcı olabilecektir. Bir kavramlar dizini bu açıdan yararlı bir araçtır.
Bir Nesnenin Tanımı
Buluşa diğer bir yaklaşım, geliştirmeyi umduğumuz nesnenin tanımını yazmaktır. Yazılı bir tanım, yeni düşünceler üretmek için sözcük bileşimleri arasında karşılıklı ilgi kurmanıza yardım eder.
Nesneyi tanımladıktan sonra, temel terimlerin her birini alarak yerine değişik bileşimlerdeki eş anlamlılarını yerleştirin.Tanımda birbirinin yerine geçebilen sözcükleri kullanarak varolan kavramda bir değişim ya da yeni bir kavram yaratabilirsiniz.
Tasarlama-Birleştirme ve Yerine Kullanma
Hiçbir �patika� bizi yeni buluşlara götüremez. Bir buluşçu, tıpkı satranç oyununda ki gibi, bütün olasılıkları göz önünde tutarak, ergeç bir veya daha çok olasılığın bir çözüme götüreceği umuduyla olası her �anayolu� denemelidir.
Birleştirme
Birleştirme, iki yada daha çok, farklı buluşları alır ve her biri diğerine bağımlı yeni bir buluş üretmek için onları birleştirir.
Yerine Kullanma
Yerine kullanma, benzer yada benzer olmayan kısım, birim, sistem ve benzerlerinin yeni bir buluş geliştirmek için bir diğeri ile yer değiştirmesini içerir. Tek bir geliştirme içinde birden fazla �yerine kullanma� uygulanabilir ve bilinen ürünün her parçası başka bir şeyle değiştirilebilir. Böylece bilinen bir maddenin her bir özgün parçası başka nesnelerin yerine kullanılabilir.
Birleştirme ve yerine kullanma buluşlarının olasılıkları sınırsızdır. Bunun sürekli denenmesi ortaya hep yeni buluşlar ortaya çıkarmıştır.
Ekleme-Çıkarma ve Yeniden Düzenleme
Ekleme
Bir buluş, çoğu zaman, benzer birimlerin birleştirilmesinden oluşur; bu teknik, ekleme diye adlandırılır ve daha önce anlattığımız benzeşmeyen birimleri birleştiren buluşlara benzer.
Çıkarma
Bazen bir buluş, bir ürünün bir parça ya da bölümünün çıkarılmasıyla yaratılır. Sadeleştirme bir buluşçunun sürekli göz önünde bulundurması gereken bir yaklaşımdır.
Yeniden Düzenleme
Parçaların tersine çevrilmesi ve yeniden düzenlenmesi yoluyla bir çok buluş yapılabilir. Yeniden düzenleme kavramı ayarlama düşüncesini içerir. Ayarlama, seçilen bir pozisyonun sabitleştirilmesi, yerleştirilmesi ya da tutulması olabilir. Budan dolayı, ayarlanabilir bir alet, normal olarak, vida, mil, kıskaç benzeri şeylerin yerleştirilmesi ve sürtünme yoluyla seçilen ayarı sabitleştirici bazı düzeneklere sahiptir.
Ekleme, çıkarma ve yeniden düzenleme önemli düşüncelerdir ve bunları buluş basamakları kontrol listenizde sürekli bulundurmalısınız.
Tasarlama-Fiziksel Güç ve Etki
Değişim
Bir nesneye fiziksel bir gücün uygulanması, nesnede yaratıcı bir değişimle sonuçlanabilir. Değişim kritik bir gücün sonucu olabilir. Bu kritik gücün saptanması, genellikle yaygın denemelerin sonucudur. Bu özellik kimya ve elektrik alanında geçerlidir. Genel olarak bu bölüm kuvvetler ve etkileriyle ilgilenir.
Basınç
Basınç uygulamasının buluşlara yol açtığı sayısız durum vardır. Aşağıdaki tablo tipik örnekleri ortaya koyar.
aşındırma ..... çekme ..... öğütme ..... sıçrama
emme ..... delme ..... çekiçle vurma ..... fışkırma
çarpma ..... tüketme ..... cilalama ..... eğirme
bükme ..... genişleme ..... ezme ..... damgalama
üfleme ..... patlama ..... sıkma ..... karıştırma
bağlama ..... püskürtme ..... çekme ..... uzatma
dağlama ..... eğme ..... yarma ..... şeritleme
savurma ..... sıvılaştırma ..... sürtme ..... yırtma
çiğneme ..... zorlama ..... döndürme ..... yarma
kırpma ..... biçimlendirme ..... sökme ..... germe
perçinleme ..... gazlama ..... dayanma ..... çevirme
ufalama ..... özümleme ..... kırpma ..... burma
sıkıştırma ..... sıkı tutma ..... vurma ..... boşaltma
ezme ..... hidrolikleme ..... kıyma ..... çırpma
soyma ..... hava basma ..... sıkıştırma ..... burma
boşaltma ..... yoğurma ..... çatlatma ..... sertleştirme
Bu, basınç kuvvetlerinin tam bir listesi olmadığından, yeni bir güç bilinir bir hale geldiğinde, listeye ilave etmelisiniz. Geliştirmenin yeni bir alanında çalışırken, basınç kuvvetlerinden birisinin buluşa yeni bir yaklaşım getirme olasılığını düşünerek listeyi yeniden gözden geçirmelisiniz.
Sıcaklık
Sıcağın ya da soğuğun uygulanması yeni ve yaratıcı yöntem ve işlemler üretebilir. Sıcaklık, değişimleri, özellikle kimya ve elektrik alanında yeni gelişmeler üretir. Isıtılmış bir yazı tahtası, özel bir ısı-duyarlı tebeşirin rengini değiştirebilir. Renk değişimi yalnızca ısı uygulamasında oluşacaktır. Böylece bir yüzeyde kullanılan tebeşir tahtanın ısısına bağlı olan bir renk aralığına sahip olabilir.
Radyasyon
Radyasyon uygulanması, sayısız buluş olasılıkları üretir. Radyasyon ilkelerini göz önüne alırken aşağıdaki tablodaki gibi bir kontrol listesi yararlı olur.
Alfa ışınları ..... Laser ışınları
Beta ışınları ..... Fosforesan
Kozmik ışınlar ..... Radyo da lgaları
Floresan ..... Morötesi ışınlar
Gama ışınları ..... Beyaz ışık
Kızılötesi ışınlar ..... X ışınları
Yer Çekimi ve Benzeri Kuvvetler
Aşağıdaki tabloda belirtilen kuvvetlerin sık sık yeni buluşlara yol açması olağandır.
ivme ..... Yerçekimi
Merkzcil ..... Titreşim
Merkezkaç ..... Salınım
Yavaşlama ..... Karşılık
iletkenlik ve Manyetizma
Sayısız buluş iletkenlik ve manyetizma prensiplerinin kullanımını; ısı, ışık, elektrik ve sesi içerir.
Sınırlamalar-Gelişmeyi Zorlaştıran Koşullar
Sınırlayıcı Faktörler
Özel bir geliştirme alanında varolan yasa, kontrol, sınırlama, kural, gereklilik ve kısıtlamalar hakkında edineceği eksiksiz bilgi, buluşçu için önemli bir yardımcı araç olabilir. Eğer parametrelerin (sınırlamaların) farkındaysanız, ufak bir yararlılığa sahip bazı nesneleri yaratma olasılığınız daha az olacaktır. Bir inşaatçı nelere izin verilip verilmediğini bildiren kod kurallarını bilmeksizin bir ev inşa etmez. Bu kurallar onu kabul edilen standartlarda inşaat yapmaya zorlar.
Kurallar sürekli bir değişim içindedir. Buluşçu için bu değişiklikler çözümleri bulunması gereken problemler yaratır. Bundan dolayı bir buluşçu, yeni yaratılmış problemleri çözmede kendi alanında yardımcı olabilecek yeni gelişmeler, yeni materyaller ve yeni yöntemleri bir arada kullanmalıdır.
Materyaller
Sık kullanılan materyallere ilişkin kuralları daima aklınızda bulundurmalısınız. Birçok buluşçu materyallerin özelliklerini önemsememelerinden dolayı sınırlı bir başarıya ulaşır veya başarısızlığa uğrar.
Albert Einstein (1879-1955)
1879: Almanya'nın Ulm kentinde doğdu.
1894: Aile, Albert'i Münih'te bırakarak italya'ya taşındı.
1895: isviçre'ye taşındı.
1900: Zurich Polytechnic'ten mezun oldu.isviçre vatandaşlığına geçti.
1903: Mileva Malich ile evlendi.
1905: Özel Görecelik Teorisi de dahil olmak üzere, bilim dünyasında deprem etkisi yapan üç makalesi yayımlandı.
1909: Bern'deki patent bürosundan istifa etti.
1913: Berlin'deki Kiser Wilhelm Enstitüsü'nde Fizik Direktörü oldu.
1916: Genel Görecelik Teorisi ile ilgili yazısı yayımlandı.
1919: Mileva'yla boşanıp kuzeni Elsa Löventhal ile evlendi.
1919: Görecelik Teorisinin'nin doğrulanmasıyla tüm dünyada tanındı.
1921: Fizik dalında "Kuramsal fiziğe verdiği hizmetler ve özellikle fotoelektrik
etkiyi buluşu için" Nobel Bilim Ödülü aldı.
1939: Atomun parçalanması haberini alıp ABD Başkanı Roosevelt'i uyardı.
1940: Amerikan vatandaşlığına geçti.
1955: 76 yaşında Princeton'da öldü.
BULUŞÇU FiZiKÇiLER
Archimedes (yaklaşık MÖ 287-212) Yunanlı bir matematikçi ve mucit olan Archimedes suyun çikartilmasi için spiral bir pompa icat etmistir. Archiemedes vidası olarak adlandırılan bu pompa halen kullanılmaktadır. Kürenin hacmini bulmaya yarayan çeşitli hesaplamalar ve formüller bulmuştur. En çok sivilarm kaldırma gücü esasları üzerinde yaptığı çalışmalar ile ünlüdür. Rivayete gore; küvetin içinde yikanirken, suyun vücudunu kaldirdığını fark etmiş ve bu sayede sivilarm dengesi yasasını bulmuştur. Sirakuza sehrindeki evinde bir buluş üzerinde çalişirken Romalı bir asker tarafından öldürülmüştür.
Barrow, Isaac (1630-1677) ingiliz matematikçi Isaac, Newton�un öğretmeni.
Bertbollet, Claude-Louts Graf von (1748-1822) Fransız kimyager. Kimya terminolojisi üzerinde çalıştı ve tekstil endüstrisinde klorun beyazlatma maddesi olarak kullanılmasını sağladı.
Bragg, William Lawrence (1890-1971) ingiliz fizikçi, kristal ağlar üzerinde çalışmalar yaptı. Nobel Ödülü 1915
Boyle, Robert (1627-1691) irlanda doğumlu bir bilim adamı olan Boyle, hava, boşluk, yanma ve solunum üzerinde deneyler yapmıştır.1662'de sabit bir sicaklıktaki gazın basıncı ile hacminin ters orantılı olduğunu gözlemlemiştir. Bu ilişki Boyle Yasası olarak adlandırılmıştır. Boyle, ayrıca; asitler, alkaliler, yoğunluk, kırılma ve kristallerin şekilleri ve yapısı üzerinde de çalışmıştır.
Chadwick, Sir James (1891-1974) ingiliz fizikçi, nötronu keşfetti. Nobel Ödülü 1935
Chladni, Ernst Florens Friedrich (1756-1827) Alman fizikçi. ilk akustik teorisini geliştirdi.
Clausius, Rudolf Julius (1822-1888) Alman fizikçi. Isı öğretisinin ikinci yasalarını yazdı ve Entropi kavramını belirledi.
Curie, Marie (1867-1934) ve Pierre (1859-1906) Fransız fizikçi ve kimyager. Radyoaktiviteyi araştırdılar.
Dalton, John (1766-1844) ingiliz doğa araştırmacısı ve öğretmen. Gazların termik genleşmeleri üzerinde çalıştı, kısmi basınç yasalarınıformüle etti. �Atom� sözcüğünü o saptamıştır. Renk körlüğü olayını o keşfetmiştir.
Darwin Charles (1809-1882) ingiliz doğa bilimcisi. Kendi kendini ayarlayan evrim kuramını geliştirdi.
Davy, Sir Humphry (1778-1829) ingiliz kimyager. Elektro-kimyanın kurucusu.
Descartes, Rene (1596-1650) Fransız doğa bilimcisi ve filozof, analitik geometrini kurucusu.
Edison, Thomas Alva (1847-1931) Amerikalı buluşçu ve mühendis. Kendi kendini teknik alanında yetiştirdi ve 2000�den fazla aygıt ve sistem geliştirdi. Bunun yanında telgrafı, telefonu, gramofonu, ampulü ve sinema filmlerini daha da iyileştirdi.
Einstein, Albert (1879-1955) Alman Amerikalı fizikçi. Fizik dünyasında devrimler yarattı. Özel ve genel görelilik kuramını ortaya koydu.
Euler Leonhard (1707-1783) isviçreli matematikçi. Varyasyon hesabını kurdu ve sayılar teorisine önemli katkılarda bulundu.
Flamsteed, John (1646-1719) ingiliz astronom. Greenwichrasathanesinin kurucusu. Yıldızların numaralandırılmasında bugün hala geçerli olan bir yıldızlar katoloğu hazırladı.
Fourier, Jean-Baptiste - Joseph Baron de (1768-1830) Fransız matematikçi ve fizikçi. Analitik ısı teorisi, olasılık hesapları, matematiksel istatistik.
Franklin, Benjamin (1706-1790) Amerikalı yazar, politikacı ve doğa bilimcisi, paratonerin mucidi. Kuzey Amerika�nın bağımsızlık ilanını imzalamıştır, Vali.
Galvani, Luigi (1737-1798) italyan anatomici ve fizikçi. Kurbağa bacakları deneyleri ile �hayvansal elektrik�i keşfetti.
Gauss, Carl Friedrich (1777-1855) Alman doğa bilimcisi. Newton ve Archimedes�in yanı sıra gelmiş geçmiş en iyi üç matemetikçiden biridir. Gökyüzü cisimlerinin devinimleri kuramı, Jeodezi�nin yeni yöntemlerinin mutlak ölçü sisteminin kurucusudur.
Gay-Lussac, Joseph-Louis (1778-1850) Fransız kimyager ve fizikçi. Gazların kurallarını buldu.
Helmholtz, Hermann von (1821-1894) Alman doğa bilimcisi. Optik, akustik, termodinamik, potansiyel ve dalga teorileri alanında araştırmalar yaptı.
Humholdt, Friedrich Heinrich Alexander Freiherr von (1769-1859) Alman doğa araştırmacısı. Dünyanın en büyük araştırmacılarından biridir. Çok sayıda araştırma gezisi yapmıştır. 60.000'in üzerinde bitki ve taş toplamıştır. Deniz akıntıları, volkanlar ve madencilik üzerinde çalışmalar yapmıştır.
Kirchhoff, Gustov Robert (1824-1887) Alman fizikçi. Spektral analizin kurucusudur. Elektrik akımının ışık hızı ve ideal siyah cisim üzerinde çalışmalar yapmıştır.
Lagrange, Joseph Louis de (1736-1813) Fransız matematikçi, Newton�un mekaniğini matematiksel temellere oturtmuştur.
Leibniz, Gottfried Wilhelm (1646-1716) Alman filozof, matematikçi ve fizikçi. Diferansiyel hesabı ve ikili (binary) sistemi geliştirdi.
Mayer, Robert von (1814-1878) Alman tıpçı. Enerjinin sakınımı ilkesini formüle etti.
Maxwell, James Clerk (1833-1879) iskoç matematikçi ve fizikçi. Modern elektrodinamiğin ve kinetik gaz kuramının kurucusudur. Elektromanyetik dalgaların varlığını tahmin etmişti.
Morse, Samuel (1791-1872) Amerikalı sanatçı, telgrafın ve Mors Alfabesinin geliştiricisidir.
Newcomen, Thomas (1663-1729) ingiliz demirci. Alçak basınçlı bir buhar makinesinin mucidi.
Oerstedt, Hans Christian (1777-1851) Danimarkalı fizikçi ve kimyager. Modern elektrotekniğin temellerini belirlemiştir.
Papin, Denis (1647-1712) Fransız doğa araştırmacısı. Yemeklerin çabuk pişirilmesine yarayan bir buhar kazanı ve bir buhar basıncı tenceresi geliştirmiştir. Pistonlu atmosferik buhar makinesini ilk geliştirendir.
Poincare, Henri (1854-1912) Fransız matematikçi. Diferansiyel denklem kuramının, madern topolojinin kurucusudur ve görelilik kuramının yolunu açmıştır.
Popow, Alexander Stepanowitch (1859-1906) Rus fizikçi. Genişleme, yansıma ve elektromanyetik dalagaların kırılmalarını araştırdı. Çift kutuplu anteni buldu.
Röntgen,Wilhelm Conrad (1845-1923) Alman fizikçi. Röntgen ışınlarını buldu.
Rutherford, Sir Ernest (1871-1937) ingiliz atom fizikçisi. Elementlerin parçalanmasını ve radyoaktif maddelerin kimyasını araştırdı.
Schickard, Wilhelm (1592-1635) Astronom, matematikçi, mekaniker ve doğu dilleri öğretmeni. 1623�te ya da 1630 yılında çarklı bir hesap makinesi geliştirdi.
Smithson, James (1765-1829) ingiliz aristokratlarındadır. Tüm mal varlığını Washigton D.C.�deki Smithsonian Enstitüsüne bağışlamıştır.
Sturgeon, William (1793-1850) ingiliz fizikçi. ilk elektrikli mıknatısı geliştirmiştir.
Thomson, Sir Joseph John (1856-1940) ingiliz fizikçi. Katot ışınlarının doğasını fark etti ve elektronların yükleriyle ilgili çalışmalar yaptı. Nobel ödülü 1906.
Torricelli, Evangelista (1608-1647) italyan fizikçi ve matematikçi. Galilei ile birlikte çalıştı. Civalı barometreyi buldu.
Westinghouse, George (1846-1914) Amerikalı mühendis. Trenlerde kullanılan hava basınç frenini buldu.Elektrik güvenliğinin kurucusudur.
BULUŞÇU KiMYACILAR
Lavousier, Antonie Laurent de (1743-1794) Fransız kimyager. Kimyadaki kesin ölçümleri belirledi, oksijenin nefes almada ve ateş yakmadaki önemini fark etti. Yeni bir kimyasal element sistemi kurdu.
Nobel, Alfred (1833-1896)
Büyük bir isveçli mucit ve sanayici olan Alfred Nobel, birçok zıt yönleri olan bir insandı. iflas etmiş bir kişinin oğluydu; fakat kendisi bir milyoner oldu. Edebiyat aşığı bir fenciydi, ardından bir ideal bırakan sanayici oldu. Bir servet sahibi oldu; fakat son derece basit yaşadı. Toplum içinde neşeli olmasına rağmen, yalnız olduğu zaman yüzünde tasa ve elem vardı. Bir insanlık aşığı idi; fakat hiç eşi ya da O�nu sevecek bir ailesi olmadı. Vatanına aşık bir kişi idi; fakat yabancı topraklarda yapayalnız öldü. Barış zamanında maden sanayinde ve yol inşaatında kullanılsın diye yeni bir patlayıcı madde olan dinamiti keşfetti; fakat dinamiti bir silah olarak savaşta vatandaşlarını yaralamak ve öldürmek için kullanıldığını gördü. Çok faydalı yaşamı boyunca sık sık, faydasız bir insan olduğu duygusuna kapıldı.
Alfred Nobel�in gerçekten askeri önem taşıyan tek buluşu dumansız baruttu (Balistit) ve mirasın tümü içindeki payı % 10� dur.
Kendisini çok övenlere, bu övgülerden hoşlanmadığını söylerdi; fakat ölümünden sonra, adı birçok şan ve şeref getirdi.
Alfred Nobel, 21 Ekim 1833�te Stockholm�de doğdu. 1842 yılında ailesi Rusya�ya taşındı. Babası immanuel, Rusya�da mühendislik sanayinde çok önemli bir mevki elde etti..
Immanuel Nobel, Kırım Savaşı sonunda çok önemli bir maden yatağı buldu, savaş sırasında hükümetin siparişlerini karşılayarak milyoner oldu; fakat bir süre sonra iflas etti. 1859 yılında ailenin tamamı yeniden isveç�e döndü. Alfred Nobel 1863 yılında yeniden ailesine katıldı ve babasının laboratuarında patlayıcı maddeler konusunda çalışmalara başladı. Özel olarak kendi kendini yetiştiren Alfred Nobel, yirmi yaşına geldiğinde zaman mükemmel bir kimyacı ve dil bilgini oldu. isveççe, Rusça, Almanca konuşuyordu.
Babası gibi, Alfred Nobel hayalci ve yaratıcıydı. Fakat iş hayatında daha başarılıydı ve mali ve ekonomik alanda büyük bir başarı sağladı.
Bilimsel keşiflerini endüstri alanında uygulama konusunda başarı kazandı ve 20�den fazla ülkede 80�den fazla şirket kurdu. Gerçekte onun büyüklüğü, ileri görüşlü, yaratıcılık gücü olan insanları etrafına toplayabilmek yeteneğidir.
Fakat, Nobel�in asıl amacı para kazanmak, hatta keşif yapmak da değildi. O nadiren mutluydu ve daima yaşamın anlamını araştırıyordu. Gençliğinden beri edebiyata ve felsefeye karşı derin bir ilgi duyuyordu. Belki bu yüzden hiç evlenmedi.
O bütün insanlığa karşı derin bir sevgi ve şefkat duyuyordu. Fakirlere karşı daima cömertti. Bir keresinde �ölen insanlar için muhteşem anıtlar yaptırmaktansa, fakir insanların karnını doyurmayı tercih ederim� demişti. En büyük arzusu savaşın son bulacağı günü görmekti. 1896 yılında ölümüne dek, milletler arası barışın sağlanması için parasını ve zamanını harcadı. O ünlü vasiyetnamesi ile fizik, kimya, fizyoloji, tıp, edebiyat ve barış konusunda keşif yapan insanlara servet bırakıyordu. Bu öyle bir anıttı ki, ölümünden uzun süre sonra bile hatırlanacaktı.
Ödüller diploma, altın madalya ve çek olarak her yıl 10 Aralık�da ( Alfred Nobeli�in ölüm gününde) ödül kazananlara Stockholm�un meşhur Konser Salonunda isveç Kralı tarafından büyük bir törenle verilir. ilk ödül, 1901 yılında verilmiştir.
ALFRED NOBEL�iN VASiYETNAMESi
Ardımdan bıraktığım gayrimenkülümün ve servetimin tamamı aşağıdaki şekilde dağıtılacak :
Kapital emniyeti bir şekilde bir fonda toplanmalıdır. Bu fonunun faizi her yıl insanlık için en büyük katkıda bulunmuş kişilere dağıtılmalıdır. Bu faiz 5 ana bölüme ayrılmalı ve aşağıdaki şekilde tevzi edilmelidir :
Bir bölüm, FiZiK sahasında en büyük keşfi yapan fizikçiye verilmelidir.
Bir bölüm, KiMYA sahasında en büyük keşfi yapan kimyacı verilmelidir.
Bir bölüm, FiZYOLOJi ya da TIP sahasında en büyük keşfi yapan kişiye verilmelidir.
Bir bölüm, EDEBiYAT sahasında en büyük keşfi yapan kişiye verilmelidir.
Bir bölüm, milletler arası BARIŞ ve KARDEŞLiK için en büyük çalışmayı yapan fizikçiye verilmelidir.
Başta beş dalda verilen ödüllere 1968 yılında isveç Bankası Alfred Nobel anısına bir de �iktisat ödülü� eklendi..
Fizik ve kimya konusundaki keşifler isveç Bilim Konseyi�nce değerlendirilmelidir. Edebiyat ve Barış konusunda ödüller, Norveç Parlamentosu tarafından seçilen 5 kişilik bir komite (kurul) tarafından değerlendirilmelidir.
EN BÜYÜK VE KESiN ARZUM, ÖDÜLLERi ADAYLARA DAĞITILIRKEN KESiNLiKLE MiLLiYET AYRIMI GÖZETiLMEMESiDiR. EN ÖNEMLi ÖDÜLÜ ALACAK KiŞi BiR iSKANDiNAVYALI DA OLABiLiR, OLMAYABiLiR DE.�
Paris, Kasım 27, 1895
ALFRED BERNHARD NOBEL
Not : Nobel Ödülleri ile ülkemiz ise, 2006 yılında, Orhan PAMUK�UN edebiyat dünyasında aldığı ödülle tanışmış oldu�.
�iki büyük askeri birliğin, birbirlerini bir saniye içinde yok edebileceklerini gördükleri gün, umuyorum ki, uygar milletler, savaştan vazgeçecekler ve silahlarını bırakacaklardır�
Alfred Nobel
Rüyalarla Gelen Buluşlar
Modern Atom Teorisi Nasıl Keşfedildi :
Niels Bohr adlı bir yüksek okul öğrencisi genç, şöyle bir rüya görür :
�Kendisi, güneşin kızgın gazlarla dolu merkezinde duruyor ve gezegenler, ince ipliklerle bağlı oldukları güneşin etrafında dönüyorlardı. Her gezegen Bohr�un yakınından geçerken bir de düdük çalıyordu. Sonra yanan gazlar soğuyup katılaştı, güneş ve gezegenler uzaklaşıp gitti ve Bohr uyandı. Bu rüya, güneş sistemi ile atom yapısı arasında bir benzerlik olduğunu gösteriyordu. Böylece, atomun ilk modern tablosu ortaya çıktı. Ortada bir çekirdek (nucleus) ile bunun etrafında dönen elektronlar... Yani modern atom teorisi, bir rüya ile başlamış oluyordu.�
Rüya Bir Başka ilim Adamının Yardımına Koşuyor :
19. Asrın ortalarında ilim adamlarını hayrete düşüren bir olayın hikayesi bilim tarihinin sayfalarında yerini aldı. Kimya ilminde büyük bir adımın atılmasına yol açan olay, Alman kimyacısı Friedrich August Kekule�nin rüyasıydı.
1850 yıllarında ingiltere�nin sisi eksik olmayan şehri Londra�da çalışmalarını sürdüren Kekule, yorgun argın laboratuarından oteline dönerken otobüste uyuyakaldı. Ve biraz sonra da rüya görmeye başladı. Rüyasında atomlar zıplayıp oynayarak karşısında dans ediyorlar, bazıları da elele verip zincir şeklinde bir halka meydana getiriyorlardı.
Arabanın fren yapmasıyla Kekule uyandı. Fakat rüyası ona çok şeyler öğretmişti. Gördüklerini formül haline getirip defterine kaydetti. Rüyadan yaralanarak ortaya attığı teori ile meşhur oldu ve kimya ilminde de büyük bir hamlenin öncülüğünü yaptı.
Aradan 15 sene geçti. Bir kış günü Kekule, çalışma odasının şöminesinde yanan odunların çıtırtısını dinlerken uyuyakaldı ve yine rüya görmeye başladı. Yine rüyasında atomların hoplayıp zıplayarak dans etmekte olduğunu ve onları birbirine kenetleyen zincirlerin de birer yılana benzediğini gördü. Sonra yılanlardan biri aniden dönerek kendi kuyruğunu ısırdı. Bu esnada da Kekule uyanıverdi.
Böylece karbon atomlarının zincirler şeklinde halkalar meydana getirebileceğini rüya sayesinde fark edebilmişti. Bunun sonucu olarak iç yapısı çözümlenemeyen benzinin yapısı anlaşıldı.
Dante ve ilahi Komedya :
Dante�nin oğlu J. Alighieri, babasının meşhur �ilahi Komedya� adlı eserinin parçalarını toplarken 13 şarkısını bulamıyor. Bütün aramalar boşa çıkıyor. Bir gece rüyasında babasını beyazlar giymiş bir vaziyette görüyor. Dante�nin başında bir ışık, oğlunu hayatında iken oturduğu kendi odasına götürüyor. Eski zaman evlerinin karmakarışık dolapları ile arada kaybolmuş duran, hiç de dolap hissi vermeyen gizli bir yerde bu şarkıların durduğunu gösteriyor. Ertesi gün, rüyasında gördüğü yeri arayıp bulan Alighieri, kayıp olan 13 şarkıyı orada bulur.
Bir Operanın Bestelenişi :
Richard Wagner �Tristan ve isolde� adlı operasının çok beğenilmesi, olağanüstü bulunması ve kendisine yapılan iltifatlar karşısında samimi bir arkadaşına şu itirafta bulunur :
�- Kıymetli dostum. Bu opera benim dehamın eseri değildir. Rüyamda gördüğüm ve işittiğim sesleri uyanır uyanmaz nota ile tespit ettim. Beğendiğiniz bu müzik, rüyalarımın sesidir. Benim zavallı kafam, böyle bir harikayı asla isteyerek ve düşünerek bulamazdı.�
Yine Wagner, meşhur �Rhinegold� operasını tamamlamış fakat bir bölümünü zihninde tasarladığı gibi besteleyemediğinden rahatsız oluyordu. Nihayet bir gece uykuya dalmak üzere ilen gördüğü rüyadan faydalanarak eserini istediği şekilde tamamlamayı sonunda başardı.
Şeytan Sonatı :
Modern keman yayının mucidi G. Tartini, rüyasında Şeytan�a esir olduğunu görmüştü. Gene bu rüyada Tartini şeytan ile alay etmek üzere, ona bir keman vermişti. Fakat ne görse beğenirsiniz : Şeytan en derin hayallerin bile meydana getiremeyeceği kadar güzel bir sonat çalıyordu. Tartini uyanınca bu müzikten hatırladığı kadarını yazarak, �Şeytan Sonatı� nı meydana getirdi. Tartini bu rüya hikayesini 1766�da astronom Joseph Lalande�a anlatmıştı.
Beethoven, Mozart, Schumann ve Saint-Saens gibi ünlü kompozitörler, bestelerinin bir kısmını rüyalarında görerek notaya almışlardır.
icat edici rüya görenler, rüyada gördükleri şeyleri ya doğrudan doğruya kullanmakta veya onlara sembolik bir anlam vermektedirler.
Şairin Rüyası :
Şair Coleridge, Kubilay Han�la ilgili bir kitabı okumakta iken uykuya dalmıştı. Üç saat kadar iskemlesinde öylece uyudu ve bu sırada rüyasında 200-300 satırlık bir şiir yazdığını gördü. Bu rüyada, şiirle ilgili hayaller maddeleşmiş olarak belirmişti. Coloridge uyanır uyanmaz rüyadan hatırladığı satırları yazmaya başladı. Bu sırada bir ziyaretçi geldi., bu nedenle çalışmalarına bir saat ara vermek zorunda kaldı. Sonra rüyanın kalan kısmını yazmak istedi, fakat o satırları unutup gitmişti. işte Kubilay şiiri böyle meydana geldi.
Korkulu Rüyanın Hayırlı Neticesi :
Mühendis Elias Howe, uzun çalışmalar sonunda dikiş makinesi yapmayı başardı.
ilk yaptığı iğnelerde delik, iğnenin ortasında idi. Fakat, iğne üzerindeki deliğin uygun yere açılmayışı istenilen sonucu vermiyor, ve bunun sonucu olarak dikiş dikmek de mümkün olmuyordu. Howe, gece gündüz beynini buna yoruyor ama bir çıkış yolu bulamıyordu.
Bir gece rüyasında vahşi bir kabilenin eline esir düştüğünü gördü. Kabile reisinin önünde iğnesiz bir dikiş makinesi duruyordu.
-Elias Howe ! diye kükredi kabile reisi. Sana bu makineyi derhal tamamlamanı emrediyorum, aksi halde öleceksin!..
Zavallı Elias�ın dizlerinin bağı çözüldü, elleri titremeye başladı ve yüzünden soğuk bir ter boşandı. Düşünüyor, taşınıyor, makinenin bu parçasındaki eksikliği bir türlü gideremiyordu. Öyle gerçek gibi görünen bir rüyaydı ki, uykusunda avazı çıktığı kadar bağırdı. Esmer tenli cengaverler, onu ölüm meydanına doğru götürmeye başladılar.
insan boyunu aşan, yere çakılı kalın gövdeli bir kazığa sıkıca bağlanan Howe her şeyin bittiğini anladı. Kendisinin bile anlayamadığı bir takım dualar mırıldanmaya başladı.
Sonra reisin gök gürültüsünü andıran bir sesle �öldürün� dediğini duydu.
Yerli muhafızın mızrakları gövdesine saplanmak üzere havaya kalktığında,birden bir şey fark etti. Mızrakların ucunda bulunan göz şeklindeki delikler, düşünüp de bir türlü keşfine eremediği dikiş iğnesinin ta kendisiydi. Mızraklar tam göğsüne saplanırken uyandı.
Hemen laboratuarına koşan Howe, böylece rüyası sayesinde dikiş iğnesini de bulmuş ve makinesini çalıştırmıştı.
Dickens�in Habercisi :
Ünlü yazar Charles Dickens�ın gördüğü bir rüya da ilginç rüya örnekleri arasındadır. Dickens rüyasını şöyle anlatıyor:
�Rüyamda, sırtında kırmızı bir şal olan bir hanım gördüm. Arkasını dönmüştü. Bana doğru döndüğünde onu tanımadığımın farkına vardım. �Ben Bayan Napier�im dedi�. Ertesi sabah uyandığımda giyinirken bu saçma rüyayı düşündüm. Çok belirgin ancak hiçbir anlamı olmayan bir rüyaydı. Neden Bayan Napier? Ömrümde Bayan Napier diye birini hiç tanımamıştım. O gece kütüphanede kitap okudum. Az sonra Bayan Boyle ve ağabeyi geldiler. Yanlarında kırmızı şallı genç bir bayan vardı. Onu bana Bayan Napier olarak tanıttılar.� Dickens�ın anlattığı türden rüyaların genelde çok belirgin olarak kendilerine özgü bir yanı vardır.