- Katılım
- 18 Eyl 2006
- Mesajlar
- 12,388
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
.
Alışıldıkların dışında hiçbir şey değişmedi bu şehirde. Güneşin saçları yine kıvır kıvır, yağmur yine hırçın ve geceler ayaz. Aylardan Mayıs. Vazgeçemediğin her şey yerli yerinde, bir tek sen yoksun. Hani şu benden vazgeçemeyen sen
Hani şu avuçlarımın vadisinde aynı şeyleri tekrar ederek el falı bakan ve bir kanarya edasıyla susmak nedir bilmeyen sen
Sen Yoksun
Herkes, her şey burada, senin yanı başında. Midyeci İsmail, şarap içtiğimiz bank. Hatta yazdıkların bile duruyor hala. Yakarım bu şehri. Deli kız Bu şehri yakamadın, dumana boğamadın gezdiğimiz kaldırımların ciğerlerini fakat gözlerime ne yağmurlar yağdırdın kalbimdeki yangınını söndürmek için; bilemezsin. Beni ateşe verdin ve gittin. Şimdi bilmediğim bir yerde, belki papatya yaprağında, belki ardıç kuşunun kanadında, belki gökkuşağının altında, ikimizin şarkısını söylüyorsun biliyorum. Akşamüzeri her meltem esişinde, kokunla süslenmiş notalar geliyor burnuma. Ne güzel kokuyorlar. Her nakarat sen gibi. Hani şu teni papatya kokan sen, hani şu seni seviyorum derken gözleri gülen sen, hani şu benden vazgeçemeyen sen gibi
Alışıldıkların dışında hiçbir şey değişmedi bu şehirde. Herkes, her şey burada, senin yanı başında. Karanfil satan roman gülsüm teyze, bize durmadan tüküren yaramaz Dila, senin kahkahalarınla çınlayan hanımeli kokulu o güzel sokak ve yaz aylarının vazgeçilmez ev önü muhabbetçileri Nazmiye teyze ile arkadaşları. Evet tahmin ettiğin gibi yine muhabbetin mezesi çekirdek, konusu bizim gibi o sokağın müdavim aşıkları
Gittin; değişmedim. Büyüdüm sadece. Saçlarımda yeni yeni beyazlar türemeye başladı; geçen zamanla ve yokluğunla kol kola. Nefesini özledim, gülüşünü özledim, gözlerime her tatlı bakışında ölüşümü özledim yıldızlar diyarının küçük kızı. Öldür beni
Şimdi yırtık bir yelkenle yol almaya çalışıyorum ömür deryasında. Yolun sonunda sen varsın biliyorum. Hani şu saçları kömür karası olan sen, hani şu gözleri çamur çamur, kirpikleri kaşlarına değecek gibi olan, benden vazgeçemeyen sen Üşüdüğümde ellerimi nefesinle ısıtan sen
Yoksun işte Gücüm yetmiyor yokluğuna, yok olmak istiyorum
Alışıldıkların dışında hiçbir şey değişmedi bu şehirde. İnsanlar yine telaşlı, serçeler yine aç, ben bu hengâmenin ortasında yine sensiz. Ruhum bedenime dar geliyor artık. Gün başlıyor ve bitiyor. Kimse aldırmıyor. Sen rahat uyu, mühürlü gözlerin acıyarak bakmasın bana sensizim diye.
Seninleyim, seninim, sendeyim. Herkes, her şey burada, senin yanı başında. Bende
Sen Yoksun
Herkes, her şey burada, senin yanı başında. Midyeci İsmail, şarap içtiğimiz bank. Hatta yazdıkların bile duruyor hala. Yakarım bu şehri. Deli kız Bu şehri yakamadın, dumana boğamadın gezdiğimiz kaldırımların ciğerlerini fakat gözlerime ne yağmurlar yağdırdın kalbimdeki yangınını söndürmek için; bilemezsin. Beni ateşe verdin ve gittin. Şimdi bilmediğim bir yerde, belki papatya yaprağında, belki ardıç kuşunun kanadında, belki gökkuşağının altında, ikimizin şarkısını söylüyorsun biliyorum. Akşamüzeri her meltem esişinde, kokunla süslenmiş notalar geliyor burnuma. Ne güzel kokuyorlar. Her nakarat sen gibi. Hani şu teni papatya kokan sen, hani şu seni seviyorum derken gözleri gülen sen, hani şu benden vazgeçemeyen sen gibi
Alışıldıkların dışında hiçbir şey değişmedi bu şehirde. Herkes, her şey burada, senin yanı başında. Karanfil satan roman gülsüm teyze, bize durmadan tüküren yaramaz Dila, senin kahkahalarınla çınlayan hanımeli kokulu o güzel sokak ve yaz aylarının vazgeçilmez ev önü muhabbetçileri Nazmiye teyze ile arkadaşları. Evet tahmin ettiğin gibi yine muhabbetin mezesi çekirdek, konusu bizim gibi o sokağın müdavim aşıkları
Gittin; değişmedim. Büyüdüm sadece. Saçlarımda yeni yeni beyazlar türemeye başladı; geçen zamanla ve yokluğunla kol kola. Nefesini özledim, gülüşünü özledim, gözlerime her tatlı bakışında ölüşümü özledim yıldızlar diyarının küçük kızı. Öldür beni
Şimdi yırtık bir yelkenle yol almaya çalışıyorum ömür deryasında. Yolun sonunda sen varsın biliyorum. Hani şu saçları kömür karası olan sen, hani şu gözleri çamur çamur, kirpikleri kaşlarına değecek gibi olan, benden vazgeçemeyen sen Üşüdüğümde ellerimi nefesinle ısıtan sen
Yoksun işte Gücüm yetmiyor yokluğuna, yok olmak istiyorum
Alışıldıkların dışında hiçbir şey değişmedi bu şehirde. İnsanlar yine telaşlı, serçeler yine aç, ben bu hengâmenin ortasında yine sensiz. Ruhum bedenime dar geliyor artık. Gün başlıyor ve bitiyor. Kimse aldırmıyor. Sen rahat uyu, mühürlü gözlerin acıyarak bakmasın bana sensizim diye.
Seninleyim, seninim, sendeyim. Herkes, her şey burada, senin yanı başında. Bende
Alıntı