Merkezi İsviçre'de bulunan Avrupa Nükleer Araştırma Örgütü (CERN) 36 ülke ve 2 binden fazla fizikçinin katılımıyla tarihin en büyük fizik deneyini gerçekleştirmeye hazırlanıyor. Yerin 100 metre altında gerçekleştirilecek olan zamanın en büyük fizik deneyinde Türkiye de üç ayrı ekiple yer alıyor. Bilim dünyasının 10 yıldan fazla bir süredir hazırlandığı ve yarım milyar İsviçre Frangı'na (580 milyon YTL) mal olan deneyin temel amacı maddeyi oluşturan parçacıkları inceleyerek, evrenin işleyişi hakkında daha fazla bilgiye sahip olmak. Türk bilim insanları Compact Muon Solenoid (CMS) isimli projenin, doğanın şifresini deşifre edeceği yorumunu yapıyor. İnsanlık adına, evrenin oluşumu, işleyişi ve geleceği adına büyük keşifler yapacak olan deneye Türkiye'den Çukurova Üniversitesi, ODTÜ ve Boğaziçi Üniversitesi fizik bölümlerinden öğretim görevlileri ve doktora öğrencileri katılıyor.
Evrenin oluşumu gözlenecek
Deneyin önümüzdeki eylül ayında gerçekleştirilmesi planlanıyor. İsviçre'de bulunan CERN laboratuvarında inşa edilen Büyük Hadron Çarpıştırıcısı (LHC) isimli parçacık hızlandırıcısında, atom çekirdeğinde bulunan proton adlı parçacıklar çok yüksek enerjiyle çarpıştırılacak. Şimdiye kadar inşa edilen en büyük ve en yüksek enerjili parçacık hızlandırıcı olan LHC'deki çarpışma sonucunda ortaya çıkacak parçacıkların evrenin işleyişindeki rolleri incelenecek. LHC'de protonlar tünelin çevresine yerleştirilmiş yaklaşık 10 bin adet dev süper iletken mıknatıs tarafından yönlendirilecek. Böylece zıt yönlerde dönen iki proton ışını üretilecek. Bilim dünyası çarpışmalar sonunda şimdiye kadar keşfedilmemiş yeni parçacıkların açığa çıkmasını bekliyor.
Deney, evreni her şeyiyle başlatan 'büyük patlama'dan (Big Bang) sonra ortaya çıkan büyük enerji yoğunluğunu tekrar yaratarak parçacıkların tekrar ortaya çıkmasını sağlayacak. Böylece fizik modellerinin temelini oluşturan ve maddeye kütle özelliğini veren 'Higgs' parçacığı da tekrar ortaya çıkarılıp gözlemlenebilecek.
Fizik kuramları değişebilir
Dev deney her şeyden önce bilim dünyasının doğada cevap vermeye çalıştığı sorulara yanıt arayacak. ODTÜ CMS ekibi başkanı Doç. Dr. Meltem Serin ve Prof. Dr. Mehmet Zeyrek CMS projesiyle atom, molekül ve canlı yapısının nasıl oluştuğuna dair yeni sonuçlar beklediklerini açıklıyor. Bu, bilinen fizik kuramlarının da gelişebileceği ya da değişebileceği anlamına geliyor. Evrenin yüzde 27'sini oluşturan ve 'karanlık madde' olarak tanımlanan enerji biçimi hakkında bilgiye erişilmesi de hedefler arasında.
Doç. Dr. Meltem Serin, deneyin evrenin geleceğinin nasıl olacağı konusunda da ipuçları vereceğini belirtiyor. Deney için geliştirilen dedektörler ileride yeni teknolojiler geliştirilmesine de ön ayak olacak. Dedektörler, başta hızlı iletişim sistemleri olmak üzere, daha hızlı, çok daha yüksek kapasiteli bilgisayarların, süper iletkenlerin oluşturulmasında ve kanser terapisi alanında kullanılarak önemli teknolojik-tıbbi gelişmelerin önü açılacak.
'Bilim dünyasının Avrupa Birliği' olarak bilinen CERN laboratuvarındaki bu çalışmalara, Türkiye 1960'lı yıllardan beri gözlemci statüsüyle katılıyor. Bu Türkiye'ye bütçeye katkıda bulunmadan deneylere katılabilme özelliğini veren bir konum. Türkiye'nin deneye katkısı dedektör inşası ve fizik analizinde oldu. Boğaziçi Üniversitesi CMS grubu başkanı Prof. Dr. Erhan Gülmez, Türkiye'nin TÜBİTAK ve Türkiye Atom Enerjisi Kurumu'nun da destekleriyle CMS dedektörünün yapılmasına da katkı sunduğunu açıklıyor. Bilimin en uç noktalarındaki bu projede kullanılacak olan dev dedektörün alt parçalarında iki ayrı Türk firmasının katkısı bulunuyor.
Deneyin tehlikesi yok
ODTÜ CMS ekibinden Prof. Dr. Mehmet Zeyrek, yerin 100 metre altında gerçekleştirilecek dev proton çarpıştırmasının herhangi bir istenmeyen patlamaya ya da radyasyon sızıntısına neden olmayacağını şu sözlerle açıklıyor: "CERN laboratuvarı ve benzeri deney merkezleri yerin metrelerce altında bulunur. Bu alanların üzerine çiftlik kurulur, inekler otlar, hatta üzüm bağları bulunur. Bu, güvenilirliğinin en büyük kanıtlarından biri."
'Heyecan ve gurur doluyuz'
Prof. Dr. Mehmet Zeyrek: LHC mega-bilim projesinin tasarlandığı 1990'ların başından beri bu fikirle haşır neşir birisi ve 1995 yılında ODTÜ grubunun LHC deneylerinden CMS'de yer almasını öneren kişi olarak heyecanım sonsuz. Beni en çok heyecanlandıran şey ise ulaşılacak yüksek enerji sınırlarında doğanın şifresini çözmeye yönelik olası sürpriz sonuçların elde edilebilecek olmasıdır.
CMS ODTÜ ekip lideri Doç. Dr. Meltem Serin: Gelinen bugünkü bilimsel seviye insanlık adına gurur verici. Bu oluşumda, hem de özellikle bir Türk grubunun dahilinde yer almak bana son derece gurur ve heyecan veriyor.
Boğaziçi CMS ekibi adına, ekip başkanı Prof. Dr. Erhan Gülmez: Projedeki tüm arkadaşlar olarak bilimin en uç noktalarında, en son teknolojileri kullanarak ve bu teknolojilerin geliştirilmesine katkıda bulunarak çalışmaktan büyük zevk alıyoruz. Bu proje sonunda elde edeceklerimizden Türkiye'nin de kazanç sağlaması ayrı bir övünç kaynağı olacak.
Çukurova Üniversitesi CMS ekibi adına ekip başkanı Prof. Dr. Gülsen Önengut: Bilimin en ön saflarındaki bu projede çalışıyor ve katkıda bulunuyor olmaktan gurur ve heyecan duyuyoruz. Ancak Türkiye'nin CERN'e hâlâ üye olmaması nedeniyle CERN'deki bir takım imkânları kullanamamamız, CERN çalışmaları için desteğin hangi kurumdan geleceğine dair belirsizliklerin olması gibi sıkıntılarımız var. Yine de giderek artan sayıda gencimizi dünyanın en önde gelen araştırma merkezinde eğitebildigimiz için mutluyuz.
ODTÜ CMS ekibi doktora öğrencileri:
Sezen Sekmen: Zamanın en büyük bilimsel olayına dahil olmak gurur verici. Bilim uzun zamandır deneysel keşifte kış uykusunda. Şimdi uyanmak üzere ve evrene dair anlayışımıza büyük katkıda bulunacak olay gerçekleşecek.
Efe Yazgan: CMS benim için Kolomb'un gemisi gibi. Keşif için bir maceraya çıktık. Ama önce tayfalarla birlikte Higgs parçacığının ve diğer olabilecek yeni parçacıkların kendilerini nasıl göstereceklerini anlamamız gerek, yoksa keşfettiğimiz Amerika'yı Hindistan sanabiliriz.
Halil Gamsızkan: CERN'in ev sahipliği yaptığı deney projeleri dünya çapında bilim insanlarını, mühendisleri, teknisyenleri, bilgi işlem uzmanları ve daha pek çok insanı bilim gibi ticari veya politik olmayan bir amaç uğruna bir araya getirerek belki de bir ilki başardı.
Çiğdem Özkan: CERN geleceğe ve evrene ışık tutan, dünyanın en büyük ve en hızlı gelişen laboratuvarlarındandır. Bunun parçası olmak büyük bir zevk.
Dünyanın en büyük süper iletken mıknatısı, yer altına indiriliyor. Mıknatıs, Avrupa Nükleer Araştırma Merkezi CERN’in yeraltı laboratuvarındaki Büyük Hadron Çarpıştırıcısı ile parçacık çarpıştırma deneyi yapılmasını sağlayacak.
Dünyanın en büyük süper iletken mıknatısı, evrenin sırlarının ortaya çıkarılması çabalarında dönüm noktası olabileceği düşünülen fizik deneyi için yer altına indiriliyor.
Yaklaşık iki bin tonluk devasa mıknatıs, Fransa-İsviçre sınırının 100 metre altından geçen 27 kilometre uzunluğundaki tünele yerleştirilecek. Mıknatısın Avrupa Nükleer Araştırma Merkezi CERN’e ait tünele yerleştirilmesi işlemi sabahın erken saatlerinde başladı. İşlem, hiçbir sorun çıkmazsa yaklaşık 11 saat sürecek.
İşlemin teknik koordinatörü Austin Ball, 16 metre yüksekliğinde, 17 metre genişliğinde ve 13 metre boyundaki mıknatısın, yer altında 15 parçayla daha birleştirileceğini söyledi.
AMAÇ EVRENİN İLK ZAMANLARINI ANLAMAK
Mıknatıs, CERN’in yeraltı laboratuvarındaki Büyük Hadron Çarpıştırıcısı LHC ile parçacık çarpıştırma deneyi yapılmasını sağlayacak. Deneyin temel amacı, maddeyi oluşturan parçacıkları inceleyerek, evrenin işleyişi hakkında daha fazla bilgiye sahip olmak.
Büyük Hadron Çarpıştırıcısı LHC isimli parçacık hızlandırıcısında, atom çekirdeğindeki protonlar çok yüksek enerjiyle çarpıştırılacak. Şimdiye kadar inşa edilen en büyük ve en yüksek enerjili parçacık hızlandırıcısı olan LHC’deki çarpışma sonucunda ortaya çıkacak parçacıkların evrenin işleyişindeki rolleri incelenecek.
LHC’de protonlar, tünelin çevresine de yerleştirilen süper iletken mıknatıs parçaları tarafından yönlendirilecek. Böylece zıt yönlerde dönen iki proton ışını üretilecek. Bilim dünyası, çarpışmalar sonunda şimdiye kadar keşfedilmemiş yeni parçacıkların açığa çıkmasını bekliyor.
Deney, evrenin başlangıcını oluşturan Büyük Patlama-Big Bang’den sonra ortaya çıkan büyük enerji yoğunluğunu tekrar yaratarak, parçacıkların yine ortaya çıkmasını sağlayacak. Böylece fizik modellerinin temelini oluşturan ve parçacıklara kütle özelliğini veren ‘Higgs’ parçacığı da tekrar ortaya çıkarılıp gözlemlenebilecek.
CERN, 12 Avrupa ülkesi tarafından 1954 yılında kurulan ilk parçacık araştırma laboratuvarı.
Büyük Patlama Deneyi, 2008 Yılına Ertelendi
Evrenin gizemlerine ışık tutması planlanan Büyük Patlama simülasyonu deneyinin, 2008 yılının Nisan ya da Mayıs ayına ertelendiği açıklandı. CERN yetkililerince yapılan açıklamada, 2007 yılının Ekim ayında yapılması planlanan deneyin, donanımda karşılaşılan ufak tefek güçlükler nedeniyle ertelenmesine karar verildiği belirtildi.
Dünyanın en büyük fizik ve nükleer araştırma merkezi olarak bilinen İsviçre'deki Avrupa Nükleer Araştırma Örgütü'nde (CERN) görev yapan parçacık fiziği uzmanı Yrd.Doç. Dr. Bilge Demirköz, başarılarıyla adından söz ettiriyor. Ölmeseydi Arık da bu deneyde yer alacaktı.
CERN'in en başarılı bilim insanları arasında gösterilen Yrd.Doç. Dr. Bilge Demirköz, 1.5 yıldır üzerinde çalıştığı Atlas Projesi'yle İsviçre'de adından söz ettiriyor.
Atlas Projesi hakkında bilgi veren Yrd. Doç. Dr. Demirköz Atlas'ın, dünyanın en büyük parçacık dedektörü olduğunu kaydederek deneyin dünyanın oluşumuyla ilgili yeni ipuçlarını ortaya çıkaracağını belirtti.
Bilge Demirköz, geçtiğimiz günlerde Isparta'daki uçak kazasında hayatını kaybeden Prof. Dr. Engin Arık'ın öğrencisi olduğunu kaydederek, "Benim de mensubu olduğum Türk Fizikçileri grubu içinde Isparta'daki uçak kazasında kaybettiğimiz rahmetli Prof. Dr. Engin Arık hocamız da var.
Benim CERN'e girmeme ve Atlas Projesi'nde görev almama kendisi sebep olmuştu. Burada birlikte çalışmıştık. Prof. Dr. Engin Arık'ın ve diğer meslektaşlarımızın aramızdan ayrılması Türkiye için çok büyük bir kayıptır" dedi.
Yrd.Doç. Dr. Demirköz, Türkiye'nin önümüzdeki yıllarda fizik alanında daha fazla ilerlemesini ümit ettiğini kaydederek, "CERN'in kuruluşunda tam üye olan 19 ülke var ancak Türkiye üye değil. Biz burada toplantılara gözlemci olarak katılıyoruz. Üyelik için 19 ülke her yıl 20 milyon dolar aidat ödüyor.
Tahmin ediyorum bu para Türkiye'ye fazla geldiği için CERN'e üye değiliz ve dolayısıyla fazla söz sahibi olamıyoruz" dedi.
Tarihin en büyük fizik deneyi
Merkezi İsviçre'nin Cenevre kentinde bulunan CERN, 36 ülke ve 2 binden fazla fizikçinin katılımıyla tarihin en büyük fizik deneyini gerçekleştiriyor.
Yerin 90 metre altında gerçekleştirilen deneyde Türkiye üç ayrı ekiple yer alıyor. Bilim dünyasının 10 yıldan fazla bir süredir hazırlandığı ve yarım milyar İsviçre Frangı'na (580 milyon YTL) mal olan deneyin temel amacı maddeyi oluşturan parçacıkları inceleyerek, evrenin işleyişi hakkında daha fazla bilgiye sahip olmak.
Söz konusu projede geçtiğimiz günlerde Isparta'daki uçak kazasında hayatını kaybeden Prof.Dr. Engin Arık da yer alıyordu.
CERN'e kıyamet davası
İsviçre'deki Avrupa Nükleer Araştırmalar Merkezi'ndeki (CERN) parçacık hızlandırma projesi bilim dünyasının ilk gündemi. Tabi bazı kıyamet alametçilerinin de... Projenin bir "kara delik" açarak dünyanın sonunu getireceğini savunan Walter L. Wagner ve Luis Sancho, "Büyük Hadron Çarpıştırıcısının" yasalara aykırı olduğu gerekçesiyle Havai'de dava açtı. CERN yetkilileri, kıyamet riskinin neredeyse imkansız olduğunu söyledi. Deneyde protonlar çarpıştırılarak "Bing Bang"in yeniden gerçekleştirilmesi, madde ve anti madde oluşturulması hedefleniyor.
Bu deney dünyanın sonunu getirebilir
İsviçre'de Cern Araştırma Merkezi tarafından 14 yılda geliştirilen ve 8 milyar dolara mâl olan dev makine bu yaz çalışacak. Bilim adamları da küçük bir "big bang" yaratacak makineyi takip ederek dünyanın nasıl oluştuğunu anlamaya çalışacak.
Bilim adamları bu deneyle evrendeki her kütlenin yapı taşını oluşturan 'Tanrı maddesi'ni bulmayı amaçlıyor. Deney İsviçre'deki CERN Araştırma Merkezi'nde yapılacak.1992 yılında start verilen bu deney için şimdiye kadar 200 milyon dolar harcandı. Deney için inşa edilen 'deney odası', 42 metre uzunluğunda, 22 metre genişliğinde ve içinde 22 metre yüksekliğinde dev bir 'mıknatıs dedektörü' içeriyor.Ünlü yazar Dan Brown uyarıyor
Ancak ünlü yazar Dan Brown'a göre bu deney bir kara delik oluşturup dünyanın sonunu getirecek. Brown'a göre, kainatı oluşturan "Büyük Patlama"nın bir benzerinin yapılacağı bu deney çok önemli bir risk içeriyor.
Eğer işler ters giderse dünyayı içine çekebilecek bir 'kara delik' ortaya çıkabilir. Da Vinci Şifresi'nin yazarı Dan Brown "Melekler ve Şeytanlar" adlı kitabında 2007'deki deneyin kıyameti başlatacağını yazmıştı. Araştırmaya katılan bilimadamları ise dünyanın sonunu getirmeyeceklerini aksine tarihi bir buluşa imza atacaklarını savunuyor. Fiziğin temel kurallarına göre bir cismin 16 farklı maddeden oluştuğuna inanılıyor. Ancak bu maddelerin birleşiminde 'kütle' ortaya çıkmıyor. Kütlenin oluşumunu sağlayan unsurun 'Tanrı maddesi' olduğu belirtiliyor. İşte Atlas Projesi'yle bunun ortaya çıkarılması amaçlanıyor.
BİLİM ADAMLARI DAVA AÇTI
Şimdi iki bilim adamı makinenin beklenenden büyük bir kara delik yaratarak dünyayı içine alacağı iddiasıyla çalışmanın durdurulması için dava açtı.
Walter Wagner ve Luis Sancho isimli uzmanların Amerikan mahkemesinde açtığı dava yasalolarak Cern'i bağlamıyor.
Ama ikili ABD Enerji Bakanlığı'nın desteği kesmesinin bile yeterli olacağını söylüyor. Cern yetkilileri "Doğa'da ve ayda bzim yaptığımız deneyein kat be kat güçlüsü enerji patlamaları her gün oluyor. Dev kara delik teorisi saçmalık"
CERN nedir?
CERN Nükleer Araştırmalar için Avrupa Konseyi anlamına gelen Fransızca "Conseil Européen pour la Recherche Nucléaire" sözcüklerinin kısaltmasıdır. Bu kurum, İsviçre ve Fransa sınırında yer alan dünyanın en büyük parçacık fiziği laboratuvarıdır. 1954 yılında 12 ülkenin katılımıyla kurulmuş olan CERN'in günümüzde 20 asil üyesine ilaveten Türkiye'nin de aralarında bulunduğu 8 "gözlemci" üyesi vardır.
Bu tesis dünyanın sonunu mu getirecek?
İsviçre'de Cern Araştırma Merkezi tarafından 14 yılda geliştirilen ve 8 milyar dolara mâl olan dev makine bu yaz çalışacak.
Bilim adamları da küçük bir "big bang" yaratacak makineyi takip ederek dünyanın nasıl oluştuğunu anlamaya çalışacak.
Şimdi iki bilim adamı makinenin beklenenden büyük bir kara delik yaratarak dünyayı içine alacağı iddiasıyla çalışmanın durdurulması için dava açtı.
Walter Wagner ve Luis Sancho isimli uzmanların Amerikan mahkemesinde açtığı dava yasal olarak Cern'i bağlamıyor.
Cern yetkilileri "Doğa'da ve ayda bzim yaptığımız deneyein kat be kat güçlüsü enerji patlamaları her gün oluyor. Dev kara delik teorisi saçmalık" dedi.
CERN, Nükleer Araştırmalar için Avrupa Konseyi anlamına gelen Fransızca "Conseil Européen pour la Recherche Nucléaire" sözcüklerinin kısaltmasıdır.
Bu kurum, İsviçre ve Fransa sınırında yer alan dünyanın en büyük parçacık fiziği laboratuvarıdır.
1954 yılında 12 ülkenin katılımıyla kurulmuş olan CERN'in günümüzde 20 asil üyesine ilaveten Türkiye'nin de aralarında bulunduğu 8 "gözlemci" üyesi vardır.
Evrenin oluşumu gözlenecek
Deneyin önümüzdeki eylül ayında gerçekleştirilmesi planlanıyor. İsviçre'de bulunan CERN laboratuvarında inşa edilen Büyük Hadron Çarpıştırıcısı (LHC) isimli parçacık hızlandırıcısında, atom çekirdeğinde bulunan proton adlı parçacıklar çok yüksek enerjiyle çarpıştırılacak. Şimdiye kadar inşa edilen en büyük ve en yüksek enerjili parçacık hızlandırıcı olan LHC'deki çarpışma sonucunda ortaya çıkacak parçacıkların evrenin işleyişindeki rolleri incelenecek. LHC'de protonlar tünelin çevresine yerleştirilmiş yaklaşık 10 bin adet dev süper iletken mıknatıs tarafından yönlendirilecek. Böylece zıt yönlerde dönen iki proton ışını üretilecek. Bilim dünyası çarpışmalar sonunda şimdiye kadar keşfedilmemiş yeni parçacıkların açığa çıkmasını bekliyor.
Deney, evreni her şeyiyle başlatan 'büyük patlama'dan (Big Bang) sonra ortaya çıkan büyük enerji yoğunluğunu tekrar yaratarak parçacıkların tekrar ortaya çıkmasını sağlayacak. Böylece fizik modellerinin temelini oluşturan ve maddeye kütle özelliğini veren 'Higgs' parçacığı da tekrar ortaya çıkarılıp gözlemlenebilecek.
Fizik kuramları değişebilir
Dev deney her şeyden önce bilim dünyasının doğada cevap vermeye çalıştığı sorulara yanıt arayacak. ODTÜ CMS ekibi başkanı Doç. Dr. Meltem Serin ve Prof. Dr. Mehmet Zeyrek CMS projesiyle atom, molekül ve canlı yapısının nasıl oluştuğuna dair yeni sonuçlar beklediklerini açıklıyor. Bu, bilinen fizik kuramlarının da gelişebileceği ya da değişebileceği anlamına geliyor. Evrenin yüzde 27'sini oluşturan ve 'karanlık madde' olarak tanımlanan enerji biçimi hakkında bilgiye erişilmesi de hedefler arasında.
Doç. Dr. Meltem Serin, deneyin evrenin geleceğinin nasıl olacağı konusunda da ipuçları vereceğini belirtiyor. Deney için geliştirilen dedektörler ileride yeni teknolojiler geliştirilmesine de ön ayak olacak. Dedektörler, başta hızlı iletişim sistemleri olmak üzere, daha hızlı, çok daha yüksek kapasiteli bilgisayarların, süper iletkenlerin oluşturulmasında ve kanser terapisi alanında kullanılarak önemli teknolojik-tıbbi gelişmelerin önü açılacak.
'Bilim dünyasının Avrupa Birliği' olarak bilinen CERN laboratuvarındaki bu çalışmalara, Türkiye 1960'lı yıllardan beri gözlemci statüsüyle katılıyor. Bu Türkiye'ye bütçeye katkıda bulunmadan deneylere katılabilme özelliğini veren bir konum. Türkiye'nin deneye katkısı dedektör inşası ve fizik analizinde oldu. Boğaziçi Üniversitesi CMS grubu başkanı Prof. Dr. Erhan Gülmez, Türkiye'nin TÜBİTAK ve Türkiye Atom Enerjisi Kurumu'nun da destekleriyle CMS dedektörünün yapılmasına da katkı sunduğunu açıklıyor. Bilimin en uç noktalarındaki bu projede kullanılacak olan dev dedektörün alt parçalarında iki ayrı Türk firmasının katkısı bulunuyor.
Deneyin tehlikesi yok
ODTÜ CMS ekibinden Prof. Dr. Mehmet Zeyrek, yerin 100 metre altında gerçekleştirilecek dev proton çarpıştırmasının herhangi bir istenmeyen patlamaya ya da radyasyon sızıntısına neden olmayacağını şu sözlerle açıklıyor: "CERN laboratuvarı ve benzeri deney merkezleri yerin metrelerce altında bulunur. Bu alanların üzerine çiftlik kurulur, inekler otlar, hatta üzüm bağları bulunur. Bu, güvenilirliğinin en büyük kanıtlarından biri."
'Heyecan ve gurur doluyuz'
Prof. Dr. Mehmet Zeyrek: LHC mega-bilim projesinin tasarlandığı 1990'ların başından beri bu fikirle haşır neşir birisi ve 1995 yılında ODTÜ grubunun LHC deneylerinden CMS'de yer almasını öneren kişi olarak heyecanım sonsuz. Beni en çok heyecanlandıran şey ise ulaşılacak yüksek enerji sınırlarında doğanın şifresini çözmeye yönelik olası sürpriz sonuçların elde edilebilecek olmasıdır.
CMS ODTÜ ekip lideri Doç. Dr. Meltem Serin: Gelinen bugünkü bilimsel seviye insanlık adına gurur verici. Bu oluşumda, hem de özellikle bir Türk grubunun dahilinde yer almak bana son derece gurur ve heyecan veriyor.
Boğaziçi CMS ekibi adına, ekip başkanı Prof. Dr. Erhan Gülmez: Projedeki tüm arkadaşlar olarak bilimin en uç noktalarında, en son teknolojileri kullanarak ve bu teknolojilerin geliştirilmesine katkıda bulunarak çalışmaktan büyük zevk alıyoruz. Bu proje sonunda elde edeceklerimizden Türkiye'nin de kazanç sağlaması ayrı bir övünç kaynağı olacak.
Çukurova Üniversitesi CMS ekibi adına ekip başkanı Prof. Dr. Gülsen Önengut: Bilimin en ön saflarındaki bu projede çalışıyor ve katkıda bulunuyor olmaktan gurur ve heyecan duyuyoruz. Ancak Türkiye'nin CERN'e hâlâ üye olmaması nedeniyle CERN'deki bir takım imkânları kullanamamamız, CERN çalışmaları için desteğin hangi kurumdan geleceğine dair belirsizliklerin olması gibi sıkıntılarımız var. Yine de giderek artan sayıda gencimizi dünyanın en önde gelen araştırma merkezinde eğitebildigimiz için mutluyuz.
ODTÜ CMS ekibi doktora öğrencileri:
Sezen Sekmen: Zamanın en büyük bilimsel olayına dahil olmak gurur verici. Bilim uzun zamandır deneysel keşifte kış uykusunda. Şimdi uyanmak üzere ve evrene dair anlayışımıza büyük katkıda bulunacak olay gerçekleşecek.
Efe Yazgan: CMS benim için Kolomb'un gemisi gibi. Keşif için bir maceraya çıktık. Ama önce tayfalarla birlikte Higgs parçacığının ve diğer olabilecek yeni parçacıkların kendilerini nasıl göstereceklerini anlamamız gerek, yoksa keşfettiğimiz Amerika'yı Hindistan sanabiliriz.
Halil Gamsızkan: CERN'in ev sahipliği yaptığı deney projeleri dünya çapında bilim insanlarını, mühendisleri, teknisyenleri, bilgi işlem uzmanları ve daha pek çok insanı bilim gibi ticari veya politik olmayan bir amaç uğruna bir araya getirerek belki de bir ilki başardı.
Çiğdem Özkan: CERN geleceğe ve evrene ışık tutan, dünyanın en büyük ve en hızlı gelişen laboratuvarlarındandır. Bunun parçası olmak büyük bir zevk.
Dünyanın en büyük süper iletken mıknatısı, yer altına indiriliyor. Mıknatıs, Avrupa Nükleer Araştırma Merkezi CERN’in yeraltı laboratuvarındaki Büyük Hadron Çarpıştırıcısı ile parçacık çarpıştırma deneyi yapılmasını sağlayacak.
Dünyanın en büyük süper iletken mıknatısı, evrenin sırlarının ortaya çıkarılması çabalarında dönüm noktası olabileceği düşünülen fizik deneyi için yer altına indiriliyor.
Yaklaşık iki bin tonluk devasa mıknatıs, Fransa-İsviçre sınırının 100 metre altından geçen 27 kilometre uzunluğundaki tünele yerleştirilecek. Mıknatısın Avrupa Nükleer Araştırma Merkezi CERN’e ait tünele yerleştirilmesi işlemi sabahın erken saatlerinde başladı. İşlem, hiçbir sorun çıkmazsa yaklaşık 11 saat sürecek.
İşlemin teknik koordinatörü Austin Ball, 16 metre yüksekliğinde, 17 metre genişliğinde ve 13 metre boyundaki mıknatısın, yer altında 15 parçayla daha birleştirileceğini söyledi.
AMAÇ EVRENİN İLK ZAMANLARINI ANLAMAK
Mıknatıs, CERN’in yeraltı laboratuvarındaki Büyük Hadron Çarpıştırıcısı LHC ile parçacık çarpıştırma deneyi yapılmasını sağlayacak. Deneyin temel amacı, maddeyi oluşturan parçacıkları inceleyerek, evrenin işleyişi hakkında daha fazla bilgiye sahip olmak.
Büyük Hadron Çarpıştırıcısı LHC isimli parçacık hızlandırıcısında, atom çekirdeğindeki protonlar çok yüksek enerjiyle çarpıştırılacak. Şimdiye kadar inşa edilen en büyük ve en yüksek enerjili parçacık hızlandırıcısı olan LHC’deki çarpışma sonucunda ortaya çıkacak parçacıkların evrenin işleyişindeki rolleri incelenecek.
LHC’de protonlar, tünelin çevresine de yerleştirilen süper iletken mıknatıs parçaları tarafından yönlendirilecek. Böylece zıt yönlerde dönen iki proton ışını üretilecek. Bilim dünyası, çarpışmalar sonunda şimdiye kadar keşfedilmemiş yeni parçacıkların açığa çıkmasını bekliyor.
Deney, evrenin başlangıcını oluşturan Büyük Patlama-Big Bang’den sonra ortaya çıkan büyük enerji yoğunluğunu tekrar yaratarak, parçacıkların yine ortaya çıkmasını sağlayacak. Böylece fizik modellerinin temelini oluşturan ve parçacıklara kütle özelliğini veren ‘Higgs’ parçacığı da tekrar ortaya çıkarılıp gözlemlenebilecek.
CERN, 12 Avrupa ülkesi tarafından 1954 yılında kurulan ilk parçacık araştırma laboratuvarı.
Büyük Patlama Deneyi, 2008 Yılına Ertelendi
Evrenin gizemlerine ışık tutması planlanan Büyük Patlama simülasyonu deneyinin, 2008 yılının Nisan ya da Mayıs ayına ertelendiği açıklandı. CERN yetkililerince yapılan açıklamada, 2007 yılının Ekim ayında yapılması planlanan deneyin, donanımda karşılaşılan ufak tefek güçlükler nedeniyle ertelenmesine karar verildiği belirtildi.
Dünyanın en büyük fizik ve nükleer araştırma merkezi olarak bilinen İsviçre'deki Avrupa Nükleer Araştırma Örgütü'nde (CERN) görev yapan parçacık fiziği uzmanı Yrd.Doç. Dr. Bilge Demirköz, başarılarıyla adından söz ettiriyor. Ölmeseydi Arık da bu deneyde yer alacaktı.
CERN'in en başarılı bilim insanları arasında gösterilen Yrd.Doç. Dr. Bilge Demirköz, 1.5 yıldır üzerinde çalıştığı Atlas Projesi'yle İsviçre'de adından söz ettiriyor.
Atlas Projesi hakkında bilgi veren Yrd. Doç. Dr. Demirköz Atlas'ın, dünyanın en büyük parçacık dedektörü olduğunu kaydederek deneyin dünyanın oluşumuyla ilgili yeni ipuçlarını ortaya çıkaracağını belirtti.
Bilge Demirköz, geçtiğimiz günlerde Isparta'daki uçak kazasında hayatını kaybeden Prof. Dr. Engin Arık'ın öğrencisi olduğunu kaydederek, "Benim de mensubu olduğum Türk Fizikçileri grubu içinde Isparta'daki uçak kazasında kaybettiğimiz rahmetli Prof. Dr. Engin Arık hocamız da var.
Benim CERN'e girmeme ve Atlas Projesi'nde görev almama kendisi sebep olmuştu. Burada birlikte çalışmıştık. Prof. Dr. Engin Arık'ın ve diğer meslektaşlarımızın aramızdan ayrılması Türkiye için çok büyük bir kayıptır" dedi.
Yrd.Doç. Dr. Demirköz, Türkiye'nin önümüzdeki yıllarda fizik alanında daha fazla ilerlemesini ümit ettiğini kaydederek, "CERN'in kuruluşunda tam üye olan 19 ülke var ancak Türkiye üye değil. Biz burada toplantılara gözlemci olarak katılıyoruz. Üyelik için 19 ülke her yıl 20 milyon dolar aidat ödüyor.
Tahmin ediyorum bu para Türkiye'ye fazla geldiği için CERN'e üye değiliz ve dolayısıyla fazla söz sahibi olamıyoruz" dedi.
Tarihin en büyük fizik deneyi
Merkezi İsviçre'nin Cenevre kentinde bulunan CERN, 36 ülke ve 2 binden fazla fizikçinin katılımıyla tarihin en büyük fizik deneyini gerçekleştiriyor.
Yerin 90 metre altında gerçekleştirilen deneyde Türkiye üç ayrı ekiple yer alıyor. Bilim dünyasının 10 yıldan fazla bir süredir hazırlandığı ve yarım milyar İsviçre Frangı'na (580 milyon YTL) mal olan deneyin temel amacı maddeyi oluşturan parçacıkları inceleyerek, evrenin işleyişi hakkında daha fazla bilgiye sahip olmak.
Söz konusu projede geçtiğimiz günlerde Isparta'daki uçak kazasında hayatını kaybeden Prof.Dr. Engin Arık da yer alıyordu.
CERN'e kıyamet davası
İsviçre'deki Avrupa Nükleer Araştırmalar Merkezi'ndeki (CERN) parçacık hızlandırma projesi bilim dünyasının ilk gündemi. Tabi bazı kıyamet alametçilerinin de... Projenin bir "kara delik" açarak dünyanın sonunu getireceğini savunan Walter L. Wagner ve Luis Sancho, "Büyük Hadron Çarpıştırıcısının" yasalara aykırı olduğu gerekçesiyle Havai'de dava açtı. CERN yetkilileri, kıyamet riskinin neredeyse imkansız olduğunu söyledi. Deneyde protonlar çarpıştırılarak "Bing Bang"in yeniden gerçekleştirilmesi, madde ve anti madde oluşturulması hedefleniyor.
Bu deney dünyanın sonunu getirebilir
İsviçre'de Cern Araştırma Merkezi tarafından 14 yılda geliştirilen ve 8 milyar dolara mâl olan dev makine bu yaz çalışacak. Bilim adamları da küçük bir "big bang" yaratacak makineyi takip ederek dünyanın nasıl oluştuğunu anlamaya çalışacak.
Bilim adamları bu deneyle evrendeki her kütlenin yapı taşını oluşturan 'Tanrı maddesi'ni bulmayı amaçlıyor. Deney İsviçre'deki CERN Araştırma Merkezi'nde yapılacak.1992 yılında start verilen bu deney için şimdiye kadar 200 milyon dolar harcandı. Deney için inşa edilen 'deney odası', 42 metre uzunluğunda, 22 metre genişliğinde ve içinde 22 metre yüksekliğinde dev bir 'mıknatıs dedektörü' içeriyor.Ünlü yazar Dan Brown uyarıyor
Ancak ünlü yazar Dan Brown'a göre bu deney bir kara delik oluşturup dünyanın sonunu getirecek. Brown'a göre, kainatı oluşturan "Büyük Patlama"nın bir benzerinin yapılacağı bu deney çok önemli bir risk içeriyor.
Eğer işler ters giderse dünyayı içine çekebilecek bir 'kara delik' ortaya çıkabilir. Da Vinci Şifresi'nin yazarı Dan Brown "Melekler ve Şeytanlar" adlı kitabında 2007'deki deneyin kıyameti başlatacağını yazmıştı. Araştırmaya katılan bilimadamları ise dünyanın sonunu getirmeyeceklerini aksine tarihi bir buluşa imza atacaklarını savunuyor. Fiziğin temel kurallarına göre bir cismin 16 farklı maddeden oluştuğuna inanılıyor. Ancak bu maddelerin birleşiminde 'kütle' ortaya çıkmıyor. Kütlenin oluşumunu sağlayan unsurun 'Tanrı maddesi' olduğu belirtiliyor. İşte Atlas Projesi'yle bunun ortaya çıkarılması amaçlanıyor.
BİLİM ADAMLARI DAVA AÇTI
Şimdi iki bilim adamı makinenin beklenenden büyük bir kara delik yaratarak dünyayı içine alacağı iddiasıyla çalışmanın durdurulması için dava açtı.
Walter Wagner ve Luis Sancho isimli uzmanların Amerikan mahkemesinde açtığı dava yasalolarak Cern'i bağlamıyor.
Ama ikili ABD Enerji Bakanlığı'nın desteği kesmesinin bile yeterli olacağını söylüyor. Cern yetkilileri "Doğa'da ve ayda bzim yaptığımız deneyein kat be kat güçlüsü enerji patlamaları her gün oluyor. Dev kara delik teorisi saçmalık"
CERN nedir?
CERN Nükleer Araştırmalar için Avrupa Konseyi anlamına gelen Fransızca "Conseil Européen pour la Recherche Nucléaire" sözcüklerinin kısaltmasıdır. Bu kurum, İsviçre ve Fransa sınırında yer alan dünyanın en büyük parçacık fiziği laboratuvarıdır. 1954 yılında 12 ülkenin katılımıyla kurulmuş olan CERN'in günümüzde 20 asil üyesine ilaveten Türkiye'nin de aralarında bulunduğu 8 "gözlemci" üyesi vardır.
Bu tesis dünyanın sonunu mu getirecek?
İsviçre'de Cern Araştırma Merkezi tarafından 14 yılda geliştirilen ve 8 milyar dolara mâl olan dev makine bu yaz çalışacak.
Bilim adamları da küçük bir "big bang" yaratacak makineyi takip ederek dünyanın nasıl oluştuğunu anlamaya çalışacak.
Şimdi iki bilim adamı makinenin beklenenden büyük bir kara delik yaratarak dünyayı içine alacağı iddiasıyla çalışmanın durdurulması için dava açtı.
Walter Wagner ve Luis Sancho isimli uzmanların Amerikan mahkemesinde açtığı dava yasal olarak Cern'i bağlamıyor.
Cern yetkilileri "Doğa'da ve ayda bzim yaptığımız deneyein kat be kat güçlüsü enerji patlamaları her gün oluyor. Dev kara delik teorisi saçmalık" dedi.
CERN, Nükleer Araştırmalar için Avrupa Konseyi anlamına gelen Fransızca "Conseil Européen pour la Recherche Nucléaire" sözcüklerinin kısaltmasıdır.
Bu kurum, İsviçre ve Fransa sınırında yer alan dünyanın en büyük parçacık fiziği laboratuvarıdır.
1954 yılında 12 ülkenin katılımıyla kurulmuş olan CERN'in günümüzde 20 asil üyesine ilaveten Türkiye'nin de aralarında bulunduğu 8 "gözlemci" üyesi vardır.